Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
herhangi biri

Akp'yi Sevmeme Nedenleri

Recommended Posts

"Sen kimsin de senin neden sevip sevmediğin bizi ilgilendirsin arkadaşım?" diyebilirsiniz, var buna hakkınız. Sarı çizmeli Mehmet ağa diyelim, yapıyorum bir hadsizlik bunu da hoş görelim.

 

"Tayyip'i üzmek Allah'ı üzmektir." dediklerinde, ne tabandan ne tavandan adam akıllı bir tepki gelmediği için sevmiyorum. Müslüman buna sessiz kalabilir mi?

 

"Başbakanın yaptığını yapmak sünnettir." diyen yalakalar bu partide barınabildiği için. İşin dini boyutu ile ilgili yorum yapmaya gerek var mıdır?

"Başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamber gibidir." diyen de yine Akp'lilerdi, ne oluyoruz arkadaş? Aynı peygamberin ümmeti değil miydik?

 

"Sayın başbakana dokunmak bile bence ibadettir." Bu sözü söyleyen arkadaş milletvekili, işi ehline veriyoruz der hep Tayyip Erdoğan, haksız değil, yalakalık konusunda daha iyisini bulabilir mi?

 

Son olarak peygamber gibi görmek yetersiz geldi herhalde yine yalaka bir milletvekili çıkıp dedi ki "Erdoğan Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir liderdir.".

 

Bunu duyan Tayyip durur mu? "Rahmetimiz gazabımızı aşacak" diyerek işi son noktaya vardırdı.

 

 

Arkadaş ben dinini en değerli varlığı olarak gören, dini hassasiyetleri olan bir insan olarak bunlara tahammül edemiyorum.

Müslümanım diyenler, siz nasıl ediyorsunuz?

 

 

 

Bu liste uzar gider daha, nasipse uzatırız.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Türkiye'de İslam'a her türlü baskıyı yapmış bir CHP var. O yüzden Türkiye'yi sevmiyorum gibi bir şey olmuş bu...

 

Ne saçma bir mantık örgüsü!!!

 

Necip Fazıl'a ait olmayan sözleri, ona aitmiş gibi gösteriyorlar. O yüzden Necip Fazıl'ı da sevmiyorum mesela... Evet evet...

 

Yahu o saçma sözlerin Ak Parti ve Erdoğan ile ne alakası var? Sonra onları söyleyenlerin yoğunluğu gerçek bünyenin yoğunluğu karşısında ne önemi var?

 

Bak mesela Hz. Ali için neler yazdılar, neler... Şimdi Hz. Ali'ye karşı tavır mı alalım!!!

 

Garip...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Sen kimsin de senin neden sevip sevmediğin bizi ilgilendirsin arkadaşım?" diyebilirsiniz, var buna hakkınız. Sarı çizmeli Mehmet ağa diyelim, yapıyorum bir hadsizlik bunu da hoş görelim.

 

"Tayyip'i üzmek Allah'ı üzmektir." dediklerinde, ne tabandan ne tavandan adam akıllı bir tepki gelmediği için sevmiyorum. Müslüman buna sessiz kalabilir mi?

 

"Başbakanın yaptığını yapmak sünnettir." diyen yalakalar bu partide barınabildiği için. İşin dini boyutu ile ilgili yorum yapmaya gerek var mıdır?

"Başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamber gibidir." diyen de yine Akp'lilerdi, ne oluyoruz arkadaş? Aynı peygamberin ümmeti değil miydik?

 

"Sayın başbakana dokunmak bile bence ibadettir." Bu sözü söyleyen arkadaş milletvekili, işi ehline veriyoruz der hep Tayyip Erdoğan, haksız değil, yalakalık konusunda daha iyisini bulabilir mi?

 

Son olarak peygamber gibi görmek yetersiz geldi herhalde yine yalaka bir milletvekili çıkıp dedi ki "Erdoğan Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir liderdir.".

 

Bunu duyan Tayyip durur mu? "Rahmetimiz gazabımızı aşacak" diyerek işi son noktaya vardırdı.

 

 

Arkadaş ben dinini en değerli varlığı olarak gören, dini hassasiyetleri olan bir insan olarak bunlara tahammül edemiyorum.

Müslümanım diyenler, siz nasıl ediyorsunuz?

 

 

 

Bu liste uzar gider daha, nasipse uzatırız.

 

Dediklerinden hiç biri ne Erdoğan'ın ne de kurumsal olarak Ak parti nin söylemleri. Ben sana gülen'in, diğer siyasi parti liderlerinin yaptıkları gafları hezeyanları sıralasam burdan köye yol olur.

 

Anlaşılan o ki fitne fesat peşindesiniz... Başka kapıya...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaş okumadınız mı, ilk bir kaç satırı mı okudunuz ne oldu anlamadım. Ben finali tayyip efendinin sözü ile yapmıştım halbuki.

 

"Rahmetimiz gazabımızı aşacak" sözü kimin? Yazmışız arkadaş oraya, söyledikten sonra bir de notere mi onaylatması gerek bu söz tayyip efendinin demeniz için?

 

Gözünüzde o kadar yüceltmişsiniz ki böyle bir çirkefliği yapacağına inanamıyorsunuz değil mi?

 

Merhametimiz gazabımızı aşacak diyor adam, maşallah.

 

Ay canım yaa bir daha okusan, anlamadıysan bir daha bir daha?

 

Arkadaş bu sözlerin hepsini akpliler bizzat söyledi, akpnin internet sitesinden açıklama mı yapılmalı sizin ikna olmanız için?

 

Bu listeyi genişleteyim ben kesinlikle, sebeplerin sadece bunlar olmadığını ama bunların en önemli sebepler olduğunu belirteyim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Öncelikle bir düzeltme yapayım, üste yazdığım söz "Merhametimiz gazabımızı aşacak" şeklinde, sözün aslı "Rahmetimiz gazabımızı aşacak", tayyip'in söylemi de bu şekilde, ben bir insan bu kadar uçamaz deyip öyle yazmışım herhalde.

https://www.youtube.com/watch?v=GpkLFvTFAhs

Adam sonuna da inşallah ekliyor utanmadan, izan mı dedin arkadaşım? İzansızlık budur.

 

Bakın değerli gönüldaşlar ufak bir liste daha yapalım:

 

Aşağıdaki linke bakınız, tayyip erdoğan'ın yazdığı bir makalenin linkidir bu.

Makalede çok malzeme var fakat bir tanesi var ki rezalet arkadaş.

Makalenin sonuna bakın:

“Irak’ta savaşan ABD’li kahraman bay ve bayan askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz.”

http://online.wsj.com/news/articles/SB104907941058746300

 

Yok arkadaş kesin sen paralelsin, sevmiyorsun başbakanımızı da uyduruyorsun bunları diyorsanız bakın link de verdim, tıklayın varsa ingilizceniz görürsünüz zaten, yok ise eğer google translate kullanın, o yardımcı olur size.

 

Baştan sona yağlayıp durmuş adam, dünya lideri maşallah. Ulan dik dur arkadaş hadi yağladın durdun da bu kadar alçalma bari. Şu kahraman askerler Irak da müslüman kadınların ırzına geçip, 1.5 milyon müslümanı katledenler değil miydi?

