NFK-Fan
-
Content Count
2,361 -
Joined
-
Last visited
-
Days Won
67
Posts posted by NFK-Fan
-
-
teşekkürler bu arada sitede alıntı yaptıklarıma msj gidiyormu @NFK-Fan hocam paylaştığınız link ile ilgili bir sıkıntı vardı size msjım ulaştı mı?
Selamlar,
Mesajınız ulaşmadı, tekrar göndermeyi denerseniz ilgilenebiliriz. Yahut, şikayet et bölümünden mesajı tüm yönetime de iletebilirsiniz.
- 1
-
Aleyküm selam, hoşgeldiniz. İnşallah istifade edebileceğiniz birşeyler bulur, buzumuzun çözülmesine de katkı sağlarsınız. :)
- 2
-
Selamlar,
Şiirlerinizi lütfen bu başlık altına ekler misiniz? Aksi takdirde açtığınız başlıkları silmek durumunda kalacağız.
Saygı ve selamlarımla -
Selamlar,
İbrikçi kullanıcı isimli üye bayan üyelerimize yönelik edebe mugayır ve tahkir edici tavrı neticesinde 5 hafta süreyle uzaklaştırılmıştır. Ceza bitiminde dönmeyi düşünürse benzer en ufak bir davranışında forumdan atılacak ve tespit edildiği takdirde diğer nickleri de banlanacaktır.
Saygı ve selamlarımla -
Selamlar,
Biz de yönetici arkadaşların hatrına tanıtıma katkıda bulunduk. Onlar için çiğ tavuk bile yeriz. :P Facebook grubundan bir tanıtım yapmıştık, ikinci sayıdan sonra bir tanıtım daha yaparız inşallah. Twitter için de aynısı geçerli. Bu arada isim değişikliği hayırlı olsun :)
Saygı ve selamlarımla -
Selamlar,
Bize vakitlerini ayırarak cuma akşamı düzenlediğimiz buluşmaya katılan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Bizim için de toplantının verimli ve keyifli geçtiğini söylemeliyim. Aldığımız kararları kısa zamanda uygulamaya geçirmek umuduna sahibiz. Ayrıca toplantılarımıza ilk defa katılan arkadaşların da bizim için hayli büyük bir kazanım olduğunu düşünüyorum. İnşallah ilerleyen dönemde de farklı projeler etrafında bu buluşmaları devam ettirmek umudundayız.
Saygı ve selamlarımla- 2
-
Selamlar,
Farkında olacağınız gibi bir süredir site üyeleriyle herhangi bir toplantı düzenleyememiştik. Oluşan talep üzerine 25 temmuz cuma akşamı, katılacak üyelerimizle Üsküdar'da beraberce iftar yapma kararı aldık.
Katılmak isteyen arkadaşların cuma sabahına kadar bana özel mesajla ulaşmalarını veya başlıkta katılma isteklerini belirtmelerini rica ediyorum. Detaylar, cuma günü içinde özel mesajla tarafınıza ulaştırılacaktır.
Not: İftar için sabit bir menü belirlenmeyecektir.
Saygı ve selamlarımla- 2
-
Selamlar,
Söz üstada ait değildir.
- 1
-
Selamlar,
Sitemiz Üstad Necip Fazıl'ın eser ve fikirlerini besleyen manevi dünyası hakkında bilgi ve paylaşım sunan bir sitedir, bu husustaki düşünceniz doğrudur. Fakat ana sayfamızın aksine forum içeriğimiz Üstadla ilgili konulardan ibaret değildir. Bunun da en mühim sebebi Üstad'ın fikirlerinin geçmişin tozlu raflarında hapis kalmadığının ve kullanıcılarımızın gündemi ve hayatın diğer alanlarını ilgilendiren hususları kendi anlayışları muvacehesinde değerlendirerek, birbirlerinin ufkunun açılmasına katkı sağlayabileceğinin bilincinde olmamızdır.
Bir diğer nokta ise, foruma yazılanlardan kullanıcılarımız sorumludur. Yayın ilkelerimize aykırı bir paylaşım olduğu ve biz bunu gördüğümüz takdirde gereken müdahaleyi yaparız, fakat bunun dışında şahsi görüşlerimizi ve inançlarımızı forum akışına müdahale etme kriteri olarak belirlemiyoruz.
Yönetim olarak genelde bu tartışmalara katılmamaya özen göstermekle birlikte, şu konu özelinde şahsen Mursi'nin büyük bir mücahid; mazlum ve kahraman bir devlet adamı olduğuna inandığımı belirteyim. Allah kendisinin ve İslam davasına hizmet gayesiyle girdikleri mücadelede zulme uğrayan diğer arkadaşlarının yardımcısı olsun, o kahraman şehidlere de rahmetiyle muamelede bulunsun. İnsanların burada güncel konularla ilgili fikirlerini birtakım hudutlara riayet etmek kaydıyla paylaşmasından hoşlanmıyorsanız, yayın politikamız değişmeyeceğinden dolayı, forumumuza girmeme tercihinde bulunmanızı da saygıyla karşılayacağımızı belirtmek isterim.
