Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
ebkem

Cemil Meriç'in Dünyası

Recommended Posts

0000000320393_5_1.jpg

 

Arka Kapak

 

“Bir çağın vicdanı olmak isterdim; bir çağın, daha doğrusu bir ülkenin. İdrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak isterdim. Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim; kelimeden, sevgiden bir köprü... Ben bu mazlum medeniyetin sesi olmak istiyorum... En büyük tehlike, uzun zamandır müptela olduğumuz yobazlık. Bize düşen, dertlerimizi ömür boyu gönüllerinde taşıyan insanlara sevgiyle eğilmek ve “hödük” idrakimize hata gibi gelen kusurları cımbızla ayıklamaya kalkışmamak. Türk insanı irfandan önce sevgiye ve anlayışa muhtaçtır.” Cemil Meriç

 

“Bu Ülke,” “Umrandan Uygarlığa”, “Bir Dünyanın Eşiğinde”, “Jurnal” gibi sıra dışı eserleri dilimize kazandıran düşünce hayatımıza yön veren isimlerinden Cemil Meriç sadece geçmişte olup bitenleri anlamak için değil, bugünü anlamak için de yeniden okunmayı ve anlaşılmayı hak ediyor.

 

Günümüz tarih araştırmacılarından Mustafa Armağan, Cemil Meriç'in renkli dünyasına davet ediyor okuru. Bu okyanusa açılmadan önce alınacak “yüzme dersleri” de diyebiliriz yaptığına. Armağan, bir yandan onun düşüncelerini, birikimini, yöntemini ortaya çıkarırken, öbür yandan kişisel olarak tanıdığı Cemil Meriç'ten hareketle ilk tanışmalarını, Hatay'da Cemil Meriç'i ortaya çıkaran farklı arka planı, onu farklı kılan sebeplerin üzerine gidiyor.

 

Yazar:Mustafa Armağan

Sayfa Sayırı: 320

Yayın Evi:Timaş Basım

 

Bugün geçti elime, şöyle bir karıştırdım da eser Meriç hayranlarına hoş bir el kitabı olacak cinsten. Eserlerinden yer yer demeçlerle hoş bir derleme olmuş. Tavsiye edilir efendim, Meriç kafası iyi adamdır, okunmalı, okutulmalı.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Divan Edebiyatı'nda roman yok. Niçin olsun?

Batı'nın ilk romanlarından biri "Topal şeytan". Kahraman, evlerin damını açar, bizi yatak odalarına sokar. Roman başlangıcından itibaren bir ifşâdır. Osmanlı'nın ne yaraları vardır, ne yaralarını teshir etmek hastalığı. Hikayeleri ya bir cengâveri ebedîleştirir, ya "hisse alınacak bir kıssa'dır.

Roman'ın burjuvaziyle doğduğunu söylerler. Burjuvazi Avrupa'nın imtiyazı, daha doğrusu yüz karası. Bir kelimeyle roman, başka bir dünyanın, başka bir ruh ikliminin, başka bir toplumun eseri. Daha zavallı bir dünya, daha dişi bir manevi iklim, daha geveze bir toplum.

Başka bir tabirle, bu edebi nevi bir buhranın, bir uyuşmazlığın, reelle ideal arasındaki bir nispetsizliğin çocuğu. İçtimâî bir sıhhatsizlik, hiç değilse bir tedirginlik alâmeti. Sınıf kavgalarıyla sahneye çıkışı bundan. İnanan bir toplumda, pürüzleri yok etmiş bir toplumda, hayalî çözüm yolları aramaya ihtiyaç duymayan bir toplumda romanın ne işi var?

Osmanlı, Osmanlı kaldıkça Batı romanı'nı anlayamazdı. Önce uzun bir temessül, daha doğrusu tesemmüm merhalesinden geçecek, iktisadi ve içtimai müesseseleriyle değişecekti.

Medeniyet can çekişiyor. Gök bomboş, hayat abes; roman bu kalpsiz dünyanın insanını bütünüyle sahneye koymak iddiasında. Bütünü, yani çarpık insiyakları, hayvanca iştihaları, çılgın arzuları veya arzusuzlukları ile. Aşk da -Tanrı gibi- öldüğüne göre, cinsiyet tek değer. Bezirgan hayasızlığın üstüne bir sal attı: cinsi bunalım. Sade, kütüphanelerin şeref misafiri, sadizm abesin ikiz kardeşi.

Cemil Meriç - Bu Ülke

 

 

 

Umrandan Uygarlığa

Umrandan uygarlığa, çağdaş uygarlık düzeyinden medeniyetlerin ölümüne, Osmanlı devlet adamlarından büyük siyasi eserlere kanat açan geniş soluklu ve güncel bir yapıt:"Zirvelerle uçurumlar arasında bir diyalog, acıların ve ümitlerin kitabı, bir devrin, daha doğrusu bir medeniyetin muhakemesi... göz karartıcı bir düşüşüngrafiği."(C.Meriç)

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Târihlerinden kopan bîr avuç şaşkının omuzladığı bir teslimiyet bayrağı. Bir iflâsın ifadesidir Avrupalılaşma, bir inkâr çılgınlığı, bir intihar kararıdır.." CEMİL MERİÇ, Gerçek dergisi, Ağustos 1978, cilt 1, sayı 2

 

Türk'ü, Arap'ı, Arnavut'u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya, yani irşada. Altı yüzyıl beraber ağlayıp, beraber gülmek. Sonra bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşum bir salgın: maddecilik. Tarihin dışına çıkan Anadolu, tarihin ve hayatın. Heyhat, bu çöküşte kıyametlerin ihtişamı da yok, şiirsiz ve şikayetsiz.

 

(Cemil Meriç - Bu Ülke)

 

"Ağaç köküyle yaşar insanda öyle.. Bizse maziden koptuk istikbale bağlanamadık. Türkiye bütün kütüphaneleri yakılan, bütün mazisi imha edilen, 600 yılı cerrahi bir ameliyatla içtiva i uzviyetinden koparılıp atılan bedbah bir ülke.. Oysa milletin ana vasfı devamlılık. Türk Milleti.. Hangi millet? Bu millet 10 senede bir değişen hafızasız nesiller amalgamı.."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...