Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
müznib

Hür Adam / Bediüzzaman Said Nursi

Recommended Posts

HÜR ADAM / BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

 

 

2010822-776152400.jpg

 

 

Bediüzzaman Said Nursi' Hz.lerinin hayatını anlatan 'Hür Adam' filmi 7 OCAK 2011'de vizyona girecek. 5 hafta süreyle vizyonda kalacak.

Film Türkiye'nin ve özellikle Anadolu'nun her köşesinde, 700 salonda gösterilecek.

 

 

Yönetmen : Mehmet Tanrısever

Senaryo Yazarı : Mehmet Uyar, ...

Tür : Biyografi , Dram

Ülke : Türkiye

Süre : 163 dk.

Konu : Said Nursi'nin hayatı konu alınıyor.

 

 

İşte beklenen filmin fragmanı

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadarşlar inşallah Hür Adam izleyici sayısı olarak son on yılda izlenen en iyi on film arasına girer. Eğer böyle olursa birçok islam aliminin hayatı bu kalitede film olarak çekilebilir. Keşke Üstad'ın piyesleride bu şekilde çekilse.Favorim kanlı sarık. selametle

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kaliteli, izleyici dikkatini canlı tutan, güzel bir film olmuş. Üstad Bediüzzaman Hazretleri'ni yaşadığı zamandan müstağni kılmak imkansız olduğundan filmin genelinde o devire de ışık tutulmuş, vaziyet (içler acısı olan) perdeye yansıtılmış.

 

İnsanı şöyle bir silkeleyip kendine getiriyor. Yer yer galeyana gelip, içinizden tiz nârâlar atıyorsunuz. Bir kaç arkadaşın hıçkırıklarını duydum desem mevzuyu açıklar sanırım.

 

Hulasa ciddi, yerinde, bekleneni karşılayan bir yapımdı. Müsait bir zamanınızda izleyiverin derim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

S.a./V.a.s.

Filmle aram pek yok ama İzmir`de gidemeyip memlekete gelip Konya`da pazar günü bilet bulacagim diye canim cikti. Sukur izledik ve film begenime gore guzel ve cok guzel kompozisyon edilmis hayatı. Ve filmi izlemeden once cevreden aldigimiz haberler, yorumlar hic hos degildi, guzelmis. Mehmet Tanrısever, Minyeli Abdullah`tan sonra izleyiciyi de insanlık namina gercekten emegi kucumsenmeyecek seyler yapiyor. Allah razı olsun kendisinden..

  Film, toplumumuzdaki bilgisizligin ve dusuncesizligin onunu biraz olsun keser ve insAllah birilerinin daha gercekleri anlamasini saglar..

Selametlerose.gif

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yapmayın arkadaşlar Allah aşkına.

Film deyim yerindeyse "Beş para etmez"

 

Benim naciz tavsiyem eğer hala izlememiş, parasının ve zamanın değerini bilen var ise kesinlikle gitmesin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yapmayın arkadaşlar Allah aşkına.

Film deyim yerindeyse "Beş para etmez"

 

Benim naciz tavsiyem eğer hala izlememiş, parasının ve zamanın değerini bilen var ise kesinlikle gitmesin.

Merak ettim doğrusu, nedir beş para etmeyen yanı?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Beklenti diye bir şey varya herşey onun suçu. mahlas mahlaslı arkadaş ne bekliyordu. Naciz tavsiyelerini ne yüzden foruma yazdı...

Efendi beğenmiyorsan daha iyisini çekersin. O beğenmediğin filimde yapılan büyük bir hizmet var. O filmi salyalar saçarak izlersen zaten beğenmezsin. :buba:

Share this post


Link to post
Share on other sites

Beklenti diye bir şey varya herşey onun suçu. mahlas mahlaslı arkadaş ne bekliyordu. Naciz tavsiyelerini ne yüzden foruma yazdı...

