Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Gökan Öztürk

Gökan Öztürk Şiirleri

Recommended Posts

Selamun Aleyküm Cümleten... Epey bir şiirim vardı burada 6/7 kitaplık tutarı kadar... Yöneciti kardeşimden rica ettim ve sildirdim, artık bu kadar çok şiirimi yazmayacağım, ben o şiirlerimle ve yeni yazdıklarımla Allahımın izniyle sizlerin karşısına çıkacağım, sadece 10 şiirimi sizler için yazıyorum, şiiri seven, yazan genç kardeşlerime faydalı olabildiysem ne mutlu, genç kardeşlerime şiir yolunda başarılar diliyorum ...

 

Allah (c.c) hepimizin yardımcısı olsun... amin

 

 

 

Bitirmem

 

Sana dere değil, okyanus gibi

Akar akar, bu sevdayı bitirmem...

Bir ceylan, bir kartal, bir yunus gibi

Bakar bakar, bu sevdayı bitirmem...

 

Kuru çile değil, olsun yaş çile

Bir gün bana, bir gün sana, eş çile

Bir sene'de üçyüz altmış beş çile

Çeker çeker, bu sevdayı bitirmem...

 

Senin için yordum garip başımı

Göremedim baharımı-kışımı

Her gece uğruna ben gözyaşımı

Döker döker, bu sevdayı bitirmem...

 

Yanarım, bu aşkta kalırsa ahım

İnan bir tek sana, bağlıdır ruhum

Aşkın bahçesine yedi yüz tohum

Eker eker, bu sevdayı bitirmem...

 

Geçinemem gaflet uykusu ile

Yaşadım, dağların duygusu ile

Lale'nin - nergiz'in kokusu ile

Kokar kokar, bu sevdayı bitirmem...

 

Gül veririm, sarılsınlar silaha

Sevdam için dua ettim Allah'a

Vursalar, kesseler, bir gün felaha

Çıkar çıkar, bu sevdayı bitirmem...

 

22 - Ocak - 2008

 

Gökan Öztürk

 

 

 

Dua

 

 

Ya Rabbi, duamı sen kabul eyle

Anasına kızanlara akıl ver…

Diken tarlasını yıldır gül eyle

Yılanlarla gezenlere akıl ver…

 

Affetmezsin, yetim hakkı yiyeni

Affet Yarab fitne-fesat giyeni

Cennete koyarsın, doğru diyeni

Dokuz köyden tozanlara akıl ver…

 

Umutlar sıfırdan sen kurtar bizi

Palavra, küfürden sen kurtar bizi

Deliden, kâfirden sen kurtar bizi

Deli gibi azanlara akıl ver…

 

Edep-ahlak özümüzden yokoldu

Yüreciğim kederimden ok oldu

Fakirler aç oldu, zengin tok oldu

Hak, hukuku bozanlara akıl ver…

 

Doğru yuhlandıkça yalan silinmez

Çırak, ustasına asla alınmaz

Para-iman kimde olur bilinmez

Kibri olan ozanlara akıl ver…

 

Has bahçeler şimdi kurutuluyor

Çalışan beyinler uyutuluyor

Allah, kitap, kuran unutuluyor

Dinimizi çizenlere akıl ver…

 

Göremedim gitti bir nurlu yüzü

Kim musallat ettiriyor öküzü!

Hâlâ bizde inan dünyanın gözü

Bize mezar kazanlara akıl ver…

 

Görüyorum, yüreğimi yakıyor

''İsrail dünya’ya meydan okuyor''

Dünya buna aval aval bakıyor

Mazlumları ezenlere akıl ver…

 

1 - Nisan - 2008

 

Gökan Öztürk

 

 

 

Geliş O'na - Gidiş O'na

 

Dua et, şükür et, her dem

Geliş O'na... gidiş O'na...

O'nun emri, boşuna em!

Geliş O'na... gidiş O'na...

 

Vuslat tatlı bir çiledir

İman yıkılmaz kaledir

Çelik yelek nafiledir

Geliş O'na... gidiş O'na...

 

Can dosta yüreğin park et

O, ne derse olur, farket

Batılın yolunu terket

Geliş O'na... gidiş O'na...

 

Bir insanda olmazsa ar

Göz boşalır, yaz-kış bahar

Yüz yıl daha ömrün mü var!

Geliş O'na... gidiş O'na...

 

Sarılma aman gıybete

Sende düşersin hayrete

Hazırlanın kıyamete

Geliş O'na... gidiş O'na...

 

Hakka tutul, hakka dayan

Kafirdir, kafiri sayan

Sular uyanmadan uyan

Geliş O'na... gidiş O'na...

 

20 - Mayıs - 2008

 

Gökan Öztürk

 

 

 

Sabır

 

 

Sabır dönen imtihanmış

Tepelerden akın olur…

O’nun emri ile yanmış

Gül misali kokun olur…

 

Gün gelip sular uyansa

Senin de yüzün boyansa!

Bıçak kemiğe dayansa

Yay gerilir okun olur…

 

Sök dilinden küfürü sen

Hakkın yolunda çürü sen

Bismillah deyip yürü sen

Zafer bize yakın olur…

 

Yiğidi yıldırmaz pusu

Konuşacak.. dağ-toprak-su

Haksızların dünyası bu

Sabret, elbet hakkın olur…

 

11 - Aralık - 2008

 

Gökan Öztürk

 

 

 

Beni Şair Ettin

 

 

Bir ateş misali yanıp durdum ben

Suların altından hayal kurdum ben

Yüreğimi onikiden vurdum ben

 

Yumruğumla yere serildi duvar

Bilmiyorsun beni Şair ettin yâr…

 

En tatlı rüyamda kaldıran kimdi?

