Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Kalemdar

Tarihde Bugün ?

Recommended Posts

Bu başlık altında tarihde cereyan eden önemli hadiseleri paylaşacağız. Bu paylaşımlara mukabil dip notlar düşebilir fikir beyanında bulunabilirsiniz.

Ancak paylaşımların forum ciddiyetine ve mizacına uygunluğu dikkat edeceğimiz en önemli hususlardan biridir. Katılımın fazla olması bilgi yelpazesini genişletecek fikir teatisinde bulunmamıza sebebiyet verecek bu vesileyle hem ziyaretçiler hemde üyeler hafızalarını tazeleyeceklerdir.

 

İstifade etmemiz temennisi ile...

Share this post


Link to post
Share on other sites

1451 / Yedinci Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmet) ikinci kez tahta çıktı.

 

1878 / II. Abdülhamit Mebusan Meclisini süresiz olarak kapattı ve Meşrutiyet rejimine son vererek, yönetime tek başına egemen oldu.

 

1987 / Türkiye'de 12 Eylül sonrası yaşanan en büyük grev olan NETAŞ grevi bugün anlaşmayla sonuçlandı.

Share this post


Link to post
Share on other sites

2011 / nişantaşı'nda bi camide cuma namazı kıldım. belki sizler için olmasa da torunlarım için tarihi bi öneme haiz olacağını düşündüğümden, yazayım dedim. söz uçar yazı kalır misalinden de hareketle konuya dalış yaptığım da söylenebilir.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

1878 / Thomas Edison fonografın patentini aldı.

1915 / I. Dünya Savaşı: Gelibolu muharebeleri başladı.

 

1928 / Amacı yoksul kadınlara yardım etmek olan "Himaye-i Etfal Kadın Yardım Cemiyeti" kuruldu. Cemiyetin adı 1938'de Yardım Sevenler Derneği olarak değiştirildi. Mevhibe İnönü derneğin fahri başkanıydı.

 

1932 / Halkevleri kuruldu. 1951de Demokrat Parti hükümeti tarafından kapatıldı.

 

1959 / Londra Konferansı sona erdi. İngiltere Kıbrıs'ın bağımsızlığını tanıdı. İngiltere, Türkiye ve Yunanistan, Kıbrıs'ta garantör devlet oldu. Bağımsızlığın resmi olarak ilan edilmesi 16 Ağustos 1960 da oldu.

 

1985 / William J. SEditoeder, yapay kalp takıldıktan sonra hastaneden taburcu edilip evine gönderilebilen ilk hasta oldu.

 

1985 / Cumhurbaşkanı Kenan Evren bozuk ilaç yapanlar için " Bu adamların kafasını koparmak lazım" dedi.

 

1994 / Libya'da şeriat uygulamasına geçildi; İslami takvim uygulanmaya başlandı.

 

1998 / Rusya'dan Türkiye'ye boru hattı ile doğalgazgetirecek Mavi Akım Projesi için müteahhit firmalar arasında anlaşma imzalandı.

 

2001 / Milli Güvenlik Kurulu nun Çankaya Köşkü'nde yapılan şubat ayı toplantısında, Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile yaşadığı tartışma nedeniyle toplantıyı terk etti.

 

2008 / Küba lideri Fidel Castro görevinden ayrıldığını açıkladı.

 

 

 

 

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

21 Şubat 1935 / Fransız misyonerlerinin işlettiği bazı okullar millileştirildi.

 

21 Şubat 1939 / Türkiye, İspanya'daki Franco rejimini resmen tanıdı.

 

21 Şubat 1965 / *Malcolm X (Malik El Şahbaz) , New York'da uğradığı bir suikast sonucu öldürüldü.

 

21 Şubat 1973 / Bir İsrail savaş uçağı, Libya havayollarına ait bir yolcu uçağını Sina çölü üzerinde düşürdü: 108 kişi öldü.

 

21 Şubat 2001 / Türkiye kamuoyunda "Kara Çarşamba" olarak adlandırılan büyük bir ekonomik kriz patlak verdi.

 

21 Şubat 2008 / Türkiye Kuzey Irakta Güneş operasyonuna başladı.

 

*Başlangıçta, ilk siyah müslüman hareketinin öncüsü Elijah Muhammed'in bağlısı olarak ırkçı düşünceler taşıyorken, daha sonra bu düşünceleri değişti. Artık kendisini İslam'ın sömürgecilik ve ırkçılık karşıtı evrensel mesajını tüm dünyaya iletmeye adamıştı. Bu amacını kitleler çapında gerçekleştirmeye çalıştığı toplantılarından birinde suikasta uğrayıp, 21 Şubat 1965'de öldürüldü.

