Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
cihat

Üstad - Aynadaki Yalan

Recommended Posts

Necip Fazıl'ın şiirlerinde, yazılarında, tiyatrolarında, sohbetlerinde ifade edilen, fikir ya da cümlelerle çoğu zaman aynen karşılaşmak mümkündür. Aynadaki Yalan romanının baş kişisi Naci'nin arayış içinde bulunduğu bir dönemde kendisine “Senin anlayacağın, iyi insanlar iyi atlara bindiler, gittiler...” cevabı verilir ve şu küçük hikâye anlatılır: “Bir gün cins at meraklısı bir adam, cins atlarıyla meşhur bir yere gidiyor. Yıllarca önce o yere uğramış... Sonra şöyle olmuş, böyle olmuş, bir daha gidememiş... Tanıdıklarından kimi sorsa “öldü!” cevabını alıyor. Ya şu ağa, ya bu ağa?.. Göçtü! Ya filan atın soyu, ya falan kısrağın dölü?.. Kurudu!.. Sonunda at meraklısına şu karşılıgı veriyorlar: Senin anlayacağın, iyi insanlar, iyi atlara bindiler, gittiler...”

 

Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti,

 

‘İyi insanlar iyi atlara binip gitti'

Share this post


Link to post
Share on other sites

O söz bana da çok işlemişti,Yunus Emre'nin bir şiirinde de geçer ya:Göçtü kervan kaldık dağlar başında...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sanat, Allah yolunda kullanılan bir araçtır Üstad için.

Share this post


Link to post
Share on other sites

alıntılar...

 

 

'Batının büyük mustaripleri hakikat dağına tırmanış yolunda İslam velilerine nisbetle çıkmaz sokağın cüce piyonlarıdır. Istırap felsefesine, hafakan hikmetine kadar ulaşırlar da yine yolda kalırlar ve büyük oluşu bulmaya yakın, büsbütün kaybederler. Dönüp dolaşıp yine akılda kalırlar ve aklı akılla yenecek seviyeye tırmanamazlar. Tırnakları kan içinde, tutundukları kayalardan aklın bütün cicili bicili oyuncaklarıyla beraber düşerler.'

 

 

'BOŞ KONUŞUYORUZ BOŞ...Bütün bir ömür içinde söylediğimiz bir milyon kere bir milyon laf, arayıp da bulamadığımız tek cümle için...Arayıp da bulamadığımız, ayarıp da bulur gibi olduğumuz, bulur gibi olup da yine elden kaçırdığımız, elden kaçırıp da tekrar bulur gibi olduğumuz, tekrar bulur gibi olup da artık aramaya lüzum görmediğimiz tek cümle için... o cümle nedir, o cümle?... Ben o cümleyi bilmiyorum. Fakat bütün mevcutlarla beraber, bütün cümlelerin içinde eridiği ve yok oduğu tek bir kelime biliyorum. Her an söyleyip de hiçbir an hakikatine yaklaşamadığımız ve yaklaşamayacağımız tek kelime

'ALLAH...'

Share this post


Link to post
Share on other sites

aynadaki yalanın daha ilk sayfaları beni dehşet derecesinde kitaba bağlamıştı...hayatımda gercekten bukadar güzel anlatım okuduğumu hatırlamıyorum belma ya uyuz olmuştum naci en sonunda paçavra gibi o kadını atmaıs içime su serpmişit.. :) velhasıl harika bir eserdi 2kere okuduğum bir kitap

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne muhteşem ne hakikatli bir söz/beyit parçası. "İyi insanlar iyi atlara binip gitti." Belki de bu yüzdendir bizlerin garipliği şu alemde. Ne iyi insana rastlayamaz olmamız ne de iyi insanların bindiği iyi atlara rastlayamaz olmamız. Makus talihtir almış başını, yürüyor yolunu, sürüyor bizleri. Eğer bizlere verilen iman olmasa bir odaya kapanıp ağlamak, ağlamak ve yine ağlamak gerekirdi. Çaresizliğimize yanmak gerekirdi. Kaybettiklerimize, kat edemediğimiz mesafelerimize, kazanamadıklarımıza... Fakat bizler, hiçbir surette yeise bağlanmak hakkını kendimizde göremeyiz. Bizlere düşen, inandığımızın ardında, onun bize verdiği umutla ve imanımızın kuvveti nispetinde kalbimizi saran aşkla ayağa kalkmalı, yürümeli artık şahlanışa geçmeliyiz. İyi insanlar yoksa aşkın ateşinde iyi insanları yetiştirmeliyiz. Eroğlu erler yetiştirmeliyiz. Umut yetiştirmeliyiz, sevgi yetiştirmeliyiz; önce bizi sonra bize geleni bizde diriltmeliyiz. Sözlerimizi sözlerin ötesinde anlamalıyız... Arif Nihat'ın dediği gibi, Bilal Habeşi sustuysa ezanları Davut okusun...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ne muhteşem ne hakikatli bir söz/beyit parçası. "İyi insanlar iyi atlara binip gitti." Belki de bu yüzdendir bizlerin garipliği şu alemde. Ne iyi insana rastlayamaz olmamız ne de iyi insanların bindiği iyi atlara rastlayamaz olmamız. Makus talihtir almış başını, yürüyor yolunu, sürüyor bizleri. Eğer bizlere verilen iman olmasa bir odaya kapanıp ağlamak, ağlamak ve yine ağlamak gerekirdi. Çaresizliğimize yanmak gerekirdi. Kaybettiklerimize, kat edemediğimiz mesafelerimize, kazanamadıklarımıza... Fakat bizler, hiçbir surette yeise bağlanmak hakkını kendimizde göremeyiz. Bizlere düşen, inandığımızın ardında, onun bize verdiği umutla ve imanımızın kuvveti nispetinde kalbimizi saran aşkla ayağa kalkmalı, yürümeli artık şahlanışa geçmeliyiz. İyi insanlar yoksa aşkın ateşinde iyi insanları yetiştirmeliyiz. Eroğlu erler yetiştirmeliyiz. Umut yetiştirmeliyiz, sevgi yetiştirmeliyiz; önce bizi sonra bize geleni bizde diriltmeliyiz. Sözlerimizi sözlerin ötesinde anlamalıyız... Arif Nihat'ın dediği gibi, Bilal Habeşi sustuysa ezanları Davut okusun...

