Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
nedmanün

" Fıkralar - Mizahî Olaylar " Bu Başlık Altında

Recommended Posts

Çok iğrenç ve çirkin bir fıkra, böylesine fıkra da denmez. Erkek düşüncesi de ne demek? İslami litaratürde yeri olan huri mefhumu ile sırf kafiye uyumu sağlanarak İslamla hiçbir alakası olmayan bir fıkraya mâl edilen bir saçmalığın erkek düşüncesi denerek ne kadar aşağılayıcı bir şekle getirildiğinin farkında mısınız? Değilsiniz ki, diyorsunuz. Bu fıkrada geçen adam, İslamın reddettiği yobaz tipinden başka bir şey değil. Tutup da bunu ekseri erkek düşüncesine mâl edemezsiniz. Cennette kendisine "huri" verilecek erkeğin, karısına "nuri" verileceğini duyunca kıskançlık krizine tutulup karısı cennete gitmesin diye dinin direği olan namaz ibadeti engellemesi ve cennete gidip de ne yapacaksın diye iğrencin iğrenci bir laf etmesi çerçevesi ile kurulu bir fıkra, çıksa çıksa islam ve islami mefhumlarla dalga geçmek isteyen birinin menfur ve münkir kafasından çıkabilir. Müslüman olarak lütfen neye güldüğümüze dikkat edelim. Din, espri mlazemesi olamaz, hele de böylesi hiç olamaz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hristiyan bir ailenin çocuğu annesinden bisiklet ister

-Çok yaramazsın İsa dan iste der anne

Çocuk kalemi kağıdı alır yazar olmaz siler tekrar yazar olmaz yırtar atar

Sonra kiliseye gider,annesi tövbe etti diye sevinir

Çocuk sağına soluna bakar meryem ana biblosunu alır eve gelir ve başlar yazmaya

"isa anan elimde bisikleti ister getir ister getirme :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Çok iğrenç ve çirkin bir fıkra, böylesine fıkra da denmez. Erkek düşüncesi de ne demek? İslami litaratürde yeri olan huri mefhumu ile sırf kafiye uyumu sağlanarak İslamla hiçbir alakası olmayan bir fıkraya mâl edilen bir saçmalığın erkek düşüncesi denerek ne kadar aşağılayıcı bir şekle getirildiğinin farkında mısınız? Değilsiniz ki, diyorsunuz. Bu fıkrada geçen adam, İslamın reddettiği yobaz tipinden başka bir şey değil. Tutup da bunu ekseri erkek düşüncesine mâl edemezsiniz. Cennette kendisine "huri" verilecek erkeğin, karısına "nuri" verileceğini duyunca kıskançlık krizine tutulup karısı cennete gitmesin diye dinin direği olan namaz ibadeti engellemesi ve cennete gidip de ne yapacaksın diye iğrencin iğrenci bir laf etmesi çerçevesi ile kurulu bir fıkra, çıksa çıksa islam ve islami mefhumlarla dalga geçmek isteyen birinin menfur ve münkir kafasından çıkabilir. Müslüman olarak lütfen neye güldüğümüze dikkat edelim. Din, espri mlazemesi olamaz, hele de böylesi hiç olamaz.

Haklısın sonuna kadar kardeşim. İslamı felsefe gibi yaşayanların bu felsefeyi bu şekilde lanse etmeleri normaldir Mazur görmek gerek Allah ıslah etsin... Hristiyanların hz. İsayı her türlü şaklabanlıklarında kullanmaları gibi bizim gençliğimizde böyle densizlikler yapmaktadır. İmamları komik duruma düşürmek , dini kolayca alaya almak batının kültürel emperyalizminin ruhumuza işlemesinin bir sonucudur... Kendilerine dalga geçecek başka unsur bulmaları gerekir bu gibi insanların bir de işin içine feminel duygularını katıp (işte siz erkekler böylesiniz ) gibisinden abuk fikirlerin ortaya atılması ise acınılacak bir durum... Tekrarlamak gerekirse mazur görmek gerek Allah ıslah etsin inş.

Share this post


Link to post
Share on other sites

YIKA DA GETİR

 

Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister. Şinasinin kirden ve mikroptan eldivenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif garsona seslenmeden edemez:

-Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da öyle getir.

 

SUSTURUCU TEDAVİ

Zamane gençlerinden biri,bir toplantıda Akifi küçük düşürmeye çalışıp:

- Siz baytardınız, değil mi? Demiş.