 

X, Manhattan'da bulunan Audubon Balo salonunda konuşma yaparken bir kişi "Zenci, ellerini cebimden çek!" ("Nigger, get your hand outta my pocket!") şeklinde bağırdı.Bu bağırma üzerine korumalar adama yönelirken, bu kişi daha hızlı davrandı ve namlusu kesilmiş tüfekle Malcolm X'i göğsünden vurdu. Başka yere konuşlanmış diğer iki arkadaşı ile birlikte X'i 16 kez vurdular. Salonda bulunanlar suikastçıların bir tanesini yakalayıp darp ettilerse de diğer ikisi profesyonelce olay yerinden kaçtı. Malcolm X, aldığı yaralarla uzun sürmeden öldü. Cinayet zanlısı olarak Talmadge Hayer adındaki, ama Thomas Hagan olarak bilinen ve kendisini Müslüman olarak tanıtan Siyah şahıs tutuklandı. Diğer zanlılar Norman Butler ve Thomas Johnson ile birlikte üç kişi yargılandılar. Yargılamada kimi suçlamalar düştü, suikastı başkasının işlediği tezleri ortaya atıldı. Ama bu üç zanlı hayatına devam etti. Şu an Hayer; Mücahid Halim olarak tanınmakta, Butler; Muhammad Abdül Aziz olarak tanınmakta ve Harlem Camisi başkanlığını yürütmektedir. Johnson ise Halil İslam ismini almıştır.

 

Malcolm X isimli sinema filmi ile yaşamı çarpıcı bir şekilde ortaya konmuştur.

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

  • Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Başbakan İsmet İnönü'ye bir suikast girişiminde bulunuldu. Suikastçı olay yerinde yakalandı ve herhangi bir örgüte mensup olmadığı, kendi başına hareket ettiği açıklandı. (1964)

  • Sovyetler Birliği'nin Çekoslovakya'yı işgalini protesto etmek için kendini yakan Çek öğrencinin mezarına çiçek koyan yazar Vaclav Havel 9 ay hapse mahkum oldu. (1989)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

22 Şubat 1632 / Galileo'nun "İki Kainat Sistemi Üzerine Konuşmalar" adlı eseri yayımlandı.

 

22 Şubat 1819 / İspanya, Florida'yı ABD'ye 5 milyon dolara sattı.

 

22 Şubat 1848 / Paris'te işçiler ayaklandı. İki yıl boyunca Avrupa'yı altüst edecek işçi devrimleri çığırı açıldı.

 

22 Şubat 1944 / ABD savaş uçakları, Hollanda kentleri Nijmegen, Arnhem, Enschede ve Deventer'i yanlışlıkla bombaladı; sadece Nijmegen'de 800 kişi öldü.

 

22 Şubat 1973 / İsrail jetleri Libya yolcu uçağına ateş açtı; 74 kişi öldü.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Batı Anadolu'daki şiddetli depremde, Denizli, Nazilli, Tire ve Uşak'ta evler yıkıldı, binlerce kişi öldü ve yaralandı. (1653)

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Almanya ve Japonya'ya savaş ilan etti. (1945) Türkiye-Amerika ikili yardım antlaşması imzalandı. (1945)

Sevr Antlaşması'nın değiştirilmesi için Londra'da toplanan konferans, bir anlaşmaya varılamadan dağıldı (23 Şubat-12 Mart). (1945)

 

Van'ın Özalp ilçesinde 33 yurttaş sorgulanmadan kurşuna dizilmişti.Bugün yapılan duruşmada Orgeneral Mustafa Muğlalı insanların kurşuna dizilme emrini bizzat verdiğini söyledi. (1951)

Anayasa Mahkemesinin Refah Partisi'nin kapatılmasına ilişkin gerekçeli kararı Resmi Gazete'de yayımlandı. (1998)

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, sakallı, türbanlı ve kimliksiz öğrencilerin yerleşke ve binalara girişini yasakladı. (1998)

MERNIS-Kimlik Paylaşımı Sistemi Projesi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törenle uygulanmaya başlandı. (2005)

Share this post


Link to post
Share on other sites

24 Şubat 1945 / Mısır devlet başkanı Ahmet Mahir Paşa parlamentoda öldürüldü.

 

24 Şubat 1954 / Tuna Nehri'nden Karadeniz'e, oradan da İstanbul Boğazı'na inen buz parçaları, tabakalar halinde tüm Boğaz'ı ve limanı kapladı; deniz trafiği durdu.

 

24 Şubat 1955 / Türkiye'nin ilk özel dedektiflik bürosu, İstanbul'da, Avukat Fethi İnder tarafından kuruldu.

 

24 Şubat 1955 / Türkiye ile Irak arasında karşılıklı işbirliği antlaşması (CENTO), Bağdat'ta imzalandı. Daha sonra Birleşik Krallık, İran ve Pakistan üye olarak, Amerika Birleşik Devletleri de gözlemci sıfatıyla katıldı.

 

24 Şubat 1983 / Necmettin Erbakan'a 4 yıl hapis ve 1 yıl 4 ay sürgün cezası verildi.

 

24 Şubat 1989 / Ayetullah Humeyni, Şeytan Ayetleri kitabının yazarı Salman Rüşdi'nin ölüsünü getirene 3 milyon dolar ödül vereceğini açıkladı.