Efendi beğenmiyorsan daha iyisini çekersin. O beğenmediğin filimde yapılan büyük bir hizmet var. O filmi salyalar saçarak izlersen zaten beğenmezsin. :buba:

daha ne denir ki? :tek_dis:

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselam!

Evvela insan olanlara cevap verelim;

 

Öncelikle film kaliteli demişsiniz filmde kalite nasıl tespit edilir?

 

Bana göre...

1. hikaye/senaryo

Film birbirinden kopuk sahnelerle dolu (doğalolarak bu filmi akıcı olmaktanda çıkarıyor)

Bir köyde ay tututlmasıyla başlıyor oradan mücadele yıllarına ordan hoooop külliyat yazmaya,bu çocuk nasıl büyüdü, mekteptemi okudu kimden ilim aldı kimden irşad aldı, nasıl kendini geliştirdi, rusyadan kaçtı sonra ne olduda meclise çağrıldı vsvs bunlar cevapsızlar...

Said nursinin görsel aksiyonunun ön planda olduğu eski said dönemi diye adlandırğı mücadele dönemi resmen yoksayılmış.

mesela

"paşa paşa namaz kılmayan haindir hainin hükmü merduttur. "

lafzı üzerinde tartışılan sahne dir diye tahmin etmiş ve sonuna kadar büyük bir hayal kırıklığı ile izlediğim filmde belki bir kıvılcım olur ümidiyle o sahneyi beklemiştim ama nafile anlaşılan yapımcılar gerçekleri aksettirmekten ziyade rejimin godomanlarını kızdırmamayı düşünmüş olmalılar ki, bir makas darbesi inivermiş said nursinin hayatını okumaya başlayan kişiye ilk olarak balladırıla ballandırıla anlatılan hikayeciğe.

Herneyse bu bizim işimiz değil konuya dönelim ne diyorduk kopuk sahneler hikaye bütünlüğü yok. Bir kişi eğer bilmem kaç senedir külliyatı ve said nursinin hayatını okumuyor ise boşlukları dolduramaması canını sıkar ve filmi onun için çekilmez kılar. Film bittiğinde bir bakıyorsunuz 3 saattir içerdeyim ama ne almışım "sıfır". sonra bakıyorsunuz etrafınıza saçılmış salya falanda yok

alla alla. :whistling:

 

2.oyunculuk

Hadi said nursiyi canlandıran oyuncuyu vasatın üstünde kabul edelim (hoş oynadığı dizilerdeki oyunculuğu daha iyidi şüphesiz ama neyse...) ya diğerlerine nedemeli? etrafındaki talebeler olsun toplanan cemaatteki kişiler olsun bu kadarmı amatör olur? Mesela savcıyı hatırlıyorum, yemin ederim ilkokula giderken düzenlenen piyeste sırası geldiğinde repliğini kaçırmaktan korkan sıra arkadaşımın repliğini okurken takındığı mimikler sanki aynıyla adamda idi. Şu an aklıma gelen amatörlükler bile üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen bir çuval. İlçede ilk yanına gelenler, şeyh saidin adamlarının gelip yardım talep etme sahnesi. Zaten kullanılmaya çalışılan kürtçenin keskin hatları başka bir komediydi :) insan ezberlemek dışında birazda o cümleleri kürtlerden dinler be kardeşim. Düşünüyorumda hayran olduğum türkçe olimpiyatlaındaki çocukların içlerininden birinin gözlerinde ki heyecan filmin tüm kadrosunun toplamında yoktu.

 

3. gerçekçilik

Filmin tamamında asıl yokluğunu hissettiren sahicilik... Mesela rus komutan karşısında kalkmaması sonrasında hemen kurşuna dizileceklerin yanında namazını kılabilmesi, (hadiselerin kendileri gerçek olsa bile) öyle bir hava vermiyordu. Sanki şu sahneyi biran önce çekelim de bitsin. amacıyla hazırlanmış ve çekilivermiş. Mahkeme çıkışı (mahkeme içeriğininde tam ve vurucu noktalardan yoksun olmasını yine yukardaki rejim korkusuna bağlamaktan başka çare bulamıyoruz) zalimler için yaşasın cehennem sözünün geçtiği sahnenin (benim okuduğum) gerçeğe ters olması ise başka bir bilmemnelik...

