Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
e_buyur

Böyle Kaybediyoruz

Recommended Posts

Üniversitelerimiz yasaklarla uğraşa dursun, içimizdeki cevherler yurtdışında 1 numara oluyor

 

Böyle kaybediyoruz

 

Başörtüsü yasağına, katsayı adaletsizliğine ve yolsuzluk davalarına “taraf” olmaktan eğitime vakit ayıramayan YÖK ve Türkiye’de bilimsel araştırma ve geliştirmeyle sorumlu kuruluş TÜBİTAK, dünyada Yılın Genç Bilim Adamı seçilen 26 yaşındaki dahi Türk Ahmet Yıldız’ı bir kez bile aramadı.

 

Beyin göçü, YÖK’ün umurunda mı?

İnsan hücresindeki motor proteinlerin nasıl yürüdüğünü ortaya çıkaran buluşu nedeniyle, Amerikan bilim dergisi Science tarafından, “Dünyada 2005 yılının Genç Bilim Adamı” seçilen California Üniversitesi Araştırma görevlisi Dr. Ahmet Yıldız, “YÖK ve TÜBİTAK’tan beni bir kez bile aramadılar” diye konuştu.

 

Felç ve kanseri araştırıyor

“Beyin göçü bazı ülkelerde de yaşanmaktadır ancak Türkiye’de daha fazla yaşanıyor. Türkiye dokuz nesildir beyin göçünü geri getirememiş. En azından bundan sonra beyin göçünün yüzde 40’ı geriye getirilebilmeli” diyen Yıldız, şu anda “Dainin” proteini ile ilgili çalışma yaptığını, bu proteinin hücre bölünmesinde çok önem taşıdığını ve hücre bölünmesinin de doğrudan kanser hastalığıyla ilgisi olduğunu söyledi.

 

SAKARYA

İnsan hücresindeki motor proteinlerin nasıl yürüdüğünü ortaya çıkaran buluşu nedeniyle, Amerikan bilim dergisi Science tarafından, “Dünyada 2005 Yılının Genç Bilim Adamı” seçilen Dr. Ahmet Yıldız (26) Türkiye’deki bilimsel araştırma imkânlarının yetersiz olması nedeniyle yurt dışına gitmek zorunda kaldığını söyledi.

Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nden mezun olduktan sonra, kazandığı bursla ABD’ye giderek, California Üniversitesi’nde, “insan hücresindeki motor proteinlerin nasıl yürüdüğü’ konusunda doktora tezi hazırlayan Yıldız, yaptığı çalışmayla, hem doktor unvanı aldı, hem de Science tarafından “Dünyada 2005 yılının en genç bilim adamı” seçildi. Sakarya’da Arifiye Beldesi’nde emekli bir ailenin çocuğu olan Dr. Yıldız’ın başarısı, bayram tatili dolayısıyla eşiyle birlikte geldiği memleketinde de sevinçle karşılandı. Dr. Yıldız, ülkedeki bilimsel imkânların yetersizliği nedeniyle yurtdışında eğitim gördüğünü söyledi. Dr. Yıldız, “Yapacağım araştırmalar için burada imkanlar yeterli olursa, tabi ki ülkemde çalışmak isterim. Ancak bu başarıma rağmen Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK ) ve Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu’ndan (TÜBİTAK) bir kez bile aranmadım” dedi.

 

Buluş, hayati önem taşıyor

Bilimsel buluşuyla insan hücresindeki motor proteinlerinin nasıl yürüdüğünü ortaya çıkaran ve çalışmasının felç, alzheimer, kanser, sağırlık ve körlük gibi hastalıkların tedavisi için hayati önem taşıdığını kaydeden Dr. Yıldız, şöyle konuştu:

“Buluşum bu alanda çalışan insanları meşgul eden bir konuydu. Fakat teknik yetersizlikten dolayı bulunamıyordu. Teknik yetersizliği şöyle anlatabilirim; bu proteinler hücrenin içinde metrenin milyarda bir boyu kadar adım atıyorlar. Günümüzde metrenin milyarda bir boyunu ölçecek teknik imkan sayısı bir ya da ikidir. Bu teknikler bizim çalışmalarımıza uygun değildi.

Proteinlerin hücrede yürüdüğünü biliyorduk. Ancak iki ayaklı olan bu proteinlerin nasıl yürüdüğünü, nasıl adım attıklarını bilmiyorduk. Biz de yeni bir teknik geliştirerek bir bacağına bir boya sürdük, diğer bacağına farklı bir renkte boya sürdük. Proteinin ayaklarının birbirini geçerek, aynı insanlardaki gibi arkadaki ayak öne geçecek şekilde, birbiri ardına adımlar atarak yürüdüğünü gördük. Bilim dünyasında bunu izleyen ilk grup olduk. İşin ilginç yanı bu kadar küçük boyalarla bu kadar büyük iyi çözünürlük elde etmemizdi. Metrenin milyarda biri kadar çözünürlük elde ettik. Bu buluşum da bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı.”

