Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
NFK-Fan

Maveracıların Üstad'a Ayıbı

Recommended Posts

MÂVERÂCILAR VE BİR ÖLÇÜ

 

Bu arada «Mâverâ» isimli, üzerinde erimeye ve bir takım vaadler hecelemeye değer bir mecmua ve etrafında bir çevre var ki, herbirini tam ayar Büyük Doğucu bildiğim ve kadromuzda gösterdiğim, (otomobil-kendinden hareketli) eser verme çağında, olgun yaşta gençler diye sıfatlandırılabilir bu zümreyi korkunç bir kaçaklık içinde görmekle, öteden beri biricik gıdamı teşkil eden inkisar ve ıstırapların en zalimine uğramış bulunuyorum.

 

Bunlar benim M.S.P. Millet Vekili namzetleri listesine alınmak üzere öne sürdüğüm ve âdi şahıs plânı üstünde fikir ve ideal temsilcileri olarak mutlaka kabullerini istediğim ve atlatıldıklarına şahit olduğum gençler...

 

Heyhat ki, şahıslariyle değil, fikirleriyle listeye alınmayan bu gençler, yine benimle her noktada mutabık fikirlerine rağmen, M.S.P'ye karşı aldığım tavır üzerine onların bir gazetesine kapılanmakta, dâvalarını gütmekte ve bana aykırı tavır takınmakta tereddüt etmediler.

 

Onlar ki, kitaplarında annelerini «Büyük Doğu» diye göstermişler ve bana «siz bize komünist partisine girin deseniz gireriz!» demişlerdi, nasıl oldu da asıllarını inkâr ettiler, annenin hakkını helâl etmeyeceğini düşünmediler; ve üstelik hadiseyi mahrem plânda tutmayıp bir keresinde şerefsiz bir telmih ve îma yoliyle müslümanlar arasında fitne çıkarmakla suçladılar.

 

Öyle mi?.. Buyursunlar işi aleniyete vurmak cüretinin karşılığını!..

 

Fitnenin ancak gerçek müslümanlar arasında çıkarılmaması gerek bir emir olduğunu, aksine, sahtelerle düşmanlara karşı taarruzun da farz değerinde olduğunu ve bizim çattıklarımızın müslümanlar değil, (etiket) ve (rozet) satıcısı simsarlar olduğunu öğrensinler... Ve artık annelerinin yüzünü görmez, hâl ve hatırını sormaz ve yerini yurdunu aramaz olsunlar!.. Bunlardan biri bana, telefonda: — Biz sizin M.S.P.'ye çatmanızdan değil, A.P. ve M.H.P.'ye avans vermenizden yaralıyız! Deyince büsbütün inkisara düştüm, Dâvamızı sancak direğinin tepesine çıkarmak için biri küfür ve öbürü kalpazanlıktan ibaret basamaklar yanında, ne kadar çarık-çürük olsa da tamir kabul edebilir ve sıklet çekebilir A.P. ve M.H.P. merdivenlerine ümit bağlamaktan -ve sözüme dikkat edin!- hiç olmazsa mücadelemizi ancak onların iktidara gelmesiyle mümkün görmekten başka çare kalmıyor; bu kadar ince ve hesaplı bir politika ve strateji nasıl oluyor da anlaşılmıyor ve «harp hüd'adır!» hadîsinin tam yeri olan bu vaziyet, onlardan olmak sanılıyor? Kaldı ki, onlar telkin ve tesirimizle bizden olurlarsa, biz de onlardan olmayı en aziz vazife bilir ve Adalet Partisi'nde hakikî adaleti, Milliyetçi Hareket Partisi'nde gerçek hareketi görmekle saadete ereriz.

 

} Olanca mesele, bizim, bu iki parti mevzuunda, yekpare ve asla bölünmez dünya görüşümüzden en küçük bir tâviz vermeyeceğimizdedir.

