Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Miralay

Tarihle İlgili İlginç Kısa Anekdotlar

Recommended Posts

Seyyah İbn Battuta ise ona "Osmancık" denildiğini aktarır. Geçimini koyunlardan elde ettiği ürünlerle sağlarmış. Hatta bir ara fetheddikleri bir şehrin pazarına götürmüşler.Osmancık'ı ve buradaki satıcılardan "bac" yani vergi almanın beylik hakkı olduğuna inandırmaya çalışmışlar. Osman Gazi, elinin emeği olmadan böyle bir "hava parası" nın nasıl olup da hakkı olabileceğini anlamamış bir türlü. Böylece yağlı gelirini elinin tersiyle reddetmiş.

Zaten öldükten sonra terekesinden altın ve gümüş adına değerli herhangi birşey çıkmaması da bu tok gözlülüğünü yeterince gösteriyor. Terekesinden çıkanlar şunlardan ibarettir: Denizli bezinden yapılmış sarık, at için zırh takımı, bir tuzluk, bir tahta kaşık, bir başlık, bir çift çizme, Alaşehir dokumasından kırmızı renkli sancaklar, bir kılıç, bir tirkeş(okluk), bir mızrak ve misafirlerine ikram için üç sürü koyun. (Mustafa Armağan- Osmanlı Mahrem Tarihi s-14)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aynı kitaptan bir başka ilginç olay gene Osman Bey ile ilgilidir.

 

"Osman Gazi, bir kere sırtına giydiği elbiseyi bir daha giymezmiş. Şaşırdınız, biliyorum. Ancak bunun sebebi, zannettiğiniz gibi müsrifliği değil, başka birisini, yani garibanı sevindirmektir. Birisi elbisesine dikkatlice baksa hemen çıkarıp ona bağışlardı. Eski bir metinde geçtiği gibi "yalıncaklar" yani giyecek elbise ve ayakkabısı olmayanları giydirip donatırdı ve " dul avratlara" sadaka verirdi.

Eski bir Türk adeti vardır: Hıdrellez günü aşiret reisinin evi yağmaya açılırdı. Bey ile hanımı yanlarından hiçbir şey almadan evlerinden çıkarlar ve arkalarında aşiret mensupları hücum edip evi yağmalarlardı. Buna "bey evinin açılması" denilirdi. Osman Gazi de evini yılda birgün yağmaya açardı. Tevfik Fikret'in , İttihatçıların devlet malını yağma edercesine iç ettiklerini hicvettiği "Han-ı Yağma" adlı şiiri, ilhamını bu olaydan almıştır.(s-15/ 16)

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Çün ruz-i ezel kısmet olunmuş bize devlet"

 

1482 yılının 17 Haziran'ında bahtsız kardeşi Sultan Cem, gurbet ellerinden II.Bayazid'e duygularını şiirin kınına sokarak gönderiyordu:

 

Sen pister-i gülde yatasın şevk ile handan

Ben kül döşenem külhan-ı mihnette sebep ne?

 

II.Bayazid ise kardeşine yine şiir silahıyla şöyle cevap veriyordu:

 

Çün ruz-i ezel kısmet olunmuş bize devlet

Takdire rıza vermiyesün böyle sebep ne?

Haccül Haremeynüm diyüben da'vi kılursun

Bu saltan-ı dünyeviye bunca talep ne?

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Rivayete göre Yavuz Sultan Selim kıyafetine pek dikkat etmez, elbisesi eskidiği halde yeniletmezmiş. Bu yüzden devlet ricali gerek saygı dolayısiyle, gerekse kendisinden çekindikleri için huzuruna yeni ve süslü elbiselerle çıkmaya çekinirlemiş.

Padişahın elbisesi gitgide fersudeleşir, lakin kimse kendisine bunu hatırlatmaya cesaret edemezmiş. Bir ara Padişah ve vezirleri adamaakıllı kılıksızlaşır. O sırada bir elçinin geleceği haber alınır. Bunu fırsat bilen sadrazam, binbir korku ile hünkara:

-Efendimiz, der, bu kafir makulesi, akl-i kasirleri muktezasınca zahirbin olup alayişe ziyade nazar ederler. Layıktır ki, siz padişahımız dahi...

