Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
HİÇ

Üstadın Mısralarındaki Derin Anlamlar

Recommended Posts

Üstadımız Necip Fazıl Kısakürek'in şiirde yeteneği tartışma götürmez bir hakikattir. O edebiyatımızın "Sultanuş Şuera"sıdır (Şairler Sultanı). Hal böyle olunca Üstadın bazı mısralarını okurken dikkatimi, ince ayrıntılar ve satır aralarına saklanmış manalar çekmektedir. Bu başlık altında bu tür mısraları az da olsa bizim için ifade ettiği anlamları da izah ederek paylaşalım istiyorum.

 

Açılışı da ben yapmak istiyorum;

 

Nizam köpürüyor,med vakti deniz;

Nizam köpürüyor, ta çenemde su.

(Çile adlı şiirden)

 

Bu mısralar bana kıyamet ve mahşerden sahneler sunmakta. Nizam düzen demek, düzenin köpürmesi ile sanki kıyamet anında yerle bir olan kainata bir atıf var gibi. Ve peşinden "ta çenemde su" ifadesi de hep aklıma mahşerde insanların günahları nispetinde terler içerisinde bekleyeceğini anımsatmakta. Malumunuzdur ki kimileri ayak bileğine,kimileri diz kapağına, kimileri bel hizasına,kimileri göğsüne ve kimileri de boğazına kadar ter içerisinde bekleyeceği beyan olunmaktadır.(Allah bize ölümü,sorgu suali,kabri,haşrı,mahşeri,hesabı kolay eylesin inşallah.)

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Güzel bir başlık. Ben de sual makamında, "Bendedir" şiirindeki şu kıta ile devam edeyim.

 

Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,

Kime ne, aşılmaz duvar bendedir,

Süslenmiş gemiler geçse açıktan,

Sanırım gittiği diyar bendedir.

...

 

Neden süslenmiş gemiler?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Güzel bir başlık. Ben de sual makamında, "Bendedir" şiirindeki şu kıta ile devam edeyim.

 

Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,

Kime ne, aşılmaz duvar bendedir,

Süslenmiş gemiler geçse açıktan,

Sanırım gittiği diyar bendedir.

...

 

Neden süslenmiş gemiler?

 

bu sualin cevabı bende yok mütereddid kardeşim. bilemiyorum üstad burada neyi düşündü neyi kastetti de yazdı. Malumunuzdur ki Üstadın tabiriyle "şiir,üstün idraktir" bu sebeple belli satırları anlamak için de zannımca üstün idrakli olmak lazım diye düşünüyorum. bu mısraların manaları beni aşıyor, fikri olan varsa ve yazarsa memnun oluruz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çile adlı Üstadın çok önem verdiği ve hatta kitabına da ad olan şiirinden başka bir mısra daha var ki yine Üstadın maharetini ve derin tasavvufi bilgisini gözler önüne sermekte.

 

Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,

Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,

Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,

Dev sancılarımın budur kaynağı!

 

Burada Üstad "Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim" derken Allahu Teala'nın yaratmış olduğu en küçük mahlukla(zerrecik tabirini atom ya da proton,nötron,elektron,nebüloz,vs,... en küçük yapıtaşı olarak anlamalıyız), yaratılmış en büyük mahluk olan Arş'ı bir mısrada üst düzey bir ustalıkla bir araya getirmiştir. Akıl yakıcı bir kıyas. En büyük ve en küçük mahluk bir mısrada! Muteber tefsirlerde geçen şekliyle dünyayı 7 kat sema çevrelemiştir. Bu 7 katlı semaya sahip dünyayı "kürsi" ihata etmektedir. Her katı arasın 500 senelik yol olan bu 7 tabakalı dünyanın kürsiye göre büyüklüğü uçsuz bucaksız bir sahrayı kebirde halka kadardır. Aynı şekilde bu kürsiyi de "Arş" ihata etmektedir ve kürsinin de arşa göre büyüklüğü uçsuz bucaksız bir sahrayı kebirde halka kadardır. Şimdi Üstad bu bilgilere sahip ki şiirinde bunu kullanabiliyor. Zaten Üstadın tasavvufi altyapısının izlerini şiirlerinde görmek mümkündür. Bu ısrayı ben bu şekilde değerlendiriyorum. Tabi şiir yoruma açıktır herkesin okuyuşu aynıdır ama anladığı farklı olabilir.