Siyaseten de olsa insan bu kadar alçalabilir mi? Sen nasıl bir müslümansın ki müslüman kardeşini katledenin selameti için dua ediyorsun?

 

Pek çok kez duymuşsunuzdur yahudi cesaret ödülü meselesi, kulak asmamışsınızdır belki, amaaaan canım kesin yine karalıyorlardır sayın başbakanımızı demişsinizdir, 5 şubat 2004 tarihinde taha kıvanç Yeni Şafak gazetesinde yazmış, şu an Akp'nin borazanı olan gazetelerden bilirsiniz, alıntılayayım buyurun:

 

Başbakan Tayyip Erdoğan da gezisinde çeşitli Musevi kuruluşlarıyla ilgilendi, bazılarının dâvetine katıldı, birinden ödül aldı. Tayyip Erdoğan'a 'cesaret ödülü' veren kuruluşun adı 'American Jewish Congress' (AJC)... World Jewish Congress, Theodore Herzl tarafından 19. yüzyıl sonunda kurulmuştu ve birkaç yıl önce 100. yıldönümü kutlandı. Dünya Musevilerini bir 'ulusal yurda' kavuşturma amaçlı kurulmuş ve İsrail ile amacını gerçekleştirmiş örgütün bir türevi Amerika'daki...

 

Yazıda rezaletin detayları da mevcut ama mesajım çok uzasın istemiyorum, okumak isteyenler yazının tamamına şuradan ulaşabilirsiniz: http://yenisafak.com.tr/arsiv/2004/subat/05/tkivanc.html

 

Yine tayyip erdoğan yine bir rezalet, okuyalım:

Erdoğan genel başkan sıfatıyla gittiği Çin’de şöyle dedi: “Tek Çin anlayışını destekliyoruz. Çin'in toprak bütünlüğü konusunda Türkiye'nin herhangi bir tereddüdü yok, saygısı vardır. Terörün dini, milleti, ırkı olamaz.”

 

Doğu Türkistan'ı Çin kendi toprağı sayıyor, anlaşılan tayyip Doğu Türkistan'lıların değil Çin'lilerin destekçisi. Orada özgürük mücadelesi veren Uygurlar da terörist oluyor herhalde.

 

Başbakan, askerlerimizin başına çuval geçirilmesiyle ilgili soruya yani, “ABD’ye nota verecek misiniz?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Bu müzik notası değil. Öyle aklınıza her estiğinde verilmez. Ağırlığı ve ciddiyeti vardır.

 

İş Suriye'ye gelince müzik notası gibi verip duruyorlar ama, gerçi sallayan da kalmadı pek, müzik notasına çevirirsen olacağı bu.

 

Ne dersiniz gönüldaşlar Tayyip'in 4 hak din var dediği konuşmalarının linklerini de sizlerle paylaşmamı ister misiniz?

Bop eş başkanıyım dediği (bunun pek bir esprisi kalmadı, artık herkes kabullendi herhalde) konuşmasının linklerini ister misiniz?

 

Başörtülülerin üniversiteye girememesi ile ilgili "Peruk taksınlar da girsinler" deyip şimdilerde meydanlarda biz başörtüsünü serbest bıraktııııık diye bağırmasındaki samimiyetsizliğe ne dersiniz?

 

Sorayım sizlere, elinizi vicdanınıza atınız, başörtüsünün serbest bırakılması akpnin oylarını düşürecek olsaydı akp serbest bırakmak için uğraşır mıydı?

 

Bu listeyi daha da uzatabiliriz değerli gönüldaşlar, oturup acaba diye bir düşünmez misiniz?

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest Geliyorum

Tayyip Erdoğan, DSP(CHP)-MHP-ANAP İktidarının 30 Milyar dolara İMFye(ABD-İSrail) sattığı bir ülkeye başbakan oldu. Ve İMFye(ABD-İSrail) satılan bu ülkeyi İmFden geri alana kadar bunlara dayı dedi. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı dedi. Zaten gösterdiğin şeyler hep 2003 yıllarından kimiside kendi ütopyandan. Ama 2008 yılında İMF nin DSP(CHP)-MHP-ANAP İktidarı eli ile boynumuza geçirdiği tasmayı Tayyip Erdoğan çıkardı, DSP(CHP)-MHP-ANAP İktidarının 30 Milyar dolara İMFye(ABD-İSrail) sattığı bir ülkeyi geri aldı Türk milletinin kontrolüne bıraktı.

 

30 milyar dolara İMF (ABD-İSrail) satılan bir ülkeyi geri alıp milletin kontrolüne veren birini desteklemeyeyim de bu ülkeyi 30 milyar dolara satanlara mı destek vereyim? Sen vermeye devam edebilirsin uyuşturulmuş beynin ile gerçekleri göremeyip yalanlara uydurduğunuz hayal dünyasına inanmaya devam edebilirsin. Sırf İMF yi kovması bile AK PARTİ ye destek vermeme yeter ama AK PARTİ bundan çok daha fazlasını yaptı ama gözü olup göremeyen, kulağı olup yalandan başkasını duymayan, dili olup yalandan başkasını söyleyemeyen birine ne kadar anlatsam da boş bunlar.

 

Kendi silahını üretemeyen bir ülke bağımsız değildir. Yani şimdiye kadar gidip dışarıdan silah alıyorduk. Ve ABD ve İSRAİL den silah alıyorduk. Şimdi büyük ölçüde kendimiz üretiyoruz yada üretme yönünde adımlar atıyoruz, attık.Soruyorum sana bu durumda ABD ve İsrail para kaybediyor ve biz silahımızı üretiyoruz bunları hepsi ABD ve İsrail çıkarlarına ters bunlar olurken nasıl olur da çıkıp ABD ve İsrailci dersin. Hiç mi akıl yok, hiç mi vicdan yok.

 

-Tanklar(Altay)

-Helikopterler(Atak)

-Uydular(Göktürkler, Türksatlar)

-ANKA

-Köprüler

-Otoyollar

-Barajlar

-Duble yollar

-Konutlar

-Marmaray

-Hızlı trenler

-Hava Limanları

-okullar

-Hastaneler

-Üniversiteler

...

....

....

Ve daha niceleri. Bu yapılanlar Tayyip Erdoğanın ne işine yarayacak? bu yapılanlar hep milletin senin benim işime yarayacak. Düşün bir bu yapılanlar ABD yada İsrailin ne işine yarar. Bu kadar şeyi görüpte halen Tayyip Erdoğan a bu ülke için bir şey yapmadı yada Amerikancı İsrailci yaftası yapıştırmaya çalışıyorsan ben senin aklının, beyninin olmadığını düşünürüm. Hele hele daha 12-13 yıl önce kendi memurunun parasını dahi ödeyemeyen devletten bu kadar şeyi üreten bir devlete çeviren birine böyle iftiralar atıp karalamaya çalışıyorsan hiç aklın olmadığını yada kötü niyetli olduğunu düşünürüm.

