Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

mehmet

Admin
  • Content Count

    356
  • Joined

  • Last visited

Community Reputation

15 Nötr

About mehmet

  • Rank
    Super Moderator
  • Birthday 09/21/1988

Profil Bilgisi

  • Cinsiyet
    Erkek

Recent Profile Visitors

9,884 profile views
  1. Ak Parti Beykoz İlçe Gençlik Kolları'ndan gelen talep üzerine sağlamış olduğumuz katkı neticesinde tertip edilen" Üstad Necip Fazıl Kısakürek'i Anma ve Anlama" programına tüm üyelerimiz davetlidir. Kıymetli adminimizin de Mehmet Niyazi Özdemir Hoca ile beraber konuşmacı olarak katılacağı programa hali-vakti müsait olanların iştirak etmelerini gönülden dilerim. Her platformda Üstad'ı anlatmayı kendine gaye edinmiş sitemizin ve yöneticilerimizin bu programa katkılarının ve iştiraklerinin altında hiçbir siyasi mülahaza yatmadığını da özellikle beyan etmek isterim. Yer: Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi ( Anadolu Hisarı- Beykoz) Tarih/ Saat: 26.05.2010 Çarşamba / 19:30 Not: Bu başlık altında programa katılacağını yazan üyelerimize detaylı bilgi ve iletişim numarası ÖM yolu ile bildirilecektir.
  2. mehmet

    O Zeybek

    Daha evvelden zeybek adlı şiirin işlenmiş olması ve sizin açmış olugunuz konununda bu bölümle alakalı olması hasebi ile konular birleştirilmiştir. Sorunuzun cevabı da ziyadesiyle mevcuttur. Ayrıyetten yorum yapmaya lüzum yoktur. Saygılarımla...
  3. mehmet

    Nefs

    Geceler toprağa benimle inmiş. Kasırga benimle kopmuş denizde. Sanırım vebalı elim gezinmiş, Çürüyen ağaçta, hasta benizde. Cinnet, şüphe, korku, benim eserim; Sıcak kalbinizde gizlidir yerim, Bir kurdum ki, sizi hep diş diş yerim Ve gezerim her gün elbisenizde…
  4. 1564’te Stratford-Upon-Avon’da doğan Shakespeare’in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır. Hali vakti yerinde bir esnaf olan, aynı zamanda yerel yönetimde sulh hakimliği ve belediye başkanlığı gibi önemli görevler üstlenen John Shakespeare’in üçüncü çocuğu ve en büyük oğludur. Babasının maddi durumu daha sonraki yıllarda bozulsa da Shakespeare’in diğer eşraf çocukları gibi ilkokuldan sonra eğitim dili Latince olan King’s New School adlı ortaöğretim okuluna devam ettiğine ve burada Roma edebiyatının klasikleriyle tanıştığına kesin gözle bakabiliriz. Üniversiteye gitmeyen Shakespeare’in Latincesinin düzeyini tam olarak bilemediğimizden kaynak olarak kullandığı bazı eserleri asıllarından mı, yoksa çevirilerinden mi okuduğu hakkında bir şey söyleyemiyoruz. 1582’de on sekiz yaşındayken kendisinden sekiz yaş büyük Anne Hattaway ile evlenen Shakespeare’in bu evlilikten beş çocuğu olmuş ancak oğlu Hammlet’i 1596’da kaybetmiştir. 1585 yılı ile 1590’ların başı arasındaki yaşamı hakkında elimizde güvenilir bilgi yok. Ancak Shakespeare’in bu yıllar içinde Londra’ya gelip aktör ve oyun yazarı olarak tiyatroculuk mesleğine başladığını ve kısa zamanda ün kazandığını biliyoruz. Londra’da yaşadığı yıllarda Stratford ve ailesiyle ilişkisini düzenli olarak sürdüren Shakespeare’in profesyonel yaşamı çok yoğun geçmiş. Soneleri (“Sonnets”), konularını klasik mitolojiden alan iki uzun öyküsel şiiri (“Venus and Adonis” ve “The Rape of Lucrece”) ve oyunlarıyla tanınan Shakespeare yazarlık ve aktörlüğün yanı sıra çalıştığı tiyatro kumpanyasının altı ortağından biriydi. Eline geçen paranın önemli bir kısmıyla emlak satın almış ve bu yatırımlar sayesinde 1610’da Stratford’a oldukça varlıklı bir kişi olarak dönmüştür. İşleriyle ilgili olarak ara sıra Londra’ya gitse de yaşamının son dönemini Stratford’da geçiren Shakespeare 23 Nisan 1616’da ölür. 66'INCI SONEDEN Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e.....
  5. mehmet

    Resul

    Başı önünde, bir gün, inerken dağ yolundan. O'nu bir ses durdurdu, çekmiş gibi kolundan. Önü boş, arkası boş; bakındı, ne can, ne iz... Sükût bir taş ocağı, açılmış dehliz dehliz. Duyduğu ses topraktan gelmiş olmasa gerek, Humma dolu gözlerle göklere döndü, ürkek... Aman!... İşte orada, derinde mi derinde, Vahyin şanlı Meleği, bir kürsü üzerinde... Bir çakıntı, bir parıltı, göze mil çeken ışık; Koşarak indi dağdan, etekleri dolaşık... Birden ne görse iyi; her yerde aynı şekil, Sayısız aynalarda tek tecelli: Cebrail... Eve koştu, dişleri birbirine vurmakta.. O'nu, akıl yakıcı bir rüzgâr savurmakta... Dedi: «Soğuk su dökün üstüme kırbalarla, Ve sarın vücudumu, sımsıkı abalarla...» Zangır zangır bir yatak, örtü üstünde örtü... Ve birden, oracıkta bir fışkırış, püskürtü. Bu bir nur infilâkı, bu bir ilâhî şimşek; Arş'tan hedef almışlar; nur huzmesinde döşek. Resul, resul ki, artık resuller ona uyruk; Geldi Melek, dilinde Haktan Resule buyruk: «Ey örtüler altında titreyen Peygamber, kalk! Allah emrini bildir, senin, yerde gökte halk...» ------------------------------------- "Tuzağa saçtığın taneler ...Cömertlik sayılmazki...
  6. mehmet

    Şarkımız

    Kırılır da bir gün bütün dişliler, Döner şanlı şanlı çarkımız bizim. Gökten bir el yaşlı gözleri siler, Şenlenir evimiz, barkımız bizim. Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze, Kavuşuruz sonu gelmez gündüze, Sapan taşlarının yanında füze, Başka âlemlerle farkımız bizim. Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman; Görürler, nasılmış, neymiş kahraman! Yer ve gök su vermem dediği zaman, Her tarlayı sular arkımız bizim. Gideriz, nur yolu izde gideriz, Taş bağırda, sular dizde, gideriz, Bir gün akşam olur, biz de gideriz, Kalır dudaklarda şarkımız bizim...
×
×
  • Create New...