 

Sonuç olarak Üstadın kendisini en küçük mahluk yerine koyup, beklentisini ise en büyük mahluğa benzetmesi ve "dev sancılarımın budur kaynağı" diyerek çektiği ızdırabı,çileyi,sıkıntıyı bu şekilde bize aktarması hem yaşadığı buhranın izlerini taşımakla birlikte hem de uğruna bir ömür tükettiği davasının çapını izah noktasında son derece kıymetlidir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gönlüm uçmak isterken semavi ülkelere

Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere

 

Üstadın bu beyitini de çok manidar bulurum. Burada semavi ülkelerden kastedileni Mekke ve Medine şehirleri olarak düşünebiliriz. Üstadın Peygamber Efendimiz sav e karşı olan edep ve bağlılığı malumunuzdur. Tamamen Peygamber Efendimiz sav ile alakalı "Çöle İnen Nur", "Esselam", "Gönül Nimetleri", "Nur Harmanı", "Peygamber Halkası" adlı kıymetli eserlerinin olması bu bağlılığın apaçık bir göstergesidir. Özellikle günümüzün edepten ve hayadan yoksun yazarlarına nispetle, Üstadın Peygamber Efendimiz sav in has isminin Cenabı Hak tarafından Kuranı Kerimde direkt olarak zikredilmemesini öğrendikten sonra, hiçbir zaman tam olarak yazamaması edep noktasında en mühim örneklerdendir. Cenab-ı Hak bütün peygamberler isimleri ile "Ya Adem", "Ya Musa", "Ya Nuh", "Ya Zekeriyya", vs,... şeklinde hitap etmiş ancak Peygamber Efendimize sav bu şekilde ismiyle hitap etmemiştir.

 

Semavi ülkeler tabiri bu noktada benim için "Medine-i Münevvere" olarak anlam kazanmaktadır.

 

Üstad'ın "ayağının takıldığı yerdeki gölgeler" ise; ailesi,arkadaşları,çevresi,yıllar boyu çilesini çektiği davası,İstanbul,Türkiye,müslüman Türk gençliği ya da nefsi olabilir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!

Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

 

Üstad, üstad!.. Bizden ne saklıyorlar?

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şiiri seven birisi değilim, hayatım boyunca bir şiir kitabını baştan sona bitirdiğimi hatırlamıyorum.

Ama, Üstadın mısraları benim gibi, şiirden anlamayan ve de sevmeyenler bile büyülüyor.

Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;

Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap..

 

Bunu saatlerce anlatsanız, en etkili hatipleri konuştursanız bu mesele hakkında bunun kadar, vurucu ve tesirli olabileceğini düşünmüyorum.

Üstad'ı Üstad yapan nedenlerden birisi de budur.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gaflet Şiirinden:

 

"Ve aşksız yobaz... İşi gücü,

Namazla Cennet takasında.

 

Harun Reşid'in siyah ve çirkin bir cariyesi vardı.

Bir gün cariyelerinin önüne para saçtı. Cariyelerden paraları toplamaya kalkıştılar.

Çirkin olan cariye ise, durduğu yerden kıpırdamayıp, Harun Reşid'in yüzüne bakıyordu.

Harun Reşid, cariyeye:

 

- Sen niye paralardan almıyorsun? diye sordu.

 

Cariye: Onların istekleri paradır. Benim isteğim ise, para değil, paranın sahibidir? dedi.