(Dinlerarası diyaloğa selam çakan said nursiyi nerden tadarik etmişler onuda anlayamadık bir ara sormak lasım bilen(!) birilerine )

 

4. görsellik

Filmde hala, eski havası verilsin diyemi yoksa kalitesiz malzeme kullanıldığı için mi olduğunu anlayamadığım şu eski filmlerde olan beyaz çizgiler vardı. Film üzerinde ki genel kanaatimi etkilememiş olsada hoş değildi.

 

Yanlış anlaşılmak istemem benim yadırgadığım filmin yapılması değil, bu şekilde yapılması.

Daha iyisi yapılabilirmi idi? Evet.

Daha fazla bilgi verilebilirmiydi? Tonla.

Daha cesur sahneler içerebilirmiydi? Şüphesiz...

Daha kaliteli oyuncular, senarist, yönetmen için finansman ayrılabilirmiydi? Fazlasıyla.

O zaman eleştiririm. Hemde daha iyisini çekemesem bile...

Velhasıl yeterli miktarda maddi imkanı, ulusal hatta uluslararası çalışabilen bir tv kanalı, bilmem şu kadar profesyonel oyuncusu olan bir oluşuma yakışmayacak kalitede bir film idi

vesselam...

 

 

Gelelim sana (size)...

Ne bekliyordum? Herşeyden önce fikrimi paylaştığım forum sitesinde muhataplarımın tamamının insan olmasını bekliyordum.

Aynı sanal mekanı paylaştığım insanların içlerinde kafasını soktuğu saksıyı kendi salyalarıyla doldurmuş ve gözünü açtığında da salya dışında başka birşey göremeyenler olmasın bekliyordum.

Ama görüldüğü üzre beklentiler her daim karşılanmıyor.

 

Efendi beğenmiyorsan daha iyisini çekersin

Evet evet bütün film eleştirmenleri her olumsuz eleştiriden sonra çekerler bir film, oscar için de yönetmenler değil eleştirmenler yarışır. (fıkramısın sen be? :D :D savunmaya bak daha iyisini çek :D )

Salyalar saçılarak izlenen filmleri hamdolsun şimdiye dek izlemeye tamah etmedik, (sen gibiler olmasa salyalar saçılarak izlenen filmlerin varlığından da haberdar olamazdık ayrıca ;)) ve yine hamdolsun bir yapıtı değerlendirirken muhtevasının bana yakınlığı onun hakkındaki değerlendirmemi değiştirmedi.

Birilerinin kafama soktuğu düşünmeye gerek duyulmayan görüşlerimde hiç olmadı hamdolsun. (hı hı! senin de olmamıştır. Kesin! :whistling: )

 

Ben bir forumda film başlığına izlediğim film hakkında ki görüşlerimi yazdım sadece, beğenip beğenmemek okuyanın insiyatifinde aynı filmi beğenip beğenmemenin benim insiyatifimde olduğu gibi. :shades:

 

Unutmadan "beş" hafta vizyonda olacak filmin ikinci haftası, şehrimde ki en büyük ikinci sinema salonunda izledim ikiyüz küsür kişilik salonda arkadaşım ve benden başka 5-6 kişi vardı. Galiba (istisnalar kaideyi bozmaz aga) kendi güruhuda pek hazetmemiş filmi.

 

 

Not: Son paragraftaki ilk cümle tespit ikinci cümle şahsi kanaattir ;)

Share this post


Link to post
Share on other sites

mahlas

Yahu bu kadar yazmışsın, demekki bu kadar dolmuşsun.

