Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Çelebi Mehmet

Karşımızdaki İnsanı Nasıl Tanırız?

Recommended Posts

Merhaba arkadaşlar.Açmış oldugum konun yeri bura olsa gerek eğer öyle degilse kusurumu affedin.

 

 

Bİldiginiz üzere yaşadıgımız günler içinde bir çok insanlar tanışırız.Peki bu tanıştıgımız insanların nasıl biri oldugunu kişiligi hakkındakı bilgileri nasıl karar veririz??

 

Her kesin bir yöntemi vardır ona eminim ama bizim bu yöntemlerimiz ne kadar gercekci yada ne kadar faydalı.Yada sadece kendi yöntemlerimizle kendimizimi avutuyoruz?Bugün bunlar aklıma takıldı.

 

Mesela ben öncelikle insanların konuşmasından, konuşurken hareketlerinden ve özellikle gözlerinden nasıl bir insan olabilecegi hakkında bilgi sahibi olurum.Ama daha fazla bilgi edinmek isitersem onunla bir kaç gün takılır yaşam tarzını,cevresindeki insaların nasıl biri oldugunu görür sonra karar veririm ya siz????

 

:)

Share this post


Link to post
Share on other sites

''Mesela ben öncelikle insanların konuşmasından, konuşurken hareketlerinden ve özellikle gözlerinden nasıl bir insan olabilecegi hakkında bilgi sahibi olurum''...

 

Evet bahsettiğiniz gibi konuşma, konuşma esnasındaki hal ve hareketler büyük önem arz etmekte...Kişinin seviye ve karakteri konuşmalarına yansıyor...Bazen etrafımdaki büyüklerim şöyle der:''Karşındaki insanı yolculuk yapmadan ya da onunla beraber yaşamadan tam manasıyla anlayamazsın''...Doğru tabii ki , ama şimdi her zaman bu fırsat el geçmiyor maalesef :)...İnsan denen meçhul, tanımak ,kavramak,anlamak zor işin esasında...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Karşımdaki insan, tanıştıktan bir süre sonra beni gerçekten güldürmeyi başarabilmişse, onu direk hayatıma alırım. Böyle bir insanı iyice tanımak için özel bir çaba sarfetmem. Ama genel olarak karşımdaki insanın, sorunlar karşısındaki takındığı tavırı, neleri okuduğu- izlediği- dinlediği, takipçisi olduğu şeyleri, tuttuğu takımı, nereli olduğu vs. önemlidir benim için. Bu sıraladıkarımı o kişiye baştan savma bir tavır ile bir şekilde sorar, öğrenirim. Böylece ortak / ayrıldığımız noktaları görmüş olurum.

 

Bir de bir insanın sinirli hali, bende baya baya ilgi uyandırır. Bu yüzden insanları özellikle sinirlendirdiğim, kırdığım zamanlar olur. Bu süreç içerisinde genel bir yargıya varır, yoluma onunla ya da onsuz devam ederim.. :)

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yanılmıyorsam Hazret-i Ömer'in bir hikmeti vardı. Dost olarak seçeceğiniz birisini tanımak için onunla yolculuk edin, kendisine borç verin ve... ve? Neydi o? Hayran kalmıştım tespiti duyanda, ama hani bi sütaş ineği vardı, 'anımsayamadıım' derdi... Hey gidi günler hey. Eskiden insanlar daha bir sıcak, havalar daha bir serindi. Neler oluyor yeni nesle? Dejenerasyon, dejenerasyon. Hatta bir gün hiç unutmam... Ee unuttum galiba. Sağlık olsun

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tecrübelerime dayanarak size şunları diyebilirim.

 

-Evvela karşımızdakinin gerçekten ‘insan’ olduğundan emin olacağız. Bu; çoğu zaman gözden kaçırılmakla beraber aslında meselenin can alıcı noktasıdır. Çoğu insan ‘en kral dostum’, ‘ayy Pelin’i çok seviyoruummm, çok iyi kız yaaa’ , ‘seninle ölüme bile varım kardeşim’ diye hitap ettiği ve sevdiği insanların, bir müddet yaşadıktan sonra ‘insan’ olmadığını başka bir mahlûk olduğunu anlar ve sukut-u hayale uğrar. Burada mahlûk ismi yazmamı bekleyenler yanılır, az çok adab-ı muaşeret biliriz yani, lütfen… Bu elim vaziyeti hepiniz yaşamışsınızdır muhtemelen. Kendimi hariç tutuyorum, malum meslek icabı kolay kolay yanılmıyorum.

