Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
muratti

Üstadın Aşık Olduğu Kadın...

Recommended Posts

Bu ramazan ayında Üstadın Babıali kitabını okudum ve üstadın birçok hatıratını okudum ve babıalinin aslında lağımdan farksız oldğunu öğrendim.Sevdiğim, gerçekten sanatkar dediğim yazarların şairlerin gerçek mahiyetini öğrendim.ama bir hususu çok merak ettim.Üstad,bir kadından bahsediyor gerçekten aşık olmuş,öyle bir aşk ki aşk acısı dedikleri duyguları en dibe kadar yaşamış.fakat en son merhalede bunun ötesi Allahtır deyip hakikatı yakalamış,bulmuş.fakat kadının ismini vermemiş üstad.İşin magazin tarafına kaçmış oluyorum ama gerçekten çok merak ettim bileniniz var mı kim acaba o çeçen asıllı kadının ismini? :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstadın ''her keyfiyet bir kemmiyete bağlıdır'' düsturunca meraktayım işte kardeş napalım :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu ikinci ifadeye bir itirazım olamaz :)

 

Örümcek ağı tabiatta keyfiyet olarak en değerli en sağlam malzeme iken kemmiyet noksanlığı bakımından doğrudan Kuran'da ifade edildiği gibi örümcek yuvası çürük bir yuvadır...

 

Öyledir de abi konu buraya nasıl geldi yahu; yoksa yine benim bilgiçlik taslama damarım mı depreşti :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

"O ve Ben" adlı eserinde, validesinin rahatsızlığı üzerine taşındıkları Heybeliada'da bir Rum kızını aşık olmuş, bütün adalılar gibi. Henüz 10 lu yaşların orta çağlarında..

"Öyle bir acı ki bu; kalbimin yandığını hissediyordum." diye bahsetmiş. Kadını, oturduğu muhitin yakınlarında 30-40 sene sonra evlenmiş ve iki çocuk sahibi bir kadın olarak gördükten sonr, eski tılsımını kaybettiğinden midir bilinmez, hiç teessür olmamış..

 

Bir de, Şair-i Azam Abdulhak Hamit ve genç eşinin, aracılığı ile, bohem yıllarında bir kadınla tanışmış ama hatırladığım kadarı ile, tanışma esnasından öteye geçmemiş bu ilişki..

Fransa bohemliğinde, oda arkadaşı gündüz kadın, gece kumarda iken; O asla kadın batağına saplanmamış. Sanırım, tüm saflığı ile Neslihan Hanım'ı beklemekteydi..

Günün birinde zevci olacağını muhayyil bile etmeyen kitap imzalatmak için sırada bekleyen bir "sosyete"kızı... Kendinden şüpheye düşeceği bir asilzade....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abdulhak hamidin ve eşinin aracılığıyla tanıştığı doğru ama gerçekten aşık olmuş bu kadına Üstad,Babıalinde anlatıyor

Share this post


Link to post
Share on other sites

inceden derinden yada ucundan elbet bi yerinden vurmuştur üstadı da aşk oda beşer oda yaşar... saygılarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad, Bâbıâli isimli kitabında bu mevzuu anlatırken isim vermemiştir. Kitapta gerçek isim yerine "(Nokta Nokta) Hanımefendi" şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Üstad'a dair kaleme alınan kitaplarda da bu hususa dair bilgilere yer verilmiyor. Ki Üstad'ın ifşa etmek istemediği ve etmediği kendinde saklı olan bir ismi de vakıaya şahid olanların, o muhitte bulunanların dışında kimse bilemez. Bu isim konusunda bir bilgiye ulaşmak mümkün değil gibi görünüyor.

Muhtevasındaki karakterler ve hadiselerle Üstad'ın hayatından büyük izler taşıyan Aynadaki Yalan isimli romanında yer alan kişilerden, Nokta Nokta Hanımefendi ile uyuşanı Belma'dır. Tabi bu isim, mezkur şahsa dair bir bilgi değil, roman karakteri için seçilmiş takma bir isimdir.

