Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
onüç

Erzurum

Recommended Posts

Efendim başlıktanda anlaşılacağı üzre bu konuyu doğup büyüdüğüm memleketime Erzurum'a, Erzurum'u Erzurum yapan hakiki Dadaş'lara ithafen açmak istedim

 

Evet,Erzurum!

Cennet mekan Ulu Hakanın;"Musul düşerse sınır Erzurum'dur" yıldırım sözüne mazhar olan Erzurum.

Yine Sultan II Abdulhamid Han'ın ehemmiyetini bildiği için tabya sayısını 17'ye kadar çıkarttığı şehir Erzurum. (Bu tabyaları bırakın gezmeyi sayısını bile şuan şehrin enaz %70' bilmez bu arada...)

Kazım Karabekir Paşa'nın Doğunun Paris'i dediği Erzurum.

Üstad'ı İstanbuldan sonra etkileyen iki şehirden biri olan Erzurum.

 

 

Bu başlıkta Erzurum'un tarihçesinİ, Habip Baba'sının nasıl Erzurum'unu muhafaza ettiğini, Çifte Minareli Medresi'nin neden yarım kaldığını, yada Palandöken'in neden bu ismi aldığını anlatacak değiliz. Zaten bunlar hem forum formatımıza hemde açmaya niyetlediğimiz başlığa uygun olmaz.

Niyetimiz bu destansı şehir hakkında yazlagelmiş şiirleri toplamak, toparlamak.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

İlk olarak Dadaş’ın marşı olarak bilinen;“BAR” şiiri,

Şiire geçmeden önce, bu şiirle ilgili birkaç kelam etmek istiyorum.

Şiir; iki parçadan, birbirinden bağımsız iki parçadan müteşekkil. Resmi kaynaklar müellifinin Sadi (Sadettin) AKATAY olduğunu söylesede bazı hurafeler şiirin tamamının mevcut olmadığını ve anonim olduğunu iddia edegelmiştir yılardır.

Aslına bakılırsa gizemin cazibesindenmidir bilinmez bende bu hurafelere inananlardanım smile.gif

B A R

Yüzyılların ardından kopup gelen bir vakar,

Kahramanlık, yiğitlik, erlik destanıdır bar.

Bu oyunda gör bizi, geçme sakın ıraktan,

Gözün varsa seçersin bar da karayı aktan.

Bir savaş seyri vardır, dadaşın her barında

Görünce kanın kaynar, o an damarlarında

Doyum olmaz bir görsen kör oğlunun barını,

Güvenirsin gücüne, düşünmezsin yarını.

Dumlu’dan ta Basra’ya çağlayan selimiz var

Bahtımız kara değil bu gün Karasu kadar.

Bingöl yaratmadı mı, kan çağlayan Aras’ı

Hazar çalkalanırken kanar Türk’ün yarası

Aman Aras, han Aras, Bingöl’den kalkan Aras,

Al başımdan sevdamı, hazarda çalkan Aras.

Dadaş çelik bir yaydır, onu germeye gelmez.

Çağlayan bir sel olur, dağlara da baş eğmez.

Yayla bulutu gibi yükselir yavaş yavaş,

Sonra birden sel olur, köpürür coşar DADAŞ…

Doğunun sınır taşı Erzurum’un dadaşı,

Efe'si var İzmir’in eğilmez Türk’ün başı.

***************************

Bar Başlıyor ...

Barbaşı sallarken mendilini,

Gözüne al dadaşım gönülden sevgilini.

Dinle davul ne diyor...

Dan, dan, dan!

Ben bu sese vurgunam,

Can, can, can!

Canlar yurdundur elbet, her can vatana kurban.

Atalar yurt sevmeyi davuldan öğrendiler,

Bu ilk Bar’ın adına sarhoş barı dediler.

El ele tutuştular, gönülden tutuşanlar, hepside sarhoştular.

Seven sarhoştur elbet; içse de, içmese de.

Dadaşlar,ağır ağır bir halka çevirdiler,

Yurda kurban yiğitler, bu halkaya girdiler.

Ses yok, donmuş dudaklar, gözler şimşekleşiyor,

Kırat kişniyor, neden toprakları eşiyor?

Dan, dan, dan, kanları kaynaştıran bir ses çıktı zurnadan.

Dağlar gibi Dadaşlar, kımıldandı durmadan.

Tanrım bu ne duruştur, gözler halkalanıyor,

Ufuklar bayraklaştı, cihan dalgalanıyor.

Silkin ey Palandöken, dök başından karını,

Dadaş oynarken senin gösterir vakarını.

Vur davulcu davula, candan coşsun Dadaşım,

Çal zurnacı, oynasın Dadaş, dönüyor başım.

Sadi(Sadettin) AKATAY

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

en son dört beş ay önce oradaydım. çifte minareli caminin oralarda, cumhuriyet caddesinde, kazım karabekir eğitim fakültesinde gözüm seni aradı. belki karşılaşırız diye daha bi dikkatli baktım sağa sola. meğerse evlenmişsin. Allah mesud etsin. bilmiyordum. merak etme terhis oldum bu arada. istanbul'a döndüm. nasip diye bişey var birde onu anladım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Erzurum

 

“Erzurum çarşı Pazar,

İçinde bir kız gezer.”