Akif, istifini bozmadan şu cevabı vermiş:

- Evet,bir yeriniz mi ağrıyordu?

 

NE ALIRSINIZ?

Yahya Kemal bir yokuşu çıkıncaya kadar nefes nefese kalır. Yokuşun sonundaki lokantadan bir garson seslenir:

-Buyrun beyim ne alırsınız?

Yahya Kemal tebessümle:

-Evlat,müsaade edersen bir nefes alacağım.

 

GÖNÜLSÜZ GÖNÜL

Abdülhak Hâmidin evindeki sohbette, konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılır. Yaşı geçmiş bir hanım, Abdülhak Hamide döner ve:

-Efendim, gönül kocamaz! der.

Hamid cevap verir:

-Kocamaz ama, kocamış bir vücut içinde oturmak da istemez.

 

ÇIKMAYAN MANA

Mehmet Akif, Baytar Mektebinde müdür muavini olarak çalıştığı bir dönemde, muhasebeden gelen bir yazıyı anlayamaz. Yazıyı kaleme alan Salih Efendiyi aratarak yazıda ne demek istediğini sorar:.:

-Salih Efendi İki türlü mana çıksın diye böyle yazdık efendim cevabını verince, Akif dayanamaz ve:

-Hayret doğrusu, der. Biz birini bile çıkartamadık da.

 

ANLADIĞININ İSPATI

Tanıdıklardan biri, yazdığı romanın müsveddelerini Neyzen Tevfike göstererek fikrini sorar:

Neyzen beğenmediğini ifade edince, adam:

-İyi ama, der. Siz hiç roman yazmadınız ki!

Neyzen Tevfik şu cevabı verir:

-Ben yumurtanın tazesini bayatını iyi anlarım. Ama bu güne kadar hiç yumurtlamadım.

 

DÜŞMANIN CANI

Şair Nefibir toplantıda konuşurken, düşmanlarından biri içeri girmiş, fakat herkese selam verdiği halde kendisine:

-Merhaba canım! demiş.

Nefi durur mu? Hemen cevabı yapıştırmış:

-Derhal çıkıyorum.

 

FİKİR YAKALAMAK

Şahabettin Süleyman, bir gün Ahmet Haşim'e:

-Üç günden beri zihnimde önemli bir fikir saklıyorum, dediğinde, Ahmet Haşim, onun fikir üretmedeki kısırlığını ima ederek şöyle demiş:

-Günahtır yahu, salıver gitsin şu fikri. Zavallıcık günlerden beri tek başına kim bilir ne kadar sıkılmıştır?

 

UYKU KARDEŞLİĞİ

Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.

Yanındaki talebesi:

-Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.

Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:

-Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Genç imamlar aralarından birini gaza getirip "oğlum sen hiç bir kıza laf atamazsın" o da "atarım lan"der

sonra arkadaşları " tamam o zaman bizim gözümüzün önünde seçtiğimiz kıza laf atacaksın" derler.durağa giderler kızı gösteriyorlar.Oğlam kızın yanına gdiyor dürtükleyip kıza "şişşt kız sen subhanekeyi biliyon mu ?":tek_dis:

Share this post


Link to post
Share on other sites

Meşhur tavşan hikayesinin biraz değiştirilmiş versiyonu

 

Bizim meşhur tavşan birgün eczaneye gider ve" Havuç var mı" diye sorar eczacı "Bak canım burası eczane burada havuç" ne arar der.Fakat tavşanımız inatla hergün sormaya devam edince üçüncü gün eczacı dayanamayıp dişlerini kerpetenle söker.Tavşanımız ertesi gün tekrar gelir ve "Havuç suyu var mı " diye sorar .Eczacı bu sefer onu kulaklarından tuttuğu gibi kaldırır ve duvara çiviler.Tavşan etrafına melül melül bakarken yanında asılı olan ulu önderin ihtişamlı resmini görünce sorar normal olarak"Sende mi havuç suyu istedin"