 

Bâbıâli isimli kitapta ilgili yerin başlangıcı şöyledir:

 

"29'uncu yaşını sürüp doğduğu ay olan Mayısa doğru 30'uncu yaşına ilerlerken, 1934 kışının başlarında, sessiz sedasız, hayatının en büyük kasırgasına çatıverdi. Bu kasırga ehemmiyetsiz bir esintiyle başladı.

Lüsyen Abdülhak Hamid; onu bir gün yanına aldı ve:

- Haydi yürü, dedi; seni benden sık sık bahsini duyan, son derece (tipik) bir hanımefendiye götüreceğim!

Ve Lüsyen Hanım, Genç Şairi, onu göstermek için değil de, belki onun yanında kendisini göstermek için, Taksim taraflarında bir apartmana götürdü.

Gayet zevkli döşenmiş, iki üç odadan ibaret, (garsonyer)imsi, kuş kafesine benzer bir dairecik... İki yanı kadife yastıklarla çevrili bir divanda, upuzun, üzerinde ipekli bir örtü. Genç Şair'den en aşağı 7 - 8 yaş büyük, kır saçlarında siyahımtrak perçemler, (Nokta Nokta) Hanımefendi...

Soğuğa karşı tahammülsüz bir yaratılışın sahibi bu hanım, Boğazın karşı kıyısında, şato denebilecek büyük ve haşmetli bir yalıda oturur ve soğuğa hiç dayanamadığı için, her ân buz gibi ve ürpertili tenine sıcağı içirmek üzere birkaç kış aynı Taksim'deki bu hususî dairesinde geçirir.

Kafkas ırkının en ince ve soylu çizgilerini taşıyan, Osmanlı paşalarından birinin kızı, isim yapmış bir ilim adamiyle, sonradan evlendiği, ecnebi, fakat müslüman bir sefirin eski zevcesi bu hanım üzerinde daha fazla kafa kâğıdı bilgisine ihtiyaç yok... Onu da, deminki kadın tahlilimize denk olarak kolay bir müşahhastan ziyade, çetin bir mücerret saymalıyız.

Genç Şair'le (Nokta Nokta) Hanım, ilk ânlarda birbirlerini tepeden ayağa süzgeçten geçirdiler ve birbirlerinde ne aramak gerektiğini yine birbirlerinde aradılar... Lüsyen Hanım, hem de pek ânî, iki taraftan tüten mânaları yadırgadığı ve hele ona eliyle zemin açmış olmaktan birdenbire inkisara düştüğü için midir, nedir, kendisine silikliği seçti, tutuk ve seyirci kaldı.

- Mayıs başından itibaren Boğazdaki yalımıza geçeceğiz. Sizi orada sık sık beklerim.

(Nokta Nokta)nın bu davetine Genç Şair şöyle mukabele etti:

- Biz de Beylerbeyi'nde bir yalıda oturuyoruz, yakın sayılırız. Rahatsız etmeye çalışırım."

(...)

BANKADA fiş imzalarken, bir toplam yaparken, kendisiyle konuşanları dinler gibi dururken hep onu düşünüyor. (Nokta Nokta)yı...

En şiddetli bir zehir gibi, en kısa zamanda bu ne tesirdir, böyle!.. Hali, masallarda dünya güzelini görür görmez tutuluveren, arkası üstü düşüp bayılan, yatağa düşen şehzadeninkinden daha (romantik), daha iptidaî, daha gülünç... Artık (Nokta Nokta), Genç Şairde, dinmez bir diş ağrısı, silinmez bir sabit fikir...

