Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
HİÇ

Subliminal Mesaj Ve 25. Kare Tekniği

Recommended Posts

çok özür dileyerek bi daha koymanızı rica edebilir miyim?linkde sorun var sanırım açamadım

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kokunç bir manzara. O körpe beyinleri ne ile yıkaladıklarını bizlerin görememeleri ne acı.

 

Evet evet evime kesinlikle o küfür aletini koymayacağım.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Pek çok çizgi filmde, animasyonlarda bunlar mevcuttur. Masonik simgeler, cinsel çağrışımlar, ateist mesajlar, farklı semboller vs. Bilinçaltına giriyor, girdiği söyleniyor bunların. Özellikle çocuklar üzerinde ciddi etkileri olduğu dile getiriliyor.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

80'lerin yahut 90'ların başında olması lazım, hürriyet gazetesi kupon karşılığında hugo oyununu dağıtıyor. Oyunda ülkeler tanıtılırken, Türkiye'nin pek güvenilir olmadığı, burada kendinizi güvende hissedemeyeceğinizi söylüyor. Daha son Türkiye üzerine gelince haritanın eksik olduğu, bugün kürtlerin çizmiş olduğu sözde kürdistan haritasının Türkiye sınırları dahilinde olduğunu fark edebiliyorsunuz. Çok önceleri okumuştum bu bilgiyi, dikkate değer olmakla birlikte, bilinçaltı işleme konusunda takdire şayan bir davranıştı onlar için. Biz daha darbeler, ekonomik buhranlar, sağ-sol davalarıyla meşgul olurken adamlar belki de 50 yıl önce başlamışlar çalışmaya. Bu durum aynı zaman da başka bir hakikatin de ispatı olmaktadır ki; ehl-i küfrün bunca gayret ve planına rağmen, İslamiyet ve bu ülke yok olup gitmemiştir. Yani onların binine bir verilirken bizim birimize belki de milyonlar bahşetmektedir Allah.

  • Like 4

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bunlardan korkuncu büyükler üzerinde de yapılıyor.Üstelik bu ecnebiden gelmiyor insana.İşte buyrun burada.Prime time da izlenme rokurlarına koşuyor bu dizi

 

http://www.youtube.c...NV56OlOs8#t=95s

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bunlardan korkuncu büyükler üzerinde de yapılıyor.Üstelik bu ecnebiden gelmiyor insana.İşte buyrun burada.Prime time da izlenme rokurlarına koşuyor bu dizi

 

http://www.youtube.c...NV56OlOs8#t=95s

 

 

her yönden uyuşturulduğumuz yetmiyor gibi adamlar utanmadan bir de misyonerlik yapıyorlar. ahlaksızlık, rezillik, kepazelik, soysuzluk,... yetmiyormuş gibi bir de misyonerlik...

 

Allahu Teala gören göz nasip eylesin, şuur nasip eylesin, hidayet nasip eylesin cümlemize...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Amin,rabbim hepimizi muhafaza eylesin.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Konuyla doğrudan ilgisi yok gibi gözüksede;

 

Bu disney denen mason yahudi karması namussuz şirket bu işe o düzyede yatırım yapıyor öyle bir özverili çalışıyor ki daha çocuk denecek yaşlarda ailelerinden ayırdığı çocukları tam bir robota çevirip insanların zihinlerine kendi yetiştirdiği "star"ları üzerinden etki ediyor.

 

bbbrit.jpg

 

Geçen bir yerde rastladığım bu fotoğraftaki çocuklar; Britney Spears, Critistina Aguilera ve Justin Timberlake.

daha çocuk yaşta aynı karede disney'in mickey klübünda tesadüfen bir araya gelmiş, mickey kardeşliği kurmuşlar...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sürü psikolojisi en büyük düşman yani...