Sonra beni benden aldıran kimdi?

Ufuklara doğru daldıran kimdi?

 

Her gece ağladım yâdeller duyar

Bilmiyorsun beni Şair ettin yâr…

 

Önce dağa sonra taşa bakardım

Önce sona, sonra başa bakardım

Haber gelir diye kuşa bakardım

 

Seni kime sorsam yolundan kovar

Bilmiyorsun beni Şair ettin yâr…

 

Sevda cephesinde akın olmaz mı?

Göz koyan caniden sakın olmaz mı?

Bir nefesle yolum yakın olmaz mı?

 

Alın yazım tekme yemeye doyar

Bilmiyorsun beni Şair ettin yar…

 

Ne dediysem doğru, inkâr etmedim

Asla beni sana nankör etmedim

Kendi gözlerimi ben kör etmedim

 

Verdiğim emrime melekler uyar

Bilmiyorsun beni Şair ettin yâr…

 

Zamanla alıştım büyüdüm bende

Daha nice sırrım saklıdır sende

Bana gelmemeye inat etsen de

 

İşte defter, seven imzayı koyar

Bilmiyorsun beni Şair ettin yâr…

 

20 – Nisan – 2009

 

Gökan Öztürk

 

 

 

Neyin Yarışması

 

 

Bir yarış başlamış bir inat için

Zeki-salak yarış ediyor bir bak

Kim palavra derse bunları geçin

Şeref-yalak yarış ediyor bir bak

 

Yaşlar sıra sıra körpecik gözde

Cümle hayalimiz kavrulur közde

Havada, karada, birde deniz de

Şeytan-melek yarış ediyor bir bak

 

Sülükler garibin kanını içmiş

Odunları resmen bilerek seçmiş

Peynirin yoğurdun tarihi geçmiş

Taze-kelek yarış ediyor bir bak

 

Eremedik gitti huzura beğim

Vallahi muhtaçız hızıra beğim

Dağ mı dayanırmış hazıra beğim

Kader-dilek yarış ediyor bir bak

 

Birisi birgünde şöhret sahibi

Arsızlığın olmamışım talibi

El, ayak, yarışın oldu galibi

Mide-kulak yarış ediyor bir bak

 

Hırsız olup memleketi soymuşlar

Fatih’in yerine kimi koymuşlar

Adaletin temelini oymuşlar

Yiğit-sülük yarış ediyor bir bak

 

Maskaralık kaplamışlar ekranda

Hoplamışlar, zıplamışlar ekranda

Bebekleri toplamışlar ekranda

Züppe-kılık yarış ediyor bir bak

 

Çok uzak kalmışız gerçek sevgiye

Ne diye yılana koştuk ne diye!

Bugün hangi canı öldürsem diye

Timsah-balık yarış ediyor bir bak

 

Kurnazlar iş yaptı, tuzakta kaldı

Yeni açan güller ezikte kaldı

Hakka doğru niyaz uzakta kaldı

Kafa-bilek yarış ediyor bir bak

 

Bekledik, bekledik gelmedi bahar

Daha yazacağım çok destanlar var

Canım sıkıldı dost, yeter bu kadar

Ciğer-dalak yarış ediyor bir bak…

 

11 - Haziran - 2009

 

Gökan Öztürk

 

 

 

Korku

 

Aklı selim insan derken

Deliliği başarırsa?

Sayısız bedel öderken

Gözlerimiz yaşarırsa?

 

Kimden aldılar buyruğu

Güzel mi atın kuyruğu?

Gösterin bizim uyruğu

Deve bile şaşırırsa?

 

Kuş, öküze fitil olmaz

Münafığa tatil olmaz!

Timsah boşa katil olmaz

Okyanusu taşırırsa?

 

Kırık mı gönül köprüsü?

Yakar beni yol türküsü

Kaçtır boyunun ölçüsü?

Merhameti aşırırsa?

 

Bu mu kirli, bu mu temiz?

Kırıkçıya gitmiş omuz

Baba sandığın her domuz

Felakete düşürürse?

 

Bölünür rüya başında

Şeytan meleğin peşinde

Cehennemin ateşinde

Neslimizi pişirirse?

 

Şairsen derdi ne dağın?

Kölesi olduk alçağın

Sadece Allah’a sığın

Umudumuz yeşerirse?

 

21 - Mayıs - 2009

 

Gökan Öztürk

 

 

 

 

Bir Dost Yaz Deyince

 

 

Bile bile inkâr ediyor yazık

İşin sırrı O’nu bilmekle olur

Bir değil toprağa vurulan kazık

Sabır, göz yaşını silmekle olur

 

Dağları titretmiş aşkımın külü

Bir gün anlayacak dikenler gülü

Şüphesiz ki; duaların kabulü

Hakikate teslim olmakla olur

 

İş çıkarma cahillere uyarak

Gözden düşme azgınlıgı giyerek

Zincirler kırarsan Allah diyerek

Ancak tefekküre dalmakla olur

 

İsterim ol, melek gibi görünsen

Kötü şeydir bir yılana barınsan

Unutma ki, cümle kirden arınsan

O’nun divanına gelmekle olur

 

Alimlerin yüreğine erişmek

Sünnet olur gereğine erişmek

Muhabbetin doruğuna erişmek

Umut dergahında kalmakla olur

 

