Muvazene 190 Report post Posted May 12, 2009 Bir mahkemesi için Üstad Ankara'daydı. Yıl sanırım 1964 olacak. Üstad muhteşem bir savunma metni hazırlamış. — Mahkemeden önce biz dinleyelim. Dedik. Bize : — Hayır, dedi, mahkemede dinleyin. Bayılacaksınız. Mecburen : — Olur, dedik. Bu 'olur' deyiş, hepimizin Üstad'la birlikte, dinleyici olarak mahkemeye gitmemiz anlamınaydı tabii. Ve gittik de. Hem de oldukça kalabalık bir gurup halinde. Küçük mahkeme salonunu tıklım tıklım doldurduk. Üstad girdi içeriye. Gayet dinç ve keyifli, çantasından savunmasını çıkardı. — Müsadenizle müdafaamı buradan okuyayım. Diye başladı. Hâkim mütebessim bir yüzle ve gayet nezaketli olarak : — Madem metin halindedir, isterseniz zahmet çekmeyiniz, onu bize veriniz, dosyanıza koyalım. Başka ekleyeceğiniz bir husus varsa, konuşunuz. Hâkim bu sözlerini gerçekten de öyle efendice bir tavır içinde söylemişti ki Üstad'ın, bu zarafet tablosu karşısında, elindeki metni Hâkime uzatıvereceğini sandık. Dolayısiyle bizim dinlememiz de suya düşecekti. Lâkin birden bire Üstad, Hâkimin de saygıyle yerinden küçücük, bir referansla kıpırdanmasını sağlayan, öyle yumuşak ve tamamen dostane, artık reddi gayrı mümkün bir jestle, sözlerine el işaretini de katarak, kadifeden bir sesle, Hâkime bir özel değer izafe edercesine: — Sırf sizin için okuyacaktım... Dedi ki, Hâkim bu mukabil zarafet gösterisi karşısında, birden bire daha memnun ve mutlu, bir muvafakat tavrına gömüldü. Dolayısiyle bütün salon, o muhteşem savunmayı Üstad'ın sesinden dinledi. (Akif İnan - Mavera Dergisi Üstad Özel Sayısı) Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted February 25, 2010 Bu savunmayı ben bulamadım. Acaba link verebilir misiniz? forumda mevcut değilse de eklenmesini rica edebilir miyim? Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted February 26, 2010 Üstad'ın, sayısını tam olarak bilmediğim davalarının mahkeme karşısında yapılmış olan müdafaalarından sadece bir kısmı, Müdafaalarım ismiyle yayınlanmıştır. O kitapta ise, bu hatırada Akif İnan'ın belirtildiği şekilde 1964 yılında yapılan bir müdafaa maalesef yer almıyor. Kitapta yer almadığı için de savunmaya ulaşmak, savunmayı okumak sanıyorum ki mümkün değil. Hatırada, müdafaanın muhtevasına dair ipucu olabilecek herhangi bir noktaya temas edilmediğinden, müdafaanın nasıl bir davaya binaen yapıldığı hakkında da bir fikir yürütemiyoruz. Bu kitabın muhtevasındaki müdafaalar dışında, mahkeme arşivlerinde özel bir çalışma yapılmadığı müddetçe başka bir müdafaaya ulaşmak mümkün olmasa gerek. Alâattin Karaca, devlet arşivinde yapmış olduğu bir araştırma neticesinde Üstad'ın Menderes'e yazmış olduğu mektupları arşivde görmüş ve bu mektupları kitaplaştırmıştı mesela. Ve ilk kez yayımlanan yeni belgeler, mektuplar ortaya çıkmıştı. Müdafaalarım kitabının başında şu not yer alıyor: "Bu müdafaalar, Necip Fazıl Kısakürek'in 1946-1983 tarihleri arasındaki muhtelif yargılanmalarından bir demet olup daha niceleri yayınlanmamış olarak mahkeme dosyalarındadır." Bu not gösteriyor ki, Üstad'ın daha bir çok müdafaası okunmak için arşivlerin tozlu sayfalarından kurtulmayı bekliyor. Ki bu notun dışında, bir de Büyük Doğu Yayınları'nın kitap hakkında beyan ettiği şu malumat var: Necip Fazıl Kısakürek'in mahkeme arşivlerinde çürüyüp yokolmuş pek çok savunmasının dışında, 1946'da Sümerbank dâvasından başlayarak, özellikle ünlü "Malatya suikasti dâvası"nın yer aldığı; onun mücadele tarihine ışık tutan, "zor günler"deki üslûbunu, üstün mantık ve diyalektiğini örneklendiren kitaptaki savunma konusu diğer dâvalar şunlardır: Türklüğe Hakaret Dâvası (1947); Rejimi Kötüleme Dâvası (1947); Şapka Dâvası (1950); Hükümetin Manevî Şahsiyetini Tahkir Dâvası (1965); b.d. Fikir Kulübü Dâvası (1967); 5816 sayılı kanuna muhalefet Dâvası (1968); Devletin temel nizamını din ölçüleriyle değiştirmeyi kast suçunu düzenleyen 163'üncü maddeyi ihlâl Davası (1969); İdeolocya Örgüsü Dâvası (1970)... Kitapta, Malatya Hadisesinden hemen sonra yayınladığı "Maskenizi Yırtıyorum" adlı broşürü, 1,5 yıl mahkûmiyetle neticelenen ve vefatı sebebiyle infaz edilemeyen Vahidüddin Dâvası'na dair bilgi ve belgeleri ve çeşitli dâvaların basına yansımalarını gösteren gazete küpürlerini de bulmak mümkün. --- Eğer ki bu hatırada geçen müdafaa, mahkeme arşivlerinde çürüyüp yok olanlardan biri değilse, ileride Üstad'ın müdafaalarının yekûnunu ihata eden bir araştırma neticesinde ortaya konan bir kitapta o müdafaaya erişebiliriz. Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted February 26, 2010 O, "sizin" derken dinleyicileri de ihmal etmemiştir... Hakim işin görünen yüzü, kaynayan yanı... Rûhu şâd olsun... Quote Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted January 7, 2013 İşte ciddi ince zeka diye ben buna derim. Hakime jest geçer gibi.. Burada Üstad'ın duruşmalarında adeta "artistlik" sergilediğini sanırım anlamak zor değil. Sanki milleti tiyatro seyrine davet ediyor. "Alemsin Üstadım ya!" demek istiyorum. Quote Share this post Link to post Share on other sites