İçimde bir kız gezer,

İçimizde umutlar…

Kırılmış divit kalem,

Buz kesilmiş mürekkep.

Hangi şair…

Hangi şair…

Hangi şair bizi yazar?

 

Marifetnâme’den öğrendik marifeti.

Bilmiyorsun cancağızım! Senden daha çok yaşarız,

Geceyi… Yalnızlığı… Birlikteliği…

Masum ve delikanlı düşlerimizin koynuna

Kar yağarken susar,

Dinleriz melekleri…

 

Ve bir Oltu tespihinin taneleri arasında

Unutup aşka dair yıkılmışlığımızı

Üç kümbetlerde üçe bölünen dualarla

Kanatlanıp uçarız Aziziye sırtlarına.

 

Palandöken’e yağan kar çağırsak gelir

Bizim üstümüze de yağar ikindilerde

Ve biz dağ olup çıkarız dosta düşmana karşı

Ferhat’ı kalbimizde açtığı yaralardan

Şirin’i gül desenli ehramından tanırız.

 

Yorgun adımlarımız yola koyuluşunda

Eritir buzlarını kaldırımların

Kan kardaşlığı için akıtılan kan gibi

Bir dolmuş sıcaklığı Çaykara yokuşunda…

Müsterih olsun ruhları, şanlı ecdadımızın.

Nene Hatun’u onca kavgaya sürükleyen

Sırrı çözdük âşık kahvelerinde

Anlamsız utançlara başkaldıran ozanlar

İndirdikçe mızrâbı bir sazın tellerine

Sezdik ihaneti…

Utanmıyoruz biz de…

 

Buradayız! Biz, yani esmer tenli taşralılar.

Bir kudretli mâzi ile senli benli taşralılar.

Çatlamış dudaklarımız meyletmez intizâre.

Selçuklusun… Osmanlısın… Diyor Çifte Minare.

 

Evlâdın babasına kar etmez tesellisi

Duyulur Ulu Cami’den Lalapaşa’nın sesi.

Nef’i’den, Emrah’tan mısralar okur gibi

Baharda bir başka coşar, Tortum’un şelalesi

 

Nâz makamında birer dervişiyiz ızdırâbın

Ta başından arz eyledik halimizi dergâha

Cancağızım! Yüksünmek ne? Bize yük değildir melâl.

En kıdemli kederlerle sınamış Tanrı bizi.

Yıkmazsa bir şekilde bizi bu Darü’l-celâl

Biz bir yolunu bulur,

Yıkarız kendimizi…

Bir elimizde açlıktan nefesi kokan bir çocuk;

Diğerinde Yemen’in kokusunu taşıyan

Kitâb’ın arasında kurutulmuş bir gülle

Söyleriz gidip de gelmeyenlerin üstüne,

Söyleriz türkümüzü,

Kifayetsiz bir dille…

 

“Mızıka çalındı düğün mü sandın

Al yeşil bayrağı gelin mi sandın

Yemen’e gideni gelir mi sandın

Tez gel ağam tez gel dayanamirem”

 

Cirit oynardı meydanda, barbaşıydı başbarda

Zığva, yelek boynu bükük, kalakaldı duvarda

Palandöken! Palandöken! Bunca canı netti Yemen?

Yaylalarda gezen yiğit, çöle düştü neden neden?

Palandöken… Palandöken…

 

Günler usulca kopuyor, feryatlar usulünce,

Vuslattan umut kesmiş kızın penceresinden.

Bir teselli bırakmadın, bir dokunsan âh u zâr

Kızın dilinde ağıt, kızın içinde mezar…

 

Ve kahveler…

Erzincankapı sığınakları

Avuçları ısıtacak bir çaydan öte her an,

Kayıp arkadaşları buluşturan kahveler

Bahanesi aşk olanı başköşede ağırlayan

Dili tutuk şairleri konuşturan kahveler

Divâne kılıçlara kucak açan kalkan gibi

Yıllanmış dadaşlarla körpe talebeleri,

Aynı masa etrafında, kavuşturan kahveler

Kavuşturan, buluşturan, konuşturan kahveler

Sönmüş bir meşaleyi, tutuşturan kahveler…

 

Kaçmaya gerekçedir Gürcükapı’nın daveti

Havuzbaşı’nda başkadır soluk almanın hazzı

Yaradan’dan gayrısını yol alırken ağyar kılar

Abdurrahman Gazi’de sevdik niyâzı.

 

Elbet yâd eder bizi de su içtiğimiz çeşmeler,

Bir abdestten daha çok şey aldığımız şadırvanlar,

Yakutiye kubbesine serptiğimiz yalnızlıklar

Ve Taşhan’ın avlusunda taşlarla söyleşmeler…

 

“Erzurum’da bir kuş var

Kanadında gümüş var”

Altın olsa neyleyim.