Sana bir ışıktır doğan her sabah

Sınavdır, ruhunu boğan her sabah

Dizini döverek çekmezsin eyvah

Aşkından bir nasip almakla olur

 

Yol ağlasın gözlerinin seline

Münafık’tan bir söz alma diline

Taş yerine yağmur yağsa eline

Gönül kitabını bulmakla olur

 

Yalnız olduğunda kimi aradın

Sende mi ben gibi, derde yaradın

Vuslata gitmekse eğer muradın

Yaşamakla değil, ölmekle olur…

 

19 - Haziran - 2009

 

Gökan Öztürk

 

 

 

Vuslat

 

 

Mevlânâ der; ne olursan yine gel

Belki de son umut çaredir vuslat…

Bırak gevşekliği hele cana gel

İşin püf noktası yâredir vuslat…

 

Can yanar, aşığın bayılsın hele

Bir göç başlar namın yayılsın hele

Okyanus’um hiçe sayılsın hele

Damlalar dolusu deredir vuslat…

 

Yâr yoluna tutulmuşken, her demli

Sensiz her gecede gözlerim nemli

Bir işe başlarken niyet önemli

Sanma ki; uğursuz, karadır vuslat…

 

Aşkın süzgecine doğru fikir et

Alacağın her nefese şükür et

Sabrın sonu selamettir, zikir et

Tatlı çile, tatlı yaradır vuslat…

 

Aydınlığı göremeyen kör önce

Anadan, babadan, sonra yâr önce

Kader -nasip diye bir şey var önce

Nereye vardıysan oradır vuslat…

 

Gözleridir, ciğerimi yandıran

İblis imiş melek diye kandıran

Asırlardır bir güzeli andıran

Gönülleri yakan çıradır vuslat…

 

Yorulur nefesin yarıştırma yâr!

Meleği, şeytanla barıştırma yâr

Batıl sevda ile karıştırma yâr

Vuslatın ilk aşkı, Hiradır..! vuslat…

 

15 - Temmuz - 2009

 

Gökan Öztürk

 

 

 

İnanmıyor musun?

 

Ben aşkıma hiç gütmedim menfaat

Yüreğim kaleden zemin dedim ya

Pervaneyim sana her gün her saat

Sen yoksan ölürüm demin dedim ya

 

Göğe çıkartırım, diken battırmam

Her sevene cemalini tattırmam

Seni nankör pazarında sattırmam

Üstadlarım benden emin dedim ya

 

Yaşadığım çağdan beni sürseler

Aşkı körler yüreğimi görseler

Saçının teline zarar verseler

Küçülmez değerin namın dedim ya

 

Ateşi görünce çekilmek niye

Sen ki bana Allahımdan hediye

Şüphe etme artık aldatır diye

Kuran-a el basıp yemin dedim ya

 

Bana mı tebelleş felek oyunun!

Çok ağlarım bükülmesin boyunun

Hakkından gelirim kafir soyunun

Canımdır.. gözünde nemin dedim ya

 

Kalır isek her şiddete maruz yâr

Nasıl anlatacak serbest-aruz yâr

Batar isek kader böyle deriz yâr

Benim gemim senin gemin dedim ya

 

Pak aynaya benzer aşkın yapısı

Mahşerdedir bu sevdanın tapusu

Bize de yakındır vuslat kapısı

Günde yüzbin kere âmin dedim ya…

 

21 - Ocak - 2010

 

Gökan Öztürk

 

 

Selam, dua ve muhabbetle...

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamun Aleyküm.

 

Ben meseleyi tam anlayabilmiş değilim sevgili Gönüldaş. Birçok şiirlerini buradan okuyabiliyorken ne oldu da sildirdiniz? Şiirlerinizi başka yollardan mı paylaşacaksınız? Yukarıdaki şiirlerden başka şiir yayınlamayacak mısınız?

 

Selametle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selman kardeşim antoloji.com da ve edebiyat defterin de şiirlerim var 20 tane... Ve benim girdiğim 2-3 forum sitesinde de şiirlerim var başka hiçbir yerde şiirlerim yoktur... Ve bundan böyle artık internetteki şiir sitelerine sayfalarına şiirlerimi yazmayacağım... Burdan sayfamı sildirmemim sebebi çok şiirim vardı burada 6-7 kitaplık tutarında, çok olmasını istemedim hepsi bu... Siz kardeşlerim için 10 şiirimi yazdım ve artık yazmayacağım...

 

İnşallah Rabbim izin verirse bastıracağım kitaplarım da hep beraber görürürüz inşallah...

 

Sizlerden dileğim bu kardeşinize (bana) dua etmenizdir...

 

Allah hepimizin yardımcısı olsun...

 

Hayırlı geceler...

Share this post


Link to post
Share on other sites

hadi bir şiir daha yazayım sizler için... selam olsun ...