Vesselam- 3
-
Selamlar,
Ankete katılım henüz istediğimiz noktaya ulaşmadığı için katılımı birkaç gün daha uzattık. Şu ana dek 393 cevap verildi, lakin bazı cevapların duplike olduğunu görüyorum, dolayısıyla bunları düştüğümüzde gerçek cevap sayısının 360-370 bandında olduğu kanaatindeyim. En azından 400 üzerine çıktığımızda SPSS de kullanarak istatistiksel anlamı olan karşılaştırmalar yapabileceğimizi düşünüyorum.
Saygı ve selamlarımla- 1
-
Selamlar,
Arkadaşlar şu ana dek katılamayan takipçilerimizin anketimizi doldurmasını rica ediyorum. Kısa zaman içidne anket kapatılarak sonuçlar değerlendirilmeye başlanacaktır.
Saygı ve selamlarımla -
Selamlar,
Arkadaşlar üsluba lütfen biraz daha dikkat edelim.
Saygı ve selamlarımla
-
Selamlar,
Başlıkta seviye tamamen kaybolduğu için konu kilitlenmiştir.
Saygı ve selamlarımla -
Selamlar,
Özel mesaj atabilirsiniz / Feel free to send a private message in English if you feel convenient.
Saygı ve selamlarımla
-
O özelden yazdığım şey her zaman geçerlidir adminim. Her daim hazır ve nazırım.
Selamlar,
Allah razı olsun, bazı şeylerin söylenmesi dahi kafi oluyor. :)
-
Selamlar,
Evet, Vakıf Ahmet, o ilk tartışmayı ben de hatırlıyorum. Hatta mesele toplantı odasına kadar uzamıştı, kararı da birlikte almıştık hafızam beni yanıltmıyorsa.
Bu arada senin özelden farklı bir kullanıcı ismi alıp attığın mesaj da hafızamızdadır, hayli mutlu olmuştuk. Allah razı olsun. :)
Saygı ve selamlarımla -
Selamlar,
Böyle bir vesileyle görmek elbette hoş olmadı fakat sevenimizin bol olduğunu okumak gerçekten güzel. Kepenk kapatmaya ise niyetimiz yok, zira önemli bir boşluğu arada meydana gelen aksaklıklara rağmen doldurmaya devam ediyoruz ve Allah kısmet ederse beraber gerçekleştirmeyi planladığımız daha çok projemiz var. Fakat, yeri gelmişken, forumu paylaşıma kapatarak mikroblog tarzı bir yapılanmaya gitmeyi tartıştığımızı sizlerle paylaşmamın herhangi bir sakıncası yok. Bu konu etrafında sizlerin de görüşlerinizden istifade etmek isteriz.
Saygı ve selamlarımla- 1
-
Selamlar,
Değerli üyelerimiz, pek çoğunuzun da fark ettiği gibi bir süreden beri forumumuza erişmekte birtakım aksaklıklar yaşanıyordu. Erişim aralıklarla sağlanıyordu ise de, genel itibarıyla konulara cevap yazmak mümkün olmuyor ve başlıklar düzgün görüntülenemiyordu.
Sitemizin sunucu performansını arttırmak amacıyla, bir süre önce sistemimizi farklı bir altyapıya taşımak durumunda kaldık. Bu taşınmanın ardından sistemimizde birtakım uyum problemleri meydana geldi. Karşılaştığımız problemleri gidermek amacıyla DNS ve hosting yönetimimizle ilgili yoğun bir çalışma içerisinde olduk, fakat teknik uyumsuzluklardan dolayı problemi tamamen gidermek bugüne dek malesef mümkün olmamıştı.
Bugün itibarıyla bir süredir yaşanan problemlerin tamamen giderilerek sitenin ve forumun sorunsuz şekilde yayında olduğu bilgisini sizlerle paylaşmak istiyoruz. Birkaç haftayı bulan sözkonusu aksaklıklar için tüm üye ve ziyaretçilerimizden özür diliyor, gösterdiğiniz sabır ve anlayış içinse teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Saygılarımızla- 2
-
Miyasoğlu vefat etti
Ocak ayında boyun bölgesinde baş gösteren damar tıkanıklığı nedeniyle bir süredir tedavi gören Milli Gazete yazarı ve İslâm davasının önde gelen entelektüel mütefekkirlerinden usta edebiyatçı Mustafa Miyasoğlu'nun 1 saat önce vefat ettiği haberi geldi.
