Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
buyukdogu

Üstad Ve Manav

Recommended Posts

Şair İsmet Özel'in Türklükle alakalı çıkışına bir cevapta haber7.com yazarlarından birisi cevap vermişti. İsmini hatırlamıyorum, sanırım bir kaç önce yazmıştı.

 

Ben kısaca şöyle aktarayım:

 

Üstad, birşeyler almak için gittiği manavın kendisine 'Üstad' demediği için kızmış ve verdiği paranın artanını almadan gitmiş. Hatta yazıyı yazan şahıs Necip Fazıl illa Üstad denilsin diye çabalardı diyordu.

 

Bu meseleyle ilgili malumatı olan, bunu okuyan, bilen, yalanlayan, doğrulayan varsa düşüncelerini bekliyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

İsmet ÖZEL'in katıldığı programı çok az da olsa izleyebilmiştim.

 

Kendisinin en radikal cümlesi olarak hafızamda şu yer etti: “Türklük, bir ırkın adı değildir, bir rol’ün adıdır. Bu rol, kafirle savaşmayı göze almaktır” …(Fatih BAYHAN'ın makalesinde de mevcut bu cümle)

 

Ve o programdaki söylemleri tamamen anti-kapitalistti.

 

Kendisinin Sky-Türk'te Serdar Akinan'la yaptığı bir programda ise ; ''Ak Partiyi iddiasız olarak gördüğünü söylemişti.Yani dava sahibi değildir!'' diyordu ve gerçekten ilginç tenkitlerde bulunuyordu.

 

Gelmek istediğim nokta şu; sanki İsmet Özel Büyük Doğu'nun parametrelerini dillendiriyor.

 

 

Halbuki Üstad bunun fikriyatını evvelce kurmuştu.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Okuyanların, duyanların, bilenlerin, bildiğini sananların ve bildiğini bildirmek isteyenlerin yorumlarını görmek isterdim açıkcası.

(Var veya yok)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Belki Üstad paranın üstünü bahşiş olarak bırakmıştı, oradakiler yanlış anlayıp böyle bir sonuca varmış olabilirler smile.gif

Fatih Bayhan bu malumatın kaynağını da (hangi kitapta okuduğunu, Üstadın yanında bulunan ve olaya şahid olan hangi kişiden dinlediğini vs.) yazsa idi daha iyi olurdu. Hadisat nasıl vuku bulmuş olursa olsun, görüyoruz ki, yazıyı kaleme alan şahıs, İsmet Özel’in eksantrik davranışlarını Üstad üzerinden temize çıkarmak istiyor. Necip Fazıl kendisine Üstad denilmediği için kızıp paranın üstünü almadıysa, İsmet Özel de “Ben tenezzül edip programınıza geldim, seviyemi sizin seviyenize indirdim” deme hakkına sahiptir, gibi bir mantık yürütmüş. Bu iki davranış kıyaslanamaz bile. İ.Özel’in bu tavır sakatlığı, Üstadın toplulukları kendi seviyesine çıkarmak gayretiyle de ters orantılı. Ben üstünüm, çünkü Türküm, faşistliğine değinmeye bile gerek yok, yazarın İsmet Özel’e sevgi beslemesine binaen; Üstadın kendisine illa ki Üstad denilmesi mevzuunda bir malumatım yok, lakin böyle bir şey istemiş olsa bile, Özel’in alınganlık gösterilmemesi tavsiye edilen “Ben üstünüm, çünkü Türk’üm” garabet çapındaki sözüyleÜstadın bu tavrını kesiştirerek şairler kendini dünyanın merkezinde görürler telakkisine bir bağ kurmanın İsmet Özel’in faşistlik tezahürlerini hoş gösterme çabası olarak görüyorum. Üstadın Türklük, üstünlük mevzularında bağlandığı yol malum. Kendisine Üstad denilmesini istediyse bile bunun Özel’in telakkisine müsavi bir yanı yok ki, yazarın yaptığı şekilde arada bağ kurulsun ve İsmet Özel hoş görülmeye çalışılsın.