Hergün böyle film çeliyormuş gibi kendini sinema eleştirmeni sanan bir eda ile yaptığın basit cevaba şunlarla yanıt vermek istiyorum.

"Senin bakışın kötü, Beğenmemek üzere gitmişsin zaten. Yaşadığın hangi olaylar sana önyargı katmış bilmem. Sana bu film de hayatı anlatılan insanın bir sözünü söylemek isterim eğer hakikaten başında taşıdığın organı kullanabilme imkanına sahipsen bunu anlarsın.

 

Güzel gören güzel düşünür,güzel düşünen hayatından lezzet alır

Share this post


Link to post
Share on other sites

Filmi ben de izledim. Fırsat bulamadım bu vakte kadar yazmaya. Derken başlığı görüp okuyunca bir anda tepem attı. Nedir bu azgınlık ya hu? Beğenmek zorunda mıyız her çekilen filmi? Velev ki İslami cenaha ait bir film olsun. Şurada yorum yazanların belki de bir çoğu yapılan bu hizmetlerin sevdalısı hatta o kadar sevdalısı ki elmas beklerken karşılarına çıkan kömüre bile elmas muamelesi yapanlardan. Değil kardeşim! Olmamış. Fırsatım olsa, Allah nasip etse, tüm islam büyüklerinin filmlerini en modern yöntemlerle çekebilsem. Yani benim bu hususta ki sevdamı görün diye söylüyorum. Ama gel gör ki bu film olmamış be azizan.

 

Filmin girişinde ki savaş sahnesinde güya sözüm ona bombalar patlıyor. Resmen pembe pembe animasyonlar yapmışlar. Ulan yok muydu bu işten adam akıllı anlayan bir dostunuz? Başroldeki eleman fiziksel olarak Bediüzzaman'a benzemiş, kabul. Ama gerek O'nu yakinen tanıyanlar gerekse kitaplarda anlatılanlardan biliyoruz ki, Bediüzzaman hitabetiyle en azgın bir gayrimüslimi bile yumuşatıp davası hakkında tereddüte düşürmeye muktedir biriymiş! Allah O'na bu istidadı bahşetmiş. Peki film de ne yapılmış? Gardaşım lafından başka hiç bir kelimesi samimane bir şekilde söylenmemiş. O da Anadolu çocuğuyuz da kulağımız aşina olduğundan hoşumuza gidiyor. Vermişler kağıdı hocamın eline, o da yazılanları ilk okul 3 talebesi kıvamında okuyor.

 

Film de ne bir görsel ne de bir haşmet liyakatı vardı. Bakın olaya bir de şu cepheden bakalım. Risale-i Nurlara tabi olmuş, dünya genelinde milyonlarca insan var. Aslında bu insanlar hem dostunuz hem de hitap ettiğiniz birincil kesim. Siz bu projeyi hazırlarken nasıl destek istemezsiniz böyle bir oluşumdan? Hem fikri yönden hem teknik olarak bu işi nirvanaya ulaştırabilecek belki de yüzlerce adamınız var. Peki neden kaçınıldı bu istişare ortamından? Yeterli paranız mı yoktu adam akıllık animasyon yapabilmek için? Ne o ne de bu. Her türlü batırılmış bir filmdir kendisi. Bir gaflette bulunuldu ve nihayetinde ortaya bu filmimsi şey çıktı. Geriye söylenebilecek tek şey kalıyor, bravo, tebrikler, geçmiş olsun.

 

Yukarıda yazdıklarımın tümü benim şahsi fikirlerim. Doğruluğunu ya da yanlışlığını herhangi biriniz ispat edemezsiniz. Boşuna kıvranmayın. Ama hepimizin müştereken ilgileneceği bir gerçekten bahsedeyim mi size? Belki bu noktada kalbiniz de kaleminiz de biraz insafa gelir de, ölçüyü kaçırmadan adam gibi cevap verirsiniz, hiç olmazsa bu filmin amacına hizmet edip etmediğini kendi tartınız da hesaba çekersiniz.