Ocak ayında boyun bölgesinde başgösteren damar tıkanıklığı nedeniyle bir süredir tedavi gören İslâm davasının önde gelen entelektüel mütefekkirlerinden usta edebiyatçı Mustafa Miyasoğlu'nun durumu, daha sonra beyninin üç noktasında ortaya çıkan tümörlerle kötü bir hal aldı.
Oğlu Eren Miyasoğlu'ndan edindiğimiz bilgiye göre, Türk-İslâm kültürünün sözcülerinden gazeteci-yazar Mustafa Miyasoğlu tedavi gördüğü hastanede 1 saat önce Hakkın Rahmetine kavuştu.
Edebiyata adanan bir ömür
Mustafa Miyasoğlu 1946 yılında Kayseri'de doğdu, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde okudu. On yıl liselerde öğretmenlik, on iki yıl da üniversitede okutmanlık yaptı. 1966 yılından beri şiir yanında deneme, hikâye, tiyatro ve roman türlerinde de eser veren sanatçı, pek çok dergi ve gazetede kültür ve sanat yazıları yayınladı, şiir ve romanlarıyla ödüller kazandı. T. Millî Kültür Vakfı özel armağanını kazanan Hicret Destanı adlı şiiri Dr. Muhammed Harb tarafından Arapçaya çevrildi. Ayrıca başka şiir ve hikâyelerinin de İngilizce, Arapça ve Urduca çevirileri yurtdışında yayınlandı.
Şiir, hikâye ve romanlarında millî kimlik arayışına yönelen yazar, toplumda değer çatışmalarını da işledi. Öne çıkan eserleri arasında Pancur, Kaybolmuş Günler, Dönemeç, Bir Gülü Andıkça, Yollar ve İzler, Zügüdar ve Güzel Ölüm'ün yanı sıra biyografi türünde Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi, Ziya Osman Saba eserleri bulunuyor.
Yeni Şafak- 1
-
Selamlar,
Değerli kullanıcılarımız, fark edebileceğiniz gibi son yıllarda Üstad Necip Fazıl artık daha fazla tanınmaya ve gündeme gelmeye başladı. Biz de n-f-k.com çatısı altında 8 yıldır bu çalışmaları elimizden geldiği ölçüde desteklemekteyiz. Fakat bu güne dek Üstad'a ilgi duyan kesimin özellikleri konusunda herhangi bir araştırma veya anketin düzenlenmemiş olması dikkatimizi çeken hususlardandı. Üstad ile ilgilenenler onu ne şekilde tanıyor, hangi yönüne ağırlık veriyor, Üstad bu insanlar için ne gibi bir anlam ifade ediyor benzeri sorular üzerinde, tahminlerin ötesinde herhangi bir araştırma yapılmış değildi. Bu sebeple n-f-k.com olarak Üstad'a ilgi duyan kesimi daha yakından tanıma amaçlı bir anket düzenlemeye karar verdik.
Öte yandan yapacağımız anket ile Üstad'ın nasıl daha iyi şekilde anlatılabileceği, sitemizin hangi yönlerine ağırlık vermemiz gerektiği ve sosyal medya hesaplarımızın verimini arttırma yolları hakkında da fikirlerinize danışmayı yerinde bulduk.
Sizlerden ricamız anketimizi doldurmakla kalmayıp çevrenizde de duyurmanızdır. Sonuçlar daha sonra geniş bir döküman ile değerlendirilerek sizlerle paylaşılacaktır.
Anketimizi doldurmak için tıklayınız
Saygı ve selamlarımla- 3
-
Selamlar,
Arkadaşlar tartışmayı şahsileştirmemeniz gerektiği konusunda dikkatinizi çekmek istiyorum. Konular gergin konular, fakat birbirinizin şahsını hedef alan şeyler yazmamalısınız.
Saygı ve selamlarımla -
Selamlar,
Format konusunda biraz daha fikirler gelsin. Bizce uygun, şahsen içeriğe de katkı sağlarız. Roman gibi uzun süre devam ettirilmesi gereken tek bir parçadansa, bölünmüş şekilde yazabileceğimiz birşeyler olması bana daha uygun gibi görünüyor.
Saygı ve selamlarımla -
Selamlar,
Ben Üstad'la ilgili bir sitede ifade özgürlüğünün kısıtlanması eksenli yorumunuzdan dolayı birkaç satır yazmak istiyorum. Burada biz çok ileri gitmediği sürece yorumlara müdahale etmiyoruz. Bunun istisnası oldukça nadirdir ve genellikle birtakım dini hassasiyetleri alakadar eder, bu hakkımızın da yönetim olarak elimizde kalması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla belli çerçeveler içinde insanlar istediğini ifade edebilir ve diyalog akışına göre birbirini ikna etmeye çalışabilir.
