Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
matrix

Üstad'dan Erbakan'a Mektup

Recommended Posts

Şimdi! Büyük Doğu Yayınları?na birtakım sorularımız olacak:

Necip Fazıl ve Erbakan?la ilgili yayınlamış olduğunuz sayfada amacınız nedir?

 

Bu yazılardan Necmettin ERBAKAN leke dahi almayacağına göre, amacınız Necip Fazıl?ın bir zaafını ortaya koymak mı?

 

Yoksa Necip Fazıl?ın, tamamı ?aşikar olarak- abartılı ve nefsi bir arzunun eseri bu cümlelerle, -Muhammed KUTUP, Fethi YEKEN ve daha birçok İslam bilgininin övgüyle söz ettiği, hatta sevmeyenlerin bile yeri geldiğinde hakkını teslim ettiği- Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN?ın hakkında hak etmediği ithamlarda bulunarak, düşmüş olduğu hatayı, gün yüzüne mi çıkarmak?

 

Büyük Doğu Yayınları?nın yayımlamış olduğu kitapların büyük bir bölümü Milli Görüşçüler tarafından satın alınmaktadır. Buna mukabil, Milli Görüş liderine ve camiasına bir -ihanet edercesine- yayında bulunmak nasıl bir ruh halinin eseridir?

 

Sınırlı sayıda ve yüksek fiyattan kitapları olan yayınevinizin satışları yetersiz geldi de, reytinge mi ihtiyaç duymaktasınız?MarmaraHaber [Nokta] Net

Biliyorsan konuş alim sansınlar,bilmiyorsan sus Adam sansınlar.

Share this post


Link to post
Share on other sites

yazik dogru yazmissin

 

insanlar hata yapabilir hatadan dönmek erdemlikdir N.F.K sag olsaydi siz bu yazilari yazabilirmiydiniz birileri reytin ogruna yapiyor BIRILERI!!!!! onlar kendilerini biliyor bana göre bukadar alcalir insanlar buradaki tüm kisilere degil onlar kendilerini bilirler N.F.K sizden sizlerden ben daha cok sevdigimi saydigimi söyliye bilrimbakin bizlere ABDULHAMID HANI birileri bizlere hain diye tanitti yanlis tanitildigi ve bu ülke icin islam icin yaptiklarini simdi daha iyi anliyoruz bunu niye söylüyorum bizim tanidigimiz N.F.k sizin buralarda alcakca yazdiginiz yazilari tasvip etmezdi bu kadar alcalmazdi ve sizler zaten yazamazdiniz benim gözümde ve aklimda benim ÜSTADIM N.F.K saygi ile aniyorum burada reyting icin saygiyi asan kelimeler hala yazan Ali nfk yi kiniyorum fazla fanatiklik zararlidir ben erbakanci degilim sizin anlamak istemedigini isinize gelmiyen isler basardigi icin seviyor sayiyorum yazsamda odun kafalilar burada cok anlamak istemiyorlar

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eminim sakarya Üstaddan nefret etmeye başlamıştır.

Halbuki kitaplarını alıp okusa anlayacak neyin ne olduğunu.

 

Ben kendimden bir misal vereyim ve bu vallahi son sözüm olsun :D

 

Ben Hüseyin Hilmi Işık'ı çok çok severim. Sen belki bilmezsin de Üstad la aynı dergahta yetişmiş olmalarına rağmen çok ağır şekilde kavga etmişlerdir. Ama ben Hüseyin Hilmi Efendiyi Üstad sayesinde tanıdım ve gördüm ki bu zat ne diyorsa Üstad tıpa tıp aynısını söylüyor. Nasıl söylemesin, Velileri aynı. Hüseyin Hilmi Efendiyi de sevdim ama Üstada olan aşkım hiç azalmadı. İki muhteremin de kitapları Müslüman Türk ve ümmet için çok çok çok değerli. Hasılı kardeşim, siyaset hiç bir işimize yaramadı ve görüyorum ki sana da yaramayacak. Veli oğlunu bir siyasetçi için terk etme. Kardeşim, laga lugayı bırak. Gerçekten al Üstadın -pahalı- kitaplarını oku. Sonra gel milli görüşün muhasebesini yap.

 

İDDİA EDİYORUM, EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT dışı tek birşey göster kellemi verecem!

 

Selamun Aleyküm.

Share this post


Link to post
Share on other sites

ALEYKÜM SELAM

 

Büyük Doğu Yayınları reyting icin acilan konu nereler geldi gördük

alacakmisim bir kitap dogu yayinlarindan bu saatten sonra bedava verseniz okumam vaktimide bosuna harcamam yalan dolanlarla dolu kitaplari sizler okuyun ben size bir tavsiyede bulunayim sizler tr desiniz bulursunuz eskidir ama bu kitap ingiliz ajani hamplerin hayatini okuyun ben okudum olsada bende size bedava versem veya tr olsam size inanin hediye ederdim birakin bos isleri üstadimiza zarar veriyorsunuz ve ben ve benim gibiler onu sevecektir ve bizler onu kalbimizde yasatiyoruzsiz cebinizdeki paraya cikariniza bakarsiniz ancak büyük dogu yayincilik ALLAH islah etsin sizleri

Share this post


Link to post
Share on other sites
vaktimide bosuna harcamam yalan dolanlarla dolu kitaplari sizler okuyun

Behey Münafık!!!Hem bunu dersin.Hem de Üstadım diye laf üretirsin.Nesin sen?

Share this post


Link to post
Share on other sites

münafik sensin ...........

benim onun kitaplarini okumuyacagim anlamina gelmez bundan sonraki kitaplarinida yayin kurulusu önemli benim icin büyük dogu yayinlari cikaracaklari kitaplar cöpe NFK ben okurum ama sizin yayinlarinizi degil bir baska yayin kurulusu olabilir yazin cok cirkin ve küstagca size bu yakisir zaten allaha ve ebedi dunyaya göc ettiginde bana hesabini vereceksin bu kelimenden dolayi hakkimi helal etmiyorum hocalara sor tabi buderece islami bilgin varmi yok demekki bu yaziyi yaziyorsun benim yazdiklarimi tam oku seni buderece inciltecek kelime yazdimmi aynen iade ediyorum seni allah bildigi gibi yapsin seni akil hastalarindan farkli görmüyorum cunku tanimadigin bir kisiye nasil münafik dersin benim icin sen sokakta dilencilik yapan ayyas sarhos gezen insanlardan daha asagidasin onlar böyle kötü kelimeler söylemezler yeter artik

Share this post


Link to post
Share on other sites

ybsakarya54 öncelikle üslübunu hiçmi hiç beğenmedim bunu bilesin. "pireye kızıp yorganda yakmanın manası yok" diyor ve bi kaç cümle kuracam acizane konuyla alakalı musadenizle.

