trradomir 206 Report post Posted June 18, 2012 İçlerdeki yalakanın ipi bir kere kaçırıldığında, diller öyle şeyler söylüyor ki aklın nutku tutuluyor. Aşağıdaki putperest metin ve şiirleri utanarak, iğrenerek derliyorum ve bu ağır travmadan yavaş yavaş kurtuluyor olduğumuz için Allah'a defalarca şükrediyorum.Şunu kesinlikle atlamamak lazım. Bu tablonun ortaya çıkmasındaki tek kabahatli yazanların çıldırmış iradeleri değildi. Zıvanadan çıkmış bu sözleri taltifle karşılayanlar, teşvik edenler, dolaylı yoldan insanları buna zorlayanlar da bu sözleri yazanlar kadar cinayetin ortağıydı. Bunu göremediğimiz sürece Behçet Kemal gibi çukur seviyesindeki zavallı bir kuklacığa kızmak veya gülmekten ileri geçemeyiz. Kemalist rejim ve rejimin tepesindeki adamlar bu hezeyanlar için uygun bir mecra hazırlamış; yazılanlara karşı müsamahayı, hatta himayeyi elden bırakmamıştır.Tiksineceksiniz, okumadan önce iki kere düşünün. Biz bunları da yaşamışız...-----TÜRK'ÜN YENİ AMENTÜSÜKahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklâlini yoktan var eden Mustafa Kemal'e, onun cengâver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahit analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına iman ederim.İyilikle fenalığın insanlardan geldiğine, büyük milletimin medenî cihanda en büyük mevkii kazanacağına, hamaset dasitanlarıyla tarihi dolduran kudretli Türk ordusunun birliğine ve Gazi'nin Allahın en sevgili kulu olduğuna, kalbimin bütün hulûsiyle şehadet eylerim.Moiz Kohen (Tekin Alp)-----YÜREKTEN SESLERAtatürk’ün tapkınıyız. Her şey (O)’dur. Her yerde O var.Her gökte O eser. Her enginde O çağlar.Biz O’yuz. O, biz.Atatürk benim değildir.Atatürk senin değildir.Atatürk onun değildir.Atatürk;Benimdir, senin, onundur, acunundur, evrenselindir, geçmişlerindir, geleceklerindir, ilkesizliğindir, sonsuzluğundur.Her şeyde Atatürk!Yerde O! Gökte O! Denizde O!.. Varda O!.. Yokta O!Her şeyde O! ..Atatürk!Onun yüreği okyanustur: Türk için; yat için! Barış için; insanlık, insanlık, insanlık için köpüklenip dalgalanır.Her şey (O)'dur;(O) her şeydir.Her şeyde Atatürk!Yerdedir, göktedir, sudadır.Görünmezi görür! Bilinmezi bilir. Duyulmazı duyar!Sezilmezi sezer, ezilmezi ezer!Hep, her O’dur!Her şeyde Atatürk!Elimizi yüzümüze;Gönlümüzü özümüze kapıyoruz.Biz sana tapıyoruz!Her yerde; her şeyde; her işte, her gidişte; hep (O)!Hep (O)! Hep (O)! Hep Atatürk!Ey dilim bu ne dildir?Bu dili acuna bildir!Ah! Atatürk! En büyüksün en büyük!Bir dizginsiz at gibi, bırak beni koşayım!Gösterdiğin kırana coşayım, ulaşayım!Varsın! Teksin! Yaratansın!Sana bağlanmayanlar utansın!Ah! Nolaydın, nolaydın; sade Türk'ün olaydın.Altınsel oldun Atam!Evrensel oldun Atam!Mutlarda günler bana.Umulmaz ünler bana.Bu sesim:İçten geliyor içten!Beni sen yaratmadın balçıktan kerpiçten!Beni benden yarattın, kendini bana kattın Atam,Atam,Atatürk!En büyüksün, en büyük!Aka Gündüz-----ATATÜRK'E TEKBİRAtatürk ekber!Atatürk ekber!Ancak O var Atatürk!Evliya odur,Peygamber odur,Sanatkâr Atatürk.Talihe hâkim,Zekâya önder,Doğma serdar Atatürk.Bunları geçti insan büyüğü:Kendi kadar Atatürk!Atatürk ekber!Atatürk ekber.Bizde O var. Atatürk!Ne evliya, ne de peygamber..Halkına yar Atatürk!”Behçet Kemal Çağlar-----ATATÜRK MEVLİDİ (Tam metni bulamadım/trradomir)Millet adın zikredelim bir kere;Vâcip oldur cümle işte Türklere.Şevk ile Türküm dese bir dem lisan,Dökülür cümle hüzün misli hazanİsmi pâkin pak olur zikreyleyen,Her murada erişir Türküm diyenMağra devri anda evler var idi,Türk yetişkin, başkalar barbar idi.Hak Teala çün yarattı Türk’ü ilkDedi, ‘Üç kıta da olsun ona mülk.’Mustafa nurunu alnına koydu,‘Bil! Kemal’in nurudur, ol nur!’ dedi.”Ger dilesiz, bulasız oddan necat,Mustafa-yı ba-Kemal’e essalat!”Ol Zübeyde, Mustafâ’nın ânesiOl sedeften doğdu ol dürdânesi!Gün gelip oldu Rızâ’dan hâmileVakt erişti hafta ve eyyâm ile.Mustafa’nın gelmesi oldu yakin,Çok alâmetler belirdi gelmeden.Der Zübeyde çünkü vakt oldu tamam,Kim vücude gele ol hayrülenam.Geçti böyle, nice ay nice seneVakt erişti bin sekiz yüz seksene.Merhaba ey canı canan merhaba,Merhaba ey derde derman merhaba.Merhaba ey asi millet melcei,Merhaba ey inkilâplar menşei.Merhaba ey baş halâskâr merhabaMerhaba ey ulu serdâr merhaba!Ger dilersiz bulasız şevkü necat,Can verin tek Türk’e râm olsun hayat.Ger dilersiz, bulasız kalktan necat,Atatürk’e Atatürk’e es selât.Ol zamanda eylemiş tâlim meğer,Mustafayı harbiyeye verdiler.Başka fanilerle farkı gördüler,İnönü’de Atatürk’ü gördüler.Ger dilerseniz bulasız şevk-ü necat,Atatürk’e Atatürk’e selât...Behçet Kemal Çağlar-----ÇANKAYABurada erdi MûsâBurada uçtu İsaBülbül burada varsaHürriyet için öter.Ne örümcek, ne yosunNe mûcize, ne füsun...Kâbe Arab'ın olsunÇankaya bize yeter...Kemalettin Kamu-----ATATÜRK'E SESLENİŞOn bin yıl herkese boşa baş vurduk;Bütün bir ırk,seni aradık durduk,Sana geldik sonsuz mesafelerden;Sıyrıldık sayısız efsanelerdenTek sana inanan akıllarız biz!Sen selsin mecranda çakıllarız biz...Her yıl biz o damar,her yıl okan sen;Bak;Kalblerden çağıl çağıl akan sen.Seninle gönüller her an temasta"Atatürk" dendi mi doğrulur hasta"Atatürk" dendi mi dolar gözümüz;"Atatürk, Atatürk" bu, baş sözümüz.Başını bekliyor her boş duran diz;Biz bir gün saparsak fırlar kalbimiz.Yola düşer birden açtığın izde;Adın besmeledir her işimizde.Açan al gülümüz her sonbaharda,Yarın bir iskelet olsak mezarda."Atatürk" çığrışır kemiklerimiz,Nimetinle dolu iliklerimiz...Behçet Kemal ÇAĞLAR-----BÜYÜK ATA'YAKoca bir güneşin akşam olmadanDağların ardından sönüşü gibi,Millete can veren vatan yaratanTanrı'nın göklere dönüşü gibi,Ölümün içimde bir yara, Atam.Derdimi kimlere döküp anlatam!,Vatanın dağları güz rengi aldı;Dün sabah tanyeri bayraktan aldı;Ne yıldız, ne güneş görmeyen gözlüm,Odamda resmine takıldı kaldı.Sana can verip de ben ölsem Atam!Derdim ki kimlere dökülüp anlatam!