Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
NFK-Fan

Hüvelbaki // Haluk Nurbaki

Recommended Posts

HÜVELBÂKİ

 

Türk duygu ve düşüncesine azamî derecede aykırı bir gazetede, milletvekilliği) idiasındaki bir şahsın "Parlâmento üyelerinin ödenekleri" adlı yazısını okudum. Bu şahıs memleketi ve seçim bölgesi olan Afyon'a, dayak yemek korkusuyle gidemeyen, Afyon milletvekili Halûk Nur Bâki'dir; ve onbinlerce genci tezgâhlamış ve nur heykelleri şeklinde meydanlara dikmiş olan "Büyük Doğu" idealinin en sadık ve en ileri temsilcilerinden geçindikten sonra, 1960 cereyanlarının taşıdığı çeşitli eşya arasında Adalet Partisinden milletvekili seçilip evvelâ Partisine, sonra da idealine kıymıştır. Dâva ve gayemizin, ikincisi olmayan bu (1) numaralı kaçağı —Tavsiflerimiz en hafif cinsindendir— teşhiri için fırsat kolladığımız bir menfi kahramandır, sadece bu bakımdan ehemmiyetlidir ve bir zamanlar "Büyük Doğu" sahifelerinde, insan kalbine fiilen ve madde halinde "Allah" isminin nakışlı olduğunu yazmışken, şimdi ne kalbi olduğu meçhul bulunan yüreğinde "İnönü" ismini tuğralaştırmış bulunmaktadır.

 

İşte bu adam, son zamanlarda unutulmuş bulunan ve Büyük Doğucular tarafından "Hüvelbâkî" diye anılan ismini büsbütün sileceğine, kalkmış, Türk duygu ve düşüncesine azamî derecede aykırı bir gazetede şu mahut ödenek bahanesiyle, yüzsüz bir solculuğa girişiyor ve yakası açılmamış uydurma kelimelerle ve harap bir üslûp içinde şunları geveliyor:

 

"Benim kanıma göre parlâmento üyelerinin şu veya bu şekilde ödeneklerinin artışı milletin sinesine bir diken gibi batıyorsa bunun asıl nedeni; ne Anayasanın bu konuda zorlanması, ne de bu artışın komik yollardan yapılması değildir. Gerçekteki sorun şudur: Elinizdeki Anayasanın felsefesini topluma götürebiliyor muyuz? Otuz kuruşluk zam için, velevki kanunsuz olsun, bir grev isyan diye isimlendirilirse ve sonunda işçiler vurulur, sen parlâmento üyesi olarak susarsan, özel teşebbüsçü geçinir, Anadolu'daki tüccarın faiz altında inlemesine aldırış etmezsen elbette değil 35 bin lira almak, 35 kuruş alsan, milletin sinesine diken gibi batar."

 

İşporta malı açık bir komünizma diyalektiği içinde, İlk defa enerjik hareketine şahit olduğumuz bir hükümeti, işçileri öldürmüş olmakla suçluyor ve hususî teşebbüsü koruma prensibine faizcilik süsü vererek bunu İslâmiyet değil de (Marks) anlayışıyle ayıplıyor. Ve sonra, bütün bunlar olmasa milletvekilleri ödeneğine zam yapmanın âdeta mubah olacağı hükmüne varıyor.

 

Bay Halûk Hüvelbâki'ye, kendisini konuşturacağımız ve meydana çıkaracağımız güne kadar susmasını ve gizlenmesini tavsiye ederiz.

 

31.3.1965

Share this post


Link to post
Share on other sites

Forum kurallarına aykırı bir hareketi admin olarak uygulamanız pek edebi değil. Özellikle böyle bir sitede. Üstelik makalenin kaynağını dahi belirtmemişsiniz. İlkokulda bile alıntı nasıl yapılır öğretilir. Gerçek bir İslam alimi ve zâtı olan Haluk Nurbaki soluğunu verene kadar susmamış ve kimsenin O'nu ortaya çıkarmasına ihtiyacı olmamıştır.

Halkın bildiği tanıdığı bir insan hakkında binlerce leh ve aleyhine yazılmış görüşler çıkabilir. Bu yazılar kişilerin şahsına münhasırdır. Şahsına yazılmış olan şahsın gerçekliğini değiştiremez. Siz aleyhine yazılmış olanı sunduysanız lehine olanı da sunun ki forumun edebi bir tarafı olsun. Üstelik yazı tamamen kötü niyetle foruma konulmuş bir yazı. Siyasi gündem düşünülürse 2008 yılındayız. Bunu sunmaktaki amacınız da ortada.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

Yazının en altında mevcut olan tarih (31.3.1965 ) yazının kaynağına dair bir mahiyet taşıyor. Üstadın yazıları öncelikle Büyük Doğu Dergilerinde neşredildiği için bu yazısı da yazının sonundaki tarihe göre 31 Mart 1965 yılında çıkan Büyük Doğu'nun muhtevasındadır. Yani yazının kaynağı Büyük Doğu Dergisidir. Üstadın muhtelif yazıları daha sonraları farklı isimlerle kitaplaştırıldığı için, bu yazısı da derleme kitapların birinde mevcuttur. Hangi kitap olduğunu hatırlayamadım, sayın adminimiz gerekli malumatı verecektir.

Site, Üstadın eserlerinin ve fikirlerinin tartışıldığı bir site olduğu için, Onun fikirlerini ihtiva eden bir yazının sitede paylaşılmasından daha tabi ne olabilir? Üstadın bir yazısının foruma eklenmesi nasıl bir art niyet taşıyabilir? Kötü niyet bahismevzu bile olamaz. Üstadın menfi görüş bildirdiği bir şahıs için yazısının ardından müspet fikir telakki eden bir yazıyı eklemek objektiflikle alâkalı değildir. Böyle bir şeyi isterlerse üyelerimiz yapabilirler.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kaynak olarak "Büyük Doğu Dergisi" verilemez... Kanaatimce "Büyük Doğu Dergisi" kurucuları tarafından her ne dar da aynı ideoloji doğrultusunda oluşturulmuş olsa da; bir yazı yazarı tarafından ayrı bir muhataplık kazanır. Ki bu yazı, ithaf edilen düşüncenin üslubu gereğince açılmış olan "polemikler" başlığı altında, N.F.Kısakürek taraftarlığı nispetince ele alınamayacak noktadadır... polemik, ithama dönüşmüştür. İlgili yazıya muhatap cevap yer almadığı sürece ifadenizin (Üstadın menfi görüş bildirdiği bir şahıs için yazısının ardından müspet fikir telakki eden bir yazıyı eklemek objektiflikle alâkalı değildir.) de bir amaç taşıdığı net anlaşılmaktadır... Kaldı ki şahıs diye bahsini ettiğiniz kişi Sayın Onk. Dr. Haluk Nurbaki, Büyük Doğu Dergisi kurucularındandır, bahsi edilen ideolojinin bir parçasıdır.. İlgili malumat sitenizde de yer almaktadır!

 

Bırakın 1965 yılını, İslam Davasında 1952 Yılı İslamın Nuru dergisinden, aksine gizlenmeden yazıları Alem-i Cemal'e intikaline kadar aralıksız devam etmiştir. Haluk Nurbaki yazıları; N.F.Kısakürek ile ne başlamış, tehdidi (cevabınıza istinaden yazı sahibi varsayarak) ile ne sona ermiş ne de aralık bulmuştur!

 

Önemli mesele şudur; Siz, üstadınızın fikriyatına saygı çerçevesinde yayın yapmak gayesinde iseniz İslam Davasında hizmet eden isimlere saygı taşımalısınız. Yayınlayacağınız belgelerin taşıyacağı vasıflara dikkat etmelisiniz! Bu bir yayıncılık adabıdır.

 

Çünkü

 

1- N.F. Kısakürek’in muhatabı Haluk Nurbaki’dir.

2- Cereyan eden mevzuu muğlâk bir mahiyettedir. Tek taraflı ele alınamaz!