Sen misin, o zamana kadar kadın cenazeleri üstünde yürüdüğünü sanan; şimdi de yürüsünler bakalım, senin cenazenin üstünde!.. Onca kadın, erkeğinin şahsiyetini bir manto gibi giyen, onun kafasiyle düşünüp onun gözleriyle gören, bütün hâkimiyetlerini kaybeden, saadetini mahkûmlukta bulan, hattâ süs ve giyim iradesini bile yitiren, kılığını bile şaşıran bir tesir hedefi değil miydi? Şimdi irade kaybı, şaşkınlık ve perişanlık kendisinde...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Evet Belma hanımefendiye çok benziyor. Aynadaki Yalan kitabını daha önce okumuştum Babıalinden.Anladım ki Belma karakteri,gerçek bir şahsın karakterize edilmesinden oluşmuş.Ben bile hayran kalmıştım aslında Belmaya.Hatice apayrı zaten.Şimdi Haticenin bir benzeri var mıdır bilmiyorum ama umudum yok :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vallahi azizan benim bir işittiğim var, mâmafih kesseniz de dikseniz de söylemem. Üstad saklamış madem, o öyle kalmalı. Bırakalım o da bizim zihnimizde bir istifham olarak yaşasın. Bu nüktenin nezaheti de esrarında kalsın. 'Aha koşun koşun, Mona Roza'nın Muazzez Akkaya'sını buldum ben!' diye esrarın üzerine zıplayan, bir buçuk metrelik çekirge hayvanından (Coşkun soy isimli zibididen bahsediyorum) olgunluğumuzdan kaynak alan bir farkımız olsun. Üstad'ın istediği şekilde, magazinel merakımıza kurban gitmeden efsane olarak yaşasın bu mazi. Ne demek istediğimi Üstad'ın aşığı olduğum bir hikayesi daha iyi izah eder sanırım: Ölü Saklayan Mezarcı

Share this post


Link to post
Share on other sites

sadece merak gidermek babında meçhul kişinin isminin ifşa edilmesi neyi değiştirir

anlam veremedim üstadımız saklamışsa ismini paylaşma lütfunda bulunmaktan imtina

etmişse muhakkak bir bildiği var demektir.ONUN münasip görmediği bir şeyi ortaya

çıkarmak neden..!

Hadisenin esrarını koruması bakımından trradomir kardeşime katılıyorum."nacizane"

Share this post


Link to post
Share on other sites
Vallahi azizan benim bir işittiğim var, mâmafih kesseniz de dikseniz de söylemem. Üstad saklamış madem, o öyle kalmalı. Bırakalım o da bizim zihnimizde bir istifham olarak yaşasın. Bu nüktenin nezaheti de esrarında kalsın. 'Aha koşun koşun, Mona Roza'nın Muazzez Akkaya'sını buldum ben!' diye esrarın üzerine zıplayan, bir buçuk metrelik çekirge hayvanından (Coşkun soy isimli zibididen bahsediyorum) olgunluğumuzdan kaynak alan bir farkımız olsun. Üstad'ın istediği şekilde, magazinel merakımıza kurban gitmeden efsane olarak yaşasın bu mazi. Ne demek istediğimi Üstad'ın aşığı olduğum bir hikayesi daha iyi izah eder sanırım: Ölü Saklayan Mezarcı

 

trradomir kardeş.yazdıklarını ilk okuduğumda çok sinirlendim .ve veryansın etmeye başladım sana.ama peygamberimiz ne diyor sinirlendiğinde oturyorsan kalk,yürüyorsan otur veya abdest al.bana da bu durumlardan ayağa kalkmak düştü kaderin cilvesi,arkadaş geldi odama.ve yazdıklarımı sildim.tabi ki öfkeyle yazılmış cümlelerdi.şimdi öfkemin çoğu dindiğine göre yazabilirim.

şu sitede aynı dava için toplanmışız.kardeşlerimizden birisi kalkmış gereksiz bir şey sormuş.olabilir.sonuçta üstadı seven kişileriz.seven sevdiğinin hayatını merak eder.sen de kalkıp başkasının üzerinden (coşkun denen adam artık her kimse) hakaret ediyorsun.yani olacak şey mi be kardeşim.ne bu kompleksli haller.kardeşini rencide etmek(nasıl olsa yüzyüze değiliz diye) hoşuna mı gidiyor,ne faydası var sana.esrar mesrar iyi hoş da.burda ne üstadın bi açığını aramaya çalışıyoruz ne de başka bişey.çok sevdiğimiz bir kişinin sevdiği insanı merak etmişiz.bilen varsa isterse söyler yoksa öyle kalır konu.böyle yapma tradomir kardeş.kardeş diyorum kardeşliği zedeleme.aşık yunus ne diyor:bir gönül kırdın ise kıldığın namaz,namaz değil.burda sana kıldığın namazların kabul olmayacağını falan söylemekk istemiyorum.fakat kalp kırmanın nasıl birşey olduğunu belirtmek istiyorum.neyse samimi duygularımı yazdım.Allaha emanet ol

