Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Recommended Posts

photos-of-Adolf-Hitler-4.jpg

 

Alman politikacı, ressam, yazar, asker, siyasi önder.

20 Nisan 1889 tarihinde doğup 30 Nisan 1945 tarihinde öldü.

Üçüncü Alman Hükümranlık (Reich) devrinin Başbuğu (Fuhrer).

Ressamlıkta başarısızlığa uğrayıp politika hayatına atıldı.

Avusturya'dan ayrılıp Almanya'ya geldi ve orduya katıldı.

Birinci Cihan Harbi'nde Osmanlı müttefiki olan Almanya'da asker olarak savaştı ve mağlubiyeti yaşadı.

Bir Hristiyan geleneği olarak Yahudiler Avrupa'da o devirlerde gettolarda yaşarlardı ve uzun senelerdir Yahudiler için bir tehcir düşünülmekteydi.

O devirlerde de örgütler oldukça revaçtaydı ve özellikle Marksistlerin ve Yahudilerin tehlikesi vurgulanmaktaydı.

30 yıl savaşlarında büyük bir mağlubiyet alan Almanlar dünya savaşında da yenilince artık halkta büyük bir eziklik duygusu yayılmaya başlamıştı.

Halkın gözü bir kurtarıcı aramaktaydı. Bu adam Hitler oldu. Bana on yıl verin Almanya'yı tanınmaz hale getireceğim dedi ve sözünde de büyük oranda durdu. Halk, ulus, millet anlamlarını kendi içinde barındıran volk sözü artık revaç bulmuştu. Volk Hitler'e güvendi.

Ama ondan evvel başta Hitler başarısız bir darbe girişiminde bulunup hapse girdi ve orada Mein Kampf (Kavgam) kitabını yazdı ki hükümranlığı devrinde evli çiftlere hediye olarak verilebilecek konuma kadar gelen bir kitap olmuştu. Her Alman'ın evinde bulunurdu.

Hapisten çıktıktan sonra kapanan partisini tekrar açtı ve ardından seçimlere katıldı. Seçimleri kazandı ve Şansölye oldu. Daha sonra Cumhurbaşkanı ölünce o makamı da kendi üzerine aldı. Ve seneler içinde diktatörlüğü pekişti. 1936 senesinde katılımcı demokrasi uygulayarak volk'a şu soruyu sordu, "meclisteki nazilerin şuanki yönetimini onaylıyor musunuz?", referandum sonucu %99 çıktı ve halkın büyük desteğini alarak özgüveni pekişti.

Kim ne derse desin halk Adolf Hitler'e aşıktı, ona umut bağlamıştı ve inanıyordu. Ülkeyi kısa bir süre içinde muazzam bir şekilde kalkındırdı. Ekonomik açıdan uçurdu, güvenlik açıdan uçurdu, modernlik, gelişmişlik, vs. açıdan inanılmaz yerlere getirdi. Fakat ırkçılık gereği olarak da Marksistleri, Yahudileri, Çingeneleri ve tüm muhaliflerini de tasfiye etti, memleketteki 30 partiyi de kapattı.

 

adolf-hitler-rally.jpg

 

İkinci Cihan Harbi başladığında müttefiki Mussolini'li İtalya, tarafsız İspanya ve düşmanı İngiltere haricinde tüm Avrupa'yı istila etti. İngiltere'ye Amerika'dan yardım eden gemileri vurarak İngiltere'nin dayanıksızlaşıp kendiliğinden düşmesini bekledi. Bir yandan da İsmet Paşa'lı Türkiye'den destek bekledi çünkü Türkiye'yi müttefiki olarak görüyordu. Sovyetlerin batısını işgal etti. Kuzey Afrika'da işgallerde bulundu Rommel ile. Kafkaslarda da Müslüman Nazi birlikleri bulunuyordu.

Bu esnada Türkiye Almanya ve Sovyetler arasında bir denge politikası sürdürüyordu. Türkiye'deki Türkçüler ile Marksistlerin özgüvenleri de arkalarında bulunan Almanya ve Sovyetlerden geliyordu.

O devirlerde Türk hükûmetinde ırkçı söylemler gelişti bu Nazi etkisiyle. Bundan güven alan devrin ünlü ırkçısı Nihal Atsız Marksist olan Sabahattin Ali'ye yazılı saldırılarda bulundu. Bir yandan da Moskof diyerek Nazım Hikmet'i eleştiriyordu. Ünlü bir edebiyatçı olan Nihal Atsız bir Mustafa Kemal muhalifi ve İslam'a saygılı olan Türkçü Dr. Rıza Nur'un manevi evladıydı. Nihal Atsız Adolf Hitler'in kendisine hediye ettiği bir alet ile kafatası ölçerek kimin ne kadar Türk olduğunu açıklardı insanlara. O devrin İslamcıları da henüz cesaret bulup ortaya çıkamadıklarından milliyetçi kanatta barınırlardı fakat ırkçı kanata mesafeliydiler ki daha sonra Türkeş bu Türkçü kanattan ayrılarak Türk-İslam sentezi ile yeni bir yol geliştirmişti.

 

atsiz-35.jpg

 

Alman iletişim şifresi kırıldı ve İngiltere'ye yardım sağlanabildi. Türkiye bir türlü Almanya'nın yanında yer alıp da Sovyetlere saldırmadı. Amerika Avrupa'ya çıktı. Ve Alman askerleri de Rus soğuğunda Napolyon gibi şaşkoloz gibi kalakaldı. Böylece Almanya 30 yıl savaşları ve birinci cihan harbi gibi yeniden büyük bir mağlubiyet aldı.