 

SERSERİLER PANOSU

 

 

Bu serseri, kırk bin yalan uydurur

Bu Allahtan korkmaz, yılan serseri

Bu zoru görünce küfür saydırır

Bu yetim hakkını çalan serseri

 

Bu sözde hocalık taslar, alim ya

Bu namussuz, dürzü, hain, zalim ya

Bu der; ne olacak benim halim ya

Bu belayı hergün bulan serseri

 

Bu korkak, donuna işer her zaman

Bu salakta duman arıyor duman

Bu papaz sıfatlı, bilmez din-iman

Bu her deyyusluğu salan serseri

 

Bu çok bilmiş, her sözünde piçlik var

Bu biraz budala sanki beçlik var

Bu hırsızda saraylık var, taçlık var

Bu iki şaraba ölen serseri

 

Bu saman altından su yürüten it

Bu sülük, bu fare, bu pire, bu bit

Bu da nerde diyor benim dinamit

Bu vatanı bine bölen serseri

 

Bu dilenci kılığıyla ev yapar

Bu Allaha tapmaz, paraya tapar

Bu yalaklık için el-etek öper

Bu domuz, arkadan gülen serseri

 

Bu suratsız, adamlıktan söz eder

Bu ateşe koşar seni köz eder

Bu uğursuz göz üstüne göz eder

Bu puştluk ilmini bilen serseri

 

Bu da bir inektir, bu da bir katır

Bu da der ki; bana dünyayı getir

Bu doğruyu palavraya benzetir

Bu da içi-dışı yalan serseri

 

Bu ömründe bir gün imama uymaz

Bu dünyayı yer de, ve hala doymaz

Bu kurnaz, işini yarına koymaz

Bu beleşçi, zengin, şölen serseri

 

Bu meraktan çatlayacak bir deli

Bu bir gün yaşarsa, bir gün de ölü

Ve bunda bulunur her sazın teli

Bu hakkı defterden silen serseri…

 

 

31 - Ocak - 2010

 

Gökan Öztürk

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad Necip Fazıl tarzında ve Çile'den etkilenerek yazmış olduğum bir şiir...

 

 

 

HÜSRAN

 

 

Ben hedef tahtası gündüz ve gece,

Sevdiğim dostlar hep bana musallat!

Önümü kesmeye yetti bilmece,

Kurtuluşum, nasıl olacak anlat...

 

Zayıflayıp döndüm iğne ipliğe,

Canıma okudum canıma yettim!

Kaptırdım ruhumu bitmez hiçliğe,

Yüreğimi haritaya benzettim...

 

Solucanlar neden hep beni dişler,

Ben nerede arıyorum macera!

Yaşadığım bela içime işler,

Dünyayı ağlatır bende ki yara;

 

Rahatça ölmenin formülü kimde?

Cehennemde yolculuğa kavuştum;

Bırakmıyor, deli gibi peşimde,

Her adımda gölgem ile boğuştum...

 

İçerimden sesler gelir; tak tak tak,

Yerlerde süründü yerlerde sorum...

Aç gözünü uyan şu tarafa bak!

Huduttan hududa atılıyorum;

 

Benimle beraber tutuluyor dil,

Kopmaya hazırdır kalbim yerinden!

Kaç defa yanıma geldi Azrail;

Birgün kaçamadım ecel terinden...

 

Cılız vucüdumda kamçının izi,

Vurulmaz noktadan nasıl vuruldum!

Bağrımda yanıklar gör dizi dizi;

Eridim, tükendim, bittim, yoruldum...

 

Perdenin altından sır yine gördüm,

Kimbilir nerede akıttığım kan?

Hayatın sırrını elimle ördüm,

Yüreğim ağzıma geldiği o an;

 

Haddi hesabı yok, dökülen kezzap,

Mantıksızın göbeğinde uçuyor,

Yine bana mı var? bana mı azap!

Saçmalık korosu gitmez bende zor;

 

Mutluluk yanımdan gittiği zaman,

Çırpındım, çırpındım can kafesimde!

Bu kabus içimde bittiği zaman,

O'nu hatırladım son nefesimde...

 

 

Gökan Öztürk / 2004

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ağlarsın

 

 

 

Umutlarım yıkılmayı bekler oy

Kurda-kuşa yem olurum ağlarsın

Seven yürek yüreğine ekler oy

Gözlerine nem olurum ağlarsın

 

 

''Dağı-çölü''feda ettim izine

Hiç riyakâr dememişim gözüne

Cennet kokan o güzelim yüzüne

Tatlı çile gam olurum ağlarsın

 

 

Sanarsın ki, güvercinin yaşı yok

Sanarsın ki, baharı yok,kışı yok!

Kötülerin mazimizde işi yok

Güzide bir dem olurum ağlarsın

 

 

Yâr sonunu aynalarda bulunca

Elim kalkmaz beni benden alınca

Sağır-dilsiz ve kör-topal olunca

Hızır gibi em olurum ağlarsın

 

 

Aşk tarifi olunmazmış beşiksiz!

Sen soframsın, oturamam kaşıksız

Seni koymam geceleri ışıksız

Milyon kadar mum olurum ağlarsın

 

 

O'nu bilen yüreğimi aşırmaz

Hedefini ölse bile şaşırmaz

İki cihan okyanusu taşırmaz

Dört cihana nam olurum ağlarsın

 

 

Zalim soyu şu derdimi çok eder

Aşka gülen vurulmayı hâk eder

Çeyrek-yarım bu sevdayı yok eder

İbret için tam olurum ağlarsın

 

 

Seni bildim! hem havada, karada

Dargınlık mı hiç olmasın arada?

Ulu divan kurulduğu sırada

Ben Rabbime râm olurum ağlarsın...

 

 

6 / Temmuz / 2010

 

Gökan Öztürk

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

BİLİRİZ

 

 

Şeytan kim, melek kim, gel benden öğren?

Zor olanı, kolayını biliriz

Fazla düşünceden olmuşuz migren

Verem, kanser olayını biliriz

 

 

Az değil ellere verilen kıyak

Bu millete dayak attılar dayak!