Yavuz onun maksadını anlar ve sözünü keser:

-Ha... Evet öyle yaparız. Hem siz dahi bir hoş ziynetlu libas tedarik eylen!

Vezirler sevinir ve süslü elbiseler diktirip hazırlanırlar. Padişah ayrıca, elçiyi kabul edeceği zaman tahtın ayak ucuna bir yalın kılıç konulmasını emreder.

Herşey hazırdır. Vezirler, başta sadrazam bulunduğu halde muhteşem elbiseleriyle tahtın etrafında yer alıp padişahı beklemektedirler. Birdenbirer Yavuz gelir lakin eski kıyafetiyle!

Vezirlerin korkudan dudakları patlayıp ak sakallı çeneleri gelincik çiçeğine döner. Aynı zamanda elçi de huzura kabul olunur. Devrinde dünyayı titreten Yavuz'un önünde korkudan iki büklüm bir halde durur. Mutad merasim ve konuşmadan sonra ise huzurdan çıkar.

O zaman Yavuz vezirlere:

- İmdi varın, elçi beye sorun. Padişahın libasını nasıl buldunuz deyin!

Vezirler koşarlar ve bu suali elçiye tekrar ederler. aldıkları cevap ise şudur:

- Ben şevketli hükümdarı görmedim bile... Tahtının ayak ucundaki yalın kılıç gözümü aldı; sadece onu gördüm!

Bu cevap padişaha naklolunduğu zaman parmağı ile hala tahtın ucunda duran kılıcı göstererek şöyle demiş:

-Hod bunun ağzı kestikçe küffarın gözü anda olup bizi görmezler ve libasımızı fark etmezler. Allah anın keskin olmadığı günü göstermeye ki libas ve alayiş o güne mahsustur. Çünkü kafir gözü o zaman yerden kalkıp Al-i Osman padişahlarına dikilir!

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

4. Murat, kılık değiştirerek halkın arasında dolaşmaktan ve koyduğu yasaklara uyulup uyulmadığını denetlemekten çok hoşlanırmış. Bir gün yine kılık değiştirerek Üsküdardan bir kayığa binmiş. Kayıkta bulunan bir yolcuya kim olduğunu, ne iş yaptığını sormuş.

Yolcu, “Bana Üsküdar’lı remmal Ahmet Ağa derler. Remil atar, gaipten haber veririm.” diye cevap vermiş.

4. Murat, meraklanmış ve bir soru daha sormuş.

“Madem böyle bir hünerin var, remil atarak padişahın şu an nerede olduğunu söyleyebilirmisin?” deyince, Ahmet Ağa “Elbette söylerim diyerek remilini atmış ve şöyle demiş;

“Benim hesabıma göre padişah şu anda derya üzere olmalı, bir daha bakayım da yerini tam söyleyeyim.”

Attığı remile gözlerini diken Ahmet Ağa, bir süre şaşkın şaşkın bakınıp, “Tuhaf şey! Padişah bu kayığın içinde görünüyor. Padişah ben olmadığıma göre o sizsiniz!” demiş ve IV. Murat’ ın ayaklarına kapanmış.

4. Murat, “Gerçekten hüner sahibiymişsin” demiş ve korkudan rengi solan adama bir soru daha sormuş; “Ama daha işin bitmedi. Şimdi bir remil daha at bakalım. Karaya çıkınca benim hangi kapıdan geçerek İstanbul’ a gireceğimi söyle. Bunu yaparsan ödülün büyük olur. Ama yapamadın mı gerisini sen düşün artık!”

Ahmet Ağa üçüncü kez remilini atmış, ama bu kez hiçbir şey söylememiş. Remilde gördüklerini bir kağıda yazarak, katladığı kağıdı padişaha uzatmış.

“Hangi kapıdan gireceğiniz bu kağıtta yazılı hünkarım! Ama sizden dileğim, Kapıdan geçip kente girdikten sonra buna bakmanızdır.”

Padişah kağıdı alıp cebine koymuş. Kayık karşı kıyıya varınca karaya çıkmış ve yakındaki surlarda nöbet tutmakta olan muhafızlara, surlarda hemen bir kapı açmalarını buyurmuş. Muhafızlar, ellerinde kazma kürek hemen işe koyulmuşlar ve kısa sürede surların o bölümünde yeni bir kapı açmışlar. Padişah bu yeni açtırdığı kapıdan İstanbul’ a girer girmez cebindeki katlanmış kağıdı çıkarıp okumuş ve hayretler içinde kalmış.

