Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
YOLCU'M

Büyük Doğu Mimarı Olarak Üstad Necib Fazıl

Recommended Posts

Üstad'ın vefat yıldönümünde Üstad hakkında konuşanlar çok oluyor. Biz konuşma hakkımızı bir gün erleledik. Üstad’ın"vefat" yıldönümünde değil, "doğum" yıldönümünde konuşmayı tercih ettik. 25 Mayıs yerine 26 Mayıs...

Üstad'ın vefat yıldönümünde konuşanlar, ekseriye "ölü ağlayıcıları'dır. Onların tipik vasfı, Üstad "şöyle şairdi, böyle edebiyatçıydı" diye anlatmaktır. Fikir adamı, teşrih masasında bölünüp parçalanamaz. Eflatun'a, "şöyle nesirciydi, böyle tarihçiydi" denilir mi hiç? Büyük adam, bir bütün olarak ortaya konulmalıdır.

0 halde tesbiti başa alalım:

- Üstad, şöyle şair, böyle piyesçi falan değildir; bu vasıfları daha sonra gelir, Üstad, tek kelimeyle, Büyük Doğu Mimarı'dır.

İşte, ölü ağlayicılarının en hoşlanmadıkları kelime budur: Büyük Doğu!..

 

"20. ASRIN EN ÖNEMLİ ADAMI"

Büyük Doğu'yu Üstad, kendi ölümüyle son bulacak bir dergi faaliyeti olarak görmemiştir. Büyük Doğu, büyük bir davanın adıdır. Büyük Doğu, İslam aleminin "büyük doğuş"unun adıdır, Üstad bunu böyle ifade etmiştir; Onun için biz, konuşmak için, O'nun doğum gününu bekledik.

Daha önce, Vakit'te yayınlanan ropörtajimda demiştim ki: 'Bana 20. asrın en önemli adamı kimdir' diye sorarsanız, hiç düşünmeden "Necip Fazıl" cevabını veririm. İslam'a Muhatap Anlayış'ın dünya görüşünü örgüleştiren adam...

 

 

VAKİT, 26 MAYIS 2008

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eyvallahya eline koluna sağlık arkadaşım.işyerinde sabah kahvaltımı keyifle okumama neden olan bir yazıydı bu.

tesbit güzel , ve adaletli.

ilk işim dostlarımla paylaşmak olacaktı şüphesiz,.gördümki yolcum atik davranmış sağolsunlar. satırda koymadan paylaşmış bizlere

teşekkür ederim kendilerine

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir Geyikolog Olarak Selim Gürselgil

 

'Üstad'ın vefat yıldönümünde konuşanlar, ekseriye "ölü ağlayıcıları'dır. '

 

Pardon ama 'oha' desem ayıp olur mu?... Tespit üfürmenin, sataşmaya kasmanın bi manası yok. Ne yani, şimdi Üstad'ı doğum yıldönümünde anmakla fikir cehdini de ifade etmek arasında bir ilişki kurabilmek mümkün mü? Seven sever, bütün yönleriyle tanıyan tanır. Vefat yıldönümü doğum yıldönümünden bir gün önce geldiği için bugün dikkate alınır genelde. Yahut 26 mayıs pazar gününe denk gelirse, o vakit pazar günleri Üstad daha ziyade dikkate alınır (Bakın geçen senenin arşivlerine). Öküzden buzağı doğmaz, gidip bi öküzü emecek kadar öküz olan bi buzağı da hiç görmedim bugüne kadar. Ölü ağlayıcılığıydı, doğum ebeliğiydi, düğün çengiliğiydi, bunlar terbiyesizlikten başka bir şey değil. Üstadın yalnızca şairliğinin ifade edilmesi ve diğer yanlarının hasıraltı edilmesi kesinlikle büyük bir hata, eyvallah. Ama ortaya 'Ben ölü ağlayıcısı değilim, o yüzden bi gün geç yazıyorum, ben onun fikirlerini de dikkate alırım işte' diye çıkarsanız değil insanlar, kargalar bile güler size. Ciddiyet diye bir şey kalmaz elde.

 

Böyle saçma sapan şeylerden çıkarım üfürüp ortada 'ben fikir adamıyım' diye gezinen muharrir namzetlerini görende kafalarına kafalarına iki kolum kalınlığında (geniş sayılırım) bi odun parçasıyla vurup saçmalamamaları için onları akord edesim geliyor.

