NFK-Fan 285 Report post Posted February 23, 2006 Selamlar, Ebu Gureyb'de olanlar Müslüman'lara yönelikti. Bu ise Müslümanlığa yönelik... Dolayısıyla uyutulmuş bir kesimin yavaş yavaş uyanışı olarak bakıyorum ben bu olaya. Umarım devamı, ciddi konularda, başarılı hamlelerle gelir. Saygı ve selamlarımla Quote Share this post Link to post Share on other sites
ToKSiN 6 Report post Posted February 24, 2006 Bu konuyla ilgili beğendiğim bir yorumu paylaşayım bende.. KARİKATÜR KRİZİ Son karikatür krizi hakkında yazarından politikacısına kadar herkes, yaralanan kalbinin ızdırabını bir türlü dile getirdi ve haklı tepkisini gösterdi. Yazılanların hepsi doğru, söylenenlerin hepsi güzeldi. Ama aynı şeyi sokak nümayişleri için söylemek mümkün değildi. Çünkü iş fikirden eyleme döküldüğünde söz sokağın eline geçiyor ve çoğu zaman, söven kişilerle dövülen kişiler farklı oluyordu. Her ne ise... Olan olmuştu. Hisler galeyana gelmiş, akıl için bir köşede büzülüp beklemeden başka yapılacak bir şey kalmamıştı. Ben konuya bir başka yönüyle bakmak istiyorum: O karikatüriste cevap vermek öncelikle papazlara ve garbın şarkiyatçı öğretim üyelerine düşerdi. Çünkü onlar Peygamber Efendimizi (asm) çok iyi tanıyorlardı. Onun nurlu meyvelerinden bir kısmını da olsa incelemişlerdi.Gazali'yi çok iyi tanıyorlar, Geylani'ye hayranlık duyuyorlar, Mevlana'yı ciddi seviyorlardı. Bilim alanında bugün ulaştıkları seviyede İslam medeniyetinin Avrupa uzantısı olan Endülüs Emevi Devletinin büyük payı olduğunu inkâr edemiyorlardı. Onlar şunu da hayretle görüyor ve çerçevelerinden özenle saklıyorlardı: İslam dininde Hz İsa'nın (as.) Peygamberliğini kabul etmeyen kişi dinden çıkıyor, küfre düşüyordu. Öyleyse bu din semavi olmalıydı. Aksi düşünülemezdi. Kim kendi taraftarlarına rakibini kötüleme yasağı getirebilirdi. Bütün peygamberler aynı davanın davetçileriydiler ve Müslümanlar o hak elçilerinin hepsine imanla ve hürmetle mükelleftiler. İslam dünyasında Hz İsa'nın karikatürü çizilseydi buna en büyük tepkiyi İslam alimleri gösterirlerdi. Aynı hassasiyeti batının din adamları da sergileselerdi İslam aleminde her gün biraz daha tırmanışa geçen Hıristiyan düşmanlığı yönünü değiştirecek, “ateizm düşmanlığına” dönüşecekti. Bu karikatür neyin nesiydi? Onu çizenin inanç alemi nasıl bir görünüm arz ediyordu? Bunu başkaları namına ücretle mi yapmıştı? Yoksa kendi sapık ruhunun bir isteğini mi ortaya koymuştu? Bana göre olay ideolojik değil ekonomik ağırlıklı olmalıydı. Çünkü dünyanın bu günkü gündeminde ağırlık ekonomideydi. Bu olayla İslam'ın Avrupa'da her gün biraz da gelişmesine perde çekilmek de istenmiş olabilirdi. Öte yandan Türkiye'nin Avrupa birliğine girmesini engellemenin hedef alınmış olması da ihtimalden uzak değildi. Bu ve benzeri tüm art niyetler bizim için karanlık bir dehlizdi İkinci ihtimale gelince, bu noktada şöyle bir soru hatıra geliyor: Bu adam mutaassıp bir Hıristiyan mıydı, yoksa dine düşman bir ateist mi? Ben bu ikinciye daha fazla ihtimal veriyorum. Çünkü, batı aleminde çoğu insanın artık teslise inanmadıklarını, papazların günah affetme hurafelerini gülünç bulduklarını ve bu yüzden ateizmi tercih ettiklerini biliyorum. Bu adam belki de Peygamber Efendimizin (asm) verdiği bir haberden çok rahatsız olmuştu. Ahir zamanda Müslümanlar, Hıristiyanların dindar ruhanileriyle ittifak edip müşterek düşmanları olan dinsizliğe karşı mücadele edeceklerdi. Yoksa bu adam o haber verilen düşmanların safında mıydı? Bu adam bir uyuşturucu müptelası da olabilirdi. Çünkü yaptığının akılla uyuşur yanı yoktu. İhtimaller çoğaltılabilir. Şu var ki ben bunları