Bana yâr olmamış yâr…

 

BASRİ AKDEMİR

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

ERZURUM

Karlar ülkesinin çocuğuyum

Beyazın nam saldığı

Çilenin buram buram tüttüğü

Bir diyârdır benim yaşadığım

 

İçli sevdalarla yüklü

Yüreği türkülere vurgun

Sabırlı insanlar yurdudur

Erzurum

 

Boynu tevekkülle Hak' ka çevrili

Kanaati katık edip ekmeğine

Tüketir ömrünü

Tıpkı bir türküdeki gibi:

'Başı pare pare dumanlı dağlar

Firkatinen aşıp giden yine ben oldum.

Eller göçün çekmiş gider yaylaya

Göçün çekip sarpa düşen yine ben oldum.

 

Ecel kalesine gidenler gelir

Emir haktan vade yetenler ölür

Nidem sevdiceğim elden ne gelir

Ayrılık defterini yazan yine ben oldum...'

 

Ak bir sonsuzluğun ortasında

Dayamış sırtını Palandöken'e

Mana erleriyle dolu toprakta

Vermiş bir zirveyi

Ulu bir sese

 

Bu şehrin

Sokağı...caddesi...çarşısı...

Destansı bir geçmişten

Bize tarih mirasıdır

 

Ve bu destan şehrin hayalhanesinde

Şimdi bir kız gezmektedir:

'Elinde divit kalem

Dertlere derman yazan'

 

Kalem kaşlı, sırma saçlı bu güzel

Gönlünün şenliğini türkülere dökmektedir:

'Erzurum oylum oylum

Geliyor servi boylum

Servi boylum gelince

Şen olur benim gönlüm'

 

Erzurum kal'ası taş

Çift gezer iki gardaş

Büyüğü şöyle böyle

Küçüğü cevahir taş'

 

Bu şehir sesidir

Baştanbaşa bir milletin.

Bu şehir bestesidir,

Yüzyıllardır hürriyetin

Belki hiç bir zaman

Kadri bilinmeyecektir

Erzurum'un...

 

Ama vatan uğrunda terk-i can etmek

Hep muradı olacaktır

Erzurumlunun...

 

 

İsmail Bingöl

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

E r z u r u m

 

Bahar olur dağlar çiçek açarlar

Kokuların ovalara saçarlar

Göç göç olur yaylalara göçerler

Dağlarında dumanın hoş ERZURUM

Dergahında imanın hoş ERZURUM

 

Yaz gelende tarla çayir biçerler

Öğlen olur ayran gelir içerler

İşe dalar kendisinden geçerler

İnsanın hoş, işin bir hoş ERZURUM

Pestil ceviz, keşin bir hoş ERZURUM

 

Güz gelende dökülürler yarpaklar

Gazellerle örtülür hep torpaklar

Yağmur yağar sel su olur sokaklar

Cağ kebabın aşın bir hoş ERZURUM

Kehribarın taşın bir hoş ERZURUM

 

Bir bakarsın duman sarmış dağlari

Çeçil peynir sari tere yağlari

Bir başkadır dadaşların baş bari

Ciridin hoş, dadaşın hoş ERZURUM

Düşmanlarla savaşın hoş ERZURUM

 

Kış olanda karlar yağar ovaya

Cümle kurt kuş kapanırlar yuvaya

Dedeleri el açarlar duaya

Hatimlerde bin birin hoş ERZURUM

Dilin bir hoş, dinin bir hoş ERZURUM

 

Dadaşların hoş sohbete tutuşur

Çaylar gelir ortalık bir yatışır

Aşıkların türki söyler atışır

Şiirin hoş, ozanın hoş ERZURUM

Okuyanın yazanın hoş ERZURUM

 

İbrahim Hakkı’nla, Alvarlı’n ile

Nene Hatun’ların şehitlerinle

Saltuklu, Selçuklu, Osmanlı ile

Asâletin, özün bir hoş ERZURUM

Sohbetin hoş sözün bir hoş ERZURUM

 

Kadir der ki ele gettin hoşuma

Ne söylesem zanirem ki boşuna

Rast gelmedim dünyada bir eşine

Yurdumdaki yören bir hoş ERZURUM

Düğün, dernek, tören bir hoş ERZURUM

 

A.KADİR ŞAHİN -OLUR- ERZURUM

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

ERZURUM'DA BİR ÇAYHANE GÜNLÜĞÜ

 

Külrengi,kırmızı ve sarı bir fırça

Gezinmiş gibidir;şimdi Erzurum

Çarşısı;pazarı,çayhaneleri...

Velhasıl sonbahar..arkasında kar!

Yüreklerde çarpan,bir titrek hüzün

Ufuklara dalan gözlerde sevinç

Çaylara bulaşmış,bir avuç efkar!..

Söylemesi ayıp,bir köşesinde

Her yüreğin;bir bilinmez sevda var...

 

Vilayete bakan çayhanede gün

Nerdeyse gençlerin elinde tutsak

Fikrin kırbacıyla dövülüp durur:

 

"..Niye müçtehit az,halbuki herkes

Hak bilir,yanılır...doğruyu bulur!.."