 

Bundan çıkarak Üstadın kendisine bu sıfatın söylenmesini isteyip istemediğine dair kesin bir sonuca ulaşamayız. Evet, Üstad böyle demiştir diyemem elimde bir kaynak olmadığı için, hayır asla böyle dememiştir de diyemem, çünkü demiş de olabilir, dediyse hangi ortamda, kimlere karşı, nasıl bir tavra mukabil söyledi, onun da bilinmesi lazım. Yani var ya da yok demek için lazım olan malzeme elimde olmadığı için ben bu mevzuda elime bir malumat geçene kadar sizin asıl istediğiniz cevabı (gerçek olduğunu söylemek ya da söylememek) maalesef veremiyorum

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sayın Reyhan'ın yorumunun altına imzamı attıktan sonra ben de birkaç cümle ile olaya dair ek yorumumu yapayım.

 

Evvela bahsi geçen İsmet Özal hakkında malumatımın çok az olduğunu bildireyim. Geçenlerde tesadüfen kanalları dolaşırken, 32. günde "ben üstünüm, çünkü Türküm" cümlesini sarf ederken dikkatimi çekmişti. 10 dk civarında tartışma programını izledim. Sonra kapatmıştım.. Bende uyanan intiba ise olumsuz oldu. Zira müşarünileyh işe ırk perfpektifinden bakmayı ana kaidesi olarak addeden bir anlayışa sahip ve bunu ifadelendiriyor. İslamı da anladığım kadarıyla Türklükle kaynaşmasından dolayı değerli kabul ediyor.

 

İsmet Özal'dan üstada geçiş yaparsak, ilk başta manav olayı ile ilgili olarak bu olayın kaynağı her zamanki gibi ilk kaidedir. Ben hiçbir yerde bu olayla ilgili bir bilgiye rastlamadım. Ama olayın gerçekleşme ihtimalini de yüksek buluyorum. Olma ve olmama ihtimalleri var, olma ihtimali ağır. :) Ve benim gözümde olayın abes bir yanı bulunmamakta. Sayın Reyhan'ın da belirttiği gibi öncelikle olayın şartlarını bilmek lazım, şartları bilmeden olmaz. Yoksa Kuran-ı Kerim'de geçen ...namaza yaklaşmayın ayetini öncesiyle yani şartıyla benimsemeyenlere döneriz. O zaman namaza yaklaşmamız gerekir. Mesele ise "hangi durumda namaza yaklaşılmaz"dır. Bu kısmı da geçtikten sonra nazarımda bu olayın abes bir yanı bulunmamaktadır. Zira bu üstadın şahsından kaynaklanıyor. Temsil ettiği anlayıştan geliyor. "Üstad denilmedi diye çekip gitti" gibisinden sanki gurur ve kibir abidesi gibi gösterilme gayretine büründürülen üstadı anlatan anlatamamıştır. Bilmeyen zaten anlatamaz. Bilmeden de anlatmaya çalışan ve gurur- kibir gibi bir yere atıfta bulunarak ne kadar dar anlayışlı olduğunu gösteren, bunu da tersine dönderip "böyle olaylar şairler için normaldir, şairliğine vermeli, NFK'da böyleydi, o halde İsmet Özal'ın da yukarıdaki sözleri söylemesinde bir sakınca yoktur" gibi düz bir mantık yürüten kafaların bu ahvalin fersah fersah ötesindeki liyakat payını taşıma gayesinde olan üstadı anlaması beklenemez. Üstadın böyle bir hareketi sergilemesindeki inceliği anlayamaz. En başta üstadın niye "üstad" olarak anıldığını bilmeyen şahsın anladığını göre Necip Fazıl'ın sadece çok iyi bir şair olduğundan dolayı üstad denildiği anlayışını çöpe atması gerekmektedir. Üstad marifet yolundadır ve o şairliği cüceye vermiştir ki, bu yüzden yüksekleri, namütenahiliği seçtiği için üstaddır.(Şairlik payını görmezlikten gelmiyoruz.) Ve (eğer olay gerçekse) üstadın bu olayda sergilediği tavrı ise onun B.D. anlayışının yüceliğini karşıdan anlamasını beklemesine rağmen karşının mahrum tavrından kaynaklandığını, üstadın ise davanın temsilcisi ve mucidi olması dolayısı ile karşıdan beklediği "üstad" lafı ise en doğal durumdur düşünüyorum.