 

Hamdolsun dinle, kitapla, sünnetle iç içe yaşayan insanlarız. İçimiz de fikri manada sapıklar olsa da müslümanım diyen herkesi kardeş görür, varsa yanlışları düzeltmesini, varsa doğruları hak teala'nın ondan razı olmasını dileriz. Bizim ölçümüz budur. Bakınız ben böyle düşünen bir insan olarak, bu cemaate kendimce kafi miktarda sempati duymaktan öte başka bir his beslemeyen bir müslüman olarak kalktım ve bu filme gittim. Bazen öyle sahneler geldi ki, dedim Allah'ım sana şükürler olsun, bir müslümanın dünya çapında duyulmasını nasip ettin. Bu benim göğsümü kabarttı. Fakat bazı ukala tipler vardır, bilirsiniz. Hiç bir şeyi beğenmezler. Her yapılana muhakkak bir lafları vardır. Hele bunlar biraz da islamiyetten uzak kimselerse o vakit bunlara içinde din olan (aslında islam) hiç bir kavramı, nesneyi sevdiremezsiniz. Şimdi böyle birisi merak etmiş, kalkıp gelmiş filme. Ya da bir arkadaşının yoğun ısrarına dayanamamış, olmadı 3 saat dişimizi sıkarız demiş, gelmiş. Bu ne güzel bir fırsat değil mi? Ne şahane bir ortam! Konuşmak yok, sadece görmek ve dinlemek var. Yani bir an için kendini sorgulama, hayatını sorgulama hissi verebilmek için muazzam bir fırsat.Ortam karanlık ve nefs muhasebesine çok uygun. Belki de o kişi filmden çıkınca gidip odasının duvarına, ''ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam'' ya da ''zalimler için yaşasın cehennem'' lafzını kazıyacak! Ama sen öyle bir film yapmışsın ki, bırak etkilenip bir kelime almasını, tövbe eder de bir daha ne bu yönetmenin filmine gider ne de bediüzzaman'ın olduğu bir filme. (Sakın demeyin onlar gelmesin, biz yeteriz bize. Valla döverim bak) Orada burada yaptığı olumsuz propaganda da cabası. Şimdi bir kez daha sizler için geliyor, tekrar geçmiş olsun! Oldu değil mi bu yaptığınız?

Share this post


Link to post
Share on other sites
lafzı üzerinde tartışılan sahne dir diye tahmin etmiş ve sonuna kadar büyük bir hayal kırıklığı ile izlediğim filmde belki bir kıvılcım olur ümidiyle o sahneyi beklemiştim ama nafile anlaşılan yapımcılar gerçekleri aksettirmekten ziyade rejimin godomanlarını kızdırmamayı düşünmüş olmalılar ki, bir makas darbesi inivermiş said nursinin hayatını okumaya başlayan kişiye ilk olarak balladırıla ballandırıla anlatılan hikayeciğe.

 

Filmi henuz seyredemedim, Ataturk sahnesi mi kesildi?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Başlık almış başını gidiyor bre!

 

Bakın, benim sormamdaki maksat /ki gayet aklı başında, uslu bir cümle kurmuşum./Ciddi manada merak ettim. Yok efendim, hizmetten olduğum için üzerime toz konduramam gibi bir durum yok; yanlış cevap! Aksi takdirde mahlas arkadaşımızın savaşta dense mubahlığı tartışılır laflar sayesinde bu kadar sakin olmayabilirdim. Ne o hemen insanlıktan çıkıyoruz yahu! Şurada sakin sakin bir film eleştirisi yapamayacak mıyız hocam? Beğenen ne beğenmeyeni, ne de beğenmeyen beğenini tenkid edemez.