 

Bir zamanlar Rus sefaret heyetinden birinin «komünist olsaydınız size Moskova'nın yarısını verirdik; ama zırnık vermeyiz. Zira olmayacağınızı biliyoruz!» dediği bu hakîr adam, kâfirinin de, münafığının da, devrimbazının da, masonunun da gözünde inanç bütününden tek zerre feda etmez bir insan olarak tespit edilmişken onu ıvazcı diye gören çeyrek müslümanlara ve hele nazarlarının kuvvetini görmekte yanıldığım ve değerlendirilmeleri yolunda gittiğim Mâverâ iddiacısı mâsivâ giriftarlarına yazıklar olsun!..

Share this post


Link to post
Share on other sites

EVLATLIKTAN RED

 

Damı çökmüş, duvarları çatlamış, tabanı ise üstüne yeni bir inşa bekleyen MSP harabesinin kıyıcığında, yaşları 40-50 arası, küçük ve günlük politikadan ziyade büyük ve yarınlık siyaset ve fikir adamı olmak iddiasında 4-5 kişiden ibaret bir zümre vardır ki, bunlar, bizzat öz mısraları ve cümleleriyle kendilerini Büyük Doğu Mektebinin çömezleri saymışlar ve «anamı sorarsan Büyük Doğu» diyecek kadar ileri gitmişlerdir. Hattâ âciz şahsıma olan fikir itimatlarını o hadde çıkarmışlardır ki, bana «sen bizden komünist partisine girmemizi istesen kabul ederiz!» demeye kadar varmışlardır.

 

Bunlar son Büyük Doğularda kadromuz içinde yer alırken ortaklaşa yazdıkları bir mektupla yazılarının artık yayınlanmamasını isteyerek, benim MSP'den kopuşuma ve aziz dâvanın zaferine ait zemini başka partilerde aramama isyan etmişlerdir.

 

Daha evvel MSP güdücülerinin şahıslarını ve Partiye sıçrattıkları nefsanî güdümü benden çok daha acı şekilde kötüleyen bu kişiler, ne olmuştur da, komünist partisine geçecek kadar yol göstericilerine sadakat iddiaları şöyle dursun, tefessühünü gördükleri MSPden kopmaya bile razı olmamışlardır.

 

MSP gazetelerinden birinde bu kalemlere bağlanan birkaç kuruşluk maaşın bu hususta âmil olduğunu sanmak alçaklık olur. Onları, bazı istikbal vaadlerine kadar menfaat duygusunun bu rütbe şenîinden tenzih ederim.

 

Öyleyse ne? Şu:

 

İyiye, doğruya ve güzele karşı tüm hassasiyetlerini kaybedercesine kendilerini kaplayan nefsanî bir hırs halinde ucuz tarafından (ideolog) olmak gayreti, yularını çözme ve istiklâl ilan etme sevdası... Sadece, hasret çektikleri makamda gördükleri aciz ferde (şahsıma) tahammül edemez hale gelmiş olmak ukdesi...

 

Bu ukde altında ezilen daha nice muharrircik, şaircik, dernekçik, profesörcük tanıyorum.

 

Bu ukde, bahis mevzuu kahramanlarda o kadar büyümüştür ki, CHP ile MSP arası bir ortaklığı meşru sayacak ve AP ile MHP'yi CHP'den daha ziyade CHP köküne sadık görecek dalalet ve hamakat anlayışına düşmüşlerdir.

 

CHP ve MSP arası ortaklık muradları da her ân gerçekleşebilir; ama MSP'de öyle bir patlama olur ki, tozu bile kalmaz.

 

Süt emdiği anayı inkâr ve henüz mânada 1 yaşını doldurmamışken parmaklarından güğümlere süt akıttıkları iddiasındaki bu fikir ve kütüphane kaçaklarını, hemen hakka dönmedikleri takdirde evlatlıktan reddetme durumuna getirilmiş bulunuyorum.

 

Benim, bir katarda lokomotife tahammül edemedikleri için raydan çıkan kıskanç vagonlara değil, bizzat lokomotif olacak, aldığı tesiri kusmayacak ve onun altında ezilmeyecek şahsiyet çekirdeklerine ihtiyacım var.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Muhterem Üstadımız,

 

Malumunuz olan siyasi kanaatimizin değişmediğini ve değişmeyeceğini elbette takdir buyurursunuz. Bu bakımdan Büyük Doğu'nun ikinci sayısının size arzettiğimiz ve muvafakatinizi lutfettiğiniz sıtratejiyi muvafık düşmediğine ayrıca bu sayının en yakın çevremizi de çok derin bir üzüntüye sevkettiğine şahit oluyoruz.