İllüminati ve onların subminal mesajlarıyla ilgili okuduğum bir konuda şu cümle çok etkilemişti

 

"Çobanı bulamıyorsanız sürüyü uyandırın"

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Her yönden eksiyiz arkadaşlar.Rabbim artılarımızı çoğaltmayı nasip etsin...Hidayet nasip etsin...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu 25. kare ve subminal mesaj ile ilgili okuduğum başka bir şey daha aklıma geldi ki onuda bu başlığa eklemeden edemeyeceğim.

 

Amerika da bir sinemada yapılan subliminal mesaj deneyinde, /-ki bu 25. kare tekniği yada sanal reklam dedikleri şey oluyor/ film sırasında "mısır ye" "kola iç" tarzında bilinçaltına gönderilen yönlendirici mesajlar sayesinde kola satışları yüzde 18.1, patlamış mısır satışları ise yüzde 57.7 artmış.

 

Birde bu bir serktör olmuş. Sanal reklam denilen şey vizyondaki en pahalı reklam türü, hemde legal.

Yani devlet insanlara istemedikleri bir şeyi istiyor göstererek yaptırmalarına izin veriyor iyi mi???

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu 25. kare ve subminal mesaj ile ilgili okuduğum başka bir şey daha aklıma geldi ki onuda bu başlığa eklemeden edemeyeceğim.

 

Amerika da bir sinemada yapılan subliminal mesaj deneyinde, /-ki bu 25. kare tekniği yada sanal reklam dedikleri şey oluyor/ film sırasında "mısır ye" "kola iç" tarzında bilinçaltına gönderilen yönlendirici mesajlar sayesinde kola satışları yüzde 18.1, patlamış mısır satışları ise yüzde 57.7 artmış.

 

Birde bu bir serktör olmuş. Sanal reklam denilen şey vizyondaki en pahalı reklam türü, hemde legal.

Yani devlet insanlara istemedikleri bir şeyi istiyor göstererek yaptırmalarına izin veriyor iyi mi???

Evet bunu bende biliyorum.Dünyanın en etkili reklamı da neydi biliyor musunuz_?

 

ABD de bir yerde bir reklam yapılıyor.Reklam 2 bucuk dakika sürüyor.Çöl gösteriliyor.Bir adam resmen sürünerek geliyor reklam 2 dakika böyle sürüyor.Sonunda da bir arabanın içinde coco cola buluyor bizim vatandş.onu içiyor ve sonunda hem serinliyor hemde susamıyor.Bu reklamla birlikte kola reklamları tavan yapıyor ve adam direkt cola içmeye odaklanıyor.

 

Bu reklamı araştırıyorum netten bulabilirsem koyacağım buraya da.Daha bulamadım.Adamlar direkt beyne girmenin yömntemini çok iyi biliyorlar.Bizim halk kesini de geneli eğitimsiz olduğu için bu oyunlara geliyoruz.

 

Şimdi uyanma ve uyandırma zamanı.ALLAH hidayet versin...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sadece tvlere değil, etrafınızdaki yapılara bakın. Kültür merkezlerine dikkat edin, insanların toplandıkları yerlere. Bazılarında masonik veya farklı tarikatlerin simgelerini görebilirsiniz.

 

Reklamlar zaten psikoloji laboratuvarlarında hazırlanır. Her saniyesi ile reklamı hazırlayanların vermek istedikleri mesajı azami düzeyde almamız sağlanır.

 

İnsanı satan bir düzende bunlar hep olacak.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ve 25. kare tekniği filan diyorsunuz ama bu tekniğe hiç gerek kalmadan yapacaklarını yapmışlar zaten... Bunun için o kadar çok misal var ki, hangi birini saysak... Yani öyle arka plana sakladıkları tuzaklarla değil, aşikarane bir tarz içinde içlerindeki zihniyet çamurunu kusmuşlar... Aslında yaptıkları o kadar aşikar ki, gözümüzün önünde olan şeyleri fark edemeyecek kadar... O kadar yani...