3- Kaldı ki; bu tarz yayıncılık, İtham mahiyetine dönüşen konular, Efendimiz’in (sav.) ahlakına da uygun değildir. (Kişinin suçu ispat edilene kadar itham edilemez, hüküm giydirilemez. - Hz. Muhammed (sav.) ravi: Hz. Aişe Annemiz)

 

Aksi halde tek taraflı lanse edilen bir konu “polemikten” çok “itham” vasfına bürünür ki o vakit sebep ve amaç yayıncıya sorulur! Denir ki;

 

Gündeme alınan bu yazının amacı nedir?

Neden tek taraflı ele alınmıştır?

Objektiflik yayın zihniyetinde açığa çıkmalıdır!

Eğer paylaşım ise bunun adı; "Büyük Doğu" tek cepheli bir oluşum değildir.

 

ŞİMDİ GELELİM NEREDE İSE KAFİRLİKLE İTHAM EDİLEN CHP HUSUSUNA.

 

Nurettin Konaklı - Dpt Uzmanı

 

1 - Gerçek Âlim Gerçek Âşık, 134 p.2 baskı/cilt 2000/9 Damla Yayınevi

 

Tandoğanı geçtik yola devam ederken: sana bir şey soracağım, dedi. “Türkeş bana Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanlığını teklif etti. Ne diyorsun?”. Ben de kendisinin daha önce bir siyasi hayatının olduğunu, siyasetin özellikle aile ve maneviyat huzurunu yok ettiğini, MÇP’nin başında emanetçi bir başkan olmanın siyasi literatürde pekte iyi bir kayıt olmayacağını belirttim. Kendileri de bunları düşündüğünü ifade ettiler. Türkeş’e, “başkan olursam bir daha sana bırakmam, devam ederim” dediğini ifade ettiler. Daha sonra MÇP’nin başına Abdülkerim Doğru sürpriz bir şekilde geldi ve gitti.

 

 

2 - Gerçek Âlim Gerçek Âşık, 134 p.5 baskı/cilt 2000/9 Damla Yayınevi

 

Dr. Süleyman Oğuz’un Nevşehir valisi olduğu dönemde burada bir konferans verdi. Yolda, milletvekili iken Adalet Parti’den (AP) CHP’ye neden geçtiğini sordum.

 

İsmet İnönü ile zannedersem paşanın Bitlis’teki dedesinin mezarı ile ilgili başlayan bir dostluklarının bulunduğunu, paşanın kendisini CHP Genel Sekreterliğini teklif ettiğini söyledi. Kendisinin’de burada “hizmet yapılabilir mi?” diye düşündüğünü, İslami kimliği nedeniyle bu durumun parti içinden tepkilere ve aleyhine mektuplara neden olduğu için geri kaldığını ifade ettiler. Mürşidiyle, “acaba burada çalışarak bazı menfiliklere mani olmak, İslami gelişmelere vurulmak istenen setleri elîmize ederek memleket insanının, mânevi arzularının tahakkuk ettirilmesi imkanını bulurmuyuz.” diye düşündüklerini ama buna fırsat vermediklerini söylediler. Birde İslami camianın bu hareket tarzımızı anlamadığını ve hazmedemediğini gördüğümüzden öyle bir yüke giremediğimizin hayırla neticelendiğini düşündüklerini söyledi. Sonraları da Cenab-ı Hâk’ın siyasi sahada hizmet etmemizi istemediğini düşünerek o sahayı bıraktıklarını anlattı.

 

***

 

Sonuç olarak bu tarz meseleler tartışma ve paylaşım gayesi açısından gereksiz; cevap gereği üstümüze vazife, konu sebebi ile üstünüze vazife değildir.

 

 

 

 

Selamlar,

Yazının en altında mevcut olan tarih (31.3.1965 ) yazının kaynağına dair bir mahiyet taşıyor. Üstadın yazıları öncelikle Büyük Doğu Dergilerinde neşredildiği için bu yazısı da yazının sonundaki tarihe göre 31 Mart 1965 yılında çıkan Büyük Doğu'nun muhtevasındadır. Yani yazının kaynağı Büyük Doğu Dergisidir. Üstadın muhtelif yazıları daha sonraları farklı isimlerle kitaplaştırıldığı için, bu yazısı da derleme kitapların birinde mevcuttur. Hangi kitap olduğunu hatırlayamadım, sayın adminimiz gerekli malumatı verecektir.

Site, Üstadın eserlerinin ve fikirlerinin tartışıldığı bir site olduğu için, Onun fikirlerini ihtiva eden bir yazının sitede paylaşılmasından daha tabi ne olabilir? Üstadın bir yazısının foruma eklenmesi nasıl bir art niyet taşıyabilir? Kötü niyet bahismevzu bile olamaz. Üstadın menfi görüş bildirdiği bir şahıs için yazısının ardından müspet fikir telakki eden bir yazıyı eklemek objektiflikle alâkalı değildir. Böyle bir şeyi isterlerse üyelerimiz yapabilirler.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Forum kurallarına aykırı bir hareketi admin olarak uygulamanız pek edebi değil. Özellikle böyle bir sitede. Üstelik makalenin kaynağını dahi belirtmemişsiniz. İlkokulda bile alıntı nasıl yapılır öğretilir. Gerçek bir İslam alimi ve zâtı olan Haluk Nurbaki soluğunu verene kadar susmamış ve kimsenin O'nu ortaya çıkarmasına ihtiyacı olmamıştır.

Halkın bildiği tanıdığı bir insan hakkında binlerce leh ve aleyhine yazılmış görüşler çıkabilir. Bu yazılar kişilerin şahsına münhasırdır. Şahsına yazılmış olan şahsın gerçekliğini değiştiremez. Siz aleyhine yazılmış olanı sunduysanız lehine olanı da sunun ki forumun edebi bir tarafı olsun. Üstelik yazı tamamen kötü niyetle foruma konulmuş bir yazı. Siyasi gündem düşünülürse 2008 yılındayız. Bunu sunmaktaki amacınız da ortada.

 

Selamlar,

 

Üstad'ı tanıyan kişiler için referansı tespit etme noktasında sadece tarihi yazmanın kafi geleceğini düşündüğümden tarihi belirtmekle yetindim; fakat madem ki doğruluğu tespit edilmek isteniyor, 1998 baskılı Çerçeve 3'ün 143. sayfasına bakılabilir. Alıntının nasıl yapılacağını bu işin üniversite düzeyinde eğitimini almış birisi olarak tüm detaylarıyla biliyorum, merak etmeyin, komedyenlik yapmayın. Üstad'a ithafen bir site açıyorsak, özellikle Üstad'la ilgili konularda yayınlayacağımız yazının ona aidiyeti konusunda herhangi bir tereddüdümüz olmamasına dikkat ederiz. İstendiğinde de kaynak gösterebiliriz görüldüğü gibi.

 

Güncel politika olaylarına Üstad'ın her yazısını kullanarak gönderme yapmak gibi bir derdimiz yok, niyet dedektörlüğü yapmayın, burası Üstad adına açılmış bir site olduğu için bizim işimiz onunla alakalı paylaşımlarda bulunmaktır, güncel konulara göndermeler yapmak veya sizin tabirinizle "edebî" olabilmek için görüşlerini çizgimiz sebebiyle paylaşamayacağımız insanlarla ilgili yazılan medhedici yazıları da biriktirmek temel amacımız değildir. Kaldı ki siz H. Nurbaki hakkında yazılmış olan medhedici bir yazıyı forum düzeni içerisinde kalarak paylaşsaydınız bunu kaldırmazdık. Buradaki temel işim Üstadla alakalı konularla ilgilenmek olduğu için bunlarla vaktimi tüketemem, onu da siz yapın. Blog değil burası, bir forum neticede....

