Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
herhangi biri

Hırsızın Hiç Mi Suçu Yok?

Recommended Posts

Hırsızın hiç mi suçu yok?
BAŞINIZA gelen her belada...
Karşınıza çıkan her arızada...
Sizi zor durumda bırakan her olayda...
Çözemediğiniz her sorunda...
“Dış güçler, dış güçler” diyebilirsiniz.
“Erdoğan’ı bitirmek isteyen güçlerin oyunu bu” diyebilirsiniz.
“Bütün suç Cemaat’in” diyebilirsiniz.
“Amerika var işin arkasında” diyebilirsiniz.
“İsrail” ya da “Yahudi lobisi” diyebilirsiniz.
“Komplo var komplo” diyebilirsiniz.
*
Bir tek ama bir tek...
Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet iddialarının alıp başını gittiği bir durumda bunları söyleyemezsiniz
Çünkü bu toprakların bu tür durumlar için ürettiği şöyle bir soru vardır:
“Hırsızın hiç mi suçu yok?”
*
Çok bitirici bir sorudur bu...
O kadar ki...
Bu soru devreye girdiği anda tüm komplo teorileri aniden “çöp” olur.
İbretlik cümlelerin bir numarasını açıklıyorum, SAĞDA solda çok “ibretlik cümle” uçuşuyor.
*
Ama bir tanesi var ki...
Gerçekten “bir numara”.
*
İşte o cümle:
“Polis durup dururken kimseyi gözaltına almaz... Polis beni niye gözaltına almıyor?”
İçişleri Bakanı Muammer Güler.
Gezi’deki gözaltı olaylarını yorumlarken....
Hiçbirinin aklına gelmedi
“İSKİ skandalı” patlak verdiğinde...
Hiçbir yetkili, “Bu işin arkasında dış güçler var, İngiltere var, Fransa var” demeyi aklına getirmedi.
*
“Çiller’in mal varlığı skandalı” ortaya çıkarıldığında...
Çiller bile “Bunların hepsi Çiller nefretinden kaynaklanıyor” demeyi aklının ucundan geçirmedi.
*
“Yeğen Yahya skandalı” gümlediğinde...
Demirel’in aklına bir savunma refleksiyle bile olsa “Bu sivil siyasete vurulmuş bir darbedir” demek gelmedi.
*
“Beyaz Enerji operasyonu” başladığında...
Mesut Yılmaz çıkıp da “Bu operasyonu yapanların burunlarından getireceğim” demedi, diyemedi.
*
“Cem Uzan olayı” gündeme güm diye düştüğünde...
Hiç kimse ama hiç kimse Cem Uzan’ın pisliklerini savunmak için tek bir cümle bile kurmadı, kuramadı.
*
Bunlar gerçekten de işi biliyor.
‘Devlet içinde devlet’ soruları
BİR ülkenin başbakanı “Devlet içinde devlet var” diyorsa...
Çok ama çok mühim bir şey söylüyor demektir.
*
Bu mühim açıklama üzerine...
O ülkenin başbakanına sorulur:
12 yıldır iktidardasınız, bu devlet içinde devleti yeni mi keşfettiniz?
Genelkurmay başkanlarını bile tutuklayan hapse atan bir iktidar, devlet içinde devlet yapılanmasına nasıl kayıtsız kalabildi?
"Devlet içinde devlet olanlar" sorunu, yeni bir sorun mu?
Eğer yeni bir sorun değilse... Neden bu zamana kadar dile getirmediniz?
Eğer yeni bir sorunsa... Böyle bir oluşum nasıl oldu da devletin içine sızabildi?
Sizin bile kendinizi korunaklı görmediğiniz böyle bir yapılanma karşısında vatandaş kendisini nasıl koruyacak?
Ergenekon ve Balyoz sürecinde birçok kişi “Devlet içinde devlet var” derken... Siz neden bu tür açıklamaları hiç ama hiç ciddiye almadınız?
“Devlet içinde devlet var” açıklamanız, 12 yıldır iktidarda olan bir başbakan açısından büyük bir yönetim zafiyetine işaret etmiyor mu?
Daha acı bir şey
BÜLENT Arınç soruyor:
“Bir içişleri bakanının, oğlunun gözaltına alındığını basından duyması kadar acı bir şey olabilir mi?”
*
Oysa daha acı olan bir şey var...
Bir içişleri bakanının, oğlunun gözaltına alındığı bir soruşturma yürütülürken bazı polis müdürlerinin görevden alınma talimatı vermesi, verebilmesi...
*
Bu olayın acılığı Bülent Arınç’ın söz ettiği olayın acılığından bin kat fazladır.

 

 

 

Ahmet Hakan / 20 12 2013

Hürriyet

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hakikatten memlekette bakanlar ve çocuklarının vurgunu (veya vurgun yaptıkları iddiası diyelim) konuşulacağına hadise çok farklı bir noktaya çekilip mazlumiyet çığlıkları ile örtbas edilmeye çalışılıyor.

 

Yahu tamam sen mazlumsun, saldırıya uğruyorsun falan da filan, bunları kabul ettik diyelim. E arkadaşım sen neden malzeme veriyorsun? Sen neden hırsızlık edersin de düşmanına koz verirsin?

 

Hadi operasyonun zamanlamasını konuşalım, hırsızın hırsızlığını değil.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kardeş hukuki süre. devam ediyor mu evet. Savcıları görevden alma gibi bir garabet söz konusu mu hayat. Bakanlar istifalarını verdiler mi evet. Başka sorun?!