 

Mesela Kemal Sunal'ın başrolde oynadığı 'Kapıcılar Kralı' filmini hatırlayın... Orada bir sahne var... Filmin sonlarına denk gelen bu sahnede bir mübarek bayram mevzuu geçiyor ama hangi bayram olduğu anlaşılamıyor... Hanımı Sunal'ın elini öpüyor, sonra çocukları sıraya giriyor el öpmek için... Sonra Sunal en üst katın kapısını çalıyor, kapıyı açan ise yarı çıplak bir kadın... Sunal hesapta kadının bayramını kutluyor, kadın ise Sunal'ın elbisesine yapışıp içeri çekiyor ve 'gel bayramlaşalım' gibilerden bir şey diyor... Bayramın 1. günü... Bayramın ise hangi bayram olduğu anlaşılamıyor... Hoş Ramazan Bayramı olsa, sahnenin bir köşesine iftar sofrası, savur sofrası sıkıştırılabilirdi... İftar sofrasından geçtim, bina içerisinde içkiler kırla gidiyor... Kurban Bayramı desem, yine değil... Kurbanlık bir sahne yok çünkü... 19 Mayıs olamaz bu bayram... 23 Nisan olur mu? Sanmam... 30 Ağustos'a ne dersiniz? 10 Kasım zaten olmaz... E geriye ne kalıyor ki zaten!

 

Yine aynı filmde Sunal'ın evine dikkatlice bakarsanız duvarda Peygamber Efendimizin ismini görürsünüz... Bu ismi şerifin yanında ise bir yatak... Sunal'ın güye hanımı ile oynaştığı yatak... Üstelik yatağın baş tarafında, duvarda asılı bir çanta... İçinde ne var aceba? Eve hemen girişte bir dolapta şişelerle malum şeyler...

 

Herşeyden önce bu adamın ismi 'Şaban'... Mübarek 'Şaban' isminin önüne getirlen hayvan ismini ise söylemeyeyim isterseniz...

 

Tabi bir de küçük çocukları ilgilendiren, daha doğrusu anne babayı ilgilendiren bir husus var... 5-6 yaşlarındaki çocuklar geçiyor bilgisayarın başına ve basıyorlar mesela 'Y' harfine... Rarama motoru seçenekleri sunuyor çocukların önüne: Yemek yapma oyunu... Sonra çocuk başlıyor oyuna... 'Aaaa ne var bunda!?' diyebilirsiniz ama bu iş o kadar masum da değil... Yemek yapma, pasta yapma, kız giydirme, dudak boyama gibi oyunlar var... Çocuğunun önüne o kadar çok oyun seçenekleri açılıyor ki bu sitelerde... İşte sorun da burada zaten... Oldukça kontrolsüz bir saha...

 

Misal bir oyun... Bir parkta iki sevgili oturuyor ve öpüşüyorlar... Onları öpüştüren oyunu oynayan çocuk tabi ki... Oyun ise şu: Ağacın arkasında bir küçüklük saklanıyor... Bazen küçüklük kafasını ağacın arkasında çıkartıp, sevgililere bakıyor... Sizin çocuğunuz sevgilileri öyle bir zamanda öpüştürmeli ki, ağacın arkasında saklanan küçüklük görmesin... Görürse küçüklüğün yüzü kızarıyor... Bu üç kese olursa, oyunu oynayan kaybediyor... Ay ne kadar masumca bir oyun... Bu misallerden bir misal... Gerisini siz düşünün artık...

 

Aslında öyle 25. kerelere gerek yok... Tehlike burunumuzun hemen önünde....

  • Like 4

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Aslında öyle 25. kerelere gerek yok... Tehlike burunumuzun hemen önünde....

 

Aslında, evet aslında gerek var!

Eğer olmasaydı paralarının 1 centini dahi sebepsiz harcamayan bu adamlar bu işe dudak uçuklatacak bütçeler ayırmazlardı.