 

Sadece kaynak istemekle yetinip böyle saçma sapan dokundurmalara başvurmasaydınız alacağınız cevap da daha uygun olacaktı. Artistliğin, terbiyesizliğin lüzumu yok.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites
Selamlar,

 

Üstad'ı tanıyan kişiler için referansı tespit etme noktasında sadece tarihi yazmanın kafi geleceğini düşündüğümden tarihi belirtmekle yetindim; fakat madem ki doğruluğu tespit edilmek isteniyor, 1998 baskılı Çerçeve 3'ün 143. sayfasına bakılabilir. Alıntının nasıl yapılacağını bu işin üniversite düzeyinde eğitimini almış birisi olarak tüm detaylarıyla biliyorum, merak etmeyin, komedyenlik yapmayın. Üstad'a ithafen bir site açıyorsak, özellikle Üstad'la ilgili konularda yayınlayacağımız yazının ona aidiyeti konusunda herhangi bir tereddüdümüz olmamasına dikkat ederiz. İstendiğinde de kaynak gösterebiliriz görüldüğü gibi.

 

Güncel politika olaylarına Üstad'ın her yazısını kullanarak gönderme yapmak gibi bir derdimiz yok, niyet dedektörlüğü yapmayın, burası Üstad adına açılmış bir site olduğu için bizim işimiz onunla alakalı paylaşımlarda bulunmaktır, güncel konulara göndermeler yapmak veya sizin tabirinizle "edebî" olabilmek için görüşlerini çizgimiz sebebiyle paylaşamayacağımız insanlarla ilgili yazılan medhedici yazıları da biriktirmek temel amacımız değildir. Kaldı ki siz H. Nurbaki hakkında yazılmış olan medhedici bir yazıyı forum düzeni içerisinde kalarak paylaşsaydınız bunu kaldırmazdık. Buradaki temel işim Üstadla alakalı konularla ilgilenmek olduğu için bunlarla vaktimi tüketemem, onu da siz yapın. Blog değil burası, bir forum neticede....

 

Sadece kaynak istemekle yetinip böyle saçma sapan dokundurmalara başvurmasaydınız alacağınız cevap da daha uygun olacaktı. Artistliğin, terbiyesizliğin lüzumu yok.

 

Saygı ve selamlarımla

________________________________________________________________________________

_____________

 

"Artistliğin, terbiyesizliğin lüzumu yok. Saygı ve selamlarımla"

 

Kardeşim, "bu ne turşu bu ne lahana dolması"? Takıntığın edep maskesi altından terbiyesizleş... artisleş! Sonrada saygı ve selamla de! Ne kadar basit ve nezaketten uzaksınız! Siz ve sizin gibiler, hani bir tabir vardır bilmem bilirmisiniz? "Kraldan daha çok kralcı"

 

Yıllarını islam mücahitliği ile yaşamış ve maddede bu uğurda nefeslerini tüketmiş sayın NFK ile sayın Onk. Dr. Haluk Nurbaki arasında geçen, belki NFK'nın bile pişman olduğu bir sürtüşmeyi gündeme almanın anlamsızlığını idrak edemiyorsunuz. Beraber dostça yıllarını geçirmiş iki insanın arasında yaşanan kavgayı günümüze taşıyarak bu iki zatı seven insanları birbirine düşman yapmaktan hiç çekinmiyorsunuz.

 

Sayın onk. Dr. Haluk Nurbaki'nin CHP den millet vekili olması hakkında, heyecanlı yapısının altında, bir menfi hataya düşmesi mümkün olamaz mı?

Sayın Necip Fazıl Kısakürek haşa! bir peygamber değil! Kendi makalesi ile âyan mürşit de değil! Sizler NFK'nın düştüğü hatayı göremeyecek kadar Kralcısınız! Neden bu ithamda bulunuyorum? : Chp'ye katılımı hakkında samimi niyet ve düşüncelerini biliyorum ve biliyoruz. Hem kendi ifadesinden hemde ömrünü, son nefesini Fahr-i Kâinat Efendimiz'in sevdası, ve O'nun (sav.) kutsal davası üzerinde tükettiğinden dolayı biliyoruz.

 

Mektubun yazıldığı dönemde sayın Haluk Nurbaki'nin manevi duygusu ve manevi kimliği bilinemiyor olabilirdi. Bu sebepten dolayı NFK'nın feveran ithamları bir anlam ifade edebilirdi. Ben inanan kimliğimle kiliseye girsem ve bir kaç papazla muhabbet kurarsam hiristiyan mı olurum. Hangi sebeple kiliseye girmişim duygum ve niyetim nedir? Anlamadan dinlemeden idam sehpasına oturtmak çok kolay!

 

Ama aradan geçen yıllar gösterdi ki, NFK'nın manevi bir kimlik(şeyh) taşımadan, sayın Haluk Nurbaki'nin küfür ehli olduğuna karar verip, ona karşı belgeli, çirkin ithamlarının ve tehditlerlnin yalan ve boş olduğunun pek açık kanıtıdır. Tabi ki gören gözlere... Duyan kulaklara...

 

Aklınızı başınıza toplayın! Toplayın da, İslam düşmanlarının karşısında yıllarca cephe olan, hayatlarını bu uğurda sonlandıran, insanların gönüllerinde taht kuran insanları karşı karşıya getirmeye çalışmayın!

 

Sizlerde o dava insanları gibi küfrün zülmün karşısında birleşin! birleştirici olmaya gayret edin! Lütfen beyler bayanlar... Bizi birbirimize düşürmeye çanak olmayın!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Not : Cevap mailimde ifadem yanliş anlaşılmasın diye düzeltmedir. Sayın onk. Dr. Haluk Nurbaki'nin CHP den millet vekili olması hakkında, Sayın Necip Fazıl Kısakürek'in heyecanlı yapısının altında, bir menfi hataya düşmesi mümkün olamaz mı? Şeklindedir.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ama aradan geçen yıllar gösterdi ki, NFK'nın manevi bir kimlik(şeyh) taşımadan, sayın Haluk Nurbaki'nin küfür ehli olduğuna karar verip, ona karşı belgeli, çirkin ithamlarının ve tehditlerlnin yalan ve boş olduğunun pek açık kanıtıdır. Tabi ki gören gözlere... Duyan kulaklara...

 

1. Üstadımızın şahsi kimliği Es-Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Hz.'dir. Üstadımızı, Es-Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Hz'nin aynasından görebilene.

 

2. (Şeyh) Neyh... Üstadımızın son yıllarını iyi takip edin, şahsi kimliğini olur ya görebilirsiniz.

 

3. Çirkin itham... Ne kadar ayıp... İki insan arasındaki diyaloglar bunlar. Öyle ya siz de "bize iki kişi arasına karışmayın" diyorsunuz.

 

4.Yalan ve boş... Size göre... Bizim için sizin görüşünüz hiçbir değer taşımıyor, önemli olan Üstadımız ne demiş... "Bir mürid, mürşidine bağlılıkta musalla üzerinde kendini imama teslim eden ölü gibi olmalıdır" fikri ile yola çıkıp, kraldan da kralcı olmak bize paye kazandırır hesabındayız. Siz nasıl bahsi geçen insan hakkında kraldan da kralcılık yapıyorsanız, bizim de Üstadımızın üzerine titremek en mühim gayemizdir.

 

5.Merak etmeyin; kulaklarımız duyuyor, gözlerimiz görüyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Bize edeb öğretmek isteyenlerin saygısızca tavrına laf yok da bizim üçüncü şahıslara karşı gösterdiğimiz saygı hedef kılınmaya layık, öyle mi? Yoksa Nurbaki muhipliği ortak paydası mı bu "lahana dolması"nın sebebi? Basit olan, kraldan çok kralcı gibi orta mallı bir tabiri dahi duymamış olabileceğimiz ihtimalini ima edercesine "bilmem bilirmisiniz" diye Türkçe yazım kurallarını da katlederek sormak ve kastı anlamamak değil mi sizce de?

