Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Cavit

Ebu Gureyp'in meşhur işkence kurbanı konuştu

Recommended Posts

Ebu Gureyp'in meşhur işkence kurbanı konuştu

 

Ebu Gureyp'te çekilen o meşhur fotoğraftaki başına geçirilmiş çuvalla vücuduna elektrik verilen Iraklı, yaşadıklarını Kanal7 Dış Haberler Müdürü Sefer Turan'a anlattı,

18 Ocak 2006 09:00

12rop3.jpg

Irak savaşının simgelerinden biri o. Amerika'nın demokrasi başlığı altında götürdüğü acının resmi. 46 yaşında 4 çocuk babası bir adam. Ebu Gureyp'te çekilen o meşhur fotoğraftaki başına geçirilmiş çuvalla vücuduna elektrik verilen adam o. O, Hacı Ali Kaysi.

Sefer TURAN

 

Üzerinde Arapların ve özellikle de Iraklıların giydiği siyah renkli bir abaya var. Sol eli devamlı abasının altında dolaşıyor. Çünkü onu kullanamıyor. Önce bir kaza, ardından Amerikan askerlerinin elektrikli işkencesi ve postalları ile ezmeleri sonunda sakat kalmış. İşkencenin her türlüsünü çekmiş. Şimdi de kendini işkence mağdurlarının dertlerini dindirmeye adamış. Bir sivil toplum örgütü kurarak "Şiddet'e hayır" kampanyalarına katılıyor.

 

Amerikan İşgali Mahkumları Derneğinin kurucusu Hacı Ali yaşadıklarını ilk defa bu kadar detaylı anlattı. Bir tek amacı var: Irak'lılar insan gibi yaşasın. Irak'taki hapishanelerde işkence dursun.

 

Ebu Gureyb'ten önce ne yapıyordunuz?

 

Irak'ta İslam Hukuku okudum. Bağdat ve özellikle de Ebu Gureyb bölgesindeki kırsal alanda, camilerde vaazlik yaptım.

 

Neden ve nasıl tutuklandınız?

 

Bir gün camiye gidiyordum. Aniden karşıma tanklar ve Hummer jipleri çıktı. Beni durdurdular, ellerinde bana ait fotoğraf vardı. Öylece tutukladılar. Amiriye bölgesindeki askeri hapishanelerden birine götürdüler.

 

Hapishanede neler oldu?

 

Amiriye'de iki gün kaldım. Biri geldi: Kendini bana kaptan Filipe veya Fili olarak tanıttı. Kendisi ile tercüman vasıtasıyla konuştuk. Bu arada aileme tutuklandığımın haberi ulaşmıştı. Kaptan Filipe, bana, "Bizim seninle özel bir işimiz yok; ama seni başkaları istiyor" dedi. Dışarıda beni tanıyanların kapıya yığıldığını söyledi. Ardından da "Seni bir başka yere götüreceğiz" dedi ve ertesi gün Ebu Gureyb'e götürdüler. Yolda Kafama çuval geçirdiler. Etrafımda 7-8 tane asker vardı. Beni yere yatırdılar, ayaklarını üzerime koydular. Bu arada önden ve arkadan tank ve askeri araç sesleri geliyordu ve böylece Ebu Gureyb'e ulaştık. İlk anda orasının Ebu Gureyb olduğunu anlamadım. Bizi sıra halinde dizdiler. Sırayla yerde süründürüyorlardı. O arada yanımdakilerden birinden Ebu Gureyb'te olduğumuzu öğrendim.

 

 

Ebu Gureyb'te neler oldu, göremediğimiz?

 

Aslında Ebu Gureyb'e atılmak, insan için onur kırıcı bir durumdur. Benim konumum şuydu: Ben bir hapishaneden bir başka hapishaneye soruşturma amacıyla nakloldum. Ama orada gördüm ki, asıl amaçları soruşturma değil, bizi aşağılamak. Çünkü çok kötü şartlarda bizi bir odaya aldılar. Vücudumuzun hassas bölgelerini kontrol ettiler. İlk soruşturmada, bizi bir yere oturttular ve mütercim vasıtasıyla sorular yönelttiler. Daha soru bile sormadan bir dizi suçlamalarda bulundular. İlk soru şu oldu: "Sen Sünni misin, Şii mi?" Çok şaşırdım. Mütercime dedim ki; Irak'ta böyle bir soru ile ilk kez karşılaşıyorum. Çünkü Irak'ta nikah töreninde bile kişiye, mezhebi sorulmaz. Ben elimi gösterdim. Elime ameliyat yapılmıştı. Bana direnişçi misin dediler. Ve arkasında bir dizi suçlamada bulundular. En son olarak bana "Yahudi düşmanı mısın" dediler. Bu soru da çok garipti.

 

İşkenceler nasıl gerçekleşti?