 

24 Şubat 1995 / Tüketiciyi Koruma Yasası kabul edildi.

 

24 Şubat 2009 / DTP'nin Grup toplantısında Kürtçe krizi yaşandı. Ahmet Türk'ün Kürtçe konuşmaya başlaması ile konuşmayı canlı veren TRT yayınını kesti.

 

24 Şubat 2010 / *Balıkesir Dursunbey'de 4 yıl önce 17 madenciye mezar olan maden ocağında grizu patlaması sonucu 19 madenci yaşamını yitirdi.

 

* Hatırlamamız hasebiyle Allah'tan rahmet diliyoruz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tarihte bugün yaşananlara kayıt düşmenin yanı sıra belli başlı ehemmiyeti haiz olaylara birkaç cümle ile değinsek, küçük yorumlar getirsek daha güzel bir başlık olabilir. Böylece vakıaları manalandırmış oluruz sanırım. Elbette ki konuyu açan yöneticimiz daha iyi bilir.

 

 

-25 Şubat 1945 = Türkiye, Almanya'ya savaş ilan etti. ( Savaş boyunca aktif tarafsızlık maskesi ile üzeri kapatılan ve İnönü'nün üstün meziyeti olarak lanse edilen Türkiye'nin savaş politikası esasen arada kalmışlığa ve cesaretsizliğe delalet etmektedir. Bitaraf olan hükümet bertaraf olmaktan müttefiklerin coğrafyamıza verdiği önem ve biraz da şansının yaver gitmesi neticesinde tamamen gayri iradi bir biçimde kurtulmuştur. Almanya korkusundan köprü patlatacak kadar cesur (!) Türkiye'nin milli führer'i düşman kazanmamak için eldeki dostlarını da yitirmiştir. Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olan zamane hükümeti netice hasıl olup da Almanya Stalingrad ve ardından Normandiya'da püskürtülünce müttefiklere göz kırpma babında 15 Şubat 1945'de Almanya'ya savaş ilan etmiştir. Hakikaten çok zekice... :) )

Share this post


Link to post
Share on other sites

28 Şubat 1856 / Islahat Fermanı ilan edildi.

 

28 Şubat 1870 / Osmanlı padişahı Abdülaziz "Bulgar Eksarhanesinin" (Rumlardan bağımsız Bulgar Ortodoks Kilisesi) kurulmasına izin verdi.

 

28 Şubat 1918 / Türkiye'de Of işgalden kurtuldu.

 

28 Şubat 1921 / TBMM'de ilk bütçe kabul edildi.

 

28 Şubat 1945 / Türkiye, Birleşmiş Milletler Beyannamesi'ni imzaladı.

 

28 Şubat 1997 / Türkiye Millî Güvenlik Kurulu'nun 9 saat süren toplantısında * 28 Şubat süreci olarak adlandırılan kararlar alındı. Bu kararlar, irticayı Türkiye'nin önündeki en büyük tehlike olarak saptadı. MGK'da, Atatürk ilke ve inkılaplarının ödünsüz uygulanması kararı verildi.

 

28 Şubat 1997 / "Postmodern Darbe" sözcüğü literatüre geçti.

 

* 28 Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı olduğu iddia edilen, ordu ve bürokrasi merkezli süreç. Türkiye siyasi tarihine geçen kararlar ve kimilerince bir dönüm noktası olan bu kararların uygulanması sırasında Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan bir süreçtir. Yaşananlar, çeşitli kaynaklar tarafından post-modern darbe olarak adlandırılmıştır.

 

* 4 Mart'ta Başbakan Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadi.

 

* 13 Mart'ta Başbakan Necmettin Erbakan, MGK kararlarını imzalamak zorunda kalmış ve daha sonra bu kararları imzalamadığını sadece ön yazıyı imzaladığını iddia etmiştir.

 

* 21 Mayıs'ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ‘‘Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini’’ söyleyerek, RP'nin kapatılması için dava açtı

 

* Eski Genel Kurmay Başkanlarından Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu "28 şubat bin yıl sürecek" demiş olsa da Türkiye'nin toplumsal ve siyasi ortamındaki büyük çaplı değişimler daha güçlü çıktı; yaklaşık 5 yıl sonra kararların hedefindeki siyasi oluşumun bünyesinden çıkan Recep Tayyip Erdoğan ve partisi hükümet oldu. 2000'li yıllarda, özellikle siyasi islamcı ve liberal medya tarafından boy hedefi haline getirildi.

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

1 Mart 1430 / Osmanlı Padişahı II. Murad, Selanik'i fethetti.

 

1 Mart 1921 / Mehmet Âkif Ersoy'un sözlerini yazdığı "İstiklâl Marşı", Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı) Hamdullah Suphi Bey tarafından Mecliste ilk kez okundu.

