Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

mütereddid

Admin
  • Content Count

    625
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    70

Everything posted by mütereddid

  1. "Necip Fazıl'a Ait Olmayan Sözler" çalışmamız ve twitter hesaplarımız ( NFK-Asılsız Sözler , NFK-Gerçek Sözler ) Büyük Doğu Yayınları tarafından onaylanmıştır.
  2. Necip Fazıl Müze Evi kuruluyor Üstad Necip Fazıl'a dair ciddi atılım! Müze evi, Asılsız sözler ve gerçek idrâk.. Yenişafak Gazetesi'nin Şeyma Kısakürek Hanım ile yaptığı röportaj: http://www.yenisafak.com/hayat/necip-fazil-muze-evi-kuruluyor-2602676 ... - Necip Fazıl Kültür ve Araştırma Vakfı'ndan da bahseder misiniz? Kuruluş amaçlarından birisi de gerek sosyal medyada gerekse yazılı basında Necip Fazıl'a ait olmayan sözleri paylaşanlarla mücadele etmekti değil mi? - Vakfın kuruluş gayesi; Necip Fazıl Kısakürek'in ideal mücadelesini ve eserlerindeki muhteva kıymetini, doğru ve nitelikli bir düzeyde topluma mâletmektir. Bunun için, Necip Fazıl Kısakürek'e ait olmayan sözlerin ve düşüncelerin, adına düzenlenmiş sahte hesapların da ortaya çıkartılması gerekir. Bu sahte hesapların takipçilerini de ciddi mânâda aşağıladığı aşikârdır. Kandırılmaya müsait olmak, konuya vâkıf olmaktan ne kadar uzak olunduğunun delilidir. Bir ezber üzerinden “Necip Fazıl “ ismini cümlelerine katarak, onun bırakın bir iki eserini, tüm külliyatını harf harf biliyormuş edası içinde olarak; karşılarına her çıkan, derinlikten ve fikir kırıntısından uzak içi boş sözleri kendisinin zannetmek büyük bir ahmaklıktır. Bu tutuma maruz kalma zeminini de, kaynak araştırması yapmayı bırakın, muhataba kaynağını sorma gayretinden uzak olan kendileri hazırlıyor. Dolayısıyla, bu paylaşımların deşifresi, takipçiler tarafından da takdir edilmesi ve desteklenmesi gereken çalışmalardır." - Nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? - Vakfımızın gönüllü gençleri bu tip sahte paylaşım yapanlarla, bunun adına internet siteleri açanlarla çok titiz bir çalışma yaparak mücadeleye destek vermektedir. Kendilerinin kontrolünde olan NFK Asılsız Sözler, NFK Gerçek Sözler, NFKAVG (Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı Gönüllüleri) bu hesaplarla çalışmalarına devam ediyorlar. Bu çalışmaların haricinde biz de kanunî mücadele içerisindeyiz. ...
  3. Üstad'a atfedilen "Secdelerdeymiş aşk.. Bulmak alnıma düştü." cümlesinin aslı "Secdelerdeymiş Allah, Bulmak alnıma düştü" şeklindedir ve Behçet Necatigl'e aittir, "Sevgilerde" şiir kitabında mevcuttur: Akşamlar, Savaş Sonu Güneş dağın ardına Ateş kanıma düştü. Gölgeler duvarlara Elim yanıma düştü. Secdelerdeymiş Allah Bulmak alnıma düştü. Bedbaht kulu teselli Artık Tanrı'ma düştü. (Behçet Necatigil)
  4. "Amerikan siyasetini korumakla mükellefiz" sözü Üstad Necip Fazıl Kısakürek'e ait değildir. Şahsiyet ve haysiyet yoksunu sahtekarlar, bu yalanı ısıtıp ısıtıp piyasaya sürmekte. Cımbızlanıp kelimeleri değiştirilek manası tersyüz edilen "Amerika Dünya ve Biz" başlıklı makalenin tamamı linktedir: http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?/topic/2248-ustad-ve-amerika/ Bu söz ile birlikte listemizdeki Necip Fazıl'a ait olmayan sözler 200'e ulaşmıştır.
  5. Şimdiye kadar isim değiştiren yahut kapanan Necip Fazıl hesapları ve takipçi sayıları: 1 @UstadNFK (483.000) 2 @NecipFazildan (277.000) 3 @NFK_1 (130.500) 5 @_necipfazil_ (125.300) 6 @Ustad_N_F_K (59.000) 7 @ustat_necip (38.000) Paylaşımları, asılsız söz ve şiirleri ihtiva eden, 100'ün üzerinde takipçili 38; 100'ün altında takipçili 40'a yakın NFK twitter hesabı mevcut. Bunlardan başlıcaları: 1 @NecipFazilK (217.100) 2 @necipfazilfun (104.000) 3 @NecipFazil_ (85.000) 4 @necipfazilkk (50.200) 5 @... (16.300) 6 @ustadNFK_ (15.000) 7 @_NFK (8.000) 8 @kisakurek_nf (6.900) 9 @_NFK__ (4.500) 10 @NecipFazilTR (4.500) 11 @NFK1_ (4.200) 11 @necipfazilzade (4.100) 12 @NFazil2013 (4.000)