Almanya yeniliyor gibi olunca İsmet Paşa son dakikada savaş sonunda galiplerin karşısında olmamak için Almanya'ya savaş ilan etti fakat zaten kısa bir süre sonra savaş da bitmişti. Sovyetler Berlin'e girdi. Hitler yeraltında intihar etti. Naziler Nurenberg mahkemelerinde yargılandılar. Berlin'in batısı demokratlara doğusu komünistlere kaldı. Çok sonra Berlin duvarı yıkıldı ve Almanya birleşti. Bugün Almanya anca kendine gelebilmiştir.

Almanya yenilince Türkiye'de Hitler tarafından desteklenen Türkçü-ırkçı kanada dava açıldı ve mahkemelerde yargılandılar. Tabutluklarda işkence gördüler. 7 Eylül 1944'te Turancılar Davası başladı. Suçlama hükûmeti devirmek için gizli bir örgüt kurmaktı. Örgütün adı iddiaya göre Gürem idi.

Ziya Özkaynak adlı bir sanık 7.080 üyesi olduğunu söylediği örgütün amacını şöyle tarif etmişti:

“Irkçı ve Turancı bir hükümet kurmak lazımdır. Bugünkü hükümet hiçbir şey başaramıyor. Biz hükümeti ele almak için gizli bir teşkilat kurduk. Atatürk’e muhalif bir doktorun idaresindeyiz. Birçok subaylar cemiyetimize dahildir. Muhafız Alayı ve Sarıkışla subaylarını elde ederek bu kuvvetlerle merkezden ani bir darbe-i hükümet yapacağız. Ecnebi bir hükümetle temastayız. Bize silahla yardım edecek. Doğru Büyük Millet Meclisi’ne giderek evvela mebusları tevkif edip, iktidarı alacağız!”

Ecnevi devlet Nazi Almanyası idi. O tarihlerde Turancı diye bilinen bazı kişiler Almanya'ya geziler yapıyordu, Nuri Demirağ isimli işadamının Nazilerle Turancılar arasındaki para trafiğini yürüttüğü söyleniyordu. Ancak sanıklar tüm iddiaları reddetti. Gürem'e dair ifadelerinin işkence altında alındığını söylediler. İddialarına göre tabutluklara konmuş, günlerce aç susuz bırakılmış ve dövülmüştü.

Savaş galiplerince Naziler yargılanırken, İnönü'nün akıllı manevrası ile son dakikada Almanya'ya savaş açan Türkiye de Türkçü-Turancı-ırkçıları yargılıyordu.

Savaş sonrası ise senelerce dünya çapında büyük bir karalama kampanyaları, propogandaları, filmleri, reklamları aldı başını gitti. Bir Yahudi Soykırımı yalanı uyduruldu tıpkı Ermeni Soykırımı yalanı gibi. Halbuki Türkler nasıl Ermenileri, Süryanileri, Rumları Anadolu'dan tehcir ettiyse ve soykırım yapmadıysa Hitler de Yahudilerin hepsini tehcir etmiş ve onları çalıştırmıştı. Gettolar ise Hitler Almanyası öncesi zaten yüzyıllardır Hristiyan Avrupa geleneği olarak mevcuttu. Yani Yahudiler zaten dört duvar arasında gettolarda yaşıyorlardı. Gaz odaları diye atılan yalanlar artık ortadadır. Gaz odaları ölü yakma yerlerinden ibarettir ve gaz odası tezi kanıtlanamamıştır. Ayrıca Hitler'in bir tane Yahudi Soykırımına dair emri kanıtlanamamıştır çünkü böyle bir şey yoktur. Diktatörlüğü elbette aşikardır, o bir diktatördür ve 31 partili Almanya'nın 30'unu kapatmıştır, kapatmadığı da zaten kendi partisi olan nazi partisidir. Savaş ve kamplarda elbette Yahudiler ölmüştür fakat soykırım hiç yapılmamıştır, sadece tehcir yapılmıştır. Fakat Sovyetlerde ve Çin'de yüz milyonlarca insan öldürülmüştür.

Yahudi Soykırımı Yalanı uluslararası arenada herkesin çıkarına olduğu için gayet iyi tutmuştur. Tüm filmler yenilenlerin aleyhinde çekilmiştir. Ve siyonizmin eliyle büyük bir beyin yıkama propogandası yürütülmüş ve başarılı olmuştur. Sonuçta tarihi yenenler yazar ve öyle de olmuştur. Yahudi Soykırımı Yalanı gibi bugün Ermeni Tehcirini de Soykırım diye yutturmaya çalışıyorlar.

 

Allied_Invasion_Force.jpg

 

Normandiya Çıkarması ile başlayan süreç

Japonların Pearl Harbor saldırısı Birleşik Devletler Pasifik filosunu saf dışı bıraktı fakat Birleşik Devletler'i savaşın dışında tutamadı. Aksine, başka hiçbir şeyin yapamayacağı şekilde bu ulusu birleştirdi, bütün kaynaklarını ve enerjisini savaşa bağladı, geniş üretim kapasitesini en üst noktaya ulaştırdı, halkına zafere kadar bitmek bilmeyen savaşma isteğini uyandırdı.