 

1 Mart 1926 / İtalyan yasaları esas alınarak hazırlanan yeni Türk Ceza Kanunu, TBMM'de kabul edildi.

 

1 Mart 1940 / Bulgaristan Mihver devletleri'ne katıldı.

 

1 Mart 1947 / Uluslararası para fonu (International Monetary Fund, IMF) finans işlemlerine başladı.

 

1 Mart 2005 / Türkler: Bir İmparatorluğun Mimarları ve *Mimar Sinan'ın Dehası adlı fotoğraf sergisi Londra'da açıldı.

 

*Başmimarlık dönemi

 

1538 yılında Hassa başmimarı olan Sinan , baş mimarlık görevini I. Süleyman,II. Selim ve III. Murat zamanında 40 yıl süre ile yapmıştır.

 

Mimar Sinan’ın, Mimarbaşılığa getirilmeden evvel yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar: Halep’te Husreviye Külliyesi, Gebze’de Çoban Mustafa Külliyesi ve İstanbul’da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesidir. Halep’teki Hüsreviye Külliyesinde, tek kubbeli cami tarzı ile, bu kubbenin köşelerine birer kubbe ilave edilerek yan mekânlı cami tarzı birleştirilmiş ve böylece Osmanlı mimarlarının İznik ve Bursa’daki eserlerine uyulmuştur. Külliyede ayrıca, avlu, medrese, hamam, imaret ve misafirhane gibi kısımlar bulunmaktadır. Gebze’deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesinde renkli taş kakmalar ve süslemeler görülür. Külliyede cami, türbe ve diğer unsurlar ahenkli bir tarzda yerleştirilmiştir. Mimar Sinan’ın İstanbul’daki ilk eseri olan Haseki Külliyesi, devrindeki bütün mimari unsurları taşımaktadır. Cami, medrese, sübyan mektebi, imaret, darüşşifa ve çeşmeden oluşan külliyede cami, diğer kısımlardan tamamen ayrıdır.

 

Mimar Sinan’ın Mimarbaşı olduktan sonra verdiği üç büyük eser, onun sanatının gelişmesini gösteren basamaklardır. Bunların ilki İstanbul'daki Şehzade Camii ve külliyesidir. Dört yarım kubbenin ortasında merkezi bir kubbe tarzında inşa edilen Şehzade Camii, daha sonra yapılan bütün camilere örnek teşkil etmiştir.

 

Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki en muhteşem eseridir. Kendi tabiriyle kalfalık döneminde, 1550-1557 yılları arasında yapılmıştır.

 

Mimar Sinan’ın en büyük eseri ise, 86 yaşında yaptığı ve "ustalık eserim" diye takdim ettiği, Edirne’deki Selimiye Camiidir (1575).

 

Mimar Sinan, Mimarbaşı olduğu sürece birbirinden çok değişik konularla uğraştı. Zaman zaman eskileri restore etti. Bu konudaki en büyük çabalarını Ayasofya için harcadı. 1573’te Ayasofya’nın kubbesini onararak çevresine, takviyeli duvarlar yaptı ve eserin bu günlere sağlam olarak gelmesini sağladı. Eski eserlerle abidelerin yakınına yapılan ve onların görünümlerini bozan yapıların yıkılması da onun görevleri arasındaydı. Bu sebeplerle Zeyrek Camii ve Rumeli Hisarı civarına yapılan bazı ev ve dükkânların yıkımını sağladı.

 

İstanbul caddelerinin genişliği, evlerin yapımı ve lağımların bağlanmasıyla uğraştı. Sokakların darlığı sebebiyle ortaya çıkan yangın tehlikesine dikkat çekip bu hususta ferman yayınlattı. Günümüzde bile bir problem olan İstanbul’un kaldırımlarıyla bizzat ilgilenmesi çok ilgi çekicidir.

 

Büyükçekmece Köprüsü üzerinde kazılı olan mührü, onun aynı zamanda mütevazı kişiliğini de yansıtmaktadır. Mühür şöyledir:

 

« El-fakiru l-Hakir Ser Mimaranı Hassa "

(Değersiz ve muhtac kul, Saray özel mimarlarının başkanı) »Eserlerinin bir kısmı İstanbul’dadır. 1588 'de İstanbul'da vefat eden Mimar Sinan, Süleymaniye Camii'nin yanında kendi yaptığı sade türbeye gömüldü.

 

« Giçdi bu demde cihandan pir-i mimaran Sinan »(Türbesindeki dua penceresinden)Mimar Sinan Türbesi, İstanbul Müftülüğü'nün sütunlu kapısından çıkınca hemen solda, iki caddenin kesiştiği noktada Fetva Yokuşu başında sağda, Süleymaniye Camii'nin Haliç duvarının önünde, beyaz taşlı sade bir türbedir

 

Mezarı 1935 yılında Türk Tarihini Araştırma Kurumu üyeleleri tarafından kazılmış ve kafatası incelenmek üzere alınmış ancak sonraki restorasyon kazısında kafatasının yerinde olmadığı görülmüştür.

 

ESERLERİ;

 

Mimar Sinan 92 camii, 52 mescit, 57 medrese, 7 darül-kurra, 22 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa (hastane), 5 su yolu, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 375 eser vermiştir.