 

Mahlas arkadaşımın zaviyesinin bu minval üzere olacağını kestirmek güç değildi. Ben de zaman zaman o kopuklağa, teknik yahut oyunculukta nakıs yönlere rastlamadım değil. Ama ben giderken, Hollywood filmine gitmediğimi biliyordum. Biraz da "Eşref Paşalılar" filminden cemaatın beyaz perdedeki konumunu bildiğim için beklentilerimi yüksek tutmadım. Ve izlediğimde de daha çok şey gördüm, beğendim, ağladım, yine giderim.. Şimdi bunun için kim bana laf diyebilir? Buyurun.

 

Şu bakış açısını anlayabiliyorum ve de tamamen katılıyorum. Senin elinde o kadar döner sermaye olsun ama çekebildiğin film böyle eksiltili olsun.. İşte burada haklısınız. Daha mükemmeli olabilirdi. Cemaatten olmayan arkadaşlar geldiğinde de Üstad her şeyiyle daha geniş ve de profesyonel bir eda ile verilebilmeliydi. Buna sözüm yok. Yine de ben tamamen vasat demem. Bir boşluğu doldurduğu kanısındayım. Üstadın, hapishanede asılmış hocaları dar ağacında sallandırırken, yanlarında yumruğu havada geçerkenki edası "Yaşasın zalimler için cehennem!" yahut sarığını çıkar dediklerinde "Bu sarık bu başımdan kafamla çıkar!" Cümlesi nezdimde 3 saati bile tek başına kurtarabilir. Bakın ne kadar farklı perspektiflerden bakıyoruz. Yani biz farkında olmadan birbirimizin keyfî iradesini tenkid ettiğimizi anlamıyoruz sanırım.

 

Ve hulasa gidin efendim, gidin. Hiç olmazsa bir alimin hayatını çekmişler yahut müslümanca bir hukuk işlenmiş diye gidin.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

:)

Bir film hakkındaki yorumdan sonra 3’üncü bir cevap yazacağım aklıma gelmezdi…

Neyse biz fıkramıza dönelim; :coffee:

 

Beğenmedik efendim zorlamı? Beğenmediğim bir filmide birilerinin hizmet(!)i için öneremem kimse kusura kalmasın.

Neymiş üyesi olduğum forumda bir filmden bahsedilmiş bende izlemişim beğenmemişim başka biri izlemiş ama beğenmiş. O filmi arkadaşlarına önermiş ben önermemişim. Vay sen nasıl beğenmezsin? Neden önermezsin? Neden bir daha gitmek için can atmazsın? “Kardeşim hem beğenmedim hem önermiyorum. Var mı ötesi?” demedik. Sebep soranlara cevaplamak zorunda olmamama rağmen kendimce film üzerindeki gördüğüm olumsuzlukları zikrettim. Bu; filmde hiç güzel sahne görmediğim anlamına da gelmiyor elbet. Fakat 3 saat boyunca izlediğim filmin 2 dk’lık bölümü ile yetinenlerden de değilim. Buna makabil mantıklı, kendi fikrini destekleyen (ondanda geçtik) en azından benim fikrimi çürüten birkaç kelam yerine yine şahsına münhasır üslubu ile devam edebilenler var.

Şimdi buna ve önceki mesajımdaki hitabımı beğenmeyen -aynı zamanda- insanlıktan çıkmakla ve azgınlılıkla itham eden diğer arkadaşlara cevap vermeye kalksak yada kalkıp “Ağız bozukluğunun ilk tezahürü malum zatta idi. Neden onun cevabının altında tek bir mesajınız yok?” desek bu lüzumsuz mevzuu bitmez. Bu hakaret kırıntılarını yutmamızın sebebi hiç kimsenin sakin kalmasını sağlamak falanda değil. Kabak tadı vermeye başlayan konunun mihenginden sapması.