Ölüm bu vatanı koydu Atasız,Hepimiz öksüz, günümüz gece;İsmini andıkça ağlayacağız,Dilimizde adın ilk ve son hece.Kör olsun sana yaş dökmeyen, Atam!Derdimi, kimlere döküp anlatam!Bağışla yanıldım, hayır ölmedin;Göklerde değilsin gönüllerdesin,Soyumun kalbine geçeyim dedin,Gönülden gelecek her zaman sesin.Her zaman ırkıma büyük Baş AtamTanrılaş gönlüme, Tanrılaş Atam!MEHMET NURETTİN ARTAM-----BİZSİZ GİDİYORFecre benzettiği bayrakla kefenlenmiş Ata,Çıktı bir kor gibi mermer kapısından sarayın.Gönlümüz, bayrağı öğrendiği günden beri taDuymamıştır bu kadar hüznünü yıldızla ayın!Gidiyor, gizleyerek sır gibi bizden sesini,Çıkıyor, ilk olarak bir yola Başbuğ bizsiz.Biz, ki dünyada, bırakmazdık onun gölgesini,Bu ne hicranlı seferdir ki beraber değiliz.Yürüyor, kalbimizin durduğu bir yolda değil,Kanlı bir gözyaşı nehrinde muazzam tabutun.Ey ilâhın yüce davetlisi, göklerden eğil,Göreceksin, duruyor kalbimiz üstünde putun!Sen ki Gayya’ya düşen on yedi milyon Türk’ünDehşetinden sararırken yüzü yaprak yaprak,Onu bir hızla çevirmiştin ölümden daha dün:Tunç elin, yalçın iradenle kolundan tutarak.Ve bugün on yedi milyon geliyor bir yere de,Ebedî yolculuğundan seni döndürmek için-Onu yoktan var eden sendeki derman nerede?Gücü ancak yetiyor kabrine yüz sürmek içinFaruk Nafiz ÇAMLIBEL-----1919-1933 (Kısa bir bölüm/trradomir)...O kimdir? Bir milletin sesi vardı ağzında,On dört milyonun nabzı çarpıyordu nabzında.O kimdir?, Geçtiği yer dönüyor gün vurmuşa,Can veriyor sararmış ota, yaralı kuşa.O kimdir? Gözlerinde bir tılsım gözleniyor,Bastığı topraklarda bahar filizleniyor.Alev saçlı bir volkan bazı bir dağ başında,Bazı beliriyordu bir damla göz yaşında.Güneşten birer oktu ondan gelen her emir.Bu okların altında eriyor dağ, taş, demir.O kimdir? Milyonla Türk birleşip bir tek olmuş,Yıkılan memlekete kolları destek olmuşÖz yurdun içlerinde düşman kurarken pusu,Bir yandan da yürüdü Halife'nin ordusu.Birisi gök yüzünden bombalar atıyordu.Biri elinde salip; biri elinde Mushaf,İçli dışlı düşmanlar geliyorlardı saf saf.Bunların karşısında göğsü açık bir azim,Süngüye, topa karşı diyordu: Zafer bizim!Bunların karşısında iki şimşekli nazarDiyordu: bu topraklar size olacak mezar!Vatan sürüklenirken bir uçurum ucuna,Dağılan kuvvetleri topladı avucuna.Topladı avucuna yıldırımı, şimşeği,Yoktan var ediyordu Tanrı gibi her şeyi....Yusuf Ziya ORTAÇ-----ANTAnt içtik, Ata'm, gitmeye gösterdiğin izdenRuhun tutacaktır bizi her gün elimizden.Çiğnenmeyecek göklere yükselttiğin ülküTa arşa çıkardın yere düşmüş ulu Türk'ü!Atmaz bir adım arkaya Türk'üm diyecek gençYoktur seni inkar edecek...varsa ne iğrenç!Cennetse bu yurt, sen onu buldun da harabeBir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kabe!Göğsünde bu yurdun tütedurdukça ocaklarEksilmeyecektir sana kan ağlayacaklar.Bitmez yaşımız ruh kalabildikçe bedendeMahşerde bir önder bulacak Türk yine sende.Bir ay gibi Türk'ün sönük ufkunda belirdin,Öldün denemez, tarihe sen dipdiri girdin.Kaç paslı beyin bir ucu çıkmaz yola dalsaGençlik, Ata'nın yolcusudur bir kişi kalsa.Türk'üm diyen artık bir akisti o güneşten,Bağrındaki iman bir alevdir o ateşten.Binbir saf olup ardına düşmüşse bu ülke,Türk'ün şefi sendin, kalacaksın Ata Türk'e.Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun,Türk ırkinin en son ulu peygamberi oldun!Tutsak seni layık yüce Tanrı'yla müsaviToprak olamaz kalp doğabilmişse semavi!Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses,İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez!Ant içtik Ata'm, gitmeye gösterdiğin izden,Ruhun tutacaktır bizi her gün elimizden.Edip Ayel-----İZİNDEHer dünya! Yeryüzü! Sarsıldı, yarın, çök,Neysen bugün göster: Delin, boşan , gök!Kendini yere çal, parçalanan tarih!Ey Timur, Atilla, Yıldırım, Fatih;Alparslan, İskender, Cengiz, Napolyon!Ey evvelce ölen yüzlerce milyon!Kafi değil gökten muhayyel tavaf:Kalkın mezarlardan, toplanın saf saf;Doğrulun: Gelen bir eşsiz kahraman,Doğrulun: Geliyor en büyük insan...***...***Kaç yıldır Türkçe'ydi Tanrının dili;İnsana ne ilah ne sevgiliNe de ana-baba aratıyordu;Her an yaratıyor, yaratıyordu.Birlikte gönüller ona imanda,O ateş yanar da her damla kanda,Yolumuzda öncü, ışık hızdı O,Elimizden tutan babamızdı O,Ana şefkatiyle seven ilk erdi;Damarlarda kandı, gözlerde ferdi,Tekti, hepimiz, bizdendi, bizdi,O bizim her şeyimiz...Ecel, alacak ecel; ne yüzle kıydıFani olmasaydı, o da Tanrıydı:Gerçi et-kemikti onun da dışıAma semalara denkti bakışıSaçları alevdi, ruhu alevdi,Bütün dünya onu tanıyıp sevdi,Dünya baştan başa ona hayrandı.O eşi bir daha gelmez insandıOn bin yıldan beri aranan sancak...Bir-iki çocuğu nihayet beş-on;Biz şimdi öksüz on yedi milyon.