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abiciğim, yani buna da alınıyorsanız, kardeşliğin zedelenmesi muhabbetine giriyorsanız size söylenebilecek ne var ki. Olmayan bir hakarete binaen zedelenecek bir kardeşlikten bahsedilebilir mi? Ahmet Hakan zibidisinden farkımız olsun sözü, bu kontekstte farkında olmadan düşülecek bir tavır ofsaytına karşı uyaran dostça bir yaklaşımın mı ürünüdür; yoksa saldırma arzusunun mu? Şurada size bir hakaret yok, sadece meseleyi değerlendirme açımdan kaynaklanan bir ikaz var. Niyetinizin kötü olduğuna inansaydım yahut sert bir tepki göstermek isteseydim zaten ne gibi bir cevap verebileceğimi beni burada az-çok okuyanlar kestirir (bunu muhattabıma laf söylerken dolambaçlara sapmayacağımı ifade etmek için söylüyorum). Kusura bakmayın ama haddinden fazla hassassınız, bu da algınızı yanıltıyor. Yani şu mesaj yüzünden kırılacaksanız da ben mani olmayayım, buyurunuz, çatır çatır, kütür kütür kırılınız efendim.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yani şu mesaj yüzünden kırılacaksanız da ben mani olmayayım, buyurunuz, çatır çatır, kütür kütür kırılınız efendim.

:D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hassasım çok şükür kalbim sert değildir.Üslubunu,haddini bilip yazacaksın arkadaşım.sana edeb-adab öğreten olmadı mı?Olmadıysa o zaman gel yanımıza sana edebi de öğretiriz adabı da.Seni burada bilen biliyor ki her yazından sonra yalakaların bitiveriyor dibinde.Cevabıma cvbın güzel gidiyordu ta ki son cümleni okuyana kadar.eğer kompleksli,ego besleyicisi birisi olmasaydın yazmazdın bu cümleyi.helallik isterdin konu kapanırdı.''Bak nasıl laf koyuyorum'' ebleh tavrındasın.Yaz kardeşim yaz seni tutan yok.ona hakaret et buna hakaret et.sonra yalakaların bitiversin arkadan.''vaayy tradomir ne laf sokmuş ama'' vari yorumlar yazılsın sen de bununla gururunu okşa,benliğini besle.hadi davran klavyene,saldır tuşlara aslanım,görsün yalakaların seni,göster nasıl kendini tatmin ettiğini...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne demiş şair:

Alemde ne var ki aşktan özge

Beyhude nefes tüketme şair

Bitmez diyerek sarıldığın ömr

Bir sade fasıldır aşka dair

 

Bu şiir benden muratti ve trradomir kardeşlerime gelsin. :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aahaha, kardeşliğimize noldu, nerde kaldı hakaret etmemeyi tavsiye eden sevgi kelebekliği? Aah çok kırıldım sevgili kardeşim, neden onlarca din kardeşine hakaret ediyorsun? Hahahahaaha, bi gidin yahu. Peygamber efendimizin tavsiyelerinden riyakarca dem vuruşun hani nerde? En ufak bir saldırı bile sözkonusu değilken, nefsini koruma içgüdüsüyle, alakasız bir yazıdan şahsına hakaret devşirip nefsini gölgelere karşı savunmaya çalışan mı muhattabını egoistlikle itham ediyor? İyi ama neden? Bana ortada hakaret makaret yokken hakaret etmemeyi salık veren, onlarca kişiyi zart diye toptan yalaka ilan etti. Perhize bak hıyar turşusuna bak; terbiyesizliğe, kudurukluğa bak. Bunca kişiye yalaka, bir kişiye haddini bilmez, edebsiz, kompleksli, egoist, kendi kendine de ebleh (benim aklımdan böyle bir şey geçmemişti) dediğin için seni günün ikiyüzlülüğü ile taltif ediyorum. Nasıl sataşacağını şaşırmış adam yahu, bundan sonra eskaza fakiri takdir etmeye niyetlenen birisi çıkarsa gidip Allah rızası için şunu takdir etsin, garibim kıskançlığından nalları dikip gidecek de başımıza kalacak erenler. Bir de edep öğretecekmiş, tanımadığı bir yığın adama yalaka diyen miymiş o sokak ağzıyla artistlik yapan had bildirici edep örtmeni; Velisi gelsin. 'Yazılarıma aşina olanlar niyetimin sert bir tepki göstermek olmadığını anlar' derken, 'ola ki bir beyinsiz çıkar da yanlış anlar' diye sözümü parantez içinde izah etmiştim; bu söz tamamen alakasız bir şekilde, 'Beni tanıyan tanır' diye algılanmış. Çoğu canlı türünde idrak mekanizması yeterince gelişmediği için bu ifade dahi saldırı aracı haline getirilebiliyor demek ki. adama bak, kendi kendine alınıyor, kendi kendine sövüyor.