 

Velhasıl sark kullanıcı isimli arkadaşımızın son mesajındaki anlatılmak istenen birinci mesajının muhtevasına dahil olmuş olsaydı muhtemelen yanımdaki arkadaşıma filme gitmek için birden fazla teklifte bulunmazdım enazından. (Evet! İki arkadaş örneğinde ki kolundan çekiştirilerek filme zoraki götürülen arkadaş ben değilim)

Bunu dikkate alarak tekrar ve son kez diyorum ki;

“Bu film izlemeye değmez”

 

Saygılar selamlar…

Share this post


Link to post
Share on other sites

Filmi henuz seyredemedim, Ataturk sahnesi mi kesildi?

Hayır M.Kemal sahnesi kesilmedi filmedeki tartışılan sahne benim beklediğim yukardaki repliği içeren sahne değildi.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Film güzel olmuş veya çirkin olmuş, bu göreceli bir durumdur. Hani bir odaya girsek ve desek ki, bu odanın sıcaklığı kaç derece? Herkesten farklı sayı çıkar. Niye? Çünkü sıcaklığın tam bir tanımı yok.

 

Filme gelince, duyugulandığım sahneler çok oldu. Ağlamamak için kendimi tuttuğum anlar vardı.

 

Tabi böyle filmlerde herşeyi gösterme imkanınız olamaz. Yoksa film çok uzun sürerdi. Hele bu Said Nurs'nin hayatı ise... Ben bazen evliya filmleri izliyorum. Her farklı filmde, mesela hacı B. Veli hakknda değişik bilgilere ulaşıyorum. Mesela Aziz Mahmut Hüdayinin bir filmi var... Bu filmi her izlediğimde, daha önce farkemediğim ayrıntılara rastlıyorum. Bu anlamda, filmini izlediğimiz kişinin hayatını biliyorsak az çok, sahnelerde kesiklik diye bir şikayet olmaz. Ayrıca filmi bir kere izlemek onu değerlendirmek için yeterli olmaz.

 

Filmde saz sahnesi benim için çok önemli mesela... Şapka sahneleri de öyle mesela... Ah, ah... O risaleler yazılırken niye dağlara çıkıyorlardı mesela? Amerikalıların, ingilizlerin nefesini hissettiniz mi Filmde? Ya Şeyh Said olayı?.. Dar ağacınd asılan hocaların bulunduğu sahne ne anlatıyordu aslında? Tabi türkçe ezan vardı bir de... Hani bir caminin kapısında kilit asılıyordu, farkettiniz mi? Said Nursi caminin yanında ama dışarda ha, namaz kılıyordu filmde. Ha bir de filmde, bir yerde Kürdistan cümlesi geçiyor mesela... Sahiden niye Güneydoğu filan demedi de, Kürdistan deyiverdi? Hadi bakalım, niye? Hani Kürdistan öcü ya, e ama filmde Kürdistan geçti mesela... Ah, ah... hani kürdistan cümlesini eleştirmiyorum ama, filmde bu kelimenin geçmesinin çok makul bir gerekçesi var, hem de Kemalistleri fena edecek bir gerekçe... Hadi bakalım biraz araştırın... hem o dönemin hapis şartlarını gördünüz mü? Hukuk, kanun falan filan yerlerde... Ya istiklal mahkemelerine ne demeli? Bir de nahiye müdürünün hali neydi yahu? ankara asar, ankara keser, ankar şöyle, ankara böyle... Kameranın atatürk resmine dönen sahne neyi anlatıyordu sahiden...

Herşeyden önce, filmde said nursi üzerinden zulümle nasıl mücadele edileceğini gösteriyor...

 

Ben güzel gollere, iyi futbola bakarım... gerisi spor adamlarının işi... Tabi göreceli bir durum.