 

Ayrıca Sen de biliyorsun ki Baş örtü sorununu Bu Hükümet çözdü hemde gözlerinin önünde ve halen bu hükümet çözmedi diyorsun. ÇOK ART NİYETLİ OLDUĞUN açık. BU kadar çok şeyi halkı için yapmış birine nasıl olur da böyle şeyler söylerim, bunlar iftira olur diye düşünmeyen birinin ÇOK FAZLA ART NİYETLİ olduğu açıktır. Bir Allah, Kitaptan bahsedersin. Bu adamdan Sonra Müslüman kesimin sıkıntıları dindikten sonra hele.

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Başbakanı hiç tanımasam,yüzünü bile bilmesem,düşmanlarına bakarak,yine onu tutarım!.."

(Mehmet Kısakürek)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

Arkadaşlar üsluba lütfen biraz daha dikkat edelim.

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Mukaddes gayeye erişmek için "El-harbü Hüd'atün" - Harp hiledir" kaidesince her yola başvurmak mübah ve hatta emir olduğuna göre, dış politikada partiyi desteklendirmek için Amerikan nufuzunu kullanmak ve bu mağrur, aynı zamanda ahmak filin ağırlığından faydalanmak gerekir. Arap ve İslâm âlemiyle temasta Amerikalıları ve Sovyetleri gocundurmayacak bir edaya bürünmek başlıca hedeftir." (Üstad'ın Turgut Özal'a mektubundan)

Cemaat müntesibi olup olmamanız -"paralelci" demiyorum- benim için mesele değil. Fakat şu haliniz; askerin siyaseti muma çevirdiği bir dönemde 2004 MGK kararlarını formalite icabı imzalayan çiçeği burnunda hükumetin başvekili Tayyip Erdoğan'ın imzasını 10 yıl sonra bir nane bulmuş gibi yayımlayanların ve bunu Erdoğanın Cemaati Bitirme Planı'na delil diye gösterenlerin haline çok benziyor.

Ak Parti hükumeti öncesi ahval-i umumiyeyi yukarıda bir misafir kardeşim güzel özetlemiş. O "hal ve şerait altında" yapılan işler ve beyanlar kardeşim, nazarımızda yukarıda üstaddan alıntıladığım tavsiyeler çerçevesinde kıymet buluyor.. Bu siyasi tavırlar elbette eleştirilmez olmamakla birlikte, bugün semeresine bakarak netice açısından isabetli olduklarını görebiliyoruz.

Şunları da not edelim, paylaştığınız w.s.j. makalesinin yayınlanma tarihi 31 Mart 2003. Erdoğan'ın başbakan olduğu tarih 14 Mart 2003. Yani "dünya lideri" falan değil, krizle, borçla boğulmuş, göbeği İMF'ye bağlı bir ülkenin 15 günlük başbakanı.. İkinci olarak.. (Brave) "kahraman" manasına değil, "cesur" manasına gelir. Bir an önce terketsinler, evlerine dönsünler..

Neye benziyor biliyor musunuz? Erbakan'ın anıtkabirdeki ziyaret defterine "Aziz Atatürk, bu millet yaptıklarını asla unutmayacak!'' Hadi Erbakan'ı da tekfir edelim..

Başörtüsü.. Serbest bırakılana kadar 10 yıla yakın Erdoğanı yerden yere vuranları hatırlatıyorsunuz. Sanki e-muhtıraları yaşamamışız gibi, sanki kapatma davası açılmamış gibi, sanki Balyoz, Yakamoz, Sarıkız, Ayışığı darbe teşebbüsleri daha dün planlanmamış, son anda püskürtülmemiş gibi.. Sanki bu güne TR'yi leylekler getirmiş gibi.. Ne kadar renkli bir hayal dünyasında yaşıyorsunuz..

Dünü-bugünü mukayese ederek, Erdoğan'ı tasfiye planında kurulan ittifaka ve Geziyle başlayıp bugüne gelen süreçte kustukları sinsi emellerine bakarak varılacak nokta: siyasal destek, yapıcı muhalefet.

Pazarlıksız partizanlık ile pazarlıksız düşmanlık arasında fark yok. Listeyi istediğiniz kadar uzatın kardeşim. Yaptığınız ideolojik muhalefet değil, çamura yatmak.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bunu duyan Tayyip durur mu? "Rahmetimiz gazabımızı aşacak" diyerek işi son noktaya vardırdı.

 

Bu liste uzar gider daha, nasipse uzatırız.

 

Durun bakalım fevri davranmayın daha henüz nokta koyulacak zaman gelmedi. Tayyip bey bunu derken ne demek istedi, haşa ve kella uluhiyyet mi addetti? Acziyetinin idrakinde olan bir beşer bu sözü sarfedemez mi? Eskiden padişahların huzuruna gelen halk, kendilerini huzura takdim ederlerken kulunuz Ali veyahut kulunuz Osman diyerek takdim ederlermiş.Haşa, halk padişahı ilah mı kabul ediyor burda? Bazı insanların derdi farklı sivrisineğin kanadından yağ çıkar mı acaba? Ya çıkarsa...

 

Başbakan merhamet konusunda yerden göğe kadar haklı. Gezi olayları vs. diğer olaylar konusunda onun yerinde başka bir lider olsaydı değil tomalarla o kalabalığı askerle, tankla dağıtırdı. Başka ülkelerde nice örnekleri var. Başbakanın fazla müsamahakar olduğunu düşünüyorum kendisi de farkında ki "Rahmetimiz gazabımızı aşacak" diyor. Kaldı ki son zamanda yaşanan hadiseler bu sözünü teyit eder nitelikte.

 

Rahmetimiz gazabımızı aşacak diyen zat bakın başka bir yerde ne diyor? "Biz size efendi olmaya, baba olmaya değiil hizmetkar olmaya geldik".

 

http://www.youtube.com/watch?v=7epMOUGFiUo

 

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Geliyorum kullanıcı adlı misafir arkadaş: Okuduğunu anlamakta güçlük çektiğini düşünüyorum, benim bunlar başörtüsü sorununu çözmedi dediğimi yazdıklarımdan nasıl çıkarabildin?

 

Hayır arkadaş anlamıyorum ben diyorum ki adam Amerikan askerine dua ediyorum diyor, sadece yahudilerin aldığı ödülü alıyor, o diyor ki yol yapmış, şunu yapmış, bunu yapmış, kusura bakma arkadaş bunların hepsini devletin kurumlarını satarak yaptı zaten. Çaldıkları da yanlarına kar kalanlardır.

 

Arkadaş anlatamıyorum ben derdimi herhalde, bakın başbakan olabilir, ülkenin menfaatlerini düşünmüş de olabilir ama arkadaş bu nasıl bir omurgasızlıktır? Kahraman veya cesur ne farkeder? Mevzu kahraman veya cesur olmalı mı yoksa bizim omurgasızın onlar için dua etmesi midir? Arkadaş makale yaz, yağla falan, mecbursun belki bilemeyiz ama adamlar bizim askerlerimize dua et de öyle görelim işini demiş olamazlar ya?

 

Savunması olamaz bunun kusura bakmayın.