 

Mevzuyu gündeme taşıyan ve mesaj yazılmamış olan bir konuyu aktif hale getiren biz değildik. Konuyu paylaşmaktaki amacımızın, kişisel bir tartışmayı gündeme taşımaktan öte, bir samimiyetsiz tavrın eleştirisini sergilemek olduğunu idrak edemeyen de keza biz değiliz. Olaylara duygusal yaklaşarak sadece HN'ye karşı itham sözkonusu olduğu için tavır geliştirdiğinizi itiraf ettiğinizin farkındasınızdır umarım. Üstad H.N'ye bu şekilde hitap ettiği için Üstadseverlerden soğuyacak at gözlüklü seviyesizler var diye hakikati perdeleyemeyiz. Halbuki bizi basitlikle itham eden siz karmaşık insan, siz biraz basitlikten kurtulabilseydiniz tepkinin verilme şartlarını iyi analiz eder ve eğer söylediklerinizde samimiyseniz bu yazının varlığından dolayı ne Üstad'a, ne de Üstad'ı sevenlere bir Nurbakist olarak buğz ederdiniz; burada ünlemlerle bas bas bağırmaktansa Üstad'ın bu yazısına katılmasanız da onun ve sevenlerinin yanında olduğunuzu belirtirdiniz. Siz mevzuya yazının hedefi olan kişiye beslediğiniz sevgiyi merkeze alıp bakıyorsunuz, biz ise olay yönelimli bakıyoruz; basitliğimiz buradan kaynaklanıyor olsa gerek(!).

 

Üstad'ın hata yapması mümkün olmayan bir Peygamber olduğunu, bırakın iddia etmeyi, nerede ima etmişiz, bana adam gibi bir örnek gösterin, siteyi kapatayım. Yok eğer biz ima etmemiş olduğumuz halde bunu siz uydurduysanız yapacak neyimiz olabilir ki? Üstad da hata yapar elbette ama HN'nin CHPye gitmesi iman mücadelesi içindir öyle mi? Pardon ama siz çocuk mu kandırıyorsunuz Allah aşkına? Nurbaki CHP'ye de gitse mazurdur ama Üstad onun CHP'ye gidişinin ardından heyecanlanıp itidali kaçırmıştır, ayrıca müfterilik etmiştir, yalancılık yapmıştır öyle mi? Size bir iyilik yapacağım, bunu başka bir yerde söylememenizi tavsiye edeceğim.

 

Haluk Nurbaki'nin, son nefeseine kadar mücadele ettiğini söylediğiniz küfrün yuvası CHP'ye gidişini bile bir hata olarak görmeyen değil midir kraldan çok kralcı olan, elinizi vicdanınıza koyup da cevap verin lütfen. Rastgele birisine sorsanız CHP kalesinin içten fethedilemeyeceğini söyler size. Siz burada gelmiş ciddi ciddi bunu savunuyorsunuz. Yılların İnönü'sünün irşadına vesile olacaktı belki değil mi? CHPde hizmet edecekti millete. Güldürmeyin Allah aşkına, ciddi ciddi yazışıyoruz şurada.

 

Samimiyetsizliğin eleştirisinden düşmanlık vesilesi çıkarabilenler, akıllarının başında olduğunu mu zannediyor? "H.Nurbaki CHPye giderek büyük bir hata işlemiştir, yalnız hayatı ve eserleriyle samimiyetini ispatlamıştır" deseydiniz diyecek bir şeyimiz olmazdı. Üstad'ın en ziyade haklı olduğu konuda bile onun haksız olduğunu kabul etmemiz gerektiğini bize dikte etmeye çalışıyorsunuz. Sizin dediğinizi kabul edince kraldan çok kralcı olmaktan kurtulacağız yani. Siz burada, Bunu yaparken nasıl "basit" bir tavır takındığınızı ve başarısız bir empoze çalışması içerisine girdiğinizi biliyorsunuzdur inşallah.

 

Üstad da hata yapar, fakat burada yerden göğe kadar haklıdır. Yazmadan önce özeleştirimizi yapalım lütfen. Aklı başındalık tavsiye eden şahsınızın Üstad'a önyargı güdümlü hakaretlerini ve kraldan çok kralcılık suçlamasını bize yönelten tarafınızın içinde bulunduğu tavrın, bunun en uç noktası olduğunu fark edin...

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaşlar yaptığınız şakalar ( söz diyemicem) çok komikti umarım birgün aynaya bakarak bidaha dersiniz inandırıcı gelip gelmediğine dair kanaat getirirsiniz :D

 

Yani konu öyle bi hale gelmişki sanki yazıyı yazıp fikri sunan N-F-K-Fan. Polemik amacıyla sunulmuş.Muş flnmış filanmış. Yahu Alıntı yapmanın neresi taş atmadır anlamadım. N-F-K-Fan kendi düşüncesini bile belirtmemiş alıntı yeri bitince iletiyi kapatmış. Yarası olan gocunur hesabına kendiniz getiriyosunuz.. Sakinlik ltf

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ahahahaha. Yılın bombası. chpye gittiği için bile yüceltebildiniz adamı ya vallahi helal olsun size zifiri körler. Neyin ne olduğunu ayırt edemediğimiz için bu haldeyiz zaten. Adminim oturmuş o kadar yazmışsın, şaşırdım vallahi. Adamcağız orada irşad yapıyordu, hatta İnönü'ye namaz bile kıldırmıştır belki biliyor musun sen? Yahu herkes hata yapar be abiciğim, chpye gidişini bile hoş göstermeye çalışıyorsunuz burada, yahu bu adam afbuyurun chp zihniyetini takınarak onları adam edebileceğini zannedecek kadar .... ... saf mıydı? 'Ben bu partiyi adam edeceğim, bakın görün' diyerek partiye girdiyse bu adam takip edilemeyecek kadar saftır, yok zihniyetini desteklediği için bu partiye girdiyse Allah belasını ... hadi vermesin bari. Ha, bana derseniz ki 'sonradan pişman olmuştur, hatasını anlayıp dönmüştür'; eyvallah derim. Ama kimse buraya gelip de 'chpye iyi niyetle girmişti, onları adam edecekti' falan diye martaval okumasın. IQ'muz bu saçmalığı kabul etmeyi istesek de buna engel olacak kadar yüksek, bakın çok yüksek filan demiyorum. Anladınız siz onu. Nihahahaha.

 

Adminim ya, gel bu akşam Layla'da filan biraz tebliğ yapıp dönelim haa ne dersin? Ahahaahahahahaaa

Share this post


Link to post
Share on other sites

Forumu misafir olarak okurken konu dikkatimi cekti,bisey eklemek durumunda hissettim kendimi.Benim elestirim de farkli bir zaviyeden olacak.Diger noktalar zaten aciklanmis.Insan kalbinin uzerinde maddeten Allah yaziyor mudur sizce de?Bu bir yorumdan ibaretse degeri yok,sadece iyi bir bakis acisi olabilir ama pozitif bilimlerle hasirnesir olan birisi icin bu iddianin gercek olmasi sart.Bunlarin yalan oldugu ortaya cikinca daha kotu neticeler doguyor.Laubalilik.Milletin agzina dalga gecme vesilesi verip aciz oldugumuz izlenimini uyandiriyoruz bunlarla.%100 emin degilsen bunu soylemeyeceksin,ihtiyac yok ki kalbimizde maddi olarak Allah yazmasina.Gercekten yaziyorsa ok de yok iste boyle bisey.Bu tarz laubaliliklerin de menfi payi var.Bundan ala koz verilmez dusmana.

Share this post


Link to post
Share on other sites
1. Üstadımızın şahsi kimliği Es-Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Hz.'dir. Üstadımızı, Es-Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Hz'nin aynasından görebilene.

 

2. (Şeyh) Neyh... Üstadımızın son yıllarını iyi takip edin, şahsi kimliğini olur ya görebilirsiniz.

 

3. Çirkin itham... Ne kadar ayıp... İki insan arasındaki diyaloglar bunlar. Öyle ya siz de "bize iki kişi arasına karışmayın" diyorsunuz.

 

4.Yalan ve boş... Size göre... Bizim için sizin görüşünüz hiçbir değer taşımıyor, önemli olan Üstadımız ne demiş... "Bir mürid, mürşidine bağlılıkta musalla üzerinde kendini imama teslim eden ölü gibi olmalıdır" fikri ile yola çıkıp, kraldan da kralcı olmak bize paye kazandırır hesabındayız. Siz nasıl bahsi geçen insan hakkında kraldan da kralcılık yapıyorsanız, bizim de Üstadımızın üzerine titremek en mühim gayemizdir.