 

İşte kimi Müslüman yaptığı ibadet ve diğer bütün hayırları sırf Allahu Tealanın emridir diye Allah rızası için yaparlar bunlar aşk ve muhabbet ehlidirler.

 

 

Kimi Müslümanlarda ibadet ve hayır hasenatlarına güvenerek bunlarla ahirette Cennet ve makam takasındadırlar.

 

 

Oysaki Zat'a olan Aşk ve Muhabbet bambaşkadır.

Allahu Teala cümlemize bu Aşk'ı nasip etsin inşallah.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hep nefs çıkar karşıma, ölüp ölüp dirilsem;

İnsandan kaçmak kolay; kendimden kaçabilsem...

 

Bu şiir Üstadın insanı 2 satırda özetlediği şiiridir. Malumunuzdur ki insanı oluşturan 2 unsur vardır. Bunlardan birincisi ruhumuzdur. Allahu Teala ruh için "biz ona kendimizden üfledik" ve "biz onu kendi kudret elimizle yoğurduk" buyurmuştur. Ruhumuz isimlerimizin asıl muhattabıdır. Ruh; yemez,içmez,uyumaz latif bir varlıktır. Ruhun bedenden ayrılması ile ölüm olayı vuku bulur.

 

İkincisi ise nefstir. Nefs ihtiyaçları,istekleri olan bir varlıktır. Yer,içer,uyur,istek ve arzu sahibidir ve neticede "her nefs ölümü tadacaktır" ayeti mucibince ölür. Nefsin 7 mertebe olduğu belirtilmiştir. Bunlar; nefsi emmare,nefsi levvame,nefsi mülhime,nefsi mutmain,nefsi razıye,nefsi merdıye ve nefsi kamiledir. Bu mertebeler içerisinde insanın gayretine göre geçiş mümkündür.İslami kaynak eserlerde de bu tabakaların izahları bulunmaktadır. Nefsi emmare için Cenabı Hak Kuranı Kerimde "o nefs ki size şiddetle kötülüğü emreder" buyurmaktadır. Nefs topraktan yaratılmıştır ve insanı aşağılara çekmeye çalışır. Topraktan geldiği için de "herşey aslına rücu eder" sırrı mucibince de toprak olur.

 

Kalbin tasfiyesi ve nefsin tezkiyesi için Sultanul Arifin Mahmud Sami Ramazanoğlu ks Hazretleri 5 tavsiyede bulunmuştur:

1)Az yemek ve oruca devam etmek

2)Geceleri teheccüt namazı kılmak

3)Cenabı Hakkı zikretmek

4)İbadet ve taatte huzur ve huşu içerisinde bulunmaya çalışmak

5)Salih ve sadıklarla birlikte olmak.

 

Nefs müslümanın baş meselesidir. Dünya hayatı nefsle mücadele ile geçer. İnsanın öncelikli olarak kendini iyi tanıması gerekmektedir. İmamı Gazali Hazretleri'nin Kimyayı Saadet adlı kitabının ilk konuları bu mevzuları işler. Önce nasıl bir varlık olduğumuzu bilmeliyiz ki mücadelemizi ona göre yapabilelim. Düşmanımızı iyi tanımalıyız yani. Nefs noktasında onun belini kırıcı en önemli silahın "açlık" olduğu da sıklıkla beyan edilmektedir.

 

Mevzular uzun olmakla birlikte sonuca bağlayalım;

 

Hep nefs çıkar karşıma, ölüp ölüp dirilsem;

İnsandan kaçmak kolay; kendimden kaçabilsem...

 

En başta da dediğim gibi Üstad burada insanın nefs boyutunun çerçevesini çizmiştir. Üstadın bu beyiti yazabilmesi için belli seviyede ilme sahip olması aşikardır. Üstadın bu beyiti yazacak seviyede olmasında da Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin büyük payı olduğu kanaatindeyim.