İcra geldi işsizlikten ne ayak

Avrupada balayını biliriz

 

 

Kılınız oynamaz it kudururken

Tüyen tüymüş umudumuz erirken

Daha dün toprağa şehit verirken

Kancıkların halayını biliriz

 

 

Rüşvetle doldurmuş cebi adamlar

İnsana benzemez abi adamlar

Bakır gibi demir gibi adamlar

Çinkosunu, kalayını biliriz

 

 

Kimdir diye sorma zıbarıp yatan

Doğruyu bilmezsen bu senin hatan

Bir üç değildir ki vatanı satan

Söyletmeyin… alayını biliriz …

 

 

Gökan Öztürk

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad Necip Fazıl'a

 

 

 

Ah Üstadım memleketin

Bitiş Necip Fazıl bitiş!

İtibarı arttı itin

Çatış Necip Fazıl çatış!

 

 

 

Nereye baktı akıllar!

Cirit atıyor çakallar

Ömrümü yedi vekiller

Tutuş Necip Fazıl tutuş!

 

 

 

Dağı delerdi o sedân

Biliriz Türk-İslâm gıdan

Bunlar vatanı satmadan

Yetiş Necip Fazıl yetiş!

 

 

Gökan Öztürk

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

OLA.. !

 

 

Rüzgarların sen sesine yetiş ki

Hızır gibi tüm cihana kök ola!

Leylâlar'ın nefesine yetiş ki

Bu Mecnu'nun yüreğinde tek ola!

 

 

Yağmurların notasında gör beni

Her insanın hatasında gör beni

Her menzilin kıtasında gör beni

On'a doğru niyazların çok ola!

 

 

Aşk mendil mi sakın onu fırlatma!

Beni sana seni bana zorlatma

Temiz doğdun ve temiz öl! kirletme

Öldüğünde toprakların pak ola!

 

 

Bildim sanır, aşkı bilmez haç asır!

Ey Allah'ım bir duaya aç asır!

Aşkımızı pişirdiler kaç asır

Cehennemde münâfıklar yok ola!

 

 

Aşkın için harcıyorsan kanını

Zalim soyu görecektir gününü

Dört parçaya bölseler de canını

Sağın-solun, önün-arkan hâk ola!

 

 

Yâr dediğin akıllıdır, delidir!

Benim gülüm bahçelerin gülüdür

Kim demiş ki benim aşkım ölüdür!

Ahirette kaldır başın dik ola!

 

 

12 - Temmuz - 2010

 

Gökan Öztürk

Share this post


Link to post
Share on other sites

OLA - 2

 

 

Ayrılınca tez duyulur kıyamet

Gözümdeki yaşlarımı sil ola!

Yeryüzünden gökyüzüne haber et

Seni nasıl sevdiğimi bil ola!

 

 

Ölmemişim bu aşkında diriysem

O zaman sus! ellerinin kiriysem

Eğer ben yâr vefasızın biriysem

Çekin gayrı gözlerime mil ola!

 

 

Ne farkeder ha yakında ırakta

Ustasını hiç unutmaz çırakta!

Güvercini, kır atları, bırak ta

Bana nasıl yaşlar döktü fil ola!

 

 

Zalimlerin tâ kökünü devirsem

ibret için küllerimi savursam

Bir gününü cehenneme çevirsem

Yüreğimi dilim dilim dil ola!

 

 

Sen idin sen gönlümün tek adresi

İçmek güzel! yâr eliyle badesi

Aşkımızın gelmiş ise vadesi

Ne ararsın eczânede pil ola!

 

 

Gerçek aşkı tatlandıran 0'dur ki

İstiyorsan deli deli kudur ki!

Allah'ımdan tek dileğim şudur ki;

Vuslat bize açılacak zil ola!

 

 

Gökan Öztürk

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

eyvallah serden geçti sağolasın ...

 

 

NE GÜZEL

 

 

Beni bir gün dağda, bir gün ovada

Uslanmadan soracaksan ne güzel

Çırpınırken kanatlarım havada

Göğe müjde vereceksen ne güzel

 

 

Cellat olup hançer vurma sineme

Başlamadan ayrılmayı deneme

Umutlar besleyip gönül haneme

Yemin edip gireceksen ne güzel

 

 

Sana tutulduğum yeni diyerek

Hiç yalnız bırakma beni diyerek

Bana seni gerek seni diyerek

Yunus gibi göreceksen ne güzel

 

 

Yarama ne tabib derman nede tıp

Çöllerde kalmışım aşkına yanıp

Niyet edip, cümle kirden arınıp

Bir menzile ereceksen ne güzel

 

 

Seven uzak demez, tutar sözünü

Hep yaş akıtırken gördüm gözünü

Gönül aynasında aşkın yüzünü

Mevlâna'da süreceksen ne güzel

 

 

Pak olur yüreğin ’’hak diye diye’’

Şimdi nankörlere dost olmak niye

Nazardan korkarak başın secdeye

Allah için varacaksan ne güzel...

 

 

10 / HAZİRAN / 2009

 

Gökan Öztürk

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

TERCİHİ SANA BIRAKTIM

 

 

 

Aşk denince çok şey gelir aklına

İstiyorsan yüreğimde duru ol!

Suâl eyle ağaçların şekline

Meylin varsa yaprak gibi kuru ol!

 

 

Öfke-zulüm hiç getirme diline

Taşın gayrı hasretliğin iline

Gıpta ile baksınlar o hâline

Yanan cümle ateşlerin koru ol!

 

 

Kafir sevda hâk sevdayla barışmaz

Pak düşünen velveleye girişmez

Kolay aşklar vuslatına erişmez

Geç sınavdan bu sevdanın zoru ol!