****

22 Temmuz seçimlerinden sonra, AKP yeniden iktidar olmuş. Baykal gene ana muhalefet lideri. Kurmaylarını toplayarak Anayasa Mahkemesi'ne gitmeye karar vermişler ve şöyle bir dilekçe yazmışlar: "Seçimler Temmuz ayında yapıldı. Temmuz ayının baş harfi ile Tayyip Erdoğan'ın baş harfi 'T'. T harfi, AK Parti'ye uğur getirdi. AK Parti, bu uğura inandığı için seçimi Temmuz ayında istedi. Uğur ve uğursuzluk gibi inançlar, bilimsel laikliğe aykırıdır. Ayrıca, Temmuz ayı, zafer ayımız olan Ağustos'tan hemen önce gelmektedir. Makbul bir ay sayılmaz. Bu da, yazılı olsa da olmasa da, Anayasamız'ın ruhuna aykırıdır. Bağlı olduğumuz bilimsel ve çağdaş veriler doğrultusunda, seçimlerin iptâl edilmesini ve CHP'nin zaferinin tescil edilmesini arz ederiz."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Adamın biri bir gün bir kahvehaneye gitmiş ve kahveciye sormuş:

-Soğuk çay var mı soğuk çay?

Kahveci

-Yok, demiş adam çıkmış gitmiş.

Ertesi gün adam yine gelmiş ve sormuş:

-Soğuk çay var mı soğuk çay?

Kahveci yine yok demiş.Kahveci adamın soğuk çayı ne yapacağını merak etmiş ve bir gün çayı soğutmuş adamın gelmesini beklemiş.Ve nihayet adam gene gelmiş ve sormuş:

-Soğuk çay var mı soğuk çay?

Kahveci Var demiş,adam

-Isıt da içek...demiş :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Beceri

 

Papaz, günah çikartmaya gelen cambaza meslegini sordu. Cambaz :

- Sanatçiyim, dedi.

- Ne yapiyorsunuz yani sahnede? Bana gösterir misiniz.

Cambaz ilginç numaralar gösterdi, perendeler atti.

Onun isi bitti, sirada bekleyen kadin papazayaklasti :

- Muhterem peder, benden önceki dindasimiza verdiginiz cezayi verecekseniz...

hiç anlatmayayim, Ben hayatta beceremem..

 

----------

 

Dogum Günü

 

Çiçekçiye giren adamin kolunda siyriklar, sol gözünde büyük bir morluk vardi.

- Bir düzine kirmizi gül istiyorum, dedi ve hemen ekledi : Karimin dogum günü

için... Tazesinden rica ediyorum.

Çiçekçi :

- Basüstüne, dedi. Hangi gün için?

Adam koluyla gözünü isaret etti :

- Dündü...

 

-----------

 

Tanismak

 

Paris te karsi kaldirima geçmek için yesil isigin yanmasini bekleyen güzel kizin

yanina yaklasan delikanli :

- Pardon matmaze, dedi. Georges Duval adinda bir genç taniyor musunuz?

- Hayir. Ne yazik ki tanimiyorum.

Delikanli gülümsedi :

- Öyleyse onunla tanismak ister misiniz?

Share this post


Link to post
Share on other sites
Dünyanın en kısa fıkrası

İki bayan sessizce oturuyormuş....(Bitti) :D

 

Dünyanın en anlamsız fıkrası olma özelliği de taşıyo galiba...:)

 

Bak sana daha kısasını söyleyeyim rekorunu egale edeyim:

 

İki bayan...(bitti) :D

Share this post


Link to post
Share on other sites
Dünyanın en anlamsız fıkrası olma özelliği de taşıyo galiba...

 

Bak sana daha kısasını söyleyeyim rekorunu egale edeyim:

 

İki bayan...(bitti)

 

Yoo son derece anlamlı.İlk başta bizden hesap et hüzün kaç dakika sessiz durabiliyoruz:D

 

 

Etme gümüşmühür, bari sen etme..

 

Ne yaptım abi niye bu kadar üzüldün....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yoo son derece anlamlı.İlk başta bizden hesap et hüzün kaç dakika sessiz durabiliyoruz:D

 

 

 

 

 

Vayy sende mi brütüs ...Olmadı buu sırtımızdan vurdun.. :D iki bayan sessiz oturmaz tabii ki onların konuşacak mühim meseleleri vardır, bayanlar konuşmasa dünya ne halde olurdu kimbilir... :)

Ama iki bayan sessiz sessiz konuşuyorlarmışşş diyebilirsin...:D

Share this post


Link to post
Share on other sites
Etme gümüşmühür, bari sen etme..

