Muvazene 190 Report post Posted September 5, 2009 "terkim" den kasıt nedir ? Selamlar, Cümlenin ihtiva ettiği manaya göre o kelime terkim değil de terkip olması iktiza ediyor. Muhtemelen bir basım hatası mevcut. Bir tabloda mevcut renklerin (gramaj)'ını ölçen tahlilci akıl şu kadar gram, şu kadar renkten doğan terkibi nasıl kavrasın?.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
onur1 4 Report post Posted September 5, 2009 Kitabin adi yeter... Okurken sanki ruhum kelimlerin arasinda dolasiyordu. Ustadin beni encok etkileyen eseri... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted October 26, 2009 Mustafa Müftüoğlu anlatıyor: Üstad, bilmediğini soran, öğrenen adamdı. "Çöle İnen Nur"un henüz Büyük Doğu'da tefrika edildiği günlerde, bazı bahisleri, o yıllarda İstanbul müftüsü olan merhum Ömer Nasuhi Bilmen'e sorduğuna kaç defa şahid olmuşumdur. (Mustafa Miyasoğlu - Necip Fazıl Armağanı - Sh. 403) Quote Share this post Link to post Share on other sites
nameless 53 Report post Posted January 11, 2010 Desmondx anlaşılan kitap seni hayli etkilemiş. Eser, en çok satanlar listesinde diyorsun. İnşallah öyledir ve bu çok sevindirici bir durum. Bu çok satanlar listesine nereden ulaştın ? Bize bunu belirtirsen müteşekkir oluruz. Kitabın en çok satanlar listesinde olması neden bu kadar şaşırtıyor ki ? Şu kirinden yaşanılmicak dünyada bir nebze bile kirlenmemiş bir hayatı bu kadar usta bir kalemden ve bu kadar eslem bir yürekten okumak kirlenmişlerin bile tercihi bundan emin olabilirsin...... Quote Share this post Link to post Share on other sites
nameless 53 Report post Posted April 14, 2010 Bambaşka bir şey...Defalarca okumak ancak bir parça anlamayı sağlayabilir belki de... "Eğer bir hata varsa nefsimdendir" beyanı beni derinden etkilemişti daha en başında...Üstad'ın nefsinden bir şey bulaşmadığını görünce derinlikler gittikçe arttı... Bu denli teslim bir yüreğin hata yapmasına razı olur muydu Yaradan??.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Eşref Bey 58 Report post Posted June 27, 2010 Kesinlikle üslup ve içerik bakımından en çok etkilendiğim kitaplardan birisi.Belkide sadece birisi.Defalarca değişik kitaplarda dergilerde siyer yazan isimlere rastladım mümkün mertebe hepsini okumaya gayret ettim fakat en değişik anlatım tarzıyla ve bildiğim şeyleri sanki hiç duymamışım gibi anlatmasıyla Üstad yine noktayı koydu diye düşünüyorum.Kitap o kadar eğitici ki belki çocukların anlayacağı bir dille basılsa okuyacakları başucu kitaplarından biri olurdu.Nur içinde yat Üstad Allahın Rahmeti Efendimizin şefaati üzerine olsun... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Nessac 2 Report post Posted June 29, 2010 Çöle inen Nur için hakikaten dikkat çekici değerlendirmeler yapılmış burada.Ekleyebileceğim şu olabilir;Tüm siyer kitapları arasında üslup ve edeb bakımından en çarpıcısı diyebilirim. Quote Share this post Link to post Share on other sites
sark 208 Report post Posted November 18, 2010 Sahabilerin de kendi aralarında dereceleri var.. Başta, Nebîlerden sonra yeryüzünde en büyük insan Ebu Bekr.. Allah'ın Sevgilisine bağlılığını Kur'ân'la naslandırdığı Ebu Bekr.. Allah'ın Sevgilisinin: "_Nebilerden sonra en hayırlısı.." "_Kendisine sevgi ve teşekkür bütün ümmetime vacip.." "_Benim mağarada ve Kevser Havuzunda arkadaşımsın!" "_Cehennem ateşinden kurtulmuş insan görmek isteyen, Ebu Bekr'in yüzüne baksın!.." "_Sen Allah'ın ateşten âzad edilmiş kulusun!" "_O'nun yardımı kadar kimsenin yardımı bana menfaat vermedi." "_Cebrail bana gelip dedi ki: Allah,Ebu Bekr ile istişare etmeni emrediyor." "_İçinde kendisinin bulunduğu kavme, ondan başkasını imam imam edinmek lâyık olmaz." Buyurduğu... Ve nihayet, Peygamberler Peygamberinin ifadesiyle, Peygamberler müüstesna, her gün doğup batan güneşin hiçbir defa daha üstün bir baş üzerine ışığını saçmadığı Ebu Bekr... Allah Resulünün yolunda, son meteliğine ve son damla gözyaşına kadar, maddî ve manevî bütün varlığını talaş talaş yontup nefsine hiçbir şey bırakmayan Ebu Bekr... Sadakat ve teslimiyetin münteha noktası, rikkat ve merhametin mesafe mefhumunu aşan ufku Ebu Bekr... Bir arada gönül ve kafa idrâkinin erişilmez kutbu ve şu ölçünün