Ama bu Amerikalılar için 1941 Aralık ayında durum tehlikeliydi ve gelecek o an için umutsuz görünüyordu. Çünkü hırpalanmış müttefikler (Amerika, İngiltere, Sovyet Rusya) her tarafta savunma halindeydi, mihver devletleri (Almanya, İtalya, Japonya) her tarafta zafer kazanmıştı. Hitler, İberya yarımadası dışında bütün Avrupa'ya egemendi ve kuvvetli orduları Sovyet Rusya'nın içerilerine doğru yüzlerce mil ilerlemişti. Bu devlet de çökmek üzere görünüyordu. İtalya Akdeniz'e hakimdi. Japonlar da Çin'in büyük bir bölümünü boyunduruk altına almıştı. Hatta İkinci Cihan Harbi 1939'da başlamış birkaç yıl evvel başlar doğuda fakat Avrupa eksenli tarih anlayışı Cihan Harbini Avrupa Harbi ile başlatır; halbuki bu Cihan Harbidir.

İngiltere ile Rusya hâlâ mihver devletlere karşı dayanıyorlardı. İngiltere aldığı darbelerin etkisi altındaydı, havadan sürekli saldırıya uğruyordu ve açlık tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Rusya ise belini doğrultamayacak şekilde yenilmiş idi.

1941 Aralık ayında, Almanya'nın Kafkasya veya Kuzey Afrika'dan doğuya doğru ilerlemesi, Japonya'nın Çin ve Burma'yı çiğneyerek Batı'ya yürümesi ve böylece iki mihver devletinin Hindistan'da birleşerek kürenin dörtte üçünü ayakları altına almaları artık imkânsız değil, hemen hemen muhtemel görünüyordu.

Birleşmiş Milletler'de kırk kadar devlet bir araya gelmişti, bunlar arasında Amerika, İngiltere, Rusya, Çin, Hindistan ve İngiliz dominyonları gibi dünyanın en büyük, en kalabalık ve kuvvetli devletleri bulunuyordu.

Daha savaşın hemen başlarında, Pearl Harbor'dan evvel, müttefikler iki temel karar almışlardı: Birincisi Almanya'nın yenilmesinde birinci derecede mühimdi. Nedeni basitti: Japonya bekleyebilir fakat Almanya bekleyemezdi. Amerika, Japonya'yı yenmek için kuvvetlerini toplasaydı ki, birçok Amerikalı böyle olması gerektiğini düşünüyordu, bu arada Almanya hem Rusya, hem de İngiltere'yi saf dışı bırakabilir ve bu durum Amerika'yı dünyanın dörtte üçüne karşı yalnız başına savaşmaya zorlayabilirdi. Fakat Rusya ve İngiltere kurtarılabilir ve Almanya yenilirse o vakit, Japonya zafer kazanmış müttefiklerin birleşik gücü karşısında mutlaka çökerdi ki nitekim öyle de oldu. Bu planı uygulayıp başarıya ulaştılar. İkinci karar ise müttefik ordularını tek bir kumanda yönetiminde toplamaktı.

1944 baharına doğru istila için hazırlıklar tamamlandı.

Çıkarmanın yapılacağı yer Normandiya sahili olarak tespit edilmişti. Haritaları koydum, oradan görebilirsiniz. Fransa'nın İngiltere'ye bakan kıyısıdır Normandiya. Bu sahilin doğu kısmı İngilizlere, batı kısmı Amerikalılara ayrılmıştı. Müttefikler kara, deniz ve hava askeri olarak üç milyona yaklaşan güçlü bir ordu toplamışlardı.

6 Haziran sabahı erkenden istila donanması sahile yanaştı ve müthiş sualtı engellerini yararak müttefikler askeri sahile yığdılar. Esas saldırının Pas de Calais bölgesinden geleceğini tahmin eden Almanlar gafil avlandılar.

İstila günü biterken müttefikler, Atlantik duvarını yarmış ve 120.000 kişilik bir gücü karaya çıkartıp, paraşütçülerle bağlantı kurmak üzere içeriye ilerlemek için çalışıyorlardı. Bir hafta içinde sahile 300.000'den fazla asker ve 100.000 ton levazım çıkardılar ve yetmiş mil uzunlukta ve beş ila on beş mil derinlikte bir bölgeye hâkim oldular. Ve sonraki ay içerisinde müttefikler Normandiya Savaşı'nı kazandılar. Batıda Amerikalılar güney yolunun kapısı olan Saint-Lô'yu aldılar.

Şimdi Almanlara sayıca üstün olan İngiliz ve Amerikan hava kuvvetleri, Alman savunma hattını yarmaya ve bütün Kuzey Fransa üzerine yelpaze gibi yayılmaya hazırdılar. 25 Temmuz'da Normandiya çarpışması bitti, Fransa çarpışması başladı. 23 Ağustos'ta Paris'i aldılar. 11 Eylül'de de Amerikalılar Almanya'ya girmişti.

Almanlar ve Japonlar yayılarak ortada buluşacakken, bu hedef suya düşmüştü ve şimdi Amerikalılar, İngilizler ile Sovyet Rusya yayılarak ortada buluşmaya doğru yaklaşmışlardı. Nitekim en sonunda Almanya'da buluşacaklardı. Berlin'e gireceklerdi. Hitler yeraltında intihar edecek ve ardından Almanya'yı böleceklerdi: Batı ve Doğu Almanya olarak, batıyı Amerikalılar, doğuyu komünistler yöneteceklerdi.

