Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Muvazene

Yavuz Bülent Bakiler'den Bir Hatıra...

Recommended Posts

Bugün Burç FM’de saat 10:05’te başlayan 'Kültür Sanat Özel' programında, Sivas’ta yapılan Yavuz Bülent Bakiler panelinin muhtevası dinleyicilere sunuldu. Bakiler’in fikrî, ilmî, sanatî cephesini ele alarak dinleyicilere hitap eden kişilerden sonra kürsüye Bakiler çıktı ve o da kendine, memleketi olan Sivas’a, dil, kültür, edebiyat çerçevesinde kurduğu mülahazalarına dair sohbette bulundu. Bu hitabın muhtevasında Necip Fazıl’dan bir hatıraya da yer verdi kendisi. Radyodan teybe aldığım bu önemli hatırayı kayıt düğmesine bastığım yerden itibaren buraya aktarıyorum. Burç Fm, programdan 24 saat geçtikten sonra programların yayın arşivini de internet sitesine ekliyor. Sohbet yarın Burç Fm'in sitesine eklendiğinde ilgili yeri buraya da aktarır, hatırayı bir de Bakiler’in sesinden dinleme imkanını hayata geçirmiş oluruz inşallah. Ki programın tamamı da dinlenmeye şayan güzellikteydi. Gelelim hatıraya, Yavuz Bülent Bakiler anlatıyor:

 

1969 yılında ben Sivas'ta avukatlık yaparken, öğrendim ki Necip Fazıl merhum Malatya'ya bir konferans vermek üzere gelmiştir. İki arkadaşımla birlikte burdan bir arabaya atladık ve Malatya'ya gittik. Malatya'da Necip Fazıl Kısakürek'i Malatya'nın fikir dünyasının önde gelen isimlerinden birisi olan Sait Çekmegil'in bahçesinde gördüm.

O bahçeye girdiğim zaman merhum bir kayısı ağacına yaslanmıştı, düşünmekteydi veya uyumaktaydı.

Sait Çekmegil beni tam Necip Fazıl’ın karşısına oturttu. Bir-iki kişi, cami cemaatinden bir-iki kişi tasavvuf konusunda münakaşa halindeydiler. Necip Fazıl birdenbire gözlerini açtı ve onları ikaz etti:

 

-Susun, dedi, susun. Bir binbaşının bulunduğu yerde onbaşılara söz düşmez, dedi.

 

Necip Fazıl, daima kendisini herkesten birkaç adım önde gören bir mütefekkir şairimizdi. Ona layıktı da. Sustular. Sonra Necip Fazıl karşısında beni görünce yüzüme, sen kimsin, der gibi baktı. Sait Çekmegil dedi ki:

 

-Efendim, Yavuz Bülent Bakiler arkadaşımız Sivas’tan sizi dinlemek için Malatya’ya geldiler. Öyle söyleyince hiç unutamadığım bir hadise, yüzüme tokat gibi indi. Dedi ki Necip Fazıl:

 

-Sivas’a kırgınım ben, dedi, küskünüm ben Sivas’a.

 

Biraz hakimâne bir edayla konuşurdu.

 

-Niçin efendim. Dedim.

 

-Çünkü, dedi, bu Adilcevaz ilçesinden, Van’dan, Bitlis’ten, Hakkari’den bana davetler geliyor, gidiyorum oralarda konuşuyorum, ama bu Sivas, Anadolu’nun en kadim şehirlerinden, en eski şehirlerinden birisi. Bugüne kadar bana Sivas’tan bir tek davet vâki olmadı, bu ne biçim şehir, dedi. Öyle söyleyince ben:

 

-Efendim, Sivas bir göl şehirdir de sizi ondan bugüne kadar davet etmekte ihmalkâr davranmıştır, dedim.

 

-Ne demek o göl şehir, dedi.

 

-Yani efendim bir göl ne kadar durgunsa, hareketsizse ve sessizse maalesef, maalesef, maalesef Sivas da öylesine duygun, sessiz ve hareketsiz bir şehir. Dikkat buyurursanız efendim, dedim, Sivas kelimesinin başındaki ve sonundaki o ‘S’ harfleri bile insana adeta sessiz olmayı telkin ediyor. Sivas’ın telaffuzunda bile bir sessizlik var. Ama biz bugün o göl şehrin ortasına küçücük bir çakıl taşı fırlatıp attık, orada bir dalgalanma meydana geldi. Bu dalgalar yavaş yavaş büyüyerek kıyıya doğru gelişmeye başladı. Sizi davet edeceğiz Sivas’a, geleceksiniz ve konuşacaksınız. İnanıyorum ki o dalgaların boyları daha da yükselecek.

 

Necip Fazıl’ın yüzündeki öfke çizgileri birdenbire siliniverdi ve bana dedi ki:

 

-Siz bizim sanatkâr bir arkadaşımızsınız.

 

-Efendim benim eğer bir sanatkâr özelliğim varsa, bunu tamamen size borçluyum. Çünkü ben 10 yaşımdan itibaren sizi okuyorum, dedim.

 

Çok yakın oturuyorduk birbirimize. Elleriyle diz kapaklarımı tuttu, sıktı ve dedi ki ömrümde hiç unutamayacağım bir iltifattı:

 

-Sen bana oğlum Mehmet’ten daha yakınsın, dedi.

 

Bunu anlatışımın bir sebebi var, Sivas gerçekten bir göl şehir, Sivas telaffuzunda bile sessizliği emreden bir şehir. ... ...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hatırayı Yavuz Bülent Bakiler'in sesinden dinlemek isteyenler buraya tıklayıp ses dosyasını indirip dinleyebilirler. Mezkur programın tamamını dinlemek isteyenler de buraya tıklayarak Burç Fm'in sitesinden 'Günlük Arşiv' kısmına girerek 15 Hazirandaki ilgili yayını indirebilirler.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bunu ilk defa okuyorum. Hoşmuş. Şunu fark ettim, Üstad kabullenemediği bir durumda hemen parlıyor, kızıyor lakin şöyle bir okşayan cümle söylendi mi hemen yumuşayıveriyor. :) Bunu gururunu şişirmek benzetmesi yapmak yanlış olur elbet. Dayım vakti zamanında İstanbul'da öğrenim görürken pek çok kere katılmıl konferanslarına. Kendisine Üstad'ı sorduğumda pek de konuşmayı sevmeyen dayım sadece şunu diyebildi;

 

_Üstad alkışlanmayı severdi.

 

Hatırlarsınız geçenlerde de şu paylaşımda bulunmuştum;

 

http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?/topic/14583-ustadyn-teklifine-nurettin-topcu-ne-demith/

 

Burada da merhum Topçu “Efendim, pehlivanlar böyle olur. Güreş minderinde fanila giyilmez!...” cümlesiyle hemen Üstadın gönlünü alıvermişti. Çabuk köpürüyor ama bir ince söze hemen yumuşuyordu demek Üstad, kızgınlığı geçiyordu.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...