Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
serhatgokhan

Sonsuzluk Kervanı

Recommended Posts

Sonsuzluk Kervanı, "peşinizde ben,

Üç ayakla seken topal köpeğim!"

Bastığınız yeri taş taş öpeyim.

Bir kırıntı yeter, kereminizden!

Sonsuzluk Kervanı, peşinizde ben...

 

Gidiyor, gidiyor, nurdan heykeller...

Ufuk önlerinde bayrak kulesi.

Bu gidenler Altun Kol Silsilesi;

Ölçüden, ahenkten daha güzeller.

Gidiyor, gidiyor, nurdan heykeller...

 

Sonsuzluk Kervanı, istemem azat!

Köleniz olmakmış gerçek hürriyet.

Ölmezi bulmaksa biricik niyet;

Bastığınız yerde ebedî hasat.

Sonsuzluk Kervanı, istemem azat...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu şiir, üstadın şairliğini 'genç şair', mistik şair', 'sabık (!) şair' olarak üçe ayıranların kıstaslarını kullanırsak, onun üçüncü dönem içerisinde takip ettiği yolu belirten şiirleri arasında en önemli olanlardandır. Bu durum Üstadın gözünde de böyledir. Öyle ki, Üstad 1955'te yayınlanan şiir kitabına, 1952'de kaleme aldığı bu şiirinin ismini layık görmüştür. Onun visalini ifadelendirmesi yönüyle büyük bir ehemmiyet taşımaktadır "Sonsuzluk Kervanı". Kaldırımlar şairinin 1930'ların ortalarında başlayan yönelişinin neticelendiği nokta, bu şiirle karşımızda belirir. 'Bir mısraı bir millete şan vermeye yeten' şair, bu basit nam sevdasını bir yere bırakmış ve sonsuzluk yolcularına köpek olmayı tercih etmiştir. İşte onun büyüklüğünün kaynağını aldığı, Şair Necip Fazıl'ı Üstad Şair Necip Fazıl yapan sebep...

 

Üstadın tekamülünü izleyebileceğimiz şiirler arasında Çile ilk sıradadır. Sonsuzluk Kervanı ve Efendim adlı şiirler de bu gelişi izleyebileceğimiz, onun neyken ne olduğunu müşahede edebileceğimiz eserleridir. Üstadın şahsının ne olduğunu, üstadın kendisini nasıl tasavvur ettiğini bilmek isteyenler bu şiirlere özellikle eğilmelidir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Bu şiir, gerçekten de büyük bir ehemmiyeti haizdir. Şiirin önem taşıdığı bazı noktaları Trradomir arkadaşımız vurgulamış. Bunların yanında, Üstad'ın şahsen kibirli birisi olduğu iddiasına verilmiş net ve müşahhas bir cevap olarak da görebiliriz bu şiiri. Üstadın dik duruşu ruh kökümüzü kurutma amacındaki şahıs ve teşekküllere karşıdır, fakat o, Allah yolcularının, sonsuzluk kervanının, ebediyet erlerinin yanında kendisini bir topal köpeğin haline musavi görmektedir. Tevazuu bu derecededir. Onun bu iki farklı halinin tam da lazım olan itidali remzlendirdiği bir bedahettir.

 

Bu arada bir not, cinnet Mustatili'nden öğreniyoruz ki, bu şiirin yazılışı 11 Ocak 1953 Pazar günü, Üsküdar Toptaşı cezaevinde, derin hisler eşliğinde tamama ermiştir.

 

...Saat tam sekize çeyrek var... Günlerden beri üzerinde olduğum "Sonsuzluk Kervanı" isimli şiirimi bitirdim. Şiir kitabımın ismini de "Sonsuzluk Kervanı" koydum. Bu şiir başa girecek...

 

Çile'de yazılı tarihin 1952 oluşu ile ilgili kanaatim ise, şiirin büyük ölçüde 1952 yılının son günlerinde tamamlandığı için bu tarihle yayınlandığı yönündedir.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hürriyet.

Uçurtmanın şikayeti ipindendi..bugün de çoğu hürriyetinden şikayetçi değil mi?. İpleri belli. Ama o ipten şikayetçiler...Ama bilmiyorlar ki o ipi koparırlar ise o zaman sonsuzlukta kaybolup gidecekler.

Asıl hürriyet işte yukarıda. Üstadın dörtlüğünde gizli."Sonsuzluk Kervanı, istemem azat!/Köleniz olmakmış gerçek hürriyet." Burada üstadımızın fikri ve hayatı icra etme konumunda olduğunu görüyoruz. Kendisini altın silsile ile sonsuzluk kervanı ile seçilmiş büyükler ile sonsuzluğa bağlıyor.Ve yine yazdıklarında okuyan ve düşünenlere gerçek hürriyeti tanıtıyor...

Manasında çok fazla hakikatin bulunduğu bu şiirin her kelimesini hekim hassasiyetinde alıp araştırsak,incelesek bile yine de fark edemiyeceğimiz manaların bulunacağı düşünüyorum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

günümüzde ashabı kirama ve evliyaullaha dil uzatanlarının erişemediği edeb, saygı ve hudut nasıl olması gerekiyorsa işte burada üstad tarafından dile getirilmiş. anlayış ve kavrayış meselesi. bu da bir nasip. altın kol silsilesi yani silsileyi zeheb diye anılan Nakşibendi büyüklerinin izinde kendini bir köpek hem de 3 ayakla seken birr topal köpek olarak nitelendirmesi Üstadın büyüklüğünün göstergesidir. Haddini bilmeniz sırrıdır bu.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şiiri her okuduğumda Mehmet Niyazi hocanın bir konferansta ki okuyuşu geliyor aklıma,Mehmet Niyazi şiiri bitiriyor ve başlıyor Üstad'ın dehalığını anlatmaya.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...