 

 

cok iyi yazmışsınız tebrik ederim

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamın Aleyküm Gönüldaşlar.

Ben okuduğum hiçbir kitaptan bu kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum.

İnsanoğlunun ölmeden okuması gereken kitap mutlaka.

Üstad bu kitabında iç dünyasını-hayatını-davasını çok iyi anlatmış.Bence.

Hele son cümleler:

 

Hatçe: Artık beni istemiyormusun?

 

Naci: Ben seni değil seni yaratan Allah'ı istiyorum...

 

Gönüldaşlar Copy/Paste değil aklımda kalanı yazdım eksikse cümleler hakkınızı helal edin.

 

Selametle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yalan,bu dünya,yalan...Aynadaki yalan...

-Yalan ama,bir gerçeğin yalanı...Aynada gördüğün her şey o da,hiçbiri o değil...

-Gerçeği olmayan yalan olabilir mi?...Doğru olmalı ki,yalan,kendisine sahte bir vücut bulsun...

-Doğrusu olmayan yalan olamaz."Var"ın arkasından"hiç" gelemez.

-Sen aynada yol almaya ne bakıyorsun!..Devir o yol vermez sahtekarı da,ardında gizlediği gerçeğe ulaş!

-O,yakınlığı haber vermek için yaratılmış mücella uzaklık...

-Dünya her avizesine bir güneş yerleştirilse,bir kibrit başı nura denk olamaz..

-Şimdi,haydi git,oyalana dön,sırtını aynalara ver ve onların,içinde yol almaya kalkanlara haykır:Başlarınızı aynaya çarpmayınız;Alnınızdan yaralanırsınız!

-Senin işin bu;aynaya tutulanlara yol vermek..Yoksa sen neredesin,Mevlana Halid'e verilen ayak yolu temizleme işindeki büyüklük nerede?

-Gel,bize gel,başın sıkıştıkça bize gel!..

-Var olmak istiyorsan Allah'ta yok ol!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yakın zamanda okuduğum bir kitap ve neden bu zamana kadar okumadım diye kendime bir hayli kızıyorum.

Kitapta bir yer vardı ama tam hatırlayamadım, Üstad'ın diğer eselerinde de olması kuvvetle muhtemel. Allah'a inanmayıp, başına bela gelmediğini iddia eden birine, Allah(c.c.)'ın "ondan dua etmeyi yasak ettim" (yanlış ve eksik yazdım, affola) kısmını tam olarak yazacabilecek bir kardeşimiz var mıdır?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne güzel kitaptı. Kahramanların isimlerini tam hatırlayamıyorum ama Naci' ye sevdalı köylü kızın aşkı beni çok etkilemişti. Uzun zamandır üstadın eserlerini okumuyorum. Özledim doğrusu...

Share this post


Link to post
Share on other sites

-Beni istemiyo musun Naci?

-hayır Hatçe. Ben seni yaradanı, Allahı istiyorum...

 

Ah Üstad'ım eserinle dokundun derunuma...

Ne kadar güzel anlatmış Aşkı,ne kadar saf,masum,tertemiz... misk gibi...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yaradanın aşkına yalnız varmak isteyen Naci'yi..Leyladan geçip vuslata yalnız yol almak isteyen Kays'ı..Sorguluyorum..Sorguluyorum..Hak diyemiyorum..

Share this post


Link to post
Share on other sites

İlk okuduğum eseri olmasa da bende ayrı özel bir yeri var

Aynadaki Yalan'ın....

tanışmam biraz farklıydı.

unutamayacağım bir anı, ve unutamayacağım bir eser...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstadın tek romanı olmasıyla birlikte benimde hayatımda hep tek roman olarak kalacağını düşünüyorum.

İstesende istemesende sayfalar sürüklüyor seni içinde. Bir başka alem sanki. Naci biranda sen oluveriyorsun. Satırların arasındaki bazı cümleler işte bu ben dedirtiveriyor sana. Huzur bulup huzur tevzi ediyorsun. Üstadın her eseri gibi mutena bir eser.Vesselam.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eserde Naci'nin arayışları Üstad'ın çırpınışlarını,hafakanlarını hatırlattı. Kendinden çok şey olduğu anlaşılıyor. Öyle bir eserin yaşanmadan yazılamayacağını düşündürttü. Bakalım bir daha ki okuyuşumda nasibimiz ne olacak.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...