 

Bu cümlenin sonunda bir sımılay olmalıydı. :) Unutmuşum.. Haliyle sen de ajan abi neye bozuldu diye aklından geçirmiş ve bunu kılavyede işlerek siteye nakletmişsin. İşin aslı, öyle bir fıkrayı senin espiri dünyandan beklemiyor olmamdı. O neydi öyle ya? Adamı intihara sürükler. Töbe töbe.. Neyse ben unuttuğum sımılayı bari şimdi ekleyeyim de cümle sonuna insanın nisyanla malul olması hakikatine bir istisna teşkil edeyim. Kaideyi bozan bir istisna... Buyur: \\=^)

 

 

 

Ne yaptım abi niye bu kadar üzüldün....

 

Bknz: Bunun cevabı da yukarıda zaten..

 

.....///\\\

....///llll\\\

...///llllllll\\\

..///.llllllll.\\\

.///..llllllll..\\\

///...llllllll...\\\

......llllllll

......llllllll

......llllllll

☻/

/▌ ßak ßak Yukarıda

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abi fıkrayı anladığına emin misin...Çünkü anlamsız olduğunu düşünen ve belirten arkadaşımız gecenin bir yarısı yeni anladığını itiraf etti :D Ayrıca oldukça da doğru bir fıkra ve de anlamlı:))

 

Ben de ajan abi niye alındı ki diye düşünüyordum:D

Share this post


Link to post
Share on other sites
Abi fıkrayı anladığına emin misin...Çünkü anlamsız olduğunu düşünen ve belirten arkadaşımız gecenin bir yarısı yeni anladığını itiraf etti :D Ayrıca oldukça da doğru bir fıkra ve de anlamlı:))

 

Ben de ajan abi niye alındı ki diye düşünüyordum:D

 

Bir paradoks üzerine bina edildiği ortada.. İki bayan bir arada olacakta konuşmadan vakit geçirecekler.. Breh, breh, breh.. Bu da dünyanın en kısa fıkrası olacak. Akıllara zarar.

 

Yok, alınmadım kardeşim. Alınacak birşey yok zaten, sadece bir sımılay eksikliği...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Abi fıkrayı anladığına emin misin...Çünkü anlamsız olduğunu düşünen ve belirten arkadaşımız gecenin bir yarısı yeni anladığını itiraf etti :D Ayrıca oldukça da doğru bir fıkra ve de anlamlı:D)

 

Ben de ajan abi niye alındı ki diye düşünüyordum:D

 

Gümüşcüğüm platformları karıştırmayalımm :) Ayrıca anlamış olmam anlamlı bulduğum anlamına gelmez hala anlamsız buluyorum mantık acısından anlamsız bir kere offff ne kadar anlamlı bir cümle oldu :D

 

Dünyanın en kısa fıkrası için ne kadar uzun konuştuk :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

İki sene önce oturduğumuz siteye özel bir şirket kablosuz internet sistemi kurdu.Kardeşim sistem hakkında bilgi almak için yöneticileri aradı.Aşağıda ki diyalog;

-Tamam delikanlı wirelessiniz var mı?

-Abi wireless ne?

-Şimdi pencereye bak(ekranı kastediyor) bir ışığın yanıp sönmesi lazım

Kardeşim şaşkın bakışlarım arasında balkona çıkıyor gözleriyle çevrede ki bütün apartmanların çatı ve pencerelerini tarıyor bir kaç dakika ve en sonun da buluyor;

-Abi tamam gördüm xxx apartmanın çatısında yanıp sönüyor ışık şu anda wireless sistemi o mu?

 

 

Söylemiştim..... :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
İki sene önce oturduğumuz siteye özel bir şirket kablosuz internet sistemi kurdu.Kardeşim sistem hakkında bilgi almak için yöneticileri aradı.Aşağıda ki diyalog;

-Tamam delikanlı wirelessiniz var mı?

-Abi wireless ne?

-Şimdi pencereye bak(ekranı kastediyor) bir ışığın yanıp sönmesi lazım

Kardeşim şaşkın bakışlarım arasında balkona çıkıyor gözleriyle çevrede ki bütün apartmanların çatı ve pencerelerini tarıyor bir kaç dakika ve en sonun da buluyor;

-Abi tamam gördüm xxx apartmanın çatısında yanıp sönüyor ışık şu anda wireless sistemi o mu?