 

Misal; sizin verdiğiniz örnekte ki kemal sunal teması uzun yıllar bizim evlerimize daha da vahim olanı zihinlerimize girdi. Ama bu söylediğinizi bilmeyen kalmadı memlekette. Müslümanıda ateistide yeşilçamın bir dönem İslam'ın başına ördüğü çorabı /gerektiği kadar yada değil/ biliyor. Mesela ben kazara bir yere girdiğimde bile böyle bir film varsa yönelmemek için bütün fiziksel şartları zorlarım. Başka biride "amaaan!" deyip umursamayabilir. Bir başkasıda kendi izler çocuğuna izletmez vs.

 

Sadede gelirsek konu başlığına sebep olan 25. kare yönteminde böyle bir şansınız yok. İleri teknolojiyle hazırlanmış bu beyin kontrol yöntemini ancak o ileri teknolojiyle deşifre edebiliyor. Haliyle "kapıcılar kralı"ndaki detayları farkeden dini hassasiyetiniz(-ki gerçekten takdir ettim) sizi 25. kare yöntemi mağdurları arasından çıkartmaya yetmiyor.

 

Bunun birde yasal olarak yapılabildiğini düşünsenize. Yani bilinçaltınıza 90 dk'lık bir film boyunca 25-30 gizli mesaj gönderileceği söylense kaçımız hala o filmi izlemek isteriz. En iyi ihtimalle filmi rahat izleyemez insanlar. Çünkü bu resmen en temel özgürlüğümüze-irademize müdahale.

En azından neye maruz kalacağını bilmeli insanlar. Sahi neden bunlar film detaylarında belirtilmiyor?

Apokrifalmi ulan bu?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Evet bu türden örneklere rastlanıyor günümüzde ne yazık ki. Bu tarzın en bilinen örneği mahlas'ın aktardığı patlamış mısır- kola hikayesi. Hatta bu olay akabinde Coca-Cola firmasına ciddi miktarda bir para cezası verildiği bilinir. Kuşkusuz bu türden pazarlama üçkağıtçılıklarına ya da bilinçaltına hitap eden düzenbazlıklara karşı itidalli ve tedbirli olmakta fayda. Ama ipin ucunu kaçırıp işi paranoyaklık seviyesine taşımak da doğru sayılmaz. Ondan sonra "Türk Lirası'nın yeni simgesinde şu ana kadar 7 soykırım simgesi, 3 dine hakaret ve 1 tane de illuminati sembolü bulundu. Araştırmalar derinleştirilerek sürüyor." gibi açıklamalar duymak işten bile olmaz. İfratla tefrit arasındaki dengeyi muhafaza etmekte fayda var..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu hikaye çok eskilere dayanıyor. Subniminal mesajlar sadece filmlere yerleştirilmiyor. Toplumsal psikolojik yönlendirmeler filmdekilerden çok daha etkilidir. Öyleki, tıpkı şeytanın sağdan yaklaşması gibi, onlarda insanların sağından yaklaşıyor. Örneğin, muhafazakar bir grubu yönlendirmek için, mukaddesatından yakalıyorlar, yada milliyetçi vatansever bir grup için, yine o taraflarından yaklaşıyorlar.

Tabi sol görüşlüler için de aynı kendi taraflarından, kendi jargonlarıyla onlara empoze edilen şeyler var. mesela bugün bütün kominist gruplar ermeni soykırımı yaptığımıza inanmış durumdalar. Ve milletimizin tarihinin faşistlikle geçtiğini düşünüyorlar. Ama ermeniler hocalıda Türkleri katletti dediğinizde, o ermeniler faşist olmuyor onlar için. Ya da ne bileyim stalin onca insanı katlederken haklı oluyor, ama hitler katlederken faşist oluyor.

Aynı şey bizim içinde vardır tabi, yani sağ görüşlü insanlar için. ben şahsen kendim kendime bakarak göremem ancak illaki bir inanmışlık bir kavram kargaşası içindeyiz. Bu siyonizmin en büyük oyunu. Belki 300 belki de daha da fazla yıllık bir oyun bu. Ve çok da güzel oynanıyor.