 

Şimdi Üstad zamanında Erbakan hocaya böyle bir mektup yazdı bakınız bugünde Erbakan hoca "RTE" ye neler neler söylüyor ama gıg bile demiyor o gün nasıl Erbakan hoca nfk üstadımıza laf demediyse

 

arkadaşlar öncelikle şunu bilmeliyizki bizim dinimiz siyaset dinidir (attığımız adıma kadar dinimiz bizi yönlendirir. (erbakan hoca nasıl olurda siyasetle dini ayrı tutsun. bizde iki başlılık yokki biryanda papalar bir yanda krallar yönetimi himayesine almaya calışsın!) yönetim şeklide bellidir Şeriat alternatifi asla yok muadili olmayan tek din tek yönetim şekli bizim dinimizdir.

 

Üstadımız Fikir çilesi çok çekti ölürken dahi hale ertelenmiş hapis cezası vardı dilini iyi kullanırdı Allah yolunda hep kullandı hep insanlara ne iş yaparsanız yapın Allah'ı bulun o işinizde bunu anlatmaya çalıştı .

 

nitekim Erbakan hocayada böyle bir mektup yazdı lakin üstadımız siyasetin dışında olduğu için belki o arenayı sezemediğinden böyle bir mektup yazma ihtiyacı duydu .nasıl bugün aynısını erbakan hocamız rte ye yapıyorsa.

velhasıl arkadaşlar bir mektupla bu islam davası ölmez bir mektuplada bukadar kişinin kalbi (ve özellikle özellikle ybsakarya54 sana diyorumki inan üslübun çok kaba ve sert bence düzelt melisin) kırılmaz..

 

dün üstad nfk vardı sonra erbakan hoca oldu (milli görüş) bugün rte ve fetullah hoca var sonuçta hepsi aynı davanın yolcusu. ama nabza göre şerbet vermekten başkada birşey gelmiyor ellerinden bizde biliriz ülkeyi bir anda refaha ve insanları kulla kulluk zilletinden çekip sadece Allah (c.c.) Kulluk izzetine kavuşturalım lakin herşey ortada herşey zamanla yavaş yavaş onlar nasıl osmanlıyı çökerttiyse onların taktiğiyle bizde davamızı en iyi şekilde yürüteceğiz inşallah (amin)

 

 

üstad ne diyor bakınız ..

 

 

tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.

 

ve yine Üstad!

 

Kırılır da bir gün tüm dişliler

Döner şanlı şanlı çarkımız bizim

Gökten bir el yaşlı gözleri siler

Şenlenir evimiz barkımız bizim

Yokuşlar kaybolur çıkarız düze

Kavuşuruz sonu gelmez gündüze

Sapan taşların yanında füze

Başka alemlerle farkımız bizim

 

Kurtulur dil tarih ahlak ve iman

Görürler nasılmış neymiş kahraman

Yer ve gök su vermem dediği zaman

Her tarlayı sular arkımız bizim

 

Gideriz nur yolu izde gideriz

Taş bağırda sular dizde gideriz

Bir gün akşam olur bizde gideriz

Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim...

 

 

başka söze hacet varmı?

şarkımızın (davamızın) adı İSLAM gerisi boş ..

 

muhabbetle ..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Birader belki benim ahmaklığım ama ben senin yazılarını anlayamıyorum.Kelimelerin, şefi olmayan bir operadaki enstürmanlar gibi karışık bir vaziyette.Ve o şefsiz enstürmanların çıkardığı gürültü gibi manadan yoksun.Ne derdini anlatibiliyorsun,ne de birşey anlayabiliyorsun.

Bana sorarsan amacın münakaşa mevzuu yaratmak.Öyle zıt ikilemlerdesin ki anlayamıyorum.

BDY sanki kitabı tahrif ediyor,değiştiriyor.Kitap aynı kitap.Üstadın kurucusu olduğu yayınevi o,okumayacaksan hiç okuma.

Üstadın kitaplarına yalan dolan dolu kitaplar diyebilen birisiyle münakaşa etmeyi de yersiz,gereksiz buluyorum.Seni çok bildiğine inandığın Üstad'ı okumaya ve anlamaya davet ediyor ve en yakın zamanda bir imla klavuzu ve sözlük ile Türkçe çalışmanı ısrarla tavsiye ediyorum.

Benim sana diyecek başka sözüm de yoktur.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Birader belki benim ahmaklığım ama ben senin yazılarını anlayamıyorum.Kelimelerin, şefi olmayan bir operadaki enstürmanlar gibi karışık bir vaziyette.Ve o şefsiz enstürmanların çıkardığı gürültü gibi manadan yoksun.Ne derdini anlatibiliyorsun,ne de birşey anlayabiliyorsun.

Bana sorarsan amacın münakaşa mevzuu yaratmak.Öyle zıt ikilemlerdesin ki anlayamıyorum.

BDY sanki kitabı tahrif ediyor,değiştiriyor.Kitap aynı kitap.Üstadın kurucusu olduğu yayınevi o,okumayacaksan hiç okuma.

Üstadın kitaplarına yalan dolan dolu kitaplar diyebilen birisiyle münakaşa etmeyi de yersiz,gereksiz buluyorum.Seni çok bildiğine inandığın Üstad'ı okumaya ve anlamaya davet ediyor ve en yakın zamanda bir imla klavuzu ve sözlük ile Türkçe çalışmanı ısrarla tavsiye ediyorum.

Benim sana diyecek başka sözüm de yoktur.

Katılıyorum...

Ama benim diyecek bir sözüm var: Boş konuşma...