 

 

-İkinci aşamada karşımızdakinin insan olduğunu tam manasiyle kavradıktan sonra –artık bunu anlamak ne kadar zamanınızı alır onu bilemem- yavaş yavaş karakter çözümlemelerine başlayabiliriz. Bu sınıfa dâhil olanları ‘harbi iyi çocuk lan’ veya ‘çok hanım-hanımcık bir kız yaa’ diye adlandırılabiliriz.

Sonra bu aşamaya geçmiş adayla yavaş yavaş diyalog kurulur, sohbet edilir.Fazla cıvıklaşmadan espiri bile yapılabilir.Buradan toplanan veriler bizim için kilometre taşı mesabesindedir.

 

 

-Üçüncü aşamada artık aday hakkında ilk iki aşamadan daha fazla bilgi sahibi olmuşuzdur. Artık aday bizim karşımızda olmaktan çıkmış, yanımızda, yöremizde, erkekler için halı sahada defansın solunda, kızlar için kek pişirip yemek yaptığınız mutfakta kendini göstermeye başlar. Artık bu kişiyle kâh yemek yeriz, kâh seyahat ederiz, kâh uçurtma uçururuz, kâh halı saha maçına gider üstüne bir de kavga ederiz, kâh -ıhlamurlar altında yapraklar dökülürken kurtlar vadisine girdim- adlı diziyi izler dedikodu yaparsınız. Zaten bu aşamada karşıdaki adamın inciğini-cinciğini çözer, ne tip biri olduğunu anlarsınız.Buna göre ya tekmeyi vurur yollarsınız ya da tekmeyi yiyen siz olursunuz.’Sonra insan insanın kurduymuş birader’ diye iç geçirmeyin.Azcık pragmatist olun…

 

İlaveten: Eğer karşımızdaki insanın ilk görüşte check-upını almak niyetimiz varsa, işte bu zordur. En azında sizin harcınız değil. Benim için su içmek kadar kolay olan bu mevzuu sizin için çetrefildir. Bu da normaldir. Kendinizi benimle bir mi tutuyorsunuz?

 

Diyeceğim insan vardır tipine bakarsın kılık-kıyafet, konuşma-üslup dört dörtlüktür.Dersiniz ki ‘lan adama bak Buckingham Sarayı müze müdürü gibi…’Hâlbuki bu adam pek ala bir değnekçi, simsar olabilir. Kimisi de vardır dış tarafı gecekonduya benzer iç tarafı Dubai Towers’ı aratmaz, o derece yani.’Hani zarf- mazruf ilişkisi bir bakıma… Diyebilirsiniz zarf mazrufa sirayet etmez mi peki? Eee eder canım niye etmesin. Bu iki mefhumun da aynı keyfiyette olması büyük nimettir, herkese nasip olmaz, kendimden biliyorum çünkü.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu sitede böyle saçma sapan ,gereksiz ,boş işlerle o kadar çok vakit harcanmaya başlandı ki;hayret verici seviyeye ulaştı... Bu nedir kardeşim ! Aklına esen yok ne yazarsan yaz yok nasıl tanırız yok bilmem ne ,nedir bu sayfa kirliliği !! Nedir bu ..

Açılacaksa konu, adam gibi bu siteyi ziyaret edenlerin faydalanabilecegi bilgiler olsun.. Okuyupta bilgi sahibi olabileceğimiz güzel konular aşsanız çokmu kötü olur.. Nedir bu abuk subuk beş para etmez gereksiz açılan konular !! .. Lütfen kendinize gelin..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Merhaba,

 

Çelebi Mehmet rumuzlu üyemizin açmış olduğu 'Karşımızdaki Insanı Nasıl Tanırız?' adlı başlık, -Serbest Kürsü- bölüm kurallarının hududları içerisindedir.Mevzubahis başlıkta bu hududlar dışına çıkan herhangi bir belirti yoktur.Başlığın keyfiyeti ise herkesin zaviyesine göre değişir.Kimine göre elzem olan bir mevzu kimine göre malayanidir.Mes'eleyi bu hususlar üzerinden değerlendirmekte fayda olduğu kanaatindeyim.