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

03 Mart 1878 / Osmanlı devleti ile Rusya arasında Ayastefanos Antlaşması imzalandı. Bulgaristan özerkliğini ilan etti.

 

03 Mart 1915 / İleride NASA adını alacak olak NACA (National Advisory Committee for Aeronautics) kuruldu.

 

03 Mart 1918 / Erzurum ilinin Aşkale ilçesi Ermeni işgalinden kurtuldu.

 

03 Mart 1924 / Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanı mensuplarının yurtdışına çıkarılmasına ilişkin yasa kabul edildi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarıldı. Şer'iye ve Evkaf ve Genelkurmay bakanlıkları kaldırıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu. Genelkurmay Başkanlığı oluşturuldu ve hükümetten ayrıldı.

Share this post


Link to post
Share on other sites
03 Mart 1924 / Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanı mensuplarının yurtdışına çıkarılmasına ilişkin yasa kabul edildi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarıldı. Şer'iye ve Evkaf ve Genelkurmay bakanlıkları kaldırıldı.

 

Halifeliğin kaldırılması kararı dönemin muktedirlerinin siyaseten ne derece zaaf içerisinde bulunduklarını gösteren çok anlamlı ve ibret verici bir vesikadır. Batılıların deyimiyle eski Türkiye'nin 3 asırda yapamadığını yeni Türkiye 3 günde gerçekleştirerek bu fiyasko kararı alabilmiştir. Dönemin siyasi atmosferinde böyle bir hamle yapmanın akılla, mantıkla, izanla, hüsnü niyetle bağdaşır hiçbir veçhesi yoktur. Alem-i İslam'ın birliğini ve bütünlüğünü remzlendiren makam-ı hilafetin ilgası kararı dünya Müslümanlarının manen ve siyaseten başsız kalmasına sebebiyet vermiş ve Türkiye'nin doğu ile münasebetlerine balta vurmuştur. Ülkeyi batılı ve laik temeller üzerinde bina etme planları var olan bir iktidar nezdinde hilafetin ilgası elzem görüldüğünden meselenin islami boyutu oldukça önemsizdir. Bize göre de bu noktada bir çelişki görülmemektedir. Ancak savaşlardan yakasını güç bela kurtarmış bir ülkenin idarecilerinin altın yumurtlayan tavuk gibi elinde tuttuğu hilafet kozunu hercü merç ederek kendini mat etmesinin siyasi literatürde hiçbir izahı yoktur. Zira, İngiliz sömürgelerinin büyük bir kısmı Müslüman topluluklardan oluşmaktaydı ve bu topluluklar halifeye olan bağlılıklarını her fırsatta beyan etmekteydiler. 3 Mart kararı ile Türkiye Cumhuriyeti İngilizler karşısında her fırsatta kullanabileceği bir silahı kendi vücudunda tecrübe etmekten çekinmemiştir. İşte Osmanlı'yı ve İslam'ı körükörüne red anlayışının vardığı nokta: Üstün siyaset!..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

05 Mart 1920 / Türkiye Yeşilay Cemiyeti kuruldu.

 

05 Mart 1924 / İstanbul'da Maarif Müdürlüğü, Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereğince medreselere el koydu.

 

05 Mart 1959 / Türkiye ile ABD arasında ikili bir askeri bir antlaşma imzalandı. ABD'nin diğer Bağdat Paktı ülkeleriyle de imzaladığı bu ikili antlaşmaya göre, bu ülkelere doğrudan ya da dolaylı bir saldırı söz konusu olduğunda, ABD ülkenin isteği üzerine gerektiğinde silahlı kuvvetlere de başvurarak yardımda bulunacaktı.

Share this post


Link to post
Share on other sites

İstiklal Mahkemesi üyeleri yapılan seçimlerle belirlendi. Denizli Milletvekili Mazhar Müfit Bey (Kansu) mahkeme başkanlığına, Karesi Milletvekili Süreyya Bey (Özgeevren) savcılığa getirildi. Urfa Milletvekili Ali Saip (Ursavaş) ve Kırşehir Milletvekili Lüfi Müfit beyler asil üyeliğe seçildi. 13 Şubat 1925'te başlayan Şeyh Sait Ayaklanması hükümeti sert önlemler almaya yöneltti. 4 Mart'ta kabul edilen Takrir-i Sükun Kanunu yeni bir dönemin habercisiydi. Aynı gün biri Ankara'da, öteki de ayaklanma bölgesinde görev yapmak üzere iki İstiklal Mahkemesi kuruldu. Ayaklanma bölgesi için kurulan İstiklal Mahkemesi'ne verdiği idam cezalarını uygulama yetkisi de verildi (1925)

İstiklal Mahkemeleri'nin görevi sona erdi.(1927)

 

Milletvekilleri adaylarının sayısı bütün tahminleri aştı, yalnız Elazığ'dan 600 kişi aday oldu. (1950) :)

İran Başbakanı General Ali Razmara radikal dinci bir militan tarafından öldürüldü. (1951)