 

Asıl edep yalnız başınayken edebi koruyabilmektir. Cemiyet,toplum,eş,dost,arkadaş insana birlikteyken sınır çizebilecek kriterlere sahiptirler. Ama insan yalnızken, sayılanlarla beraberkenki halini koruyabiliyor mu yoksa koruyamıyor mu? Mevzunun can alıcı suali budur! Cenabı Hakkın huzurunda olduğunu biliyor mu yoksa farkında bile değil mi?

 

Bu beyit gerçekten de çok farklı ve sırlı bir beyit. İnsanın nefs mücadelesi 2 mısrada izah edilmiş. son derece derin,girift,zorlu bu mücadele ve Üstadın bumücadele içinde olduğunun beyanı beyitte mevcuttur.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yön yön sarılmışım ne yana baksam;

Sarılan olur da saran olmaz mı?

Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam;

Geçip de aynaya soran olmaz mı?

 

Bu dörtlükte Üstad bütün kainatın Cenabı Hakkın varlığını dile getirdiğini ne güzel beyan etmiş. Bak şu kainattaki eşsiz düzene! Bak güneşe,bak dünyaya, bak merküre venüse ve bak marsa. Düşün! Dünyamız güneşe biraz yakın olsa pişecek biraz uzak olsa donacak. Bak ve gör!

 

Atomlarda cümbüş,donanma,şenlik;

Ve çevre çevre nur,çevre çevre nur.

içiçe mimari,içiçe benlik

Bildim seni Ey Rab, bilinmez meşhur!

 

Atomu incele. Küçücük atom nasıl da kaynıyor! İnsana bak. Bu kadar hassas ayarlar,sistemler rastgele olabilir mi? Bütün bir kainat insanın emrine amade bunu gör!

 

Küçük balıklar büyük balığın yanına gelerek: "Su diye birşey varmış onu bize anlatabilir misiniz?" diye. Büyük balık cevap vermiş:"Siz bana onun olmadığı birşey gösterin de ben size suyu anlatayım"

 

Bütün bir kainat Allahu Tealanın varlığını haykırırken gaflette kalmak akıl sahibi olma iddiasındaki insan için abestir. İşte akıl burada depar atmalı!

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

O, Allahın emriyle Kainat Efendisi

Varlığın Tacı, varlık nurunun ta kendisi...(sav)

 

 

Üstadın Peygamber Efendimizle sav ile alakalı çok güzel ve manidar bir beyiti

 

İslami kaynak eserlerde geçtiği üzere bütün kainat Peygamber Efendimizin sav nurundan yaratılmıştır. Hatta detaylı tafsilata bakılırsa bu nurun 4 parçaya bölündüğü ve her parçadan nelerin yaratıldığı izah edilmiştir. Hubble teleskobunu duymayan yoktur. Edwin Hubble uzayın anlık büyümesinden yola çıkarak bu hesabı geriye yönelik yapmış ve neticede 12 milyar yıl önce herşeyin bir parçadan,noktadan,nüveden başlayarak oluşageldiğini beyan etmiştir. "Big Bang" de derler bu olaya malumunuzdur.

 

Bu beyiti okuyunca ve üzerinde düşününce insanın şöyle bir ufuklara dalası geliyor. Üstadın böyle mühim bir hadiseyi bu şekilde şiirleştirmesi,Peygamber Efendimizin sav sadece müslümanların değil bütün mükevvenatın peygamberi olduğunu beyan etmesi hayret vericidir.

 

Şairlik budur bence...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çilenin muhteşem üçlüsü;

 

Gözüm,aklım,fikrim var deme hepsini öldür

Sana çöl gibi gelen "O" göl diyorsa göldür!

 

Sende insan ve toplum,sende temel ve bina

Ne getirdin,götürdün,bildirdinse amenna!

 

Müjdecim,kurtarıcım,efendim,peygamberim

Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!