 

 

Çok engele ğöğüs gerdim duruldum

Doğar iken çarmıhlarda kuruldum

Hergün ölüp dirilmekten yoruldum

Bitsin çilem şu beynimin uru ol!

 

 

Talan oldu yüreciğim pare yâr

Belli değil son vademe süre yâr

Allah dostu her derdine çare yâr

Hiç çekinme edep öğren soru ol!

 

 

Ne uzakta, yakındadır hayalin

Ve Bedir de akındadır hayalin

Asırlardır sukûndadır hayalin

Nur olursan gözlerimin nuru ol!

 

 

Yüreğimi bulutlara as dersen

Yüzüm erir cemâlini göstersen

Denizleri aşka getir istersen

Ya da gökte gökkuşağı moru ol!

 

 

20 - Temmuz - 2010

 

Gökan Öztürk

 

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

İşin içine mana girince,şekilde,ruhta aynı potada eriyor ve bu sayede,kelimelerin yandığını hissediyoruz dudaklarımızda,okurken.

 

Dilerim Cenab-ı Allah'tan,daha çok şiir karalarsınız şuralarada,bizde bir nebze olsun bir şeyler idrak edebiliriz dizelerinizde.

 

Devamlarının gelmesi dileğiyle.

 

 

Saygılar ve hörmetler ederim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

abdülkadir Osmanlı ; kardeşim teşekkür ederim muhabbet buyurmuşsun eyvallah ...

 

ÜSTADIM ABDURRAHİM KARAKOÇ’a

 

 

Ellerinden öpüyorum evvelâ,

Bu millet canından bıktı Üstadım!

San ki bizi buldu her gelen bela,

Değirmenin cılkı çıktı Üstadım!

 

 

Çıkar için dostla açtık arayı,

Kaç yıl geçti saramadık yarayı!

Yaradan’dan çok sevmişiz parayı,

Akıllar nereye baktı Üstadım!

 

 

Kör gidermiş, şu dünyaya kör gelen!

Yıllarca düşündüm nedir zor gelen?

Şimdi diyeceğim vallah her gelen,

Başımıza çivi çaktı Üstadım!

 

 

Bol keseden attı kara sıpalar,

Bugün bile, bak ağlıyor tepeler,

Oğlanların kulağında küpeler,

Devir oyun bozan vakti Üstadım!

 

 

Çare sandık bir hıyarın tekini!

Uzak derken göremedik yakını,

’Hasan bile’ alamadı hakkını,

’Emine’ kafaya taktı Üstadım!

 

 

Şeytan kovalıyor melek kaçıyor,

Dünkü çocuk ağzımıza s... yor!

Torpil, rüşvet, her kapıyı açıyor,

Bu nasıl adalet, haktı Üstadım!

 

 

Karga gibi bir kılavuz tutmuşlar,

Umut derken bataklığa batmışlar,

Memleketi parselleyip satmışlar,

Bebeler uykudan kalktı Üstadım!

 

 

Vatan baştan başa başlar ağıda,

Hasret kaldık Fatih gibi yiğide!

Her gün şehit verir iken doğuda,

Hükümet canımı sıktı Üstadım!

 

 

Değişmez bu düzen kuru laf ile,

Senelerdir kandırıldık saf ile,

Yapmayın, etmeyin, dedik nafile,

Her gelen burnunu soktu Üstadım!

 

 

Düşman hangi safta, dost hangi safta?

Anamız dinimiz ağlar her hafta,

Bin yıllık türkümüz dururken rafta,

Pop’a karşı gelen yoktu Üstadım!

 

 

Aklı yoktur cahilleri övenin,

Vatan sever yiğitlere güvenin,

Günden güne ünü arttı devenin,

Gözünü gözüme dikti Üstadım!

 

 

Çığ gibi yükselir angutu-toy’u,

Dedim bu millete bırak uykuyu,

Kuzu gibi besliyoruz Apo’yu,

Sakarya’da şafak söktü Üstadım!

 

 

Nemru’da dost olan nursuzlar çıktı,

Hazineyi soyan hırsızlar çıktı,

Sayamam dağ boyu arsızlar çıktı,

Ne diyem, bağrımı yaktı Üstadım!

 

 

Türk’ün Türk’ten başka dostu yok dedik,

En büyük darbeyi yine biz yedik,

Biz devlet babadan huzur istedik,

Ağrımız, sızımız çoktu Üstadım!

 

 

Daha çok bekleriz! Ey başını ey!

Allah’tan korkun da duyun bizi hey,

Yüreğimi ta derinden yakan şey,

Bayrağımız boyun büktü Üstadım!...

 

 

Gökan Öztürk

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şiiriniz, estetik ve de sanatsal olarak ele alırsak gerçekten mükemmel işlenmiş. fakat kıt'alarına döşemiş olduğunuz fikirlere katıl(a)mıyorum. Türkiye tam bir bataklık halinde gibi bir intiba veriyor. aksini savunuyorum efendim, en azında genele bunu yayamazsınız. (sadece ufak bir bakış açımdı.) paylaşımınız için teşekkürler. önceki şiirlerinizi de okumuştum, kavi bir kaleminiz var. daim ola.. saygılar

Share this post


Link to post
Share on other sites

YERDE YOK GÖKTE YOK

 

 

''Aç diyordun'' şu kapını tez elden

Açtım açtım, bulamadım yâr seni!

Seç dediler yetmiş milyon güzelden

Seçtim seçtim, bulamadım yâr seni!

 

 

Anlam çıkar, bedenimi sürdüysem!