 

Çayı yudumlarken ak sakallı can

Fikrin kırbacını sarar eline...

Gün'ü okşar,sarar,bağrına basar...

 

Gözleriyle toplar genç yürekleri

Bir buse kondurur titreyen An'a..

Bir çift söz mü,karanfil mi?..bilinmez

Hediye ettiği,akla izan'a..

 

"Kanatlarda akan havayla uçmak

Bil ki kartalda da sinektede var!

Ama bir sinekten bir kartala yol

Fezayı kateden uzaklık kadar.."

 

Ufuklara dalan gözlerde sevinç..

Çaylara bulaşmış bir avuç efkar!..

 

AHMET TEVFİK OZAN

 

 

(Kendisi Harputlu olan ve şimdi Elazığ'da ikamet eden hocamın Erzurum'a yazdığı birçok şiiri var.Ayrıca şiirdeki "aksakallı can" Mehmet Kırkıncı Hocaefendidir.)

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Halis muhlis bir dadaş olarak bu başlığa katkı sağlamayı vazife bilirim. Çok hoş paylaşımlar olmuş, teşekkür ederiz.

 

Şiirden önce biraz muhteviyata ters olacak ama hafif reklam yapalım. Bir yaygın görüştür, Erzurumlu er kişi fazla bağlıdır toprağına, sanki vatanda ayrı bir toprak parçasıdır Erzurum. Hatta anlatılır; "Nerelisin? diye sorulsa; "Erzurumluyum elhamdülillah!" :) diyecek kadar hafif enaniyeti kabarık olmak alışkanlıktır. En azından bende var ne yalan söyleyeyim. Aşağıdaki şiir de bu yüzden beni cezbetmiş olacak. Ayrıca dipnot düşelim Sayın Türk'öne bir yazısında;

 

"Erzurum, Türkiye'nin tapu kaydının muhafaza edildiği yer. Erzurumlu dediğiniz, Erzurum dışında her yerin yükünü sırtında taşır. Bu yüzden ilk sözü de son sözü de burası söyleyecek. Erzurumlunun aklına yattıysa Kürt sorunu çözülür. Kürt sorunu kışkırtılan gerginliklere, körler sağırlar diyaloğuna konu ediliyor. Halbuki sabırlı, tahammüllü ve müstağni olmalıyız. Ülkeyi rahatlatmak için biriken basıncı düşürmek lâzım. Bunun için de biraz Erzurumlu gibi hayata ve Türkiye'ye bakabilmeliyiz." Görüldüğü üzre Sayın Türk'öne de bizi teyid eder niteliktedir efendim. Evet bu kadarı yeter deyip, ben de aşağıdaki şiiri paylaşmak istedim, tam Doğulunun hele de Erzurumlu'nun saf kanına yaraşır bir şiir, buyrun.

 

 

Çözer Erzurum

 

İki güzel insan seslenmiş bana,

Arife ne tarif çözer Erzurum.

Yeter ki söyleyin can gelsin cana,

Sözde inci mercan dizer Erzurum.

 

Erzurum sevdanın bağı bahçesi,

Fakir mazlum için dolu kepçesi,

Öz Türkçeyi söyler güzel lehçesi,

En güzel türküyü yazar Erzurum.

 

Vatanın bağrında açan bir çiçek,

Dadaşlar diyarı başka bir gerçek,

Biçilmez pahası olmadı ölçek,

Çelikten bir yaydır çizer Erzurum.

 

Hainin testisi çeşmeden dolmaz,

Bu cennet vatanın çiçeği solmaz,

Tuzak kuran asla hiç iflah olmaz,

Düşman oyununu bozar Erzurum.

 

Bu dadaş sesidir çağlarsa durmaz,

Mertçe söyler sözü tuzaklar kurmaz,

Hiç bir zaman asla olmadı kurnaz,

Önde yalın kılınç tozar Erzurum.

 

Vatan destanını Erzurum yazdı,

Moskof’a, Yunan’a mezarlar kazdı,

Bölücüler yine iyice azdı,

Tipi boran olur tozar Erzurum.

 

Yaren Ali, Pınar Abla can katar,

Tekirdağ’dan gelir dosta el atar,

Kayseri meşhurdur pastırma satar,

Alır selamını süzer Erzurum.

 

Fakir Nurullah’ım kurban vatana,

Layık olmalısın şanlı atana,

Bir çift sözüm vardır toprak satana,

Gerekirse mezar kazar Erzurum.

 

Nurullah ÖZKILIÇ

  • Like 4

Share this post


Link to post
Share on other sites

DADAŞ

 

Dediler; “davranma,düştün kapana,

Ya çek bıçağını,ya gel amana!”

Dedim ki; “Dadaşı doğuran ana,

Taşır mı karnında eğilecek baş?” smiley.gif

 

Bilmem ki öldü mü?, kaldı mı diri?

Kanla temizlendi elimin kiri.

Koyu karanlıkta haykırdı biri,

Dedi ki; “ben ettim, sen etmem Dadaş!”