Hitler ölmeden evvel umutsuz son bir girişimle, kalan bütün kuvvetlerini batı cephesine sürmeye karar verdi. Bu, müttefik ordularını ikiye parçalamak ve hatta Paris'e geri götürmek amacını güden büyük bir saldırıydı. On gün içinde Almanlar, önce Amerikan savunma hatlarını çiğnemiş, Bastogne'deki garnizonu kuşatmış ve Ardennes üzerinden Meuse nehrine doğru elli mil ilerlemişti. Bir ara, tam bir yarılma gerçekleşecekti fakat Amerikalılar çabuk toparlandı. Saldırı durdurulup geri püskürtüldü. Ocak ayı ortalarına doğru, Almanlar bütün kazançlarını kaybettiler ve şansa bel bağlamış olan bu son saldırı onlara 120.000 adamla yüzlerce tank ve uçağa mâl oldu.

Ondan sonra Ruslar, kendilerini, Viyana ve Berlin kapılarına götürecek olan büyük kış saldırılarına geçtikleri zaman, müttefikler Ren'i geçmeye ve Hitler'i batıdan sıkıştırmaya hazırlandılar. Ruslar, doğu ve güneyden; Amerikalılar ve İngilizler batıdan sıkıştırıp ve İtalya'daki Almanlar silahlarını yere aterken Wehrmacht parçalanıp dağılmaya başladı. 25 Nisan'da Ruslarla Amerikalılar Elbe nehri üzerinde buluştular ve birbirinden iki bin mil uzakta, biri Normandiya sahilinden, diğeri Dinyeper kıyılarından hereket etmiş olan iki ordu, Almanya'yı ikiye böldü.

 

Hitler+outside+the+Fuhrerbunker.jpg

 

lastpic.jpg

Share this post


Link to post
Share on other sites

tumblr_mht3md7dRE1r3eyedo1_1280.jpg

 

Soykırım efsanesi nasıl doğdu?

Nazi Almanyasi'ndaki Yahudilerin baski ve
iskence politikasina maruz kaldiklari konusu, Nazilerin iktidara geldikleri 1933
yilindan itibaren Bati'daki yayin organlarinda islenmeye baslamisti. Medyayi bu
konuda besleyen en önemli kaynak ise birer sivil toplum örgütü niteligindeki
Yahudi kuruluslariydi. Nazilerin Yahudilere karsi toplama kamplarinda sistemli
bir "soykirim" yürüttügü yönündeki iddialar ise, 1942 yilinda yogunluk kazandi.
Bu iddialari dile getirenler Dünya Siyonist Örgütü ve onun Batili ülkelerin
hemen hepsinde kurulmus olan kollariydi. Örnegin Yahudilerin Nazi toplama
kamplarinda "sabun" haline getirildiklerine dair saiyalar, ilk kez Amerika'daki
Siyonist hareketin lideri ve Amerikan Yahudi Kongresi'nin (AJC) baskani olan
Stephen Wise tarafindan duyuruldu. Wise, 1942 yilinda resmi bir açiklama
yaparak, "yahudi cesetlerinin Almanlar tarafindan sabun, yag ve gübreye
dönüstürüldügünü" iddia etti. Gaz odalari iddialari da yine ayni dönemde resmi
siyonist kuruluslarin temsilcileri tarafindan duyuruldu.

Bu iddialarin
genel medya tarafindan desteklenmesinin ise iki nedeni vardi: Birinci neden,
Yahudi sermayeli yayin organlarinin bu konuya gösterdikleri özel ilgiydi. Ikinci
ve daha önemli olan neden ise, bu haberlerin Batili ülkelerin savas halinde
olduklari Nazi Almanyasi'na karsi kullanabilecek iyi bir karsi-propaganda
malzemesi olusuydu. ABD yönetimi bu propagandayi çok gerekli buluyordu; çünkü
"kendi çocuklarimizi neden Avrupa'da savasmaya gönderdik" diye düsünen genis
halk kitlelerini savasin gerekliligine ikna etmek için, "gaz odalarinda
öldürülüp sabun yapilan" masum insanlari kurtarmak kadar iyi bir gerekçe
bulunamazdi. Nitekim Almanlar hakkinda buna benzer gerçek disi bazi vahset
hikayeleri, I. Dünya Savasi sirasinda da Amerikan kamuoyunu ülkelerinin savasa
girmesine ikna etmek için üretilmisti.

Savas yillarinda bu sekilde
üretilen Soykirim söylentileri, Nazi toplama kamplarinin Amerikan, Ingiliz ya da
Sovyet birlikleri tarafindan 1945 yili içinde ele geçirilmesiyle birlikte iyice
güçlendi. Çünkü müttefik ordulari bazi kamplarda, özellikle Dogu Polonya'daki
Belsen'de binlerce yahudi tutuklunun korkunç durumdaki cesetleriyle
karsilasmislardi. Bunlarin fotograf ve filmleri dünya medyasinda yayinlandi. Bu
cesetler soykirimin açik birer delili sayildilar. Oysa sözkonusu cesetlerin ölüm
nedeni Nazilerin her türlü önleme ragmen bir türlü basa çikamadiklari tifüs
salgini ve savasin son aylarinda Alman tasima sisteminin çökmesi nedeniyle bazi
kamplarda, özellikle Dogu Polonya'daki büyük kamplarda basgösteren açlikti. Buna
karsilik, daha Bati'da yer alan kamplardaki Yahudi tutuklularin gayet sihhatli
ve psikolojik yönden de rahat bir durumda oldugu gözlenebiliyordu.