Ayrıca "Üstad'la alakalı bir sitede..." şeklinde başlayan cümleler diğer bakış açısından bakıldığında daha rahat kurulabilir gibi duruyor. "Üstad'la alakalı bir sitede CHP'nin destek verdiği eylemlere sıcak bakılmamalı", "gerektiğinde güç kullanmayı tavsiye eden Üstad'ın sitesinde insanlar nasıl böyle konuşabiliyor" veya "Üstad'ın Menderes ve darbeciler hakkında yazdıkları ortadayken tekrarlanmaya çalışılan 28 şubat yaygarasına çanak tutanlara alet olanlar burada savunulmamalı" gibi ardı arkası kesilmeyecek ve pratik belirlerken hiçbirini dikkate almayacağımız cümleler de kurulabilir. Dolayısyıla göndermeler yaparken sitenin Üstad'la ilgili olmasına iki tarafın da temas etmemesi bizce daha uygundur.
Saygı ve selamlarımla- 1
-
Değerli takipçilerimiz,
Bundan bir süre önce sitemizin yönetim yapısını değiştirme yönünde bir karar aldık. Bu başlık aracılığıyla da, kararımızın detaylarını sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Bildiğiniz gibi, sitemiz yaklaşık 8 yıldır yayın hayatını sürdürüyor. Bu süre içerisinde yönetimde görev alan 40'ı aşkın arkadaşımız ciddi miktarda gayret sarf ederek sitenin bugünkü noktaya gelmesinde pay sahibi oldu ve mevcut yönetimimiz de bu yolda ilerliyor. Fakat internet dünyasının ulaştığı nokta hesaba katıldığında, daha dinamik ve katılımcı bir yapılanmanın verimimizi ciddi ölçüde arttıracağını düşünüyoruz. Projeleri olan ve sitemiz çatısı altında bunları gerçekleştirmek isteyen tüm kullanıcılarımıza fırsat vermenin, bizi uzun vadede tesir sahamızın genişlediği bir noktaya getireceği fikrindeyiz.
Bundan böyle sitemizde yapılacak pek çok projeyi timler/proje ekipleri vasıtasıyla koordine edeceğiz. Bu sistem dahilinde, yönetimimizce veya üyelerimiz tarafından teklif edilerek kurulacak proje timleri sayesinde, çalışmalarımız için yönetim ve site bünyesiyle sınırlı kalmayan bir katılım elde etmeyi amaçlıyoruz.
Timler; Üstad'la veya eserleriyle alakalı konularda kapsamlı bir makale yazmak, e-dergi hazırlamak, sosyal medya kanallarımızın yönetimi, video veya görsel düzenlemek, diğer medya organlarına ulaşmamızı sağlamak veya Necip Fazıl Fikir Derneği için organizasyon planları oluşturmak gibi çok geniş bir yelpazede çalışabilir. Bu sistemin, sitemizin alanıyla alakalı fikri olan arkadaşlarımızın kafalarındaki fikirleri gerçekleştirmeleri için büyük bir kolaylık sağlayacağını düşünüyoruz. Ayrıca, belli alanlarda tecrübe sahibi olan kullanıcılarımızdan istifade etme imkanımız da bu yapılanmayla mümkün olacaktır. Sistem, tim üyelerinin sitemizi veya sosyal medya kanallarımızı takip edemeyen çevresinden de istifade etme avantajını sağlayacaktır. Bu sistemin olabildiğince verimli işleyebilmesi için, yönetim olarak proje koordinatörüne projenin idaresi konusunda esneklik sağlayarak bizzat destek vereceğiz. Yönetim olarak timlere üye veya koordinatör düzeyinde katılacak, genel katılımı teşvik edeceğiz. Diyebiliriz ki bu adımla sitemizin yönetim tarzını radikal olarak değiştiriyor ve gelecekte bulunacağımız noktaya sizlerin katkısıyla ulaşmayı amaçlıyoruz.
Sistem işleyişinden kısaca bahsedelim. Öncelikle Üstad'la, sitemizle, derneğimizle, sosyal medya kanallarımızla veya alakalı olabilecek başka bir konuyla ilgili herhangi bir proje fikri olan kullanıcılarımız, fikirlerini kafalarında şekillendirdikten sonra yönetimimize herhangi bir iletişim kanalını kullanarak ulaşmalıdır. Fikirlerin hazır hale gelmesi aşamasında, forumumuzda veya Facebook sayfamızda konu tartışmaya açılabilir. Fikir gönderildikten sonra bir yönetici arkadaşımız proje fikrini ortaya atan takipçimizle irtibata geçecek ve projenin işleyişi konusunda gerekli desteği sağlayacak, yönetim politikalarımız doğrultusunda tavsiyelerde bulunup koordinatörle birlikte projeyi yönlendirecektir. Ortaya çıkan çalışmalar yönetimin onayı veya düzenlemeleriyle son şeklini alarak yayınlanacak yahut uygulamaya konacaktır.
