Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
genç şair

Harf İnkılabının Kaybettirdikleri

Recommended Posts

“Insanlığın tarihsel gelişimi boyunca, dil meselesi emperyalist sömürge ve kaos ortamının oluşması için daima önemini korumaya devam etmiştir.. Wittegenstain’ın çok mükemmel şekilde anlattığı gibi dil bireyin, toplumun her şeyidir. Insanın hafızası, muhayyilesi, düşünebilmesi, soyutlama yeteneği büyük ölçüde bildiği kelime sayısı ve kullandığı dille ilgilidir. (Ludwig Wittegenstein, Tractatus)


Dil seslerden oluşan canlı, sosyal bir müessesedir. Onu kendi ikliminden ve tarihsel gelişiminden kopardığınız anda, ya da tabii olarak aktığı kendi mecrasını tepeden inmeci bir şekilde dış müdahalelerle değiştirdiğiniz zaman hayat damarlarından bir çoğunu koparmış, onu yozlaştırmış ve anlaşılmaz kelime yığınlarına dönüştürerek ölüme mahkum etmişsiniz demektir. Maalesef ülkemizde bu müdahaleler çağdaşlık ve ilericilik adına son derece komik, seviyesiz ve anlamsız şekilde, zaman zaman yapılmış, bu nedenle Türkçe günümüzde yozlaşarak günlük 150 kelime ile konuşulan ve yazılan kısır bir dile indirgenmiştir.


Eğer bir birey yahut bir toplum diline yabancılaşmışsa bu doğal olarak şu anlama gelir:


O birey ve toplum artık neşet ettiği, varlık alanına çıktığı tarihiyle, sanatıyla, edebiyatiyla, diniyle, müziğiyle, ilmiyle, irfanıyla son tahlilde kendisini var kılan tüm tarihsel ve toplumsal değerleri ile ilişki kuramıyor demektir. Çünkü her insan kendisini kendi yapan tüm değerleri ancak bir dil aracılığı ile ifade edebilir. Bundan dolayıdır ki, bir toplumda dilin bozulması o dile ait kelime ve kavramların bağlamlarının anlam kaybına uğraması, buharlaşması yani içlerinin boşalması ve bir anlam ifade etmemesi o toplumu kısa sayılmayacak bir gelecekte çöküşün ve yok olmanın eşiğine götürür. Çünkü kendini ifade edemeyen birey ve toplum, kişilik ve kimliğini kaybettiğinden dolayı aşağılık kompleksinin eşlik ettiği nevrotik bir ruh haliyle, doğal olarak başka toplum ve medeniyetlerin kültürel hegemonyasına girecekleri için, dirençlerini yitirirler ve sonuçta kendiliğinden sömürgeleşerek aline (alination) olurlar.


Batılılar bu konuyu çok iyi bildiklerinden dolayı Roma Imparatoru Julius Sezar’ın başlattığı önce dili bozma geleneğini tüm modern dönemler boyunca sistematik bir şekilde devam ettirmiştir. Hatırlanacağı üzere Julius Sezar Büyük Britanya’yı işgal ettiği zaman ilk işi yerli halkın dili olan Keltçe’yi yasaklayarak Latinceyi dayatmak oldu. Bu geleneği Ingilizler farklı şekillerde Amerika’da, Hindistan, Pakistan, Mısır, Nijerya gibi ülkelerde çok iyi uyguladılar. Yine Ispanyollar Meksika, Arjantin gibi ülkelerde, Portekizliler Brezilya’da, Italyanlar Libya’da, Fransızlar Cezayir, Tunus, Fas gibi ülkelerde ve ismini sayamadığımız bir çok Afrika ülkesinde Roma Imparatoru Julius Sezar’ın geleneğini sözüm ona ilerleme ve çağdaşlığın bir gereği olarak dayattılar ve son tahlilde buraları tamamen sömürgeleştirdiler ve dikkat edilirse bu ülkeler ABD hariç halen yoksullukla mücadele etmektedirler.