 

Yerine gelmişti Dadaşın andı,

Kamayı parlattım yüreğim yandı,

Kurtulan, kancıkça pusu kurandı,

Elimde ölene döküyorum yaş

 

 

K.Kamu

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir ufak kıt'a da benden gelsin, saygılar efendim :)

 

Erzurum'un kışı zorludur balam,

tandırında tezek yakar Erzurum,

buz tutar yiğitlerinin bıyığı

ve geceleyin karlı ovada

kaskatı katılaşmış, donmuş görürsün karanlığı.

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Halis muhlis bir dadaş olarak bu başlığa katkı sağlamayı vazife bilirim. Çok hoş paylaşımlar olmuş, teşekkür ederiz.

 

Şiirden önce biraz muhteviyata ters olacak ama hafif reklam yapalım. Bir yaygın görüştür, Erzurumlu er kişi fazla bağlıdır toprağına, sanki vatanda ayrı bir toprak parçasıdır Erzurum. Hatta anlatılır; "Nerelisin? diye sorulsa; "Erzurumluyum elhamdülillah!" :) diyecek kadar hafif enaniyeti kabarık olmak alışkanlıktır. En azından bende var ne yalan söyleyeyim. Aşağıdaki şiir de bu yüzden beni cezbetmiş olacak. Ayrıca dipnot düşelim Sayın Türk'öne bir yazısında;

 

"Erzurum, Türkiye'nin tapu kaydının muhafaza edildiği yer. Erzurumlu dediğiniz, Erzurum dışında her yerin yükünü sırtında taşır. Bu yüzden ilk sözü de son sözü de burası söyleyecek. Erzurumlunun aklına yattıysa Kürt sorunu çözülür. Kürt sorunu kışkırtılan gerginliklere, körler sağırlar diyaloğuna konu ediliyor. Halbuki sabırlı, tahammüllü ve müstağni olmalıyız. Ülkeyi rahatlatmak için biriken basıncı düşürmek lâzım. Bunun için de biraz Erzurumlu gibi hayata ve Türkiye'ye bakabilmeliyiz." Görüldüğü üzre Sayın Türk'öne de bizi teyid eder niteliktedir efendim. Evet bu kadarı yeter deyip, ben de aşağıdaki şiiri paylaşmak istedim, tam Doğulunun hele de Erzurumlu'nun saf kanına yaraşır bir şiir, buyrun.

 

 

Çözer Erzurum

 

İki güzel insan seslenmiş bana,

Arife ne tarif çözer Erzurum.

Yeter ki söyleyin can gelsin cana,

Sözde inci mercan dizer Erzurum.

 

Erzurum sevdanın bağı bahçesi,

Fakir mazlum için dolu kepçesi,

Öz Türkçeyi söyler güzel lehçesi,

En güzel türküyü yazar Erzurum.

 

Vatanın bağrında açan bir çiçek,

Dadaşlar diyarı başka bir gerçek,

Biçilmez pahası olmadı ölçek,

Çelikten bir yaydır çizer Erzurum.

 

Hainin testisi çeşmeden dolmaz,

Bu cennet vatanın çiçeği solmaz,

Tuzak kuran asla hiç iflah olmaz,

Düşman oyununu bozar Erzurum.

 

Bu dadaş sesidir çağlarsa durmaz,

Mertçe söyler sözü tuzaklar kurmaz,

Hiç bir zaman asla olmadı kurnaz,

Önde yalın kılınç tozar Erzurum.

 

Vatan destanını Erzurum yazdı,

Moskof'a, Yunan'a mezarlar kazdı,

Bölücüler yine iyice azdı,

Tipi boran olur tozar Erzurum.

 

Yaren Ali, Pınar Abla can katar,

Tekirdağ'dan gelir dosta el atar,

Kayseri meşhurdur pastırma satar,

Alır selamını süzer Erzurum.

 

Fakir Nurullah'ım kurban vatana,

Layık olmalısın şanlı atana,

Bir çift sözüm vardır toprak satana,

Gerekirse mezar kazar Erzurum.

 

Nurullah ÖZKILIÇ

 

 

Vay arkadaş! O kadar methetmişsiniz ki Erzurumunuz'u, kıskanacağı geliyor insanın (: Malum memleket meseleleri de insanın tercihi dışı bişey, napsak ki şimdi? :)

Siz sevgili dadaş kardeşlerimizin, "Nerelisin?" sorusuna cevap olarak "Elhamdülillah Erzurumluyum" derkenki enaniyeti, bizler de "Elhamdülillah Maraşlıyım hatta Kahramanmaraşlıyım" derken hafiften (!) bi duymuyo değiliz hani, ama, havası soğuk, insanı sıcak Erzurum için de sımsıcak dostlarımız referans oluyor bizlere.

