Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
müznib

Cübbeli Ahmet Hoca Tutuklandı

Recommended Posts

Cübbeli Ahmet Hoca tutuklandı

 

 

resim214528_2.jpg

 

 

Çete soruşturması kapsamında gözaltına alınan Ahmet Mahmut Ünlü tutuklandı.

 

Cübbeli Ahmet Hoca' olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, kamuoyunda "Karagümrük çetesi" olarak bilinen suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesince tutuklandı.

 

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde savcılıkça sorgulanmasının ardından tutuklama istemiyle İstanbul Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilen Ahmet Mahmut Ünlü, mahkemeye çıkmadan önce şekerinin yükseldiği gerekçesiyle ambulansla kaldırıldığı Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki tedavisi tamamlandıktan sonra yeniden getirildiği adliyede hakim karşısına çıkartıldı. Hakim, mahkemedeki işlemlerin ardından Ünlü'nün tutuklanmasına karar verdi.

 

ADAMLARI HOCA'YA KADIN AYARLIYORDU

 

Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün de ifadesinin alındığı çete ve fuhuş operasyonunun ilginç ayrıntıları ortaya çıktı. Polisin hazırladığı fezlekeye göre Ünlü'nün adamları Hoca'ya seks yapması için kadın ayarlıyordu.

 

Habervaktim

 

Hükümetin ses etmediği cemaat tarikat oluşumlarına birileri bir şekil el atmış oldu. hemde halkın çoğunluğunun sempatisini ve güvenini kazanan değerli Ahmet hocamıza atılmış büyük bir iftira ile. Şunu unutmayalım saldırı nerden gelirse gelsin hedef İslâm'dır...

 

İnanıyorum ki hakkındaki suçlamalar 'iftira'dan ibaret adalet er yada geç tecelli edecektir. Rabbim yardımcısı olsun hocamızın...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cübbeli Ahmet Hoca tutuklandı

 

 

 

 

 

 

Hükümetin ses etmediği cemaat tarikat oluşumlarına birileri bir şekil el atmış oldu. hemde halkın çoğunluğunun sempatisini ve güvenini kazanan değerli Ahmet hocamıza atılmış büyük bir iftira ile. Şunu unutmayalım saldırı nerden gelirse gelsin hedef İslâm'dır...

 

aynen...

 

İnanıyorum ki hakkındaki suçlamalar 'iftira'dan ibaret adalet er yada geç tecelli edecektir. Rabbim yardımcısı olsun hocamızın...

 

amin inşallah...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Böyle insanlara böyle şerefsizce, alçakça saldırılması kahredici bir durum, bu saldırının kendini İslam adına hareket ediyor gibi gösterenlerden gelmesi daha da kahredici.

 

Cübbeli Ahmet Hoca'nın kimlerin tekerine çomak soktuğunu kendisini takip edenler bilir, İnşallah uyanır halkımız İnşallah tez elden uyanır ki çok geç olmaz uyandığında.

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hiç ihtimal veremiyorum bu söylentilere. Velev ki bu söylenenler doğru olsun. Nefsine esir düşmüş Allah kurtarsın diye dua ederiz. Ehl-i Sünnet, ilmi bilgisi sağlam birisi nihayetinde. Allah (cc) isterse kullarını bir münafıkla bile hidayete erdirir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Onca kalabalıkla gezen , hiç ferdi yaşamı olmayan bir insanın alenen fuhuş organize edeceği iddiası basit bir gözden düşürme operasyonu.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

rabbim böyle büyük adamlara büyük imtihanlar veriyor Allah yardımcısı olsun

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah yardımcısı olsun. Büyük insanların, büyük düşünürlerin, halkın içinde Hakk'ın gür sesi olanların akıbetleri birbirinin aynı. Ya bir iftiraya maruz kalıyorlar yada adi bir cinayete kurban gidiyorlar. Üstad-ı alimizin Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar adlı eserinde hiçbir suçu yokken kendisine infaz hükmü verilen Sokrates, müdaafasında şöyle haykırıyordu:

 

Bu iş dünyada ne benimle başladı, ne de benimle bitecek!.. Hak ve hakikati günlük hayat kaygılarının üstünde tutanları, daima benim akıbetim kovalayacak!..

  • Like 5

Share this post


Link to post
Share on other sites

...

Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz.

Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Bakara/216)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Öğrendiğimden beri resmen dünyaya küstüm. Efendi Hazretlerimizin emridir, 126 tane Ya Latif c.c çekilecekmiş. Rabbim yakinen beraat etmesini nasip etsin.

 

Mendres'in avukatı Menderes'e idam verildikten sonra cübbesini gömdü, hiçbir dava almadı. Eğer ki hakkında verilen 18 yıl olur da gerçekleşirse valahi nefret tohumu olarak yetişeceğim! Cihanerler vatanı satar, mehmetçikleri bilerek öldürtür de ne eder eder yırtar ama bu gibi hocaları elinden geldiğince hapislerde çürütürler! Allah böyle rejimin belasını versin, burunları iki cihanda da yerden kalkmasın inşallah! İşleri "dümen" olan bu adamları Rabbime havale ediyorum! Zerre tereddüd etmem çüçeği burnunda ömrümü bu uğurda harcarım, yeter ki cemiyetin imanını evelAllah ayakta tutan zatlata zeval gelmesin.