 

Bundan böyle dergiden bizi affetmenizi, yazılarımızı yayınlamamanızı istirham ediyoruz.

 

Bunları size karşı beyan bizim için çok güç olmuştur, üzgünüz.

 

Kendimizi sonuna kadar B.D. davasının mensubu saymak, bundan böyle de boynumuzun borcudur. Bundan emin olmanızı dileriz.

 

Saygı ve bağlılıklarımızla.

 

20 Mayıs 1978

 

A. Erdem Beyazıt

 

Bahri Zengin

 

M. Akif İnan

 

Rasim Özdenören

 

Reşat Aksoy

 

(Rahmetli Cahit Zarifoğlu bu belgeyi imzalamamıştır.)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Değerli arkadaşlar, evvela ilk iki yazının raporlardan iktibas olduğunu belirteyim.

 

Maveracıların bu tarihte yaşına başına, enine boyuna ve fikir yetkinliğine bakmadan Üstad'a posta koymaya kalkması oldukça enteresan, üzerinde durmayı gerektiren ve üzücü bir hadise olmuştur. Üstad'ın son dönemlerinde yanında paye edinme şansına eren ve bunun her fırsatta pazarlamacılığını yapan bir kısım aklı kıttın yanında;, çok sevdiğim ve samimiyetlerine inandığım Maveracıların tabiri caizse kedi olmadan fare tutma düşüncesiyle fikir babalarını yalnız bırakmaya kalkmaları hakikaten düşündürücü bir hadise. Düşündürücü bir hadise evet, mutlaka ders çıkarılması, ibret alınması, kaçınılması gereken bir duruş bu.

 

Eminim ki takip eden yıllarda Üstad ve Maveracılar barışmıştır... Zaten bugün Üstad'ın nesli olarak gösterilebilecek şahısların önde gelenleri arasında kendilerinin de kabul ettiği üzere Maveracılar da yer almaktadır ve Üstad'ın tanınmasında payları büyük olan bu şahısların da çabası mutlaka takdire şayandır. Fakat bu tavırları, malesef, kendini biraz büyümüş ve söz sahibi olma mevkiine ermiş telakki edenlerin istiklal kazanabilmek adına, nefslerinin veya kıt gözlem kabiliyetlerinin esiri olarak baba ocaklarının hakkına girdikleri bir dünyada hakikaten hazin bir remz teşkil etmektedir.

 

Maveracılar'ın Üstad'a kimin için posta koymaya çalıştığı, zihinlerde malesef "Güler misin, ağlar mısın?" sualini uyandıracak bir garabet. Bu insanların sırf hükümete girebilmek için CHP'ye namusunu teslim eden, mecliste yer aldığı 7 yıl boyunca yapılabilecek bütün yanlış ve samimiyetsizlikleri tek istisna olmaksızın fiile dökmeyi başarabilen ve belki Maveracıların, bizzat kendilerinin de haberleri olmadan, Üstadca mebusluğa teklif edildikleri fakat kabul edilmedikleri MSP'ye yamanabilmek için bunu yaptıklarını iddia etmek, meseleyi yarısıyla görmenin bir neticesidir. Evet, bu hareketin yarı sebebinin MSP'nin ne olduğunu dönemin şartları içerisinde tespit edememekten ileri geldiğini düşünürsek, öbür yarısının, kendilerini yetiştirenlerin sözümona hakimiyetinden çıkmak ve yetiştiği kabuğu kırarak büyüdüklerini ispat etmek içgüdüsüyle hareket eden pişmemiş, toy aydınlarımızın klasik davranışına ithafı mecburi olur. 19. yüzyılda Avrupa'ya giderek eğitim alan gençler ve bugünün birçok beyin göçmeni de, memleketine karşı buna benzer bir tavrın taşıyıcısı olmamış mıdır? En menfi tarafından ve en uçlardan bir örnek olarak, Ahmet Hakan ismini taşıyan, kendisini adam eden çevrelere her an kusmayı şahsına iş belleyen, çapını ifade etmeye Türkçe sözlükte kelime bulmak zor olan ağzı zift dolu fikir, insaf ve boy cücesini gösterebiliriz.