Kağıtta, “Yeni kapınız hayırlı uğurlu olsun padişahım!” diye yazılıymış.

4. Murat’ ın açtırdığı kapıya, bu sebeple “Yenikapı” adı verilmiş.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Osmanlı Devleti'nde ilk madalyanın I.Mahmud zamanında çıkarıldığını biliyor muydunuz? Bu madalya dikdörtgen şeklinde altından dökülme olup üzerinde tarih bulunmamaktadır. Bir yüzünde tuğra, öbür yüzünde Yusuf Suresi 64. ayeti" Allah en iyi koruyucu ve rahmet edenlerin en merhametlisidir" ayeti işlenmiştir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üç yılı bile bulmayan(2 yıl, 10 ay, 18 gün) saltanatına, birisi kılıç kuşanma töreni olmak üzere 7 büyük İstanbul yangını sığdıran III.Osman şehri kasıp kavuran bu yangınlara izafeten " Yangınlar padişahı" diye anılmıştır. Yine onun zamanında İstanbul'da veba salgını olmuş ve denizi donduracak kadar sert bir kış yaşanmıştır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tarihe merakı olduğu bilinen III.Mustafa, adına "Huzur Dersleri" denilen, din alimlerinin Ramazan ayında padişahların huzurunda verdikleri bilimsel tebliğlere ve tartışmalara büyük önem vermiş, adet haline getirerek devletin ömrünün sonuna kadar yaşamasına giden yolu açmıştır.

 

Ayrıca Ramazanlarda sahurda ve iftarda top atarak bildirme geleneği de, III.Mustafa'ya borçluyuz.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çok ilginç ve düşündürücü bir bilgi daha....

 

Türkiye'de ilk bale onun huzurunda oynanmıştır. Sicilyateyn Sefiri'nin ve Fransa'nın İzmir Konsolosluğu'nun kızlarının gösterisinden çok memnun olan padişah ve kızkardeşi Hatice Sultan bunun saraydaki cariyelere de öğretilmesini sağlamışlar, böylece bale sanatı ilk olarak saray yoluyla girmiştir ülkemize....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Damat İbrahim Paşa, 12 seneden fazla ve tam yetki ile sadarette bulunduğu halde askere nizam vermek şöyle dursun, askeri ve mükli nizamı büsbütün bozdu. İsraf ve sefahatten başka birşey düşünmedi. İstanbul'da bu esnada bilginler arasında "dat" harfi "zat" mı okunmalı "dat" mı okunmalı ihtilafı baş göstermişti. Bu ihtilaf avama yayıldığından zat taraftarı olan şeyhler sürgüne gönderildi.

(Ahmet Cevdet Paşa)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Peygamber (a.s)'ın medhine mazhar olmuş büyük hükümdar Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri hocası Akşemseddin ile bir gece yaptırdığı medreseyi teftiş için hareket etmişler. Daha medreseye girmeden dışarıdan bütün odaların kandillerinin yanmakta olduğunu görmüşler. Akşemseddin Hazretleri talebesi Fatih'e buyurmuş ki;

 

"_Hünkarım! Bu kadar talebeyi bakıp besliyorsunuz, fakat zannımca bunların belki biri ancak bu fedakarlığınıza layıktır ve umduğunuz neticeyi hasıl eder."

 

Fatih sormuş;

 

"_Efendi hazretleri! Yüz talebeden biri beklediğimiz derecede ilim elde edip bu ümmete faydalı olabilir mi?"

 

Cevap:

 

"_Ehh, herhalde yüz kişide bir kişi ümid ettiğimiz seviyede ilim elde eder, diye düşünüyorum." şeklinde olunca Fatih şu karşılığı vermiş:

 

"_Öyleyse Efendi hazretleri, yüz kişide bir kişinin matluba muvafık derecede yetişmesi ihtimal dahilindeyse o birkişinin hatırı için geri kalan doksan dokuzunu beslemeye razıyım! Zira onun içlerinden hangisi olacağını şu anda kestirmemiz mümkün değildir!"

 

Hayat Felsefesi yahud Yaşamak Sanatı/Kadir Mısıroğlu

 

sf.155-156

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...