 

Yasini şerif ve de fetih suresini eksik etmeyelim inşallah.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kemiyetten ziyade keyfiyete ehemmiyet atfedenlerdenim naçizane.

Ama söz konusu mekan n-f-k ise işler biraz değişiyor...

Böyle bir sitede bu kadar seveni, bu kadar üzüleni varsa, herşeyi benim bakar-kör gözüme yorup, aciziyetin zirvesindeki bu kulunun duasını kabul etmesi için ellerimi semaya açarım.

 

Allah(c.c.) Hocamızın yâr ve yardımcısı olsun.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne olmasını bekliyordunuz ki.Adam aylar önce habertürk te yakında kasetim çıkar tehdit ediyorlar diye bas bas bağırıyordu...

Öyle bir düzen kuruluyor ki ehli sünnet itikadında olanlar ve savunanlar böyle komplolarla içeriye atılıyor.Zamanında üstad hakkında kahvehane olayıyla aynı iftiralar atılmadı mı...Silah aynı silah.Tetiğe basan el değişmiş değişmemiş ne farkeder ki.

Biz müslümanlara düşen görev ise çektiği sıkıntılarının; varsa günahlarına kefaret yoksa da mükafatına derece kazandıracağını temenni ederek tahliyesi için dua etmektir.Ve kötülere buğz etmek.Allah hakkıyla inananların yanındadır.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu dalga okyanus ötesinden!

[/left]

2011-12-09-cubbeli-ahmet-hoca-gozaltina-alindi.jpg

 

[/left]

İsmailağa Cemaati'nin önemli ismi Cübbeli Ahmet Hoca'nın tutuklanması ortalığı karıştırdı. Cemaate ait internet sitesine tutuklamanın ardından dün koyulan zehir zemberek açıklamada ismi verilmeden Fethullah Gülen eleştiri yağmuruna tutuldu.

[/left]

 

12 Aralk 2011, 12:22

kullanici.png

[/left]

İşte cemaate ait internet sitesinde "CÜBBELİ HOCA'YA YILDIRMA OPERASYONU" başlığıyla yayınlanan o açıklama metni:

 

Cübbeli Hocamızın ifade vermeye çağrıldığını duyunca çok şaşırmadık. Dostu vardı düşmanı vardı bu insanın. Şaşırmasına şaşırmadık ama yaşananlar bizde büyük şüpheler meydana getirdi. Bunun bir soruşturmadan çok sindirme, bezdirme ve yıldırma operasyonu olduğunu tahmin ediyorduk.

 

Önceki günden beri medyayı takip ediyoruz. Haber sitelerini yakın takibe aldık. An be an gelişmeleri izliyoruz.

 

Olayın geliştiği gün Cübbeli Hocamızdan 4-5 ay önce ayrılan “koruma” adı verilen bir adamın gözaltına alınmıştı. Bir haber ajansı sanki önceden hazırlanmış ve ellerine verilmiş gibi “Cübbeli Hoca, koruması ve şoförü gözaltına alındı” diye geçtiler haberi. Tabi diğer ajanslar tarafından kısa sürede düzeltildi. Ama burada bir kastın olduğunu anlıyoruz. Ya da olacakları birileri biliyordu da acele mi edilmişti? Bu da ayrı bir soru işareti.

 

Cübbeli Hocamız akşam sohbetinde “o kişi korumam değil, bizden ayrıldı ve şoförüm de göz altında değil burada” diyordu. Ama nedense bütün haber siteleri ısrarlar “şoförü ve koruması gözaltına alınan” diye bahsediyordu.

 

Ayrıca yine aynı kaynaktan beslenen haber siteleri: “Cübbeli bir operasyonla gözaltına alındı” diyordu.

 

Ve en ilginç olanı ise Cübbeli Hoca'nın “çeteden yardım istediği” iddiasıydı.

 

Hiç kuşku yok ki, Cübbeli Hocamız büyük bir iftira ile karşı karşıyadır ve bir yerden emir almışcasına bilgisiz ve belgesiz yapılan bu haberler “karalama operasyonunun” bir ürünüdür.

 

SAVCI İŞKENCESİ Mİ?

 

İş geliyor, geliyor ve savcıda kilitleniyor.

 

İfadesi alınacaklar arasında Cübbeli Hoca'nın ilk olarak getirildiği halde ifade alınmasında en sona bırakılması ve ifade sürecinin geç saatlere kadar sürmesi bin türlü hastalıkla boğuşan Cübbeli Hoca'ya yapılan işkence sürecinin sadece bir parçası olsa gerek.