 

5.Merak etmeyin; kulaklarımız duyuyor, gözlerimiz görüyor.

 

 

 

Üstadınızın şahsi kimliğine (Es-Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Hz) karşı bir sözüm yok! Kendi sözlerini size beyan ettim o kadar! şayet biliyor olsaydınız kendi beyanı ile sayın F.N.K ben şeyh değilim diyor. Siz de kendi kendinizi mürid ilan ediyorsunuz. Çok komiksiniz vallahi! :D Siz ne söylediğimi anlayamayacak kadar kör ve sağırsınız!

 

Bu kanıya nerden varıyorum?: Müridi olduğunuzu söylediğiniz insan, ben şeyh değilim diye kimliğini topluma beyan ediyor. Siz kraldan çok kralcılar; onu mürşid ilan ediyor ve ona (şeyhiniz!) karşı "Bir mürid, mürşidine bağlılıkta musalla üzerinde kendini imama teslim eden ölü gibi olmalıdır" diye bağlılığınızı ifade ediyorsunuz.

 

Siz kendi forum sitenizde yayımlanan, sayın N.F.K'nın " ben mürşid değilim" sözlerini yalanlıyorsunuz... Farkındamısınız? Bendeniz size inanmıyorum. sayın N.F.K'nın şahsi beyanına inanarak, (Es-Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Hz) nihayetinde bir kuldur. Ve kusursuz kul yoktur, babından mevzuyu ele alıp değerlendirdim.

 

Üstelik sayın Onk.Dr. Haluk Nurbaki Hz.leri de seyyiddir. Ve sayın N.F.K'nın tehdit ve itham dolu mektubunda da yazdığı gibi; "onbinlerce genci tezgâhlamış ve nur heykelleri şeklinde meydanlara dikmiş!" Bizler O zaman da ki (1965) müridleri değiliz. Hamdolsun Mürşidimiz, Seyyid Onk. Dr. Haluk Nurbaki'nin elindeki ölü gibi duran müridleri olma yolunda samimi talebeleriz. Şeyhimiz de Manevi kimliğini (Hüseyni olduğunu) kullanmadı. Mânâda gören gördü, bilen bildi. Ve bizlere de, " Ehl-i Beyt'im diyen insanlara karşı saygılı olun" diye söylemişti. Bendeniz bu iki zatın arasında geçen mevzuyu şu anda gündeme almanın anlamsızlığını size önce nezaketen duyurmaya çalıştık. O mevzuyu şimdi o iki zat-ı muhterem Cenâb-ı Hakkın huzurunda halleştiler veya halleşecekler...

 

Biz sevgili şeyhimizin bize öğrettiği yolda, nefsimizle mücadelemizin yanında, zalim ve ehl-i küfürle mücadele yolunda gayretle hizmet etmeyi niyetleyenlerdeniz. Düşünce bazında farklılıklar yaşadığımız inanan insanlarla murakebemizi daha usturuplu bir dille kendi aramızda yaparız. Ama ehli- küfürün kutsal davamıza saldırdığı zamanlarda değil... Kendi milletimizin içinde ve dış memleketlerde Fahr-i Kâinat Efendimiz'e ve pâk âline ve yüce Kitabımız Kur'an'ı Kerim'imize bunca hain sözlü fiili ( Karikatür, medya, int. medya vs.) saldırı varken, inananlar arası," yok senin şeyhinin gözü kara, benim şeyhimin elâ diyerek zaman öldürecek vaktimiz yok! Sizler kendi şeyhinizi savunmak niyetiyle diğer inanan insanların şeyhi hakkında polimik yazıları gündeme getirmek yerine; bir olabileceğimiz Fahr-i Kâinat Efendimiz'e dil uzatan, zalim ve ehl-i küfür yolunda seferber olanlara karşı beraber hareket etmenin ortamlarını hazırlayıcı, birleştirici mevzulara çanak olun!

 

Âli İmrân Sûresi 103. :Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı tutunun, ayrılığa düşmeyin ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Sizler birbirinizin düşmanları iken O, sizin kalplerinizde bir uzlaştırma meydana getirdi ve O'nun nimeti sayesinde uyanıp kardeş oldunuz. Bir de siz, bir ateş çukurunun tam kenarında bulunuyordunuz ve O, sizi tutup ondan kurtardı. Şimdi Allah'a doğru gidebilmeniz için size ayetlerini böyle açıklıyor.

 

Share this post


Link to post
Share on other sites
Üstadınızın şahsi kimliğine (Es-Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Hz) karşı bir sözüm yok! Kendi sözlerini size beyan ettim o kadar! şayet biliyor olsaydınız kendi beyanı ile sayın F.N.K ben şeyh değilim diyor. Siz de kendi kendinizi mürid ilan ediyorsunuz. Çok komiksiniz vallahi! :D Siz ne söylediğimi anlayamayacak kadar kör ve sağırsınız!

 

Bu kanıya nerden varıyorum?: Müridi olduğunuzu söylediğiniz insan, ben şeyh değilim diye kimliğini topluma beyan ediyor. Siz kraldan çok kralcılar; onu mürşid ilan ediyor ve ona (şeyhiniz!) karşı "Bir mürid, mürşidine bağlılıkta musalla üzerinde kendini imama teslim eden ölü gibi olmalıdır" diye bağlılığınızı ifade ediyorsunuz.

 

Siz kendi forum sitenizde yayımlanan, sayın N.F.K'nın " ben mürşid değilim" sözlerini yalanlıyorsunuz... Farkındamısınız? Bendeniz size inanmıyorum. sayın N.F.K'nın şahsi beyanına inanarak, (Es-Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Hz) nihayetinde bir kuldur. Ve kusursuz kul yoktur, babından mevzuyu ele alıp değerlendirdim.

 

Üstelik sayın Onk.Dr. Haluk Nurbaki Hz.leri de seyyiddir. Ve sayın N.F.K'nın tehdit ve itham dolu mektubunda da yazdığı gibi; "onbinlerce genci tezgâhlamış ve nur heykelleri şeklinde meydanlara dikmiş!" Bizler O zaman da ki (1965) müridleri değiliz. Hamdolsun Mürşidimiz, Seyyid Onk. Dr. Haluk Nurbaki'nin elindeki ölü gibi duran müridleri olma yolunda samimi talebeleriz. Şeyhimiz de Manevi kimliğini (Hüseyni olduğunu) kullanmadı. Mânâda gören gördü, bilen bildi. Ve bizlere de, " Ehl-i Beyt'im diyen insanlara karşı saygılı olun" diye söylemişti. Bendeniz bu iki zatın arasında geçen mevzuyu şu anda gündeme almanın anlamsızlığını size önce nezaketen duyurmaya çalıştık. O mevzuyu şimdi o iki zat-ı muhterem Cenâb-ı Hakkın huzurunda halleştiler veya halleşecekler...

 

Biz sevgili şeyhimizin bize öğrettiği yolda, nefsimizle mücadelemizin yanında, zalim ve ehl-i küfürle mücadele yolunda gayretle hizmet etmeyi niyetleyenlerdeniz. Düşünce bazında farklılıklar yaşadığımız inanan insanlarla murakebemizi daha usturuplu bir dille kendi aramızda yaparız. Ama ehli- küfürün kutsal davamıza saldırdığı zamanlarda değil... Kendi milletimizin içinde ve dış memleketlerde Fahr-i Kâinat Efendimiz'e ve pâk âline ve yüce Kitabımız Kur'an'ı Kerim'imize bunca hain sözlü fiili ( Karikatür, medya, int. medya vs.) saldırı varken, inananlar arası," yok senin şeyhinin gözü kara, benim şeyhimin elâ diyerek zaman öldürecek vaktimiz yok! Sizler kendi şeyhinizi savunmak niyetiyle diğer inanan insanların şeyhi hakkında polimik yazıları gündeme getirmek yerine; bir olabileceğimiz Fahr-i Kâinat Efendimiz'e dil uzatan, zalim ve ehl-i küfür yolunda seferber olanlara karşı beraber hareket etmenin ortamlarını hazırlayıcı, birleştirici mevzulara çanak olun!