 

Buna mukabil 'Serbest Kürsü' bölümünde keyfiyetin üst perdede terennüm edilebilmesi için tüm üyelere aynı ölçüde iş düşmektedir.

 

Saygılarımla.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu sitede saçma sapan öyle gereksiz konular kaldırılıyor. Keşke saçma sapan gereksiz mesajlarda kaldırılsa. ne güzel olur değil mi arkadaşlar :) ?

 

Evet karşımızdakini nasıl tanırız?

 

Gerekli cevapları vermişsiniz zaten. Bana söyleyecek pek birşey kalmamış.

 

Gözüm üzerinde Çelebi'm :D Ortam gergin kaç zamandır buralarda. Ramazan'ın getirdiği açlık stresinden olsa gerek.

 

Neyse. Sözü fazla uzatmayalım.

 

Selametle.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Böyle konularda lazım bence.Bu konununda hiç bir saçma tarafının olduğunu da düşünmüyor. Zaten "serbest kürsü"nünde amacı böylesi konuları içerisinde barındırmak.

 

Serbest kürsü bölüm linkinin hemen altında şu yazıyor:"Diğer Forum Bölümlerine Uymadığını Düşündüğünüz, Fakat Paylaşmak İstediğiniz Her Şeyi Yazabileceğiniz, Sorularınızı Sorabileceğiniz Bölüm."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aynen benim de akılcağızıma Hz. Ömer kıssası geldi. Madem yeri ve zamanı, bilgilenelim inşaallah.

 

Bir adam, Hz. Ömer'in huzurunda bir şahitlikte bulunmuştu. Hz. Ömer ona;

Ben seni tanımıyorum, seni tanıyan birini getir, dedi.

Orada bulunanalardan birisi,

Ben onu tanıyorum, deyince Hz. Ömer;

-Nasıl bilirsin? diye sordu. O da:

-Emin ve âdil bir adam olarak tanıyorum, cevabını verdi.

Hz. Ömer tekrar sordu:

-Gecesini gündüzünü bildiğin yakın bir komşun mudur?

-Hayır, diye cevap verdi adam.

Hz. Ömer sormaya devam etti:

-İnsanın takvasını ortaya koyan, muamelesidir. Bu adam alış-veriş yaptığın biri midir?

Adam tekrar,

-Hayır, dedi.

Hz. Ömer bu defa,

-Bununla, insanın ahlakının güzel veya çirkin olduğunu anlamaya imkan veren bir yolculuk yaptın mı?

Adam bu soruya da

-Hayır, cevabını verince Hz. Ömer,

Sen onu tanımıyorsun, dedi ve adama dönerek,

Git, seni tanıyan birini getir, buyurdu.

 

Bu üç eylemi de yapıyoruz/ yapıyorsunuz/ yapıyorlar. Lâkin, bizzat tanımak istediğiniz bir şahsı bu yöntemlerle sınayabilirsiniz. Elime bir fırsat geçti ve şıklardan birini denedim, gördüm, puanımı verdim.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yorumların için tşk ederim goksal ama ben bu konuyu açamsam senin ön yargılı biri oldugunu nasıl anlardım?Bak az da olsa ben birini daha tanıdım.

Öncelikle ben yeni bir üyeyim herkese cümleten s.a arkadaşlar

 

Çelebi tam çelebilere yakışır nitelikte manidar bi cevap vermişsin kardeşim :)

tebessüm ettirdin beni :)

 

Ben böyle konuların gereksiz oldugunu düşünmüyorum. İnsanları tanıma konusunda önem verdiğim noktalar ise

 

1) Kibarlık veya kabalık dereceleri

2) Paraya ne tür bir boyutta yakınlık duydukları

3) Samimiyet Fedakarlık ve Yardımseverlik

 

gibi kriterler benim için önemlidir

Share this post


Link to post
Share on other sites

şuana kadar hiç kimseyi tanıyamadım...buna annem babam abim ablam dostum kankan sııf arkadaşım hocam anaokul öğretmenim yanii herkes dahil...herkes her an beni şaşırtıyor....ben kendimi bile çözebilmiş değilim....onun için de kimse hakkında ne ön ne de arka yargıda bulunmam....içimden geldiği gibi davranırım..karşımdakinin hakkımda ne düşüneceğini pek takmam....ben böyle olunca da sanıyorum ki herkes böyle...yani demek istediğim herkesi kendim kadar tanıyorum ve biliyorum ve öyled olduklarını snıyorum....:)