 

Bakın çok güzel bir örnek vermişsiniz, Erbakan'ın anıtkabir defterine yazdıklarında omurgasızlık göremezsiniz. Yaptıklarını asla unutmayacaktır, zaten unutmuyoruz. Ey burada yatan sana sabah akşam dua ediyorum bu memlekete yaptıkların için demiyor, bu ayrımın farkına varınız.

 

İdeolojik muhalefet derdinde değilim zaten, görünürde millete gösterildiği şekli ile bu başbakan arasında ideolojik ayrımım olduğunu düşünmüyorum. Bakın millete gösterildiği şekli ile diyorum. İnsanlara yaptığı bu omurgasızlıklardan bahsediyorsun inanmak istemiyorlar, inanmıyorlar. Öyle bir imaj çizilmiş ki insanların gözünde, sorsan yanlışı yok diyecekler, o derece.

 

Yahudi cesaret madalyasına muhalefet edilmediğine göre hemfikiriz, yine Çin meselesinde de hemfikiriz sanırım. Bunlar eleştirilecek konular değil midir değerli gönüldaşlar? Riyakarlık değil midir bu yaptıkları?

 

Başörtüsü meselesine tekrar değinelim, darbe planlarından bahsetmişsiniz. Arkadaş görüyorsunuz ki darbe darbe diye tutukladıklarının hepsini, dün kara dediklerini bugün salıp aklıyorlar ya? Yeni yeni içtihatlarda bulunup hukuken yol açıyorlar ya, bunlar başörtüsüne karşıydı madem ne diye aklayıp salıyorsunuz arkadaş? Nereye elinizi atarsanız rezillik.

Yok Erdoğan'ı tasfiye planıymış, falanmış, filanmış bunları yaptıkları iddia edilenlerin hepsini salıveren şimdi bu hükümet değil midir? Artık bu konudan nemalanamazlar.

 

 

Yok bana baba demeyin diyormuş, hizmetkarız diyormuş, çiftçiye ananı al git diyen de bendim değil mi? Yahu adamın bakanı Faruk Çelik çıkar der ki "Asgari ücretle geçinilmez diye bir şey yok. Geçinirsiniz. Ona mahkumsanız 800 TL de büyük bir paradır. Netice itibariyle peynirin kilosunun fiyatı bellidir, ekmeğin fiyatı bellidir.", 800 lira alan adam da buna kaptırıp trilyonlar çalan adamı savunur, buna çok şaşırıyorum işin aslı.
İşin diğer bir boyutu bu nasıl hizmetkardır ki hizmet ettiği adamın binlerce katı daha çok paraya sahiptir? Samimiyetsizlik dolu sözlerle savunmayın bana bunları.
Mitinglerde konuşan siyasetçiler şarkıcılar gibidir, milleti ne coşturuyorsa onu söylerler. "Rahmetimiz gazabımızı aşacak" derken kendi de coştu herhalde.
Bu sözün savunulacak bir tarafı yok arkadaşlar, merhamet değil rahmet, ben de yanlış yazmıştım.
Son olarak başka bir lider olsaymış, tomayla değil tankla dağıtırmış... Başka bir lider olsaydı insanların içerisinde uyuduğu çadırları ateşe verdirir miydi? Bir de bunu düşünün bakalım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Geliyorum kullanıcı adlı misafir arkadaş: Okuduğunu anlamakta güçlük çektiğini düşünüyorum, benim bunlar başörtüsü sorununu çözmedi dediğimi yazdıklarımdan nasıl çıkarabildin?

 

Hayır arkadaş anlamıyorum ben diyorum ki adam Amerikan askerine dua ediyorum diyor, sadece yahudilerin aldığı ödülü alıyor, o diyor ki yol yapmış, şunu yapmış, bunu yapmış, kusura bakma arkadaş bunların hepsini devletin kurumlarını satarak yaptı zaten. Çaldıkları da yanlarına kar kalanlardır.

 

Arkadaş anlatamıyorum ben derdimi herhalde, bakın başbakan olabilir, ülkenin menfaatlerini düşünmüş de olabilir ama arkadaş bu nasıl bir omurgasızlıktır? Kahraman veya cesur ne farkeder? Mevzu kahraman veya cesur olmalı mı yoksa bizim omurgasızın onlar için dua etmesi midir? Arkadaş makale yaz, yağla falan, mecbursun belki bilemeyiz ama adamlar bizim askerlerimize dua et de öyle görelim işini demiş olamazlar ya?

 

Savunması olamaz bunun kusura bakmayın.

 

Bakın çok güzel bir örnek vermişsiniz, Erbakan'ın anıtkabir defterine yazdıklarında omurgasızlık göremezsiniz. Yaptıklarını asla unutmayacaktır, zaten unutmuyoruz. Ey burada yatan sana sabah akşam dua ediyorum bu memlekete yaptıkların için demiyor, bu ayrımın farkına varınız.

 

İdeolojik muhalefet derdinde değilim zaten, görünürde millete gösterildiği şekli ile bu başbakan arasında ideolojik ayrımım olduğunu düşünmüyorum. Bakın millete gösterildiği şekli ile diyorum. İnsanlara yaptığı bu omurgasızlıklardan bahsediyorsun inanmak istemiyorlar, inanmıyorlar. Öyle bir imaj çizilmiş ki insanların gözünde, sorsan yanlışı yok diyecekler, o derece.

 

Yahudi cesaret madalyasına muhalefet edilmediğine göre hemfikiriz, yine Çin meselesinde de hemfikiriz sanırım. Bunlar eleştirilecek konular değil midir değerli gönüldaşlar? Riyakarlık değil midir bu yaptıkları?

 

Başörtüsü meselesine tekrar değinelim, darbe planlarından bahsetmişsiniz. Arkadaş görüyorsunuz ki darbe darbe diye tutukladıklarının hepsini, dün kara dediklerini bugün salıp aklıyorlar ya? Yeni yeni içtihatlarda bulunup hukuken yol açıyorlar ya, bunlar başörtüsüne karşıydı madem ne diye aklayıp salıyorsunuz arkadaş? Nereye elinizi atarsanız rezillik.

Yok Erdoğan'ı tasfiye planıymış, falanmış, filanmış bunları yaptıkları iddia edilenlerin hepsini salıveren şimdi bu hükümet değil midir? Artık bu konudan nemalanamazlar.

 

 

Yok bana baba demeyin diyormuş, hizmetkarız diyormuş, çiftçiye ananı al git diyen de bendim değil mi? Yahu adamın bakanı Faruk Çelik çıkar der ki "Asgari ücretle geçinilmez diye bir şey yok. Geçinirsiniz. Ona mahkumsanız 800 TL de büyük bir paradır. Netice itibariyle peynirin kilosunun fiyatı bellidir, ekmeğin fiyatı bellidir.", 800 lira alan adam da buna kaptırıp trilyonlar çalan adamı savunur, buna çok şaşırıyorum işin aslı.
İşin diğer bir boyutu bu nasıl hizmetkardır ki hizmet ettiği adamın binlerce katı daha çok paraya sahiptir? Samimiyetsizlik dolu sözlerle savunmayın bana bunları.
Mitinglerde konuşan siyasetçiler şarkıcılar gibidir, milleti ne coşturuyorsa onu söylerler. "Rahmetimiz gazabımızı aşacak" derken kendi de coştu herhalde.
Bu sözün savunulacak bir tarafı yok arkadaşlar, merhamet değil rahmet, ben de yanlış yazmıştım.
Son olarak başka bir lider olsaymış, tomayla değil tankla dağıtırmış... Başka bir lider olsaydı insanların içerisinde uyuduğu çadırları ateşe verdirir miydi? Bir de bunu düşünün bakalım.