***O gitti, Türklük var; Türklük; Türklük var!Ruhumuzda inan, gözümde yaş,Acından tek kalbimiz, ödevde tek baş;Milyonlarca adım, tek hedef, tek iz;Onun davasının iradesiyiz.Behçet Kemal Çağlar-----KAHRAMANGölgen bir nur işledi güneşe vardığı gün;Seni gördük sesimiz Hak'ka yalvardığı gün,Seni gördük bir mazi dağları sardı ses ses,Bir Akdeniz dalgası buldu içinde herkes...Sana çıkar bu yurdun ararsak son yolu da,Kutlu bir Tanrı oldun güzel Anadolu'da.O kadar eskisin ki şimdi ruhumuzda sen,Bulursun bu sevgide asırları istersen.Ararsan bakışında uzun ovalar erir,Dinlersen gönül denen yüce dağlar ses verir.Bir dünya, bir millete düşman olduğu zamanSana büyük hızını verdi nabzındaki kan..Dört sınırın ucunu getirdin bir araya,Dört bucak sevgisini topladın Ankara'ya.Sesin, bir tılsım gibi, yurdu dolaştı yer yerVe senden öyle keskin hız aldı ki gönüller,Yüzyılda giden vatan bir anda geri geldi...Sonra sanki ruhunda kartal sesleri geldi;Sanki yeni bir ışık süzüldü gözlerindenVe bir fert, tek başına, bir millet yarattın sen.Bastığın yer tarihten yer alırmış, yok, değil:Bir gününe bir tarih bağışlasak çok değil!Çok değil, kanımızın rengini süze süze,İsmini döğmelerle işlesek göğsümüze..Çok değil göğsümüzün içine çizsek seni.İsterse bundan sonra ufuk yansın, gök yansın;Çünkü sen bu milletin umduğu kahramansın...Gölgen bir nur işledi güneşe vardığı gün;Seni gördük sesimiz Hak'ka yalvardığı gün.Fazıl Hüsnü DAĞLARCA-----ÇANKAYAEy neftî gölgesinden uzanıp birkaç dalınŞeref rüyalarına dalan yeşil Çankaya!Nasıl kanatlarını sakladın o kartalın,Nasıl yettin yıllarca onu barındırmaya?O ki sarsıntısından taçlar düşerdi taçlar,Nasıl saydın korkmadan göğsünün çarpışını?Nasıl ateş almadı onu görmüş ağaçlar,İçinde yanan güneş yakmadı mı dışını?Arzı oynatmak için yeterken her adımıYanardağlar bulurken kül olmuş her yığın dağ,O seni yıkmadı mı, o seni yıkmadı mı?O eşsiz kahraman ki dünya ağırlığında:On milyon bel iki kat olmuşken eğilmedenOnda on beş milyonun boynu birden uzaldı,Tanrı, peygamber diye nedir, kimdir bilmedenTaptığımız ne varsa hepsi ondan şeklaldı.Şeref rüyalarına dalan yeşil Çankaya,Gölgesi baş döndüren bu sırrı anlat bize:Nasıl yettin yıllarca onu barındırmaya,Seni böyle ebedî kılan hangi mucize?Faruk Nafiz ÇAMLIBEL-----MUSTAFA KEMALİlk adamMavi gözlerleBaktı toprağa,Toprağın haritasını çizdi bayrağaAllah değilO yazdıYedisinden kız çocuğumHamur yoğurdu,Yetmişlik anam çocuk doğurdu cephe içinİlk adamMavi gözlerleBaktı toprağa,Toprağın haritasını çizdi bayrağaAllah değilO yazdıAlın yazımızıNinemSaçına kına bağladığı bezle bağladıKan akan dizlerimi...Geçti çıplak rakımlarıyla kavga yıllarıElimden tuttularŞehrin geniş stadlarında toplananlar içinBana şiir okuttularYeni doğanlar alkışladılar sözlerimiİlk adamMavi gözlerleBaktı toprağaToprağın haritasını çizdi bayrağa,Allah değilO yazdıAlın yazımızı.İLHAMİ BEKİR TEZ-----Aşağıdaki alıntılar da 29 ekim 1938'de yayınlanan Cumhuriyetin Şeref Kitabı'ndan. Çoluğa çocuğa birşeyler yazdırmışlar, en pespaye dalkavuklukları seçip basmışlar. Mesela:*ATATÜRK'EHiç kimsenin ağzından , ne babam , ne annemden ,Senden büyük bir varlık adını duymadım ben .Beynime sığabilsen , seni anlasam biraz ;Çünkü seni tarih te , ozan da anlatamaz....Sana güneş mi desem , Tanrı mı desem sana ?Ey Atam , kıvılcımlı gözlerinle bak bana.Önünde eriyerek ışığına kanayım,Beyaz bir çiçek gibi nurunla yıkanayım..Göğsümü gere gere nasıl ufka haykırmam ,Çünkü bütün dünyada en büyük insan Atam .Yusuf Öner-5. sınıf*ONUN DESTANISelanikten yüceldi ilahların bir eşi ;Doğuşuyla kararttı gökte sanki güneşi ..Türklüğü o kurtardı bir muhakkak ölümden ,Ve böylece kurtuldu en büyük hak ölümden...Kurtulmalıydı vatan ..Doğruydu.. Fakat nasıl ?İşte bu konuşuldu kongrede muttasıl .Bütün millet bir olup sarılmalı silaha,Kurtulmak , kurtarmakta hacet yoktu Allah'a!...M. Özdemir Ağat-Trabzon Lisesi*ATATÜRK – CUMHURİYETBin dokuz yüz yirmi üç , yirmi dokuz ilk teşrin ,Cumhuriyet kuruldu , hakkımız bayram yapmak .Ey gökteki melekler , siz de göklerden inin ,Yılda bir borcunuzdur , Cumhuriyete tapmak.Remzi Kaygulu-Orta 1*ATATÜRK VE CUMHURİYETİçten gelen hislerle seslerle söylüyorum ,bir Atatürk uğruna dünya yansın diyorumDumlupınar yarattı , ruhları yeni baştanHer Türk kuvvet alıyor ruha doğan o baştan .Cumhuriyeti kurdu Türkün kutsal elinde ;Yaratmak , işte budur , Allahların dilinde.Kalbimin bahçesinden lale, gül dereceğimHer yıl cumhuriyetin yoluna sereceğimMahir Abdumlu-Lise 2*HEYKELİN KARŞISINDAUfukta sonsuzluğu çizen kudretli bir elGöklere yükseliyor ilah gibi bir heykel ,Bu varlığın önünde bir dakika dize gelBu taş daha kutsaldır o kabenin taşındanLeman Çiçekdağı-Orta 3. sınıf--------------------------------------------------------*Daha çok var, ama şu alçaklıkla bitsin:Muhammed büyük bir murşid, Aristo alemşümul bir filozof, İskender muhteşem bir asker, Bismark yaman bir siyasi, Lenin dehhas bir inkılapçı, Danton sehhar bir hatip fakat M. Kemal en üstündürSuat Tahsin 6 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Miralay 81 Report post Posted June 18, 2012 İşte o zamanın sözde sistem adamlarıyla Üstad N.F.K'nin