Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
HEZ-EZ

Abd Demokrasi

Recommended Posts

rss.gif

 

 

ABD’de demokrasinin çöküşü(1): Banka ordudan daha tehlikelidir

 

By my on Oct 20, 2012 in ABD: Demokrasi mi oligarşi mi?, Demokrasi, Kriz Çıkarma Özgürlüğü, Liberalizm

 

abd-kriz-demokrasi.jpgSunuş: Amerika Birleşik Devletleri’nde demokrasi son nefesini veriyor, halkın seçtiği liderler değil bankaların seçtiği liderler yönetiyor artık bu ülkeyi. Bankacılar çekirge sürüsü gibiler, geçtikleri yerde bir daha ot bitmiyor. Avrupa’ya da el atmış olan bu kravatlı barbarlar kimdir? Ne istiyorlar? Yöntemleri ve zayıf yönleri ne? Türkiye kendisini savunabilir mi? Bu yazı dizisinde bunları ele alacağız. (MY)

“Yakın gelecekte ülkemi tehdit edecek bir kriz görüyorum. Büyük şirketlerin tahta oturduğu, yolsuzluğun iktidara sirayet ettiği, bütün paranın bir azınlıkta toplandığı bir kriz bu ve cumhuriyet yıkılıyor. Bu kadar büyük bir endişeyi savaşın ortasında bile hissetmemiştim.
(Abraham Lincoln, ABD’nin 16cı başkanı)

“inanıyorum ki bankalar sınırlarımızı tehdid eden ordulardan daha tehlikelidir [...]
Fonlama adı altında gelecek kuşakların ödeyeceği harcamaları yapmak büyük çapta istikbal dolandırıcılığından başka bir şey değildir [...] Kâğıt paranın bir değeri yoktur, o paranın hayaletidir,kendisi değildir”
(Thomas Jefferson, ABD’nin 3cü başkanı)

Ekonomik kriz: Kaza mı soygun mu?

Bilmem hatırlar mısınız, bundan 20 sene önce Batı’da hayat fena değildi. Para vardı, bankalar kolaylıkla kredi veriyordu. Evet, işsizlik yükselmekte idi ama olsundu. Tüketim kredileri tüketimi körüklüyor, yatırım kredileri sanayicilerin işini kolaylaştırıyordu…

Siyasetçiler de memnundu zira GSMH hızla yükseliyordu ABD, Fransa, Almanya… 1980’li yıllardaki bu bolluk garip bir ideolojinin güçlenmesine sebebiyet verdi: Ekonomik faaliyetler hukukun dışında tutulmalıydı. Bu anlayışa göre kanun, polis, mahkeme gibi “lüzumsuz” şeyler ekonomiyi yavaşlatıyor, insanların zenginleşmesine engel oluyordu. “Deregulation / Liberation” gibi etiketlerle özel bankaların faaliyetleri giderek kanun dışı bir zemine kaydı. Eskiden “suç” sayılan fiiller serbest bırakıldı. Shadow banking, bilanço dışı işlemler, CDO gibi teminatsız sigorta faaliyetleri… Batı’da Adalet’in içi boşalıyor, bu kavram yerini bir tür racona bırakıyordu.

Sonra ne olduysa, birden bir “PAAAT!” sesi duyuldu. Eğlence bitmişti. Çılgınca dans eden Amerikalılar ve Avrupalılar ışıkları yaktılar. Hemen herkesin cüzdanı, mücevherleri çalınmıştı. Bazıları donlarına kadar soyulmuştu. Fakat yavuz hırsız ev sahibini bastırdı: Hırsızlar kaçmak yerine salonda baş köşeye oturdular ve soydukları insanlara emirler yağdırıyorlar şimdi. ABD’de ve Avrupa Birliği’nde hazine ve ekonomiden sorumlu bakanlıklar ve borsalar bankacılar tarafından yönetiliyor. Atina, Madrid ve Roma’daki örneklerde gördüğümüz gibi halkın seçtiği liderler değil bankaların tercihleri yönetiyor ulus-devletleri. Gücünü Ulus’tan alan, yetkisi Ulus ve Vatan ile sınırlı olan devletler küresel güçlerle dans edemiyor. Sorunlar küresel, çözümler ise (sadece) ulusal. Demokrasi namına hâlâ kaldı mı bir şeyler? Halkın iradesi ara sıra siyaset üzerine etki edecekse bile artık bu etki finans sektörünü rahatsız etmeyecek bir çerçeve içinde kalacak.

Serbest piyasa iyidir, başıboş piyasa kötüdür

Eve hırsız girdiğini hemen fark etmezsiniz. Her sabah olduğu gibi uyanırsınız önce. Bazı şeyler yerinde yoktur. Sokak kapısı açıktır. Bir şeyler “normal” değildir. Jetonunuz düşene kadar belli bir vakit geçer. ABD ve AB’de halkların parası ütüldü. Daha da acısı rejim değişti. Özgürlükler ütüldü. Ama yavaş yavaş uyanıyor Batı. Nasıl oldu bütün bunlar? Neden önlem alınmadı? Ulus-devlet uyuyor muydu?