 

Âli İmrân Sûresi 103. :Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı tutunun, ayrılığa düşmeyin ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Sizler birbirinizin düşmanları iken O, sizin kalplerinizde bir uzlaştırma meydana getirdi ve O'nun nimeti sayesinde uyanıp kardeş oldunuz. Bir de siz, bir ateş çukurunun tam kenarında bulunuyordunuz ve O, sizi tutup ondan kurtardı. Şimdi Allah'a doğru gidebilmeniz için size ayetlerini böyle açıklıyor.

 

 

siz ne saçmalamışsızın Allah aşkına.

 

Şeyh = Neyh demenin anlamını çözememişsiniz. Ben şahsi yorumumda şeyh demedim Üstadıma.

Şeyh, tarikatta liderdir. Her şeyh, veli değildir. Her veli de şeyh değildir. O zaman, Said Nursi Hz. veli değil öyle mi?

Çünkü mübarek zatları şeyh değil. O zaman Şeyh denilen bütün Suud reisleri veli mi? Bu ne saçma sapan tüme varımdır.

 

Mürşid= İrşad eden, öğreten, öğretmen.

Mürid= İrad eden, anlamaya çalışan.

 

Ben Üstadımın elinde, musalladaki ölü gibi olmazsam, ne anlamı kalır hayatımın. Sonuçta, yollar Efendimizde (SAV) buluşur.

 

Konuyu, "senin velin benim velimi dövemez" şekline getirmeyin.

Kemend, Üstadımın elindedir. Tıpkı, Akşemseddin Hz. ni boynundan sürükleyip getiren Hacı Bayram-ı Veli Hz. misali gibi.

 

ve Üstadımın bu konudaki görüşüne noktası noktasına biat eder, kendisinden bize şefaatlerini niyaz ederim.

 

Anlayana...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Selamlar,

 

Bize edeb öğretmek isteyenlerin saygısızca tavrına laf yok da bizim üçüncü şahıslara karşı gösterdiğimiz saygı hedef kılınmaya layık, öyle mi? Yoksa Nurbaki muhipliği ortak paydası mı bu "lahana dolması"nın sebebi? Basit olan, kraldan çok kralcı gibi orta mallı bir tabiri dahi duymamış olabileceğimiz ihtimalini ima edercesine "bilmem bilirmisiniz" diye Türkçe yazım kurallarını da katlederek sormak ve kastı anlamamak değil mi sizce de?

 

Mevzuyu gündeme taşıyan ve mesaj yazılmamış olan bir konuyu aktif hale getiren biz değildik. Konuyu paylaşmaktaki amacımızın, kişisel bir tartışmayı gündeme taşımaktan öte, bir samimiyetsiz tavrın eleştirisini sergilemek olduğunu idrak edemeyen de keza biz değiliz. Olaylara duygusal yaklaşarak sadece HN'ye karşı itham sözkonusu olduğu için tavır geliştirdiğinizi itiraf ettiğinizin farkındasınızdır umarım. Üstad H.N'ye bu şekilde hitap ettiği için Üstadseverlerden soğuyacak at gözlüklü seviyesizler var diye hakikati perdeleyemeyiz. Halbuki bizi basitlikle itham eden siz karmaşık insan, siz biraz basitlikten kurtulabilseydiniz tepkinin verilme şartlarını iyi analiz eder ve eğer söylediklerinizde samimiyseniz bu yazının varlığından dolayı ne Üstad'a, ne de Üstad'ı sevenlere bir Nurbakist olarak buğz ederdiniz; burada ünlemlerle bas bas bağırmaktansa Üstad'ın bu yazısına katılmasanız da onun ve sevenlerinin yanında olduğunuzu belirtirdiniz. Siz mevzuya yazının hedefi olan kişiye beslediğiniz sevgiyi merkeze alıp bakıyorsunuz, biz ise olay yönelimli bakıyoruz; basitliğimiz buradan kaynaklanıyor olsa gerek(!).

 

Üstad'ın hata yapması mümkün olmayan bir Peygamber olduğunu, bırakın iddia etmeyi, nerede ima etmişiz, bana adam gibi bir örnek gösterin, siteyi kapatayım. Yok eğer biz ima etmemiş olduğumuz halde bunu siz uydurduysanız yapacak neyimiz olabilir ki? Üstad da hata yapar elbette ama HN'nin CHPye gitmesi iman mücadelesi içindir öyle mi? Pardon ama siz çocuk mu kandırıyorsunuz Allah aşkına? Nurbaki CHP'ye de gitse mazurdur ama Üstad onun CHP'ye gidişinin ardından heyecanlanıp itidali kaçırmıştır, ayrıca müfterilik etmiştir, yalancılık yapmıştır öyle mi? Size bir iyilik yapacağım, bunu başka bir yerde söylememenizi tavsiye edeceğim.

 

Haluk Nurbaki'nin, son nefeseine kadar mücadele ettiğini söylediğiniz küfrün yuvası CHP'ye gidişini bile bir hata olarak görmeyen değil midir kraldan çok kralcı olan, elinizi vicdanınıza koyup da cevap verin lütfen. Rastgele birisine sorsanız CHP kalesinin içten fethedilemeyeceğini söyler size. Siz burada gelmiş ciddi ciddi bunu savunuyorsunuz. Yılların İnönü'sünün irşadına vesile olacaktı belki değil mi? CHPde hizmet edecekti millete. Güldürmeyin Allah aşkına, ciddi ciddi yazışıyoruz şurada.

 

Samimiyetsizliğin eleştirisinden düşmanlık vesilesi çıkarabilenler, akıllarının başında olduğunu mu zannediyor? "H.Nurbaki CHPye giderek büyük bir hata işlemiştir, yalnız hayatı ve eserleriyle samimiyetini ispatlamıştır" deseydiniz diyecek bir şeyimiz olmazdı. Üstad'ın en ziyade haklı olduğu konuda bile onun haksız olduğunu kabul etmemiz gerektiğini bize dikte etmeye çalışıyorsunuz. Sizin dediğinizi kabul edince kraldan çok kralcı olmaktan kurtulacağız yani. Siz burada, Bunu yaparken nasıl "basit" bir tavır takındığınızı ve başarısız bir empoze çalışması içerisine girdiğinizi biliyorsunuzdur inşallah.

 

Üstad da hata yapar, fakat burada yerden göğe kadar haklıdır. Yazmadan önce özeleştirimizi yapalım lütfen. Aklı başındalık tavsiye eden şahsınızın Üstad'a önyargı güdümlü hakaretlerini ve kraldan çok kralcılık suçlamasını bize yönelten tarafınızın içinde bulunduğu tavrın, bunun en uç noktası olduğunu fark edin...

 

Saygı ve selamlarımla

 

QUOTE(NFK-Fan' a cevaben yazdığım maile gerçekte muhatap sizsiniz tabi ki admin olarak!

 

Eğer dikkatli okusaydınız; "Sayın onk. Dr. Haluk Nurbaki'nin CHP den millet vekili olması hakkında, Sayın Necip Fazıl Kısakürek'in heyecanlı yapısının altında, bir menfi hataya düşmesi mümkün olamaz mı? Sayın Necip Fazıl Kısakürek haşa! bir peygamber değil! Kendi makalesi ile âyan mürşit de değil! " derken kullandığım ifade de sayın N.F.Kısakürek'in bir kul olduğunu, manevi bir eğitici (şeyh) olmadığını yanılabilir olabileceğini beyan ediyorum. Üstelik bu kanaate varmamın sebebini de açıklıyorum. Anlamadığınızı görüp üzülerek yineliyorum; "Sayın N.F.K ben mürşid değilim" diyor.

 

Peygamber ve Mürşid örneğini vermekteki kastım; "böyle bir vasfı (Peygamber, mürşid) olmayan insanın yanılması çok doğal ve mümkün olabilir" demekti. Ki nitekim biliyorsunuzdur mutlaka! Tüm Peygamberlerin bile zellesi vardır. Kusursuz hatasız ve günâhsız olan bir tek Fahr-i Kâinat Efendimiz'dir.