Share this post


Link to post
Share on other sites

yavuzlenk

 

gercekten bende seni anliyamiyorum yukariya yazdigin münafik kelimesi icin helal lesmiyor yazdigin yaziya bak

benim türkcem gayet iyi isine gelmeyince anlamiya bilirsin

 

BARON

kardes güzel yazmisin ama bana yazilan kötü yazilara sadece cevap veriyorum bir iki arkadas var beni biraz incittiler kalbim kirildi benim yazilarim onlara cevap

Share this post


Link to post
Share on other sites
Evet maleseftirki dönemin İslam aksiyoneri NFK, Demirel gibi bir masonun iç yüzünü kavrayamamış, kavrayamadığı gibi Demirelin siyasi dalaveralarına kapılıp sapla samanı karıştırmıştır. Keşke pişmanlık duyduğunu yazılı kayıtlara da geçirseydi. En azından Namık Kemalin Abdülhamid Hana yaptığı yanlışlardan dolayı pişmanlık duyduğunu söyleyebilseydi.

 

şimdi bu bir kanıtır diye ortaya atmıyorum lakin siz bi gözden geçiriniz isterseniz. Üstad Demireli anlamışmı, anlamamışmı? yoksa çözmüşmü, çözememişmi ?

 

Süleymanname

Sen gül diyarının yapma gülüsün!

Aynı yapmacıkla Çoban Sülü’sün!

Yoktur izlediğin bir dava yolu;

Bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün!

Türk’e zıt sermaye merkezlerinden,

Bir zikzaklı yolda hep, güdülüsün!

Milli yekparelik gelmez işine;

Bu yüzden parçalı, bölüntülüsün 1

Ve devlete mason biraderlerin

Tam da maslahata denk ödülüsün!

Ne sır sendeki bedava oluş!

Problemler içinde en müşkülüsün!

Fikir dağlar boyu kocaman kitap;

Sen de o kocaman kitabın bir virgülüsün!

Böyleyken ustasın gözbağcılıkta;

Cüceler sirkinin baş Herkülüsün!

Gözyaşı ve çığlık vatanında sen,

Hüzün bahçesinin şen bülbülüsün!

Büzülmüş susarken mahzun hakikat,

Davuldan ziyade gümbürtülüsün!

Teokratik rejim olmaz deyip de,

Peşinden müslüman görüntülüsün!

Kolera, vergiler, zamlar, enflasyon;

Bir felaketsin ki, binbir türlüsün!

Gelirsiz giderli bütçelerinle,

Her yıl, milyar milyar köpürtülüsün!

Okka okka vicdan satıl alırsın;

Topuzu altından oy baskülüsün!

Bir gökdelen sanır seni gören göz;

Bilmez ki, temelden çöküntülüsün!

Büyük Kongre, dikiş tutturduğun yer;

Meclise gelince söküntülüsün!

Bağlısın hak bilmez yeminlilere;

Hakkı bilenlerden çözüntülüsün!

Üçbuçuk mebusa kaldı diye fark,

Kimbilir, ne kadar üzüntülüsün!

Millet gökten adam dilensin, dursun!

Ümit fakirinin keşkülüsün!

Kuzum, senin neren Anadolludur?

Türk’ e Amerikan püskürtülüsün!

Farkın şu ki, eski Başbakanlardan,

Sen o belaların son püskülüsün!

 

( 1971 ) Necip Fazıl Kısakürek

 

 

 

 

BARON

kardes güzel yazmisin ama bana yazilan kötü yazilara sadece cevap veriyorum bir iki arkadas var beni biraz incittiler kalbim kirildi benim yazilarim onlara cevap

 

Evet sende haklısın diğer arkadaşlarda senin üzerine sanırım fazla geldiler. bence bir birinizden özürdilemeniz en hayırlısı dır düşüncesindeyim.

 

ybsakarya54, yavuzlenk ve ALİ NFK gadam en doğrusuda bu değilmi sizce ?

 

eğer ben birinizin kalbini kırdıysam özürdiliyorum hakkınızı helal ediniz benden yana helal olsun diyor ve hayırlı geceler diliyorum ..

 

Selamun Aleyküm

Share this post


Link to post
Share on other sites

bende birisinin kalbini kirdiysam özürdilerim özürdilemek erdemlikdir ama yazilarimiza dikkat etmemiz gerek ben milli görüscü olabirim veya hosuma giden bir görüs olabilir bundan dolayi sevilmiyorsam ben sizi seviyorum kardeslerim kizmazsiniz bana insaallah sizi sevdigime

 

NOT ben almanyada oldugum icin cümlelerde yanlislik olabilir kusuruma bakmayin

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah-u Teala bize eşya ve hadiselerin hakikatini olduğu gibi göstersin..amin

Share this post


Link to post
Share on other sites

''N.F.K sizden sizlerden ben daha cok sevdigimi saydigimi söyliye bilrimbakin bizlere''

Biz üç erkek kardeşiz. Bir kardeşimle Trabzonspor'u sevdiğimizi söyleyince, en küçüğümüz haykırmıştı: Siz sevmeyin Trabzon'u, ben sevecem onu...

Hani kardeşim insan sevdiğini dövermiş... Sen de hem dövüyorsun, hem seviyorsun, he...

Üstad Demirel'le aynı saftaymış... Yahu üstad'a göre bu adam mason... Demirel de mason olmadığını ıspat için mason locasından bir belge almış. Bu adam mason değil diye... Üstad bu, demiş ki; asıl şimdi mason olduğunu kanıtladın. Ya... İşte Üstad böyle aynı safta oluyor. Ne de olsa ağaç kavağa çıktı. Artık ne dersen de, ne fark eder. Hamsi kavağa çıktı...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

Müslüman bir fikir ve dava adamı olan Üstad, ruh kökümüzü bize teslim etme, Türkiyenin yekûnunu ihata eden marazları temizleme, en kısığından bir umut gösterme cehdinde olan politikacıları siyaset arenasında arenasında yönlendirmeye, onlara İslam davasında bir yol çizmeye, yeri geldiğinde fikir vermeye, yeri geldiğinde gördüğü hatalar karşısında en keskin tenkidleri yapmaya kendini adamıştır. Ne uğruna? İslam davası uğruna. Üstad bu milletin tarih muhasebesini, tarihteki ölümcül hataları göstererek yapan ehemmiyeti haiz bir fikir adamı olarak elbette ki ülkenin selameti açısından, kendi tabiriyle, cerrahın iyileştirmek için hastayı teşrih masasına yatırıp neşteri kullanmaktan çekinmemesi gibi, devleti yönetme makamında olan kişileri uyarmıştır, eleştirmiştir, karşılarına geçip bizzat hitap etmiştir.