 

İşkence odasına girince kafamdan çuvalı çıkardılar. Karşımda aralarında kadın askerlerin de olduğu 10-12 asker vardı. Her birinin elinde fotoğraf makinesi vardı. Ben bu odaya üç defa girdim, 5 defa elektrik verildi. En zor durumların birinde dilimi ısırdım. Ağzımdan kanlar akmaya başladı. Çünkü çuvalın içinden aşağı doğru kan sızıyordu. İşkence sırasında gözlerim yerinden fırlayacak gibi oluyordu. Çuvalın arkasından patlayan flaş ışıklarını az da olsa görünüyordu. O kadar çok fotoğraf çekiyorlardı ki. Üstelik kahkahalar arasında. Uzun süren bu soruşturma celselerinin asıl amacının soruşturma olmadığını düşünüyorum. Buraya mümkün olduğu kadar çok sayıda Irak'lı getiriyorlar, onları böylece aşağılıyorlardı. Hapishanede herkese bir lakap takmışlardı. Bana Colin Powell diyorlardı.

 

Peki tecavüz?

 

İnsanlar ailelerinin önünde küçük düşürüldü. Kadın askerle cinsel birleşmeyi reddettiği için kadın asker, yanındaki suni ile adama tecavüz etti! Kadınlara kocalarının önünde tecavüz ettiler. Kadınlarının önünde erkeklere tecavüz ettiler. Kadınlarla aramızda 9 metre mesafe vardı. Tecavüze uğruyorken bizden yardım istediler. Ama hiçbir şey yapamadık. Çünkü hücrelerdeydik. (Hacı Ali burada ağlayarak ara veriyor) Kadınların çığlıklarını duyuyorduk. Hücrelerimizde çırılçıplaktık. Onlar için hiçbir şey yapamıyorduk. Sadece "Allah u Ekber" diye bağırdık. Elimizden başka birşey gelmiyordu. Hücredeydik.

 

HAHAMLAR SORGULADI

 

Peki, o malum fotoğrafınıza gelelim. Nasıl bir işkence gördünüz, o fotoğraf nasıl çekildi?

 

Ebu Gureyb'de İlk 15 günün 4 gününe; "tören günleri" diyorlar. 4 günde boğazımdan içeri hiçbir şey girmedi.15 gün boyunca çırılçıplaktım. Ama, aynı mekanda üç ay boyunca çırılçıplak duranlar vardı. Mesela: Mahmudiye'de ki Muhammedül Emin Camii imamı Seyh Ebu Cibril gibi. Ebu Gureyb'teki en zor günlerim ilk 4 gün ve fotoğrafımın çekildiği o elektrikli işkence günleri oldu. İlk dört günde bize çok çok kötü davranıldı. Arapça "İdam idam" sesleri geliyordu, arkasından da kurşun sesleri. Çıplak bedenimize, çok çirkin sözler yazdılar. 4 gün boyunca hiçbir şey yemedik. Ondan önce de oruçluydum. Çünkü beni, iftara 5 dakika kala oraya götürdüler. Yani tam 5 gün boyunca susuz ve yemeksiz kaldım. Sorgucu, bize: "Ben Gazze'de, Batı Şeria'da ve Nekab çölünde sorgulamalar yaptım" diye tanıttı kendini.

 

Bir defasında beni, Şeyh Hamid ve Şeyh Halil'i soruşturmaya aldılar. Kafamızdan çuvalı çıkardılar. Sorgucunun kafasında küçük bir takke vardı. Sonradan öğrendik ki Haham dedikleri biriymiş.

 

Hapishanede 6 ay kaldım. Bunun 60 günü hücrede geçti. 1- 1,5 metre genişliğinde bir yer. Işık yok. Gece gündüz fark etmiyor. Irak' ta bugün kanun diye bir şey yok. Kişinin tutuklanması da serbest bırakılması da çoğu zaman tesadüflere kalmış.

 

haber7

 

http://entellektuel99.myfreebb.com/viewtopic.php?p=1479#1479

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah hepsinin belasını versin!Burda okurken biryandan midemiz bulanıyor,bir yandan dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan bu gibi binlerce olay aklımıza geliyor,bir yandan burda elimiz kolumuz bağlı hiçbirşey yapamamak bizi kahrediyor,bir yandan televizyondan -kadın erkek eşitliği -ve bunun gibi ahmakça ve adice yapılan binlerce lüzumsuz tartışma ve insanların vurdumduymazlığı...

Allah yardımcımız olsun ,ne yapacağız ne olacak hiç bilmiyoruz ama böyle olaylar heryerde olabilir ,elimizden geleni yapalım ve hiç olmazsa dostu ve düşmanı ayrıdedelim ,hiç olmazsa ona göre davranalım.Er ya da geç hak yerini mutlaka bulacak ama bu zulümler 10 sene önce ırak gibi bir yerde düşünülebilir miydi,ve ya filistinde ...

Aklımıza birden Barat Hacı geldi,neyse çok tepkiliyiz şimdi daha fazla yazmayalım en iyisi

Esselamu Aleyküm hepinize

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest Abdullah

Bizim ülkemizde hala amerikaya yada israile rin ekmeğine yağ sürenler utansın

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...