Beylerbeyi 177 Report post Posted November 24, 2009 çok mu zırvalamışlar ne? Şu giriş cümlesinden de anlaşılacağı üzre... Usta şairlerin çoğu okunmamaktan, kitaplarının satılmamasından şikayetçi olurken, İslami-muhafazakar kesime mal olan şairler yok satmaya devam ediyor... İSTANBUL - Yaşamın tüm alanlarda olduğu gibi sanat ve edebiyatta da belli sınıflandırmalar ister istemez yapılıyor. Bu sınflandırmaların başında da ideolojik ayrımlar başta geliyor. Dün hayatını kaybeden Ömer Lütfi Mete de bu ayrımlar ve sınıflandırmalar içinde görülen isimlerdendi. İslami kesimin en sevdiği isimler arasında yer alan Mete gibi birçok şair de bu kesime mal ediliyor. Herkesin bildiği ve sevdiğini söylediği usta şairlerin kitapları satmazken İslami kesime mal edilen isimlerin kitapları yok satıyor. İşte İslami-muhafazakar kesimin sevdiği isimlerden bazıları: Necip Fazıl Kısakürek Şair, romancı, hikâyeci, piyes yazarı Necip Fazıl Kısakürek, en çok tartışılan yazarların başında geliyor. 'Muhafazakar kesimin Nazım'ı olarak da anılan Kısakürek, Beyoğlu Ağa Camii'nde vaaz veren Abdülhakim Arvasi ile tanışınca hayatı değişti. Bu tanışma onun hayatında dönüm noktası oldu. İslami kimliği ile öne çıkmaya başladıktan sonra ders kitaplarından şiirleri ve fikirleri çıkarıldı. 'Büyük Doğu' dergisinde çıkan yazılarıyla İsmet İnönü ve tek parti yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi. 163. maddeye aykırı bulunan yazıları ile birkaç yılda bir hapse mahkûm oldu. Kimi kesimlere göre Türkçe'yi en iyi kullanan şairler arasında gösterilen Kısakürek, Atatürk aleyhinde işlenen suçlar hakkındaki kanuna aykırı fiilinden dolayı da 8 Temmuz 1981'de Atatürk'ün manevi şahsına hakaret suçundan hüküm giydi. Kısakürek, en çok geçirdiği değişim ve bu değişim sonrasındaki sert çizgisiyle eleştirildi. ''Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.'' (Kaldırımlar) Fethi Gemuhluoğlu Şair, yazar, teorisyen Fethi Gemuhluoğlu, sağ cenahın en önemli isimlerinin başında geliyor. ''Fethi’yi Fethi yapan nokta, Fethi’nin ailesi ve yetiştiği çevredir... Göztepe’deki ev Fethi’yi Fethi yapan unsurlardan biridir. Öyle ki duvarı yola, doğrudan doğruya yola bitişiktir. Arada en küçük bir mesafe yoktur. Duvarın bir tarafında bir kalabalık, gürültü fakat öte tarafında inanılmaz bir sükun var idi. Bu Fethi’nin hayat aynasıdır, mekan olarak Fethi’de rolü olan bir unsurdur.” (Muharrem Ergin) Gemuhluoğlu, şairliğinin yanında siyasetteki yeriyle de muhafazakar kesimde önemli bir yere sahipti. ''Masal bu ya: rüyama girmesin diye kırk başlı ejder ile şahın kızındaki dev yorganı başıma çeker.'' (Fark) Sezai Karakoç Aynı zamanda siyasetle de ilgilenen Sezai Karakoç, İkinci Yeni içerisinde yer alıyor. Batı edebiyatını da yakından bilen Karakoç, 'metafizik şiir'ler içerisinde görülen eserlerinde 'yaşatma sevinci'ni temel almıştır. İslami düşünceyi modern şiirle birleştiren Karakoç, 'Diriliş' dergisini yayımlarak bu alanda en önemli dönemlerden birini başlattı. Çoğu otoriteye göre 'değeri bilinmemiş ve iyi anlaşılmamış' şair olarak gösterilen Karakoç, ''Karın yağdığını görünce Kar tutan toprağı anlayacaksın Toprakta bir karış karı görünce Kar içinde yanan karı anlayacaksın'' (Kar Şiiri) İsmet Özel 1963’ten itibaren şiirleri yayınlanmaya başlayan İsmet Özel, 1974’te fikri ve ruhi bir değişim yaşayarak yazı hayatını İslami düşünce çerçevesi ekseninde kurdu. Bu değişim nedeniyle çok konuşulan ve eleştirilen Özel, İkinci Yeni şairlerinin etkisiyle başladığı kariyerini sert sözlerle devam ettirdi. 