sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Ey Gönül !..Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür ? Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi? Şems-i Tebrizi __________________ Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Tek kişilik miydi ki bu şehir ? Sen gidince bomboş kaldı ! (Özdemir ASAF) 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Bu bir itiraftır ; Bir ipte oynamaz iki cambaz ... Biri sendin ,diğeri ben ! Sen ayağım kaydı sanıyorsun ya, Ahmakça ! Sendin kısa çöpü çeken, Bendim seni iten … Yüreklice ! Gökçe Çora Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Akşamdır Suları boğdu dalgalar. Ses hoyrat, sevinç yılgın, şakaklarım sonbahar… İklimi kurak aşkların… Yapışmış tenime ter, elime kir, sessizliğin ortasında bir deli rüzgâr. Akşamdır avuçlarında marmara'nın… Akşamdır, şiire karıştı sular, sularda çoğalır sevdalar; ellerim ah ellerim, nasıl anlatsam, gece… Gece kokuyor çocuklar… Yılmaz Odabaşı Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Aşkların YetimRengi Yalnızlığımda seni büyüttükçe kalabalıklaşacağım; Sen kendi kalabalığında hep yalnız olacaksın… I Kapattım ucu kıvrılı yerinden bir defteri Bir defter adınla hükümlü şimdi... Sen kendinin pası, kilidi. Gençliğin kendine savurur seni, Esmersin, cehennemin dibinde doğmuşsun, baban iki karılı; evlerde, erkenlerde bekler seni. Sen feodalizmin kara dilberi, gündüzlerin gölgesindeydi sevgi. Gölgesinden gündüzlerin iklimler geçti… Sesin şimdi kanayan bir gül gibi: Kangren... II Sen orda kendi manastırının huysuz müridi. Sen orda bir korkuda, bir şarkıda, ölüm susan uğultuda… Sen orda düşlerine leş kargası tüneyen! Elleri ayazlarda sen orda, esmerliğine rehin feodal şatolarda.. Uyurken sen hasretin avlusunda, gündüzlerin gölgesinde oturuyordum. Sonra boşuna çizdim karanlığa resmini. Boşuna... Ezberleyip hasreti… Oysa nasıl istersen öyle gebertebilirdin beni. Nasıl istersen! Artık sulara k(atalım) aşkların yetim rengini... Yılmaz Odabaşı Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Bir Aşk Yara Ben şu kısa boylu hayatta uzun boylu kederlerle acırım. Yorar beni şu telaş, şu karmaşa. Bir sığınak aranırken şu uğultuda, bir aşk gelir, bir yara. Bir yara… Bir yara daha! Eski bir aşk, yeni bir ayrılıktır her zaman. Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır. Kimse bilmez be canım, bir yara bir ömrü nasıl kanatır… Ben seni hep ayrılıkla anmışım Titreyen ellerimle günlerin buğusuna adını… Hep adını yazmışım. Bir aşk gelmiş bir yara. Bir yara…Bir yara daha! Eski bir aşk, yeni bir ayrılıktır her zaman. Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır; kimse bilmez be canım bir yara bir ömrü nasıl kanatır… Yılmaz Odabaşı Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Dağlarda Ölmek İsterim Ömrümde nice sızı var kışların önü, sonu var. Kalbim bu kuşatmalarda dar; dağlarda ölmek isterim. Ben ateşten, hınçtan doğdum. Üç beş kuruşa kul oldum, yetmedi de mahpus oldum; dağlarda ölmek isterim. Kaç mevsim ağladım kaldım, tutuşan özlemle yandım, kentler zalimdi dayandım; dağlarda ölmek isterim! __________________ Yılmaz Odabaşı Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Hayat Gül Kokulu Bir Sağanak Yine Gözlerimin önünde ıslak dağların kabaran yalnızlığı. Ne varsa uçurumlar eşiğinde, hüzünlerle yalpalayan ne varsa gözlerimin önünde, ve hayat gül kokulu bir sağanak yine… Bir şeyler anlatmak istiyor hayat ve alıp götürmek bir şeyleri kurt sofralarına… Gün batıyor... Gün batıyor bukağısı paslı bir sevinç oluyor yalnızlığım. Unutuyorum sevgilim suretini; durgunluğum “niçin”di unutuyorum… Gün batıyor... Gün batıyor ürkek yıldızlar dolanıyor yalnızlığıma. Umurumda değil ne yağmur ne ayaz ne de bu kerpiç kokusu havada; unutuyorum, sabaha kadar, gün batıyor ve geciken sabahlara koşuyor kuşlar, gözlerimin önünde ve hayat gül kokulu bir sağanak yine… Yılmaz Odabaşı Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Her