 

ah ah...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

bence film gayet güzeldi.öyle bir hayatı nekadar ayrıntılı anlatabilirlerdiki? belli başlı özelliklere vurgu yapılmış olmasına rağmen biçok şey güzel yansıtılmış.yalnız Atatürkün ölmeden önceki gazetelerde yayınlanan ''müslümanlara son mesajı'' konusunda herhangi bi bilgim yok ve bunun gerçek olup olmadığınıda merak etmekteyim. :confused1:

Share this post


Link to post
Share on other sites

bence film gayet güzeldi.öyle bir hayatı nekadar ayrıntılı anlatabilirlerdiki? belli başlı özelliklere vurgu yapılmış olmasına rağmen biçok şey güzel yansıtılmış.yalnız Atatürkün ölmeden önceki gazetelerde yayınlanan ''müslümanlara son mesajı'' konusunda herhangi bi bilgim yok ve bunun gerçek olup olmadığınıda merak etmekteyim. :confused1:

 

Son mesaj olayı biraz filmde bilmeyenler için kafa karıştırdı gerçekten. Dün akşam arkadaşın facebookta fotoğraflarına bakarken gördüm, Sivas`ta bir müzede çekmiş olduğu resmi paylaşayım. Böyle bi mesaj var mı ? Bilenler paylaşır mı kaynakla beraber..

 

14883214949003509741110.jpg

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hür adamı dün izledim. Filmi boğuk buldum, daha etkili bir anlatım yapılırdı. Aynı zamanda şu anki ak parti hükümetinin fikri filmin satır aralarında izleyiciye verilmek istenmiş. alevi açılımı, kürt açılımı, cumhuriyet ve demokrasi ile barışık olma, bunlara ilaveten kırmızı çizgileri aşma noktasında da eli kolu bağlı bir duruş sergilenmiş...

 

 

"Evet Karabekir, Arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye çevirttireceğim. Ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip aldanmaya devam etmesinler"

 

"Masum ve cahil insanları yüzlerce Allaha taptırmak veya Allahları muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir Allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir"

 

"Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir milletti. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne de aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabi idi. Çünkü Muhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu.Bu Arap fikri ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler kendilerini unutmağa, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber Allaha kendi milli lisanında değil, Allahın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacaatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında türk milleti birçok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler."

 

 

bunlar ve çok daha fazlası

 

Şemseddin Güler - Mustafa Kemal ve Din

Doğu Perinçek - Kemalist Devrim 2/ Din ve Allah

 

kitaplarında yazmaktadır.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Son mesaj olayı biraz filmde bilmeyenler için kafa karıştırdı gerçekten. Dün akşam arkadaşın facebookta fotoğraflarına bakarken gördüm, Sivas`ta bir müzede çekmiş olduğu resmi paylaşayım. Böyle bi mesaj var mı ? Bilenler paylaşır mı kaynakla beraber..

 

14883214949003509741110.jpg

 

 

Bu mevzu ile alakalı söylenmiş olanlara değil yapılan icraatlara bakmak lazım. Bu kitabede böyle yazıyor bak böyle söylenmiş diye veya son mesajda geçen ibarelerden yola çıkıp kıymet hükmüne varmak ancak cumhuriyet beyinli insanların varacağı bir neticedir. Elini vicdanına koy, müslümanlara nasıl kan kusturulduğunu düşün, Allah diyor diye 500.000(beşyüzbin) başın darağaçlarında alındığını muhakeme et ona göre kafanı karıştır. Bu meselelerle alakalı bir kitap önerisinde daha bulunayım. Kendisi Büyük Doğu Cemiyeti azalarından olan, İstiklal Savaşına katılmış, hem yeşil hem kırmızı istiklal madalyaları ile ödüllendirilen, sarıklı mücahitlerden İsmail Şükrü Çelikalay'ın Hilafeti İslamiyye ve Türkiye Büyük Millet Meclisi isimli risalesine göz atmalarını tavsiye ederim. Onlara ne dendi , buna mukabil neler yapıldı? Hilafetin kaldırılmayacağına söz verip nasıl hilafetin kaldırıldığı süreci orada yazmakta.

 

Bu kadar İslama karşı yapılmış hamle varken bir veya birkaç veya binlerce kitabe de baştan sona Allah yazsa ne çıkar???

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...