farkı, adamları sistemin gözüne girmek için her türlü yalakalık ve yalamalığı yapmışlar. Bunlar bukalemun gibi insanlar oldukları için, o anki düşüncenin şeklini alır ve onu övmeye hatta burda olduğu gibi haşa bazı kişileri ilah yerine koymaya başlarlar. Birçoğunu zaten daha önce duyduğum için şaşırmadım. Reşat Nuri Gültekin'in Yeşil Gece isimli kitabını okursanız, bu şekilde sistemin istediği şekle nasıl geldiğini çok güzel bir şekilde anlarsınız. Özellikle kitabın son bölümü çok ilgimi çekmiştir. Sözde çok dindar(kitabın yazarına göre yobaz) olan kasabanın insanlarının nasıl yobaz olduğunu anlatıyor, hikayenin kahramanı gözünden. En sonunda da, Cumhuriyet kurulduktan sonra bu insanların tam Cumhuriyet'in istediği şekilde giyim, kuşam, şekle büründüğünden bahsediyor. Kitabın bazı yerlerini ve yazarın tıynetini beğenmeemde, bazı yerlerine hak vermemek elde değil. Üstad'ın kitaplarında vurguladığı ham yobaz tabirini eleştiriyor, ve bu ham yobazların sistem değiştiği zaman, hemencik bulundukları düzenin rengini aldıklarını söylüyordu. Bu Cumhuriyet döneminin sözde yazar kadrosunun birçoğu da, malesef bu zihniyette insanlardır. Quote Share this post Link to post Share on other sites
trradomir 206 Report post Posted June 19, 2012 Bu şiirlerde, ilk etapta insanı sarsan putperest zihniyetin yanında benim ilgimi çeken 3 nokta daha var. Bunlardan birincisi Faruk Nafiz, Yusuf Ziya, Fazıl Hüznü gibi belli bir çıtayı aşmış, şöhreti yakalamış, iyi-kötü şair denebilecek kimselerin de böyle adiliklere tevessül etmiş olması. Bu şiirleri okuduktan sonra ben artık bu insanların şahsına hiçbir şekilde saygı duyamıyorum. Mustafa Kemal'in zaaflarla dolu bir beşer olduğunu bunların hepsi de çok iyi biliyordu. İkbal hevesiyle ahiretlerini feda edecek kadar çılgınn bir dalkavukluğa sarılmaları, şahsi açıdan, bu beylerin yeteneklerine rağmen kendi halinde bir köylü kadar dahi değere sahip olmadıklarını, ahlaksızlığın dibine vurduklarını işaret ediyor. Mesela Faruk Nafiz'in kantarın topuzunu bu ölçüde kaçırmasına daha fazla üzüldüm. Radyoda tesadüfen rastlandığında kanalı değiştirme arzusu uyandırmayan, alelade fakat dinlenebilen şarkılar vardır. İşte Faruk Nafiz de bence o türden şiirlerin yazanıydı. İyice olan kabiliyetine bu sindirilemez lekenin bulaşmasını istemezdim. İkinci husus, şiirlerdeki vurguların İslami ıstılahın taklidiyle şekillenmesi. Ezan, Mevlid, Amentü, Peygamber, Allah, kader yazmak ve benzeri kavramlar; o sıralar Anadolu halkının sahip olduğu inançlarda karşılığı olan şeyler. Basbayağı İslami kavramları dalkavukluk mezesi olarak kullanma gereği hissetmişler. İki farklı açıklama geliyor aklıma, ikisinin de belirli ölçülerde doğru olduğuna inanıyorum. Birincisi övgüde son noktaya varabilmek istediklerinde İslami kavramları taklit etmenin ötesine geçecek başarıyı gösterememeleri. Bu hal, bence İslam'ın aslında bu milletin kanına kadar işlediğini gösteriyor. İslam'a küfrederken bile İslami kavramların çerçevesine hapsolmaktan kurtulamıyorlar. İkinci nokta ise, Kemalist rejimin tamamıyla İslami varlığımıza kastetmiş olması... İslam'ı kaldırıp, onun yerine alternatif olarak Kemalizm denen ne idüğü belirsiz, garip bir pozitivizm telakkisini oturtmak için yoğun bir propaganda takip edilmiş. İslam'ı kes, Kemalizm'i aynen o noktaya yapıştır... Fakat ne mutlu ki halkın bünyesi bunu kusuyor. Ve üçüncü husus, bu küfür namelerini dizenlerin ikbal heveslerine birer birer erdiğini görüyoruz. Yani rejim onları bu iğrenç dalkavuklukları sebebiyle dışlamak yerine payelendirme yolunu tercih etmişti. İşte o karanlık geçmişten nefret etmek için bir sebep daha... Kimi 1938 öncesinde, kimi ise sonraki devirlerde olmak üzere Behçet Kemal Çağlar, Aka Gündüz, Faruk Nafiz Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç ve Kemalettin Kamu'nun millet vekilliği yapmış olması; Moiz Kohen'inse direkten dönmesi benim kanıma dokunuyor. Bu milleti temsil etme hakkını, bu çıldırmış dalkavuklara veren çarklardan iğrenmekte haksız mıyım? Hmm şunu yazmayı unutuyordum. İlkokul çağındaki çocukların pek çoğunun alıntılanan herzeleri yazabileceğine inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Rejimin silahşörlüğünü yapan öğretmenlerinin, bunda belli ölçülerde payı olmalı. İlk devrelerde, kendini köylerdeki kanı kirletmeye adamış bazı öğretmenlerin ne gibi tahribatlara yol açtığı bildik şeyler. Quote Share this post Link to post Share on other sites
SiyahCeket 67 Report post Posted June 19, 2012 Zavallı dünyanın tarih boyunca şahitlik etmekten tiksindiği alçakça bir durum… Yaratılanın yaratılmış olanlara tapınması, onları bir ilah olarak telakki etmesi… Kalbin ve aklın asla kabul etmeyeceği bu iğrençliği ancak kalpsiz ve akılsız olanların sindirebildiği bir gerçek. İnsana, hayvana, tabiata, taş parçalarına, paraya, güneşe, aya; akla gelebilecek, gözümüzün gördüğü her şey bir ilah, bir yaratıcı gibi kabul edilebiliyor. Bana göre bunların en akılsızcası yine de insana tapınmadır. Çünkü burada hayvan gibi tamamen farklı bir yapı, tabiat gibi esrarlı bir sır, güneş ve ay gibi ancak hayranlıkla seyredilebilecek ve haklarında bir takım yüzeysel şeylerin dışında çok fazla bir şey bilinemeyecek iki muhteşem var. Yani insana yabancı ve uzak şeyler. Ama insan… Kendisi gibi, aynı özelliklere, aynı yapıya sahip tanıdık bir şey… Demek istediğim; tuvalete giden, ağzından salya akan, nefesi kokan, sürekli ağrı, sızı çeken, hasta olan, ölen biri. Bu demek oluyor ki acz içinde… Çaresiz, eli kolu bağlı, başı ağrıyan, yürürken takılıp düşen bir yaratıcı!.. Tapılmış başka bir şey hadi neyse de işte bu gerzekliğin zirve yaptığı şey ne korkunç. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Miralay 81 Report post Posted June 19, 2012 Bu şiirlerde, ilk etapta insanı sarsan putperest zihniyetin yanında benim ilgimi çeken 3 nokta daha var. Bunlardan birincisi Faruk Nafiz, Yusuf Ziya, Fazıl Hüznü gibi belli bir çıtayı aşmış, şöhreti yakalamış, iyi-kötü şair denebilecek kimselerin de böyle adiliklere tevessül etmiş olması. Bu şiirleri okuduktan sonra ben artık bu insanların şahsına hiçbir şekilde saygı duyamıyorum. Mustafa Kemal'in zaaflarla dolu bir beşer olduğunu bunların hepsi de çok iyi biliyordu. İkbal hevesiyle ahiretlerini feda edecek kadar çılgınn bir dalkavukluğa sarılmaları, şahsi açıdan, bu beylerin yeteneklerine rağmen kendi halinde bir köylü kadar dahi değere sahip olmadıklarını, ahlaksızlığın dibine vurduklarını işaret ediyor. Mesela Faruk Nafiz'in kantarın topuzunu bu ölçüde kaçırmasına daha fazla üzüldüm. Radyoda tesadüfen rastlandığında kanalı değiştirme arzusu uyandırmayan, alelade fakat dinlenebilen şarkılar vardır. İşte Faruk Nafiz de bence o türden şiirlerin yazanıydı. İyice olan kabiliyetine bu sindirilemez lekenin bulaşmasını istemezdim. İkinci husus, şiirlerdeki vurguların İslami ıstılahın taklidiyle şekillenmesi. Ezan, Mevlid, Amentü, Peygamber, Allah, kader yazmak ve benzeri kavramlar; o sıralar Anadolu halkının sahip olduğu inançlarda karşılığı olan şeyler. Basbayağı İslami kavramları dalkavukluk mezesi olarak kullanma gereği hissetmişler. İki farklı açıklama geliyor aklıma, ikisinin de belirli ölçülerde doğru olduğuna inanıyorum. Birincisi övgüde son noktaya varabilmek istediklerinde İslami kavramları taklit etmenin ötesine geçecek başarıyı gösterememeleri. Bu hal, bence İslam'ın aslında bu milletin kanına kadar işlediğini gösteriyor. İslam'a küfrederken bile İslami kavramların çerçevesine hapsolmaktan kurtulamıyorlar. İkinci nokta ise, Kemalist rejimin tamamıyla İslami varlığımıza kastetmiş olması... İslam'ı kaldırıp, onun yerine alternatif olarak Kemalizm denen ne idüğü belirsiz, garip bir pozitivizm telakkisini oturtmak için yoğun bir propaganda takip edilmiş. İslam'ı kes, Kemalizm'i aynen o noktaya yapıştır... Fakat ne mutlu ki halkın bünyesi bunu kusuyor. Ve üçüncü husus, bu küfür namelerini dizenlerin ikbal heveslerine birer birer erdiğini görüyoruz. Yani rejim onları bu iğrenç dalkavuklukları sebebiyle dışlamak yerine payelendirme yolunu tercih etmişti. İşte o karanlık geçmişten nefret etmek için bir sebep daha... Kimi 1938 öncesinde, kimi ise sonraki devirlerde olmak üzere Behçet Kemal Çağlar, Aka Gündüz, Faruk Nafiz Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç ve Kemalettin Kamu'nun millet vekilliği yapmış olması; Moiz Kohen'inse direkten dönmesi benim kanıma dokunuyor. Bu milleti temsil etme hakkını, bu çıldırmış dalkavuklara veren çarklardan iğrenmekte haksız mıyım? Hmm şunu yazmayı unutuyordum. İlkokul çağındaki çocukların pek çoğunun alıntılanan herzeleri yazabileceğine inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Rejimin silahşörlüğünü yapan öğretmenlerinin, bunda belli ölçülerde payı olmalı. İlk devrelerde, kendini köylerdeki kanı kirletmeye adamış bazı öğretmenlerin ne gibi tahribatlara yol açtığı bildik şeyler. Aslında değindiğin ikinci husus çok mühim bir konudur bana göre, Türkiye'de baktığın zaman adam açık açık İslam'a karşı olduğunu beyan eder, bu adam bir şekilde öldüğü zaman, bunun yandaşları İslam'a özgü bir kelimeyi kendi batıl davaları için kullanmaktan çekinmezler. Üzerinde durulması gereken asıl mesela budur. Pkk'lılar bile kendi ölülerine şehit diyorlar, komünistler kendi ölülerine şehit diyorlar, kemalistler kaza öyle, adamlar kendi batıl davalarına bu uğurda birşey bulamakdıkları için islama özgü bir kelimeyi kullanmaktan çekinmiyorlar. Çok garip birşey ama, malesef aşırı din düşmanı yazarlara bile bakarsan bunu net bir şekilde görebilirsin. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Miralay 81 Report post Posted June 19, 2012 Bunlarda yeni nesil kemalist yazarlar ve çıkardığı gazetenin 1.sayfa haberi;)) Quote Share this post Link to post Share on other sites