 

KASET OYUNU TUTMADI ÇETE VERELİM

 

Olayın başından itibaren sosyal paylaşım sitelerinde yapılan yorumlardan şöyle bir kanaatin oluştuğunu anlıyoruz: “Bu bir karalama ve sindirme operasyonudur, hükumeti ele geçiren diyalogcuların son hamlesidir”

 

Yüzdelik orana vurursak her halde %95'ininbu görüşte olduğunu söyleyebiliriz. Haklılık payı var veya yok ama insanlarımızın kanaati bu yöndedir. Halk atılan iftiraların farkındadır…

 

Kitap meşguliyetinden, vaaz kürsülerinden evine bile zor uğrayan ilim aşığı insanı ahlaksız ilişkilere yakıştırmak, çete ile ilişkilendirmekle itibarını zedeleyeceğini zannedenler varsa boşa kürek çektiklerini unutmasınlar. Hatırlarsınız bazı gurupların “hizmet” dedikleri şeyleri eleştirince de “ergenekoncu” iftirasını atmışlardı.

 

UTANMAZ HAKAN!

 

Gel gelelim çıktığı kabuğu beğenmeyen Ahmet Hakan'a. Arkadaş sen ne terbiyesiz adamsın. Baban ile omuz omuza namaz kılan insanları nasıl da lekeliyorsun. Hiç içeriği hakkında bilgin olmadığı halde nasılda iftira ediyorsun. Şu camiadan hiç mi vicdan kırıntısı kalmadı içinde? Senin hiç mi utanman yok? Sende diyeceksin ki: “Evet yok, bu gece alemleri insanda ne ahlak, ne vicdan bırakıyor, haramlar insanın kalbini taştan katı yapıyor.”

 

Sen bunu da diyemezsin çünkü o kadar düşmüşsün…

 

HÜKÜMETİ ELE GEÇİRDİLER

 

Küçük bir boşlukta hükümeti ele geçirenler bakın nasılda işlere kalkışıyor. Hükümeti elinde bulunduran asıl güçler nasıl da karşısındaki engelleri tahrip ediyor. Okyanus dalgaları bakın nasıl Türkiye'ye vuruyor…

 

Haydi, gün sizin gününüz ey münafıklar, haydi havalara uçun ey bidatçiler. Yaptığınızla övünün ey diyalogcular. Keyfini çıkarın ve Hocamızın düşürüldüğü durumu keyifle sayredin bakalım. Seyredin ki, belki birdaha böyle bir manzara bulamazsınız.

 

YOLA DEVAM

 

Efendi Hazretlerimiz: “Hiçbir şey olmayacak, Allah Kerimdir. Kerim olan Allah elbette kapıları açacak” buyurdu.

 

Dolayısıyla bizim taviz vermeden yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Bu ilk değil, biliyoruz ki son da olmayacak. Biz tasavvuf aşığı Hızır Hoca'yı, ilmin kalesi Bayram Hoca'yı feda ettik bu yola. Bir tane ölürse yüz tane yetiştiririz Allah'ın izniyle.

 

[/left]

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Söylenecek çok şey var; ama biraz daha beklemekte fayda var... İnşallah gerçekler (her ne yöndeyse) ortaya çıkar.. Allah sevenlerini haklı çıkarır inşallah... Ama şuna değinmeden geçemeyeceğim. Cübbeli, Habertürkte o kadar programa katıldı ve Altaylı ile Bardakçı'nın program sırasındaki tavırları, dalga geçer tavırları ile kanımca ilmin izzetini muhafaza edemedi... Elbette güleryüzlü olmak iyidir; ama 5 yaşındaki çocuğa da 55 yaşındaki adama da o programı izletseniz varacağı sonuç, Dini sohbetin şova, eğlenceye döküldüğü olacaktır! Her neyse... Bunu yazmamın nedeni şu... Hoca Yakalandıktan sonra Habertürk'ün ilk sayfasında bir karikatür vardı... Hocayı 5 adet bayanla çıplak gösteren ve dalga geçen karikatür... Umarım bu örnek kişinin kiminle muhatap olup olmayacağının, kime nasıl muamele edeceğinin resmi olarak algılanır.... Tüm Gazetelere bakılsın aynı çapta ikinci bir karikatür olacağını sanmıyorum... İnşallah kimin hangi niyette olduğu anlaşılmıştır!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Söylenecek çok şey var; ama biraz daha beklemekte fayda var... İnşallah gerçekler (her ne yöndeyse) ortaya çıkar.. Allah sevenlerini haklı çıkarır inşallah... Ama şuna değinmeden geçemeyeceğim. Cübbeli, Habertürkte o kadar programa katıldı ve Altaylı ile Bardakçı'nın program sırasındaki tavırları, dalga geçer tavırları ile kanımca ilmin izzetini muhafaza edemedi... Elbette güleryüzlü olmak iyidir; ama 5 yaşındaki çocuğa da 55 yaşındaki adama da o programı izletseniz varacağı sonuç, Dini sohbetin şova, eğlenceye döküldüğü olacaktır! Her neyse... Bunu yazmamın nedeni şu... Hoca Yakalandıktan sonra Habertürk'ün ilk sayfasında bir karikatür vardı... Hocayı 5 adet bayanla çıplak gösteren ve dalga geçen karikatür... Umarım bu örnek kişinin kiminle muhatap olup olmayacağının, kime nasıl muamele edeceğinin resmi olarak algılanır.... Tüm Gazetelere bakılsın aynı çapta ikinci bir karikatür olacağını sanmıyorum... İnşallah kimin hangi niyette olduğu anlaşılmıştır!!