Anlam çıkar, nakış nakış ördüysem

Nerede bir uğursuzluk gördüysem

Kaçtım kaçtım, bulamadım yâr seni!

 

 

Zulüm olmaz Azrail'in oyunu!

Gıpta ile seyre daldım huyunu

Kayalardan güzelliğin suyunu

İçtim içtim, bulamadım yâr seni!

 

 

Hiçbir yardım göremedim ben elden

Hiçbir vefa bekledin mi sen elden?

Ateşlerden, köprülerden, tünelden

Geçtim geçtim, bulamadım yâr seni!

 

 

Bir bahçesin menekşeyle, ıtırla

Vuslat uzak sanıyorsun! hatırla

Kefenimi dilim dilim satırla

Biçtim biçtim, bulamadım yâr seni!

 

 

Kolay kolay kapanır mı bu yara?

Kim yoracak bu rüyamı hayıra!

Çare diye bambaşka bir diyara

Göçtüm göçtüm, bulamadım yâr seni!

 

 

Belli vakit senetlendim göklere

Kartal gibi kenetlendim göklere

Bir emirle kanatlandım göklere

Uçtum uçtum, bulamadım yâr seni!

 

 

Gökan Öztürk

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

BEN MİYİM?

 

 

Dağlardan dağlara hasret uçurdum

Vara vara; yüklediğin ben miyim?

Baharı görmeden yazı geçirdim

Kıra kıra; eklediğin ben miyim?

 

 

Gök rengi değişmiş bulutlarla yâr

Aşka hor bakıldı hudutlarla yâr

Tazecik yeşeren umutlarla yâr

Sara sara; kokladığın ben miyim?

 

 

Ne geçti eline ruhumu soyup

Sanma kör olurum gözümü oyup

Bir hedef tahtası önüne koyup

Sıra sıra; okladığın ben miyim?

 

 

Dönerim yüzümü vur-kaç ne çare

Herkes birbirine muhtaç ne çare

Haritaya döndüm, ilaç ne çare

Yara yara; çokladığın ben miyim?

 

 

Sallanır hayalim salkım-saçakta

Kurban ol deseler; aşkım bıçakta

Birgün gemi, birgün tren, uçakta

Kara kara; beklediğin ben miyim?

 

 

Beni sana getirecek bir tas su

Eserse ne güzel rüzgarın hû.. hû

O kadar aşığın içinde yahu

Dura dura; sakladığın ben miyim?

 

20 / Temmuz / 2009

 

Gökan Öztürk

Share this post


Link to post
Share on other sites

NASIL GELİRSEN GEL

 

 

 

Gökyüzünde yıldızların bitmişse

Dağlı-taşlı ovalı gel, razıyım

Aşk bahçende çiçeklerin yitmişse

Doldur suyu kovalı gel, razıyım

 

 

Özlediğin yâr düşünde sılaysa

Mecnun için büründüğün Leylaysa

Kıskançlığın can özüne belaysa

Çağır yedi düveli gel, razıyım

 

 

Şu başımdan çilelerim bitmez mi?

Aşk bağında bülbüllerin ötmez mi?

Ateşe at, çarmıha ger, yetmez mi?

Ör başıma çuvalı gel, razıyım

 

 

Ayaktayım, Allah’ıma çok şükür

Bir vefadan yoksun aşkı kim okur

Ne yazar ki, ha zenginsin ha fakir

İster isen havalı gel, razıyım

 

 

Allah için seviyorsan hak olur

Benim çilem seninkinden çok olur

Aşk binadır, yıkılırsa yok olur

Yüreğime sıvalı gel, razıyım

 

 

Cennet ağlar cehennemin dibiysen

Kar, fırtına, yağmur, çamur, tipiysen

Sazdan artık zevk alamaz gibiysen

Al eline kavalı gel, razıyım

 

 

Gaddarları çok yemede ben varım

Hasretine ’ah demede’ ben varım

İstediğin mahkemede ben varım

Koş hakime..! Davalı gel, razıyım…

 

16 - Aralık - 2009

 

Gökan Öztürk

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

’HAK’ SUN BANA

 

 

 

Ey sevgilim yaymış kaşın

Canevimde oksun bana

Gökte yıldızlar sırdaşın

Bir varsın, bir yoksun bana

 

 

Dilersen ruhumu devir

Dilersen aşkımda kal bir

Hangi bağa girersen gir

Çiçeklerin koksun bana

 

 

Can bulsun yaşımı sil de

Ben seninim, bunu bil de

Elinden yılan değil de

Gelsin akrep soksun bana

 

 

Korku perdeni kalple yık

’O’ diyorsa yukarı çık

Önce bir susuz kal, acık

Sonra derim toksun bana

 

 

İki gözümün biri sen

Yalvar ve yakar kir isen!

Şeytanı dost edinirsen

Derim sana şoksun bana

 

 

Seninle ağlar her gemi

Beni yalnız koyma e’mi

Çözdüm bugün aşk metremi

Azdan öte çoksun bana

 

 

Üzülme, yol olsun ırak

Ustasını sever çırak

Batılın peşini bırak

Allah için ’hak’ sun bana...

 

9 / Eylül / 2010

 

Gökan Öztürk

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

BEN SENİNDİM

 

 

 

 

Yâr her gece yokluğunun cengine

Bir ihtilal, yaptığım an senindim!

Yüreciğim gene düştü yangına

Kaşın hilal, yaptığım an senindim!