ayvuz 3 Report post Posted June 20, 2012 insan bunlari gorunce cukurlugunda, alcakliginda bir seviye olduguna kanaat getirmiyor degil. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hâcegân 226 Report post Posted June 23, 2012 1938 yılında CHP'nin öncülüğünde çıkarılan 'Cumhuriyetin Şeref Kitabı'ndaki şiirlerden bir demet sunmuş Trradomir. O malum kitap sadece şiirlerden oluşmuyor, güya o zamanki öğrencilerin Atatürk hakkındaki düşüncelerini, duygularını dile getiren yazılar da var. O yazılardan çok kısa alıntılar da ben yapayım... ''Ey Büyük Ata! Ey Tanrının oğlu. On yedi milyon yetiştirdiğin, yoktan varettiğin Türk gençliği(...)'' Kazım Ökmen Savur ilkokulu 5 inci sınıftan No. 76 ''Dilerim ki Tanrı onu binlerce yıl yaşatsın, benim bütün ömrümü onun ömrüne katsın..'' Şükran Sarıbayraktar Giresun Merkez Necatibey İlkokulu S:5. No 513 ''Ben Atatürkün çocuğu, yurdun ve ulusun kuluyum.'' Osman Özyurd Yalvaç Alemdar Okulu '' Ulu Şefimizin gösterdiği yollardan yürüyelim. Onun yolu bizi yalancı ahret cennetine değil, hayata kavuşturacaktır.'' A.Tercan ''Yıldızlı gecelerde gök, senin, öncesiz bir tapınağındır.'' Nuriye Konar Uşak Ortaokul. ''Altı yüz yıllık köhne bir maziyi yıkarak, yerine enerjik bir Türk nesli yaratmakla, eşsiz ve kutsal bir çığır açtınız.'' Melek Özden Ortaokul Gümüşhane. ''Tabiatın en büyük eseri Atam!'' İbrahim Oral Ünye Ortaokul. ''Ey Büyük Türk (...) senin büyüklüğüne, hakikat yıldızı ve kurtuluş ilahı olduğunu bütün aleme haykırayım, anlatayım.'' Şenal Bindal Zonguldak Ortaokulu ''Yolumuzu açan odur, o her benliğin üstünde olan, bizi ölümlerden kurtaran, uçurumlardan alan, kalbimize ışıklar dolduran, erkinlik ve devrim Tanrısıdır.'' Yusuf Çam Ünye Ortaokul Şimdilik bu kadarı yeter... Ama bu ve benzeri rezillikler o kadar çok ki, şaşırıp kalırsınız... Buraya çok az bir kısmını aldığım halde, durumun ne olduğunu az çok tahmin edersiniz. Bu bilgiler öyle Atatürk düşmanlarından alınma değil, bizzat CHP'nin 1938 yayınından alınan bilgilerdir. Bir de 1933 yılında devlet matbaasından 'Osmanlı İmparatorluğundan... Türkiye Cümhuriyetine. Nasıldı? Nasıl oldu? 10 ' kapağı ile çıkarılan bir kitap var. Ah o kitap içerisinde neler var, neler? Mevlana ve semazanlara şarlatan, Ümmedi Muhammed'e ümmet leşi... Ve daha neler... Evet, bu meseleler böyle... Quote Share this post Link to post Share on other sites
ayvuz 3 Report post Posted December 26, 2012 Celal Nuri Beyin de bir Amentüsü vardı: Inandım, iman getirdim Halk Fırkasına (CHP), Halk Fırkasının mebuslarına, mebusların yapacağı kanunlara, naşir-i efkarı olacak (fikrini yayacak) gazetelere, inanıp inanmayanlar için er-geç bir yevm-i sual (sual günü) geleceğine inandım.[1] Atatürk Marşı Tanrı gibi görünüyor her yerde Topraklarda, denizlerde, göklerde; Gönül tapar, kendisinden geçer de Hangi yana göz bakarsa: Atatürk. Babasından önce onun adını Öğretiyor oğluna Türk kadını Ondan aldık yaşamanın tadını Bahtiyarız, bahtiyarsa Atatürk. Halil Bedii Yönetken Ali Hadi imzalı Gazi başlıklı şiirin son iki mısrası şöyleydi: Her yaptığın iş harikadır, her sözün ayet, Kavmin olalım, sen bize, din eyle inayet! Din istemeyiz öyle Arap felsefesinden, Gazi ! Bize bir din de yarat Türk nefesinden!.. [1] Kelebek Mecmuası, sayı 25, sayfa 11. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hâcegân 226 Report post Posted March 13, 2013 Trradomir Atatürk Mevlidinin bulabildiği kısmını eklemiş... Ben de tamamını ekliyorum... Yurdu halkı her kim ol evvel anaHer işi asan ede Allah onaMillet adın zikredelim bir kereVacip oldur cümle işte TürklereŞevk ile «Türküm» dese bir dem lisanDökülür cümle hüzün misli hazan;ismi pâkin pâk olur zikreyleyenHer murâdâ erişir «Türküm» diyenMağra devri anda evler vâr idi;Türk yetişkin başkalar barbar idi.Kim ki hakkı sevdi ikrar eyledi:Dil, yazı, ev.. Cümle ol vâreyledi.Rehberi irfan olan Türkü tanıilk koşan o ilk sapâna hayvanı.Ger dilersiz bulasız oddan necatCan verin tek isteyin Türke hayat.Ey azizler işte başlarız söze:Bir vasiyet kılarız illa sizeO! vasiyet kim derim her kim tutaMisk gibi kokusu canlarda tüte.Genç nesil irfanı müzdat eylesinHalka ersin halkı irşat eylesin.Halka anlatsın ki Türktür tacidar.Türke Türk kaldıkça imkân, hamle var. Haktaâlâ çün yarattı Türkü ilk.Dedi: Üç kıt'ada olsun olan mülk(Mustafa) nurunu alnına koduBil (Kemal) in nurudur bu nur dedi.Kıldı nur ilk Türkün alnında karar.Kaldı anın ile nice rüzgâr.Gayrisiyle Türkte oldu böyle farkNura garkoldu bu yüzden garbü şarkKim ki Türke bâş olur hasmın kırarBilki ol nur etmiş alnında kararİşbu nur ile olur gafil reşitHânü hakan bay gedâ cümle şehitErmek üzere Mustafanın nurunaHamle eyler can verir yurt uğruna.Bir alnından bir alma kaydı olCengizin Timurun alnındaydı olFatihin alnında raksan olduSanma hiç bir anda noksan oldu olErdi umman üzre HayreddineYine oydu yine oydu yine olHer büyük alnına nur-u şehapTürke her zülmette meş'al, mahtapMümkünü yok başka kavme alineGezdi işbu nur alından elineGeçti böyle nice ay nice seneVakt erişti Bin sekizyüz sekseneGeldi çün ol rahmeten lil âleminGitti nur anda karar etti heminGer dilersiz bulasız oddan necatMustafayı ba Kemal'e esselâtOl Zübcyde Muştalanın ânesiOl sedeften doğdu ol dür dânesiGün gelip oldu Rızadan hamileVakt erişti haflaü eyyam ileMuştalanın gelmesi oldu yakinÇok alâmetler belirdi gelmedin Zulmet içre kaynayıp gitmişti TürkSanasın ol nuru kaybetmişti Türk..Dedi gördüm ol habibin ânesiBir aceb nur kim güneş pervanesiBerk urup indi yatağa nagehanGökleredek nur ile doldu cihanNurdan bir parmak açü bahredekOldu Asya kıt’ası birden döşekPiri tarih tuttu elden yat dediGökle bir gök bayrak hali vâr idiTatlılaşü birden umman sulanHcrbiri bir yıldız almış tuğlarıZatar oldu allı serden geçtilerAtları ummânı birden içtilerYer kesilmiş suyu geçti ordularBirden etrafımda növbet durdularBildim anladım ki ol halkın beyiEyledi tasmim cihana gelmeyiDoğrulup yerden