Düşünün bir kere, nereden nereye, eskiden tarikat şeyhleri yada hocaları nasıl ifade edersek, yetiştirdiği bir talebesini, benden alacağını aldın artık, git falanca diyarda falanca muhteremin yanına selamımı söyle, onda tamamlayacaksın eğitimini diyordu. Bunun örneklerine çok fazla rastlarız tarihe baktığımızda.

Lakin günümüze bakarsanız görülen manzara vahim, vahimden de öte. Birbirlerine suçlamalar, yalancı demeler, iftiralar, kafirlikle suçlamaya kadar varan hakaretler. Cemaatlerin ve tarikatların bugünkü birbirine düşman haline gelmelerinin tek sebebi yine bu içeri giren ajanlar veyahutda, beyin kontürolü yada psikolojik telkin yollarıyla (kısacası sağımızdan yaklaşarak); insanlara fikir edindirilerek, birbirine düşman edilmiş durumdalar. İşte siyonizmin en büyük tuzağı budur ve malesef günümüzde bu tuzağın dibine batmış durumdayız.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şimdi okurken son yazılanları aklıma ne geldi biliyor musunuz?

 

ÇOCUKKEN !

Tarzan‘i neredeyse ciplak seyrettik.

Külkedisi eve gece yarisindan sonra gelirdi.

Pinokyo yalan söylerdi.

Robin Hood hirsizdi.

Pamuk Prenses 7 herifle birlikte ya siyordu.

Varyemez Amca pintiydi.

Redkit‘in agzinda kesinlikle sigara vardi.

Kirmizi Baslikli kiz kirmizilarla ormanda tek basina gezerdi.

Heman‘in elinde kilic hep nara atip gölgelerin yüce! adindan medet! isterdi.

Rapunzel saclarini uzatip kuleye erkek alirdi.

 

Peki simdi izlettgmz Pony, Ben Ten, win x club vs. cizgi filmleri ne ögretyor? En masum ve egitci-ögretci diyebilecgmz Caillou bile Ingilz kültürnü, beslenme sekli ve sosyal iliskilerni vs. sinsice alemlermze yerlestirmyrmu?

 

ISTE BUNLAR MÜSLÜMAN COCUKLARNIN ZIHNINDE SIRKE YOL AÇAN ve YAVRULARMZI TÜM KUTSAL DEGERLERDEN YOKSUN “DEGERSIZ“ BIRER VARLK HALINE DÖNÜSTÜREN VE ALDATAN TUZAKLAR.

 

Lütfen cocuklarimza ne izlettigmize ve biz oturup ne izledigmize ÇOK AMA ÇOK DIKKAT EDELIM

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arama bolumunde bu konuyu aradiktan sonra karsima cikmasi cok memnun etti beni, Allah razi olsun. O kadar onemliki tum hayatimizi ve gelecegimizi kapsiyor. Bilmeyenlere duyurmaliyiz, saglikli nesiller icin artik bilincli cocuk egitimi sart! Sirf cocuklari degil kendimizide bu bilinc alti uyusturuculara karsi korumaliyiz. Cunku biz uyusturulup gayri ahlaki vaziyetlere normal bakmaya baslayinca, kucuklerimize rol model olarak yanlis ornek oluyoruz. Baslangic olarak bilindigi uzere televizyona bakarken bir sahnede daha insan olmadan yatak odasi gorununce hemen kapatilirdi, fakat simdi sarmasdolas sahneleri bile uyusmus beyinler ailece seyretmekteler. Gelecek saglikli nesiller icin artik dur demeli. Cozum olarak uyusturucu olan televizyon evden uzak tutulmali, fakat cocugun etrafindaki arkadaslarina mahcup olmamasi icin onceden cocuga belli ettirilmeden ebeveynin arastirip tenkitinden gecmis cizgifilmler pc den seyrettirilebilinir. Bu tur cozumler bulunabilinir, zor degil.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çocukları ve gençleri hedef alan subliminal mesajlar (bilinçaltı mesaj), cinsellik ve tüketim düşkünü nesiller yetişmesine neden oluyor.