 

aklın ve mantığın acziyetinin idraki neticesinde, Peygamber Efendimizin sav eteklerinde aklı ve mantığı kurban etmeden, kamil bir müslüman olamayacağımızın ne güzel beyanı!

 

ve işte Geçilmez şiiri de bu hususu tasdikler mahiyette;

 

Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez;

Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez.

İçeride bir has oda, yeri samur döşeli;

Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez.

Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada,

Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez.

Varlık niçin, yokluk nasıl, yaşamak ne, topyekün?

Aklı yele salıverip çıldırmadan geçilmez.

Kayalık boğazlarda yön arayan bir gemi;

Usta kaptan klavuza varılmadan geçilmez.

Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhava;

Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez.

Geçitlerin, kilitlerin yalnız O'nda şifresi;

İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez!

 

Peygamber Efendimize sav bağlılığın,ondan geleni olduğu gibi kabulün,onun (sav) bizim için en mükemmel örnek olduğunun,sünneti seniyyenin gözümüzün nuru başımızın tacı ve gönlümüzün ilacı olması gerektiği anlayışının,idrakinin Üstadın mısralarında ki ifade şekli.

 

Ramazan ayında Peygamber Efendimiz sav ashabı kiram rae ile otururlarken içeriye bir sahabe giriyor.Peygamber Efendimiz sav, o sahabeye "şu karpuzu kes de yiyelim" deyinde sahabe "Ya rasulallah(sav)!Ramazan ayındayız,oruç tutuyoruz,..." deyince Peygamber Efendimiz sav "peki" diyorlar. Arka arkaya bir iki sahabeyle de aynı diyaloglar yaşanıyor ve Hz. Ali ra içeriye giriyor. Peygamber Efendimiz sav, Hz. Aliye (ra) de "şu karpuzu kes de yiyelim" diye buyurduklarında,Hz. Ali ra karpuzu kesme niyetiyle hemen bıçağına davranıyor. Bu durumda Peygamber Efendimiz sav "Ya Ali,herhalde unuttun,ramazan ayındayız ve oruç tutuyoruz" buyurunca Hz. Alinin (ra) verdiği cevap müslümanın Rasulullah sav karşısındaki olması gereken tavrı ortaya koyar mahiyettedir. Diyor ki ilim beldesinin kapısı Hz. Ali (ra): "Ya Rasulallah tut dedin tuttuk,ye dersen de yeriz!"

 

Bence Çile bünyesindeki bu şiirler kendi başlarına birer "Çile" dir...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

 

(Sakarya Türküsü'nden)

 

Enteresan bir mısra, "Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat"

 

atomdan uzaya, maddeyi madde yapan hareket "dönme" ya da burada geçtiği gibi "akma". Maddenin yapısını bilenler şu iddiada bulunabilirler, madde yok dönme var! Dönme hadisesi maddeye hacim ve kütle kazandıran eylemdir.

 

atom içerisinde elektron dönme hareketi yapmakta, ve dünya, güneş, güneş sistemi, samanyolu galaksisi ve uzay hepsinde dönme hareketi. Mahlukat 4 sınıftır. 1)Cemadat (cansız varlıklar), 2)Nebatat (bitkiler), 3)Hayvanat (hayvanlar), 4)İnsanlar. Bu 4 sınıf içerisinde tasavvufi eserlere göre, cemadat aralıksız olarak Allahu Tealayı zikretmektedir. Onlardan sonra bitkiler, sonra hayvanlar en son olarak ve en az da insan Allahu Tealayı zikretmektedir. Maddenin özünde olan bu dönme hareketi zikir olarak beyan edilmektedir.

 

kainattaki bu hadisenin Üstadın mısralarında karşımıza çıkması, diğer değerlendirmelerde de bahsedildiği üzere Üstadın sahip olduğu bilgi birikiminin bir göstergesidir. Rastgele değil tefekkürle yazılmış mısralar.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...