Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Achar

Al!

Recommended Posts

AL!

 

Babıâlinin Bab-ı âdi cephesinde (Dünya) isimli, çöp tenekesi boyunda bir kulübeye sığınmış bir köpek vardır ve adı B.... F...'tir.

 

Dökük kıllarının her kökünde uyuz kabartıları zıplaşan ve ruhundaki cerahat ağzından dökülen ve hokkasını dolduran bu âdi hayvan, kalemini işte her gün bu hokkaya daldırıp ulvî mânalara mikrop aşılar. Fikir adına, hiçbir mahalle itinin tenezzül etmeyeceği küfürlere kadar düşer ve devamlı bir can çekişme içinde ulvuliklere karşı olur.

 

Bu, mikrop kavanozu it, geçenlerde benim "Kırmızı" isimli yazımı ele alıyor ve kurmay yakasının kırmızı olması gibi nâmütenahi uzak bir münasebeti kuyruğuna dolayarak, benim kurmayları murad ettiğimi ileri sürüyor.

 

Bâbıâlinin Bab-ı âdi cephesi iti, unutmuş görünüyor ki, bu âlemde topu topu yedi renk vardır; bu renklerden herhangi biri içinde tecelli eden eşya ise sayısızdır. Aziz ve münezzeh kurmay sınıfının yakası kırmızı olduğu gibi, Bedii Faik'in suratından daha az kirli olan ve kendisine kefenlik etmeyi kabul etmeyecek kadar haysiyet sahibi bulunan âdet bezi de kırmızıdır.

 

Ben, sivil cezaevinde bir buçuk yıllık hapsimi hikâye eden o yazıda sadece acılarımı remzlendirmek mânâsına "kırmızı" yı ele aldım; ve elbette ki "Zindan bekçisi" tâbiriyle, yakalarının kırmızı olduğu herkesçe bilinen hapishane gardiyanlara, şahıs ve meslek olarak herhangi bir kötülük sıçratmadım; onları, mücerret bir ruh baskısının azap sembolleri diye gösterdim.

 

Hapishânede kurmay ne arar? Zindan bekçisi ve gardiyan nerede, kurmay nerededir? Eğer yakasında kırmızı bir renk taşıyan her meslekî hüviyet bundan alınmak vaziyetinde olsa, ceza hâkimi, savcı, bekçi ve daha bilmem kim, ayaklanmak hakkını nefsinde görmez mi?

 

Hiçbir riyazî kat'iyet ve bedahet, benim yazımdaki kast hedefi kadar açık ve belirli değildir; hapsimiz sivil hapishânededir, yazımız bu hapishâne acılarının hikâyesidir, oradaysa zindan bekçisi gardiyandır ve kırmızı yakalıdır. Kaldı ki, askeri ceza ve tevkif evlerinde de kurmayın işi yoktur.

 

Ben ilk terbiyesini bir askeri mektepten almış (militarist) bir insanım, tek kelimeyle orducuyum ve hayalimde mefkûreleştirdiğim kurmay subay seciyesine âşıkım.

O kadar âşıkım ki, 27 Mayıs hareketinin bir neşter gibi deştiği ahlâk buhranımızın en keskin tezahür kutuplarından biri olarak, kâbuslara bile girân gelecek bir münasebeti, arslanlara:

-Bak, düşmanın senin için ne diyor!!!

Gibilerden rapor etmeye kalkan Bedii Faik misillû hasta köpeklerin tecrid edilecekleri hâli adayı, yine kurmay dehâsından beklemekteyim.

 

Büyük çileler sonu gözlerini kaybeden (Son Posta) sahibine "Kör!" diye küfredecek kadar alçalmış bir hasta köpeğin (Basil dö Koh) yatağı sefil ciğerindeki kan, kurmay renginin asaletinden o kadar utanmalıdır ki, ağzından kahverengi gelip o mülevves leşi terketmelidir.

Hepsi bu kadar!:..

 

(18 Ocak 1962)

 

(Alıntıdır)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Off off off!...

 

Daha önce de okumuştum, bu okuyuşumda bile müthiş bir tad aldım, paylaştığınız için teşekkür ederim.

 

Ezmiş üstad, geçmiş...

 

Zaten karakteri gereği sağa sola küfretmekte yol bulmuş birisine, ancak böyle bir yazıyla cevap verilebilirdi. Amacı ona-buna sataşıp isim yapmak olan birisinin hak ettiği cezayı üstad fena kesmiş. Üstad, polemiğin de üstadı... Bu sözler üzerine cevap verecek mecali kendinde bulabilen bir şahsiyete saçmalamaktan başka çare yoktur. Hoş, bu yazının yazılmasına vesile olan olayı da, saçmalığı da bu yazıdan öğreniyoruz. Eceli gelen Bedii Faik üstada sataşmış, sonuç malum...

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Büyük çileler sonu gözlerini kaybeden (Son Posta) sahibine "Kör!" diye küfredecek kadar alçalmış bir hasta köpeğin (Basil dö Koh) yatağı sefil ciğerindeki kan, kurmay renginin asaletinden o kadar utanmalıdır ki, ağzından kahverengi gelip o mülevves leşi terketmelidir.

Hepsi bu kadar!:..

hepsi bukadar işte bu sözler şahsen bana söylense onurum beni ölüme götürürdü. Yaşayamazdım....

Share this post


Link to post
Share on other sites

ah be üstad ..sana şimdi ne kadar ihtiyacımız var...senin kalemin olacaktıki şimdi köşeyazılarında atıp tutan köpeklere ağızlarının payını verecektin...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bize sanatçı diye tanıtılan B.faik, O.veli.N.ataç gibilerin nasıl postal yalayıcısı olduklarını görünüz... :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cami duvarının da kıymeti vardır...

Hem tumanı varken duvara ne hacet!...

 

Rûhun şâd olsun Üstâd'ım!...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest ibrahim

Selamlar,

 

Off off off!...

 

Daha önce de okumuştum, bu okuyuşumda bile müthiş bir tad aldım, paylaştığınız için teşekkür ederim.

 

Ezmiş üstad, geçmiş...

 

Zaten karakteri gereği sağa sola küfretmekte yol bulmuş birisine, ancak böyle bir yazıyla cevap verilebilirdi. Amacı ona-buna sataşıp isim yapmak olan birisinin hak ettiği cezayı üstad fena kesmiş. Üstad, polemiğin de üstadı... Bu sözler üzerine cevap verecek mecali kendinde bulabilen bir şahsiyete saçmalamaktan başka çare yoktur. Hoş, bu yazının yazılmasına vesile olan olayı da, saçmalığı da bu yazıdan öğreniyoruz. Eceli gelen Bedii Faik üstada sataşmış, sonuç malum...

 

Saygı ve selamlarımla

yinede yargılanıp ceza almaktan kurtulmamıştır allah rahmet eylesin

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...