 

Bu başlıkta değinmemiz gereken nokta şu ki, Üstad sayın Erbakanı her yönden ülkenin sorunlarını didikleyerek bu sorunların çözülmesi için elzem olan fikir örgüsünden sonra asıl önemli olan icraat sahasına başı dik ve yumruğunu masaya vurmuş olarak görmek istiyor ve onu bu doğrultuda yönlendirmek istiyordu. Üstad, merhum Menderese de aynı mayayı tutturmaya çalışmış, bunun için çok büyük bir savaş vermiştir. Benim Gözümde Menderes isimli eserde Üstad, ülkenin iç ve dış sorunları için hükümetin nasıl bir politika belirlemesi ve içimizdeki mukaddesat düşmanlarına, manevi soygunculara karşı nasıl bir şahlanış sergilenmesinin gerekliliğini, bu yapılmadığı takdirde Menderesin nasıl harcanacağını, asırlık çöküşümüzün faturasının asıl müsebbipler yerine Menderese kesileceğini en derin tahlillerle göstermiştir, göstermekle kalmayarak bunları Menderes'e de defaatle bildirmiştir. Neticede Menderes, Üstadın aydınlatmak için tuttuğu ışıktan bir çok sebepten (kendi şahsiyet hamuru, çevresini saran kir ordusu vs) dolayı faydalanamamış, başbakanlığı esnasında kendisini destekleyen ve en önemlisi dost acı söyler kabilinden kendisini doğruya yönlendiren bir Üstaddan hakkıyla yararlanamamıştır. 1960ta yoğurttan bir hükümete mukavvadan bir hançer saplanmıştır. Menderes döneminin tahlilini ve merhum Menderesin hatalarını, kitabı okuduğunuzda net olarak göreceksiniz. Şimdi aynı mesele, Üstad ve diğer siyasetçiler için de geçerlidir. Üstadın bir siyasetçiyi tenkid etmesi de, desteklemesi de bâtıldan hakka geçiş yapacak olan bir zeminin kurulmasını ve ruh kökümüzden kazınıp atılması için çabalanan maneviyatımızın baş köşeye oturtulması içindi. Üstadın siyasetçiler ile olan iletişimlerinde bu noktayı göz önünde bulundurmalıyız. İnsanlar bir siyasetçiyi sevebilirler, onu destekleyebilirler lakin bu, o siyasetçinin hatalarını görmezden gelmeye sebep olmamalı. Eğriye eğri doğruya doğru diyerek bizi yönetmek için başa geçen bir devlet adamının da muhasebesini yapmalıyız. Üstadın bilhassa Rapor serilerinde sayın Erbakana yönelttiği tenkidleri görebiliriz. Mesela burada Rapor7den mevzuumuzla ilgili bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Üstadın sayın Erbakanı keskin bir şekilde tenkid etmesinin ana hattını görmek açısından faydalı olacaktır.

 

MSPDEN NE İSTİYORUM?

 

Bana sorsalar:

Şu MSP'den ne istiyorsun? Cevap versem:

Ne mi istiyorum? Ondan yolunu bozduğu, yönünü saptırdığı ve öğütlerini dinlemediği babanın hakkını istiyorum! Onu bunun için yerden yere vuruyorum!

1973'de 50 parlamenterle Meclise girdiği zaman ona şöyle hitap etmiştim:

Hak size büyük bir zafer nasip etti. Devrimizin fesadı önünde bu neticeyi asla tahmin edemezdim. Şimdi size gayet nazik, kıldan ince ve kılıçtan keskince bir (strateji) düşüyor: Meclis'te gayet sağlam bir hisar kurmak, asla ve kat'â hiçbir hükümete katılmamak, memleket hükümetsiz kalırsa diye bir tasaya düşmemek, «biz yokken ne yapıyor idiyseniz yine onu yapın!» demeye getirmek, memlekette zuhura gelecek bütün kötülükleri (antitez) olarak göstermek ve sizin dünya görüşünüz iktidarda olmadığı için meydana geldiği şeklinde yorumlamak, halk ve gençlik üzerinde çalışmak, dâvanızı gönüllere gergef gibi işlemek ve bütün eski rejimleri çürüğe çıkartmak, kesiksiz ve aralıksız bir vecd, aşk ve heyecan potansiyelini muhafaza etmek... Particilik ve hükûmetçilik esnaflığı dışında bunu yapabilir misiniz? Yaparsanız yaşar ve yaşatır, yapamazsanız ölür ve öldürürsünüz!

Yapmadılar, yapamadılar; her şeyi pestenkerani bir esnaflığa döktüler; ve gittiler, küfür ve dalâletin değişmez simgesi parti isimli bir puthaneye yamandılar. Onunla ortaklaşa hükümet kurdular ve onu kendi bünyelerinde eritemeyince onun bünyesinde harcandılar. İslâm idealini bitpazarı eşyasına döndürdüler, ucuzlaştırdılar, akamete sapladılar ve 1977 seçimlerinde hapı yuttular.

Baş suçları budur ve ondan sonrakiler saymakla bitmez dalâlet yüzüğünün ana taşı etrafında kırıntı taşlardan ibarettir.

Ben MSP'den ne mi istiyorum?

Ulvî gayemizin hakkını istiyorum; Bu hakkı çiğneyen hırs ve kibir adamının, balmumundan hempasiyle birlikte tasfiyesini ve içlerindeki müspet örneklerin kıyam etmesini istiyorum! O zaman görürler, önlerinden ve arkalarından nasıl yol alacağımızı...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mevzuuyu biraz farklı bir yönden değerlendirelim.

Hukuku arkasından dolananların izlediği politikaların farkında mısınız?

Mevzuyu bir kalıba dökelim ve soralım: Aydın Doğan'ın devlete karşı hile-i şiriyeleri malum, o halde bu adam bu hileleri kendisi mi yapıyor? Hukukçuları, ekonomistleri, köşe kadıları ve sayamadığım pek çoğuyla birlikte yasaların, yönetmeliklerin açıklarını arayıp buluyorlar ve bu gediklerin üzerine politikalrını geliştiriyorlar. Yani ilim adamı dediğimiz bu nasipsizler, ilimlerini böylesi işlerde kullanıyorlar.