 

Varsa yiyiciler evelAllah temizlenirler müsterih olun. Ben zamanlamayı ve operasyonun tarzını da eleştirirm, bunların kimin ekmeğine yağ sürdüğünü de. Halk Banka baskın çok hafif bir vukuat ddeğildir. Hiç biri diğerini örtmek amaçlı değil. evet bu operasyonun tuşuna basan mecralar bir vakayı diğerine kurban vermek istemişler belli. Ama ben Bakanlarının yolsuzluğu varsa bunu da Halk Bank'a yapılan "soygun gibi opersyon" kadar öneserim. Hukuk seyrinde işler siz rahat olu. Başbakan babamın oğlu da olsa ortaya çıaracağım dedi. Ben yetimi, öksüzün hakkını Başbakanın yedireceğine inanmıyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bakın eğer temizlik amacı güdülüyorsa o bakanları kabine revizyonu beklemeden görevden almak gerek. Gerçi revizyonda da görevden alınıp alınmayacakları meçhul, o da ayrı mesele.

 

Halkbank meselesi çok çarpıtılıyor, insanlar da bakın bankamıza operasyon yapılıyor, memlekete yapılıyor bu vs vs diye düşünüyorlar. Enerji bakanı Taner Yıldız (yanılmıyorsam dün idi) yapılan antlaşmalarda Halk bankın adının geçmediğini açıkladı. Yani herhangi bir kamu bankası ile de bu antlaşmaların gerekleri yerine getirilebilmekte. Halk olmaz Ziraat olur, ne farkeder? Neden "Acaba gerçekten bir yolsuzluk var mı yok mu?" diye düşünmeyelim?

 

----

Taner Yıldız'ın açıklamasından bir bölüm:

Irak ile yapılan enerji anlaşmalarında Halkbankası' kilit rol oynadığı belirtilerek, bu konuda sıkıntı yaşanıp yaşanmayacağının sorulması üzerine de Bakan Yıldız, şunları söyledi:

 

"Irak ile alakalı konuda Halkbank, Ziraat Bankası veya Vakıfbank'la alakalı verilmiş bir karar henüz yok. Biz kamu bankası olarak söyledik. Biz o manada da sürecimize devam ediyoruz.

 

----

 

 

Meseleyi Halkbank ekseninde ele almak çarpıtmaktır kanaatimce, bu söylediklerim şahsınıza değil şu olaylar başlayıp hükümet şoku atlattıktan sonra topluma verilen izlenime yöneliktir.

 

 

Ben haramzadeleri bulup defedecek samimiyeti görmüyorum şahsen başbakanda.

 

Cemaat iyi kötü işin orası ile zerre ilgilenmem, bu başbakan değil miydi şu 12 yıllık hükümeti boyunca (son birkaç ayı çıkaralım) cemaatle birlikte hareket eden. Yukarıda Ahmet Hakan'ın yazısında da mevcut, madem kötüydüler neden bu zamana kadar tuttunuz?

 

Bu duruş samimi değil, üstte de belirttiğim gibi haramzadeler konusunda da samimiyet beklemiyorum.

 

 

Şahsınızın eleştirileri ile alakalı olarak, evet zamanlama eleştirilebilir, bu operasyonların kimin ekmeğine yağ sürdüğü de eleştirilebilir amma haramzadelerden de iki satır bahsetmek gerekmez mi? Yine aynı noktaya geldik... Hırsızın hiç mi suçu yok?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hırsızın bir suçu yok mu?..

 

Hırsız varsa, o hırsız kim olursa olsun suçludur.

 

'Hırsızın suçu' derken, bu durumun kesinleşmesi gerek. Yanı operasyonlar yapıldı, şüpheliler yakalandı, emniyet sorgularından sonra mahkemenin önününe çıktılar, kimi tutuklandı kimi de serbest kaldı. Daha iddianame yazılacak, onu bir görmek gerek. Sonra davalar başlayacak... Bu anlamda 'hırsızın suçu' derken, sanki ortada kesinleşmiş yargı kararları var gibi oluyor. İşin hukuki tarafı böyleyken insanların vicdani karalarına dönecek olursak, oraya karışamayız. İnsanlar o suçlanan kişileri vicdanlarında hırsız yapabilirler ki, işin orası meselenin başka boyutu. İster öyle, ister böyle olsun vicdanların vereceği kararlara da saygı duymak lazım...

 

Aslında bu davaya iki koldan bakmak lazım:

 

1) Suçlanan kişilerin durumu.

2) Operasyonun suistimal edilip, hükumete yönelik bir darbeye dönüştürülmesi ihtimali.

 

Burada çok dikkat edilmesi gereken nokta, işte şu sayfada tartışıp durduğumuz meseleye gelip düğümleniyor. Şöyle ki; bu operasyonun kullanılarak hükumete darbe ihtimalini düşünürken, diğer taraftan da suçlanan kişilerin unutulmaması ve onların da yargılanmasının temin edilip, suçlu veya suçsuz, işin sonlandırılması gerek. Eğer ortada gerçekten bir yolsuzluk varsa bunun üzerinin örtülmemesi son derece önemli ki; bir anlamda hükumetin kaderini bu belirleyecek.

 

Yani bu davanın iki koldan analizinin yapılması lazım ve bu iki kolunda birbirinden bağımsız düşünülmesi gerek. Birini diğerine boğdurmamak birinci şart olmalı. Eğer ortaya atılan bu iddiaların üzerini örtmeye kalkarsa bu hükumet, işte o zaman insanların vicdanında bir yara açılır.

 

Bu tip yolsuzluk dosyaları hazırlanır, bekledilir. Zamanı gelince de böyle servis edilir. Dosyaları hazırlanan kişiler gerçekten o suçları işlemiş olabilir ama diğer taraftan bu dosyaları hazırlayanların asıl niyetini de görmek gerekir. Evet, iki koldan bakmamız gerek, bu şart.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...