 

Vatan gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman Pulliam davasından aldığı15 ay 16 günlük hapis cezasını çekmek üzere cezaevine girdi. Yalman 4 gün sonra hastaneye kaldırıldı. (1960)

 

Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında petrol anlaşması imzalandı. (1979)

 

Zonguldak Kandilli Armutçuk'taki maden ocağında büyük bir grizu patlaması oldu. Bu sırada ocakta 406 işçi bulunmaktaydı. Kazada102 işçi öldü. Savcılıkça oluşturulan bilirkişi heyeti, havalandırma sisteminin ters kurulmuş olduğunu saptadı ve işletmenin yüzde 100 suçlu olduğu sonucuna vardı. Kaza Türk madencilik tarihinin en büyük faciası olarak tarihe geçti. (1983)

Cumhurbaşkanı Evren'in başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi üniversitelerde dini inanç sebebiyle , boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılmasını serbest bırakan yasayı bire karşı 10 oyla iptal etti. Türban yasağına karşı çeşitli gösteriler yapıldı. (1989)

Share this post


Link to post
Share on other sites

07/03/1927 İstiklal Mahkemeleri'nin görevi sona erdi.

07/03/1951 İran Başbakanı General Ali Razmara radikal dinci bir militan tarafından öldürüldü

07/03/1979 Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında petrol anlaşması imzalandı

07/03/198907/03/198907/03/198907\03\1987 Cumhurbaşkanı Evren'in başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi üniversitelerde dini inanç sebebiyle , boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılmasını serbest bırakan yasayı bire karşı 10 oyla iptal etti. Türban yasağına karşı çeşitli gösteriler yapıldı

Share this post


Link to post
Share on other sites

09 Mart 1764 / Padişah III. Mustafa tarafından yaptırılan Laleli Camii ibadete açıldı.

 

09 Mart 1943 / Şükrü Saraçoğlu'nun başbakanlığındaki 13. TBMM hükümeti istifa etti ve gene Şükrü Saraçoğlu başbakanlığında 14. TBMM hükümeti kuruldu.

 

09 Mart 1961 / Cemal Gürsel, Alman gazetecilerin, "Parlamento teklif ederse cumhurbaşkanlığını kabul edecek misiniz?" sorusuna, "Parlamento değil, millet teklif ederse hizmete hazırım" dedi.

 

09 Mart 2003 / Siirtte yapılan milletvekili yenileme seçimlerinde 3 milletvekilliğini alan, iktidardaki AK Parti'nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da parlamentoya girdi.

 

09 Mart 2007 / İsviçre'de, Ermeni çevrelerinin soykırım iddiasının inkarın suç sayan yasayı ihlal ettiği gerekçesiyle yargılanan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, para cezasına çarptırıldı. Lozan mahkemesi, 6 Mart'ta başlayan duruşmalar sonunda bugün verdiği kararda, Perinçek'i 90 gün hapis cezası karşılığında her günü 100 İsviçre Frangı (yaklaşık 115 YTL) olmak üzere 9 bin İsviçre Frangı para cezasına çarptırdı ve bu cezayı iki yıl tecil etti.

Share this post


Link to post
Share on other sites

12 Mart 1918 / Erzurum işgalden kurtuldu.

 

12 Mart 1921 / Londra Konferansı sona erdi. İtilaf Devletleri barış önerdi.

 

12 Mart 1921 / Türkiye Cumhuriyeti'nin *İstiklâl Marşı TBMM'de kabul edildi.

 

* İSTİKLAL MARŞI

 

İstiklâl Harbi'nin başlarında, İstiklâl Harbi'nin milli bir ruh içerisinde kazanılması imkânını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti, 1921'de bir güfte yarışması düzenlemiş, söz konusu yarışmaya toplam 724 şiir katılmıştır. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Âkif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, İstiklâl Harbi'nin özellikle hangi ruh ve ideolojik çerçeve içerisinde verilebileceğini Türklere göstermek amacıyla, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na ithaf ettiği şiirini yarışmaya koymuştur. Yapılan elemeler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Âkif'in yazdığı İstiklal Marşı coşkulu alkışlarla kabul edilmiştir. Mecliste İstiklâl Marşı'nı okuyan ilk kişi dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur.

 

Mehmet Âkif Ersoy İstiklâl Marşı'nı, şiirlerini topladığı Safahat'ına dahil etmemiş ve İstiklâl Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir.

 

Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış, 1924 yılında Ankara da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir.Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Üngör'ün yakın dostu Cemal Reşit Rey'le yapılmış olan bir röportajda da kendisinin belirttiğine göre aslında başka bir güfte üzerine yapılmıştır ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemiştir. Söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin esas sebebi de (Örneğin "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" mısrası ezgili okunduğunda "şafaklarda" sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür) budur. Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklâl Marşı olarak söylenebilmektedir

 

Kaynak:Vikipedi

 

Share this post


Link to post
Share on other sites
12 Mart 1918 / Erzurum işgalden kurtuldu.