 

 

Siyasetçilerçin siyaseten yaptıklarını, Erdoğan da yapıyor..

Bazen buna mecbur kalıyorsun...

Siyaseten kullandığı cümleler o adamın toptan yanlış olduğunu ispatlamaz..

Sen Başbakan düşmanlığını gözünü kör ettiği için, bunları anlama şansın malesef yoktur...

Ben şuana kadar kimsenin Ak Parti'nin yanlışı yok ya da Başbakan'ın yanlışı yok diyeni pek görmedim...

Hemen hemen herkes, şimdiki buluna siyasi atmosferde en uygun siyasi parti bu diye oyunu buna veriyor...

Yoksa kimse bunlar hatasız ya da kusursuz demiyor, zaten insan oğlunun fıtratında hata yapmak vardır..

İnsanlarda şöyle bir algı var, siyasetçilerin hepsi yiyici, siyasetçilerin hepsi yalancı, siyasetçilerin hepsi düzenbaz...

Kusura bakmayın da bu insanlar uzaydan o meclise gelmediler...

Senin, benim içimden seçilip meclise geldiler...

Umumi ahlakın bu kadar bozuk olduğu bir toplumda yönetim de ancak bu kadar olur...

"Nasılsanız öyle yönetilirsiniz"

Bu anlamayacak kadar gözünüzü Başbakan ve Ak Parti düşmanlığı bürümüşse kusura bakmayın benim yapabileceğim hiçbir şey yoktur...

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Necip Fazıl'ın çok beğendiğim bir sözüm vardır. Bakın Üstad Ne diyor: Biz, kanuna aykırı şekilde ''İslamı getirin!'' demiyoruz; ''Demokrasyayı getirin, ötesi kolay!'' diyoruz.

 

Evet... Bu söz çok hoşuma gider... Bu sözde hile var, stratejik derinlik var, müthiş bir hamle gücü var. Tabi hile dediysek, düşmanın kafasını karıştıran bir hile...

 

Şimdi yukarıda Erdoğan'ın yazdığı belirtilen bir makaleyi bu pencereden bakarak okumak gerekirse, karşımıza nasıl bir tablo çıkar?

 

Ama buna rağmen o makalenin tamamını da okumak isterdim, özellikle tırnak içine alınan ifadenin, yazının bütününde nasıl durduğunu görmek isterim. Mesela siz o makalenin hepsini okudunuz mu? Mesela o yazının tamamını Türkçe olarak buraya kopyalayabilirsiniz.

 

İnternet ortamı çok derindir. Oradaki her şeye de itimat edilmez. Ben buradaki tartışmalarımda interneti hiçbir zaman kaynak göstermem, varsa elimdeki kitaplardan bakar, fikrimi yazarım. Niye böyle yapıyorum? Denemesi bedava... İnternete Necip Fazıl yaz bakalım, ne yalanlar çıkacak? Mesela Necip Fazıl ve faşist yaz bakalım... Amerikan ajanı Necip Fazıl da yazabilirsin... Hatta Necip Fazıl'ın uzun bir yazısının farklı kısımlarından cümleleri alıp, bunları arka arkaya sıraladılar. Paragraf haline getirdiler... Sonra da bu montaj paragrafın altına Necip Fazıl yazıp, Üstadı Amerikancı yaptılar... Halbuki yazıyı bütün halinde okuduğunuzda, Necip Fazıl'ın Amerikancı olmasını bırakın, Amerikayı yerden yere vurduğu bile söylenebilir. İşte bu yüzden Erdoğan ile ilgili o makalenin tamamını da görmek gerekir, diyorum.

 

Farz edelim ki, Başbakan bir anlık gaflet ile böyle bir cümle etmiş... Bir hatadır oldu, diyelim... Peki bugün Başbakan nerede duruyor? Mesela İsrail yanlısı mı? Amerika yanlısı mı? Suriye ve Mısır'da doğru yerde durmuyor mu Başbakan? İsrail'e açıkça terörist devlet diyen kimdi? Bu Başbakan... BM'nin o beşli yapısını çok net bir şekilde sorgulayan kim? Başbakan... Peki o beşli içinde hangi ülkeler var? Şimdi sen filan zamanda şöyle dedin, avucunla kuş da tutsan yaranamazsın mı diyelim Erdoğan'a??? Mısır ve Suriye'deki duruşunu yok mu sayalım? Filistin, Gazze haykırışlarını duymayalım mı? Erdoğan'ın tırnak içinde verdiğiniz sözlerini, sonraki süreçte yaptıkları boşa düşürmüyor mu?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kara dediklerini bugün salıp aklıyorlar, diyorsun kardeşim...

 

Böyle bir şey yok... Onlar tutuksuz yargılanmak üzere bırakıldılar, henüz aklanmadılar. Yani davaları devam edecek...

 

Biliyorsunuz ki, bizim ülkemizde tutukluluk süreleri uzun. Bu durum pek çok mağduriyetleri de beraberinde getiriyordu. Yargılamalar yıllarca sürüyordu ve bu süre içinde belkide dava karara bağlansa daha az bir süre yatma ihtimali olan kişiler çok uzun süreler içeride yatmak zorunda kalıyorlardı. Hatta yargılama sonucu aklanan kişi 15 yıl gibi içeride yatıyordu. Bunlar bu ülkede oldu maalesef. Hatta bu vaziyet sinemalara da konu teşkil etti. Mesela Kemal Sunal'ın böyle bir filmi vardır.

 

Peki Hükümet ne yaptı? Tutukluluk süresini 10 yıla indirdi. Yeterli görmedi, şimdi de 5 yıla indirdi... Yani bu kişileri 5 yılda yargıla, yargılamayı 5 yıl içinde bitiremez isen bu adamalar tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalır, demek istiyor hükümet. Bu süre 15 yıl iken nice dindarları mağdur ettiler zamanında... Adamları herhangi bir sebepten aldılar içeri, davasını da hep sürüncemede bırakıp yıllarca yatırdılar içeride...

 

Şimdiki tahliyelere bakarsak, hükümet bir mesaj veriyor. Diyor ki, yargılamaları hemen yap, mağduriyetlere yol açma. Düşünebilyor musunuz? Mahkeme karar veriyor ama gerekçeli kararını 7 aydır yazmıyor. Bu sefer yargılanan adamlar temyize gidemiyor. Üstelik gerekçeli kararın 15 gün içinde yazılması gerekir. Mesela zirve cinayeti... Adamlar suç üstü yakalanıyor, ama yıllar geçtiği halde davaları bitirilemiyor, bitirilmiyor.

