Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
nameless

Haydar Ergülen

Recommended Posts

Kimse Gibi Gam Yüküne Karıştım

kim olsun kimse gibi aşkın hüsnüyusufu

 

susan o dinleyen o su gibi susayan o

alıp satılan çile yanıp yanılan mecnun

sorunca bir keşişin -yalnız bakışlı biri -

gam yüküne karışmış kalbindeki uykuyu

 

kim gülüyor üstüne çarşıdaki abdalın

 

yükü taş olan şaşkın hırkası kum denizi

ırmağa sedef çeker gövdesi güz kokulu

boynuna ip uzatan yardan el almış bi kez

perçemi çizer sırrını bu dünya aynasının

 

kim hoş tutmuş üzülüp dağınık bedenini

 

oyuncu başıyla bir alicengiz eksik

hayat cinnete perde kuliste mübalağa

ölmeden bir çağırırlar fısıltı ülkesine

söyletirler ayna tutup: neyime cengaverlik

 

kim yaza benden ayrı şehr'içinde şehrengiz

 

kalbini küle tutmuş yangın gözlü hokkabaz

kendi kendine kanlı bu dünya sahnesinde

alkış ki ayıp ona bir başka dünya da yok

şaşırıp kimin yerine oyuna girse

 

kim acıta söz ile kalbi tamam olanı

 

münafığın tahtında altın tacı pas tutan

soyunarak toplanan bayrak açmış şeytana

sanki dünya beyazdır ya ak libas giymeye

bir çocuğun özründen tenine sağlık bulan

 

kim kalbini mezata düşürmüş boş diliyle

 

çerçi yok dükkan yok sanki ya ferman verilmiş

güya dünya kalp pazarı mülk niyetine

kalp kalesi beyiydim avcı ilmine kandım

eskidim kocadım düştüm pul kıymetine

 

(Sırat Şiirleri 1981- 1984)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Herkes Dışarı!

 

ölüm henüz hepimizden küçüktü

benim güzel arkadaşım kırıldı fakat

 

arkadaşlık için çekilen o kısa film

henüz başlamıştı, geçmiş karardı

ve anısı kendinden önce yaşayan

çıktı çıkarıldığı kötülüğün katından

güzelliğini herkesin içine attı

 

herkes dışarı

kimseye yer yok

içinizde yer yoksa

o güzelliğe

 

içinizde biri var mı

modası geçmiş acılarla çünkü

bir ilgisi var güzel olmanın

kraliçe olamayacak kadar

güzel kadınları hatırlamanın

 

gövde eğilsin artık, kim karışabilir

gövde gösterisine soytarıların, fakat

kimdedir işlenmemiş bunca suç,

arzunun hortlaklarına ödemekle bitmeyen

ruh borcu: kim bilir, kim üstlenir?

 

ruh ne zaman benzedi ki gövdeye

ruh kolay ve güzeldir

herkesin sarılacağı kadar incedir

ruh karşılaştırır, karıştırır

gövdedir bırakan karşı karşıya

 

o, ruhunu dışarda bırakmayan çıt - kanat

yoktu ki şehirde konacak yeri, duydum

kanatlandı içine, başkasının gövdesine

sığınan bir ruh gibi kırıldı, duydum:

 

meğer ateşli bir hastalıkmış hayat!

 

 

(Eskiden Terzi 1991 - 1994)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Anne

Sahi senden mi doğdum anne

Yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken

bir insandan mı doğar bir çocuk

Anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı

Kuş olsa çiçek olsa gündüz olsa

Kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu

Bu kez dağlar doğursun beni anne

Sen de ılık bir yağmur ol

Durmadan yağ kanayan yerlerime

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

İkinci bir emre kadar

özellikle yaz günleri

güneşi bir çiçek gibi

yakalara iliştirmek yasaklanmıştır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...