Eşref Bey 58 Report post Posted August 20, 2010 Alaaddin Özdenören'in O'na ait hatıraları Özdenören lise yıllarında büyük bir heyecanla şiirlerini okudukları Üstad ile Sezai Karakoç sayesinde tanıştığını söyledi. Lise eğitimini tamamladıktan sonra sınıf arkadaşı Cahit Zarifoğlu ile birlikte İstanbul Üniversitesi'ne kayıtlarını yaptırdıklarını anlatan Özdenören, şöyle devam etti: "Nuri Pakdil, Bitlis'te askerde iken bize mektup gönderiyor ve İstanbul'a gittiğimizde Sezai Karakoç'u bulmamızı istiyordu. Biz de Cahit'le İstanbul'da ilk iş olarak Sezai Karakoç'un yanına gittik. Sezai abi de bizi bir gün Necip Fazıl Kısakürek ile tanıştıracağını söyledi. Cahit gelmedi. Sezai Karakoç ve ben, Üstad'ın Kızıltoprak'daki evine gittik. Necip Fazıl da o günler Yassıada'dan yeni çıkmıştı. Karşımda üstadı görünce çok heyecanlanmıştım." 'Beni tarif ediyordu' O gün bir süre sohbet ettikten sonra üstadın tutup eline bir zarf sıkıştırdığını söyleyen Özdenören, şöyle konuştu: "Zarfın içindeki yazıyı Cağaloğlu'na götürüp Son Posta Gazetesi'nin yazı işlerine teslim etmemi istedi. Ben de onlarla vedalaşıp dışarı çıktım, arkamdan Sezai Karakoç gelip, 'Alaeddin, vapurda yazıyı aç oku' dedi. Evden ayrılınca cebimdeki paranın karşıya geçmem için kafi gelmediğini farkettim. Geri dönüp onlardan para istemeye de utandım ve Kızıltoprak'tan yürüyerek Kadıköy'e geldim. Cebimdeki bütün para ile vapura bindim. Vapurda yazıyı açıp okudum ve hayretler içinde kaldım. Çünkü yazı, Anadolu'dan İstanbul'a okumak için yeni gelen ve üzerinde - aynen bende olduğu gibi- lacivert takım elbisesi bulunan bir gencin ruh halini tasvir ediyordu." 'Zarifoğlu ile üstad çok samimi oldular' Eminönü'ne geldiğinde şiddetli bir yağmur bastırdığını ve yağmur altında sırılsıklam bir halde Son Posta gazetesini bulup yazıyı teslim ettiğini söyleyen Özdenören, "Birkaç gün sonra tekrar Necip Fazıl'ın yanına gittiğimde bana Zarifoğlu'nu sordu, 'Sizin oradan tuhaf bir genç ziyaretime geldi, tanıyor musun?' dedi. Ben hemen Cahit olduğunu anlayıp, 'Evet, tanıyorum' dedim. Necip Fazıl, 'O genç gelip bana, siz Necip Fazıl Kısakürek misiniz?' dedi. Ben de, 'evet' dedim. 'Maraşlı'yım. şairim' deyip kendini tanıttıktan sonra, benimle ilgilenmeyip, kitaplarımla ilgilendi. Ne tuhaf biri' demişti. Bu tanışmadan çok etkilenen Necip Fazıl Kısakürek daha sonra Cahit'le çok samimi oldu" dedi. 25.05.2009 Quote Share this post Link to post Share on other sites