Ömür Kendi Gençliğinden Vurulur Günlerin çarmıhında seni ağrıyan yanlarımla sevdim, tutuklu kollarımla; yokluğunda burada yıllar verdim. Yokluğuna burada! Herkes bilecek bunu; tabancaya gerek yoktur… Tabancaya gerek yoktur! Sen haklı bir cinayetsin günlerin duvağında: Her ömür kendi gençliğinden vurulur... Yılmaz Odabaşı Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Herkes Ölür Ölümünü “Ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak.” -C. Pavese- I Kanatlanır, kanatılır bütün boşluklar. Aynalar her gün bir başka yalan söyler ve kalınır geride çizilmiş hayatlardan, geride yağmurlardan ve çığlıklardan. Herkes çizer boşluğunu… II Her aşk başlarken pembe, ayrılıkta rengi siyah yalnızlığın… (Herkes arar pembesini. Oysa kendinden ötesi yoktur; kimse sevmez yalnızlıkta gölgesini…) III Herkes sever doğumunu; kim sever ölümünü? Herkes sever doğrusunu; kim sever yanlışını? Herkes susar ayıbını. Herkes susar ayıbını… IV Herkes bilir gitmesini. Bir zaman öğrenirsin gideni sırtından öpmesini Herkes yaşar hasretini… V Herkes geçer gençliğini Herkes…Buğusunda anıların yitirir kekliğini… VI Herkes yaşamakla suçlu, aşkıyla hükümlüdür; herkes doğarken ölümlüdür. Herkes ölür ölümünü; göğe salıp düşlerini, salıp tenini, nefesini bırakır ceketini. Herkes bırakacaktır ceketini… Yılmaz Odabaşı Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Kendine Benim İçin Gül Ver Bak, yıllarım sırılsıklam/ yağmurlar giymiş, günlerin avlusuna yeni yeni çocuklar inmiş; dağlar için, sular için bana bir gül ver. Avuttuğum düşler için bana bir gül. Bir gül pusulasız gemiler, sökülmüş günler için... (Ben bütün yeşillerimi inatçı ayazlara çaldırdım; sen kendinin ellerinden tut ve kendine benim için bir gül ver.) Kendine bir gül(ü) ver Yılmaz Odabaşı Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Konuşsam Sessizlik Gitsem Ayrılık Resmin rehindir gurbetimde. Gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin. Alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sana. Sar, büyüt ellerinle, konuk et sıcaklığına; konuk et kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana... Ve akşam, bir kez daha; saçlarını topla ve dağıt sesini rüzgârlara! “Bir of çeksen karşıki dağlar yıkılır”: Çekmiyorsun! Akarsuları imrendiren yüzün de, sabahçı kahveler de biliyor: Görüşmeyeli yorgunum yıkık kentler kanadı sevinçlerimle. Görüşmeyeli ya sen nasılsın, adım, adresim durur mu defterinde? Şimdi Siirt'te koyun kokulu bir gecedeyim. Beynimde iklimsiz papatyalar ve kuşatılmış bir akşam duruyor penceremde. Sokakların gün batınca neden boşaldığını ve yüreğimin neden kabardığını bilmiyorum. Konuşsam sessizlik/ gitsem ayrılık… Yılmaz Odabaşı Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Lambayı yakma, bırak! Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların dilsiz olduklarını anlıyorum. Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum. NAZIM HİKMET __________________ Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Bıktım usandım sürüklemekten onu, Senelerdir, ayaklarımın ucunda; Bu dünyada biraz da yaşayalım, O tek başına, Ben tek başıma. ORHAN VELİ KANIK Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Hadi yaramı sarmaya merhemin yok Yalandan da olsa gönül alamaz mısın? Mevlana Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 O denli o denli çok beklettin // Alıştırdın bekletmeye kendini // Çok zamanlar geçti de geldin // Senden çok seviyorum senin özlemeni... (AZİZ NESİN) Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Yağmur Herkese Yağar Güneş Isıtır Herkesi Mevsimler Herkes İçindir Yalnız Çığ Altında Kalan Sele Kapılan Her Zaman Birkaç Kişi Herkes İçindir Aşk Da Ayrılık Da Yalnızca Birkaç Kişi Ölür Acıdan Eskiden Ölümle Tartılırdı Ayrılık Kiminin Hayatı Yalnızca Unutkanlıktan Her Şey, Herkes İçin Değildir Oysa Kimi Hiçbirşey Ögrenmez Karanlıktan Yalnızlığı Kullanmayı Bilmez Kimi Kimi