60 sonrası 'toplumcu şiir'in en simge isimlerinden olsa da geçirdiği fikri değişim nedeniyle Özel belli kalıplara koyulmakatan kurtulamadı. ''Hüngür bütün gündür Dindiren dingil sızıyı Ensemde boza pişiren Su dökündür inat sürdür sarımsak kok Halden anlar bir Allah’ın kulu da mı yok.'' (Neden Aşk Acısı) Cahit Zarifoğlu Cahit Zarifoğlu'nun, 1976'dan sonra, kurucularından olduğu, 'Diriliş'ten sonra 'Mavera' dergisinde şiirleri, birkaç hikâyesi, senaryo çalışmaları, günlükleri ve "Okuyucularla" ismini verdiği sohbetleri yayımlandı. Yeni Devir, Millî Gazete gazetelerinde yazıları yayımlanan Zarifoğlu, lisede öğretmenlik ve TRT'de çevirmenlik de yaptı. 'Diriliş' dergisindeyken Sezai Karakoç gibi isimlerden etkilendiğini kendisi de dile getiren Zarifoğlu, muhafazakar kesimde yer alan diğer isimlerden uslubu ve yumuşak tonuyla ayrılıyor. 47 yaşında hayata veda eden Zarifoğlu, her ne kadar belli kalıplara mahkum olsa da, otoriteler onu sınıflandırılmayacak şairler arasında gösteriliyor. ''Bir erkek mi o Göle yatmış bir güneş demetinde O mor ışında Bir köpek ölüsü gibi yatan Hızla kayan Yoksa bir yaban ördeği gölgesi mi'' (Aşka Dair) Cahit Koytak 22 yaşında Diriliş dergisinde yayınladığı şiirlerle yazı hayatına başlayan Cahit Koytak, şairliğinin yanında çevirmenliğiyle birçok ödül aldı. Koytak'ın önemli çevirilerinin başında Muhammed Esed'in 'The Message Of The Qur'ân'ı yer alıyor. Şiirleri düzyazıya yakın olan Koytak'ın son dönem eserlerinde politik okumalara da rastlandı. ''Yüzleri, yüzleri ve maskeleri Silik kopyaları bırak yaşayanlara Sen sessiz ölümlerle zırhlanan gerçeği yaz Ve hazin güz yağmuru görünümünde Yağan ebediyeti'' (Daktilo Kızın Ölümü Üzerine Caz İçin Nihavent) Kamil Eşfak Berki İlk şiiri 1971'de yayımlanan Kamil Eşfak Berki, gençlik yıllarından itibaren, Sezai Karakoç'un düşünce ve sanat dergisi 'Diriliş'te yer aldı. Berki, şiir çevirileri ve Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve Cahit Zarifoğlu gibi şairlerin üzerine yazdığı denemelerle tanınıyor. ''Burası ağır isyan katarı istasyonu Devekuşu aşkımız cayır cayır yanacak Biz ki ellerimizi toprağa ayarladık Toprak da bize sabrını bağışlayacak.'' (Ağır İsyan Katarı, Ay Işığı ve Kervan) Arif Ay Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde de okuyan Arif Ay, lise yılarından itibaren şiirlerini yayımlıyor. ''bir devir buğday mühürlenir kitap sürgülenir tutuklanır yaşam yağmur bir göçtür kollara kelepçe vurulunca'' (Baskın) İhsan Deniz Şiirlerini yayımlamaya 'Yönelişler' dergisinde başlayan İhsan Deniz, gazate ve televizyonda da çalıştı. Bursa Araştırma Kütüphanesi'nde yöneticil de yapan Deniz, Hrant Dink'in ölümünün ardından yazdığı yazıyla sert eleştiriler almıştı. Yeni Şafak gazetesinde haftalık yazılar yazan Deniz, TRT 2'de 'Sesler Kalır' programının danışmanlığını hala sürdürüyor. Quote Share this post Link to post Share on other sites