Şimdi tekrar soralim: Anayasa Mahkemesi, Yök, HSYK, SPDK ve daha niceleri gibi özerk kurumların oluşmasında hangi hukuki verilerden yararlanıldı? Evrensel insan hakları denilerek gerçekleştirilen bir rejimle ne amaçlandı da, meclisin önüne bir düzüne set kuruldu? Ben bu bizim meclisi neye benzetiyorum, biliyor musunuz? Çoşkulu bir şekilde akmak isteyen suyun önüne çekilmiş kalenin arkasında kokuşmaya bırakılmış durgun su kütlesine... Yahu bir düşünsenize, Anayasa Mahkemesinin yapısı oluşturulurken, meclisin seçtiği tek bir üye bile düşünülmemiş. Peki bu sistemi bize yükleyen şahısların yargılanması gerekmiyor mu?

Siz biliyor musunuz? Bu ülkenin Başbakanı katıldığı Milli güvenlik Kurulu toplantısında, toplantının başkanlığını yaptığı halde ve Demokrasiye göre o toplantıdaki herkesin başbakana hesap verebilir durumda olması gerekirken, başbakanın bir karara şerh koymasına rağmen, şehr koyduğu kararın altına imzasını koymak zorunda kaldı. Yani ülkenin gidişatını belirleyecek kararların altında millet temsilcisinin imzası var ama, kararda bir etkisi yok milletin. Peki kimin etkisi var? Atanmışların, brokrasinin, elit tabakanın... Halbuki burada çıkan kararların hilafına bir politika izleyemez meclis; kırmızı kitap orada yazıldı, hadi bakalım çık o çizgiden...

 

Erbakan Tansu çiller ile hükümete geldiğinde, bu atanmışlar, elit tabaka Erbakanın önüne bir yönetmelik taslağı koydular. Taslakta Ülkede olağanüstü bir durum olursa kriz masası oluşturulacak ve bu masada krize ani müdahale edilecek. Sel felaketi, deprem gibi doğal afetler sıralandıktan sonra, arada bir yere ''ülkede karışıklık çıktığında'' gibi bir ifade şıkştırıldı. Yani bu sayılanlar olursa kriz masası oluşturulacak. ''Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği'' çıkarıldı ve belki farkına varılamadan bu yönetmeliğin altına hükemet imzasını attı. İşte bu yönetmelik bahane edilerek Batı Çalışma Grubu diye bir yapılanmaya gidildi 28 Şubat döneminde. Bu yönetmeliği göre oluşturulan kurulun toplanma merkezi ise MGK genel sekreterliği idi.

 

İşte efendim...

 

Üstad, işte o hırsızlardan daha zekiydi ve dolanacakları yerleri çok iyi kestiriyordu.

Üstad, çok kıvrak bir zekaya sahipti ve böylesi mevzularda hem Adnan menderes'e hem de Erbakan'a gözden kaçan noktaları gösteriyordu.

 

Dua ile kalın...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Selamlar,

Müslüman bir fikir ve dava adamı olan Üstad, ruh kökümüzü bize teslim etme, Türkiye�nin yekûnunu ihata eden marazları temizleme, en kısığından bir umut gösterme cehdinde olan politikacıları siyaset arenasında arenasında yönlendirmeye, onlara İslam davasında bir yol çizmeye, yeri geldiğinde fikir vermeye, yeri geldiğinde gördüğü hatalar karşısında en keskin tenkidleri yapmaya kendini adamıştır. Ne uğruna? İslam davası uğruna. Üstad bu milletin tarih muhasebesini, tarihteki ölümcül hataları göstererek yapan ehemmiyeti haiz bir fikir adamı olarak elbette ki ülkenin selameti açısından, kendi tabiriyle, cerrahın iyileştirmek için hastayı teşrih masasına yatırıp neşteri kullanmaktan çekinmemesi gibi, devleti yönetme makamında olan kişileri uyarmıştır, eleştirmiştir, karşılarına geçip bizzat hitap etmiştir.

 

Bu başlıkta değinmemiz gereken nokta şu ki, Üstad sayın Erbakan�ı her yönden ülkenin sorunlarını didikleyerek bu sorunların çözülmesi için elzem olan fikir örgüsünden sonra asıl önemli olan icraat sahasına başı dik ve yumruğunu masaya vurmuş olarak görmek istiyor ve onu bu doğrultuda yönlendirmek istiyordu. Üstad, merhum Menderes�e de aynı mayayı tutturmaya çalışmış, bunun için çok büyük bir savaş vermiştir. Benim Gözümde Menderes isimli eserde Üstad, ülkenin iç ve dış sorunları için hükümetin nasıl bir politika belirlemesi ve içimizdeki mukaddesat düşmanlarına, manevi soygunculara karşı nasıl bir şahlanış sergilenmesinin gerekliliğini, bu yapılmadığı takdirde Menderes�in nasıl harcanacağını, asırlık çöküşümüzün faturasının asıl müsebbipler yerine Menderes�e kesileceğini en derin tahlillerle göstermiştir, göstermekle kalmayarak bunları Menderes'e de defaatle bildirmiştir. Neticede Menderes, Üstadın aydınlatmak için tuttuğu ışıktan bir çok sebepten (kendi şahsiyet hamuru, çevresini saran kir ordusu vs) dolayı faydalanamamış, başbakanlığı esnasında kendisini destekleyen ve en önemlisi dost acı söyler kabilinden kendisini doğruya yönlendiren bir Üstaddan hakkıyla yararlanamamıştır. 1960�ta yoğurttan bir hükümete mukavvadan bir hançer saplanmıştır. Menderes döneminin tahlilini ve merhum Menderes�in hatalarını, kitabı okuduğunuzda net olarak göreceksiniz. Şimdi aynı mesele, Üstad ve diğer siyasetçiler için de geçerlidir. Üstad�ın bir siyasetçiyi tenkid etmesi de, desteklemesi de bâtıldan hakka geçiş yapacak olan bir zeminin kurulmasını ve ruh kökümüzden kazınıp atılması için çabalanan maneviyatımızın baş köşeye oturtulması içindi. Üstadın siyasetçiler ile olan iletişimlerinde bu noktayı göz önünde bulundurmalıyız. İnsanlar bir siyasetçiyi sevebilirler, onu destekleyebilirler lakin bu, o siyasetçinin hatalarını görmezden gelmeye sebep olmamalı. Eğriye eğri doğruya doğru diyerek bizi yönetmek için başa geçen bir devlet adamının da muhasebesini yapmalıyız. Üstadın bilhassa Rapor serilerinde sayın Erbakan�a yönelttiği tenkidleri görebiliriz. Mesela burada Rapor7�den mevzuumuzla ilgili bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Üstad�ın sayın Erbakan�ı keskin bir şekilde tenkid etmesinin ana hattını görmek açısından faydalı olacaktır.