Üstad hiçbir zaman zavallı derekesine inip de kendisini ele güne muhtaç bir inanç manzumesini kabul etmemiştir. Her zaman "inanıyorsan üstünsün" bilincinde olup İdeolocya Örgüsünün başında da yer alan şu sözün temsilcisi olma gayretindeydi: Fikirde, sanatta, anlayışta, anlatışta, buluşta, tutuşta, dağıtışta, toplayışta ve nihayet yaşanmaya değer hayatın ölçülerini billurlaştırma işinde dünyanın en büyük adamı olmak isterdim; nefsim için değil de, sırf O'nun ümmetinden en hakir ferde düşen liyakat payını ve üstünlük derecesini göstermek için... Ve üstadın iki şair, adı geçen olay veya bunun gibi sair hatıralarını İdeolocya Örgüsünde söylediği muhteşem sözüne bağlayarak çok rahat anlayabiliriz...

 

Saygılarımla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bahsi geçen yazı aşağıdadır okuyup ondan sonra yargılayın bide şunu belirteyim ismet özal değil, ismet Özel şairin ismi.

 

“Yaşayan en büyük şair”…deniliyor İsmet Özel için. Ama ondan Necip Fazıl gibi illa da “üstad” denilmesini istediğini duymadım. Şairler biraz, “dünyanın merkezinde” görürler kendilerini. Şiir evreni belki de bu iklimi kendisi oluşturur…

 

Bu nedenle şair İsmet Özel’in, “Ben üstünüm, çünkü Türk’üm” sözlerine öyle çok alınganlık göstermemek gerekiyor.

 

Yine Necip Fazıl’ın, sebze aldığı manavın sırf ona “üstad” demediği için paranın üstünü almadan kızıp oradan ayrıldığını düşünürseniz, Özel’in 32. Gün’de karşısındakilere sarfettiği “Ben tenezzül edip programınıza geldim, seviyemi sizin seviyenize indirdim” gibi sözleri metanetle, hatta hoş görüyle karşılamanız gerekiyor…

 

 

 

***

 

Efendim, İsmet Özel diye bir şair var, ne kadar tanırsınız, nasıl tanırsınız bilmiyorum. Popülizme karşı olduğu için onu popülist kültürün olduğu yerlerde göremezsiniz. Bugüne kadar 32. Gün gibi güncel ve popüler konuları ele alan bir haber/belgesel tarzı programa da ilk defa çıkıyor dersek abartmış olmayız…

 

O halde ey okur, senin İsmet Özel’i tanıma şansın marjinal gazetelerde, marjinal sitelerde onu aramaktan geçiyor. Google yazarsan hakkında ne de çok şey geldiğini göreceksin…

 

 

 

***

İsmet Bey, “hiçbir şair devrinde anlaşılamamıştır” özdeyişine o kadar uygundur ki şiirlerini, yazılarını, kitaplarını okuyan çok elit bir kitle vardır. Geniş halk kitleleri ise onu kavramakta zorlanır…

 

Yaşam çizgisinde önce “komünisttir”…Sonra, “arayışını yapan bir su” gibi “ben müslümanım” demiş, İslami çizgiye girdiğini ilan etmiştir…

 

Komünist İsmet Özel, Ataol Behramoğlu’nun da iyi dostudur… Aralarında şiir, kelime ve kavram münakaşaları, mektuplaşmaları çok olur…

 

Özel, komünisttir ve Türkiye’de işleyen, “şair bizdense iyi şairdir” tanımlamasına çok da uygun şekilde el üstünde tutulmaktadır.

 

Aynı Özel, “İslamcı kimliğe” geçtiğini ilan edince “ne de bozuk şiir dili var” denmeye başlanmıştır malum çevrelerce…

 

Zira neredeyse tüm solcular CHP Genel Sekreteri Mehmet Sevigen gibi, 'CHP'liler daha fazla kitap okuyor. Bizim en cahilimiz, sağcıların en akıllısından daha bilgili ve beceriklidir” diye düşünmektedir.