 

Bakın bir kişiye suçu ne ise hak ettiği kadar ceza verilir. Geç gelen adalet de adalet değildir...

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Trabzon'da konuştu... Ordu'da konuştu... Ankara'ya gitti, Keçiören'de konuştu... Yenimahalle'de konuştu...

Bence bu Başbakandan bir kaç tane var, yoksa bir günde birbirinden bu kadar uzak şehirlerde nasıl konuşabiliyor? Bu adam hiç yorulmaz mı?

Yok yok!!! Bence bir kaç tane Recep Tayyip var...

 

Ha bu arada şu yazdıklarımdan Recep Tayyip Erdoğan'ın keramet gösterdiğini çıkarabilir miyiz? Çıkar mı böyle bir anlam yani?.. Yok yani, öyle bir anlam çıkmaz ya... Ya birileri çıkarırsa o anlamı? Ya arkadaşlar, Erdoğan'ın şehirlerde bulunduğu saatleri de verse miydim? Ne bileyim ya... Neyse ya, boş ver...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hani derler ya taht mı istersin baht mı diye sormuşlar da adam Allah baht versin taht kendiliğinden gelir demiş diye. Bununki de aynı mesele arkadaş, adam ne halt yese siyaseten yiyor, siyaseten çalıyor, siyaseten yasaklıyor, siyaseten müslümanı müslümana düşürüyor, siyaseten yalan söylüyor, siyaseten, siyaseten... Ne güzel kılıf değil mi siyaseten? Diğer siyasetçiler ne halt yiyor öyleyse? Yıllarca bu memlekette din düşmanlığı yapan chp siyaseten yaptı deseler ne diyeceğiz? Pkk siyaseten insanları öldürüyor deseler ne diyeceğiz? Siyaseten, siyaseten, siyaseten, ne güzel kelimeymiş, yenilen her haltta kullan da aklan ooohh bee, siyaseten yazıyorum bunları ben.

 

 

Sayın hacegan o yazının bulunduğu internet sitesinin linkini yukarıda verdim ben, ingilizceniz yoksa da google translate kullanın diye de not düştüm. Bunu bir deneyin, sonra o yazı hakkında tekrar konuşalım, okuduktan sonra üstteki arkadaş gibi eee siyaseten demeyecekseniz tabi.

Yazının gerçekliğinden şüpheniz olmasın, Wall Street Journal'de yayınlanmış ve başbakan on yıldır bu konudaki eleştirilere tek bir kez çıkıp yalan söylüyorsunuz dememiş. Yalan olsaydı ne derdi hazret, bunlaaar bize iftiraaa atıyorlaaar, bunlar vatan hainliği yapıyor başbakanı itham ettikleri şeye bakıınn vs vs diye uzatabiliriz. Lütfen araştırın değerli gönüldaşlar.

 

Yok efendim tutukluluk süreleri falan da filan, geçelim efendim. İstediklerini salıp istediklerini tutukluyorlar işte, cemaatle ters düşünce cemaatle birlikte hapse attıkları ile anlaşıp hapisten salıverdi, Perinçek'in hapisten çıktıktan sonraki açıklamasına bakın, ilk olarak tarikat ve cemaatlere giydiriyor, ne tuhaf değil mi?

 

Kemal Sunal bir filminde "kendi başını ye" derdi, evet Akp, cemaat ve hapisten saldıkları kendi başlarını yesinler, memleket ne kadar temizlenirse kardır.

 

Son mesajınız da klasik Akp'li komikliği, mevzuyu çarpıtmakta ustasınız malum. Ne güzel konuştu Van'da Diyarbakır'da gördünüz mü?

 

Yukarıda bir video eklemiştim, onu görebiliyor musunuz peki?

Yassaah gardaş.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Herhangi biri, linki vermişsin de, sen o yazının Türkçesini okudun mu? Yoksa o tırnak içerisindeki paragrafa göre mi hüküm veriyorsun? Sen o yazının tamamını bir Türkçe olarak yaz şuraya bakalım, görelim biz de... Bakalım neler yazıyor orada, değil mi? Adresini vermişin de, ingilizcem yoksa bilmem hangi programı kullanmamı söylüyorsun da... Ben bunlarla niye uğraşayım ki, iddia sahibi ben değil, sensin. Yazarsın makalenin Türkçesini, ha biz de okuruz onu, sonra neyse fikrimiz yazarız. Gerçi her ihtimali göz önüne alarak bir cevap yazmışım, buraya kopyalayalım da bir kez daha oku:

 

''Necip Fazıl'ın çok beğendiğim bir sözüm vardır. Bakın Üstad Ne diyor: Biz, kanuna aykırı şekilde ''İslamı getirin!'' demiyoruz; ''Demokrasyayı getirin, ötesi kolay!'' diyoruz.

Evet... Bu söz çok hoşuma gider... Bu sözde hile var, stratejik derinlik var, müthiş bir hamle gücü var. Tabi hile dediysek, düşmanın kafasını karıştıran bir hile...
Şimdi yukarıda Erdoğan'ın yazdığı belirtilen bir makaleyi bu pencereden bakarak okumak gerekirse, karşımıza nasıl bir tablo çıkar?
Ama buna rağmen o makalenin tamamını da okumak isterdim, özellikle tırnak içine alınan ifadenin, yazının bütününde nasıl durduğunu görmek isterim. Mesela siz o makalenin hepsini okudunuz mu? Mesela o yazının tamamını Türkçe olarak buraya kopyalayabilirsiniz.
Farz edelim ki, Başbakan bir anlık gaflet ile böyle bir cümle etmiş... Bir hatadır oldu, diyelim... Peki bugün Başbakan nerede duruyor? Mesela İsrail yanlısı mı? Amerika yanlısı mı? Suriye ve Mısır'da doğru yerde durmuyor mu Başbakan? İsrail'e açıkça terörist devlet diyen kimdi? Bu Başbakan... BM'nin o beşli yapısını çok net bir şekilde sorgulayan kim? Başbakan... Peki o beşli içinde hangi ülkeler var? Şimdi sen filan zamanda şöyle dedin, avucunla kuş da tutsan yaranamazsın mı diyelim Erdoğan'a??? Mısır ve Suriye'deki duruşunu yok mu sayalım? Filistin, Gazze haykırışlarını duymayalım mı? Erdoğan'ın tırnak içinde verdiğiniz sözlerini, sonraki süreçte yaptıkları boşa düşürmüyor mu?''
Nasıl??? Cevap gayet net değil mi? Yani senin bu konu ile alakalı yazacağın her şey havada kalacaktır.
Şu salıvermeler, tutuklamalar ile ilgili yazdıklarının cevabı da önceki yazdıklarımda var... Eğer orada yazdıklarımın satır aralarına şöyle bir girersen, sorularının cevaplarını orada bulacaksın. O yazıyı şöyle bir incele bakalım, aslında ben orada neler yazdım, değil mi? Şu son yazdıklarının cevabını da oradaki satır aralarında bulacaksın. Anlamadıysan da kusura bakma, bu beni ilgilendirmez.
O son yazdığım da bir çarpıtma değil, sizin sefil mantığınızın çıkış noktasıdır.
O videoları niye göremiyoruz sence? Yani... Bir kız haykırıyor, diyor ki: Ben şimdi şarkı filan dinleyemeyecek miyim? Bir adam da ona cevap veriyor. Diyor ki adam: Yahu ülkenin gizli görüşmeleri servis ediyor oradan, sen şarkı türkü derdindesin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Akp'yi sevmeme nedenlerinizi bilmem de ben seviyorum. Ha, zaman zaman kızdığım, karşı çıktığım noktaları yok muydu? Vardı. Kimi zaman haklıydım, kimi zaman yapımın müsaitliği nedeniyle erken gaza gelmem neticesinde haksızdım. Durup, düşünüp baktığımda genellikle haksız olduğumu söyleyebilirim.