 

MSP�DEN NE İSTİYORUM?

 

Bana sorsalar:

� Şu MSP'den ne istiyorsun? Cevap versem:

� Ne mi istiyorum? Ondan yolunu bozduğu, yönünü saptırdığı ve öğütlerini dinlemediği babanın hakkını istiyorum! Onu bunun için yerden yere vuruyorum!

1973'de 50 parlamenterle Meclise girdiği zaman ona şöyle hitap etmiştim:

� Hak size büyük bir zafer nasip etti. Devrimizin fesadı önünde bu neticeyi asla tahmin edemezdim. Şimdi size gayet nazik, kıldan ince ve kılıçtan keskince bir (strateji) düşüyor: Meclis'te gayet sağlam bir hisar kurmak, asla ve kat'â hiçbir hükümete katılmamak, memleket hükümetsiz kalırsa diye bir tasaya düşmemek, «biz yokken ne yapıyor idiyseniz yine onu yapın!» demeye getirmek, memlekette zuhura gelecek bütün kötülükleri (antitez) olarak göstermek ve sizin dünya görüşünüz iktidarda olmadığı için meydana geldiği şeklinde yorumlamak, halk ve gençlik üzerinde çalışmak, dâvanızı gönüllere gergef gibi işlemek ve bütün eski rejimleri çürüğe çıkartmak, kesiksiz ve aralıksız bir vecd, aşk ve heyecan potansiyelini muhafaza etmek... Particilik ve hükûmetçilik esnaflığı dışında bunu yapabilir misiniz? Yaparsanız yaşar ve yaşatır, yapamazsanız ölür ve öldürürsünüz!

Yapmadılar, yapamadılar; her şeyi pestenkerani bir esnaflığa döktüler; ve gittiler, küfür ve dalâletin değişmez simgesi parti isimli bir puthaneye yamandılar. Onunla ortaklaşa hükümet kurdular ve onu kendi bünyelerinde eritemeyince onun bünyesinde harcandılar. İslâm idealini bitpazarı eşyasına döndürdüler, ucuzlaştırdılar, akamete sapladılar ve 1977 seçimlerinde hapı yuttular.

Baş suçları budur ve ondan sonrakiler saymakla bitmez dalâlet yüzüğünün ana taşı etrafında kırıntı taşlardan ibarettir.

Ben MSP'den ne mi istiyorum?

Ulvî gayemizin hakkını istiyorum; Bu hakkı çiğneyen hırs ve kibir adamının, balmumundan hempasiyle birlikte tasfiyesini ve içlerindeki müspet örneklerin kıyam etmesini istiyorum! O zaman görürler, önlerinden ve arkalarından nasıl yol alacağımızı...

 

 

 

öyle bos seyler yazmissin ki bu yazilanlara benden baska yazi yazan olmamis bende yazmiyacaktim ama okadar dünyamizda yapilacak isler var iken 1900 lü yillara gitmek bize size ne kazandiriyor bir düsün arkadasim simdi hep birlikte olup ne yapmamiz gerek bizi sucu bucu diye bölmüsler bulunürsen bizi cabuk yutarlar kalabalik birlik beraberlik icinde olursak bize kimse dayanamaz bak osmanli önümüzde bir örnek simdi kimin parasi gücü varsa borazan elinde amerika niye gclü biz müslüman devletler ve cemaat topluluklar kaca bölünmüs zaman birlik zamani filistine israil sardirdi diye ya allah bismillah e gerisi angarya dimi arkadaslar pretosta ediyoruz 1gün 24 saat bitti mi hayir ölünceye kadar kiyamete kadar hak batil mücadelesi sürecektir akilli olmak gerek bizleri birileri kullaniyor kullandirmiyalim hak ve batili ayirmak bu yolda gidenlere destek vermek gerek akil akildan üstündür ama bos akil para etmez degeri yoktur bir profesör digeri iyi hatip akil ver mücadele ayni safa gelmezsen seni kimse dinlemez ayni i düsünceler ayni hareket etmek gerek zaman uyanmak zamanidir o bu demis oda unu dinlememis fikrini söylemismis faydalanmamis bos dünyada yasiyanlar gibi olmiyalim bu topraklar bizim dimi düsman gelse biz nasil hareket edecegiz hep birlikte sagcisi solcusu futbolcusu savasacagiz ülkemiz icin bizi bölmek isteyenlere firsat vermiyelim bunlar bize oyun yapiyorlar!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dostum yanlış anlama ama yazılanları idrak edemiyorsun. 1900'lü yıllara dönmenin ne faydası var diyorsun da hadiseyi kavrayabilmek için özüne inmek gerekir. Tabiki geçmiş geçmişte kaldı önümüze bakacağız ama tarihten dersler çıkararak adımlarımızı dikkatli atacağız. Mevzuu tarihi önem taşımakta olduğu için tabiki insanlar farklı yorumlar getirebilir ki reyhan arkadaşımın söylediklerine bende katılıyorum. Belliki Erbakan sempatizanısın ve yazılan yorumların senin fikir ekseninde dönmesini istemektesin. Ama herkes aynı fikirlere sahip olmak zorunda değil benim seninle aynı fikirde olmadığım gibi... Birbirimize ve farklı düşüncelere biraz daha saygılı olmalıyız. Unutma ki geçmişinden ders çıkaramayan toplumlar gelecekte aynı hataları yapmaya mahkumdur.

Share this post


Link to post
Share on other sites
öyle bos seyler yazmissin ki bu yazilanlara benden baska yazi yazan olmamis bende yazmiyacaktim ama okadar dünyamizda yapilacak isler var iken 1900 lü yillara gitmek bize size ne kazandiriyor bir düsün arkadasim simdi hep birlikte olup ne yapmamiz gerek bizi sucu bucu diye bölmüsler bulunürsen bizi cabuk yutarlar kalabalik birlik beraberlik icinde olursak bize kimse dayanamaz bak osmanli önümüzde bir örnek simdi kimin parasi gücü varsa borazan elinde amerika niye gclü biz müslüman devletler ve cemaat topluluklar kaca bölünmüs zaman birlik zamani filistine israil sardirdi diye ya allah bismillah e gerisi angarya dimi arkadaslar pretosta ediyoruz 1gün 24 saat bitti mi hayir ölünceye kadar kiyamete kadar hak batil mücadelesi sürecektir akilli olmak gerek bizleri birileri kullaniyor kullandirmiyalim hak ve batili ayirmak bu yolda gidenlere destek vermek gerek akil akildan üstündür ama bos akil para etmez degeri yoktur bir profesör digeri iyi hatip akil ver mücadele ayni safa gelmezsen seni kimse dinlemez ayni i düsünceler ayni hareket etmek gerek zaman uyanmak zamanidir o bu demis oda unu dinlememis fikrini söylemismis faydalanmamis bos dünyada yasiyanlar gibi olmiyalim bu topraklar bizim dimi düsman gelse biz nasil hareket edecegiz hep birlikte sagcisi solcusu futbolcusu savasacagiz ülkemiz icin bizi bölmek isteyenlere firsat vermiyelim bunlar bize oyun yapiyorlar!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