Koordinatör, tim üyelerinin belirlenmesi ile projenin ve üyelerin idaresinde, sorumlu yöneticiyle birlikte söz sahibi olacaktır. Tim koordinatörü fikri ortaya atan kişi olabileceği gibi, bu kişinin koordinatör olmak istemediği durumlarda başka bir üye veya bir yönetici de projeye koordinatör olabilir.
Yönetim olarak timlerimize, kaynak paylaşımı, forumda şifreli bir tartışma odası ayarlanması; anasayfa, forum ve sosyal medya kanallarımızda duyuru imkanlarının verilmesi, çalışma işçiliğine katkı sağlamak gibi pek çok hususta destek veriyor olacağız. Dolayısıyla hem koordinatörün rahat hareket edebilmesi için esneklik vermeyi, hem çıkan çalışmaların arzu ettiğimiz standarda uygun olması için proje esnasında ve sonrasında yönlendirme ve düzenlemede bulunmayı, hem de proje kalitesini arttıracak desteği sağlamayı hedefliyoruz.
N-F-K.Com çatısı altında gerçekleştirmek istediği fikirleri olan arkadaşlarımızın katılımını bekliyoruz!
Çalışma hakkındaki soru ve tavsiyelerinizi, katkı sağlayabileceğiniz konuları ve tim önerilerinizi bu başlık altında yazabilirsiniz. İnşallah birkaç gün sonra gerekli altyapı tamamen hazır hale getirilecek ve çalışmalar başlayacaktır.
Yeni yönetim tarzımızın hepimize hayırlar getirmesi temennisiyle.
Saygı ve selamlarımla
N-F-K.Com Yönetimi Adına
Administrator NFK-Fan
- 5
Sezai Karakoç'un, Necip Fazıl Ve Şiiri Hakkındaki Değerlendirmeleri
in Ne Dediler?
Posted · Report reply
Necip Fazıl
"Altmış yıl durmadan dinlenmeden bin bir çile içinde, eserler vererek, mücadeleler yaparak milletinin varoluş savaşında yerini alan bir millet büyüğü, düşünce ve edebiyat hayatımızın dinmez ve sinmez kalemi, yerinden oynamaz üslubuyla kendi edebiyat tarihine hakkaden kalem, Üstad Necip Fazıl,-¦¦"
Sezai Karakoç için yeri doldurulamayacak, unutulamayacak bir insandır Necip Fazıl Kısakürek. Hayatta en çok değer verdiği, hakkında en çok yazı yazdığı insan; gençlik yıllarını yanında geçirdiği "üstadadır Necip Fazıl. Hatıralarında adını sıkça andığı Necip Fazıl için, Karakoç hep saygılı bir dil kullanır ve O'ndan "üstad", "bey" diye söz eder. Necip Fazıhn ölümüne kayıtsız kalan ve O'nun şahsiyeti hakkında olumsuz kanaat uyandıran bir yazı kaleme alan Ergun Göze'yi, saygısızlıkla ve vefasızlıkla suçlamıştır. Büyük Doğu davasına daha ilk gençlik yıllarında gönül veren Sezai Karakoç, ilk ciddi edebî eleştirisini de, yine Üstadı'nın şiir kitabı Sonsuzluk Kervanı üzerine yazmıştır.
Aynı davaya gönül vermiş olmak ve aynı inancı paylaşmak az şey değildir, işte bu yüzdendir Karakoç'un Necip Fazıl'a yakınlığı. Daha 1955'te kaleme aldığı bir yazısında Sonsuzluk Kervanı şairini, Cumhuriyet neslinin ilk yaşayacak şiir değeri; Batıdakiler çapında orjinal bir estetik kuran ilk sanat adamımız; yeni şiire ilk kapı aralayan olarak kabul eder.
Yine, Necip Fazıl'ın bütün şiirlerinin toplandığı Çile isimli eseri ilk defa yayınlandığında, Karakoç "Elinizdeki Deniz" başlıklı bir yazı kaleme alarak Üstad'ının kitabını övgü dolu sözlerle tanıtmaya çalışmıştır. Söz konusu yazısında şöyle der:
"Sabahleyin gün doğarken bizi saran duygular neyse üstadın şiirleri bende o duyguyu uyandırır. Bazı şiirleri de güneşin öğleyin olduğu gibi yakıcı ve sıcaktır; bazıları ikindi güneşi gibi serin ve okşayıcı, bazıları da güneşin batış melankolisinden ve geceden parçalar...