şehitler saf safKabe misli kıldılar evim levafYarılıp çıktı dıvardan nagehanGeldi üç hatun bana oldu ayanÇevre yanıma konup konuştularMustafayı birbirine muştularBiri Yavuz, biri Fatih biri Timur ânesiDediler eşsiz bunun dürdanesiBu senin oğlun gibi kadri ccmilBir anaya vermemiştir ol ÇelilMuştalanın Mustafası doğmadaMüjde kim Türkün atası doğmada.Bu gelen Türk'ün yeni imkânıdırBu gelen insanların insanıdır.Ger dilersiz bulasız şevkü nccâtMustafayı bâ kemale esselâtDer Zübeyde çünkü vakt oldu tamamKim vücudc gele ol hayrülenam Susadım gayet hararetten katiEyledim ret cam dolusu şerbetiKupkuruydu bende ol lahza ağızGeldi Temris etti ikramı kımızİçtim anı oldu cismin nûra garkNûr ile beynimde yokdu zerre farkGeldi bir bozkurt ayağıyle reyanArkamı sıvâdı kuvvetle hemânSeyrederken dört yanım hayranü lâlŞemsin emsâli tulu etti KemalTürk elinde ruhlar oldu şâdümanAn olup eşya bile bulmuştu canCümle zerratı vatan etti sedaÇağnşuben dediler ki merhabaMerhaba ey yâr merhabaMerhaba ey baş halâskâr merhabaMerhaba ey Türklüğün matlubu senMprhaba ey milletin mahbubu senMerhaba ey canı canan merhabaMerhaba ey derdi derman merhaba«Merhaba ey asi millet melcei»Merhaba ey inkılâplar menşeiGözleri göz alnı hem bedri münirEy kamu düşmüşlere sen destigir.Ey gönüller derdinin dermanı senPadişaha karşı halk fermanı sen' Ger dilersiz bulasız şevkü necatCan verin tek Türke ram olsun hayatÇünkü doğdu tarihin bir tanesiCümle fatihler olup pervanesiBirbirine müjdeleyü her melekRaksa girdi şevkü şâdmdan felek,Şevk ile yahşiye döndü her yamanHayrete düştü Zübeyde ol zamanGördü gitmiş ol havatin kimse yokGörmedi oğlun tazarrû laldı çok Artacaktı büsbütün derdi yasıGördü kim bir köşede Türk atasıKırmızı bir bezde görmüş bir beyazA'nı takbil i'le kılmış serfirazDebreşir dudakları söyler kelamAnlıyamazdım ne derdi ol hümamKulağım ağzına verdim dinledimSöylediği sözü ol dem anladımDerki, ey bayrak yüzüm tuttum sanaMilletim gelsin hemen benden yanaHalka bağlayıp gönülden himmetiDer idi «vâ Milleti vâ Milleti.»Halka verdi tıfl iken eyyamınıSen kocaldın anmıyorsun namınıGer dilersiz bulasız halktan necatAtatürk'e Atatürk'e esselâtDoğduğundan geçti beş on yıl zamanKargalardan hıfzedem derdi hemenDayısının tarlasında baklayıMemleketten kara kuvvet kovmayıOl zamandan eylemiş talim meğerMustafayı Harbiyeye verdilerHâzırolsun millete imdat içinHırsa geldi orda istibdat içinUykusuz kaldı hürriyet aşkınaTam erişti orda millet aşkınaNamını hakketti tam buldu KemalAklına koymuştu labüt ihtilalGün begün ol ilmine ilm eklediHizmet üzre tam zamanı beklediSabrı Eyyub üzre sabretti müdamTa ki gün gelsin ve vakt olsun tamamGer dilersiz bulasız şevkü necatAzmedin de Türke ram olsun hayatEhli iz'an farkedü'ben şaşalarHarba girdi Tal'at Enver paşala Kahra soktu nara koydu milletiPadişahın yoktu zerre kıymeüTopla zırhlıyla revan oldu yolaGirmek üzre üç hasım İstanbul'aHasta inan Türk'ü kahra geldilerVahü eyvah Seddibahre geldilerAlmanı Osmanlısı âmirlerinŞaşurûben düştüler acze hemînMustafa mîri alaydı ol zamanSabrı bitti fiyle başvurdu hemanTürk olan tam Türk olan tek âmir oTürk eriyle mucizata kadir oBîkararlık ellere tasmim onaEttiler hem orduyu teslim onaBaş bulunca aslen oldu her neferTürk kazandı en sonunda tam zaferSanma ibret aldılar da kandılarSürdüler ordan ora kıskandılarVaktü saat ermemişti dinlediNerde bozgun varsa gitti önlediMüttefikler pes dedi mağlup olupAli osmanın günü etti gurupSon hafidi çıktı korkak hem deniPadişahın en laîn en miskiniDöndü düşmanlar elinde bir kulaÜç hasım birden girip İstanbul'aŞurda burda yok yere kan eylediŞehri masum Türk'e zindan eylediAğlar oldu Türk olan büyük küçükCümlenin bahtı siyah boynu bükükBir seda yok diyebilsin doğrulunKcrbelâ efganı var IslanbulunBitti her şey zannedip kabrin eşenBitti her şey zannedip hainleşenPayitahtın kaç münevver insanıBilmiyordu hangi kan Türkün kanı Coştu mu her kudretin üstündedirDüşmanı kahreylemek kastindedir.Zerre toz kondurmıyan iymanınaBir tek insan vardı halkı âşinâEır siyah efkâra delmiş her kafaHalkı hakla bir görürdü MustafaTam zamandı ihtilâl intacınaHalk denen hakkın erip miyracınaGer dilersiz bulasız oddan necatCan verin tek isteyin halka hayatGel berü ey aşk oduna yanıcıKendüyü mâşûka âşık sanıcıDinle miyracı Kemali sen ayanAşık isen aşk oduna durma yanAşka ermişsen eğer şekvayı kısBin dokuzyüz on dokuz onbeş mayısVakti miyraç vuslatı halkın demiRehberi yok hem Bürâkı bir gemiHem kuşanmak istemez hülle kemerSırma rütbe oldu birden derbederSöktü birden vurdu ânı yerlerelytibar halktı rütbe erlereBekliyordu halk onu bahtı siyahAnlayuben hali ol bahri siyahDedi ulaş millete ya MustafaMuntazırdır anda eshabı cefaKimde kim aşkın nişanı vardürürAkibet maşuka anı erdürürÇalkanıp dört beş gün ol şahı haremGeldi Samsuna hemen bastı kademAnladı kim bitti her şey arkadaMarifet halkın habibi olmadaGer dilersiz bulasız şevkü necatCan verin tek isteyin halka hayatMustafadan önce sultâna sövenHalkı hakla bir tutup her dem öven Şehri terkle bir münasip dağ bulanHalka âşık sulatana âsi olanErlere ol payitahtı bîhayaKöhne devlet derdi: «Bâgî, eşkiya»...Eşkiya ervahı karşı geldilerMustafaya izzet ikram kıldılarSânasm kim kan ve candan ses gelirHem Dadaldan hem Kozandan