 

 

Ölüm yolda yerle bir et kinini

Bana sakla boynundaki benini

Kabul etsen Muhammed’in (s.a.v) dinini

O gün Bilal, yaptığım an senindim!

 

 

Hiç yüzüne hayırsızsın dendi mi?

Aşk bilmezler, bileğini yendi mi?

Haritaya benzetmişim kendimi

Perişan hal, yaptığım an senindim!

 

 

Yer-gök şahit ben haddimi aşmadım

Sensiz bir gün okyanusta taşmadım

Haramlığın meydanına koşmadım

Hakkım helal, yaptığım an senindim!

 

 

Sen tarihin sayfasında kahraman

Senin ile vuku buldu din-iman

Yüreğime kan sıçrardı bir zaman

Sana celal, yaptığım an senindim!

 

 

Düşüncemdir incelerin incesi

Neye varır bu vuslatın sencesi

Saçım aktı, gözüm kördü, öncesi

Dilimi lal, yaptığım an senindim!

 

 

Vebal alma öz canımı yiyerek

Gözden düşme fesatlığı giyerek

Kurtuluşa ermelisin diyerek

Bir ilmihal, yaptığım an senindim!

 

 

Ben kanında var olmuşum, kanım em

Benim için sevecekse gam yemem

Çoçuk gibi ağlamanı istemem

Seni ihmal, yaptığım an senindim!

 

Gökan Öztürk

Share this post


Link to post
Share on other sites

NEYZEN TEVFİK'E MEKTUP

 

Ağıdımı kabul buyur Üstad, daha sonra yine yazarım...

 

Rahmet dileklerimle...

 

 

Nerdesin Neyze'nim... bir bak şu hale

Kafa bırakmazlar kol bırakmazlar

Boşuna yolladık ferman bülbüle

Mecal bırakmazlar hal bırakmazlar

 

Onbeşlik bebeler billah çıldırdı

Kör kütükler yeri - ğöğü kaldırdı

Haramiler mutfaklara saldırdı

Ocak bırakmazlar kül bırakmazlar

 

Mazlumun hakkını yılanlar yedi

Dinime saldıran beş-altı kedi

Satanistler birer birer türedi

Gövde bırakmazlar el bırakmazlar

 

Babalar var, bana sorma ki nasıl

Analar var, piç doğurdu velhasıl

Zaman geçer hala bitmez bu fasıl

Hafta bırakmazlar yıl bırakmazlar

 

Arkadan vuranlar adam mı olur?

Derler; belasını arayan bulur

Doğrucular dokuz köyden kovulur

Ağız bırakmazlar dil bırakmazlar

 

Vatandaştan ne istiyor hükümet

Memleketi güzel yiyor hükümet

Ananı al da git diyor hükümet

Yuva bırakmazlar çul bırakmazlar

 

Para her kapıyı açıyor şimdi

Melek şeytanlardan kaçıyor şimdi

Gelen ağzımıza sıçıyor şimdi

Mektup bırakmazlar pul bırakmazlar

 

Yakışır kapkara iz Avrupaya

Koşar kafa, göz, el, diz Avrupaya

Talibli değiliz biz Avrupaya!

Havyan bırakmazlar kul bırakmazlar

 

Köleler şimdilik bizden daha hür

İki maymun birbiriyle gülüşür

Toprak ağlar, yağmur yağar, gül üşür

Yaprak bırakmazlar dal bırakmazlar

 

Menfaat, ve kibir bilmem ne verdi

Katır felek dert küpüne çevirdi

Nemrudun dostları dağlar devirdi

Serçe bırakmazlar, nal bırakmazlar

 

Fakir yatmaz sıcacık bir yuvada

Memleket kan ağlar, aklı havada

Kudurdu köpekler dağda-ovada

İlçe bırakmazlar il bırakmazlar

 

Akıllı dururken sapa yöneldik

Umudumuz sandık topa yöneldik!

Veysel'i unuttuk, popa yöneldik

Ozan bırakmazlar tel bırakmazlar

 

Neyze'nim güzeli sen de överdin

Bu köpeği benden önce döverdin

Allahsıza ana-avrat söverdin

İmkân bırakmazlar yol bırakmazlar...

 

Gökan Öztürk

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

BİRTANEM

 

Elimden kuş gibi uçtuğun vakit

Paramparça olur ciğer Birtanem

Birkez olsun sana hiç dedim mi git

Çok sevene nazar değer Birtanem

 

Yıllar yılı sana yoruldu beden

Bu deli sevdamı hiç sorma neden

Bana dünyaları bağışlarsın sen

Bir benim olursan eğer Birtanem

 

Bir güzelin aşkı ruhumu sarmış

Sensiz dünya bana ne kadar darmış

Ellerin, saçların, iyi ki varmış

Gözlerin dünyaya değer Birtanem

 

Kalp gözüyle görür usta çırağı

Aynı yerde sevenlerin durağı

Hayatıma hiç getirme kurağı

Bir duanla yağmur yağar Birtanem

 

Sevdiğini bekler yürek her gece

Yâr için güzeldir merak her gece

Yokluğundan olsa gerek her gece

Elim gırtlağımı boğar Birtanem

 

Anlamı ne, yüreğinde bensizin!

Günden güne artar oldu can sızın

Sen gidince güneş battı ansızın

Sen gelince güneş doğar Birtanem

 

Masum yüreğine merhamet eyle

Durgun sular cana gelir mi söyle

Çok ağlamış Aslı, Şirin, ve Leyla

Bu dünya yalanmış meğer Birtanem...

 

 

Gökan Öztürk

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...