 

Her insanın aynı düşünemeyeceği hakikatini görmezden gelircesine, en ufak bir ayrılıkta kendisini yetiştiren kişiye hak etmediği bir tavrı, kötü niyet taşımamalarına rağmen gösteren Maveracılar, yeni doğan ve içi heyecanla kaplı aydın kesimin, daha sonradan pişman olacağı nefsani hareketlere girmekte ne kadar aceleci davrandığını gözler önüne seriyor. Hepimizin ders çıkarması ve yetişme esnasında kesinlikle kıskacına düşmemesi gereken bu tip vefasızlık hadiseleri, ne fikir babalarının büyüklüğüne zarar getirebilir, ne de varlıklarını ispat edebilmek adına fikir babalarını çiğneyebilenlere hakikat karşısında bir rütbe kazandırabilir. Neticede yine Üstad haklı çıkmıştır. Çıkmasaydı ne değişirdi? Tekrarlayalım, elbette ki bir talebe, hocasıyula aynı fikirleri taşımak mecburiyetinde değildir; fakat ona karşı davranışlarında, Hazret-i Ali'nin artık kullanıla kullanıla sulanan o güzel düsturunun nurunda hareket etmeli, saygıyı ve iyi niyeti asla elden bırakmamalıdır.

 

Büyük Doğu sitesinde haklı olarak "Kötü Dostlar" ifadesiyle sıfatlandırılan bu güzel insanların içine düştüğü hata hepimize bir ders olmalı. Erbakan için Üstad'ı kırmak ve kendisi tarafından hakkının helal edilmeyebileceğine dair küçük bir imanın yapılmasına sebep olmak, düşünün, Üstad tarafından yetiştirildiklerini ve büyütüldüklerini öz ağızlarıyla söyleyen bu kişiler için ne acı bir hal olmuştur...

 

Yetişen yeni gençlik olarak bu tepeden bakan, anlamaya çalışmayan, asi tavırları bir yana bırakmamız ve ruh hamurkârlarımızla anlaşamadığımız yerlerde kendi görüşlerimizi de itidal çerçevesinde ileri sürmeye dikkat göstermemiz gerekiyor. Manevi babalarımızın haklarına girersek, Allah bu kul hakkını kuvvetle muhtemeldir ki affetmeyecektir.

 

İç burkan bu yazılar kulağımıza küpe, hareketlerimize yol haritası ve tavırlarımıza dengeleyici olsun...

 

Saygı ve selamlarımla

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üzücü bir durum. Son zamanlarda Maveracılar hakkında bir araştırmaya koyulmuştum da gözüme çarpmıştı bu durum.

İç burkan bu yazılar kulağımıza küpe, hareketlerimize yol haritası ve tavırlarımıza dengeleyici olsun...

Başka söze ne hacet...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mahut mektubun orjinali.

kotudostlar.gif

Muhterem Üstadımız,

Malumunuz olan siyasi kanaatimizin değişmediğini ve değişmeyeceğini elbette takdir buyurursunuz. Bu bakımdan Büyük Doğu'nun ikinci sayısının size arzettiğimiz ve muvafakatinizi lutfettiğiniz stratejiyi muvafık düşmediğine ayrıca bu sayının en yakın çevremizi de çok derin bir üzüntüye sevkettiğine şahit oluyoruz.

Bundan böyle dergiden bizi affetmenizi, yazılarımızı yayınlamamanızı istirham ediyoruz.

Bunları size karşı beyan bizim için çok güç olmuştur, üzgünüz.

Kendimizi sonuna kadar B.D. davasının mensubu saymak, bundan böyle de boynumuzun borcudur. Bundan emin olmanızı dileriz.

Saygı ve bağlılıklarımızla.

20 Mayıs 1978

A. Erdem Beyazıt

Bahri Zengin

M. Akif İnan

Rasim Özdenören

Reşat Aksoy

(Rahmetli Cahit Zarifoğlu bu belgeyi imzalamamıştır.)

Share this post


Link to post
Share on other sites

''Hep nefs çıkar karşıma ölüp ölüp dirilsem'' dedi Üstadımız...