Nürnberg Mahkemesi

Soykirim efsanesini "adli" bir anlamda
tarihsel literatüre geçiren en önemli gelisme ise, 1946 yilinda Nazi savas
suçlularini yargilamak için düzenlenen Nuremberg Mahkemesi oldu. Bu mahkemede
bazi "tanik"lar kürsüye çikarildilar ve toplama kamplarindaki yahudi
tutuklularin gaz odalarinda sistemli bir biçimde ihma edildigini anlattilar. Bu
verileri degerlendiren mahkeme, "6 milyon Yahudinin Nazi toplama kamplarinda
imha edildigini, bunlarin dört milyonunun özel üretilmis imha araçlariyla
katledildigini" kabul etti. Bu mahkemede delil olarak sunulan malzeme ve
ifadeler, Soykirim literatürünün hala en büyük dayanagidir.

Ancak
mahkeme gerçekte pek dürüst ve tarafsiz bir ortamda yapilmamisti. Nazi
Almanyasi'ni yenilgiye ugratmis olan müttefikler-ABD, SSCB, Ingiltere ve
Fransa-Nazi rejimini ne kadar korkunç ve acimasiz gösterebilirlerse, kendi
argümanlarini o kadar iyi savunacaklarini düsünüyorlardi. Bu nedenle
Siyonistlerin savas sirasinda ürettikleri tüm Soykirim hikayeleri mahkeme
tarafindan ciddiye alindi ve hepsi kabul edildi.

Yahudi kuruluslari
tarafindan mahkemeye getirilen "görgü taniklari", toplama kamplarinda sahit
olduklari gaz odasi manzaralarini anlattilar. Bu sahitlerin verdikleri
ifadelerin çok büyük bölümünün gerçeklerle uyusmadigi bugün biliniyor. Örnegin
mahkemeye çikarilan ve Dachau toplama kampindan kurtulduklari söylenen pek çok
tutuklu bu kamptaki gaz odalari hakkinda detayli ifadeler vermislerdi. Oysa
Dachau'da "gaz odasi" olarak gösterilebilecek tek bir bina dahi olmadigi için,
Soykirim literatürünün savunuculari ilerleyen yillarda bu iddiayi geri almak
zorunda kaldilar. Bugün Dachau'da gaz odasi oldugunu savunan hiç kimse yoktur.


Diger toplama kamplarindaki sözde gaz odalari ile ilgili ifadelerin çogu
da çeliskiliydi. Bazilari gerçeklesmeleri bilimsel yönden imkansiz hikayelerdi.


Nuremberg Mahkemesi'ne sahit olarak çikarilan en önemli kisi ise
Auschwitz toplama kampinin kumandani Rudolf Höss"tü. Höss, çok önemliydi, çünkü
mahkemeye çikarilan sahitlerin ezici çogunlugunun aksine bir Yahudi degil, bir
Nazi subayiydi. Hem de Auschwitz'de iki yildan uzun bir süre en üst düzey
yetkili olmustu. Höss "itiraflarinda", Auschwitz'in içinde "Wolzek" adi verilen
özel bir imha kampi oldugunu, kendi komutasi altinda burada 2.5 milyon yahudinin
öldürüldügünü söyledi. Ama "Wolzek" diye bir yer hiç bir zaman bulunamadi,
dahasi Auschwitz'de 2.5 milyon Yahudinin öldügü iddiasi da bir süre sonra Yahudi
tarihçileri tarafindan geri alindi. Rakam önce 1.25 milyona, en son olarak da
Yahudi tarihçi Jean Claude Pressac tarafindan 775 bine düsürüldü.

Peki
Höss neden yalan ifade vermisti? Basit; Höss'ü sorgulayan Ingiliz gizli servisi,
ona agir bir iskence yapmis, dahasi ailesini ve çocuklarini öldürmekle tehdit
etmislerdi!... Bu, bugün ispatlanmis tarihsel bir gerçektir. Höss bu durumda
kendisini ve ailesini kurtarmak için her seyi imzalayabilirdi, nitekim öyle
yapti.

Soykirim hikayesi Nuremberg mahkemesine dayanarak hizla büyüdü.
Yahudi tarihçiler mahkeme tutanaklarindan alintilar yaparak kitaplar yazdilar.
Baska tarihçiler bu kitaplardan alintilar yaparak yeni kitaplar yazdilar.
Ilerleyen yillarda yeni bazi "soykirim sahitleri" çikti ve bunlar yazdiklari
kitaplarla Nuremberg'teki verilmis olan ancak sonradan "siritan" bazi ifadelerin
yerlerine yenilerini koymaya çalistilar. Israil'de özel bir Soykirim
Arastirmalari Merkezi kuruldu. Dünya kamuoyunun soykirimi kesin bir tarihsel
gerçek sanmasinin en önemli nedeni ise, Hollywood'un Yahudi sermayeli film
sirketleri ve Yahudi yönetmenleri tarafindan çevrilen 100'e yakin Soykrim filmi
oldu.