elmeztraşı Ebu Bekr.. "_İDRÂKİN ACZİNİ İDRÂK,İDRÂKİN TA KENDİSİDİR!" Uçsuz sadakat, sonsuz merhamet ve dipsiz esrar anlayişiyle fârikalanan Ebu Bekr... *** Arkasında Ömer geliyor. Onda da fârika, adalet ve celâdet... Dini, bütün nefsanî vehimlerin üstünde en sâf çizgileriyle kavrayan, ebedî kanunları en keskin celâdetle koruyan, nefsine en küçük kıpırdama hakkını vermeyen, halifeliğinde Dicle kenarında çobansız kslmış oğlağın hesabına kadar düşünen, muhtaçlara sırtında zahire taşıyan, Kisrâların incili kürkünü ayakları altında çiğneyip yamalı gömlekle gezen, kendisini yaralayanın bir müslüman olmadığını öğrenince Allah'a hamd eden, ruhunu teslim ederken de rahmete nail olabilmek için yastığının çekilmesini ve başının kuru yere bırakılmasını isteyen Ömer... Allah'ın adaleti için öz oğlunu kırbaş altında eriten, gökkubbe çapında kurduğu adalet kubbesinde yankıları gökkubbe durdukça devam edecek olan Ömer... Birden kulağını çarpan bir âyetin haşyetiyle yere düşüp bir ay hasta yatan Ömer... İyi ve doğruyla beraber ileriyi en iyi temyiz eden, bu yüzden ayirdedici "Faruk" lâkabını alan ve Allah Resulunün "Şeytan, Ömer'den korkar!" takdirine eren Ömer... Nice ayird edişleri Kur'ân hükümleriyle gerçekleşen, dinin zâhirini en parlak temsil eden, gelmiş ve gelecek bütün insanlığa mefkûrevî devlet reisinin mefkûrevî şartlarını misâllendiren Ömer... O da bütün Sahabîler arasında ikinci... *** Üçüncü Osman... İlim, hayâ ve ahlâk tecellisinde son merhale... "_Ümmetim içinde hayâ bakımından en ilerisi Affan oğlu Osman'dır." "_Allah bana kızlarım Rukiyye ve Ümm-ü Külsüm'ü Osman'a vermemi vahyetti." "_Biz Osman'ı babamız İbrahim Peygambere benzetiyoruz..." "_Lût Peygamberden sonra, Allah için zevcesiyle hicret edenlerden ilki Osman'dır" "_Osman dünyalarda ve ötelerde dostumdur." *** Dördüncü Ali...Büyük akıl, hikmet ve şecaatte tek... Peygamber evinin emanetçisi, Nur Neslinin yürütücüsü Ali. "_Her şey ona karşı huşu içinde; ve her şey onunla kaim..." Yâhut: "_Her şey ona karşı yok: Ve her şey onunla var." Ali'den gelen bu hikmet; yalnız bu hikmet, fezayı doldurmaya yeter. Allah'ın Resulü buyurdular: "_Ben hikmet eviyim; Ali onun kapısı..." "_Ben ilim bekçisiyim; Ali de onun kapısı... İlim isteyen kapıya gelsin..." "_Ali'ye nazar etmek ibadettir." "_Ali'nin benimle alâkası, bedenimle başım arasındaki ilgi gibidir." *** Şimdi dördünün birden fârikalarını toplayalım: Sadakat, rikkat, rahmet, esrar anlayışı... Celât, adalet, heybet ve bütün bâ^tın incelikleriyle bir arada nüfuz... Yumuşaklık, hayâ^, edep ve ismet... Büyük akıl, hikmet, şecaat ve ulviyet... Biri derinlikte, biri genişlikte, öbürü gizlilikte ve daha öbürü erginlikte ve herbiri bunlardan herbirinde, Peygamner emâ^netinin çatısını taşıyan dört büyük sütûn... Geriye insan ve mâna diye bir şey kalıyor mu? Bunların kurduğu esrarlı bir dört köşedir ki, bu dört köşenin her çizgisi üzerinde, herbiri kendi mizacına göre O'ndan, o nurdan renk veren birer pencere... Yâni yine onlar yok, O var... O'nsuz, bunlar, şu bildiklerimiz mi olurdu? Ebu Bekr, Ömer, Osman ve Ali, O Nur'un etrafında dört cepheli bir fenerdir ki, kendi öz renkleri, üstün yaratılışları içinde yine O'nu ifadeye memur... *** Mücerret insanı bütün kemâlleriyle tamamlayan bu dört büyük öenek, kâinatın, yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Allah Sevgilisine, sadece O'nun nur püskürtülerini en yakından toplayıcı ve şahsî mizaçlarına göre ışıldatıcı ve böylece kâmil insanı belirtici aynalar... Bu dördünde insan tamamlanıyor; çünkü insan, bu dördüne Nur veren O'nda tamamlanmıştır. NECİP FAZIL KISAKÜREK 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted November 19, 2010 Araplarda adettir, deve yanında yürüyerek şiir okurlar. Bir çoşmadır ki başladı. Allah'ın Resulü bu hali uzaktan görünce sordular; Kim şiir okuyarak develeri çoşturan? __Âmir, ey Allah'ın Resulü.. __Allah'ın rahmeti ona olsun... Bunun üzerine bir sahabi atıldı: - Ey Allah'ın Resulü, ettiğin dua ile Âmir'e cennet vacip oldu. Ne olurdu, bu duadan bizde pay alabilseydik... Çöle İnen Nur - Üstad Necip Fazıl ... Herkesin okuması gereken bir kitap tavsiyedir ... Quote Share this post Link to post Share on other sites