 

İlk olarak şunu söyleyeyim ki Cübbeli Hoca, programlara çıkmadan evvel İstiharesini yapar. Getirisi, götürüsünden fazlaysa çıktığını belirtir. Burada kimin hangi niyette olduğunu da bizim bildiğimiz gibi Cübbeli Hoca'da bilir. "Kimin hangi niyette olduğu anlaşılmıştır" derseniz birilerini afedersiniz ahmaklıkla, salaklıkla itham edersiniz. Sizden ricam, cümlelerinizi yazarken biraz daha düşünerek yazınız. O programları izleyenler anlarlar sorulan soruların nasıl bir hain hinlik altında sorulduğunu.

 

İkinci olarak Bizlere, sürekli olarak somurtgan, eli sopalı, kızgınlığıyla ünlenmiş bir hoca tipi ile karşılaşmamız gerektiğini çocukluktan beri zorla öğretmişler. Yüzü güleç (gülen demiyorum, Müslüman tebessüm eder) bir hocayı kafalarımızda tasvir edemediğimizden ve öğretilen iki sloganı hayat felsefemiz haline getirdiğimizden dolayı Cübbeli Ahmet Hoca'yı şovmenlikle suçlayabiliyoruz. Cübbeli Ahmet Hoca ne bir meddahdır nede modern terimle şovmendir. Onu böyle itham etmek büyük bir saygısızlık belirtisidir. İnsanların hassas noktalarını da çomakla dürtmek hoş bir şey değil, muhakkak en hafif şekliyle böyle tepkilerle karşılaşırsınız.

 

//

 

Bu mesajıma verdiğiniz cevaba da cevap niteliğinde birşeyler karalamıştım sayın En Son Osmanlı. Gergin olan ortamı daha fazla germenin manası olmadığından verdiğiniz cevaba teşekkür etmekle yetiniyorum. Lütfedip cevap yazmışsınız.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Konuyla alakalı Abdurrahim Karakoç'un bugün yazdığı yazı;

 

Günahkârız ki ceza çekiyoruz

Dünyamız “Etme-bulma” dünyası...

 

Amma biz ne yaptık ki durmadan ceza çektiriyorlar?

 

Ben BAL’dan tiksinmeye başladım...

 

Televizyon kameralarında konuşurken Türkçe’nin kafasını-gözünü yaran bir reklamcı diyor ki:

 

“Sizin için büyük bir kampanya başlattık... Yüksek rakımlı dağlardan insan eli değmeden milyonlarca çiçekten topladığımız kara kovan balını ayağınıza getiriyoruz...”

 

Reklamı dinleye dinleye baldan tiksinmeye başladım... /İnsan eli değmeden/toplansa da...

 

Baldan tiksiniyorum...

 

Sadece bal mıdır bizi rahatsız eden?

 

Bir de her gün, her saat, yaşlı kadın ve erkeklere methü sena ettirilen ot yağı veya ot kremleri beni hasta etti...

 

İlk çıkış ORJİN olarak hafızalara kazıldı... Bilahere envai tür isim altında piyasa istila edildi... Meğer herkes kimyacı, herkes doktormuş ve ölüme bile çare olan bitki yağları ömür uzatmaya, vücut hareketlerini şahlandıracak iksir deposu, neler varmış neler???

 

Az kaldı az...

 

Mesela:

 

“10 yıl önce vefat eden babamızın kemiklerine sürdük bu ilacı, babamız fırladı ayağa kalktı...”

 

Meğer ilaç olmadık nebat yokmuş... Nebatları ilaç haline getirmeyen vatandaşımız da yokmuş...

 

İlaçlardan da korktum, tiksindim...

 

Ne kadar Müslüm Gündüz takipçisi Cüppeli Ahmet varsa ve bu zatlara sevgi besleyenler varsa hepsinden tiksinir oldum...

 

Ben, ille de Cüppeli Ahmet kadın/kız tüccarlığı yaptı demiyorum...

 

Niye yerlerinde köşe taşı gibi oturmadılar? Niye her meseleye burun soktular, niye eskiyip koktular?

 

Aptal Müslümanlardan Allah’a sığınmanın tam zamanıdır...

 

Neden kulpsuz/kuyruksuz, şaibesiz Müslüman olmuyor az bir tanınmış kişiler?

 

Neden hiçbir ihtiram duyacak seviyede duramıyor televizyon kanalı alim(!)lerimiz?

 

Yoksa:

 

Karga ile gelenin kavara ile gitmesi gibi bir alışkanlık mı başladı cemiyette?

 

Karga/kavara meselesini fırsat bulursam anlatırım...

 

Şu hale bakar mısınız?

 

Yılın İş Kadını Ödülü Arzuhan Doğan Yalçındağ’a verilmiş...

 

İsabetli bir karar bence...