 

 

Söylemiştim..... :D

 

valla benim internet rezilliklerimi anlatsam toplum arası ilişkilerim aksar :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Karadenizli'ler ile Kayserili'ler savaşıyor :D Karadenizli'lerle Kayserili'ler karşılıklı siperlere yatmış kıran kırana savaşıyolarmış ama birbirle...rine üstünlük sağlayamıyolarmış derken Kayserili'ler aralarında toplanıp: Bu böyle olmaz bişeler düşünüp yenmeliyiz şunları demişler içlerinden biri bunların çoğunun adı Temel'dir Dursun'dur demiş herkes siperine dönmüş nişan almış bu Kayserili ''Ula Temel sen misun?'' diye seslenmiş karşı taraftaki Temeller ''Ula benim benim'' diye ayağa kalkınca Kayserili'ler hepsini vurmuş ardından ''Ula Dursun sen misun?'' diye seslenip ayağa kalkan Dursun'ları da vurmuşlar!

Bu kez sayıları azalan Karadenizli'ler toplanıp plan yapmışlar siperlerine dönüp nişan almışlar içlerinden biri iki siper arasına 20 lira atmış ''Ula bu para kimindur?'' diye seslenmiş karşıya Kayserili'ler hepbirden ''Benimdir benimdir'' diye ayağa kalkınca Karadenizli'ler Kayserili'lerin hepsini vurmuş!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Adamın biri evlilik yıldönümlerinin olduğu gün karısına onu yemek için dışarı çıkaracağını söylemiş. Karısı tabi çok mutlu kaç yıllık kocasından böyle birşey görmemiş. Bizim bedbaht ev hanımımız hemen gitmiş hazırlanmak için. Hazırlığını bitirip kapı önüne çıkmış bi de ne görsün kocası bahçedeki çardakta masa hazırlıyo. Kadın adama ne yaptığını sorunca adam istifini bile bozmadan:

-Eee söz vermedim mi sana işte dışarda yemek. İçerden yemeği getirde yiyelim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Temele sormuşlar birgün, 'Temel; güzellik mi ahmaklık mı, hangisini alırsın?'

 

Temel de demiş ki: Güzellik geçici...

 

:D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Adamin biri kitapçiya gider ve tezgahtara :

Evin reisi Erkekdir adli kitap var mi?." diye sorar.

Tezgahtar cevap verir :

"Maalesef Beyfendi masal kitabi satmiyoruz... :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ramazan ayıyla ilgili bir fıkra. Ama gerçekten yaşanmış bir olay bu. Yıllar önce memleketimin bir köyünde ramazan ayının gelip gelmediğini kasabadan ya da ilçeden öğrenir ona göre oruç tutmaya başlarlarmış. Netice de köyden bir adam ilçeye iner zamanı öğrenirmiş.

 

Yine Ramazanın yaklaştığı bir yıl köyden birini seçip ilçeye göndermişler. Adam sabah erkenden çıkmış ilçeye varmış. Bir de ne görsün camiden çıkanlar sabah tokalaşıp ayrılıyor. Bunu görünce merak edip kalabalığa yaklaşmış. Bakmış öğrenmiş ki bugün bayram, Ramazan çoktan bitti. Adam çıkmış köyüne dönmüş. Köy tabi onu beklemekte. Dönmüş köylüye ve:

-Ey Derekemalliler varın memeleketinizin kıymetini bilin bir ay Ramazan geldi geçti de haberiniz bile olmadı... :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tilkinin orucu

 

Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında asili bir geyik budu görür.

Açtır ama şüphelenir kontrol etmeye baslar ve görür ki bu bir tuzak.

Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır.

Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi de tabi…

Tilkiye sorar ‘ne yapıyorsun dostum’

Tilki cevap verir ‘hiç… Yatıyorum’

-Burada bir but var

-Evet var

-Neden yemedin

Tilki sakince cevap verir;

‘BU GÜN ORUCUM’

Kurt kendinden emin;

‘Ben yiyeyim o zaman’

Tilki ‘Buyur afiyet olsun’ der.

Kurt buta uzanır uzanmaz bir patlama, ortalık toz duman, kurt yaralı, hareketsiz, 10 metre uzakta, perişan halde yatarken tilki sakince budu yemeye başlar.

Bunu gören kurt sinir harbiyle;

‘HANI ORUCTUN’

Tilki pişkin pişkin;

‘Biraz önce top patladı duymadın mı ?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...