 

Misal, haklı olduğum bir noktayı arz edeyim: AB Eski Bakanı, şimdinin milletvekili Egemen Bağış.Tapelerde Bakara süresi ile dalga geçtiğini görüyoruz. Kendisi bu kayıtları ret ediyor. Bu kayıtlar ortaya çıktığı ilk gün twitter'da bu montajı yapanları mahkemeye vereceğini söyledi. 10 gündür herhangi bir mahkemeye verme olayı yok. Varsa lütfen beni bu konuda bilgilendirin. Vermişse mahkemeye "masumiyet karinesi"ne dayanacaktır ve mahkeme sonuçlanana kadar bu konuda kendisini hiç kimse suçlamamalı. Yok, mahkemeye vermiyorsa, suçluluğunu zımnen kabul etmiş demektir. Sükut ikrardan gelir zira.

 

Bu mevzu var diye de ben "Ak Parti'yi sevmiyorum" diyemem. Sadece Egemen Bağış'a kızgın olurum. Elimden geldiği kadar karşısında dururum. Hem bu dünyada hem öbür dünyada. Kesinlikle hakkımı helal etmem. Babamın oğlu da olsa, babam da olsa bu böyledir. Gözümde on pare etmez bu Milletvekili. Yok aksini ispat edebiliyorsa başım üstüne. Hakkında olumsuz düşündüğüm için özür dilerim.

 

--------------------------------------

 

Cemaat şey yapsın ya, gezi eylemlerine başlasınlar. Hatta direniş esprileri de hazır. Onlardan bazıları:

 

- taksim'de polisin cemaatçilere yoğun şekilde sıktığı gülsuyundan kafirler bile etkileniyor...

- akm'ye pankartlar asıldı: "aziz vatanın bütün cemaatleri dağıtılmış, bütün dershanelerine girilmiş olabilir", "tayyip, sus be mübarek adam", "allahın ipine tutunanlar"

 

- taksim meydanı üç gündür işgal altında. atatürk heykelinin yanındaki sovyet midir nedir o adamın yüzü günah diye örtüldü...

- meydanda dini yayınlar kitaplığı açıldı. bütün yurttan kargoyla gelen ilmihaller, risaleler arasına kaynamış olan birkaç tane das kapital, abilere "tövbestağafurullah" çektirdi.

 

- cemaatçilere 600 maklube siparişi getirildi. ödemenin suudi arabistan'dan yapıldığı iddiası var.

 

----------------------------------------

 

Son olarak şu iki şeyi alıntılayayım: "İn görmek istiyoruz in in" ve "Hamdolsun bağzı şeyler"

 

hi hi hi

 

Öyle mutluyum ki, isteyene Hürrem sultan hamam otu yağı yollayabilirim :D Ak Partiyi çok çok seviyorum. Hiç bir sevmeme nedenim de yok üstelik. İnşallah olmaz.

Ak Partimizin başarılarını çekemeyenler milletin iradesine saygı gösterecekler. Başka bir yolu yok bunun.

Bu milleti 150 yılı aşkın bir süredir eğdirdiniz batının karşısında. Batıya mahkûm ettiniz. Düşürdünüz yerlere. Düştüğümüz yerden kalkmak için kımıldadığımızda, yüzümüzü o iğrenç batınızdan olması yöne doğru çevirdiğimizde, dibe batmış sarkaçın tekrar yükselişe geçtiğini gördüğünüzde kudurdunuz, kudurdunuz! Durdurmaya çalıştınız, iftiralar attınız, durdurmaya, yok etmeye çabalamaya da devam edeceksiniz.

 

Hodri meydan!

 

Bundan böyle tam bir parti disiplini ile hareket edeceğiz.

 

Artık Ak Parti'ye kızmak, darılmak bile yok! Ne demekmiş sevmemek. Kimin ne haddine.

 

Cendere ulan cendere!!!!

 

Allah Yar!

 

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

cevap basit; Başbakanın, cumhurbaşkanının, ve pek çok bakanın alnı secdeye gidiyor da ondan. 90 yıllık Türkiye tarihinde örneği yok da ondan. ve bu durum İslam düşmanlarını, bu ülkeden İslamı kazımayı kendilerine hedef tayin edenlerin ağırına gidiyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Net söylemeliyim Gazze hususunda biraz samimiyet sorguluyorum. Şimdi öğrendik haberlerde Amerika IŞidi vurdu. Adamlar hristiyan kasabalara saldırınca duramadı özgürlükçü Sam amcamız. İş bizim zaviyeden ele alınınca miting meydanlarında mikrofonu konuşmaktan ibaret. Şu boykot devlet eliyle yapılması gereken değil mi? Sokma bu malları ülkeye, gümrükte bas vergiyi. Yok. Bir de oğlu Bilal'in gemilerinin İsrail ile ticareti şeklinde söylem var. Paralelin oluşturduğu algı mı bilmiyorum.

Yalnız Gazze meselesinde artık kabak tadı verdi hükümet. Göndersin İsrail konsolosunu, kendi elçisini geri çeksin. Yanlış anımsıyorsam düzeltin Venezuella olmalı İsrail'i terörist devlet ilan etti. Bizimkiler bırak İsrail yanlısı ilan ettiği Ekmel'e saysın.

 

Biraz dikkatli baktığımızda çok da temiz ve masum olmadığını göreceğiz. İçinde yiyici,menfaatperest insan çok. Arkadaşın babası teşkilatta idi. Yapılan harcamalar belirtilip maliyet kesiliyor. Adam ücreti kabartmış. Babası uyarınca, ya hu demiş biraz cebimiz dolsa ne olur. Ateş yiyesice. Var yani yok değil. Benim siyasete duyduğum güven yıkıldı. Zamanında cemiyeti ruhundan yakalamak adına Müfid bir alet idi. Bugun sadece fanatizm çizgisinde ağzından köpükler çıkararak savunma-sövme arasında bir kavga. Muhafazakar çevrenin ahlaki tahrifinde en aktif etken oldu. Düşünme, üretme,proje yok Taga deli gibi asılıyor. Midem bulanıyor artık. Ciddi bir tasfiyeye bizim de içimizde ihtiyaç var. Paralele vurduğu kadar içlerindeki yiyici, makam, para delilerine de vursa.

