Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
bozkurt

"dindar Gençlik Yetiştireceğiz"

Recommended Posts

Başbakan Tayyip Erdoğan "Dindar ve muhafazakâr bir gençlik yetiştireceğiz" dediği için kopan fırtına dinecek gibi değil. CHP Hemen hareketi geçip “Dindar Gençlik İstemiyoruz” mitinglerine başlıyacakmış.

 

Bakalım Erdoğan sözünü tutacak mı? Yoksa gürültücüler mi galip gelecek.? Ya da it ürür kervan yürür mü?

Share this post


Link to post
Share on other sites

...

Özlesin geçmişi, baksın geriye;

İslâm çoğaldıkça dönsün deliye.

Ektiğim tohumlar nic´oldu diye,

Sorsun da kahrolsun, öldürme yâ RAB!

 

Asr-ı Saadet’e yaklaşır yine;

Nur yağsın âleme, nusret ver Din´e!

Işığı görünce kaçıp inine

Girsin de kahrolsun, öldürme yâ RAB!

Share this post


Link to post
Share on other sites

kervan yürüyor arkadaşlar, şayet müslümanlar üzerine oynanan oyunlar tutsaydı şu anda bu ülkede "Allah" diyen hiç kimsenin olmaması gerekirdir. kervan öyle veya böyle yoluna devam edecektir. Allahu Teala vaadinde sadıktır ve bu nur Allahın izniyle tamamlanacaktır. Allahu Teala görmeyi nasip eylesin inşallah...

Share this post


Link to post
Share on other sites

İşte Hasan Cemal'in o tepkisi....

 

Sayın Başbakan, demokrasi bunun neresinde, laiklik bunun neresinde? ‘Atatürkçü gençlik’ten dindar, muhafazakâr gençliğe mi?...

 

ÇOCUĞUMUN DİNDAR YETİŞMESİNİ İSTEMİYORSAM..

Soruyorum Sayın Başbakan: Ben çocuğumun dindar ve muhafazakâr yetişmesini istemiyorsam ne olacak?

Torna tezgâhından çıkmış gibi tek tip kafalar yetiştirmeye dönük eğitim düzeniyle demokrasinin gözettiği farklılıklar hiç bağdaşabilir mi?

 

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken, hedeflerinin dindar ve muhafazakâr bir gençlik yetiştirmek olduğunu söylüyor. Öyle mi? ‘Atatürkçü gençlik’ten sonra sıra ‘dindar, muhafazakâr gençlik’te mi? Devlet şimdi bunu mu iş edinecek?

O zaman demokrasi bunun neresinde olacak? Gerçek laiklik neresinde olacak? Soruyorum Sayın Başbakan’a: Ben çocuğumun dindar ve muhafazakâr yetişmesini istemiyorsam ne yapacağım?

 

HER ŞEYE DİNDAR DAMGASI MU VURULACAK

Siz okullarda dindar ve muhafazakâr bir nesil yetiştirecekseniz, benim çocuğum ne olacak? Torna tezgâhından çıkmış gibi tek tip kafalar yetiştirmeye dönük eğitim düzeniyle demokrasinin gözettiği farklılıklar, renkler hiç bağdaşabilir mi? Demokrasi kültürü böylesine tek tip bir zihniyet ortamında boğulup gitmez mi? Sayın Başbakan; Her şeye Atatürkçü damgasının vurulduğu bir dönemden sonra, şimdi de dindar-muhafazakâr damgası mı vurulacak? Benim dinle de, dindarlıkla da, muhafazakârlıkla da bir alıp veremediğim yok. Hepsine saygım var. Ama öyle olmak zorunda değilim. Çocuğumun da böyle yetişmesine itirazlarım vardır, olabilir.

 

MUHAFAZAKAR OLMAK BAŞKA DİNDAR NESİL YETİŞTİRECEĞİZ DEMEK BAŞKADI

Kısacası; Bir parti liderinin dindar, muhafazakâr olması başkadır, bir başbakanın iktidarda çıkıp dindar, muhafazakâr nesiller yetiştireceğiz demesi başkadır. Bundan demokrasi adına kaygı duyarım. Eğer Sayın Başbakan böyle bir çizgideyse, o zaman, bir otoriter anlayıştan bir başka otoriter anlayışın rengini, suyunu verdiği bir düzene geçeceğiz demektir. Bir noktaya daha değinmek istiyorum. Başbakan Erdoğan, CHP’nin tek parti dönemindeki sicilini eleştirirken haklı noktalara da vurgu yaptı. Bu sicil bazı bakımlardan kırık notlarla doludur. Bunlar arasında dine dönük anlayış ve uygulamalar da vardır. Din eğitimi konusu, dine saygılı olmayan otoriter laiklik anlayışı da vardır. Bu ülkede din eğitimini ‘yeraltı’na iten sakat bir anlayıştı bu...