 

Yürü git kırılıyor musun ağlıyor musun ne yapıyorsan yap; 'Hava rüzgarlı' desem 'gaz kaçırdığımı söyledi, beni dövdü' diyeceksin be birader. Haa bi de, lafımı yanlış anladığın için utanmadan senden helallik istememi bekliyormuşsun. Bir dakika sen burda dur, ben şimdi geliyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites
şu sitede aynı dava için toplanmışız.kardeşlerimizden birisi kalkmış gereksiz bir şey sormuş.olabilir.sonuçta üstadı seven kişileriz.seven sevdiğinin hayatını merak eder. burda ne üstadın bi açığını aramaya çalışıyoruz ne de başka bişey.çok sevdiğimiz bir kişinin sevdiği insanı merak etmişiz.bilen varsa isterse söyler yoksa öyle kalır konu.

 

Trradomir gonuldasa katiliyorum.Iyi guzel hos bu sitede toplanmisiz Ustadi seven kisiler olararak. Ama sizin bu merakiniz ozel hayata mudahale sinirlarini asiyor bilmiyorum farkindamisiniz. Bir insan bu olaydan sadece ustu kapali bir sekilde bahsetmeyi uygun gormus ise sizin bu olayi desip ortaya cikarma gayretiniz nedendir? Bu ustad severlik degil tam aksi aydin dogan basin yayin anlayisina yakin bir davranistir. Birakin da Ustadin ozel hayatindaki tekrar ediyorum OZEL HAYATINDAKI yasadiklari ustadin soyledikleri kadariyla kalsin. Bu konuya verilen basligi bir okuyun bir de ustadin yasamini, Islami durusunu dusunun... Yakistiriyorsaniz diyecek baska birsey bulamiyorum. Zaten son zamanlarda tamamen magazin kokan konular acilmaya baslandi nedense. Site yoneticileri bence bu duruma bir onlem almali...

Saygilar...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Trradomir gonuldasa katiliyorum.Iyi guzel hos bu sitede toplanmisiz Ustadi seven kisiler olararak. Ama sizin bu merakiniz ozel hayata mudahale sinirlarini asiyor bilmiyorum farkindamisiniz. Bir insan bu olaydan sadece ustu kapali bir sekilde bahsetmeyi uygun gormus ise sizin bu olayi desip ortaya cikarma gayretiniz nedendir? Bu ustad severlik degil tam aksi aydin dogan basin yayin anlayisina yakin bir davranistir. Birakin da Ustadin ozel hayatindaki tekrar ediyorum OZEL HAYATINDAKI yasadiklari ustadin soyledikleri kadariyla kalsin. Bu konuya verilen basligi bir okuyun bir de ustadin yasamini, Islami durusunu dusunun... Yakistiriyorsaniz diyecek baska birsey bulamiyorum. Zaten son zamanlarda tamamen magazin kokan konular acilmaya baslandi nedense. Site yoneticileri bence bu duruma bir onlem almali...

Saygilar...

 

çok komiksin arkadaşım :D :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Trişkadomir senin neyini kıskanim be arkadaş ezikliğini mi?Senin gibi klavye delikanlılarını çok gördük biz.yüzyüze gelsek ağzını açamazsın kuzu gibi kalırsın kekelersin :D yap sen klavye delikanlılığını.hadi koçum göster kendini.