 

bir de şu var tabi ki...birini tanıdıüğınızı düşünürseniz günün birinde hayal kırıklığı yaşamanız muhtemel....onun için yaradılanı yaradandan ötürü sevin....bu insanı kırmıyor işte:)aksi taktirde "o bunu bana nasıl yapar" diyeni çok gördüm...:)insanoğlu bu herkesten her şey beklenir.....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Güzel soru. Psikolocya alanıyla ilgili olması daha da hoş. :) Fakat bu sorudan önce "insan kendisini nasıl tanır" sorusunu sormak lazım. Bunun cevabını verebildiğimiz nispette bazı ölçülere hakimiz demektir. Buna cevap verebilirsek(vermesek de onlarca yol bulabiliriz) karşıdakini tanımaya dair yüzlerce metodu da aynı anda sıralayabiliriz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

gerçekten zor bi iş ben 21 yaşındayım ve geçmişime baktığımda dünden bugüne benim hiç arkadaşım olmamış .Hiç bir zaman on parmağı geçmemiş ve olanlarda bir bardak suyu dolduracak kadar değil.Sorunları onlarda aradadım ama sorunun kendimde olduğunu fark ettim. İnsanları tanımak için karar verdim ama uzun zmandır düşünmeme rağmen bir adım bile attığımı söyleyemem .Yanlızlık zor bir durum aksinede neşeliyimdir ama itici bir yönüm var benim bulamadığım ve anlamayamadığım sorduğumda da kimsenin bilmediği :) .

 

Lafın kısası ben insanları ve ortamları anlama,tanıma ve yaşama özürlüsüyüm ben buna kesin ve kesin böyle diyorum. Her halde insanın zekasıyla ilgili ne kadar çok bilgieye ve bildiğin şeye sahipsen o kadarda ayakların yere basıyor.Ben düşünüyorumda galiba ben donanımlı biri değilim ve aradığım bulamamın sebebide budur.

 

bilginin sırrını keşfetmek istiyorum ama yolumu bulamıyorum. Yol bulmakta bilmekten geçiyor arayışın olması bir şeyi ifade etmiyor .Aradığını da bilmek gerekiyor.

 

Bu konu hakkında bir şeyler olmak gerekirse .. İnsanları tanıyabilmek için görmek,yaşamak ve kafasında bir şeyleri tamamlamış olması gerek..

 

Bende bunlar yokta biz hala ikince adam olmak kurtulamıyoruz..

 

Saygılar.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

Değerli Arkadaşlar.

'yazanel' isimli Gayretkar Üyemizin sorusunun daha manidar ve de daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bizleri önce kendimizi tanımamız yönünde sevk ettiği için kendisinden Rabbim razı olsun İnşaallah..

Zira insan evvela kendisini tanımalıdır. Kul önce kendini tanımalı, kendini bilmelidir.

Hz. Mevlana'nın Mesnevi'de dediği gibi:

-Kendini bilen haddini bilir.

-Haddini bilen Rabbini bilir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

evet hoş bir konu...

 

İlk önce konuşması elbette...

 

Biraz sohbet her şeyi anlatır insana..

 

Sonra oturma kalkma adabı...

 

Sonrasına gerek bile yok...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bölümde soru gaayet iyi durmuş..

İnsanlar bu sitede fikir alışverişi yapıyor,gayet doğal.

İnsanları çözmek oldukça zordur,bazen yanılabiliyor insanlar birbirleri hakkında.

Rahmetli Sakıp Sabancı,işe alacağı bir elemana ilk evvel yemek yedirir ve yemeğin tadına bakmadan tuz atarsa o adamı işe almaz..Gayet basittir bu aslında,ön yargılı olduğu hemen çıkar ortaya.

