Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Muvazene

Ruh Hastalığı

Recommended Posts

RUH HASTALIĞI

 

Bir devirde, (İnönü devr-i şekâveti) bir İsviçre gazetesi şöyle yazmıştı: "Türkiye'de ne siyasî, ne idarî, ne iktisadî, ne içtimaî bir buhran vardır; bütün felâketler ruhîdir ve ruhî sebeplere bağlıdır. Türkiye bir (psikoz-ruh hastalığı) içindedir."..

 

Bu gazeteye göre, Türkiye, delinin her defa kaşığı ağzına götürmek yerine, kulağına uzatması, her defa yemeği yere dökmesi ve neticede açlıktan ölmeye mahkûm bulunması gibi, korkunç bir ruh kamaşmasına (psikasteni) uğramış bulunuyor; ve her sahaya ait tedbirler manzumesindeki zaafı bu sebepten doğuyor. Onun içindir ki, illeti, siyasî, idarî, içtimaî, iktisadî tecelli sahalarında ve bu sahalara mahsus mevzii tedbirler çerçevesinde tedaviye çalışmak boştur.

 

Davayı esastan ele almak ve ruh hastalığı yönünden bir çareye bağlamak lâzımdır.

 

İsviçre gazetesi, bu görüşiyle, muazzam ve o nispette mahrem bir hakikate parmak basmıştı. Fakat sadece dallardaki alametlere göre verilmiş olan bu doğru hüküm, köklere kadar nüfuz etmek haysiyetinden mahrum ve neticeyi gayet iyi gördüğü halde sebepten gafil bulunuyordu.

 

Gerçekten Tanzimattan beri çürütülen ve ana kaynağı ile rabıta ve muvasalası kesilen ruhumuz, bu kesintiyi son haddine çıkarmakta her devirden daha marifetli Cumhuriyet çığırında hele bu çığrın İkinci Dünya Harbi ve "Millî Şef hengâmesinde ve derken 1960 darbesi neticesinde öyle harap edilmiştir ki, dallarda can veren bir sürü kıymet yanında, en büyük zarar, kökte yani ruhta meydana gelmiş ve her facianın üstünde olarak, bizden, eşya ve hadiseleri ayırd etme melekesi kaldırılmıştır.

 

İmanla beraber aklı, ahlâkı, vicdanı, irfanı, tek kelimeyle insanı kaybetmiş bulunuyoruz.

 

28 Kasım 1978

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ku'an'ı Kerim'de "MİLLET" kelimesinin din manasında da kullanılmış olması, din olmadan bir milletin var olmayacağını beyan eder. Zira din, bir milletin ruhu gibidir. Ona hayat verir, millîyetini mayalar. Ayrıca, muayyen bir iman ve itikadı telkin eder. ahlâkı ve seciyeyi birleştirir. İnsanları birbirine yaklaştırır. Fertler arasında sevgi meydana getirir. Artık o cemiyet bir sürü değildir, yekpare bir kitledir, bir millettir... Evet, din, milleti millet yapan unsurdur. Onları yoğuran, mayalayan ve hamur haline getiren varlıktır. Nitekim "bir Fransız" denildiği zaman akla bir Hıristiyan, "bir Hintli" denildiği zaman bir Budist, "bir Türk" denildiği zaman akla bir Müslüman gelir. Zira, Hıristiyanlık dini Fransız'ın, Budizm dini Hintlinin ve İslâm dini de Türk'ün terkibinde olanıdır."........................................