"Bazan da bana, en sınırsız, içimin kayalarını yıkayan, onları sedefle döşeyen bir denizi getirir bu şiirler. Bazan Porsuk'u içimden geçirir Sakarya'da akarım onlarla. Bazan göğün bütün haşmetini omuzlayan muhteşem bir ağaç olurum onlarla. Bazan, onlarla, tabiatın nabzını dinleyen doktorum; bazan hayaller peşinde koşuşan, fırçasını cin çarpmış, saçlarını periler taramış bir ressam."23
Karakoç'a göre, Necip Fazıl, "eseri, sözleri, davranışları ve jestiyle bir bütün olarak düşünülmesi gerekli bir şahsiyet"tir. Onu bölüp parçalayamayız. Şairliğini düşünce adamlığından; düşünürlüğünü gazeteciliğinden, yazarlığından; bütün bu özelliklerini de yaşantısından ayrı düşünemeyiz. Bir bütün olan bu yaşantı, öyle bir yaşantı ki, "bir anda duyarlılık ağır bastığı için şiir oluyor, bir an duruluyor, zeka patlamalarıyla düşünce alanı gibi açılıyor, bir noktada da eylem, davranış, ya da jest olarak gözüküyor."24
Daha çok düşünce planında, bir nevi "halefi" diyebileceğimiz Sezai Karakoç, "selefi Ne'cip Fazıl'ın ölümü üzerine, kalemine kalbinden kan çekerek, bir ağıt havası veren şu cümleleri yazar:
Şiirimizde "korkuyu en iyi canlandıran" şair olan Necip Fazıl, "sanatında söyleyişi, iç ve dış ahengi, getirmek istediği ruh sarsıcı yeniliklerin yanında gözden kaçırmayan, kapalı ve dolgun kelimeleri uzun ve birbirine bir kale duvarındaki taşlar gibi sıkı sıkıya bağlı mısralara yerleştirebilen, ... poetikasını vermiş en sonda şiirini ve poetikasını davasına bağlayabilmiş" bir şair olarak karşımıza çıkar.26
Karakoç, Edebî inceleme/denemelerini topladığı Edebiyat Yazıları II'nin hemen hemen yarısını Necip Fazıl'a ayırmıştır. "Necip Fazıl'ın Şiiri" başlıklı üç bölümlük yazı, kitabın en oylumlu incelemesidir. Söz konusu kitaptaki "Bir Adam Yaratmak" başlıklı yazı da, Necip Fazıl'ın aynı isimli eserini enine-boyuna tanıtmaktadır.
Sezai Karakoç, "Necip Fazıl'ın Şiiri" isimli uzun incelemesinde, "Üstad"ın şiirini bütün umutlarını yitirmiş bir toplumun şiir tarlasına düşen taze bir tohum gibi görür. Bu şiir, insanı, tabiat ve yaratılış sirlarını derinden derine araştıran ve onun gaybtaki "sırlı cevapları"nı yakalamaya çalışan bir şiirdir.
Karakoç'a göre, yeni edebiyat hareketinin en güçlü sesi olan Necip Fazıl "yavaş yavaş ve gürültüsüz patırtısız gelişen şiiriyle , bir yandan halk şiiri ölçüleri içinde şiirimizi Batı şiiri gücüne ulaştırıyor, bir yandan da daha görünmez planda ve daha önemli olarak, Türk edebiyatının muhtevasını kendi kültürümüzün özü çerçevesinde tazeliyor, potasında ateşliyordu." (s. 59)
Necip Fazıl'ı, sadece Batı sembolistlerinin Türkiye'deki bir izleyicisi olarak görmek, Karakoç'un ifadesiyle "son derece kaba bir anolojinin kurbanı olmak demek"tir. Onun ilk şiirlerinde görülen bazı temalardan (şehvet konusu ve insanın çektiği acılarla boğuşma) dolayı, "Bodlerci bir şair saymak sığ bir tespit olacaktır." Bu bağlamda Necip Fazıl'ı Batılı anlamda bir sembolist şair saymak da mümkün değildir.
Mallarıne'yi müziğe, Verlaine'i arzu sislerine, Valery'yi soyutun sükûnetine, Rimbaud'yu nefsle ruhu ayıran cidarın titreşimlerindeki an uğultusuna ulaştıran/götüren sembolizm, Necip Fazıl'da başka türlü tezahür etmiştir. Necip Fazıl'daki sembolizm, "bu evren anlayışının ötesinde, ruh dünyasını tasvir araçlarından biri, imkanlarından biridir."