Erzurum... Güzel diyar vesselam...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Erzurum-Maraş derken aklıma hoş bir fıkra geldi Teyo Pehlivan ile ilgili.:)

 

Teyo pehlivan, Hasankalede düzenlenen resmi güreşe çıkar.Rakibi Maraşlı biridir, Maraşlı pehlivan bizimkini yener, hakem Hasankaleli olduğundan taraf tutar yenilgiyi saymaz.Tekrar güreşirler.Maraşlı tekrar yener, bu kez kule hakemleri kabul etmez.Maraşlı pehlivan bu duruma kızar, güreş başlar başlamaz Maraşlı pehlivan bizimkini öyle bir yere çalar ki, iki omuzu yerde olan Teyo pehlivanın göğsüne oturur ve derki:

-Şimdide mi yenilmedin?

Teyo gayet pişkin cevap verir:

-Ben ne bilim onlara sor....

 

İki şehrimize de gitmek ne yazık ki nasip olmadı.Ama şehirleri şehir yapan bana göre içinden çıkardığı insanların kalitesidir.Gerek Maraş'ın gerekse Erzurum'un maşallahları var bu konuda.Kıskanacağınız gelmiş Nameless hanım...Bakın yukarıda ki fıkrada sizin içindi.Okudukça yüzünüzde güller açılır inşallah (:

Share this post


Link to post
Share on other sites

önümüzdeki 20 yıl içerisinde erzurum'u haritadan sileceğim. özel nükleer ve atomik silahlarla yapacağım bunu.

 

şiddete meyyalim inan(ın) ki, dertten..

Share this post


Link to post
Share on other sites

önümüzdeki 20 yıl içerisinde erzurum'u haritadan sileceğim. özel nükleer ve atomik silahlarla yapacağım bunu.

 

şiddete meyyalim inan(ın) ki, dertten..

 

Senin Erzurum ile olan derdin nedir aslanım :D naptılar sana burda :)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

İlk mesajda sayısıyla namlanan Erzurum Tabyaları için yazılmış, kanları kaynatan muazzam bir şiir

 

Buyrun:

 

ERZURUM TABYALARINDAN...

 

Bir şimşek çakıyor, yine bir şimşek,

Çakıyor Erzurum tabyalarından!

Dizilmiş Nâme'ler, Nineler tek tek,

Bakıyor Erzurum tabyalarından.

 

Yediden yetmişe, tek vücut, tek can;

Erzurum bir sevda, Erzurum vatan!

Taptaze bir yara gibi hep o kan,

Akıyor Erzurum tabyalarından.

 

Bu sevda bir sel ki tesnedir kine,

Bir kez kabardı mı sığmaz bendine..

Bu sevda, yıllardır bizi kendine,

Çekiyor Erzurum tabyalarından.

 

Ahmet Muhtar Paşa'm, al bizi yürüt!

Küffarın kökünü yeniden kurut!

Dün bugün misali halâ kan, barut,

Kokuyor Erzurum tabyalarından.

 

Dadaşıma artık; ha ateş, ha kar,

Burada savaşın adı; 'KANLI BAR'.

Ovaya sis değil, mücahit rûhlar,

Çöküyor Erzurum tabyalarından.

 

Gökler alev alev, yer bayrak bayrak,

Ya şu ufuklara, şu dağlara bak!

Bu gece dünyaya başka bir şafak

Çöküyor Erzurum tabyalarından.

 

Bekir Sıtkı'm, şaşma nice bir tarih!

Gündüzü bir tarih, gece bir tarih;

Destanı sen değil, koca bir tarih,

Okuyor Erzurum tabyalarından.

 

BEKİR SITKI ERDOĞAN 1

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

ERZURUM DESTANI

ERzurum kilidi mülk-i İslam'ın

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

Erzurum der-bendi ehl-i imanın

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Gayet şecaatli erler var idi

Nisası ricali hayadar idi

Edebli erkânlı bir diyar idi

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Göl yerinde elbet sular bulunur

Yine vardır deyu ümid olunur

Yine bu gün bin bahaya alınur

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Hamdü lillah metin İslamları var

Fakire zaife ihsanları var

Gülbe-i gönülde imanları var

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Hayrat hasenatlı erleri vardır

Hayr ü bereketli güzel diyardır

Seyretsen alemi bu aşikardır

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Müşkil halleyleyen uleması var

Safa bahşeyleyen fuzalası var

Şöhret-şiar yine küberası var

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Seherlerde müezzinler nidası

Halkalarda muvahhidler sadası

Ne güzeldir zikrullahın edası

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Vaizleri kürsileri bezetmiş

Candan geçmiş emrullahı gözetmiş

Allah içün sohbetini uzatmış

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Ramazan'da bir âlî-şan ederler

O şehr-i sıyâmı zi-şan ederler

Fukara gönlünü gülşen ederler

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Civanlar pîrlere hürmet ederler

Duasın almağa gayret ederler

Ramazan'a güzel hürmet ederler

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Rabb'im beldemize merhamet ede

Ahalisi râh-ı Mevlaya gide

Enbiya evliya bir himmet ede

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Doğa kalbimize nûr-i hidayet

Sâbık ola sâbit ola seâdet

Ol zeman bulunur bâkî selamet

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Binlerce bin medfûn evliyası var

Zahir batın nice asfiyası var

Feyz ü berekât-ı Kibriya'sı var

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Dilerem kerem-i Kerim'den elbet