 

Beyin göçü Türkiye’de daha fazla...

Türkiye’deki bilimsel imkânların yetersiz olduğunu ifade eden Dr. Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama imkanların yeterli olduğuna inandığım an döneceğim. Beyin göçü bazı ülkelerde de yaşanmaktadır, ancak Türkiye’de daha fazla yaşanıyor. Türkiye dokuz nesildir beyin göçünü geri getirememiş. En azından bundan sonra beyin göçünün yüzde 40’ı geriye getirilebilmeli. Ayrıca oradaki teknolojiyi kendisine geri getirmiş olacak. Yaptığım araştırmayı buradaki imkanlarla sonuçlandıramazdım.

Üniversitelerimiz bu tekniğe sahip olmadıkları için öğrenciler yurtdışını tercih ediyorlar. Son iki yıldır üniversitelerde araştırmalar için diğer yıllara oranla çok yüksek bütçeler ayrılmaya başlandı. Olumlu gelişmeler var. Yapacağım araştırmalar için burada da imkanlar yeterli olursa tabi ki ülkemde yapmak isterim. Ancak bu başarıma rağmen YÖK ve TÜBİTAK’tan beni bir kez bile aramadılar.”

 

Düzenli bir insan değilim

İstanbul Fen Lisesi’ni bitirdikten sonra fizikçi olmaya karar verdiğini ve 1996 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nü kazandığını kaydeden Dr. Yıldız, 2001 yılında üniversiteyi bittirdikten sonra master yapmak için özel burs kazanarak ABD’ye gittiğini söyledi. Başarısının tesadüf olmadığını, yüksek motivasyonla çalışmasının başarıyı getirdiğini vurgulayan Dr. Yıldız, şöyle dedi:

“Düzenli bir insan değilim. Ders çalışırken motivasyonum çok yüksekti. Lisede o kadar kendimi derse vermiştim ki dış etkenlerden kendimi soyutlayabiliyordum. Mesela Türkiye’de hiç cep telefonu kullanmadım. Zararlı olduğunu düşündüğüm için hem de insanı meşgul eden bir cihaz olduğu için kullanmadım. Cep telefonlarının öğrencilerin motivasyonunu dağıttığını onları boş yere oyaladığını düşünüyorum.”

Proteinlerle ilgili çalışmasını İllinois Üniversitesi Paul Selvin Laboratuvarı’nda yaptığını söyleyen Dr. Yıldız, 18 Şubat’ta Nobel ödüllü bilim adamlarının da katılacağı törende, buluşundan dolayı 25 bin dolarla ödüllendirileceğini belirtti. (a.a

 

Milli Gazete

Share this post


Link to post
Share on other sites

ABD’ye beyin göçü artıyor

 

İSTİHBARAT SERVİSİ

Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı’nın yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’den Amerika’ya beyin göçü hızla artıyor. Araştırmaya göre, 1980 yılından bu yana Amerika’ya göç etmiş Türklerin sayısı 80 bine yaklaşırken, bu sayı son zamanlarda hızla yükseldi. Amerika’da yaşayan Türklerin sayısı 440 bini bulduğu belirtilirken, bunların 46 binin üniversite öğrencisi olduğu ifade edildi.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Amerika gibi beyin göçüyle ayakta duran bir ülke bunu sırf özgürlükler ve imkanlar açısından rahat bir ortam sunduğu için başarıyor.Halbuki ahlak ve daha bir çok insani duygudan ari insanlarla dolu bu ülkeden daha iyi olmalıydık.Onları bir arada tutan doğru dürüst bir tarih bir kültür bir dine sahip değiller.Türkiye gibi gerek tarih gerek coğrafya gerek kültür gerek sahib olunan kaynaklar ve daha sayılamayak kadar çok değere sahip olan Müslüman bir ülke pekala şimdiye kadar dünyaya hükmedecek gücü eline geçirmesi gerekmez miydi.Osmanlı zamanında ve daha öncesinde bu büyük ölçüde başarıldı da ama ne zaman ki bizi bir arada tutan değerlerden koptuk(koparıldık belki ama bu da bizim vurdumduymazlığımızdan oldu,suçlu yine de biziz) ADB gibi bir çok ülkenin elinde oyuncak haline geldik.En basitinden şu doğalgaz meselesi ,nasıl halledilecek bilmiyorum ama hallolmaz ise ciddi sıkıntı oluşacak bizim için.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...