üzme yalakalarını :D Haa bu arada iki yüzlü olma,yoksa gösterirler diğer yüzünü(anladın sen onu)

Share this post


Link to post
Share on other sites
çok komiksin arkadaşım :D :D

 

Yazdiklarim seni guldurduyse ne mutlu bana :D Cunku beynin, ismini aldigin o sigaranin paketi kadar kapasitesiteye sahip ve bunun uzerine cikamayacak kadar SINIRLI oldugundan verdigin tepki gulmekten oteye gecemezdi. Dur seni biraz daha guldureyim :D Hatta gulmekten bayil, az da olsa bir zaman rahat etmis olalim. Yazdiklarimi tekrarlasam yine anlayamayacaksin. Dedikya sigara paketi mevzusu bu...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Trışkadomir mi? Aman Allah'ım, bu laf, bu laf beni bitirdi işte. Kendine rumuz olarak ancak ince uzun bir nesnenin marka adını seçecek yaratıcılığı gösterebilen, azametli bir reklam panosu tahtasından ne kadar da zekice bir keşif, dondum kaldım, nutkum tutuldu. Hangi ağaçtan kestiler birader seni? :D Neyi kıskandığını başlığı okuyanlar anlayacak kadar zeki, ezikti bilmem neydi diye sırf laf söylemiş olmak için ilk mesajda ortaya koyduğun riyakarlığı ispatlamaya devam etme. Yüz yüze gelirsek kuzu gibi kalırmışım, kekelermişim, hatta evvelinde gelip senden edebi adabı öğrenecekmişim :D; daha okuduğunu anlayamayan sokak serserisi üsluplu bir adamın ağzına nasıl da yakışıyor böyle mahalle kabadayısı lafları. Hani adamın birini itin kulağına sokarsınız, kapasite yetersizliğinden konuyu farklı bir boyuta çekip 'çıkışta görüşelim' diye sizi tehdit etmek zorunda kalır. Hayır yani hem meseleyle alakası ne, 'seni döverim ben biliyomusun' benzeri bir mağlubiyet imasının lüzumu ne şimdi? Marifetse aklın devreye girmediği bir yerde beni bir öküz de, ayı da, domuz da, eşek de, köpek de kuzuya çevirebilir, sen de dövebilirsin de; asıl meseleyle hiçbir alakası olmayan galibiyet hali diğer tarafı haklı kılmaya yeter mi sanıyorsun sen? Ha, gerçek hayattaki halim seni hiç ilgilendirmez, ama merak ediyorsan sandığının tam tersiyim. 'Sigara diye yakar, düdük diye üflerim lan seni' mi diyeyim yani sana, senin serseri jargonunla. Meseleyi şahsileştirmekten başka çaren kalmadı, kaç mesajdır boşuna gürültü yapıyorsun. Nerden nereye geldik senin idrak enfeksiyonun yüzünden. Çirkef herife bak, kuduza tutulmuş gibi sağa sola saldırmaya, onca insanı tanımadan etmeden yalakalıkla itham etmeye devam ediyor. Artık istersen kapa çeneni de daha fazla rezil olarak -sözümona- yalakalarıma eğlence çıkarmaya devam etme, vaktimiz de çöpe gitmesin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu sitenin avlusunu koruyan köpek gibisin be arkadaş.senin iletilerinin bazılarına baktım da geleni dalamışsın gdeni dalamışssın.şimdi de sıra bende beni dalıyorsun.senin bu üslubunla seni Üstad sınıfına alan yöneticiler hatalı.bi abimizin sözüyle ağzı cikletli şıllıkvari halinle kendini acındırıyorsun.Sürekli itham sürekli hakaret çapını gösteriyorsun kardeş.belki göbeğinin çapı geniş olabilir :D ama idrakinin çapı işe yaramaz.Onlar kabadayı lafları değil,karşıdaki klavye yavşağını gösterici bir eda.gerçek hayatta seni kedi bile kuzuya çevirir merak etme.seni demagojinin adi kralı ilan ettim :D hadi sevin bakalım.seni basit şeylerden mutluluk çıkaran çukur adam :D

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...