 

Sitenin hizmet amacı, Sayın N.F.K'nın hayat gayesi Efendimiz'e hizmet yolunda inananları birleştirici, ehl-i zalim ve ehl-i küfür karşısında da yılmaz mücadeleci olma yolunda yapıcı bir rol oynuyorsa bence güzeldir. Ne yüce zatlar yaşamış ve ne hizmetler ifa etmişlerdir. Bizler o yüce zatların eserlerini anlama ve onların yolunda hizmete dahil olma gayretimizi, onların sözlerini alıp bir forum sitesine koyma ve polemik açma şeklinde algılar ve kaba kavga şekline döndürürsek ne kazanmış oluruz acaba? bunu hiç düşündünüz mü?

 

Bir atasözümüz vardır; "Arsız hırsız evsahibini bastırır" diye :D Hem komikleşme de alay et! Terbiyesizleşme artislik yapma deyip kabalaş ve bu tavırların mukabilinde karşı taraftan edepli tavır bekle! Oh be ne güzel! "Sana bir yanağını uzatana diğer yanağını da uzat" anlayışını taşımıyoruz biz kardeş! nasıl davranırsan dengini bulursun. Sizler edep çizgisini çoktan aştınız. Kuburu eşelediniz! sonra da kokusundan rahatsız oldunuz! pislik sizin eşeleyen sizlersiniz! şimdi elinizdeki çomakla pisliğinizi eşelemeye devam edin! Sizin gibiler de böyle şenlenirler...

 

Çok sayın, edepli, imlası, kalemi güçlü Administrator...

Share this post


Link to post
Share on other sites
siz ne saçmalamışsızın Allah aşkına.

 

Şeyh = Neyh demenin anlamını çözememişsiniz. Ben şahsi yorumumda şeyh demedim Üstadıma.

Şeyh, tarikatta liderdir. Her şeyh, veli değildir. Her veli de şeyh değildir. O zaman, Said Nursi Hz. veli değil öyle mi?

Çünkü mübarek zatları şeyh değil. O zaman Şeyh denilen bütün Suud reisleri veli mi? Bu ne saçma sapan tüme varımdır.

 

Mürşid= İrşad eden, öğreten, öğretmen.

Mürid= İrad eden, anlamaya çalışan.

 

Ben Üstadımın elinde, musalladaki ölü gibi olmazsam, ne anlamı kalır hayatımın. Sonuçta, yollar Efendimizde (SAV) buluşur.

 

Konuyu, "senin velin benim velimi dövemez" şekline getirmeyin.

Kemend, Üstadımın elindedir. Tıpkı, Akşemseddin Hz. ni boynundan sürükleyip getiren Hacı Bayram-ı Veli Hz. misali gibi.

 

ve Üstadımın bu konudaki görüşüne noktası noktasına biat eder, kendisinden bize şefaatlerini niyaz ederim.

 

Anlayana...

 

Sizin üstadınıza ister velayetle veli deyin isterse İrşad eden, öğreten, öğretmen anlamında mürşid deyin. Bana sözlük anlamını anlatmayın. Hamdolsun bu konulara biraz olsun vakıfım.

 

Şeyh: yaşlı, ihtiyar, pir anlamının yanında tasavvufta mânevi eğitmen demektir.

Veli : Sahip, koruyan, gözeten ebeveyn anlamının yanında tasavvufta yüce Allah'ın El-Veli ismi şerifidir. Ve Allah'ın velayet verdiği kullarına Veli dendiğini, üç sınıf veli kullarının olduğunu:

1- Allah'ın bildiği ve sadece o veli kulun kendisinin bildği veliler deryası...

2- Allah'ın bildiği, o veli kulun bildiği ve halkın bildiği veliler deryası...

3- Sadece Allah'ın bildiği,ne veli olan kulun ne de halkın bilmediği veli deryası kulları vardır.

Günümüzde şeyh ve veli aynı anlamda anılıyor. Yanlışta olsa bu durum bu zaviyeden bakılıyor. Her velinin irşad edeceği talebesi olacak diye de mecburiyet yoktur.

 

Siz N.F.K'nın "ben şeyh değilim, mürşid değilim yazısını bir kere daha okuyun! Benim kimseyi terbiye edecek bir vasfım yok diyor. Siz de onu kendiniz mürşid ilan ediyor ve üstadımın elinde, musalladaki ölü gibi olmazsam, diye cümleler kuruyorsunuz.

 

Allah Aşkına siz neler zırvalıyorsunuz? Şeyhiniz! ben şeyh değilim diyor, siz şeyh yerine üstadım diyerek, "üstadımın elinde, musalladaki ölü gibi olmazsam" diyerek cümle kurup ne garip, şaşkın duruma düştüğünüzü göremiyorsunuz.

 

Allah'a Havale ne yaptığınızı ne söylediğinizi şaşırmışsınız siz!

 

Selametle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Evvela sayın belagerdan sitemize hoş geldin.Konuyla ilgili birkaç tespitim var.Bunları paylaşmak isterim.

 

Malumunuz o dur ki, bu siteyi kuranların maksatları Necip Fazıl Kısakürek merhumu; tüm yönleriyle tanıtmak ve asrımızın yetiştirdiği nadir fikir adamlarımdan biri olan bu 'cins kafayı', her yönüyle ortaya çıkarmaktır.En azından benim müşahedelerim bunlardır.Elbette bu sitede Üstad'ın eserlerinin paylaşılması, fikirlerinin anlatılması ve bunlar üzerinden fikri tarışmalar yürütülmesinde bir beis yoktur.Bu hususta bir ihtilaf olduğunu zannetmiyorum.

 

İkinci olarak şunu belirteyim ki; Admin kardeşimiz NFK-Fan; çok samimi ve halisane niyetlerle bu siteye emek vermektedir.Ben bugüne kadar kendisinin art niyetli bir hareketi görmedim hatta çoğu kere akl-ı selim davranarak sitede ki birçok zor durumda aydınlatıcı ve uzlaşmacı bir tavır takınmıştır.Asla adminlik hususiyetini farklı noktalarda kullanmamıştır.Şunu da bilmenizi isterim ki kendisiyle bir samimiyetimiz yoktur.Sadece bu sitede ki müşahadelerimi paylaşıyorum.Dikkat ediniz.

 

Bir başka hususta Onk.Dr.Haluk Nurbaki mevzuundadır.Elbette Üstad'ın yazdıkları ortadadır.Siz Onk.Dr.Haluk Nurbaki'yi seven biri olarak elbette bu hususta hassasiyet gösterebilirsiniz.Bu gayet tabiidir.Yalnız NFK-Fan'ı açtığı başlık için bir nevi suçlu/art niyetli görmenizse gayritabiidir.Sonuçta Üstad'ın birçok insan hakkında yazıları var.Ve bu insanların sevenleri var.Şimdi durum böyle diye, Üstad'ın hakkında fikir beyan ettiği kişilerle ilgili yazılarını paylaşmamak olmaz.Elbette siz itirazlarınızı sitede dile getirebilirsiniz.Ki bakın mesajlarınız hala mevcut.Admin isteseydi bu başlıktaki mesajlarınızı silebilirdi.

 

Bir de herkesin bakışı farklıdır.Kimi Üstad'ı şeyh olark görür, kimisi bir edebiyatçı, kimisiyse bir fikir adamı.Şahsen ben Üstad'ı ömrünü İslam mücadelesine adamış bir fikir adamı olarak görüyorum.Buna mukabil sizde Onk.Dr.Haluk Nurbaki'yi istediğiniz şekilde görmekte serbestsiniz.Dolayısıyla bu husustaki tartışmaların varacağı bir nokta yoktur.