müznib 84 Report post Posted November 24, 2009 Merhum Erdem Beyazıt 'ı neden dikkate almamışlar şaşırdım .. şahsen oda zamanında islamı gençliğe epey bi katkısı olanlardandır. "Mavera dergisinin" kurucu ve öncülerinden birisidir. misal şu vecizesi çokmu çok hoşuma gider ; "Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm.." Allah (c.c.) Rahmet eylesin Tüm Vatan Şairlerimize İSLAM için çalışmış Şairlerimize. Paylaşım için çok teşekkür ederim. Bu konu açılmışken bugün 24 kasım öğretmenler günü olduğu için "Fahrettin GÜN" hocam'ı (Mine Alpay Gün'ün Eşidir kendisi aynı zamanda Siyasi tarihçi, Mehmet Akif ve Aile-çocuk üzerine ve Sırat-i Müstakim dergisi etrafında kitap/kitapları vardır.) ziyarete gittik 3 arkadaş aynı iş yerinde çalıştığımız için gerçi öğretmenler günü ile arası olmadığınıda ilan etti bizlere :) Üstadım diye dile getirdiği İsmet Özel'i çok sevdiğini hatta bir oluşumda onuda buraya getirtmek istediğini bahsetti yanı sıra Sezai Karakoç hocam var tabiki ve daha bir çok değerli isim .. nasip olursa bizlerde göreceğiz inşaAllah bu oluşumu .. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Basmacı 1 Report post Posted December 6, 2009 Vallahi şu İslami kesim nedir bir türlü çözemedim.Aslında tarikat yani tasavvuf okulu olan ismen cemaatlerimzse, bu bahsedilken islâmî kesimle(entel sol görüşlü, vakitçi vs) alakaları yoktur o güzide toplulukların. Büyük ihtimalle yeşil solcular kastediliyor.Bu sıralar iyice azdılar zâten. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Betl 13 Report post Posted December 7, 2009 Demek ki İslami-Muhafazakar kesim kendi adamlarına sahip çıkıyor. Onları okuyor\okutuyor ve yaşatmaya devam ediyor. (!) Güzel eserler bırakan tüm yazar ve şairlerimizi takip etmekteyiz. Bunun muhafazakarı, sağcısı, solcusu anlayışı olamaz. Muhafazakar diye adlandırdıkları kesimin şairleri ve şiirleri nakşedilmiş iken nazeriyelerimize, kendilerini Muhafazakar Kesimin(!) dışında tutan bu şahsiyetler; kaç şairlerini veya şiirlerini bilmekteler çok merak ediyorum. Zırvalamak denmez buna biraz daha insan aşağısı sesler...(!) Quote Share this post Link to post Share on other sites
Selmanbey 39 Report post Posted December 8, 2009 Muhafazakar kesimin Nazım'ı olarak da anılan Kısakürek... Bu zavallıların geri zekalı olduklarına mı yanalım, ayakbağı olduklarına mı yoksa ebedi darağacı fedaileri adi nasipsizler olduklarına mı?.. Dua etmek lazım. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Basmacı 1 Report post Posted December 8, 2009 Bir müslüman olarak kim, hece ölçüsüyle yazıyor ve halk şiirine yakın bir söyleyişe sahipse onu okuyorum. Birde aynı uslûba doğal olarak sahip tasavvuf şiirlerini okuyorum. Seyyid İmâdüddin Nesimi, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Derviş Muhyi en sevdiklerim. Her konuda yazanlardansa bazı şiirlerini sevmesemde Faruk Nafiz ÇAMLIBEl(uslûbundan), yine bazı şiirlerini atarak Neyzen TEVFİK(kendinin küfürsüz şiirleri vardır, hele Hz.Aliye yazdığı methiyeyi çok severim, tabiiki Üstad, Köroğlu, Akıncı Ruhlu Şairimiz Yahya Kemal, bunlar sayabildiklerim. Fakat en fazla halk şiirni sevmekteyim.Şair ayırt etmeksizin okurum. Quote Share this post Link to post Share on other sites
yunuscoskun 4 Report post Posted December 9, 2009 Hala daha nazımla kıyaslanmakta... filden bir kıl koparıyorlar birde fareden bakıyorlar ikiside aynı renk. Tamam bunlar aynıdır o zaman diye hüküm veriyorlar... Quote Share this post Link to post Share on other sites