 

Üstad'ı böyle anlatacaksan sus abiciğim, 'Üstadı takip edenler böyleyse ben bu adamdan kaçarım arkadaş' bile diyebilirdim Üstadı tanımasaydım (azıcık abarttım, çok değil). Yahu tamam bi şeyi anlatmaya çalışıyorsun, anlıyorum. Üstadın fikir binasını mutlaka ele almak gerekir, zira o TC tarihi boyunca yetişen neredeyse bütün İslam savunucusu kanaat önderleri üzerinde tesir sahibidir Mustafa Miyasoğlu hocamızın dediği gibi. Üstad sadece bir şair olsaydı bugün ona Üstad demiyor olurduk muhtemelen. Alelade bir şairden, hatta sadece kaliteli bir şairden ayıran şeyler var Üstad'ı. Bu yalnızca sanatındaki kalite farkından ileri gelmiyor, bir nesil yoğurma hususunda Üstad'ın kat ettiği müthiş ve mühim mesafeden ileri geliyor. Tefekkür cihetinden, mücadelesinden, aziz çilesinden ileri geliyor... Üstadsız bir TC tarihi yalandan ibarettir. Üstad'ı bugün mühim bir şahsiyet olarak karşımıza çıkaran şey, onun sanatından ziyade tefekkür yanıdır. Sanatçı mizacı hem ifade tarzına etkileyicilik katmış, hem fikirlerini oldukça net ve temiz bir biçimde aktarmasını sağlamış, hem de söylediklerinin daha geniş cemiyet tabakalarında yankı bulmasına vesile olmuştur. Fikirlerinden bağımsız olarak düşünsek, sanatı kendi zatıyla da harikadır, orası ayrı. Üstad gibi alanının en iyisi olan bir şahsın bizim cephede oluşu başlı başına bir sansasyondur zaten.

 

Her neyse. Söylenen şey güzel ama böyle aptalca kılıf uydurma çalışmaları sadece güldürüyor, yahut sinirlendiriyor... Bi daha olmasın Selim abi.

Share this post


Link to post
Share on other sites

donkisot1.gif

 

 

Zaten yazının kalbi sökülüp alınmış, beden bırakılmış kafam bozuk [cihat'a selam;)) ], attırmayın Yolcu'm'un kafasini...

 

Tansiyonu 80/120 mmhg tutmak gerekli, yüksek tansiyonun beyin kanaması ve felç riski var..

 

Bir de Baykal'ın muhalefeti var, rüzgarla kavgalı....

 

B7A553DDFBA9064CBD1A06E6o.gif

Share this post


Link to post
Share on other sites

Valla kimin neresi atarsa atsın, umrumda değil. Kimse bu saçmalıkla kafa bulmaktan alıkoyamaz beni. Artistliğe pabuç bırakacak korkaklık yok fakirde.

 

Yazının kesilen kuyruğu da ayrı bi lezzetti ya neyse. :unsure:

 

Baykal'a ve Baykal duruşlulara uyuz oluyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu nasıl bir ayardır kardeşim; tam yerine rast gelmiş, manzara koymuş... İlkin yazara katılıp hak verdiğim için kendimden utandım , kimsenin beni tanımadığı bir yere kaçıp, hayata yeniden başlamak isteğiyle doldum bi' an...

 

 

Aslında doğru söylüyor yazar; ama trradomir in asabını gassab (gassab ne demek bilmem, amcam çok kullanırdı bu lafı; gazaplandıran mı demeye çalşıyordu acaba) eden bir çok bilmiş tavırla... Esasta haklı olmasına rağmen, usulden kaybediyor...

 

Bayılıyorum böyle hava basanları benzetenlere... Sen benzetemiyo'sun, ben benzetemiyorum ama o benzetiyor kardeşim... (bkz: organize işler)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Valla kimin neresi atarsa atsın, umrumda değil. Kimse bu saçmalıkla kafa bulmaktan alıkoyamaz beni. Artistliğe pabuç bırakacak korkaklık yok fakirde.

 

Yazının kesilen kuyruğu da ayrı bi lezzetti ya neyse. :unsure:

 

Baykal'a ve Baykal duruşlulara uyuz oluyorum.

 

Çok meraklı isen s.gürselgile ulaş..kafa mı bulacaksın-artistlik mi yapacaksın , başka birşey mi yapacaksın yap..hadi bunu yap..seninki artistlik bre..hemde muhatabı olmayan bi artistlik..sanal alemde artistlik..ya da efelen me mi diyeyim..merdi kıpti şecaat arzetme varyasyonları bunlar ve oldukça komik kaçıyor doğruısu..s.gürselgilin iki cümlesini al ve fırsat bu deyip saldır..eee gerisi nereye gitti bu adamın söylediklerinin..sen mi güme götürmüş oluyorsun şimdi..gayet komik ..

Evet ölü ağlayıcıları modunda üstad anıcıları ve anırıcıları var bu memlekette..özellikle belediye encümen racüllerinin iki oy hesabıyla bi salon ve iki üstad resmi ve bide bir ortaokul talebesi canhıraş sakarya şiiri..ondan sonra büyük şair-edebiyat adamı ve tarikatçı N.Fazıl..bi de h.üzmezi çağırırsın iki üstad ve ben hapisteyken komiklikleri yapar..millet gülmekten yerlere yatar...evet üstadı andık..seneye ölmez sağ olursak ve de mühim bi işimiz olmassa yine anarız..