Soykirimin sorgulanmasi ise 60'li yillarda basladi. ABD'deki
Northwestern University'den Dr. Arthur Butz, Fransa'daki Lyon Üniversitesi'nden
Robert Faurisson ve pek çok "best-seller" kitabin yazari Ingiliz tarihçi David
Irving sözkonusu revizyonist akima öncülük ettiler. Revizyonist akimin bugün en
önemli entellektüel merkezi, California'daki Institute for Historical Review
adli kurumdur.

KAYNAK:

Soykırım Yalanı

Kitabın yazarı: Nuri Özbudak

http://www.vho.org/aaargh/turk/soyalani.pdf

Yarın - Alternatif (Revizyonist) Tarihçi Serge Thion'la Röportaj

Kitabın yazarı: Altay Ünaltay

http://www.vho.org/aaargh/turk/Yarintxt.pdf

 

Birkenau_gate.JPG

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hitler_Paris.jpg

 

Fransa Seferi ya da Fransa Savaşı İkinci Cihan Harbi esnasında Alman ordularının Fransa'yı istilasıyla sonuçlanan askeri harekâttır.

Fransa Seferi, Alman ordularının Belçika topraklarına saldırdığı tarih olan 10 Mayıs 1940 tarihinde başlamış, daha önce Polonya seferlerinde kullanılan yıldırım savaşı taktiği ile çok kısa bir sürede, 23 Haziran 1940 tarihinde Fransa – Almanya arasında imzalanan ateşkes sözleşmesiyle kesin Alman zaferiyle sonuçlanmıştır.


Yıldırım savaşı taktiği, Almanların Blitzkrieg savaş doktrinidir. Doktrinin amacı hızlı ve ani saldırılarla, düşmanın düzenli bir savunma kurmasını engelleyip sonra da hızlı bir şekilde yok etmektir.

 

Second_world_war_europe_1940_map_de.png

 

Fransa işgali sonrası Hitler'in Paris'teki sevinci...

 

3x4HitlerDance.jpg

Share this post


Link to post
Share on other sites

Invasion1941.jpg

 

Barbarossa Harekâtı, Almanya'nın 22 Haziran 1941'de Sovyetlerin işgali harekâtı için Doğu Cephesi'ni açan ilk harekâttır. Tarihin en geniş çaplı askerî harekâtıdır.


*


Doğu Cephesi Kronolojisi


1941

22 Haziran – Alman orduları Sovyetler Birliği'ne saldırdı. Barbarossa Harekâtı
10 Temmuz - General Guderian'ın kuvvetleri Dinyeper'i geçti
16 Temmuz - Smolensk, Alman birliklerinin eline geçti.
20 Temmuz - General Guderian'ın kuvvetleri Desna'yı geçti ve Yelnya'yı ele geçirdi.
17 Ağustos - Alman Yelnya çıkıntısına yönelen Kızıl Ordu taarruzu başladı. Yelnya Taarruz Harekâtı
19 Ağustos – Alman orduları, Leningrad Kuşatması'nı tamamladı.
21 Ağustos - Hitler, Doğu Cephesi'nde harekatın yönünü Moskova'dan Donets Havzası'na çevirdi.
25 Ağustos - Guderian'ın 2. Panzer Grubu, Desna Nehrini geçerek Kiev yönünde taarruzu başlatı. Kiev Muharebesi başlamış oldu.
30 Ağustos - Yelnya çıkıntısına Kızıl Ordu'nun ikinci taarruzu başladı.
6 Eylül

- Yelnya, yeniden Kızıl Ordu kuvvetlerinin eline geçti.
- Hitler, Tayfun Harekâtı'na ilişkin emri (35 Sayılı Führer Emri) çıkardı.

16 Eylül - Guderian'ın 2. Panzer Grubu ile von Kleist'in 1. Panzer Grubu ileri unsurları Kiev'in doğusunda temas sağlayarak bölgedeki Sovyet birliklerinin kuşatılmasını tamamladı.
19 Eylül - Kiev, Alman birliklerinin eline geçti.
26 Eylül - Kiev Muharebesi sonuçlandı.
30 Eylül - Hitler, yeniden Moskova yönünde taarruz emri verdi. Tayfun Harekâtı
3 Ekim - Alman birlikleri, Oryol’i ele geçirdi.
12 Ekim - Kaluga ve Bryansk Alman kuvvetlerinin eline geçti.
13 Ekim

- Kalinin Alman kuvvetlerinin eline geçti.
- Mozhaisk Alman kuvvetlerinin eline geçti.

17 Ekim - Bryansk kuzeyindeki Sovyet birlikleri teslim oldu.
24 Ekim - Alman 6. Ordu'su Harkov ve Belgorod'u aldı.
22 Kasım - 3. Panzer Kolordusu, Don kıyısındaki Rostov-na-Donu'yu ele geçirdi.
25 Kasım - Alman birlikleri, Moskova’ya 30 km. mesafede durduruldu.
28 Kasım - Kızıl Ordu birlikleri Rostov'u geri aldı. Alman kuvvetleri kentin 80 km. batısındaki bir hatta çekildi.
5 Aralık - Moskova yönündeki Alman taarruz sonlandı.

1942

2 Ocak - Kızıl Ordu, Rijev'de Alman hatlarında bir yarma gerçekleştirdi.
4 Ocak - Kızıl Ordu, Moskova'nın güneybatısındaki Kaluga'yı geri aldı.
5 Ocak – Kızıl Ordu birlikleri Kerç yarımadasını ele geçirdiler.

Sovyet birlikleri Kırım'ın batısındaki Evpatorya'da bir çıkarma gerçekleştirerek bölgedeki Alman birliklerini geri attı.