 

Medya imparatorluğundan “uzaktan kumanda” krallığına terfi eden Aydın Doğan’ın kerimesi (kızı) hayatta dururken, iş aleminde kademe kademe ilerlerken, herhangi bir kendi emeği ile yükselene verilmeyecekti herhalde bu ödül...

 

Patronlar Kulübü başkanlığı da yapmış mıydı sayın Arzuhan Doğan Yalçındağ?

 

Ne güzel, ne adil bir nöbet değişimi...

 

Ümit Boyner’in yerine kim gelecek acaba? Muhtemelen şimdiye kadar seçilmiştir...

 

Fiilen kapitalist, lafzen sosyalist yöneticilere sahibiz...

 

Ben resmen futbol cahiliyim..

 

Hiçbir spor kulübünün ve sporcunun ciddiyetine asla inanmadım...

 

Meğer cahilliğimi katmerleştirmişim de haberim yokmuş....

 

Herkes “üç büyükler” yenilmezliğine inanmışken, ben afallamışım nedense?

 

Demek ki 10-20 senede bir teamülden fırlama olduğunda tam anlaşma yapılamamış /üç büyükler/ üzerinde...

 

Anadolu daima böyle kenarda kalır...

 

Ne zaman Anadolu kızları/kadınları içinden birisi “yılın iş kadını” unvanına layık görülürse, ne zaman Zenginler Kulübü TÜSİAD başına sade ve babası hükümet kurup, hükümet yıkan değil, kendi alın teriyle gelen esas Anadolu hanımı olursa işte o zaman eyvallah!..

 

 

 

Kime dokunsa yakar, nar-ı beyzadır Kem/mal

Şeklen şehirdir amma, ruhen mezradır Kem/mal

Bir gün cıvık göz yağı, bir gün taştan heykeldir

Korkak-ürkek topluma keyfi cezadır Kem/mal...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sayın Dervish.... Yazımı yazarken en hassas duygularla yazdığımdan emin olabilirsiniz.... Sizin ve diğer site sakinlerinin Hocaya saygı, muhabbetini yorumlarınızda gördüğüm için ve de onun emin olduğunuz masumluğunu sizin kadar ümit ettiğim için azami hassasiyet gösterdim.... Yine de sizin algılayışınıza karışamam, saygı duyarım.... Öte yandan Harun Yahya adını kullananı da diyalogcuları da diğerlerini de hatalı görmekle birlikte açıkçası ekranlarda boy gösteren ilim adamlarının (Bir kısmı bilerek bir kısmı da bilinçsizce malum güçlere hizmet ediyor!) birbirleriyle itişip kakışması tüm iyi niyetlerime rağmen ekranlarda fazlaca boy gösteren ilim-din adamlarına olan güven ve saygımı zedeledi... Eğer siz Altaylının o tavırlarını gördükten sonra da halen o zeminde Dini hususlarda kaygılar güdüyordu hocamız diyorsanız birşey diyemem.. Ama bir ilim adamının muhatabı alay ederek her kelimenizi, cümlenizi karşılıyor ve adeta sizi oraya eğlenmek ve izleyiciyi eğlendirmek için çıkarıyorsa (görüntü öyle!) sert bir tepki verip devam etmemeniz gerekirdi diye düşünüyorum! Azıcık geriye çıkarak bakarsanız meseleye, bunun böyle olduğunu görebilirsiniz diye düşünüyorum.... Zamanında eseflekınayıp geçmiştik bu olayı.... Şimdi niye değindim..... Habertürk'ün karikatürü programa ne amaçla çıkardıklarının göstergesi değil mi... Şimdi Teke Tek programına çıkan herhangi biri hakkında böyle birşey olsa eminimpeşin mahkum etmezlerdi.... Ama daha iddialar ispatlanmadan çaktılar karikatürü... Demek ki güleryüz, hoşgörü değilmiş o programlardaki... Her neyse.... Allah, ilimin ekseriyetle alim-din adamlarınca ele ayağa düşürüldüğü bu zamanda bizlere Hakkı Hak, batılı batıl olarak göstersin. Amin... Bu arada şahsınıza ve hocayı candan seven değerli büyüklermize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum... İnşallah peşin hükümlüler yanılır....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hayy Allah'ım nereden tutsam ki mevzuyu?

 

Evvela Sayın Karakoç şiir yazsın, sadece şiir yazsın! Alanı olmayan mevzulara burun sokmamasını telkin ederiz kendisine. Bizden hadi daha dar tutayım o mübarek hocaya gönül verdiği için bizden tiksiniyorsa ben de onun Mihrabanından tiksiniyorum! Ne dembür dümbür alanı, uzmanlığı olmayan adamların eline kaldık hale bak! Köşe taşı yerinde durmadıymış, eden çekermiş; o zaman kalk de ki İmam-ı Rabbani hazretleri de İmam-ı Azam da İmam-ı Malik de bu güruhun zavallıları! Nitekim her birinin hayatını gözden geçirseniz kesin yusufiye medresesinden geçtiğini görürsünüz! Bu adamlar sizce neyi yerinde yapmadılar Allah haşa neyden ötürü bunların belasını verdi, bu adamlar niye yumurta saldırısına uğradı( yahu durun bu yeni metod hatlat karıştı) uğradı dersiniz? Onlar Peygamber varisleridirler konuşurken hakkında on tartıp uüz eleyeceksin şebekliğe lüzum yok. Alanında istediğin kadar kalem oynat haydin gündemin nabzını tutayım deyi kalkıp Cübbeli hocamın adını anacaksın, araya Arzuhan denen kadını sokacaksın, yok bak diyeceksin yok futbol cahiliyim diyeceksin.. Baştan aşağı safsata ve de zerre bütünlükten aciz delisaçması bir yazı. Allah'tan afalladığının farkında. Sefil lafazanlığı kendisine yakıştırmamış ve de Mihribanın yüzü suyu hürmetine merhametli davranıp daha kendisine ilişmeyeceğimi bildiririm.

