gardenya 11 Report post Posted February 6, 2006 Hüsn ü aşk' tan (1) Ey hame eser senin değildir Ey şeb bu seher senin değildir Envar-ı füyuz-ı Mürşid-i Rum Afaka Fürugum etti malum Kıldı beni tıfl-ı mısra' asa Doğdum doğalı suhanle ber pa Ben tıfl idim eylemezdim ülfet Bulmuştu sözüm temam şöhret Bi-minnet ü üstad-ı talim Ser-name-i tab'ım etti tanzim Allah Allah zihi inayet Na- baliga hikmet-i belagat Feyz erdi cenab-ı Mevlevi'den Aldım nice ders Mesnevi'den Güya ki o bahr-ı bi gerane Olmuş hum-ı rengden nişane Dil hemçü şegaal o bahre düştü Hem-cinslerim başıma üştü Tavus-ı behişte eyledim naz Amma ki yok iktidar- ı pervaz Boş boşuna ney veş ettim efgan Ben söyledim oldu şem' giryan Olmuştu bu sine dik-i hikmet Ni'met leb-i gayre oldu kısmet Sinemde ne aşk var ne tabiş Ebna- yı zemana bir nümayiş Müjdemden alındı aşinalar Gitti hepisi deyip dualar Ben kaldım o söz lebimde kaldı Keşt-i murat lenger aldı Canımda ne suziş-i taleb var Gönlümde ne neşe-i tarab var Bu resme kalır gidersem eyvah Tevfikına mazhar ede Allah Şeyh Galib Quote Share this post Link to post Share on other sites
gardenya 11 Report post Posted February 6, 2006 Şeyh Galip (1757 İstanbul - 3 Ocak 1799) Asıl adı Mehmed olan Şeyh Galip, 1757 yılında, İstanbul'da doğmuştur. Hümayûn kâtiplerinden şair Mustafa Reşid Efendi babası, Emine Hatun ise annesidir. Daha çok küçük yaşlarda büyük bir kabiliyet ve başarı gösteren şair, ilköğrenimini babasından görmüş, daha sonraları dönemin ünlü şairlerinden Farsça'nın inceliklerini öğrenmiştir. Ailesinin etkisiyle Mevlâna Dergâhı'nda (Konya) çileye girdi, sonra yine ailesinin etkisiyle çilesini tamamlayamadan İstanbul'a geri göndü. İstanbul'a döndüğünde Yenikapı Mevlevihanesi'nde çilesini tamamlamıştır. Daha sonra, 1791'de Galata Mevlevihanesi Şeyhliği yapmıştır. Ansızın, 3 Ocak 1799'da, İstanbul'da ölmüştür; ölümünün nedeni bilinmemektedir. Türbesi bu mevlevihanenin bahçesindedir. Esed ve Galip mahlaslarıyla yazdığı şiirlerini toplayarak 24 yaşında iken divanını meydana getirdi (1780). Şeyh Galip, hiç kuşkusuz Nedim'den sonraki dönemin en önemli şairlerindendir. Sembolizm benzeri bir tarzın Türk edebiyatındaki öncüsü olmuş, birçok buluşu ve yarattığı manzumlarla divan edebiyatının gelişmesinde büyük bir rol oynamış olmasına rağmen divan şiirinin geleneklerinden de kopmamıştır. Bugün Şeyh Galip'in şiirleri gösterdiği harika sembolizm ve betimlemelerle özellikle Batıda fazlasıyla beğeni toplamaktadır. Quote Share this post Link to post Share on other sites
gardenya 11 Report post Posted February 6, 2006 Hüsn ü Aşk'tan Tarz-ı selefe takaddüm ettim Bir başka lügat tekellüm ettim Ben olmadım ol güruha pey-rev Uymuş beli Gencevi'ye Hüsrev Billah bu özge maceradır Sen bakma ki defteri beladır Zannetme ki şöyle böyle bir söz Gel sen dahi söyle böyle bir söz Erbab- suhan tamam ma'lum İşte kalem işte kişver-i rum Gördün mü bu vadi-i kemini Divan yolu sanma bu zemini Engüşt-i hata uzatma öyle Beş beytine bir nazire söyle Az vaktte söyledimse anı Na- puhteliğin değil nişanı Gördük nice şahlar gedalar Bir anda yapar onu babalar Gencinede resm-i nev gözettim Ben açtım o genci ben tükettim Esrarını mesneviden aldım Çaldım beli miri malı çaldım Fehmetmeğe sen de himmet eyle Ol gevheri bulda sirkat eyle Çok görme bu hikmeti beyanım Tevfika havale eyle canım İn dem ki zi şairi eser nist Sultan-ı suhan menem diger nist Şeyh Galib Quote Share this post Link to post Share on other sites
BDG 76 Report post Posted March 25, 2007 hoşça bak zatına kim zübde i alemsin sen, merdum-i dide-i ekvan olan ademsin sen: Quote Share this post Link to post Share on other sites
yer-gök 1 Report post Posted April 1, 2007 Kendine hoşça bak ki alemin özü sensin, evrenin gözbebeği olan insansın sen. bdg nin vermiş olduğu beyitin anlamı...ne güzel söylemiş şeyh galip... Quote Share this post Link to post Share on other sites