 

DİN HALA DEVLETİN KONTROLÜNDE DEĞİL Mİ

Diyanet İşleri düzeniyle devletin dini kontrol altına almasını sağlayan ve gerçek laiklikle bağdaşmayan bir anlayıştı bu... CHP bu yanlışları yaptı. Peki, bugün değişen nedir? Başbakan Erdoğan’a soruyorum: Din eğitiminde taşlar bugün demokrasi ve gerçek laikliğe yakışır biçimde yerli yerine oturdu mu? Bunu söyleyebilir misiniz? Din hâlâ devletin kontrolü altında değil mi, Diyanet İşleri düzeniyle? Gerçek laiklik bu mudur? Demokratik ve laik bir ülkede devletin bütün dinlere, inançlara ya da inançsızlıklara ‘eşit mesafe’de olması gerekmez mi? Bizde eşit mesafe var mı?

 

DİYANET ALEVİLİĞE UZAK DEĞİL Mİ

Bunu söyleyebilir misiniz? Diyanet İşleri Sünniliğe dayalı değil mi? Aleviliğe uzak değil mi? Alevilik devlet nezdinde eşit mi? Başörtüsü sorunu çözüldü mü? Sayın Başbakan; CHP’nin tek parti sicilini eleştirirken haklı olduğunuz noktaları teslim ediyorum. Ama bunların neredeyse tümü hâlâ yaşanıyor. On yıldır iktidardasınız. Neden düzeltmediniz?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hasan Cemal’e cevap: Tabii ki dindar bir gençlik yetiştirmemiz gerek!

 

 

346978-3-4-c9207.jpg

 

Başbakanımız Tayyip Erdoğan'ı sözlerinden dolayı tebrik ediyorum.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’yi dindarlar, dinsizler diye ikiye ayırdılar” sözüne tepki göstererek, “Benim ifademde dindarlar, dinsizler diye bir ifade yok. Dindar bir gençlik yetiştirme var. Bunu yine söylüyorum, bunun arkasındayım. Sayın Kılıçdaroğlu, sen bizden, muhafazakâr demokrat parti kimliği sahibi Ak Parti’den ateist bir nesil yetiştirmemizi mi bekliyorsun?” dedi.

Bu sözleri eleştiren Hasan Cemal şöyle yazmış: “Soruyorum sayın başbakan: Ben çocuğumun dindar ve muhafazakâr yetişmesini istemiyorsam ne olacak? Torna tezgâhından çıkmış gibi tek tip kafalar yetiştirmeye dönük eğitim düzeniyle demokrasinin gözettiği farklılıklar hiç bağdaşabilir mi?‘Atatürkçü gençlikten sonra sıra ‘dindar, muhafazakâr gençlikte mi?

Öncelikle Hasan Cemal’e şunu söylemek istiyorum, “tabii ki Türkiye’de dindar bir gençlik yetiştirmemiz gerek!” Dindar olmayı yanlış biliyorlar. Dindar demek gerici, yobaz, başkalarının dinine saygısız, anti demokrat, anti laik demek değildir. Tam tersine dindar olan bir insan son derece modern, laik, hem devletine hem milletine bağlı, manevi değerlerini kaybetmemiş, son derece güzel ahlakla yetişmiş bir insandır. Hasan Cemal ve böyle düşünen kişiler gerçek dindarlığı yobazlıkla karıştırıyorlar. Dindar insan Atatürkçü ve laik olamaz diye bir şey yok. Atatürk son derece dindar ve aynı zamanda modern, hür düşünen bir insandı. Sürekli hafızlara Kuran okuttururdu. Kuran’ı da çok iyi bilirdi. Bu yüzden gerçek dindarın son derece modern, akıllı ve ileri görüşlü olduğunun bilinmesi gerek.