 

Bir diğeri, Altaylı Habertürk yani televizyona çıktığı için tenkid. Dervish gönüldaşımın dediği gibi, oralara çıkması Efendi hazretlerinin izniyle ve de istihare ile verilen bir karar. Şovmen, meddah yok komedyen benzetmelerini yapanları Rabbim öbür dünyada müstehakını verecektir. "Ne yani hakkı anlatmasın mı?" diyen Efendi Hzretleri tarafından bizzat icazetle o yerlere çıkmıştır Cübbeli Hocam. Ehl-i sünnet geçinen bir takım kesimin de bu hususta asla kabul görülemez ve de yakışıksız tabirlerde bulunması tek kelimeyle girandır! Efendi babamın dediği gibi, imtihandır ve de Allah'ın izniyle beraat edecektir. Dendiği gibi yıllardır bu cemaat hedef noktasıdır, buyrun Hızır Ali Hocam bir adet de Mektubatçı Bayram Ali Öztürk verelim! Hiçbir zümre, cemaat bu denli ilim erbabı isimleri gözü kapalı feda etmemiştir. Kıyım makinesi gibi adamları birbir götürüyorlar! Rabbim onları mahşerde cehennem narından zerre ayırmasın, Ebu cehillere, Firavunlkara komşu olsunlar! Yeter artık, sonunu getireceklerini mi sanıyorlar! Bi,lsinler ki her bir medreseden mollalar potansiyerl bir cübbelidir, Bayram Ali'dir! Ehl-i sünneti, şeriatı evelAllah ayakta tutan bu cemiyeti asla ezemeyecekler! Çünkü onlar sırtını Allah'a dayamış insanlar. Ben her birine kurban olurum. Rica ederim sağdan soldan dembür dümbür yazıları taşımayın, yok şov yaptı buldu belasını demeyin, aklınızdan bile geçirmeyin! O mübarek saatlerce sohbet eder de zerre başınıu kaldırıp cemaate bakmazdı nasıl kadın kız pazarlayabilir? Tüylerim diken diken oluyor. İt sürüleri, haysiyetsizler halk nezdinde itibarını yok etmek için iftira ediyorlar. Sohbetinden nasiplenmiş olup da kalkıp da "ne yaptın be hoca" diyen ağır vebal altındadır. İlmin hiçbir şekilde borcu ödenmez. Dua edin sadece dua edin ve Karakoç dediğim gibi sen sadece şiir yaz!

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Saadet'ten Cübbeli açıklaması

 

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı Cübbeli Ahmet Hoca'nın tutuklanmasını konu alan bir basın açıklaması yayınladı. Basın bildirisinde Cübbeli'nin tutuklanmasına değinilerek, 'Masumiyet karinesi, suçsuzluk ilkesi suç kesinleşmediği sürece kimsenin hükümlü sıfatıyla değerlendirilemeyeceğini ifade eder.' denildi.

 

Adli sürecin bir an önce tamamlanması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, 'Bu adli sürecin bir an önce tamamlanarak her şeyin bütün açıklığıyla ortaya çıkmasının takipçisi olacağımızı bu vesile ile burada ifade etmek isteriz.' ifadelerine yerverildi.

 

İşte Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı tarafından yapılan açıklamanın tam metni:

 

Son günlerde İsmailağa Cemaati mensupları ile ilgili gözaltı, tutukluluk ve diğer tartışmalar tarafımızdan da yakından takip edilmektedir.

 

Konu adli makamlara intikal ettiği için, konuşulanlarla ilgili, şahsi yorumlara girmeden, adli sürecin bir an önce tamamlanmasını beklemek, herkesin mutlaka uyması gereken genel bir ilkedir. Hiç kimse kendisine bir suç isnat edilen kişi ile ilgili sadece medyadaki açıklamaları yeterli görerek kamuoyunu yönlendirme gayreti içine girmemelidir.

 

Biz de bu adli sürecin bir an önce tamamlanarak her şeyin bütün açıklığıyla ortaya çıkmasının takipçisi olacağımızı bu vesile ile burada ifade etmek isteriz.