Ben ise yemek yedirecek kadar zaman ayırmıyorum sanırım insanlara :)

İlk evvel bakışı, konuşma üslübu ve de tercih ettiği konular konuşmak için, önemlidir sanıyorum,

Herkesin bir anlayış kaabiliyeti var.Kimisi bakıştan, kimisi arkadaşından, kimisi duruşundan, bazen de aileden az buçuk anlıyor karşısında ki insanı.Birde, deneyim de önemli birini tanımak için.

Ve asıl önemli olan nedir biliyor musunuz?

Bİrazda rağmenli sevgilerimiz olsa,aslında çok da insan muhasebesine gerek kalmaz.

Rağmenli derken,sen şu şu karakterdesin, sende şu eksiklik var ,senin fikirlerin bana uymuyor ama ,bunlara rağmen ben insan olarak seni seviyorum .Diyebilmek, biraz daha dostvari bir gelişmeye ön ayak olur kanaatindeyim.

Konu hoş teşekkürler arkadaşım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

bi araştırmaya göre hiç tanımadığımız bir insanı sevip sevmeme olayımız 2- 3 saniye arasında belli olurmuş. o ilk 2*3 saniyede insan otomatikman karsısındaki insanı benimsiyor veya tam tersi oluyormuş.

zaten önyargı hastalığı hemen hemen birçoğumuzda var malesef.

 

bir atasözü derki 'ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz ' bu şahane sözü ,gümüş işlemeli, değerli sanatsal bir levha olarak kabul ediyor ve yorumum olarak bu panoya asmış bulunuyorum bende

Share this post


Link to post
Share on other sites

şimdiye kadarki bütün yorumları dikkatle okudum. tevaffuk mudur bilmem ama son zamanlarda benimde üzerinde sıkca durdugum bi konu..

 

insan tanımak, tanımaya calışmak, tanıyamamamk...Yada tanıdıgını sanmak, heralde insan en zor varlık olmasından onu tanımakta en zor sanat olmalı...

Hangimiz çocukluk arkadaşını yada okulda en yakın arkadaşını tanımaya çaılşarak ölçerek biçerek hayatımıza soktuk.Onları cok severken oturuşlarını kalkışlarınımı degerlendirdik ..hayır şahsen, tesadüftür v.s dir hayatımzda buluyoruz insanları en yakın arkadaşlarımz oluyorlar...en güvendikerimz oluyorlar.ama gün gelip hayal kırıklıgına ugrayabiliyorz...ve tabi ugratabiliyoruzda.. hep biz haklıyızdırya o bana bunu nasıl yapar deriz ilk önce.. hani en güvendigimzdi en yakınızmdı ...insandır en nihayetinde herkesden herşeyi beklemek lazımdır..tabi bu şüpheci paranoyak olmamız anlamına gelmez sadce en yakınımzda olsa o bana asla bunu yapmaz dememliyz..o anki davranışlarını içinde bulunduğu şartlar belirler...yapılanda belkide bizimde payımz vardır...

 

ben insanları tanımak konusunda cok başarılı olamadım hiç... hep düz mantıkla hareket ettim..karşımdakini kendin gibi görmek vardırya,insanları tanımak zor oldugu içinde kolay yolu secip herkesi kendim gibi düşünüyorum ve bunda cogu kez hayal kırıklıgına ugruyorum..tabi cogu zaman empati yapmadan karşımdakide benim gibi düşünüyor sanıp benimde hayal kırıklıgına ugrattıgım olmuştur..elbetteki sapla samanı ayırmamız gerekir ama hatalar tekrarlanmadıgı sürece bir yanlış bütün dogruları götürmemelidir....tabi hata tekrarlanıyorsa "denenmişi denemkten büyük hata yoktur"

 

Hz. Mevlana: “ Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak.”

 

sitenizde yeniyim ,içimden gelen birkaç kelamda ben etmek istedim. konudan sapmamışımdır umarım :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Özel metodlarım yok, fikirlerini ve kalplerini okuyamıyorum. Herkesi kendim gibi samimi ve iyi niyetli sanıyorum. Sonra çok burnumuz yere değdi o ayrı. Ama yine inanıyorum, yine inanırım. İnsanlar cici yaratıklardır. Nasırlarına ve damarlarına basıldığında o daireden çıkar, hiddetleri dinince geri dönerler. Bu böyledir. Araz (cevher) olarak iyidirler yani.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...