ABD hariç dedik, çünkü ABD 1492’den itibaren Avrupa’dan göçen, bizzat Greko-Romen ve Judeo-Critean geleneğin Amerika kıtasındaki uzantısı olan, 1618-1648 yılları arasında yapılan Avrupa’daki din savaşlarından kaçan, özellikle Kalvinist, Lütherci Hıristiyanlık anlayışını benimseyen Protestanlardan oluşan, püriten (aşırı dindar), katil, sapkın, altın arayıcısı, kanun kaçağı, hırsız, adi suçlu, Kızılderili katillerin, kurduğu bir ülkedir. Bundan dolayı ABD, Avrupa medeniyetinin Amerika kıtasında doğurduğu neo-sömürgeci çocuğudur. Yani bu insanlar, ABD’liler kahir ekseriyeti Anglo-Sakson kökenli ari ırktan oldukları için efendidirler, doğuştan asildirler, yönetirler, sömürürler, gerekirse cezalandırırlar ama asla yönetilemezler sömürülemezler.


Bugün ülkemizde ve Islam ülkelerinde maalesef eski Batı sömürgelerinde, kolonilerde bile olmayan Ingilizce eğitim ve öğretimin yaygınlaştırılması son derece düşündürücüdür. Öyle ki Osmanlının son dönemlerinde ülke sathına bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan Ingilizce, Fransızca eğitim veren okullardan mezun olan binlerce öğretmen, sonradan devlet adamı olan politikacılar, sanatçılar, edebiyatçılar, gazeteciler ve yazarlar -ki bunların önemli bölümü dönme, yani Sabatayisttir- adeta Islam ve Türk kültürünü ortadan kaldırıp Batının çürümüş değerlerini halka empoze etmek için misyonerleri bile şaşırtacak yol ve yöntemler denediler. (Hikmet Tanyu, Tarih Boyunca Yahudiler ve Türkler, Cilt 1, sayfa 152-180.)


Fakat bugün çok güvenilir, vatansever olduğu noktasında şüphe duymadığımız bazı cemaatlerin halkın alın teri ile kazanılmış paralarla dünyanın dört bir yanında açtığı kolejlerde, Islam ve Türk kültürüne hizmet ediyoruz savıyla Amerikalıların ve Ingilizlerin bile yapamadığı şekilde gençlere Ingilizce öğreterek, en iyimser deyimle farkında olmadan emperyalizme hizmet etmeleri affedilecek bir hata değildir. Ne yazık ki, bu çevreler, dilin, bireyin ve medeniyetlerin gelişmesindeki önemini ve stratejik boyutunu yeteri derecede kavrayamadıklarından dolayı Islam-Türk kültüründen vazgeçmiş bazı laisist, Batıcı kesimleri aratmayacak şekilde, her şeye bir kılıf buldukları gibi, buna bir de bilimsel kılıf uydurmakta beis görmemektedirler. Ingilizce bilim dili imiş, Ingilizce olmadan teknoloji ve bilim üretilemezmiş. Sanki Japonlar ve Çinliler Ingilizce eğitim yaparak teknoloji ve sanayilerini geliştirmişler. Ya da Almanlar ve Fransızlar bugünkü düzeylerine Ingilizce eğitim yaparak gelmişler. Bırakın Ingilizce eğitimi Paris ve Berlin sokaklarında bir tane Ingilizce tabela bile bulmak neredeyse imkansızdır.


Eğer Ingilizce eğitim ve öğretimle gelişme ve teknolojik düzey yakalanarak kalkınma mümkün olsaydı, bugün ayakkabı boyacılarının bile Ingilizce konuştuğu Mısır, Pakistan, Hindistan, Nijerya, Bangladeş gibi ülkelerin hem bilimsel düzlemde, hem de zenginlik ve teknolojik açıdan dünyanın en gelişmiş ülkeleri olması lazım gelirdi. Halbuki bu ülkeler dünyanın en fakir ülkeleri kategorisinden halen kurtulamamışlardır. Dolayısı ile Ingilizce’nin bilim ve ilerleme için olmazsa olmaz bir koşul olduğu iddiası, Ingiliz muhipleri ve sömürgecilerin sözcüleri tarafından uydurulan kargaların bile tebessüm ettiği en büyük mistifikasyonlarından biridir.


Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...