BDG 76 Report post Posted September 26, 2008 Korkutmağa düşme bî-mahaldir Vuslat dediğim benim eceldir. (Korkutmaya çalışma, yersizdir. Benim vuslat dediğim eceldir.) Zannetme ki şöyle böyle bir söz Gel sen dahi söyle böyle bir söz. (Şöyle-böyle bir söz zannetme. Söyleyebiliyorsan gel sen de böyle bir söz söyle.) Hayret-dih-i cân o çeşm-i şehbâz Âhû-yi füsûn kebûter-i nâz. (Cana hayret veren o şahbaz göz, o büyü ceylanı, naz güvercini.) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kopzan 8 Report post Posted September 26, 2008 ''ah minel aşkı ve halatihi ahraka kalbi ve hararatihi " (ah o aşktan..ve onun hallerinden..benim kalbimi yaktı yandırdı..") Şeyh Galip denilince ruhuma dokunan tek mısra,, Quote Share this post Link to post Share on other sites
yazanel 5 Report post Posted September 27, 2008 Söz kendisine ait gösteriliyor, kendisinin olsa da olmasa da çok hakikatli bir cümle, buyrunuz : Şiir mumdan kayıklarla alev denizini geçmeye benzer. Şeyh Galip Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted September 27, 2008 Söz kendisine ait gösteriliyor, kendisinin olsa da olmasa da çok hakikatli bir cümle, buyrunuz :Şiir mumdan kayıklarla alev denizini geçmeye benzer. Şeyh Galip Şeyh Gâlib'in Hüsn ü Aşk mesnevisinde yukarıdaki teşbihe müsavi bir beyiti de vardır. Ol şehrde kimyâ olurmuş Yolda belî çok belâ olurmuş Bin başlı bir ejder-i münakkaş Mumdan gemi, altında bahr-ı âteş ** Günümüz Türkçesiyle: O şehirde kimya olurmuş. Ama yolda çok belalar olurmuş. Bedeni nakışlarla bezenmiş bin başlı ejderha, Ateş denizinde yüzen mumdan bir gemi varmış. ** Mumdan kayıkların ateş denizinden geçmesi teşbihini İskender Pala'nın da bazı kitaplarında kullandığını görmek mümkündür. Bu teşbihin bediiyatı bile o devrin insanının ruh atmosferinin ve gönül ikliminin zenginliğini, derinliğini müşahede etmeye yeter. (Şeyh Gâlib'in Hüsn ü Aşk'ını indirip okumak için tıklayınız.) Quote Share this post Link to post Share on other sites
yazanel 5 Report post Posted September 27, 2008 Teşekkür ederim. Sağolunuz. Zannımız bilgiye dönmüş oldu. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Guest Bir Kereye Mahsus Report post Posted October 13, 2010 "Kuvveti bazu (kol kuvveti, fiziki kuvvet) bu kapıda durur, iş görmez. Rüstem (Zaloğlu Rüstem) işi değil bu, bunu başarmaya Hayder (Hz. Ali) gerek..." mealinde bir beyti vardı. Umarım yanlış yazmadım. Çok severim... Quote Share this post Link to post Share on other sites
MÜNZEVİ 202 Report post Posted February 19, 2012 Ey dil ey dil niye bu rütbede pürgamsın sen Gerçi virane isen genc-i mutalsamsın sen Secde-ferma-yi melek zat-ı mükerremsin sen Bildiğin gibi değil cümleden akvamsın sen Ruhsun nefha-i Cibril ile tev'emsin sen Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen Merteben ayn-ı müsemmadadır esma sanma Merci'in Halik-i eşyadadır eşya sanma Gördüğün emr-i muhakkakları rüya sanma Başkasın kendini suretle heyula sanma Keşf ile sabit olan ma'niyi da'va sanma Hakkına söylenen evsafı müdera sanma Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen İnleyip sırrını faş eyleme ağyara sakın Düşme bilmezlik ile varta-i inkara sakın Değmesin ahların kakül-i dildara sakın Sonra Mansur gibi çıman olur dara sakın Arz-ı acz etmeyesin yareden ol yare sakın Bulduğun cevher-i alileri bi-çare sakın Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen Sendedir mahzen-i esrar-ı muhabbet sende Sendedir ma'den-i envar-ı fütuvvet sende Gizli gizli dahi vardır nice halet sende Marifet sende hüner sende hakikat sende Nazar etsen yer ü gök düzah u cennet sende Arş u kürsi ü melek sendedir elbet sende Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen Hayfdır şah iken alemde geda olmayasın Kader-alude-i ümmid-i rica olmayasın Vadi-i ye'se düşüp hiç ü heba olmayasın Yanılıp reh-ver-i sahra-yı bela olmayasın Ademe muttasıl ol ta ki cüda olmayasın Secdeler eyle ki merdud-ı Huda olmayasın Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen Şeyh Galip Quote Share this post Link to post Share on other sites