7 Ocak - Sovyet Kuzeybatı Cephesi, İlmen Gölü güneyinden bir taarruz başlattı. Amaç Demyansk'ı kuşatmaktı.

Yeni teşkil edilen Sovyet Volkhov Cephesi, Leningrad civarında Alman geri hatlarına yönelen bir taarruz başlattı.

12 Ocak - Alman Kuzey Ordular Grubu Komutanı Mareşal von Leeb, İlmen Gölü güneyindeki kuvvetlerini Luvat Nehri gerisine çekmek için izin istedi. Alman 2. Kolordusu, Demyansk civarında kuşatılma tehdidi altındaydı. Hitler, talebi geri çevirdiği gibi Mareşal von Leeb'i görevden alarak yerine Mareşal Georg von Küchler'i atadı.
15 Ocak - Merkez Ordular Grubu Kaluga bölgesini tahliye ederek 20 km. gerideki kış hattına çekildi.
18 Ocak Sovyet birlikleri Demyansk bölgesinde Alman 2. Kolordu'su ve 10. Kolordu'sunu tecrit ederek kuşatmayı başardı. İki kolordunun ikmali Luftwaffe tarafından sağlanmaya başlandı.

Güney Ordular Grubu Komutanı Mareşal von Reichenau'nun ölmesi üzerine komuta Mareşal von Bock tarafından üstlenildi.
Sovyet Güneybatı Cephesi kuvvetleri Donets üzerinden Harkov'un güneyi yönünde bir taarruz başlattı. Amaç Azak Denizi kuzeyindeki Alman kuvvetlerini tecrit etmekti.

1 Şubat - General Jukov'un üst komutasında Sovyet Kalinin Cephesi, Bryansk Cephesi ve Batı Cephesi kuvvetleri Viyazma yönünde taarruza başladı.
3 Şubat - Viyazma bölgesinde Alman karşı taarruzu birkaç Sovyet tümenini kuşattı.
1 Mart - Kızıl Ordu birlikleri Kırım’da taarruza geçti.
5 Haziran – Alman birlikleri Sivastopol’ü kuşattı.
30 Haziran – Alman birlikleri Sivastopol’ü ele geçirdi.
3 Temmuz - Sivastopol, Alman birliklerinin kontrolüne geçti.
19 Kasım – Kızıl Ordu birliklerinin Stalingrad’daki Alman kuşatmasına karşı taarruzları başladı. Uranüs Operasyonu.
23 Kasım - Stalingrad’daki Alman 6. Ordusu kuşatıldı.
28 Aralık – Alman A Ordu Grubu, Kafkasya’dan çekilmeye başladı.

1943

3 Ocak - Alman kuvvetleri Kafkasya’dan çekilmeye başladılar.
2 Şubat - Stalingrad’da Alman 6. Ordusu teslim oldu.
8 Şubat - Doğu Cephesi’nde Kursk, Rusların eline geçti.
19 Nisan - Varşova gettosunda isyan başladı.
5 Temmuz - Almanların Kursk taarruzu başladı. "Hisar Harekâtı"
12 Temmuz - Prohorovka Muharebesi, Kızıl Ordu'nun Kursk çıkıntısının kuzey kesiminde başlattığı Kutuzov Harekâtı
17 Temmuz - Hitler, Hisar Harekâtı'na son verdi.
3 Ağustos – Kızıl Ordu, Kursk çıkıntısının güney kesiminde Rumyantsev Harekâtı'nı başlattı.
4 Ağustos – Oryol Kızıl Ordu birlikleri tarafından geri alındı.
5 Ağustos – Alman birlikleri Belgorod'u tahliye etti. Kent, Kızıl Ordu birliklerinin eline geçti.
7 Ağustos - Smolensk ve Bryansk bölgesine yönelik Kızıl Ordu taarruzları başladı, Suvorov Harekâtı
22 Ağustos - Alman birlikleri Harkov'u tahliye etti.
28 Ağustos - Suvorov Harekâtı'nın devamında Kızıl Ordu birlikleri Yelnya Taarruzu'nu başlattı.
30 Ağustos - Alman birlikleri Yelnya'yı tahliye etti.
14 Eylül - Kızıl Ordu'nun Smolensk - Roslavl taarruzu başladı.
14 Eylül - Hitler, güneydeki kuvvetlerin Dinyeper gerisine çekilmesi emri verdi.
25 Eylül - Smolensk ve Roslavl, Sovyet kuvvetlerince geri alındı.
18 Ekim - İkinci Moskova Konferansı başladı.
3 Kasım - General Vatutin, Kiev'e yönelik taarruzu başlattı.
5 Kasım - Rus birlikleri Kiev]'i ele geçirdi.
12 Kasım - Jitomir, Sovyet birliklerinin elinde geçti.
19 Kasım - Jitomir, Alman birliklerince geri alındı.
24 Aralık - Kızıl Ordu'nun Dinyeper-Karpatlar Stratejik Taarruzu, Jitomir-Berdiçev Taarruzu ile başlattıldı.
31 Aralık - Jitomir, yeniden Kızıl Ordu'nun eline geçti.

1944

5 Ocak - Kızıl Ordu'nun Dinyeper-Karpatlar Stratejik Taarruzu'nun devamı olarak Kirovograd Taarruzu başladı.
6 Ocak – Kızıl Ordu birlikleri Polonya’ya girdi.
8 Ocak - Kirovograd, Kızıl Ordu kuvvetlerinin eline geçti.
27 Ocak - Almanlar, Leningrad Kuşatmasını kaldırdı.

