Kalemdar 293 Report post Posted May 27, 2011 Prof Dr Mustafa Kara Hocamıza kültür dünyamızın iki yıldızı Necip Fazıl ve Nurettin Topçu'yu karşılaştırması yapmasını istedik. Ve sorduk: Nurettin Topçu da Necip Fazıl da aynı tasavvufi damardan beslenmelerine rağmen farklı bir portre çiziyorlar. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Evet, aradaki meşrep farklılığını anlatması açısından bir hatıramı paylaşayım. Bir gün duyuru yaptılar, 'N. Fazıl filan yerde konuşacak.' diye. Tabi biz o zamanlarda onun takipçisiyiz; N.Fazıl nerdeyse biz de ordayız. Gittik o gün; salondaki bütün sıralar doluydu. Necip Fazıl geldi, dedi ki, "Nerde bu millet?" Aslında millet orda ve bütün sıralar dolu fakat onun istediği, sıralardan da ziyade salonun tamamen dolması. Dedi ki, "Ben bu kişilere konuşmam, haftaya doldurup geleceksiniz." Bir hafta sonra tekrar gittik; hakikaten her yer tıka basa doluydu. Ve o da oturdu, gönlünce konuştu. Şimdi bu fotoğrafın bir tarafı. Nurettin Topçu da sohbetler, seminerler yapıyordu. Fakat bırakın öyle izdihamı aramak falan, alkışlamasınlar diye cümlesini bitirir bitirmez hemen diğer cümleye geçiyordu. Bu kadar rahatsız oluyordu alkışlanmaktan. İşte bu iki fotoğrafa baktığımızda ikisi de farklı bir mizac. İşte fıtrat denilen şey bu; aynı bilgiyi dahi alsanız, o sizin fıtratınıza göre şekilleniyor. Yani, bu iki mizacın da mürşitleri ayrı; biri Abdulhakim Arvasi, biri Abdulaziz Bekkine. Bu ikisinin mürşitleri dahi aynı olsaydı; mizacları yine farklı olacaktı. Mahmut Bıyıklı HaberKültür.Net Quote Share this post Link to post Share on other sites