 

Bizim dikkat çekmek istediğimiz asıl nokta, özellikle bu cemaatin bir araya geldiği bölgenin jeopolitik konumudur. Bundan önce aynı bölgede iki hocanın şehit edilmesi ile ilgili kafalardaki soru işaretleri henüz netleşmemiştir. Bu olayların failleri tam olarak ortaya çıkarılamamıştır.

 

Kamuoyu bu gelişmeleri aynı bölgede bulunan Patrikhanenin etki alanını genişletmek için dış istihbarat birimleri tarafından yapıldığı yönünde bir kanaate sahiptir.

 

AB'nin azınlıklarla ilgili dayatmaları, Ekümeniklik tartışmaları, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılma görüşmeleri, Batılı ülkelerden ülkemize gelen her üst düzey yöneticinin ikinci ziyaret adresinin Fener Rum Patrikhanesi olması da, bu algının güçlenmesine neden olmuştur.

 

Ülkemiz kamuoyu, adli süreç sonucu, hangi karar çıkarsa çıksın bu bölgeye olan hassasiyetini korumalı ve sahip çıkmalıdır.

 

Bu tarz korkutmaları kullanarak, devletiyle, milletiyle hiçbir problemi olmayan bu insanların, bölge ile oluşan bağı zayıflatılmak istenmektedir.

 

Her bir yeni gelişme de bu hedefin hayat bulması için kullanılmaktadır. Masumiyet karinesi, suçsuzluk ilkesi suç kesinleşmediği sürece kimsenin hükümlü sıfatıyla değerlendirilemeyeceğini ifade eder.

 

Şüphesiz her şeyin en doğrusunu Allah bilir.

 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur…

 

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı

 

 

Bir Saadet Partisi taraftarı değilim, ama sergiledikleri hassasiyetten ötürü hepsini kutluyorum. Biz, ağzından bir ses çıksın diye gözlerini gözlediğimiz cenahın sükut katline uğramış haline için için bakıp geçelim.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Edit:

 

Forum kurallarının ihlal edilmesi sebebiyle yazının bu kısmını kaldırıyor bundan sonraki fikir beyanlarında, telaffuz edilmesi dahi hoş olmayan argo ve müstehcen içeriklere yer verilmemesini, doğrudan yada dolaylı şahıs ve cemaatleri hedef alarak hakaret içeren sataşmalarda bulunulmamasını, tahripkar, rencide edici ve aşağılayıcı ifadelerin kullanılmamasını, forum kurallarının tekrar gözden geçirilerek forumun insicamı açısından bu kurallara riayet edilmesini ve hassasiyet gösterilmesini rica ederiz.

 

Forumda Uyulması Gereken Genel Kurallar

 

Onun yanındayız.Biliyoruz ki ona yapılandan en fazla ehli sünnet zarar görecektir.Maksat da budur zaten.Ona İnanıyoruz ve güveniyoruz.

 

 

http://www.youtube.c...e&v=20Ml0ti1eVg

Edited by Kalemdâr

Share this post


Link to post
Share on other sites

Milli Gazetenin Cübbeli Ahmet Hoca'nın avukatları aracılığıyla ulaştığı açıklama şöyle: ''Büyük yeminler ederek tüm suçlamaları reddeden Cübbeli Ahmet Hoca; sizlerle paylaşılması için şunları dile getirdi: "Evvelden beri size bildirdiğim üzere ilmî reddiyeler yaptığım çevrelerden bu tür komplolar beklemekteydim. Hakkı söylemeseydim bunlar başıma gelmeyebilirdi. Ama Efendi Hazretleri'nin emri ile acı da olsa hakkı söylemeye devam ettim. Ve bugün bu duruma düşürüldüysem de bundan dolayı hiçbir sıkıntı çekmiyorum. Allâh'ı, Rasûl'ünü ve Meleklerini şâhit tutarım ki; ben ne Kazakistan'dan ne de Fas'tan, ne fuhuş için ne de nikâh için hiçbir kadın getirtmedim. Eğer getirttiysem Allâh'ın, Meleklerin ve bütün insanların lâneti benim üzerime olsun. Ama eğer getirtmediysem Allâh'ın, Meleklerin ve bütün insanların lâneti bana bu iftirayı düzenleyen ve beni bu duruma sevk edenlerin üzerine olsun.

 

Şu da bilinsin ki; yanımdaki eski bâzı arkadaşların pervasızca işlemiş oldukları hataların asla benimle alâkası yoktur. Herkesin ameli kendini bağlar. Fakat burada kötü niyetli kişiler beni ilişkilendirmeye çalışmışlardır. Ne İsmailağa Cemaati'nden, ne de dışarıdan hiçbir hoca veya hoca geçinen kimseleri ne tehdit ne de şantaj yoluyla mağdur etmemişimdir. Ama beni kıskanan bâzı çevreler bu hususta bana iftira ederek Emniyet'e şikâyet edecek kadar küçülmüşlerdir. Bunların cezasını Allâh'a havâle etmekteyim. Hiçbir çete mensubu ile gayr-i meşrû, gayr-i kanûnî bir talep nedeniyle asla hiçbir görüşmem ve konuşmam olmamıştır. Bu manada hiç kimseye mektup yazmam da vaki olmamıştır. Ama herkes tarafından ilgi ile izlenen biri olmam hasebiyle, her sınıf insanın beni dinleyip etkilenmesi ve bana selam vermesinden daha doğal bir şey olamaz.