Kızıl Ordu'nun Dinyeper-Karpatlar Stratejik Taarruzu'nun devamında Rovno - Lutsk Taarruzu başladı.

28 Ocak - Sovyet birlikleri, Alman 8. Ordu'sunu, Korsun - Çerkassi bölgesinde kuşattı.
30 Ocak - Kızıl Ordu'nun Dinyeper-Karpatlar Stratejik Taarruzu'nun devamında Nikopoli - Krivoy Rog Taarruzu başlatıldı.
12 Şubat - Korsun havaalanı, Kızıl Ordu birliklerinin elinde geçti. Korsun-Çerkassi bölgesindeki Alman birliklerinin havadan ikmali son buldu.
16 Şubat - Korsun'da kuşatılmış olan Alman birliklerinden bir kısmı, kurtulmayı başardı.
28 Şubat - Mareşal Vatutin, Alman yanlısı Rus partizanlarca kurulan bir pusuda ağır biçimde yaralandı.
4 Mart - Kızıl Ordu'nun Dinyeper-Karpatlar Stratejik Taarruzu'nun ikinci evresinde Proskurov-Çernovtsi Taarruzu
5 Mart - Kızıl Ordu'nun Dinyeper-Karpatlar Stratejik Taarruzu'nun ikinci evresinde Uman-Botoşani Taarruzu
6 Mart - Kızıl Ordu'nun Dinyeper-Karpatlar Stratejik Taarruzu'nun ikinci evresinde Bereznegovatoye-Snigirevka Taarruzu
15 Mart - Kızıl Ordu'nun Dinyeper-Karpatlar Stratejik Taarruzu'nun ikinci evresinde Polesskoe Taarruzu
26 Mart - Kızıl Ordu'nun Dinyeper-Karpatlar Stratejik Taarruzu'nun ikinci evresinde Odessa Taarruzu
9 Mayıs – Rus birlikleri Sivastopol’u ele geçirdi.
22 Haziran - Bagration Harekâtı, yoklama taarruzları olarak başladı.
23 Haziran - Bagration Harekâtı'nın esas taarruzu başladı.
25 Haziran - Sovyet 1. Baltık Cephesi, Vitebsk'de Alman 53. Kolordu'sunu kuşattı.
26 Haziran - Orşa, Kızıl Ordu birliklerince geri alındı.
27 Haziran - Kızıl Ordu kuvvetleri Vitebsk'i geri aldı. Alman 53. Kolordusu imha oldu.
28 Haziran - Mogilev, Sovyet 49. Ordu'su tarafından kuşatıldı ve alındı.
29 Haziran - Bobruysk, Kızıl Ordu birliklerinin eline geçti.
18 Temmuz - Kızıl Ordu'nun Lublin-Brest Taarruzu
20 Temmuz - Hitler’e yapılan suikast başarısız oldu.
21 Temmuz - Lublin-Brest Taarruzu'na katılan Sovyet birlikleri, Bug Nehri'ne ulaştı.
24 Temmuz - Lublin-Brest Taarruzu'na katılan Sovyet birlikleri, Lublin'i geri aldı.
28 Temmuz - Kızıl Ordu'nun Kaunas Taarruzu.
28 Temmuz - Lublin-Brest Taarruzu'na katılan Sovyet birlikleri, Brest'i geri aldı.
31 Temmuz - Kızıl Ordu birlikleri Varşova’ya 10 km. yaklaştı.
1 Ağustos – Varşova’da Polonya Yeraltı Ordusu direnişi başladı.
1 Ağustos - Kızıl Ordu birlikleri Kaunas'ı geri aldı.
2 Ağustos - Lublin-Brest Taarruzu'na katılan Sovyet birlikleri, Vistül Nehri üzerinde köprübaşları oluşturdu.
6 Ağustos - Kızıl Ordu'nun Osovets Taarruzu
2 Ekim – Varşova direnişi Alman birliklerince bastırıldı.
23 Kasım – Alman birlikleri Makedonya’yı boşaltmaya başladı.
1 Aralık – Alman birlikleri Girit’i tahliye etmeye başladı.

1945

17 Ocak - Kızıl Ordu birlikleri Varşova’yı aldı.
26 Ocak – Kızıl Ordu, Auschwitz Toplama Kampı’na ulaştı.
27 Ocak – Kızıl Ordu, Vistül nehrinin geçti.
30 Ocak - Malta Konferansı başladı. ( - 3 Şubat)
4 Şubat - Yalta Konferansı toplandı. ( - 11 Şubat)
11 Şubat – Kızıl Ordu, Budapeşte’yi aldı.
16 Nisan - Kızıl Ordu birlikleri Berlin’e taarruza başladı.
18 Nisan - Ruhr’daki Alman birlikleri teslim oldu.
26 Nisan – Amerikan ve Sovyet birlikleri Torgau'da buluştu.
30 Nisan - Hitler intihar etti.
2 Mayıs – Kızıl Ordu Berlin’i aldı. İtalya’daki Alman birlikleri teslim oldu.
5 Mayıs – Avrupa’da ateşkes sağlandı.
7 Mayıs – General Jodl, Almanya’nın teslim antlaşmasını imzaladı (Batı Cephesi).

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...