Ha oyum yine başbakana.alternatif yokluğu da etken tabi demeliyim bunu.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Evvela İsrail'i vurmak mümkün değil, bunu bir ihtimal olarak dahi düşünemeyiz. Askeri yetersizlik ve bağımlılık, nükleer yoksunluk, İsrailin yanındaki dünya güçlerinin savaş ihtimalinde alacağı pozisyon, Türk milletinin sanılanın aksine ahlaki bakımdan yüksek seciyeli bir millet olmaması gibi şeyler sayabilirim. Sonuncusu mühim çünkü Gazze saldırılarında Netenyahu'ya verilen İsrail kamuoyu desteği %86.5'e çıkarken, Türkiye İsrail'e dalsa hükümete destek ilk gün %40 olur, sonra da %20'ye kadar düşer. Düşer de bu destek radikallere mi kayar? Hayır, bizi savaşa soktu da batırdı deneceği için ılımlılara doğru kayar. Bu ülkede İsrail yanlısı dindarlar var, daha ne diyeyim. Ak Parti seçmeninin dahi büyük bir kısmının Suriyelilerden rahatsız olması, 1.3 milyon kişinin kamplarda zaptedilebileceğini zannetmesi filan bence önemli ipuçları veriyor.

Boykot, devlet-İsrail ilişkileri konularında öncelikle şunu dikkatlice bir okuyalım: http://www.kdk.gov.tr/haber/turkiye-israil-iliskilerine-iliskin-bilgi-notu/468

Devletin İsrail devleti ile ticareti veya işbirliği 4 yıldır yok, ticaret özel sektör üzerinden yürüyor. Bunu yasaklamak da, piyasa tepkisinin yanı sıra; Dünya Ticaret Örgütü üyesi ve ekonomisi batı ülkelerine bağımlı bir ülke için uluslararası ambargo gibi büyük riskleri beraberinde getirir. Türk milleti bencildir, ekmeğine dokunursanız feverana başlar. Ekonomik bakımdan güç kaybederseniz, halk teveccühü İsrail'e daha yakın politikalar izleyen alternatiflere kayar. Yani demokratik bir ülkede bu riski almak mevcut konumu ve inisiyatif gücünü de kaybettirir. Genel dünya sisteminden halihazırda dışlanmış, demokrasi gibi riskli bir idare sistemiyle yönetildiğini söyleyemeyeceğimiz, kimsenin sallamadığı Rusya tarafgiri Venezüella gibi ülkeler bunu yapar ama biz yapamayız. Zaten Türkiye'nin gücü de mevcut dünya sistemi içinde patlayan bir çığlık olmasından ileri geliyor. Bu yüzden görüşmelerde muhatap alınıyor, Hamas'ı uluslararası politik düzlemde savunabiliyor. Yani Türkiye bir İran veya Venezüella değil. Birkaç yıl evvel BMGK üyeliği yapmış bir ülke. Resmi boykotun diğer bir sıkıntısı da İsrail'e destek veren şirketlerin çoğunun aslında ABD menşeli olması. İsrail'i boykot ediyorum diye Coca Cola'yı ülkenize sokmazsanız karşınıza ABD'yi alırsınız. Üçüncü ve çok önemli bir sıkıntı da Gazze'ye giden yardımların mecburen İsrail veya Mısır üzerinden gidiyor olması. Hamas'ın, bağlı olduğu İhvan'ı Mısır'da alaşağı eden ve Reyiz'in günaşırı küfrettiği Sisi'ye asla atarlanmaması dikkatinizi çekmiştir. İsrail'le Ticareti yasal anlamda bitirmek Filistin'deki nüfuzunuzu zayıflatır. Filistin'e, özellikle de Gazze'ye ulaşamazsınız. Kurumların Filistin'e yaptığı yardımlar, İsrail-Türkiye arasındaki ticaret hacminin rakamsal olarak büyümesinde önemli bir yere sahip. Bilal'in İsrail'le ticareti var da ondan boykot yapmıyolar, Kürecik'ten İsrail'e bilgi gidiyomuş filan gibi lüzumsuz dedikodulara gözünüzü seveyim girmeyin lütfen.

Diğer bir konu, İsrail ile zaten ilişkiler Mavi Marmara'dan bu yana ikinci katiplik düzeyine indirilmiş vaziyette. Şu anda iki ülkenin de birbirinde elçisi yok, İsrail konsolosluğu da gösterilerden sonra boşaltıldı zaten.

"Hükümet samimiyetsiz, birşey yapmıyor" söylemi katiyen hakşinas değil. Nihayetinde bir İsmail Haniye'den, bir Halid Meşal'den Gazze'ye verilen destek hakkında daha isabetli fikir sahibi olabileceğimizi düşünmüyorum. Kendileri de her fırsatta Türkiye teşekkür ediyor, Filistinli gençler Erdoğan'a şarkı yapıyor, Gazzedeki pek çok aile gibi Haniye de torununa Erdoğan ismini veriyor. Türkiye Hamas ve FKÖ'nün ortak hükümet kurması kararında önemli rol üstlendi. Katar ve Türkiye'nin ABD Dışişleri bakanlığı tarafından ateşkes görüşmelerinde muhatap kabul edilmesi, İsrail ile ABD'nin arasını geren önemli sebeplerden biri oldu. Yani Türkiye sadece konuşuyor ve hiçbir şey yapılmıyor tezi doğru değil. Kaldı ki TRT, Tika, AA, Kızılay vb sonuna kadar Gazze'de kalıyor. Davutoğlu hava koridorlarından, yaralıların tedavisinden sürekli bahsediyor ve bu önerileri muhataplarıyla paylaşıyor. Bunu söylemekten dolayı mutlu değilim ama hareket ederken devlet yönettiğinizi unutmamak zorundasınız. Hesapsız bir adım iyi niyetli de olsa size kaybettirir.

Son olarak Türkiye ve İsrail ilişkileri hakkında, o meşhur timsah gözyaşları videosunun sahibi, hayranı olduğum antisiyonist Yahudi profesör Norman Finkelstein'in sitesindeki şu güzel değerlendirmeye bakabilirsiniz (İngilizce): http://normanfinkelstein.com/2014/more-on-turkey-and-israel/

Niyetim hükümet bu hususta samimi değil iddiasının doğru olmadığını savunmak olduğu için hırsızlık konularına girmeyeceğim.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

İŞİD ile ilgili neler biliyoruz, mümin? Mesela bu adamların kafa kesmekten başka, insanları öldürmekten başka ne gibi gayeleri var? Oradaki misyonları nedir bunların? İŞİD kimlerden oluşuyor mesela? Aslında İŞİD ismi ile bildiğimiz bu yapılanma içinde kimler var? Bu yapılanmanın arkasında kimler var? Mesela şöyle esaslı bir soru da sorulabilir? Bu İŞİD hangi boşluğu dolduruyor?

 

Maliki ve Esat bu işin neresinde? PKK neresinde? Barzani var mesela... Kürtler, Türkmenler, Araplar... Mesela İŞİD'in içindeki Sünniler kimler?

Bunları kafanda bir yerli yerine koymaya çalıştın mı?

 

Kartlar yeniden karılıyor... Bakalım burada Türkiye'nin tavrı ne olacak?

 

Bu arada parti içi yanlışlar var... Evet...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...