 

Subliminal mesajlar konusunda bir çok seminer veren, yazılar yazan eğitimci-yazar Rabia Gülcan Kardaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, subliminal mesajı, bilinçaltını hedef alan dolayısıyla bilinçli olarak fark edilemeyen her türlü içerik ve reklam olarak tanımladı.

Kardaş, kitlelere üstü kapalı olarak verilen mesajların doğru-yanlış, ahlaklı-ahlaksız sorgulamalarına takılmadan hedef kitleye ulaştığını söyledi.

Subliminal mesajların uzmanlar tarafından dahi zor fark edildiğini kaydeden Kardaş, ''Sıradan bir televizyon izleyicisiyseniz bu mesajları fark etmeniz imkansız derecesinde zor. 'Fark edilmemek', çünkü amaç bu'' dedi.

Çizgi film, reklam ve sinema filmlerine subliminal mesaj yerleştirmenin maliyetinin çok düşük olduğunu aktaran Kardaş, oyuncaklarda bile bu yöntemin kullanılabildiğine dikkati çekti.

Kardaş, mesajların kodlanma aşamasında insan zihninin zafiyetlerinden yararlanıldığına vurgu yaparak, şu tespitlerde bulundu:

''İnsan zihnini kabaca bilinç ve bilinçaltı diye ikiye ayırabiliriz. Bilinçaltı, zihnimizin mutfağı yahut bir bahçenin toprağının altındaki kısmı gibidir. Tam anlamıyla oraya ne ekerseniz onu biçersiniz. Zihin yapımızın bilinçaltı dediğimiz kısmı 2 arketip konusunda çok hassas. Bunlar; doğum ve ölüm. Dünyanın neresinde olursa olsun, her insan için bu kodlar aynıdır. Günlük yaşamda karşılaştığımız her türlü veri subliminal eşik dediğimiz bir tür süzgeçten geçer. Fakat doğum ve ölüm temalı gönderimler bilinçaltında VIP gibi karşılanıyor. Subliminal eşik devre dışı kalıyor. Bilinçaltının insanı hayatta tutmak gibi bir görevi vardır. Fakat bunu yaparken sorgulamaz. Doğum demek cinsellik demek. Dolayısıyla cinsellikle ilgili hemen her şey insan zihni tarafından daha çekici bulunacaktır. Vermek istediğiniz mesajı cinsellikle sunarsanız, bilinçaltı o mesaja karşı kayıtsız kalamaz.''

-En büyük risk, uzun süre televizyon izleyenlerde ve çocuklarda-

Kardaş, subliminal mesajların birçok medya aracıyla yayıldığına vurgu yaparak, risk altındaki en büyük grubun uzun süre televizyon izleyenler olduğunu belirtti.

''Günde en az 4-5 saat televizyon seyreden, seyrederken de bilincini kapatan 7'den 70'e hazır bir kitle var. Bu kitle bilinçaltı göndermeler yaparak insanı etkilemek isteyen birileri için bulunmaz bir hedef'' diyen Kardaş, mesajların çoğunlukla bilinçaltı reklamcılık alanında çalışanlar tarafından fark edilebildiğini anlattı.

Klasik metotlarla insanları yönlendirmenin zaman ve kaynak gerektirdiğini aktaran Kardaş, subliminal mesajların bu işlevi yerine getiren en önemli yol olduğunu söyledi.

Kardaş, subliminal mesajların hedefindeki asıl kitlenin çocuklar ve gençler olduğunu belirterek, 40 yaşındaki bir insanın ahlaki değerlerini ve düşüncelerini değiştirmenin zorluğuna işaret etti.

Mesajları kodlayanların, çocukları ''kolay lokma'' olarak gördüğünü söyleyen Kardaş, gelecek nesillerin büyük tehlike altında olduğunu vurguladı.

-Mesajlarda en çok cinsel ögeler ve masonik işaretler kullanılıyor-

Kardaş, mesajların iletilme sürecinin farklı aşamalardan oluştuğunu belirterek, cinselliğin zaman zaman içerik, zaman zaman da içeriği aktarmada anahtar rol oynadığını kaydetti.