Rabb'im ede Erzurum'a merhamet

Halkeyleye Rabb'im bir âlî himmet

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

İnsaf merhametle kalbimiz dola

Gittiğimiz târik şeri'at ola

Kalbimiz envar-ı ma'rifet bula

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Bir kul günahına tevbe ederse

Sadıkane o dergaha giderse

Afvolur günahı her ne kadarsa

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Dilerem daima kân-i keremden

Kaldırmaya nûr-i iman dîdemden

Bizi halâs ede derd-i veremden

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Hafızları binbir hatim okurlar

Nûr-i Kur'an enhârına akarlar

Nüzul-i merhamet-gâhe bakarlar

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Binbir hatim nuru Arş'ı doldurmuş

Bela musibeti yerden kaldırmış

Düşmanları kahreylemiş öldürmüş

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Kerem-i Kerim'den oldu inayet

Binbir hatim beldemizde kıraet

Gönlümüze doldu nûr-i şeriat

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Rabb'im hıfzeyleye düşman şerrinden

Gazab göstermeye berr ü bahrinden

Husûsâ ki Erzurum'un şehrinden

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

Kalblerine dolsun feyz-i Rabbani

Ahâlisi bulsun rahm-i Rahmanı

LUTFÎ Erzurum'dan gördün ihsanı

Mevla'ya emanet olsun Erzurum

 

HÂCE MUHAMMED LUTFÎ (Alvarlı Efe Hazretleri)

 

Eser:Hülâsatü'l-Hakayık

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Alvarlı Efe Hazretleri(k.s.) Erzurum'un Hasankale'ye bağlı Kındığı köyünde dünyaya gelmiştir.Kendisi kâmil mürşittir ve Hâce Muhammed Pir-i Küfrevi Hazretleri'nin seçkin halifelerindendir.12 Mart 1956'da vefat etmiş ve naş-ı şerifide Alvar Köyündedir.

Yolu Erzurum'a düşen kardeşlerimiz mutlaka ziyaret etsinler.Kendisinin eşine pekde rastlanmaz manevi iklimleri var.Alvar'a bi külliye yapacaklardı ama şimdi ne durumda bilmiyorum.neyse hasılı hazret mürşitlerden geçilmeyen bir devirde parlayan hakiki mürşit idi.Allah bizleri O'nların hatrına affetsin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu konuya dahil olmazsak eğer olurda bir gün memelkete gitmwek nasibolursa içeriye almazlar alimallah! :) :)

Konuya ilk katkımız şivesinden olsun Erzurum'un...

 

 

 

DİYİRLER BİZDE

Çitin adi çeper, oğlak da gıdik

Tay'a kurik derler, köpeğe gudik

Fasulye löbiye, bulgura hedik

Mantıya da hıngel diyirler bizde.

 

Telis Çuval demek, Pingel de folluk

Bütüne tomari, tuluma tulluk

Civcivlere cücük, hindiye culuk

Patatese kartol diyirler bizde.

 

Un Corbasi herle, Ahır bizde kom

Bacaya buhari, leviyeye Lom

Dantele tentene, tumana ise don

Bedduaya gargış , diyirler bizde.

 

Sofra bezi Dastar, Samanlık merek

Demine bayahıt, sergene Terek

Çaydanlığa çaynik, kovaya külek

Havluya da peşkir diyirler bizde.

 

Sandalye iskemle, katı ise perk

Bilmeceye mesel, nadasada herk

Dedikodu hekat, at arkası terk

Yüz örtmeye yaşmak diyirler bizde.

 

Dilsizin adi lal, görmeyene kor

Yoğurt suyu söcük, öksürüğe çor

Banyo yapmak çimmek, peynire de lor

Mızıkçıya cığız diyirler bizde.

 

Sos anık ve urva, kirişe hetil

Geçen yıla bıldır, yatağa mitil

Kahverengi kavut, bakraca Sitil

Kilime de cecim diyirler bizde.

 

Elbise entari, yumağa kelef,

Koyunlara davar, sürüye celep

Çamaşıra esbab, çapraza verep

Rüzgara ülüzgar diyirler bizde.

 

 

Mandalara Camış, kediye pisik

Sofraya peşkın, danaya mozik

Kuzu ve dananın yatağı kozlik

Divana da peke diyirler bizde.

 

Dağ eriği sarol, kaynağa göze

Annemiz abadır, teyzemiz eze

Halamız bibidir, teyzemiz eze

Bayata da kerti diyirler bizde.

Hanifi SÖZTUTAN

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sen Erzurumlusun, Dadaşsın belli!

Duruşun çekilmiş bir hançer kadar güzel;

Sen bar başlayanda, davul vuranda

Zurnalar çalanda gel!

Yavuz Bülent BAKİLER

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Senin Erzurum ile olan derdin nedir aslanım :D naptılar sana burda :)

 

benim erzurum ile ne mi derdim var. var işte bi derdim mübarek. olmasa niye haritadan silmeye teşebbüs edeyim. dert işte. insanın ardı sıra geliyor. erzurum vay be.. hani karlar yağarken şehre, ufak ve şirin bir kafede istikbalimizi konuşacaktık. tık, tık.. kimse yok mu?