Vefasızlık, nefs, rütbe hırsı; ne acı.

Tüm olgu ve oluşumların bir anda önüne geçip hepsini bitiriveriyor.

Üzücü ve ders almamız gereken bir durum.

 

''Sadakat'' ve yine ''sadakat''...

Share this post


Link to post
Share on other sites

acayip şaşırdımya. hele o üç kişi yokmu.....pes valla. bizde bu şahıslara laf söyletmiyoruz bide kendimizce. e abilerimizya bunlar, üstadın çorbasından nasiplenmişlerya ! bişeydemiyorumya...kafa tazelemem lazım suan

(o dönem üstadın gözünde ne şekil oldular oldular acaba merak ediyorum. gerçi ikisinin şuanda mezartaşı olduklarını biliyorum.)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne söyleseniz haklısınız arkadaşlar ancak Üstad'ın tanıtılması için olanca çaba sarf etmiş kişiler. Üzücü bir durum özellikle Rasim Özdenören'i severek okuyorum,hem Üstadımızın hemşehrisi. Benim merak ettiğim bu olaydan sonra dergiden tamamen çekilmişler midir yoksa Üstadın, evlatlıktan red yazısından sonra çaba sarf etmişler midir? dergide yazmaya devam etmişler midir?bununla ilgili bir bilgi var mı?

Ayrıca Cahit Zarifoğluna helal olsun,gerçekten çokk zarif davranmış. Sadakatı takdire şayan.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad'a hıyanet etmeyen acaba kim/ler kalmıştır ?

 

***

 

O'nun kadar uzun nefesli , taktisyen , fedakar ve cefakar olmak kolay mı(ydı) ?

 

Biz -kim ne derse desin- O'nun yolundayız

 

Ve kafamıza tokmağı vurup duruyoruz.

 

O tokmak iyi-doğru-güzel'e ulaşıncaya kadar durmayacak !

Share this post


Link to post
Share on other sites

Büyük Doğu'nun sitesine girdiğimizde,mektupların olduğu bölümde..altında akif inan,rasim özdönören,erdem beyazıt...kısacası cahit zarifoğlu hariç mavera kadrosunun Üstada hiçte doğru olmayan bir tavır aldıkları,ve bu tavrın altına imza attıkları malum...Üstadın bu mektubun köşesine hıyanet vesikası yazdığı ve raporlarında gördüğümüz üzere onlara karşı gayet büyük bir inkisar ve kızgınlık içinde olduklarını görüyoruz...acaba bilen var mı?daha sonra gidip Üstadla helalleştiler mi?özür dileyip,pişmanlıklarını belittiler mi?yoksa Üstad onları hıyanet edenler olarak bilerek mi vefat etti?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Maveracılar için acınaklı bir durum. Hele hele o imzayı basan ellerin, "beni, tek parça parmak ve kemik kalmayacak bir nedametle tuz-buz et" asabiyet ve edasında, her dem öz sahiplerine Üstad'ı hatırlatması ne acı veren bir vicdan yarasıdır kimbilir? Yazık, çok yazık... Affedilmiş olsalar bile, bardak kırılmış bir kere...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstadın bahsini ettiği «anamı sorarsan Büyük Doğu» ifadesi Mehmet Akif İnan'ın Yiğitler şiirinde geçmektedir.

Bulup unuttuğum mısralar nerdesin,
İçimden kaçıran hangi uçaktır?

O tepe baş tepe yabancıların,
Onlarca aldatış utkudur takdır.

Kanımın nehriyle cetvellediğim,
Bu toprak söyleyin neden çoraktır?

En kara putların saldırısında,
Yurdumun ki alnı ay gibi aktır.

Anamı sorarsan Büyük Doğudur
Batı ki sırtımda paslı bıçaktır.

Yiğitler yol olsa destana doğru,
Şehitler gözümde aynen bayraktır

Gel kurut bu çağın kargaşasını,
Seninle beklenen şimdi şafaktır...

MEHMET AKİF İNAN

Efendim bunun bir de Grup Selika'dan marş versiyonu var. Bilenlere nostalji olsun.

https://www.youtube.com/watch?v=Wn9Gq1bBWVo

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...