Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Muvazene

Bir İbret Dersi

Recommended Posts

BİR İBRET DERSİ

 

Geçenlerde Televizyonda bir Rus filmi seyrettim. Tek kelimeyle bir harika!.. Mevzuu, ruh tahlilleri, sanat anlayışı, sadeliği ve her türlü özentiden uzaklığı, fotoğrafları ve çürümüş Batı cemiyetinin kıymet hükümlerine aykırılığı noktasından ibret dersi alınacak bir film... İnsan bu filmi seyrettikten sonra sinema denilen âletin, güdümlü olmak şartiyle bir dâva ve ideal emrinde ne müthiş bir tesir sahibi olduğunu anlıyor; ve o, göbekten yukarı, kafa ve kalb merkezlerine bağlanması gerekli vasıtanın, bugünkü Batı dünyasında, nasıl, göbekten aşağı, hayvânî noktalara ilişik kaldığını acı acı takdir ediyor.

 

Belki bizim mahut televizyon cihazımızın, elektronik beynindeki ölçüye uymayacak şekilde -ona uygun düşen, bu filmin sadece bir Rus filmi olmasıdır- tek bir komünizma hava ve propagandası belirtmeyen bu film, kendi insanları da dahil, beşeri zaafları süzgeçten geçirirken, mücerret mânada bazı ahlâkî temalara da yer vermeyi ihmal etmiyor. Hususiyle tek şehevî öpüşmesi olmayan sahnelerle sâf bir aşk nasıl tecelli ettirilebilir, vazife şuuru altında hangi fedakârlıklara kadar uzanılabilir, çok defa meccanen gelen kahramanlıkların istismarından ne türlü uzak kalınabilir; bütün bunları en sade ve soylu sanat buluşlariyle gösterebiliyor.

 

"Asker Türküsü" isimli, içinde tek bir müzik nağmesi bile olmayan basit bir filim...

 

Televizyonumuzun anlamadan solcu bir (yapıt) diye ekranlarına aldığı bu eser, hattâ kendi maddeci vatanının da anlamadığı şekilde ruhçu ve ahlâkçı bir verimdir; ve günümüzün liberalizması, sosyalizması ve her şeyiyle kokmuş ve çürümüş Batı ruhunu ifadede müthiş bir ibret dersidir.

 

Batı her kutbunun eserleriyle kendi kendisini teşhir ve tekzip eder ve ideal oluşu arayıp dururken, biz hâlâ onun çıkış noktasına bile yol vermeyen bir dış taklit bataklığında çırpınıp duralım!

 

16 Şubat 1978

Share this post


Link to post
Share on other sites

konuyu güzel işlemişsiniz... tebrikler... ancak günümüz şartlarında belki başka yerlerdede görebileceğimiz birçok eksikliğin türk toplumuna girmesini sağlayanlar daha yeni doğanlar değil... doğanlara ahlak veren atalardır... eksiklik hep bizde bulunduğunda eksikliğin aslı unutulmaktadır... biz diye hitap etmek istediğim kişilerse kendilerini hayat ortamına alıştırmamış 0 16 yaş arasıdır... bu yüzden ben kücüklerimizin geleceğine üzülüyor, büyüklerimizin geçmişlerini unutmasınada siddetle dikkat edilmesini istiyorum...

 

suç görmemişlerin değil. osmanlı gibi bir nesli alıp ezik bir millet bırakan büyüklerin...

ben nice içi hefes dolu gençlerin arasında gezdim, içlerindeki hevesleri hocaları öğretmenleri değil ancak ve ancak aileleri söndürebiliyorlar... peki ya tek amaçları ney ilerlemek... Aslında kafaları gelişmemiş insanların ilerlemekten kasıtları dini yok etmekse "sınırlar olmadan ilerleme olmaz" sözünü hatırlatmak isterim...

 

biz sevdanın mendil atarak gösterildiği vakitlerde değil.

Sevdaların tüketildiği yıllarda doğduk...

Kalanlarıyla avunmak için uğraşıyoruz...

 

Ellerine sağlık. Paylaşımın için teşekkürler.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Evet, Üstad konuyu güzel işlemiş. Buhran içindeki insanlık; kitaplarıyla, filmleriyle ve diğer sanat dallarıyla hâlet-i ruhiyesini gözler önüne sermektedir. Ve Üstadca bir bakışla da bu yapıtlardan ibret dersleri çıkarmak mümkündür.

 

Üstadın güzel bir tespiti vardır: Bu hâlimizin suçlusu, bizi bu hâle getirenler kadar, bu hâle düşürülüşümüzü göremeyen bizlerdedir. Yeni doğanlar ve kendilerini bir keşmekeşin içinde bulan bu nesil, eğer ki kendini bu akışın içine bırakıyorsa kendisi de geçmişte suçlu olanlar kadar suçlu çünkü onlar da gelecek nesil için bozuklukları düzeltme ve düzen kurma memuriyetinden kaçmış olmaktadırlar- yahut da Üstad gibi bir ömrün ve koca bir mâzinin, doğunun batının muhasebesini yaparak çürümenin, bozulmanın müessirlerini idrak ve tespit ederek hakiki doğrunun İslam'ın- emrine girildiği zaman ortaya ne mükemmellikte bir ferd ve cemiyet çıkacağını anlatmak ve geçmişte de kazanılan büyün muvaffakiyetlerin sadece ve sadece Allah'ın rızasına uygun yaşamaktan kaynaklandığını göstermek gayesini taşıyorsa da ruhları mayalandırmak gibi ulvi bir işe imza attığı için muzafferdir.

 

Osmanlı, dünyayı mamur eden pırıltılı aşk ve şevk devrinden sonra yavaş yavaş içten ilerleyen daha sonra da deri üstüne çıkıp büyük bir irtifa kaydeden çöküşünün, en zirve noktasıyla en dibe battığı çukur devirlerinin hakiki muhasebesini bizden beklemekte ve bizler bu muhasebenin geleceğe ışık tutan mahiyetini aramaktayız. Osmanlı da bozuldu, kemâlden zevale intikal etti ve öyle olduğu içindir ki Osmanlı gibi bir nesilden bozula bozula bu günlere gelindi. Meselemizin mihrakında neden bu hâle geldiğimizin sorgulanması kadar bu ahval içinde bir Müslüman'ın neler yapabileceği ve nasıl dik durabileceği de yer teşkil etmektedir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...