“Ben çocuğumu dindar yetiştirmek istemiyorum” diyenler gidip Darwinist, materyalist, ateist zihniyetle yetişen İngiliz, Amerikalı, Hollandalı gençlerin durumuna bir baksınlar. İngiltere’de gençler sabahlara kadar bar köşelerinde içip, uyuşturucu kullanıp, sürekli çocuk aldırıp, tamamen kendilerini kaybetmiş bir hayat sürüyorlar. Amerika’dakilere baksanız, o kadar materyalist olmuşlar ki, sokakta biri açlıktan ölse dönüp bakmıyorlar bile. Avrupa ülkelerinde de durum aynı, uyuşturucudan, içkiden ve sefahatten uyuşmuş, hiçbir şey düşünmeyen bir gençlik. Ne aile kavramı var, ne Allah korkusu var, ne ahiret inancı var. Sadece gününü gün etme, nerde sabah orda akşam, kimin kuyusunu kazıp zengin olurum, kimi dolandırırım kafası var. Sabahlara kadar video oyunlarının başından kalkmayan, günlerce hayattan kopmuş bir şekilde bilgisayarda sohbet eden bir gençlik var! İstedikleri böyle bir gençliğin Türkiye’de yetişmesi ise, biz böyle bir gençlik istemiyoruz.

Türkiye Kuran’a, maneviyatına, mukaddesatına son derece bağlı bir ülke, aynı zamanda da laik, özgür düşünceyi savunan, kimsenin haklarının ihlal edilmediği bir ülke. Türkiye’de artık insanların %95’i evrim teorisine inanmıyor. Ama okullarda hala Darwin’in evrim teorisi okutuluyor. Okullarda hem evrim teorisinin hem de yaratılışın okutulması gerek. Bunun yanında gençlik kendi kutsal kitabı olan Kuran’ı hiç bilmeden yetişiyor. Bir genç 20 yaşına geliyor ama tek bir ayeti bile okumamış oluyor. Dolayısıyla Kuran ahlakından, maneviyattan, Allah sevgisinden ve Allah korkusundan uzak yetişiyor. Bu yüzden gençlerimize Kuran’ın öğretilmesi, maneviyatlarının arttırılması gerek.

Aslında Türk topluma uzun süredir yapmak istedikleri şey bu. İçi boş, kütük gibi, kafasız, maneviyatsız, Darwinist, bencil, materyalist bir gençlik yetiştirmek. Ama bunu başaramadılar. Tam tersine Türk toplumu Mehdiyetin bereketi ile giderek daha da dindarlaşıyor. Daha çok dinine, Kuran’a sarılıyor. Doğrusu da bu zaten. Akıllı, son derece kendinden emin, devletine, milletine bağlı, ailesine sahip çıkan, fedakâr, şefkatli, sevgi dolu, laik, güvenilir, dürüst ve dindar bir nesil yetiştirmek. Aksinin nasıl sonuç verdiğini dinden iyice uzaklaşmış, depresyona girip psikologlarda sürünen, amaçsız bir hayatın içinde bocalayan, materyalizt toplumlara bakıp görsünler. Türkiye asla böyle bir ülke olmayacaktır. Tam tersine Türk İslam Birliği’ni de son derece akıllı ve şuurlu olan bu gençler kuracaktır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu da Mümtaz'er Türköne'nin yazı dizisi devlet gölge etmesin başka ihsan istemeyiz ideolojisinde.

 

 

mumtazerturkone.jpg Dindarlık, sadece dindarlıktan ibaret değil

Teslim etmek lâzım: Başbakan usta bir politikacı. Toplumun, siyasetin düğmelerine, usta bir piyanistin tuşlarda gezinmesi gibi dokunuyor.

Muhalefet ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. Ortaya attığı "dindar nesiller yetiştirme" tartışması, liberalleri ve laik-cumhuriyetçileri ayağa kaldırırken, hangi taşlar nereye kaymış oldu? Ayrıca kim ne kazandı?

"Dindar ve muhafazakâr nesiller yetiştirecek politikaları savunmak" suç değil. Laikliğe aykırı bir tarafı da yok. AB ülkelerinde "dindarlığı teşvik" bir kamu politikası olarak tercih ve teşvik ediliyor. Gerekçe toplumun ruh sağlığını, yardımlaşma ve dayanışma eğilimlerini kuvvetlendirmek. Dindarlığı teşvik, uyuşturucuyla ve suçla mücadele, ruhsal rahatsızlıklar ve intihar eğilimlerini önleme ve aileyi koruma amaçlarına hizmet ediyor. Hükümetlerin mantığı, Voltaire'in sözüyle anlam kazanıyor: "Ben" diyor Voltaire "Tanrı'ya inanmıyorum; ama onlara güven duymak için hizmetçimin ve kâhyamın inanmasını çok isterim."