 

İşte o komünist İsmet Özel, iyi şiirler yazan, İşçi Partisi üyesi, sol eylemlerin fikir babası, ideologu İsmet Özel, nasıl olur da “Ben İslam’ım” demiştir… Yetmezmiş gibi bir de tüm solcu arkadaşlarını yanına çağırırcasına, “Waldo sen neden burada değilsin?” diye tebliğde de bulunmuştur…

 

Evet, bu İsmet, “Evet İsyan” şiiriyle solcu ve komünist kitlenin ruhunu galeyana getiren şairdir…O halde ne arıyordur İslam sokağında?

 

 

 

***

 

 

 

İsmet özel, çizgi değişmiş, sınıf değiştirmiştir ama Milli Gazete’de yazdığı Salı ve Perşembe günleri üniversitelerin solcu gençlerinin cebine Milli Gazete’yi sokmuştur…

 

Yani İsmet Özel için, “bağımlılık yapar” dense yeridir… Anlamakta zorlansanız da anlama çabanız ardından sürükler sizi…

 

Bu nedenle onun 301. Madde’nin ve Türklüğe hakaret tartışmalarının ayyuka çıktığı bir dönemde tartışma yaratan sözleri nedeniyle çıkartılan 32. Günde “anlaşılamamış olması” bir tesadüf değildir…

 

“32. Gün hiç böyle bir program yapmamıştı…” bu sözler Mehmet Ali Birand’a ait. Önceki gece konuk aldığı İsmet Özel’le yaptıkları programı bu sözlerle kapattı Birand..

 

Bilmem ki siz programı izleyebildiniz mi…

 

Hani, tam da 301. Madde’nin tartışıldığı, Türklüğe hakaret’in konuşulduğu bir dönemde İsmet Özel’le “Türklüğü” konuşmak, dahası tartışmak farklı bir şey…

 

 

 

***

 

 

 

Ne diyor İsmet Özel, “kafirle çatışmayı göze alan Müslümana Türk denir…”

 

Yani, ez-cümle; bir Türk’ün Müslümanlığından bahsedebilmek ancak ve ancak onun İslam için savaşmayı göze almasıyla mümkündür…

 

Hayli tartışılan bu söz, aslında klasik İsmet Özel okurları, hayranları ve takipçileri için çok şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olmaması İsmet Özel’in felsefi ve entellektüel söylemini yakından bilmelerinden.

 

Özel’in şaşırtıcı gelen sözlerine yakından bakmanız gerekiyor, “Türklük” tanımını, onun “İslamcı çizgiden uzaklaştığını, ulusalcı çizgiye yanaştığını” söyleyerek izah etmek basit kaçar… Zira kendisi açıkça söylüyor, “Türklük, bir ırkın adı değildir, bir rol’ün adıdır. Bu rol, kafirle savaşmayı göze almaktır” …diye.

 

 

 

***

 

Ezcümle; İsmet Abimiz yine yapmıştır yapacağını…Yazılarını birkaç kez okuyarak zor anlayan hayran kitlesinin karşısından, kitlelerin karşısına çıkmıştır. Bence yazık ve yanlış etmiştir. İsmet Abi, “kitlelerin adamı” “hatibi” değildir çünkü…

 

O, bir elitin şairidir… Orada yaşamına devam etmelidir… Dışarı her çıktığında ses getirse de, onu anlama çabası içindeki marjinal kitlelerde de şaşkınlık yaratmaktadır.

 

 

 

***

 

 

 

Lise yıllarlımda şiire olan merakımı gidermek için onun, “Şiir okuma kılavuzu” adlı kitabını almıştım…Henüz lise dengi bir talebeydim, gördüm ki benim bu kılavuzu da okumak için yeni bir kılavuza ihtiyacım var…

 

O halde ey İsmet Abi, tarih seni anlaşılır kılana dek orada kal, eğer anlaşılacağına inanıyorsan…Ya da sevenlerinin hakkında bir , “İsmet Özel’i anlama kılavuzu” yazana dek…

 

Fatih Bayhan(haber7)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar şehit kardeşim,

Teşekkür ederiz yazıyı foruma aktardığınız için, biz yazıyı okuduktan sonra yorumumuzu yapmıştık. Okumadan yorumlamak hem yazara, hem bahsi geçen kişiye haksızlık olurdu. Kardeşimiz de göz yanılması sonucu Özel yerine Özal yazmıştır muhtemelen.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...