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Erzurum'da yaşayıp, bu başlığı gördükten sonra şiir paylaşmamak olur mu hiç? Tarihiyle, kültürüyle, insanıyla ve insanının konuşma tarzı, kullandığı şiveyle heryerden ayrılan Erzurum'a bir şiir. Aşık Yaşar Reyhani... Google'de aradım buldum aşığı. Aşık dedimse tam Erzurum aşığı. 2006'da Hakkın rahmetine kavuşan aşığımız, 1990'da Erzurum'dan Bursa'ya göç etmiş. Bunu da Gidirem başlıklı şiirinde anlatıvermiş. Buyurun:

 

GİDİREM

 

Öz canımdan çok sevdiğim Erzurum

Çaresiz dişimi sıktım gidirem

Gafillerden darbe yedi gururum

Kaderime boyun büktüm gidirem

 

Selam olsun ecdâd ile ebâya

Abdurrahman Gazi, Habip Baba'ya

Tuz ektiler çalıştığım çabaya

Emeğimi suya kattı m gidirem

 

Kırılmış sazımı astım tavana

Çevirdim yönümü döndüm divana

Gurbet kelepçedir yurdu sevene

Bilerek koluma taktım gidirem

 

Palandökenlerin sisli dumani

Engininde bulamadım gümani

Ezanlar okundu seher zamani

Üç kez geri döndüm baktım gidirem

 

Benim canım feda olsun bin cana

Bin can az gelirse iki bin cana

Kırk sene gözyaşı döktüm fincana

Kattım Karasu'ya aktım gidirem

 

Yel devirsin sebeplerin kökünü

Sırtıma verdiler sitem yükünü

Kırk senedir beklediğim ekini

Harmana dökmeden yaktım gidirem

 

Alnımız apaçık yüzüm karasız

Buna rağmen bırakmadılar yarasız

Tambura köyünden Emrah çaresiz

Ben de Erzurum'dan çektim gidirem

 

Reyhanî’yim derdim gamım dinmedi

İftira darbesi cana sinmedi

Zeynel, Horasan'a gitti dönmedi

Bu da benim kara bahtım gidirem

 

Aşık Yaşar Reyhani

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

benim erzurum ile ne mi derdim var. var işte bi derdim mübarek. olmasa niye haritadan silmeye teşebbüs edeyim. dert işte. insanın ardı sıra geliyor. erzurum vay be.. hani karlar yağarken şehre, ufak ve şirin bir kafede istikbalimizi konuşacaktık. tık, tık.. kimse yok mu?

 

Erzurum burada, karlar da henüz erimedi, ufak ve şirin bir kahve de elbet buluruz, sen gel yeter ki ajanım. Sorunlarını çözelim valla ama baştan söyliyim istikbal filan ben anlamam öyle şeylerden. trradomir ve mürid de gelsin istikbal meselesini onlarla konuşursun. Ben de sigaramı içer, dertlenirim. Cağlar benden tatlılar trradomirden :) Malum kendisi pek sevmiyormuş tatlıları biz ufaktan ufaktan alıştıralım kendisini :)

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Erzurum'da kar yağdı mı, biz burada üşiyrik...

Nerede mi?

25'e 76 ekle, çıkan sonuçtan 40 çıkar...

 

Not: Kılıçdaroğlu 7 ile 4'ü topluyor, ona göre sonuç 12 oluyor. Nediysin... Hani diyorum bir işlem hatası olursa, bana da kılıcdaroğlu mahamelesi yapmayın ha... Gerçi işlem hatası olursa, kara delik hazır, ben de çıkan plakayı işaret etmiştim zaten, derim... Aynen Kemal gibi canım...

 

Bu arada Erzurumlulara sesleniyorum... Aman Kılıçdar'a verin oyunuzu, aman ha... O seçilirse, Erzurum'a kar yağdıracak... Gerçek bu, kendisi böyle dedi, gerçekten yahu... Erzurumlular bilir efem, Teyyo dayı hikayesi değil yani... Canım hem sonra bende yalan yooook hılaf da yok arkadaş...

Hani diyorum, (25+76)-40=..... de yağmura bir çeki düzen verirse, ben de oyumu Kılıçdara vereceğim...

 

Erzurum'un bana hatırlattıkları:

1.Hasankale

2.Tillo

3.Marifetname

4.Astroloji

5.Çifte Minareli Medrese

6.Kazım Kara Bekir

7.Fakirullah hz.

8.Mavi ile beyaz

Dur bakiyim, ha şimdi geldi aklıma...

9.Erzurum Emniyet Müdürlüğü... Tabi canım...

 

Neyse...

Mevlam neylerse güzel eyler...

 

Rize deyince İspir de geliyor aklıma ama, doğrusu o niye geliyor bilmiyorum... Tillo deyince Siirt gelmesi gerek akıllara ama, benim aklıma Erzurum geliyor... Maraş deyince insanın aklına ne gelir? Ellerimi yumruklayıp koydum belime, hadi bakalım...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...