1 veya 2 cümlenin cevabini aldim ama diger kelimelere cevap alamadik simdilik hoscakalin iyi geceler

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yazmadım, yazmayı da mantıklı bulmadım kendi açımdan. Üstad'ın, yıllar evvel siyaset sahnesine yeni yeni çıkan muhafazakâr/İslami tabanlı bir siyasetçiye yazdığı mektubun bu kadar çok dallandırılıp budaklandırılacağını tahmin etmemiştim aslında.

 

Gerekli görmüştür ve bir Müslüman olarak ihtar/tavsiye içeren birazda öfkeyle bir şeyler demiştir Üstad. Meselenin özüde sözüde budur. Bundan tarafları, daha da değişik taraflara çekmenin ve değerlendirmenin hiç bir anlamı ve faydası yoktur.

 

Üstad'ın bu mektubu devrin şartlarına ve kırılganlığına göre yerinde, doğru ve takdire şayandır. Bundan şüphemiz yok. Zaten bunuda tartışmıyoruz sanırım.

 

Neyse, benim demek istediğim husus şu (birazda konu dışına çıkarak):

 

Tıpkı Abdülhamit Han gibi, yıllar geçtikçe anlaşılacak doğru ve yanlışlar. Kimin aslında ne olduğu ve ne olmadığı zamanla gün yüzüne çıkacak. Belkide pek çok iyi ve kötü yer değiştirecek tarih sayfalarında, zihinlerimizde.

 

İşte ben, Erbakan Hoca'yı bu sebeble değerli ve önemli br şahsiyet olarak görüyorum. Pek çok insanın ben bu adama asla oy vermem deyip, şimdilerde ''bu adam haklıymış, biz yanılmışız'' dediklerini duyuyorum.

 

Faizsiz sistem, D-8, Havuz proğramı vs. Anlaşılmadı ve kulak verilmedi Hoca'ya. Hoca ki, içerden ve bilhassa dışardan muazzam tertiplere, plan ve projelere maruz kalmış birisi.

 

Şapkasını alıp gitmeyen, alttan almayan ve son noktaya kadar direnen bir insan. Bu bir hakikattir. Birileri dik durmadı falan demiş Hoca ve ekibi için, o birileri dik durmayı mahalle kavgalarında kıytırıktan restleşme sanıyor, ya da parlayıp sönen flaş her halde. Diklikten ve dik durmadan ne anlıyoruz acaba?

 

Polemiği sevmem ve yapana da uymam. Bu ülkenin gördüğü ve belkide göreceği nadir siyasetçilerden birisidir Hoca. Bunu sağdan da, soldan da, ortadan da pek çok kişi tasdik etmiştir.

 

Velhasıl, Erbakan Hoca bu ülkeye hizmet vermiş ve veren pek çok kişiye de vesile olmuştur.

 

(Bunları, Erbakan Hoca'nın partisine oy vermeyen, parti binasına bir defa bile girmeyen birisi olarak yazdığımı da belirteyim)

...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yazmadım, yazmayı da mantıklı bulmadım kendi açımdan. Üstad'ın, yıllar evvel siyaset sahnesine yeni yeni çıkan muhafazakâr/İslami tabanlı bir siyasetçiye yazdığı mektubun bu kadar çok dallandırılıp budaklandırılacağını tahmin etmemiştim aslında.

 

Gerekli görmüştür ve bir Müslüman olarak ihtar/tavsiye içeren birazda öfkeyle bir şeyler demiştir Üstad. Meselenin özüde sözüde budur. Bundan tarafları, daha da değişik taraflara çekmenin ve değerlendirmenin hiç bir anlamı ve faydası yoktur.

 

Üstad'ın bu mektubu devrin şartlarına ve kırılganlığına göre yerinde, doğru ve takdire şayandır. Bundan şüphemiz yok. Zaten bunuda tartışmıyoruz sanırım.

 

Neyse, benim demek istediğim husus şu (birazda konu dışına çıkarak):

 

Tıpkı Abdülhamit Han gibi, yıllar geçtikçe anlaşılacak doğru ve yanlışlar. Kimin aslında ne olduğu ve ne olmadığı zamanla gün yüzüne çıkacak. Belkide pek çok iyi ve kötü yer değiştirecek tarih sayfalarında, zihinlerimizde.

 

İşte ben, Erbakan Hoca'yı bu sebeble değerli ve önemli br şahsiyet olarak görüyorum. Pek çok insanın ben bu adama asla oy vermem deyip, şimdilerde ''bu adam haklıymış, biz yanılmışız'' dediklerini duyuyorum.

 

Faizsiz sistem, D-8, Havuz proğramı vs. Anlaşılmadı ve kulak verilmedi Hoca'ya. Hoca ki, içerden ve bilhassa dışardan muazzam tertiplere, plan ve projelere maruz kalmış birisi.

 

Şapkasını alıp gitmeyen, alttan almayan ve son noktaya kadar direnen bir insan. Bu bir hakikattir. Birileri dik durmadı falan demiş Hoca ve ekibi için, o birileri dik durmayı mahalle kavgalarında kıytırıktan restleşme sanıyor, ya da parlayıp sönen flaş her halde. Diklikten ve dik durmadan ne anlıyoruz acaba?

 

Polemiği sevmem ve yapana da uymam. Bu ülkenin gördüğü ve belkide göreceği nadir siyasetçilerden birisidir Hoca. Bunu sağdan da, soldan da, ortadan da pek çok kişi tasdik etmiştir.

 

Velhasıl, Erbakan Hoca bu ülkeye hizmet vermiş ve veren pek çok kişiye de vesile olmuştur.

