sark 208 Report post Posted January 31, 2011 Benim bu entipüften şahsıma tarihte nadir kimseye nasip olmuş efsanevi bir kıymet ve kuvvet bağlayarak edilen hücumların yalnız iki saiki vardır:1- Herşeyden evvel naçiz şahsımı aşan mukkaddes davaya yani islamiyete karşı duydukları nefret. 2- Bu nefrete rağmen naçiz şahsımdan ödleri patladığı için şu anda elimde bir neşir vasıtası bulunmayışından istifade...Kalemimden yediği darbeler ta kuyruk sokumuna kadar işlemiş bir gazete hiçolmazsa biraz eter koklayıp acısını belli etmeyen bir eda takınacağı yerde benim bahsim oldu mu bir trauma tesiriyle çığlık bastığının ve saçlarını yolduğunun farkında olmadan sözümona bu lakap oyununa girişir ve bana şöyle der: "- Süper Mürşid!" Ah cevabı ne basit ne basit: Ayol siz benim kendi kendime mürşid dediğimi ne vakit duydunuz ki bir de buna (süper) ilave ediyorsunuz? Estağfirullah efendim mürşid olmak kim ben kimim!..Mürşid islamiyette fertleri büyük ıstıfaya ve İlahi marifete götüren Allah'da fani olmuş ve nefsaniyeti kalmamış muazzam kahramanlık gibidir. İnsanoğlunun yaradılış sırrının tahakkuk ettirmiş olan bu kamil kimseler yanında ben mürşid değil mürid bile olamam. Benim yaptığım bu ebediyet suvarilerinin büyük kervanına topal ayağiyle katılmış bir köpekcik rolüdür. Fakat bu köpekcik rolü okadar üstün bir makamdır ki onu çerçevelemeye küfür yobazlığının beyninde müsamaha yoktur.Ben büyük marifete ulaşmış ve ummanlardan geniş ruhları içinde namütenahiliği bulmuş büyüklerin yolunda ve insanoğlunun en büyüğünün emrinde sadece sokak meydan şehir ve dünya muharebesi yapan bir savaşçıyım. Yani büyük marifetin dünya ve cemiyet davalarında mütehassıs kalemini tefekkürünü tahassüsünü şiirini sanatını yalnız ona tahsis etmiş bir gonk vurucusuyum! Estağfirullah mürşidlik benim neme? Fakat bilin ki hakiki mürşidlerin benim gibi köpekcikleriyle sizin kahramanlarınız arasında hakiki mürşidle hakiki köpek arasındaki fark vardır!Herşey ne kadar sade: Çünkü elimde bir neşir vasıtası yok! Büyükdoğu kapalı olduğuna ve kimse benim cevabımı neşredemeyeceğine göre vaziyetleri emin... İşte do re mi fa sol la si her perdeden haykıran yalama sanatkarı salon köpeklerinin cesaret kaynağı! Bunlar böylesine merttir; kelimenin Türkçe değil de Fransızca manasiyle mert...Bunlar hep bir arada birkaç yüzbin nüsha satsalar da benim elimde karamela kağıdı boyunda bir neşir vasıtası olsa hemen kuyruklarını apış aralarına sokarlar susarlar ve güya beni görmemezlikten duymamazlıktan tanımamazlıktan gelirler. Zaten benim bu memlekette nasibimdir bu hal... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted January 31, 2011 İş bana geldi mi ya gök gürültüsünü pamuk çuvallarına gömüp duyurmayacaklardır; yahut sivrisinek vızıltısını hoparlöre bağlayıp gök gürültüsü haline getireceklerdir.Bu kadar cüce arasında onlara ciğerlerini kusturacak kadar kıskançlık telkin eden bir dev olmak bana mı kaldı? . Onlar için tehlikeli benim biziz! Zira biziz ki onların sahte dünyalarını bizzat o sahte dünya içinde yetişmiş çile doldurmuş nihayet havasızlıktan patlamış en halis tipler olarak ifşa ve iptal edebiliriz. Biziz ki bu mukaddes davayı tamamiyle kanun yolundan kırçıl sakallar kazma dişler dar alınlar vahşi bakışlar ve kapkara cehaletler elinden alıp onu nurani yüzler inci dişler geniş alınlar derin ve tatlı bakışlar ve ebedi güneşler ikliminde yepyeni bir gençliğe teslim edebilir yepyeni bir vecd ve aşk nesline devredebiliriz. Ya sonra ne olur; ne olur bu adamların halleri dünyaları inkılapları sahte reçeteleri yalancı ilimleri kalpazan sanatları zinaları içkileri kumarları dalavereleri hırsızlıkları ticaretleri istismarları herşeyleri herşeyleri? Bugünün şartları hususiyle son basının namussuz ve hayasız esası karşısında gerçek Türk'e düşen vazife kanun dairesinde şahlanıp yeri göğü titretici bir heybetle şöyle bağırmaktadır: - Artık annelerimizin ak bulutlardan daha temiz ve Kur'an kokulu başörtülerine domuz necaseti atarcasına edilen hakaretlere kimden nereden ve nasıl gelirse gelsin tahammül etmeyeceğimiz gün gelmiş ve bu hale paryalardan daha zavallı bir tavırla katlandığımız günler geçmiştir. Yağma yok! Hiçbir sahteliği ve sahtekarlık tertibini yutmuyor üstün idrakte gerçek ve mübarek Türk Gençliği kumaşının örgüsünü tutturmuş bulunuyor. Ve işte kanunun müsaadesi nispetinde karşınıza dikiliyoruz! Kanun dairesinde neler yapacağımızı müdafa hakkımızı yine kanundan alıp gösterdiğimiz gün mekanlarınızın camlarını biz değil korkunuzdan hergün ağzınızdan çıkardığınız nesneler donunuzu doldurmuş olarak imdat istemek için siz kıracaksınız! 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
gençmimar 19 Report post Posted January 31, 2011 Öncelikle paylaşım için çok teşekkürler.Bu yazı nerede yayınlanmış acaba kardeşim? Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted January 31, 2011 Konu ile alakalı başlığa buradan da ulaşabilirsiniz. Üstadımız'ın "Müdafaalarım" eserinde geçmektedir bu yazı. Quote Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted January 12, 2012 "Benim yaptığım bu ebediyet suvarilerinin büyük kervanına topal ayağiyle katılmış bir köpekcik rolüdür." Rabbim ne mütevaziliktir bu.. Üstad'a atfedilen kibir, gurur adamı yaftalarını diline dolayanlar bu sözden haberdar mı acaba? Sonsuzluk Kervanı, "peşinizde ben, Üç ayakla seken topal köpeğim!" Bastığınız yeri taş taş öpeyim. Bir kırıntı yeter, kereminizden! Sonsuzluk Kervanı, peşinizde ben... Quote Share this post Link to post Share on other sites