 

Bütün bu sözlerimin doğruluğuna dair; Allâh'ı, Arş'ı taşıyan melekleri, tüm melekleri, tüm Nebî ve Rasülleri ve bu sözün ulaştığı tüm mahlûkatı şâhit tutar ve Cenâb-ı Mevlâ'dan bu şâhitliğimin âhirette bana sorulmasını niyâz ederim!"

 

Haberde ayrıca "Cübbeli Ahmet Hoca; sabır ile herkesin merakla beklediği bu önemli açıklamasından sonra sizlere bir an evvel kavuşması için, 41 Yâsîn-i Şerîf, 16641 defa 'Yâ Latîf' ism-i şerifi ve Salât-ı Tefrîciye gibi önemli duaların okunmasını siz sevenlerinden beklemektedir" deniyor.

 

 

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abdurrahim Karakoç'un malum yazısını buraya koyarken aklıma gelmedi değil bu tarz söylemler. Fakat ne yazı ne de konu hakkında herhangi bir yorum yapmış değilim. Yazıyı buraya koyuyor olmam ona katılıyor olduğum anlamına da gelmez. Buranın geçmişini bilenler, bunu da bilirler. Neyse asıl konuya gelince, Ahmet hocayı medyadan tanıyorum o kadar, ne yazdıklarını okudum, ne sohbetinde bulunma inkanım oldu. Aslında bir keresinde niyet etmedim değil, gel gör ki bir günlük farkla kaçırmışım sohbeti, bir hafta daha bekleme durumum olsaydı beklerdim, hülasa olmadı.

Genel olarak bu tarz yazıları paylaşırken kim ne düşünüyor bilelim istiyorum, bu amaçla da paylaşıyorum. Karakoç'a tam anlamıyla katılmasam da katıldığım bir kaç küçük nokta var. Ve siz adam yerine koymasanız da ben onu adam yerine koyuyorum aynen Ahmet hocayı koyduğum gibi. Kendi çapında bir dava adamı olduğunu vakit gibi bir gazetede yıllardır köşe yazması bile ispata yeter de artar.

Özetle arkadaşlar bu kadar kolay adam harcamak olmaz, ne Karakoç'un yaptığı kabule şayandır ne de yukarıda bazı söylenenler. Sığır suratlı çoban nasıl bir kinin ürünüdür. Bu nedenle sizin adınıza ben utandım.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Elbette yazıyı buraya taşımak kaleme alanla mutabık olduğu anlamına gelmez. Ben de ufak değil hiçbir noktasına katılmadım. Adam suratımıza tükürür gibi tiksiniyorum, iğreniyorum derse "gel be abi elinden öpim Allah razı olsun ne güzel dedin." demem. Ben öbür yanağını uzatanlardan değilim arkadaşım. Adam kalemini sağdan sola götürmemiş tepeden inme gelmiş, mevzuya vakıf değil güncelliği yakalayayım diye borazan, öttürmüş. Kolay kolay ben de adam silmem ama haddi aşanı da /hele ehli sünnettte ciddi gayreti olan birine dil uzatmaksa mesele/ asla affetmem. Bakınız bozkurt yöneticim meseleyi bizzat Hoca'nın ağzından aydınlattı. Neymiş, bele bir şey yohmuş. Yaa. Şimdi dil uzatanların hükmü nedir hocam? Vakit'te yazıyor olması da adamı sağlam yapmaz, orada Hasan Karakaya var bir de. O da Karakoç'tan öykünmüş olmalı zehir zemberek yazmış. Böyle yazarlık olmaz. Ayrıca vakit'te yazıyor olması diyorsunuz yani muhafazakar bir yayın, madem öyle elinde bir delili olmadan nasıl bir hocayı yerden yere vurabildi, hakkında attı tuttu? Bunun ne gazeteyle ne de başka bir şeyle alakası var. Belli o gün kimileri "aman nasıl bir yazı yazsam da ha bu hocayı yerden yere vursam" diye kalemine sarılmış. Ben de bu adamın bu yazısını tutmadım o kadar.

 

Ayrıca, "sığır suratlı çoban" ile " "sığır çobanı suratlı" tamlamaları arasında fark vardır.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bunu söyleyerek büyük bir vebalden kurtardınız bizleri! Niyet belli olduktan sonra akibetini sorgulamaya ihtiyaç var mıdır buyurun siz karar verin. Yazısını tutmamış olabilirsiniz, ki ben de tuttuğumu söylemedim. Neden bu kadar agresif oldunuz onu da anlamak mümkün değil. Siz cübbeli hocayı tanıyor olabilirsiniz ama cübbeli hocayı tanımayan milyonlarca müslüman var, herkesin aynı şeyi düşünmesini nasıl beklersiniz? Ben olaya tümden bakarım, müslümanların maruz kaldığı bu zannı nasıl gidereksiniz? Tekrar buyurun bunu konuşalım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...