Ayrılamaz Karanlıktan Yağmur Herkese Yağar Ama Çok Az İnsan Tutar Yağmurun Ellerini Onca Şarkı Onca Film Onca Roman Ama Sevmeye Yetmez Herkesin Kalbi Çığ Altında Kalan Sele Kapılan Aşktan Ve Acıdan Ölen Birkaç Kişi Dünyayı Başka Bir Yer Yapmaya Yeter Aslında Onların Hikayesidir Anlatılan Diğerleri Dinler, Seyreder, Geçer Gider Geçer Gider Herkes Hikayelerdir Geriye Kalan. MURATHAN MUNGAN Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 "Can durağını arıyorsan ey can ; Can da sensin, durak da sensin. Bir lokma ekmekse peşinden koştuğun, Elbet ekmek de sensin. Eğer akıl erdirebiliyorsan bu sözün sırrına; Bil ki her ne arıyorsan o sensin." Mevlana Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Ey kirliliklerden kurtulma derdinden temizlenmiş olan can! Ey aşk derdinden yıpranıp gitmekten arınmış olan kutsal beden! Şu içinde bulunduğun seni yakıp yandıran aşk ateşi, Senin cennetin, ebedi bağın, bahçendir, haberin yok. Mevlana Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Başka Yarınlar Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin, bugün dudağında başka bir tad var, boyunda başka bir yücelik. Bugün kırmızı gülün bir başka daldan. Ayın gökyüzüne bugün sığmamış. Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş. Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle, bir başka kavga var dünyada senin yüzünden, dünyada bir başka gidiş Biz senin gözlerinden gördük arslanlara meydan okuyan o ceylanı, Başka bir ovası var o ceylanın bugün iki cihandan da dışarı Seven insanın ayağı mı yok, işte ona ölümsüzlük kapandı. Yukarlarda onunla uçar gider. Gözlerinin denizinde onu arama. O inci bir başka denizde. Bakarsın bugün sever bu yürek, yarın sevilir bakarsın. Yüreğimin özünde başka yarınlar var. Mevlana Celaleddin Rumi Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Biraz açıklama, biraz bağışlama, biraz da sabır, son bulur kavga... WALDRİP Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 Bazı sözler karanlıkta söylenir Bazı sözler hiçbir zaman... Murathan Mungan Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 8, 2010 BAĞLILIK Sevgisiz bir bağlılık... Bu, insanı yaşaya yaşaya öldüren bir yaşamda sürükler. Sevgiyle bağlılık... Bu insanı öldüre öldüre yaşatan bir yaşamda sürdürür...... ÖZDEMİR ASAF Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 9, 2010 Yalnızlık yaşamda bir an, / hep yeniden başlayan... / Dışından anlaşılmaz. / Ya da kocaman bir yalan, / kovdukça kovalayan,paylaşılmaz... / Bir düşünce beni sana ayıran, / yalnızlık paylaşılmaz. / Paylaşılsa yalnızlık olmaz... ÖZDEMİR ASAF. Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted September 9, 2010 Aşkın Bilançosu I Gidersin; yağmurlarda kırık kalır mızrabım. Gidersin; ardından dilsiz bir ihanet gider. Gidersin, her şey gider. Gidersin, kalbimde bir tabur ayaklanır, ilgilenmez ordular, hükümetler… Gidersin; işte rezil bir an’dır bu; yazdıkça silinen sözcükler gibidir hayat. Gidersin; bir hazin dramdır bu! /Kanmadım aynalara sana kandığım kadar, içimde bir boşluk sana yandığım kadar…/ II Bugün hasretin kırlarında dolaştım; senin adınla, aşkın adıyla savrulup aktım o ırmaklardan. Irmakları çöllerle, çölleri denizlerle, denizleri düşlerle buluşturdum, sustum kaldım sonra günleri savuşturdum... /Ne ses ne nefes ne de bu rüzgâr bağışlar seni; simsiyah gecelerde budanırken ah ömrüm, dönüp sırtını giderken kimler karşılar seni? / III Sen olmayınca sesin de yoktu, gözlerin de; bu yüzden odama resmini yaptım, ve söküp kalbimi yanına astım. Sensiz kalan yılları da ben buruşturdum. Kalbim hasretinde asılı kaldı, yetim kalmış anıları ben tokuşturdum… IV Daha bu solgun günlerde aşk, yaşanır sözde! Kalp, yitik bedende; yağmur değil, sanki efkâr yağıyor kente… Yağıyor ömrüme, senin yerine! /Kanmadım aynalara sana kandığım kadar, içimde bir boşluk sana yandığım kadar…/ Yılmaz Odabaşı Quote Share this post Link to post Share on other sites