"Necip Fazıl'daki soyut, Valery'nin soğuk, sakin ve mermersi, matematik soyutu değildir. Denilebilirse, paradoksal bir kendini anlatış içinde bu soyut en somut bir biçimde varoluşu azaba sokan, ben'i saran ve sarsan bir soyuttur." (s. 66)
Necip Fazıl'ın mistikliğine gelince; Karakoç'a göre, başlangıçta "Kaldırımlar şairi"nde böyle bir eğilim gerçekten vardır. Ancak, bu mistisisizm pasif bir mistisisizm değildir ve sadece eşyaya bakıştan doğmaz. Necip Fazıl, eşyanın ötesini, eşyanın ve evrenin "gizlilikler perdesi"ni aralamaya çalışır. Sembolizm, soyutçuluk ve mistisisizm. Bu üçlünün Necip Fazıl'ın şiirinde önemli bir yeri vardır. Bunlar kimi zaman bir "araç", kimi zaman bir "ruh hali", kimi zaman da "bir namlının nağmeleri ve makamları gibi" Necip Fazıl'ın şiirini bürürler. Aslında, Necip Fazıl'ın şiiri bir silahtır. "Ben'in hiçlikle yaptığı ölümüne savaşın en etkili belki de tek silahıdır." (s.67)
Necip Fazıl, "Yunus gibi, Mansur gibi velilerin büyük yaşantısında çareler arar. Sonra bacalar, dağlar, kadın, şehir, uzayan kaldırımlarda 'ben'in dokunuşlarıyla hakikat sirrını kurcalayan, ve kelimenin otantik anlamında mistik olan şair, olgunlaştıkça ruhun daha çıplak realitesiyle ve varoluş sorumluluğundaki ağırlıkla mı karşılaşmaktadır?" (s. 68) Bu soruya Karakoç kendisi de cevap vermez. Ama "bütün bunlar, Necip Fazıl'ı, sembolist, mistik veya soyut konuları işleyen şairlerden ayırarak kimi zaman tasavvuf,- hatta kimi zaman vahdet-i vücuda götürmektedir. Sonra birdenbire 'ben'in en büyük problemi çıkagelir. O da ölümdür. Ölüm tema'sı, Necip Fazıl'ın en büyük şiir temalarındandır. Adeta mutlak hakikati aramada bulduğu en büyük giriş kapısı ölümdür. Ölüm ve ölümden sonrası, ölümden sonraki dirilme, Necip Fazıl'ın şiirinde, artık, Baudelaire'de, Verlaine'de, Rimbaud'da ve Valery'de göremeyeceğimiz kadar derin izler bırakan konular olmuştur. ...{modern şürimizdeki] aynalar motifi ve ölüm korkusu teminin kaynağı hiç şüphesiz Necip Fazıl'dır." (s.68)
Karakoç, önemli bir noktaya da temas eder: Necip Fazıl, ne Valery gibi "pagan soyutluğunun sükûnetinde" kendi Akropolinin tepesinden aşağı bakar; ne de Rilke gibi kendi nıistisisizminden yine kendine mahsus bir din örerek "kendi melekleri ve insanları arasında yarı ağıtsı, yarı şannlı bir dünyada" yaşar. O, "kellesini binlerce ayağın çiğneyebileceği büyük meydana atmış, fildişi kulesini yıkmıştır." (s. 70)
Sezai Karakoç, Necip Fazıl'ın en karakteristik eserlerinden biri olan "Kaldırımlar" şiiri üzerinde uzun uzadıya durur ve yorumlamaya çalışır. Necip Fazıl'ın bütün şiirlerinde eşyaya bakışını "mistik" kelimesiyle ifade etmenin genel ve bulanık bir ifade olacağını söyleyen Karakoç; "Necip Fazıl'ın şiirinde, eşya, bir ruh taşıyamamanın ve 'ben' olamamanın azaplarıyla çürüyen ve eriyen, bir şuur ve zihin savaşını vermek için yerlerinden kımıldayan ve kalkışıyîa düşüşü bir olan oluş ve yaradılış parçalarıdır" der. (s.71) Necip Fazıl, eşyayı, statik bir mistiklikle; durgun, durağan bir mistik haleyle yorumlamakla yetinmez. Onun yorumu, daima eşyanın ötesinde ve ilerisindedir.