ses gelir«Gel aman gel, gel aman er oğlu er»...Coşturuben sazını «Köroğlu» erTerceman ehli cefanın aşkınaTürkü söyler Mustafanın aşkınaSultan hain Bey sapıtmış çete varVakit tamam fırsat tamam hoş geldinİstanbul'dan riya müdara çıkarSen geldin orada hakka eş geldinIsrafilin suru sesin bu sabahEmrindedir Yunus, Seyrani, Emrah.Dağdadır ben gibi binlerce gümrahBaşını kaybeden halka baş geldin.Köroğlu hayranın her eroğlu erEmrinde bu millet dünya tepelerUzat parmağını çöksün tepelerOğlum ustam ağam hoş geldin.Her biri kutluladı miyracmıDediler «Giydin saadet tacını»«Yürü kim meydan şenindir bu gece«Sohbeti türkân şenindir bu gece«Ermedi evvel gelen bu devlete«Kimse lâyik olmadı bu rifate«Ruhu halka ermek üzre gel beri»«Sahibi mevlût Süleyman Rehberi«Rahı aşkda kim sakınır cânını«Ol kaçar görse gerek cananınıBîhurufü lafzü sayt ol ruhu halkMustafaya söyledi kim ver kulak tyice bil mahbubû matlubun benemSevdiğin can ile mağbudun benemGi'ce gündüz durmayıp istediğinNola kim görsem cemalin dediğinGel habibim sana âşık olmuşumKendimi ben sana bende falmışımZâtıma mir'at edindim zatınıBile yazdım adım ile adını.Ol sevinçten sığmaz oldu kâbınaHali arzetti yakın ahbabınaDediler ey kıblei muhtacı halkKutlu olsun sana bu miyracı halkMilletin olduğumuz devlet yeterHizmetin kıldığımız izzet yeterGer dilersiz bulasız oddan necatMustafaya Mustafaya esselâtEmri halkü hakkı intaç içre oKaldı gitti gayrı miyraç içre oRah ile rehber hemen kaynaştılarHer cihetten düşmana ulaştılarMucizata döndü her bir arbedeArşa emsal oldu ol KocatcpeDebredicek dudağın ol mâhveşDeprenirdi gökte hem ay hem güneşHarta üzre ol şuâmdan geceiğne düşse bulunurdu ey hoca.Sadrı nurundan karanlık gicelerHarbe yürürdü yiğitler kocalarDoğduğu gün bahre dönmüş parmağıKastedermiş Akdenize varmağı«Akdeniz! Bu, ilk hedeftir ordular!»Ordular da kuş misali vardılarBaş bulunca aslan oldu her neferTürke erdi lam zafer eşsiz zafer.Düşmanından kurtarınca ulusuBaktı hâle bu ulular ulusu Baktı Türk'ün mülkü hem baptı harapAnladı kim çare tekti inkilâpTürkte kan iyman cesaret bibedelAldı garptan her ne var gerçek güzelKalkolup dîne dehalet eyliyenHırsına iymanı âlet eyliyenGaspeden halkın o gün neyse vanBir takım âyet, hadis simsarlarıDini ihlâl eyliyorlardı hemanOl laiklik öyle çıktı ol zamanDin ve halk kalsın deyü salim beriHer kesin vicdanı hür andan beriGer dilersiz bulasız oddan necatMustafaya Mustafaya esselât...Gel berü ey sahibi aşkü vefaGel beni ey kalbi irfanü sefaişbu firkat sözünü gûş edelimDerd ile ah eyleyüp cûş edelimAkıtalım gözümüzden yaşlarıTazelensin bağrımızın başlarıAğlayup anm için görmez olanMilleti bir çehrede oldur görenHer kim ol insan için yaş indireYaşı halkın cümle derdin söndüreAdet olmuştu Celâle her seherBir haber salmak «Eyi hayrülbeşer»Ağlayu ağlayu ol derdli CelâlSaldı eshab içine bir gün melâlSusalım biz söylesin Aşık ÖmerKim bu vezn ile verilmez bu haber:Yok gayri bizlere uyku dönek vayKime bel bağlıyak kime dönek vayVay amansız ecel alçak felek vayTürklük yüreğini dağlasın gayriCihan da bizimle ağlasın gayriDereler denizler çağlar ağlayıp En büyük en güzel en yiğit kayıpRabbim de göz yaşı dökmezse ayıpTürklük yüreğini dağlasın gayriCihan da bizimle ağlasın gayriAtan gitti millet başın sağ olsunÖlümü devr açsın yeni çağ olsunDağlar birer birer yanar dağ olsunTürklük yüreğini dağlasın gayriCihan da bizimle ağlasın gayriBakışları şimşek gibi çakardıYarını görürdü düne bakardıKürsüye çıktı mı arşa çıkardı.Türklük yüreğini dağlasın gayriCihan da bizimle ağlasın gayriBizdendi sevinçi bizdendi derdiBiz uyurduk o bizleri beklerdiUyudu nöbeti bizlere verdiTürklük yüreğim dağlasın gayriCihan da bizimle ağlasın gayriDönmüş denizler göz yaşı tasınaDünya ortak çıkmış Türk'ün yasmaHer evden bir ölü çıkmışçasınaTürklük yüreğini dağlasın gayriCihan da bizimle ağlasın gayriGitti her ocağın söndü aleviYeryüzü dediğin bir ölü eviCihan türbe olsa almaz bu deviTürklük yüreğini dağlasın gayriCihan da bizimle ağlasın gayriKaybını yıldızlar bile bilelerKırıla kanatlar düşe yelelerKurt kuş duyup cenazesin kılalarTürklük yüreğini dağlasın gayriCihan da bizimle ağlasın gayriGök düşsün toprağa toza belensinGece mezarına yıldız elensin Şehitler doğrulsun nöbet dolansınTürklük yüreğini dağlasın gayriCihan da bizimle ağlasın gayriDünya hem kabr olur hem onu gömerYıldızlar kandildir semalar kemerSus boğulayazdm sus Âşık ÖmerTürklük yüreğini dağlasın gayriCihan da bizimle ağlasın gayriRuhu Türkten ta ebet ayrılmayaYoktu hacet bir vasiyet kılmayaTek halife tek münasip arkadaşMillet ehliyetli hem seçmekte başGeldi derhal meclisi davet günüİttifakla müntehaptı İnönü.Vardı kürsüye yerini yeriniHali gördü ol Atanın yeriniDerd ile ah eyleyüben ol zamanDoldu meclisin içi zârü figanMeclise nazırdı ruhu MustafaBîhurûfü lafzü savt etti nida:«Türkte cevher işledim yıllarca ben»«Biliniz; her biriniz bir parça ben.«Kalbolundum hep size hiç kalmadım«Ölmedim ben ölmedim ben ölmedimHer birin ruhu gün güş eylediŞevkü şâdiye erip cûş eylediBaşka fanilerle farkı gördülerînönünde Atatürk'ü gördüler...Ger dilerseniz bulasız şevkü necatAtatürk'e Atatürk'e esselâLAnkaralı Aşık Ömer (Behçet Kemal Çağlar) Quote Share this post Link to post Share on other sites