Dindarlığı değil, herhangi bir dini tercih edip teşvik etmek laikliğe aykırı. Devlet bütün dinlere ve inançlara eşit mesafede duracak. Eşit mesafede durması, dindarlığı teşvik etmeye, her dine pozitif bir ilgi göstermesine mani değil. "Hayır dinsizliği teşvik etsin" derseniz, işte bu laikliğe aykırı olur. Dinsizlik, devlet için pozitif bir ilgi konusu olamaz. Çünkü dinsizlik sadece dinî reddetmekten ibaret, yerine pozitif bir kurum ihdas etmiyor. Tanrı'yı reddeden felsefî ekolleri dinsizliğe irca etmek yanlış. Tanrı'yı reddettikten sonra, bir felsefi ekole intisap etmeniz lâzım. O zaman da her felsefî düşüncenin devlet nezdindeki durumu diğer dinlerle eşit mesafede olmalı.

Soruyu bir Sünni'ye şöyle soralım: "Dindar Alevî bir komşunuzun olmasını mı istersiniz? Yoksa dindar olmayan Sünni bir komşunuzun mu? Evinizin anahtarını hangisine emanet edersiniz? Çocuğunuzun kötü alışkanlıklara kapılmaması için hangisinin çocuğu ile arkadaşlık yapmasını tercih edersiniz?"

Dindarlık evrensel ölçekte toplumsal bir ihtiyaç. Dindar olmayanların da bu ihtiyaca ve karşılanmasına saygı ile yaklaşması gerekir. Çünkü bu fıtrî ihtiyacın engellenmesi, bastırılması dini ve dindarlığı siyasal bir soruna dönüştürür. Laikliğin dinsizlik olarak yorumlandığı uzun baskı yıllarında Türkiye bu sıkıntıyı fazlasıyla yaşadı. Demokrasiye nasıl geçit verilmez ve halk nasıl yönetimden uzak tutulur? Tek Parti döneminde ve askerî vesayet düzeninde bu soruya kestirme bir cevap bulundu ve uygulandı: "Halk dindar. Dindarlık kuraldışı kabul edilirse, iktidar bizim tekelimizde kalır." Askerî darbelerle iktidara tasallut edilmesine hep laikçi sivriliklerin eşlik etmesi bu yüzdendi. Buna karşılık demokratik talepler de kendini mecburen dindarâne bir dil ve dünya içinde formüle etti. AK Parti'nin muhafazakâr demokrasisine rakip çıkamaması, dindarlık ekseninde sürdürülen demokratik süreçlerin eseri. Bu tartışmalar bugün sadece AK Parti'ye haksız bir üstünlük kazandırıyor.

Doğrusu, dindarlığın politik tartışma konusu olmaktan çıkarılması. Çaresi ise dindarlığın bütün dünyada olduğu gibi, siyaset üstü saygın bir ilgiye konu edilmesi. CHP durumun bir miktar farkına vardı. Katsayı kararını CHP'nin kurumsal olarak dava konusu yapmaması, bu farkındalığın işaretlerinden biri. Başbakan'ın "dindar nesiller yetiştirmek" sözü üzerine Meclis'te yapılan tartışmalarda, bu konuda bir dikkat ve özen müşahede ettim. Ama yeterli değil.

AK Parti, üçüncü döneminde kendisini var eden en önemli gücü artık tüketiyor. Ezilmiş, horlanmış, sömürülmüş kitlelerin dindarlık üzerinden oluşturduğu kimlikten bahsediyorum. Vesayet düzeni sona erdi. Atatürkçülük üzerinden devam eden sembolik tahakküm sorgulanıyor ve tasfiye ediliyor. Genelkurmay Başkanı müebbet hapis cezası ile yargılanırken, dindarlığın protest bir ifade aracı olarak anlamı kalmadı. Artık din muazzez yerinde duracak ve herkes dünya işleri üzerinden siyasî rekabette teraziye çıkacak. Doğrusu bu değil mi?

Böyle bakınca tartışmanın aksadığı nokta ortaya çıkıyor. Dindarların, devlet katında oluşturulmuş "dindar nesiller yetiştirme politikası"na ihtiyacı yok. Başbakan'ın sözü dindarlığa hiçbir şey kazandırmıyor. Çünkü devletin bir şey yapmasına zaten gerek yok: Devlet gölge etmesin, yasaklamasın, özgür bıraksın toplum kendi ihtiyaçlarını zaten karşılıyor.

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tartışmalar alevlendi.Dindar gençlik nasıl yetişir,devlet imkanlar mı sunacak merak ediyorum? Planlanan yol var mı ?

Share this post


Link to post
Share on other sites

adamların "din" kelimesinin cümle içerisinde kullanılmasına veya ondan başka kelimeler türetilmesine bile tahammülünün olmadığını tekrardan görmüş olduk. gelecekten ümitliyiz elhamdulillah, gelecek güzel günleri bekliyoruz dört gözle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...