"Metafizik sorunun karanlığında fizikle fizikötesinin çarpışması, bedenin adeta çarmıha gerilircesine sıkıştırılması, ruh ikliminin kapılarının zorlanması", Karakoç'a göre, Necip Fazıl şiirinin önemli özelliklerindendir. Fakat, Necip Fazıl'ın şiirinde asıl özellik, "gerçeği arama ve ona vararak üstün ruh erginliğine, ebedîlik tadına varma olunca, Senfoni (Çile) şiirinin tahlili bütün şiirinin anahtarı olabilecek demektir. ... sanki, dört bölümlü olan şiirin birinci ve ikinci bölümleri yer yer daha önceki şiirleri benliğinde belli belirsiz özetlemiştir. Son bölümü de gelecek şiirlerinin bir habercisi, bir prologudur. (...) Allah'ı bulmak ve ondan asla ayrılmamak için, yeni, büyük ve ulu hayatına başlamasıyla kurtulabileceğini türk şiir tarihinde unutulmaz bir poetik bütünlükteki kıtalarla anlatmaktadır." (s. 82-83) Şiirlerinin toplamına da Çile ismini verdiği düşünülürse, Çile şiirinin, Necip Fazıl'ın şairliğinde bir merhale ve şiirleri içinde çok önemli bir yere sahip olduğu açıkça görülür. Karakoç da, Kaldırımlar'dan sonra en çok bu karakteristik şiir üzerinde durmaktadır.
Necip Fazıl, hece ölçüsünü başarıyla kullanan bir şairimizdir. Onu, bu yönüyle ve bazı açılardan Yunus Emre ve Karacaoğlan'la mukayese eden Karakoç, Yunus Emre ve Necip Fazıl'ın "halk şiirine poetik bir bağdan çok, ruhunu halkın engin ruhunda arayan ve halkın en saf duygu, inanç ve yaşantılarını birer metafizik çerçeve gibi kullanan" şairler olduğunu söyler. Karacaoğlan'ın geriye doğru Yunus Emre'den, ileriye doğru da Necip Fazıl'dan farkı, "sanat gücünün halk şiirinin poetik sınırlarıyla çevrili olmasıdır." Bu hükmü ters çevirip genişletirsek Yunus Emre ve Necip Fazıl şiirinin farkı ortaya çıkar. Bu iki şairde estetik, son sınır ve hedef değildir. Belki, "ruhun büyük yaratışa özenerek ileriye atılışındaki stildir." Buna bir atılım tarzı demek de doğrudur. Halktan yola çıkan Necip Fazıl, sonra insanlığa ve oradan da insanlık problemine geçer. Sonra çile tamamlanıp yeniden halka dönüş başlar. "Şair ıstırapla kazandığını sonsuz bir iç aydınlığı ve neşesiyle çevresine dağıtmaktadır." (s. 86)
Ebedîliği yine şiirin armonisinde deneyen Necip Fazıl şiirinde "estetik, sarin beniyle mesaj arasında duyarlık köprüsü ödevini görmekte, mesaj durmaksızın şairin benine katılmakta, yaşanan tecrübesi haline gelmektedir. (...) Halk şiiri motiflerinden eşyanın ötesinde bekleyen mesaja giden ve ondan yeniden topluma dönen Necip Fazıl şiiri, uygarlığından soyulmuş bir toplum için, uzun vadede yeni bir kurtuluş umudunun kaybolmadığını, eşyanın ezildiği yerden mistik, tarihin koptuğu yerden metafizik kurtuluş çizgilerinin fışkırdığı ruhun uyanışı şiiri oluyor." (s. 87, 89) Karakoç'a göre, bu şiiri dikkatle incelediğimiz zaman gerçek bir şiir tanımına ulaşabiliriz. Hatta, merkez olarak Necip Fazıl'ın şiiri alınmazsa, Cumhuriyet sonrası şiirimizin gerçek yorumu yapılamaz. Yapılmamıştır da.
Necip Fazıl'ın poetikasını, "şairin ulaştığı son merhaleden bakışının estetiği" olarak değerlendiren Karakoç, şairane, soyut, insani konuların şiirini yazan Çile şairinin, Cumhuriyet sonrası dönemde bir çok şairi etkilediğini de söyler. "Tanpınar, Necip Fazıl'la Yahya Kemal arasında gider gelir. Ahmet Kutsi Tecer, halk şiiri ile Necip Fazıl arasında. (...) Dıranas, kelimelerin büyü sanatını kullanarak bu şiirin [mutlakçı şiirin] mumya ve heykel dönemini yaşar. Cahit Sıtkı bu şiirin duygu aracılığıyla çocukluk dönemine doğru inişi, Fazıl Hüsnü ise düşünceye doğru düşüşüdür." (s. 89)
23 "Elinizdeki Deniz", Yeni istiklal, S. 75, 23 Mayıs 1962
24 Gün Saati, s. 254.
25 A.g.e., 251-252.
26 Kitaplar: Sonsuzluk Kervanı", Şiir Sanatı, S. 1, 15 ocak 1955.
(Turan Karataş, Doğunun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç, 1. baskı s. 495-500)