 

Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk, 12 Mart Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 93’ncü yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Vali Öztürk mesajında, Tarihi binlerce yıllık geçmişe dayanan, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Erzurum için 12 Mart dönüm noktalarından birisidir. Ülkemizin ve bölgemizin düşman işgalinden kurtuluş dönemleri olan bu yıllar aynı zamanda acının, kederin uzun süre yaşandığı, gözyaşının dinmediği yıllardır. Ama yine bu yıllar Anadolu insanının onurunu, gururunu, vatan sevgisini, kahramanlıklarını göstermesi açısından da önemlidir ve tarihe not düşülecek niteliktedir” dedi,

 

Vali Öztürk, mesajında şu ifadelere yer verdi; “Bu sene Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 93. yılını idrak etmekteyiz. Bu kutlamalar hemen hemen ülkemizin her ilinde gerçekleştirilmektedir. Burada önemli olan bu kutlamaları yaparken tarihin derinliklerine gidebilmek, o yıllarda yaşanan acıları anlayabilmek ve bu acılardan ders çıkarabilmektir. O gün bizlere bu acıları yaşatan küresel güçler geçen 93 yıllık süre zarfında da boş durmamış, insanlarımızın huzurunu bozmak için akla hayale gelmeyen yöntemlerle bizi birbirimize düşürmek için uğraşmış, güçsüz düşürmek, dünya sahnesinden silebilmek için çaba sarf etmişlerdir. Bu önemli günlerimizi ah vah ederek değil, dersler çıkararak yad etmeli, kutlamalıyız. Bizler o kötü günleri hayal dahi etmek istemeyiz. O halde güçlü olmak zorundayız. Birbirimize kenetlenmek, ülkemizi güçlü, insanımızı mutlu, yarına güvenle bakabilen bireyler haline getirmeliyiz. Bu günler için, yarınlar için çalışmalıyız, üretmeliyiz. Geçmişimizden dersler alarak gençlerimizi eğitmeli, yenidünya ya çok iyi hazırlamalıyız. Zira bilindiği gibi artık savaşlar bilgi, güç ve ekonomi üzerinden yapılmaktadır. Tabiatın kuralı gereği, büyük balık küçük balığı yutmaktadır.

 

Kendi gücümüzün, potansiyelimizin, dünyada hiç bir millete nasip olmayan vatan millet sevgimizin farkında olmalıyız. Dünyanın gözbebeğinin Türkiye, Türkiye’nin gözbebeğinin ise Erzurum olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmamalıyız. İlimiz, yukarıda da belirttiğim üzere birçok medeniyete ev sahipliği yapmış tarihi derinliği olan bir vatan parçasıdır. Erzurum hiç şüphe yok ki Kurtuluş Savaşımızın, Cumhuriyet’e giden yolun en önemli kilometre taşlarında birisidir. Yüce Atamız, 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’ni burada gerçekleştirmiş, Kurtuluş’a ve Türkiye Cumhuriyetine giden yol, 12 Mart 1918’de kurtarılan Erzurum’dan geçmiştir.

 

Geçmişinde tarih sınavını yüzünün akıyla veren Erzurum’umuz bugün de globalleşen dünyada hak ettiği yeri bulabilmek için mücadelesine devam etmektedir. Cumhuriyetin kurulmasından bu tarafa ülkemiz ve Erzurum da önemli atılımlar gerçekleştirmiş, çağdaş, dünyaya ayak uydurabilen, teknolojik gelişmeleri yakından takip edebilen bir kent hüviyeti kazanmıştır.

 

Geçtiğimiz Ocak-Şubat aylarında 25. Dünya Üniversiteler Kış oyunlarını gerçekleştiren ve dünyayı burada ağırlayan ilimiz, yarınlara güvenle bakmaktadır. İnsanımız artık yakın tarihi ikiye ayırmakta, Üniversiade’den önce ve Üniversiade’den sonra diye adlandırmaktadır. Bu olumlu iklimi insanımızın pozitif enerjisi ile harmanlayıp, şehrimizin gelişiminde harç yapabildiğimiz takdirde, işte o yukarıda belirttiğimiz güçlü Türkiye’yi ve gelişmiş Erzurum’u vücuda getiririz ki, o zaman kurtuluş yıllarındaki kötü günlerin mazide kaldığını söyleyebiliriz. Dünyanın gözünün ülkemizde ve son yıllarda da ilimizde olduğunun bilinciyle hareket etmekteyiz. Bu günlerde ilimizi heryönüyle “Marka Şehir Erzurum” yapabilmek için hemen her kesim kafa yormakta, beyin fırtınaları gerçekleştirmekte, ilimizin öncelikleri ve fırsat alanları masaya yatırılmaktadır. Umut ediyorum ki çok kısa sürede bu çalışmaların çıktılarını göreceğiz ve Anadolu’nun zirvesindeki Erzurum’u marka bir şehir haline getireceğiz.

