Kalemdar 293 Report post Posted March 11, 2011 Hak Bir Gönül Verdi Bana Hak bir gönül verdi bana Ha demeden hayrân olur Bir dem gelir şâdân olur Bir dem gelir giryân olur Bir dem sanasın kış gibi Şol zemheri olmuş gibi Bir dem beşâretden doğar Hoş bağ ile bostân olur Bir dem gelir söyleyemez Bir sözü şerh eyleyemez Bir dem dilinden dür döker Dertlilere dermân olur Bir dem çıkar arş üzere Bir dem iner taht-es-serâ Bir dem sanasın katredir Bir dem taşar ummân olur Bir dem cehâlet de kalır Hiç nesneyi bilmez olur Bir dem dalar hikmetlere Câlînus u Lokmân olur Bir dem dev olur yâ peri Vîrâneler olur yeri Bir dem uçar Belkîs ile Sultân-ı ins ü cân olur Bir dem varır mescidlere Yüz sürer anda yerlere Bir dem varır deyre girer İncil okur ruhbân olur Bir dem gelir Îsâ gibi Ölmüşleri diri kılar Bir dem girer kibr evine Fir'avn ile Hâmân olur Bir dem döner Cebrâil'e Rahmet saçar her mahfile Bir dem gelir gümrâh olur Miskin Yunus hayrân olur 2 Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted April 22, 2011 El Hamdü-Lillah Haktan gelen şerbeti içtik Elhamdü lillâh Şol kudret denizini geçtik Elhamdü lillâh Şu karşıki dağları, meşeleri, bağları Sağlık, safalıkla aştık Elhamdü lillâh Kuru idik yaş olduk, ayak idik baş olduk Havalandık kuş olduk, uçtuk Elhamdü lillâh Vardığımız illere, şol sefa gönüllere Halka Taptuk mânisin, saçtık Elhamdü lillâh Beri gel barışalım, yâd isen bilişelim Atımız eğerlendi, eştik Elhamdü lillâh İndik Rûm'u kışladık, çok hayr-ü şer işledik Üş bahar geldi, geri göçtük Elhamdü lillâh Derildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk Aktık denize daldık, taştık Elhamdü lillâh Taptuğun tapusunda, kul olduk kapusunda Yunus Miskin çiğ idik, piştik Elhamdü lillâh http://www.youtube.com/watch?v=Y9wm4fNCZhc&feature=related 2 Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted April 26, 2011 Aşk Bezirganı Aşk bezirganı Sermaye canı Bahadır gördüm Cana kıyanı Zehi bahadır Can terkin urur Kılıç mı keser Himmet giyeni Kamusun bir gör Kemterin er gör Alu görmegil Palas giyeni Tez çıkarırlar Fevkal'ulaya Şol isa gibi Dünya koyanı Tez indirirler Tahtesseraya Bir karun gibi Dünya kovanı Aşık olanın Nişanı vardır Melamet olur Belli beyanı Dinlemek için... Quote Share this post Link to post Share on other sites
suphiruhi 1 Report post Posted May 17, 2011 Bir büyüğüm anlatmıştı : Yunus Emre vefat ettikten yıllar sonra bir adam, elinde Yunus’un şiirleri, okuya okuya bir dere kenarına varır. Bu adamda bulunan, kağıtlara yazılmış onca şiir; başka bir kopyası olmadığından, hazineden öte bir şey… Evet, Yunus’tan yalnızca bu şiirler kalmıştır ve o an, bunun tek sahibi o adamdır. Dere kenarında devam eder okumaya şiirleri… Kimini beğenir, kimini beğenmez. Beğenmemekle kalsa iyi… Hoşuna gitmeyen şiirleri dereye atar. Arkadaşlar burada biraz duralım, zira konu can yakıcı bir sınıra vardı. Ümit Yaşar Oğuzcan’ın değil, ne bileyim, Can Yücel’İn değil; Yunus Emre’nin kopyası bulunmayan şiirlerini dereye atıyor adam. Devlet hazinesini, ülkedeki fakirlerin ekmeğini çöpe atar gibi… Aradan biraz zaman geçiyor, tabii elde bulunan kağıtların neredeyse yarısı derede… Adam kağıt tomarının sonuna doğru yaklaşıyor. Ve o an harika bir şey oluyor. Keramet… Bir şiir; son kıtası; aynen: Derviş Yunus bu sözü Eğri büğrü söyleme Seni sıygaya çeker Bir Molla Kasım gelir Adamın başına dünya yıkılıyor. Zira, Yunus’un yıllar önce yazdığı şiirde zikrettiği Molla Kasım; kendisi, şiirleri dereye atan kendisi… Sonra Molla Kasım, elinde kalan şiirleri muhafaza ediyor ve bugüne işte okuduğumuz Yunus Emre şiirleri kalıyor. Allah rahmet eylesin; görebilmeyi nasip etsin inşallah. Quote Share this post Link to post Share on other sites
SiyahCeket 67 Report post Posted September 30, 2011 Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum Dünya topu ayağıma oturmuyor dostlarım Bu vuruşla onu ancak tribüne atarım. Halbuki böyle olmamalı. Ayağa oturmadıktan sonra düzgün bir vuruş yapılamıyor. Pozisyon ne kadar müsait olursa olsun sonuç tribün, aut, dağlar ve taşlar oluyor. Stattan yükselen uğultu, yuhama… yuhamala… yuhalamalarla birlik olup kulakları delme teşebbüsüne girişiyor. Amaç ne? Topun kaleye girmesi patron. Top kaleye girmeden; yukarı normandiya tabiriyle gol olmadan hiçbir şeyin önemi olmuyor. Evet, halbuki böyle olmamalı. Dünya topunu girişi olup da çıkışı olmayan bir kaleye şutlamadıktan sonra Massimo Busacca boğazına hardal tanesi kaçmış yerken musakka kimin umurunda olur? Dünya… O aldatıyor biz aldanıyoruz. “Bu oyun hep aynı, değişmiyor.” Hem de bile bile… Al hocam, buyur; Üstadın Ne İleri Ne Geri şiirinden : İçinden bu kafanın, Fani dünyayı silsem. 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kalemdar 293 Report post Posted December 13, 2011 3 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kalemdar 293 Report post Posted February 8, 2012 Şeyhimin İlleri Şeyhimin illeri, uzaktır yolları, Açılmış gülleri, dermeye kim gelir ya hu? Şeyhimin özünü, severim sözünü, Mübarek yüzünü görmeye kim gelir ya hu? Şeyhimin ilinde, asası elinde, Şeyhimin yolunda olmaya kim gelir ya hu? Şeyhimin şemine, bu canım pervane, Salâdır aşıklar, yanmaya kim gelir ya hu? Ahd ile vefalar, zevk ile sefalar, Bu yolda cefalar çekmeye kim gelir ya hu? Ah ile göz yaşı, Yunus-un haldaşı, Zehr ile şol aşı, yemeğe kim gelir ya hu? 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
cansuyu 116 Report post Posted September 8, 2012 “Tevazu ile gelsin, kimde erlik var ise. Merdivenden iterler, yüksekten bakar ise. Kim ki yüksekte gezer, er geç yolundan azar, Dış yüzüne o sızar, içinde ne var ise.” 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Yunus Emre Delioğlu 2 Report post Posted September 8, 2012 Danışman okur tutmaz, derviş yolun gözetmez Bu halk öğüt işitmez, ne sarp zaman olısar -Yunus Emre Quote Share this post Link to post Share on other sites