Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
BDG

İç Politika

Recommended Posts

İç Politika

Abdülhamîd'in, Batılıları kendi mevzuunda rekabete sürüklemek, tezada boğmak, birbirine düşürmek, iç ve dış meseleleriyle zayıf taraflarından yakalayıp akamete uğratmaktan ve böylece hasta döşeğindeki Osmanlı İmparatorluğuna rahat bir nefes aldırıp onu içten kurtarmanın çarelerini aramaktan ibaret dış politikasına karşılık, iç politikası, beş noktada özleş-tirilebilir:

 

1- Daima şifa ve deva iddiasıyla gelen iç mikropları temizlemek...

 

2- Sağlam bir ruh temeli üzerinde gerçek bir madde onarımına yönelmek...

 

3- Batıyı bütün müspet bilgileriyle benimseyip kötülüklerinnden ve ruhî sirayetlerinden uzak kalmak ve Doğu'lu şahsiyet kökünü sımsıkı muhafaza etmek...

 

4- Devlet ve hükümet bünyesine, ahlâkî, iktisadî ve içtimaî üstünlük şuurunu başa alıcı yeni bir ruh getirmek...

 

5- Bütün kemâlleri ve gerçek kemâl yolunu dinde ve dinin hakikatinde görmek, din vecd ve aşkını, bir kaç asırlık pas ve küfünden kurtarıp fert ve cemiyete hakim kılmak...

 

Görülüyor ki, bu şahsiyet, Büyük Doğu idealinin ana temelleri olarak, ruhçu, keyfiyetçi, milliyetçi, ahlakçı, nizamdır karaktere sahiptir; ve onu güden Devlet Reisinin büyük raekkür ve sistem planında olmasa bile seziş ve işe sürükleyiş sahasında yetkinliğine işarettir.

 

Abdülhamîd'deki bu karakter, hâdiseleri kalpazanca tahrif etmemek şartıyla onun her hareketinde görülebilir.

 

Ulu Hakan adlı eserden alıntıdır.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Her maddesi tek tek ele alınması gereken bu konuda Necip Fazıl gibi büyük bir düşünürün Abdulhamid gibi büyük bir padişahın yönetimine bakışını, onu değerlendirişini görüyoruz. İlk maddeyle başlarsak, eğer cumhuriyetten sonrasına bakacak olursak şimdide içinde bulunduğumuz durumdan cumhuriyetin kuruluşuna kadarki sürecin hepsi şifa iddiasındaki mikroplardan başka birşey değildir. Şu tarihe dek de bunu kökünden değiştirmeye namzet birileri çıkabilmiş değildir. Her daim felix culpa ile geçen bir devranın içindeyiz. Bunu baştan değiştirmeye sevdalı milyonlar var ama ruhları boş, kaş yapayım derken göz çıkaran mekteplerden çıkma nesiller... Değişeceğini ise an be an bekliyoruz. Eğer bizler varsak bu olacaktır inancındayız. Diğer madde ise sağlam ruhun maddedeki inkılabı. Hep inkisara uğrayarak süregelen madde temellerimiz doğudan batıya, kuzeyden güneye kadar herşeyi ile yepyeni bir hal almalı, Sinan'ın mimarideki ölçüsünü tutturacak vaziyete gelmelidir. 3. madde ise bizim başlıca meselelerimizden. Batının madde hakimi, Doğulu ise şahsiyetiyle ruhçu. Bunu anlamalı ve batının zirvede olduğu alanda bizlerin de ilerlemesi gerektiğini unutmamalı ve şahsiyetlerimizden zerre miktarınca bile ödün vermeden bunu yapmalı. 4. madde ise disiplin ve karakterin en üst seviyede seyrine işarettir. Sonuncu madde, hayatı kuşatan tüm ölçülerin kaynağının nerden geldiğinin gösterilmesi ve bunun tatbikinin gerekliliğinin dile getirilmesi ile ortaya çıkan çok sağlam bir bakıştır...

 

Saygılarımızla...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Manada derya barındıran, muazzam kaide ve de ilkeler.. Üstad'ın çilesini taşıdığı ve de sancısını çektiği Büyük Doğu Gençliği'nin maddi-manevi, dahili ve harici her hücresine nakşetmesi elzem olan, derin fikir içeren üstün saptamalar.

 

Tabi buna işaret ederken, Ulu Hakan'ın ruh ve kafa portresinin de ne kadar mukaddes fikir ve de hedeflerle işlendiğini görüyoruz. Üstad'ımız, ABDÜLHAMÎD'İ ANLAMAK HER ŞEYİ ANLAMAK OLACAKTIR! diye boşuna demiyor.

 

- Daima şifa ve deva iddiasıyla gelen iç mikropları temizlemek...

 

Bu; prensesin alacalı ve de parlak rengine kanıp elmayı yemesine ve de uzun bir uyuklama devresine dalmasına benzer. Bize, kendi hastalıklarına derman olmadığı, ve hatta şifası kendimizde olmasına rağmen, batı mukallitliğinde derman arayan zavallı, komik hokkabazları hatırlatır. Çevrilen oyunun ve de nizamsızlığın farkına varıp sesi yükselenin dar ağacında soluğu alması kaçınılmaz netice. Bugün bu mikroplar hala temizlenmiş değildir. Ve dava gelip alnından öpecek ve de asır süren uykusundan uyandıracak ateşin gencini beklemektedir.