Öncelikle meşru borsa işlemleri ile spekülatif hisse alım satımı arasına bir çizgi çekelim: Sermaye piyasasında kâr edeceğini umduğunuz bir firmanın hisse senedini satın alıyorsunuz. Kâra ve zarara ortaksınız. Bunda bir sorun yok. Eğer riski azaltmak isterseniz çok sayıda hisse senedi içeren portföyleri de alabilirsiniz. Böylece bütün yumurtalarınızı aynı sepete koymazsınız.

İkinci bir “piyasa” düşünün ki firmaların kâr ya da zarar etmesi önemli değil, herkesle birlikte hareket ederek hisseleri alıp satıyorsunuz. Bir tür kumarhane. Arkanızdan gelen, sizden daha iyimser yatırımcılar (=oyuncular) olduğu müddetçe fiyatlar yükseliyor. Öyleki hisse senetleri gerçek değerlerinin çok üzerinde alıcı buluyor. Aman sesinizi çıkarmayın, yolunacak yeni kazlar bulduk, korkutmayın onları! Evet, bu kumarhane-piyasada siz aldığınız fiatın çok üzerinde satabiliyorsunuz. Birkaç gün ya da haftalığına ortak olduğunuz firma binlerce insanı işten atıyor, fabrika kapatıyor, yıl sonunda zarar edeceğini açıklıyor ama yine de hisse senetleri yükselmeye devam ediyor. Çünkü talep var, kazlar sağolsun.

Dikkat edin, iki piyasa arasında ciddi fark var: Birinci piyasa sanayicilerin ihtiyaç duydukları parayı küçük yatırımcıdan toplayabilmesi için kurulmuş rasyonel bir sistem. Riskler, teminatlar ve sorumlular belli. Dolaşan para miktarı ile ekonominin gerçek büyüklüğü arasında normal bir ilişki var. Kötü idare edilen firmalar yıl sonunda vaad ettikleri kârı dağıtamadıkları için piyasada (yatırımcıların gözünde) değer kaybediyorlar. Gerekli bilgileri toplamayan “kötü” yatırımcı da “kötü” patron gibi zarar ediyor. Kazanç, bilgi, kâr ve risk arasında meşru ilişkiler var.

Kumarhane-piyasalarda ise sürekli artan bir bilgi kirliliği görüyorsunuz. Sağlam gözüken firmalar bir gecede batabiliyor. “Sağlam” ulusal ekonomilerin saygın bankaları vergi cennetlerinde bilanço dışı işlemler yapıyorlar. Kanunî kontrollerden uzak yapılan bu işlemlerin hacmi bankanın meşru iş hacminin çok üzerine, yasal olarak bloke edilen provizyonun yüzlerce kat üzerine çıkabiliyor . (Bkz. Amerikan sigorta şirketi AIG) Haliyle bu gayrı meşru sahadaki dalgalanmalar bankaları batırıyor. Almanlar, İsveçliler, İngilizler yaşlılık günleri için kenara koydukları paraları bir gecede kaybediyorlar. Borsanın önünden bile geçmemiş insanlar borsa yüzünden fakirleşiyor. Yatırımcılara yön veren aracı kuruluşlar kendi müşterilerini de kazıklıyorlar bir yandan. Sadece devlet tahvili gibi “MUTLAK” güvenilir yatırım araçlarına verilen “AAA” notu nedense aşırı riskli emlâk kredisi sigortalarına verilmiş bu sefer. (Bkz. Goldman Sachs, Abacus, Moody’s ve Fitch) Risk gerçekleşiyor. ABD’de ve Batı Avrupa’da bazen belediyeler bazen de koca koca devletler borçlarını ödeyemez hale geliyorlar. Bankaların birbine dahi güveni kalmayınca krediler, yatırımlar ve dış ticaret felç. İşin belki en acı tarafî bütün bunların sorumlusu olan bir avuç bankacı hapise atılmıyor. Bunun yerine yüksek primlerle ödüllendiriliyorlar. Göstermelik para cezaları veriliyor ama bunlar da söz konusu firmaların bir iki haftalık kârlarına eşdeğer.

Bu kumarhane-piyasaların gerçekten var olmasını mümkün kılan neydi peki? Öyle ya, zincirleme olayları, ara sebepleri okuyan biri “iyi ama insanları aldatmak neden yasak değil? Devlet neden önlem almadı?” diye sorabilir. Bu yasaklar eskiden vardı, 1929 krizinden sonra konmuştu. Zira Amerikalılar serbest piyasa ile başıboş piyasa arasındaki farkı öğrenmek için ağır bir bedel ödemişlerdi. Riskli finansal faaliyetler mevduat bankacılığından ayrı tutuluyordu meselâ. Vergi cennetlerindeki operasyonlar daha çok vergi kaçıranları, teröristleri vs kapsıyordu. “Gölgedeki” işlem hacmi marjinal sayılabilirdi. Özel bankaların aldıkları riskler merkez bankalarındaki teminat miktarıyla orantılıydı. Bu sebeple “sadece muz cumhuriyetlerinde banka batar” diye bir inanış hakimdi, doğruydu da. Nitekim 2001’deki krizde batan Türk bankaları ve hortumcular T.C.’nin o devirde adam gibi bir devlet olmadığını bütün dünyaya ilân etti.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...