sıralarken bir şeyi unutuyordum. Bu çirkin fiilin, şöyle veya böyle, bir fikir mahsulü olduğunu düşünüyor, ona izah getirmeye çalışıyordum. Halbuki ortada bir fikir yoktu. Bu “peygamber düşmanlığı” bir makale içinde sergilenseydi, o yanlış düşüncelere karşı cevap verilir, iddiaların delillerle çürütülmesi yoluna gidilirdi. Ama ortada fikir değil kin, haset, ahlaksızlık ve inanca hürmetsizlik vardı. Bunlara ise ilmen cevap vermenin anlamı olmazdı. O halde ne yapmak lazımdı? İşte ben bu “lâzımı” düşünürken birden içimde garip bir his hakim oldu. Hiç düşünmediğim ve heveslenmediğim halde ” keşke” dedim kendi kendime “iyi bir karikatürist olsaydım ve bu adama bir karikatürle cevap verseydim”. Bu isteğimi şu hayali karikatür takip etti: “Yan yana dört tane dikdörtgen. - Birincisinde: İnsan bedeni giymiş bir canavar, güneşe öfkelenmiş, ona karşı var gücüyle bağırıyor, hakaretler yağdırıyor. - İkincisinde : Öğle vakti başlayan bu bağırtı akşama kadar aralıksız sürüyor. - Üçüncüsünde ; Güneş batmak üzere, o ise öfken ile karışık bir sevinçle iğrenç görevini yine sürdürüyor. - Dördüncüsünde ; Güneş batmış, o ise aksi istikamete doğru neşeyle yürüyor ve kendi kendine şöyle söyleniyor: “ Batırdım onu !” Gerçekte güneş batmış değildi. Kendisine sırt çevirenleri karanlıkla baş başa bırakmış, başka beldeleri aydınlatmaya başlamıştı. Sorularla İslamiyet İlmi Heyeti Adına Alaaddin BAŞAR (Prof.Dr.) Quote Share this post Link to post Share on other sites
tarık026 8 Report post Posted February 25, 2006 Esselamü Aleyküm Bir bunlar eksikti.......... Türk papaz ortalığı karıştırdı Türk asıllı aşırı dinci papaz Samuel Özdemir'in, "Doğan her Müslüman bebek batı dünyasına bombadır", "Hepimiz İslam'ın kurbanı olacağız" sözleri Belçika'da gerginlik yarattı. Özdemir hakkında şiddete teşvikten dava açıldı. Danimarka'daki karikatür kriziyle tırmanan dinlerarası gerilim, Belçika'da da çok farklı bir şekilde patlak verdi. Türkiye'de doğan ve İstanbul'da uzun süre papazlık görevi yaptıktan sonra, "Bana Türkiye'de baskı yapılıyor" diyerek Belçika'ya sığınan 64 yaşındaki Türk rahip Samuel Özdemir, burada da boş durmadı. Irkçılıkla Mücadele Merkezi, Türk rahibin toplumda gerilimi artırarak insanları suça ve şiddete teşvik ettiğini, ayrıca dinsel gerilimi artırdığını belirterek dava açtı. Ülkenin en yüksek tirajlı gazetelerinden Le Soir da Charleroi kentinde görülen davaya geniş yer ayırdı. Vatikan da kınadı Süryani kökenli olan Samuel Özdemir 6 yaşındayken rüyasında gördüğü bir meleğin "Bastonunu al, insan ve hayvanlara çobanlık yap" sözleri üzerine papaz olmaya karar verdi. 1967 yılında başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin 10 kentinde 8 yıl süreyle papazlık yaptı. Daha sonra kendisine Türkiye'de baskı uygulandığını ileri sürerek Belçika'ya sığındı. Aşırı görüşleri nedeniyle bağlı bulunduğu Tournai Piskoposluğu'ndan atıldıktan sonra 400 bin euro'ya kendi kilisesini yaptırdı. Kendisini kınayan Vatikan'a tavır alarak çevresinde binlerce kişilik müridler topluluğu oluşturdu. "Yeni doğan her Müslüman bebek batı dünyasına bombadır", "Hepimiz İslam'ın kurbanı olacağız" gibi sözleri nedeniyle büyük eleştiriler aldı. "Bana saldıran herkes ölür" diyen, kanseri tedavi edebildiğini savunan rahip sonunda Belçikalılar'ın sabrını taşırdı. Irkçılıkla Mücadele Otoritesi; nefret, şiddeti teşvik, dinsel ırkçılık suçlamasıyla rahip aleyhinde dava açtı. 23 Mart'ta açıklanacak kararın hapis cezası içermesine kesin gözüyle bakılıyor. http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=2053 Quote Share this post Link to post Share on other sites