Share this post


Link to post
Share on other sites

İnsan, ruhu ve ruhunun her türlü mücerret mefhuma malik hususiyetleri ile diğer canlılardan ayrılan müstesna varlık... Bu varlık, ne zaman ki, ruhunun hakiki gıdası olan iman ve imana bağlı ahlak telakkisini terk etmişse dünya, ruhu felç olanların eliyle kana boyanmış, ne zaman iman deryasına kendini bırakmışsa, aradığı saf huzuru ve salahı bulmuştur. Çare bulunması gereken ilk ve en ehemmiyetli millî sorunumuz olan ruhumuzun kökünden kopmasıyla birlikte ferdde ve cemiyette nükseden ruh hastalığı – ruh, köküne bağlı değilse hasta olmaya mahkûmdur- cerrah elindeki bıçak mahiyetinde olan Üstadın kaleminden, sorunu anlamak onu çözmenin ilk adımıdır düsturunca yaramızı deşifre etmek niteliğindeki yazısı ile; ülkemizde yaşanan ve bir gazeteye, televizyondaki habere sirayet eden, komşuda vuku bulan bir hadiseden ve belki de ev içinde hayat bulan bir vakaya değin tüten menfiliklerin, bütün davranışları cinnet geçirmekte olan insanlardan müteşekkil bir hastanenin umumî çizgisini aratmayan acıklı bir tablo çizen ülkemizin vahim durumu daha iyi idrak edilmektedir.

 

Tek gıdası iman olan ruh, ihtiyacı olan raddede gıdasına erişemeyince yahut bir şekilde erişmesine engel olununca ortaya çıkacak olan cemiyet panoraması, net bir şekilde ülkemizden izlenmektedir. Astronomların, ışık yılı uzaklıktaki yıldızları görmek için uzağı yakınlaştıran teleskopa ihtiyaç duydukları gibi, tam tersinden düşünürsek, ülkemizde ruhî açlık hasebiyle gerçekleşen faciaları, vahşetleri görmemek için gözlerimize manevi bir teleskop takmış olmamız lazım. Yakını uzak gösteren bir teleskop. Her şey o kadar ki aşikâr. Cinnet seviyesi görülmeyecek gibi değil. Görüp de rahatsız olunmayacak gibi hiç değil. Böyle anlarda cemiyetle ilgili görünmeyen bir insan bile bizi şaşırtırcasına “bize ne oldu, insanımız neden bu hale geldi” sorusunu sormaktan kendini alamamakta, lakin ruh zemininin müşahhas üzerindeki tesirlerini bilmemesinden olsa gerek, sorduğu sualin cevabını bulamamakta, bu hale gelişimizin sebebi kat’î olarak ruhumuzu mayalandıracak cevherden mahrum bırakılışımızdır diyememekte –mahrum bırakılmış olmak, bizim onu arayıp bulmamamızın mazereti olamaz-, bu ahvalin maneviyat iklimimizin muvazenesinin bozularak –müşahhas sahadaki küresel ısınma gibi- çürüyen ruhun cerahatinin püskürmeleri, patlamaları olduğunu idrak edememektedir.

 

Ruh, kendi esrarının özünden koparıla, etle tırnağın ayrılmak istenmesi gibi cımbız cımbız didiklene, cemiyetin içini titreten, sarsan menfilik tohumları bu sayede atıladursun, ruhumuzun hastalığının sebebi tektir ve bu imansızlık mikrobundan temizlenmedikçe kadar kaçmaya çalışırsak, zararlarından ne kadar uzak durmaya çalışırsak çalışalım, bu mikrobun yaydığı hastalıktan cemiyet içinde yaşadığımız sürece- ki buna mecburuz, insan sosyal bir varlıktır- kurtulamayacağız. İnsanın dünyaya geldiği aileden itibaren ilim öğrenmek için gittiği okulda ve okuldan sonra başladığı çalışma hayatında dört bir taraftan kendisini ihata eden ruhî muvazenesi yerinde insanlar, ancak iman ile örülen aile, okul, ferd ve cemiyet elinden çıkacaktır. Ve insan sadece o aile, okul ve cemiyet içinde yaşamaya nail olduğu zaman halis ruh sağlığına kavuşacaktır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

"ana kaynağı ile rabıta ve muvasalası kesilen ruhumuz" ana mesele bu işte... Acaba kendi dünya dertlerimizi düşünürken bu halimizi hiç düşünebiliyor muyuz?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...