İşte s.Gürselgilin yeni değil şu kadar zamandır yüreğini kanatan ve dillendirdiği mide bulandıran durum bu ve benzerleri..niye gocunuyorsun sen ..üstüne alınmana bir sebeb mi var..yoksa s.gürselgile şahsi gıcığın mı ?

Zaten yazı , saçma sapan bir sebebtendir mutlaka , sansüre tabi kılınmış..yazık ya..bu nedir ya..taasub mu..marazlılık mı nedir anlamak mümkün değil..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Valla ben tembel adamım, adamın ayağına kadar gidemem, yazısı benim ayağıma gelmiş madem, kafamı bulmadan bırakamam. Selim Gürselgil buraya gelsin. Beni burası ilgilendirir. Yazının ilgili temellendirmesine dair herhangi bir cevap veremiyorsunuz, tamamen Selim Gürselgil'in geyikologluğunu haykıran bir nokta üzerine taarruz etmemden dolayı, yani sadece belirli bir kişinin hatasını göstermemden dolayı gelip bana çemkiriyorsunuz. Selamsız çingenelerine benzediğinizin farkında mısınız esvedeyn efendiciğim? Benim taarruz ettiğim noktada bir hata var mı? Fikriniz yok, belli ama, fikir namusunuz varsa onu ispatlayın da görelim. Kuyruğunuza basan varmış gibi çığlık çığlığa bağırmanız komik oluyor vallahi. 'Selim Gürselgil'e laf mı atıldı? O zaman kudurmuş köpek gibi lafı söyleyenin üzerine atılıp salyalar akıtarak diş göstermek vaktidir!' mülahazasıyla gelenlere hoşgeldiniz diyemem üzgünüm. Eleştirdiğiniz belediyeler diyebilir belki. Size ekmek yine onların kapısında be abiciğim. Ahaahah.

 

Bu adamın söylediklerinin gerisinin nereye gittiğini okumadınız mı? Yazının devamında ifade edilenlere aynı paralelde şeyler yazdığımı anlamayacak kadar geri zekalı mısınız yoksa bir geyik adamının sempatizanlığını yapan bir şahsın sempatizanlığını yapıyor olmak (suyunun suyunun suyu) kalbinizi mi köreltti arkadaşım? Önünüzdeki yazıyı okuyup anlamayı öğrendiğiniz zaman gelirsiniz. Cin Ali'yle başlayın, seviyenize uygundur.

 

Valla Belediye toplantılarını keyfiyet açısından yetersiz bulduğumu ve Üstad'ın fikir yanını es geçtiklerini, toplantıların Üstad'ın derinliğini yansıtma hususunda sığ kaldığını her fırsatta yazarım. Ama şundan da eminim ki kendini Üstad'ın varisi gören bir burnu büyük sıyırık delinin sağladığı yarardan kat-be-kat fazlasını veriyor bunlar... Da, bu ülkede üstadın yanlış anlaşıldığından farklı bi şey mi yazmışım ben? cin Ali bittikten sonra git oku bakiyim bi daha. Üstadı vefat yıldönümünde ananların ekseriyeti ölü ağlayıcısıdır diye tespit üfürüp sonra da 'işte ben bu yüzden bi gün sonra yazıyorum, görün beni bakın, ben ölü ağlayıcısı değilim, ben Üstadın fikir cihetini de dikkate alıyorum işte, doğumunda yazınca öyle olunuyo çünkü. Yediniz mi?' der gibiydi geyikoloğumuz. Yiyen olmuş, çok yazık. Bu kadar derinlik yoksunu bir güruh olduğumuzu gördükçe hüzünden kahroluyorum. Üstad'ın yegane varisi olduğunu zanneden akıl fukarası aç tavuk ve sempatizanlarından oluşan güruhun bunları söyleyebilecek kadar komik olması aslında hayli üzücü...

 

Bir yazar, kurduğu cümlenin farkındadır. Bu cümleyi S. Gürselgil değil başka birisi yazsaydı onu da eleştirirdim. Ben muharriri, cümlenin gösterdiği noktadan hareketle eleştiriyorum. Bu cümlenizi şöyle yönelteceğim size: S. Gürselgil'in bariz bir saçmalığını görünce buna taarruz eden kişiye, salyalar akıtarak saldırmanızdaki sebep, Selim Gürselgil'e karşı beslediğiniz tamamen duygusal aşkınız mı? Buyurun burdan yakın.

 

Sansürün sebebini söylüyorum: Bu kapıdan odunun dahi eğrisi giremez. Eyvallah, şimdi doğru kırtasiyelere..

 

Hey gidi Türk gençliği, desteksizce saçmalayan muharrirlerle onların fikirsiz sempatizanları arasında sıkışıp kalmak sana yakışmıyor...

 

Bu arada bunca okuduğunu anlama özürlü kişi arasında, benim ne anlatmak istediğimi anlayışından dolayı Neretva'ya teşekkürlerimi sunuyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Sitemizde SM'den bahsetmek yasaktır. Konu kilitlenmiştir. Trradomir nickli arkadaşımızın uyarı puanı 2'ye yükseltilmiştir.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...