Subliminal mesajların reklamlarda sıkça kullanılması konusunda, ''Pazarlamada meşhur bir deyim vardır, 'Seks sattırır' diye. Cinsel içeriği görünür ya da ilk anda fark edilmeyen, subliminal olarak reklama yerleştirdiğinizde kişi, oradaki imaja çok daha kolay inanmış oluyor'' ifadelerini kullanan Kardaş, cinsellik yoluyla kişinin doğrudan etki alanına göndermeler yapıldığını belirtti.

Kardaş, masonik sembollerin cinsellik temalı mesajların arkasına saklanarak iletildiğine dikkati çekerek, ailelere şu tavsiyelerde bulundu:

''Bu konuda bilinçlenmek, eğitim almak, sorunun ne kadar önemli olduğunun farkına varmak ilk adım bence. Bu konuda eğitim herkes için mümkün olmayabilir. Fakat şunu herkes yapabilir; Televizyon izlerken de mümkün mertebe bilinci açık tutmaya çalışmak. Bunun için çocuklarla beraber televizyon seyretmek, o esnada izlenen görüntü üzerinde konuşmak yani bir farkındalık kazandırmak önemlidir. Bir çizgi sinemada iki yetişkin erkek karakter tamamen soyunarak denize atlıyorlardı. Bunu çocuk tek başına izlerken o davranışı sıradan, normal gibi kaydedebilir zihnine. Aileyle izliyorsa ailenin o anda kanalı değiştirmesi yahut sakince açıklamalar yapması önlemlerden biridir.''

Kardaş ayrıca, subliminal mesajların doğru amaçlarla kullanılabileceğini, fakat bu meselenin etik bir yanı olduğunu belirtti. Bilinçaltı mesajların iyi amaçla kullanılmasının da insana müdahale olduğunu ifade eden Kardaş, özellikle yurt dışından gelen çizgi film ve sinema filmlerinin daha dikkatli incelenmesi gerektiğini söyledi.

-İlk kez 1957'de kullanıldı-

İnsanın sorgulama mekanizmasını aşan subliminal mesajlar, alınması istenen bilgilerin doğrudan insan zihnine ulaşmasını sağlıyor. Subliminal mesajların ilk defa 1957'de kullanıldığı biliniyor. Sinemada 25. kare tekniği olarak kullanılmaya başlanan subliminal mesajların ilk amacı reklam yoluyla satışları artırmak olsa da bu teknik daha sonraları ideolojik mesajların aktarılması için sıkça kullanıldı.

http://www.haber7.com/televizyon/haber/947388-cizgi-filmlerdeki-gizli-tehlikeye-dikkat

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mevzuu tekrar gündeme gelince yazayım dedim...

 

Biraz garip ama...

 

Necip Fazıl'ın şiirlerini besteleyerek güzel bir çalışma yapan Uğur Işılak, acaba diyorum, böyle bir ''subliminal'' yöntemi mi kullandı? Yoksa farkında olmadan bu ''subliminal'' yöntem kendi kendine devreye mi girdi? Başka ''subliminal'' yöntemlerin biz de bıraktığı izleri, farkında olmadan hayatımıza kabul mü ediyoruz?

 

Işılak şiirleri seslendirirken, arkadan kadın sesleri gelmeseydi, kadınlar bazı mısralarda eşlik etmeseydi daha iyi olurdu gibime geliyor... ''Subliminal''la bunun ne alkası var? Bilmiyorum ama kendi kendimize de 'subliminal' yapıyor muyuz acep? Belki de başka 'sublimal'lerin bir sonucudur bu hal... Halka halka 'subliminal' kuşatmasında tutsak olmuşuz da haberimiz mi yok? Burada şeytan bize nereden yaklaşıyor acaba?

 

O değil de ben şeyi merak ediyorum? Bu kemalistlerin ''subliminalleri'' nelerdir? Öyle bir şey olsun ki; aaa! Bak fark edememişim, diyeyim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...