 

(Bunları, Erbakan Hoca'nın partisine oy vermeyen, parti binasına bir defa bile girmeyen birisi olarak yazdığımı da belirteyim)

burada beklenen bir yazi idi sizi tebrik ederim tesekkürler

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad, Erbakan'a Chp ile yaptığı ortaklık sebebiyle "MSP Büyük Doğu idealinin düşük çocuğudur" demiş. Bu ortaklık asla tasvip edilemez,ancak Erbakanın uygulamaya koyduğu,koymak isteği projeler, imkan dahilinde desteklenebilir.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yazmadım, yazmayı da mantıklı bulmadım kendi açımdan. Üstad'ın, yıllar evvel siyaset sahnesine yeni yeni çıkan muhafazakâr/İslami tabanlı bir siyasetçiye yazdığı mektubun bu kadar çok dallandırılıp budaklandırılacağını tahmin etmemiştim aslında.

 

Gerekli görmüştür ve bir Müslüman olarak ihtar/tavsiye içeren birazda öfkeyle bir şeyler demiştir Üstad. Meselenin özüde sözüde budur. Bundan tarafları, daha da değişik taraflara çekmenin ve değerlendirmenin hiç bir anlamı ve faydası yoktur.

 

Üstad'ın bu mektubu devrin şartlarına ve kırılganlığına göre yerinde, doğru ve takdire şayandır. Bundan şüphemiz yok. Zaten bunuda tartışmıyoruz sanırım.

 

Neyse, benim demek istediğim husus şu (birazda konu dışına çıkarak):

 

Tıpkı Abdülhamit Han gibi, yıllar geçtikçe anlaşılacak doğru ve yanlışlar. Kimin aslında ne olduğu ve ne olmadığı zamanla gün yüzüne çıkacak. Belkide pek çok iyi ve kötü yer değiştirecek tarih sayfalarında, zihinlerimizde.

 

İşte ben, Erbakan Hoca'yı bu sebeble değerli ve önemli br şahsiyet olarak görüyorum. Pek çok insanın ben bu adama asla oy vermem deyip, şimdilerde ''bu adam haklıymış, biz yanılmışız'' dediklerini duyuyorum.

 

Faizsiz sistem, D-8, Havuz proğramı vs. Anlaşılmadı ve kulak verilmedi Hoca'ya. Hoca ki, içerden ve bilhassa dışardan muazzam tertiplere, plan ve projelere maruz kalmış birisi.

 

Şapkasını alıp gitmeyen, alttan almayan ve son noktaya kadar direnen bir insan. Bu bir hakikattir. Birileri dik durmadı falan demiş Hoca ve ekibi için, o birileri dik durmayı mahalle kavgalarında kıytırıktan restleşme sanıyor, ya da parlayıp sönen flaş her halde. Diklikten ve dik durmadan ne anlıyoruz acaba?

 

Polemiği sevmem ve yapana da uymam. Bu ülkenin gördüğü ve belkide göreceği nadir siyasetçilerden birisidir Hoca. Bunu sağdan da, soldan da, ortadan da pek çok kişi tasdik etmiştir.

 

Velhasıl, Erbakan Hoca bu ülkeye hizmet vermiş ve veren pek çok kişiye de vesile olmuştur.

 

(Bunları, Erbakan Hoca'nın partisine oy vermeyen, parti binasına bir defa bile girmeyen birisi olarak yazdığımı da belirteyim)

 

Erbakan Hoca'nın partisine oy vermeyen biri olarak, bunca -bence ağır ithamlar-ın yer aldığı yazılara bakarak çok takdir ettim ,sağolun diyeyim.

 

Neden illa Necip Fazıl mı Erbakan mı diye bir çerçevede konu ilerlemiş anlayabilmişte değilim. Dönemin şartlarında yapılan bazı hatalar nedeniyle Üstad, yapılanları onaylamadığını belirtecek mahiyette Erbakan'a bunları söylemiştir, elbetteki bazı noktalarda haklılığıda vardır. Ama gel gelelim, bu mektupu dallandırıp budaklandırıp Erbakan'ın ortaya koyduğu davayıda basite indirgeyip harcamakta ne kadar yerinde bir tutumdur,orasınıda bilemiyorum.

 

Üstad'ın fikri planda ve ayrıca aksiyon noktasında yaptıkları elbetteki müthiştir ! Ama siyaset sahasında Erbakan Hocamın yaptıklarınıda asla küçümseyemezsiniz. Erbakan siyasete dahil olmasaydı, ortalık sol kesimin oyun sahası haline dönüşecekti, bugün her ne kadar iktidar kendisi farklı bir çizgideyiz naraları atsada Erbakan Hocamın ortaya koyduğu görüşün kaynağından feyz almaktadır, ve ayakta durabilmesin tek nedenide bu görüşle olan münasebetlerinden gelmektedir.

 

Ben hem Üstad'ı okurum benimserim,Büyük Doğu fikrinede müptela birisiyim , diğer yandanda Erbakan'ın siyaset görüşünüde sonuna kadar bağlıyım.

 

Vesselam.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Chp ile yapılan ortaklık zamanında bir çok müslümanın hapisten çıktığını da biliyoruz,bunlardan biri Kadir Mısıroğludur. O zamanın sartları içinde olması gereken bir durumdu diye acıklarlar,ne kadar katılırız bilmiyorum ancak göz ardı edemeyiz ki Agd üniversiteler kolunda şu an hala devam etmekte olan Üstad Necip Fazıl okumaları vardır,hangi kurum kendisine bu denli eleştiride bulunan birine böyle sahip çıkar? Ben çok araştırdım,başka Üstad okumaları bulamadım,çünkü sadece erkek öğrencilere veriyorlarmış

Takdir ettim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Erbakan hayranı bir kardeşim vardı..

 

Kendisi ile hatta Erbakan hakkında yazılan bir kitap siparişi vermiştik..

 

Benim üstada olan hayranlığımı bilirdi.. Sık sık üstaddan bahsederdim ona.. ve bu mektup gündemimize düştü.. tabi içine büyük kurt yuvası ile..

 

Gel zaman git zaman derinleşti. ve sipariş verdiğimiz kitapçıda dostuma Rapor 2 3 4 5 6dan Erbakan la ilgili yazılan yazıları okuyup ve sindirmesi için bir kaç vakadan bahsettim..

 

Sonunda sipariş verdiğimiz kitabı iptal edip yolumuza devam ettik...........

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.

×
×
  • Create New...