 

Diyeceklerim bu kadar, vesselam...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Forumu misafir olarak okurken konu dikkatimi cekti,bisey eklemek durumunda hissettim kendimi.Benim elestirim de farkli bir zaviyeden olacak.Diger noktalar zaten aciklanmis.Insan kalbinin uzerinde maddeten Allah yaziyor mudur sizce de?Bu bir yorumdan ibaretse degeri yok,sadece iyi bir bakis acisi olabilir ama pozitif bilimlerle hasirnesir olan birisi icin bu iddianin gercek olmasi sart.Bunlarin yalan oldugu ortaya cikinca daha kotu neticeler doguyor.Laubalilik.Milletin agzina dalga gecme vesilesi verip aciz oldugumuz izlenimini uyandiriyoruz bunlarla.%100 emin degilsen bunu soylemeyeceksin,ihtiyac yok ki kalbimizde maddi olarak Allah yazmasina.Gercekten yaziyorsa ok de yok iste boyle bisey.Bu tarz laubaliliklerin de menfi payi var.Bundan ala koz verilmez dusmana.

 

 

Sizler mesnetsiz araştırmadan gerçek payını dahi bilmeden, sırf bu mucizeyi bulan zat-a düşmanlığınızın neticesinin inkar psikolojisi ile, pozitif bilimden bihaber gerçekleri körü körüne inkar eden ebucehil uzantılarısınız. Zihni çürümüş kütük gibi kof, boş insana diyecek bir sözüm yok!

 

http://www.kalbinsesi.com/konu1/teknur15.asp

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaşım.

 

1.Bu siteye girip de Üstadıma "çirkin itham ve tehdit" yapıyor diyecek kadar küçülürseniz, biz de elbette Üstadımızın üstüne titreriz.

 

2.HN Hz. diyerek nasıl kendinize ve Şeyh (!) inize paye biçiyorsanız; bizim de payemiz, Üstadımızı, ona Peygamber, Sahabi sıfatı vermeden, kendi gönül çerçevemizde olanca sevgimizi vermektir.

 

3.Birçoklarınca şair, edip, dava adamı, yazar, öğretmen, senarist vs. kabul edilen Üstadımı, kendi kıymet hükmüm, kerametvari yaşadıklarım ve en yakın talebelerinden nakille "Allah'ın Velisi" ilan etmem beni bağlar.

Nasıl ki sizin HN ismini Hz ile birleştirdiğiniz gibi benim de Üstadımı, Üstad Necip Fazıl Kısakürek Hz. (R.Aleyh) sıfat ve payesiyle görmem beni bağlar.

 

 

Küçülün, küçülün... Belki bir atomcuğa yerleşebilirsiniz.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Sizler mesnetsiz araştırmadan gerçek payını dahi bilmeden, sırf bu mucizeyi bulan zat-a düşmanlığınızın neticesinin inkar psikolojisi ile, pozitif bilimden bihaber gerçekleri körü körüne inkar eden ebucehil uzantılarısınız. Zihni çürümüş kütük gibi kof, boş insana diyecek bir sözüm yok!

 

http://www.kalbinsesi.com/konu1/teknur15.asp

Bana bak hanfendi! Sen ne zannediyosun kendini, tanimadan bilmeden nasil ebu cehil muamelesi yapabilirsin muhattabina, sen kim oluyosun? Baslarim simdi sana da bi konusmasinda afedersiniz bilmemneni yiyim doktor diye mektup aldigini gule gule anlatan hazreti seyid onkolog baki haluk kavuk doktor efendi nur serif mursid hocana da.ebucehil uzantisiymisiz, nereye dogru uzaniyoruz acaba! Tobe estagfurullah.. Bana adamin ne dedigini gosteriyosun, bana ne bundan?Hz.Mevlana'nin kabrini fahr-i kainat efendimizin kabriymis gibi gosteren birkac mesnedsiz site disinda hangi anatomi sitesinde bu yazinin var oldugu alanin fotosunu gosterebilirsin bana ha /edit! Adam gibi bi kaynak goster bana. Senin gibi inanmak icin maddi delillere ihtiyac duyan idraki kisitlilar yazmamis olsun.Bu kadar sene bulunamayan seyi senin chpli hocan mi buldu /edit

Yalanlari soyluyorsunuz daima, sonra yalan oldugu cikinca rezil olan tum Muslumanlar oluyor.Internette gorunen resim hep ayni resim.Belli ki anasina laf soyledi,maymun oldu ust basligiyla verilen resim gibi bisey.Bana adam gibi bi fotograf goster.Sen kimsin de ebucehil uzantisi diyebiliyorsun bana!Iman icin mucizeye gerek duymayan birisi mi ebucehil uzantisi yoksa ille de mucize kovalayanlar mi buna daha yakin?Forward mail yalancilari sizi.Sinirden ellerim titriyor resmen ya.Hanfendi bize ebucehil uzantisi diyor,bir de gelmis ahkam kesiyor muslumanlar adam olsun birbiriyle didismesin diye./edit, senin gibi dusunmeyen kafirdir zaten oyle mi?/edit, Allah sizi bildigi gibi yapsin.Adam gibi dusuncemizi soyledik,dedigin lafa bak. /edit .Adamin sartellerini attiriyosunuz !Sanki bi kafire yaziyo ya /edit (reyhan)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Konu mecraından çıkarak çirkin ithamların ve rahatsız edici ifadelerin uçuştuğu bir noktaya doğru yola çıktığından başlığı kilitlemek durumunda kalıyorum. Belagerdan kullanıcı ismine sahip üyemiz tahrik edici yaklaşımından dolayı 7 gün süreyle forumdan uzaklaştırılmış, sapaco kullanıcı ismine sahip üyemiz ise çirkin üslubu sebebiyle 30 gün boyunca foruma girmekten men edilmiştir.

 

Bana hitaben yazılan mesaj hakkında kısaca birşeyler söyleyip başlıktaki son noktayı koyuyorum. Üstad da hata yapar, elbette. Fakat Üstad'ın da hata yapabileceği hakikati, onun bu mevzudaki bedihi haklılığını ortadan kaldırmaya kafi gelmez. Sitemizin hedefi sadece küfür zihniyetine karşı mücadele vermiş bir Üstad'ın fikirlerini anlatmaktan ibaret değildir; kendi cephemizdeki çatlaklar üzerinde de kafa yorarak daha bilinçli, daha samimi, daha akıllı bir muhafazakar kesimin oluşmasına katkı sağlamaya gayret etmek de sitemizin amaçları arasında yer alır. Çürük elmalar tüm sepeti mahveder. Bizden olduğu iddiasındakiler, bize karşı taraftan daha fazla zarar veriyorsa, bu zarara karşı mücadele etmek de boyun borcumuzdur. Bu ülkenin tereddiye uğraması Batı mukallidi zihniyete karşı koyamayan, onların ekmeğine yağ süren, onlara destek çıkan samimiyetsiz, cahil, sünepe müslümanların eliyle de gerçekleşmiştir malesef. Müslümanların bir kısmı, İslam düşmanı zihniyetin yanında saf tutmuşken aynı dava için nasıl mücadele edilebilir? Mevzuumuz Haluk Nurbaki'nin şahsından da öte bu noktadır. Yoksa Haluk Nurbaki ilerleyen hayatında fikir değiştirip zihnen terakki göstermiş midir, burası farklı bir nokta... Lütfen mevzuyu kişiler ekseninde değerlendirmeyelim ve olayları kendi içlerinde, tüm yönleriyle ele alalım.

 

Niyet dedektörlüğüne kalkışıp güncel olaylara gönderme yaptığımızı bildiğini söyleyecek kadar iddialı davranan, bu yolla adi politika oyunlarına alet olduğumuz göndermesinde bulunan ve sözümona "ilkokulda öğretilen" alıntı yapma metodunu bilmediğimizi ima etme yoluyla bize sataşanın kim olduğunu atlayarak ortamı germe suçunu tamamen üstümüze yıkmaya çalışmışsınız. Tarafsız bakanlar neyin ne olduğunu görecektir. Kubur eşelemekten bahsetmişsiniz, konuyu kilitlemiyor olsaydım buna vereceğim cevap yüzünüzün kızarmasına vesile olacaktı muhtemelen. Her neyse...

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.

×
×
  • Create New...