 

Sağlam bir ruh temeli üzerinde gerçek bir madde onarımına yönelmek...

 

Vücut melekeleri diri olmadan nasil ki beden bir et yığınından ibaretse, düşünmek hassesi olmadan nasıl ki beyin bir yumruk et demekse; ruh kavramı da kavi bir temele ve de fikre çakılmadan maddi olarak hiçbir mana teşkil etmez. İçimizdeki o ışığı zahiri kaynağa çevirip, tafsilatlı, muhkem bir hesaplaşmaya, muhasebeye gidilmezse elde boşluktan başka hiçbir şey tutulmaz. İdeal genç, mana aleminin inşası akabinde zahiri olarak bütün kapıların açılağını, birincinin ikinciye yol açacağını bilir. Bundandır ki, önce ruh alemini donatır ve de dünyaya beklenen inkılabın her yönünü bilfiil ispat eder. Ruh inşası nakıs olan, silahı olmayan nefere benzer ki, eninde sonunda bu er vurulmaya ve de sırt üstü devrilmeye mecburdur. Ruha kemal vasıfları yükleyende ise, dünyayı devirecek kudret vardır. Fark bu kadar uçurum teşkil eder.

 

Batıyı bütün müspet bilgileriyle benimseyip kötülüklerinden ve ruhî sirayetlerinden uzak kalmak ve Doğu'lu şahsiyet kökünü sımsıkı muhafaza etmek...

 

Merhum Zarifoğlu'nun, "batının ruhumuzdaki lekelerinden bizi ancak Allah arındırabilir!" manasına gelen bir sözünde olayın fark edilenden de ziyade nasıl bir vahimiyet taşıdığına işaret vardır.. Ama bize öyle bir devir çattı ki, tamamen özüne sırt dönen,medeniyeti ve de muasırlaşmayı Batı cephesinde sanan, bir şapka, bir eldiven ve münevver batılı çürümüşler.. Mana inceliğinden ve sezişinden tamamen mustağni kalıp, kaba hatlarda kopyalamayı marifet bilmek bize ancak "hasta adam" yaftasını yapıştırdı. Oysa ki yapılacak olan gayet basitti; bir zamanlar bırakın kendini, dünyayı ihya eden bilim, ilim ve de kültür binası varken, radikal ve de devamlı çözümler bulunmaması neticesinde adeta Batı'ya el açar hale düşen haşmetlu pehlivan, "artık yeniktir" damgasını yedi ve de kalkmamak üzere yığıldı, kaldı. Batı'nın tekniklerini Şark'ın temeli üstüne kurmak varken, Batı'yı Şark'ın temeline indirdiler. Ve orada adeta kavak ağacına sızan kurt gibi, ufacık güve bizi yedi bitirdi! Ve bugün tarihin başlangıcı, zahirde bayram manada meş'um, mel'un bir hadisenin kurbanı etti. Resmen geçmişini yok sayan, ve birden bire türeyen eksiltili, başı-sonu belli olmayan bir senaryoya hapsetti. Mücerret ruh tamamen kaybolmuş değildir, yalnız onu tarihin gizli saklı köşesinde bulup çıkaracak, "Senin yerin burasıdır!" diye baş köşeye oturtacak gözlerinde keskin zeka ve de dava parlayan gençleri beklemektedir.

 

Devlet ve hükümet bünyesine, ahlâkî, iktisadî ve içtimaî üstünlük şuurunu başa alıcı yeni bir ruh getirmek...

 

Hakimiyet halkındır yerine, hakimiyet Hakk'ındır sözünün hayata geçirildiği yerde iş tamam olacaktır. Meş'um tarihlerde nasıl politikalar güdüldüğünün, milletin nasıl sömürüldüğünün, ve her başa geçenin (nadiren istisnalar vardır) nasıl kendi cebini düşündüğünü hepimiz bilmekteyiz. Ne zaman ki o devlet reisi, "Vatana hizmet ibadettir." der, ne zaman ki milletin rahatını kendi rahatına tercih eder o zaman üstün nizamın çanları çalmaya başlar. Ferdiyetçi değil, cemiyetçi hareket. Bu ideal cemiyetin de, mühimmatı ahlak ve de içtima kelimeler; bunlar o hükümetin işaretleridir ki orası istikbalin güneşlerini yetiştirir.

 

Bütün kemâlleri ve gerçek kemâl yolunu dinde ve dinin hakikatinde görmek, din vecd ve aşkını, bir kaç asırlık pas ve küfünden kurtarıp fert ve cemiyete hakim kılmak...

 

Dini kaideleri, şer'i hükümleri geri atılmış bir toprak parçasının tabiri tam yerinde; güneşi sönmüştür! Allah'tan elini çekenin, burnunu yere sürtmesi mukadderdir. Ne zaman ki, Allah'ı unuttuk o zaman güneşi ceketimizin astarında kaybettik. O zaman "Artık hükümsüzdür!" fermanını imzalamış olduk. Ne zaman Allah'ı hatırlar ve O'nun kudret eline tutunursak, düştüğümüz yerden kalkacağız. Biliriz ki bir adım gidilse, O on adım gelir. Ve biliriz ki bu hakk dava galip gelecektir. İş ki iman ve islam kaidelerine şeksiz şüpsehiz tabi olalım ve bu uğurda harcanmayı cana minnet bilelim!

 

İş bu yazı nezdimde bu mânâlardan ibarettir.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...