 

Bu duygu ve düşüncelerle tüm Erzurumluların bu mutlu ve tarihi gününü kutluyor, bir daha bu günlere düşmemek için herkesin üzerine düşen görevleri yerine getirmelerini diliyor, Allah’tan milletimize bu acı dolu günleri bir daha yaşatmamasını temenni ediyorum.”

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aaahh! Ah!

Bu şehir sesidir baştan başa bir milletin,

Bu şehir bestesidir yüzyıllardıe hürriyetin.

diye boşuna dememiş şair

 

12 Mart kurtuluş günüyle hatırladığımız Erzurum için heralde en hafif merhale 12 Mart 1918'dir.

1071'de Anadolu'ya giren dedelerim Muş/Malazgirt'te salib ehlini ikincikez tarumar ettikten sonra ilk Erzurum'a yerleştiler. O günden bu yana Erzurum bu milletin kahrını çekmeye süresiz tayin edildi.

O zamanlar sınıra yakın olmak şöyle dursun devlet-i ali'nin iç taraflarında olmasına rağmen Sultan II Abdülhamid Han'ın "Musul düşerse sınır Erzurumdur" lafzı düşündürücüdür. Kimbilir belkide şairin;"Duğunun sınır taşı" sıfatını Erzuruma ve Erzurumluya atfetmesine sebeptir...

 

Hernekadar henüz kurtulabildiğine inanmasakda 12 Mart 1918'den yüzeysel bahsedelim.

Nede olsa Tarihte bugün...

 

Birinci dünya savaşında Erzurum, Çarlık Rus ordusunun ilk hedefi üzerindeydi. Erzurum 16 Şubat 1916'da Ruslar tarafından işgal edildi. 1917 yılında Avrupa devletlerinin rusya için yola çıkardığı yardım Çanakkale boğazından geçemeyince tahmin edilen zuhuretti ve Rusya'da Bolşevik isyanı patlak verdi. Bunun üzerine Rusya’da çarlık rejimi yıkıldı, Bolşevikler ülkede duruma el koydular. Bu durum Rusya'nın Erzurum'dan çekilmesine sebep oldu. Ama bu Erzurumluya felah yerine katmerli çile demekti. Çekilen Rus ordusu yıllardır içimizde yaşayan, bize komşuluk eden ermenilere silahlarını bırakaraktı. 40 yıllık kani olmaz yani. Olmadıda...

Eli silah tutanlarını cepheye yollamış, şehrinde yalnız yaşlısı kadını çocukları kalmış olan Erzurum için artık ermeni mezalimi başlamıştı. Artı camilere doldurulup yakılanlarımı dersiniz, yoksa sokakta rastgele toplanıp kurşuna dizilenlerimi... Erzurum'da "Yanık Dere" diye bir yer vardır, çalışmak üzere vagonlarla götürülenlerin yağ dökülerek yakıldığı dere...

Şimdilerde "Hepimiz Ermeniyiz" diyenler türedi.

 

Kazım Karabekir Paşa, 12 Mart sabahı Erzurum'a ordusuyla girip Ermenileri temizledikten sonra şehri dolaşır ve kitabına şu notları düşecek vaziyetle karşılaşır;

"Erzurum'da halk gözyaşları içinde kimi babasını, kimi kardeşini yakılmış ya da süngülenmiş buluyor, saçlarını yoluyordu, sokaklarda canlılıktan bir iz bile kalmamıştı. Yerlerde çocuk, kadın ve yaşlılar kanlar içinde yatıyordu."

Ermenilerin yalnız son gece (11–12 Mart 1918) 3000 Müslüman Türk'ü öldürdüklerini, Erzurum'daki Rus Yarbayı Twerdo- Khelebof söylüyor.

Anılarında o günü;

"Demiryolu istasyonunda sanki bir mezarlık ölülerini dışarıya çıkarmıştı. Cenazeler arasından geçerek feci duruma gözlerimizle şahit olduk. Bilhassa Tahtacılar semtinde karşılıklı yer alan Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarına doldurulup yakılan ve katledilen Erzurumlular insanı titretiyordu."

şeklinde anlatmıştır.

 

Erzurum'da resmi belgelere göre 9563 yerli Türk ahali Taşnak Ermeni çeteleri tarafından şehit edilmiştir.

Allah (c.c.) onlara ve onların hatrına bizlere merhamet etsin. Amin!

 

 

\\\W///

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Erzurum'un kurtuluşu ve İstiklal Marşımızın kabulunun dışında bir de 1971 muhtırası var. Tabi diğer konuların yanında epey önemsiz olsa da ekleyelim bu köşeye.

 

12 Mart Muhtırası, 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri komutanı Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri komutanı Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri komutanı Muhsin Batur'un imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra vererek hükûmetin istifaya zorlandığı askeri müdahaledir.

 

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde meydana gelen dördüncü; başarılı olmuş ikinci; ve emir-komuta zinciri içerisinde yapılmış ilk askeri darbe eylemidir.

 

 

Kaynak: vikipediii

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...