  6. Listemize eklenen son asılsız sözler: -Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa, unutulursun - Dünyayı verseler iki gözünü vermezsin İki gözünü verene neden secde etmezsin? - Adalet mülkün temeli ama bir de insanlığın temeli var, o da sevgi. - Sen gülerken gamzene ansızın düşüversem Susuşunla ölürken, gülüşünle dirilsem... - Cevabımın şiddetinden susuyorum!
  7. Çile'nin "Takdim" yazısından... ... Bu son şeklin üç basamağı "Sonsuzluk Kervanı", "Çile" ve "Şiirlerim" adiyle 1953, 1962 ve 1969'da çıkan kitaplardan evvelki üç eserim (Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi), memleketimizde nasıl görülmüş ve gösterilmiş olursa olsun -o vakitler Allah'a bağlılığım belli olmadığı için göklere çıkarıldım- küçük ve kifayetsiz davranışlardı. Onları yirmi yıl sonra takip eden "Sonsuzluk Kervanı" ise, birçok bakımdan beni ifadelendiremedi. O zaman en eski eserleri, mahzun ve mahpus keyfiyetlerinden, kemmiyetlerine, şekillerine ve tertiplerine kadar ana kitabımda Özleştirmeyi, onlarda bağlı olduğum unsurları öbürlerinden süzmeyi, ayıklamayı, düzeltmeyi ve yenileriyle bir arada bütünleştirmeyi dilemiştim. Eskilerden birçoğunu atmak ve onlarla bağımı koparmak istemiş ve demiştim ki: - Mal sahibi bensem, bunları istemediğim, tanımadığım ve çöplüğe attığım bilinsin... Attıklarım, aldıklarımdan çok olan eski şiirlerimi yenileriyle demetledikten ve bu kitapta derledikten sonra meydana gelen şu kadar parça şiir, şu âna kadar şairliğimin tam ve eksiksiz kadrosu oluyor. İşte şiir kitabım, bu, hepsi bu kadar; ve bu kitaba gelinceyedek başka hiçbir şiir, bana, adıma ve ruhuma mal edilemez. Buna rağmen nasıl kitaplık çapta bir eser vücuda geldiği, meydanda... Bu eski dileğim de, o zaman değil, galiba bu defa gerçekleşmiş bulunuyor. ... N.F.K.
  8. O; dıştan haşin, kırıcı zannedilen bir mizaç içinde; çok şefkatli, rakik bir yürek taşıyordu. Onda; ancak O'na uzun yıllar, hizmet etmiş olanların vakıf olabilecekleri, yakalayabilecekleri engin bir insan sevgisi ve merhamet hissi vardı. 1966 Büyük Doğu'larını çıkarırken yatmam için yazıhanenin içine bir bölme yaptırmıştı. Bir gün dahi üstadı bu bölmedeki somyada yatmaya razı edemedim. Gecenin geç saatlerinde ben bu bölmedeki somyama yatardım; kendisi ise bir süre daha çalıştıktan sonra üzerine bir seccade çekerek kuru masanın üzerine yatar, sabahleyin de erkence kalkardı. Defalarca şahid olduğum bu ve benzeri, başkalarının rahatını kendi rahatına tercih ettiğini gösteren olaylar O'nun engin şefkat ve merhamet hissinin isbatı olduğu kanaatindeyim. O, gerçekte rakik"ül kalb bîr zat idi. Ali Biraderoğlu Kaynak: http://dergi.altinoluk.com/index.php?sayfa=yillar&MakaleNo=d002s029m1
  9. AFFET Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, Affet senden habersiz aldığım her nefesten... BOŞ UFUKLAR Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti, "İyi insanlar iyi atlara binip gitti." YAKINLIK Neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık, Anladım ki yok Allahtan başkasına yakınlık..! DÜŞMANIMA Ey düşmanım, sen benim ifâdem ve hızımsın; Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lâzımsın! O AN "Allah bir!" demektense ecel teri dökerken. Ölüversem, beklenmez ânda "Allah bir" derken. İMAN Yum gözünü, kalbine her ân yokluğu üfür! "Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür." MERDİVEN Diyorlar bana: Kalsın şiir de söz de yerde! Sen araştır, göklere çıkan merdiven nerde? ŞARKI Her ağızda, her telde, fânilik dırıltısı Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı... ZOR Onu, beyni kanayan soylu kafalara sor; Ölüm zorların zoru, yaşamak ondan da zor... NASIL Başım çığlıklı çocuk, onu nasıl avutsam? Ne yapsam da ölümü bir saatcik unutsam?.. O DİYORSA Gözüm, aklım, fikrim var deme hepsini öldür! Sana çöl gibi gelen, O, göl diyorsa göldür! KADER Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı; Elindeyse beyazdan, gelde sıyır beyazı!.. TEBESSÜM Bu dünyada renk, nakış, lezzet, ne varsa küsüm; Gözümde son marifet, Azrâil'e tebessüm... MANTIK Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Mademki yükseliş var, iniş olmaz olur mu? KASVET Bu kasvet dünyasında kalmadı özlediğim, Namaz vaktinden başka, ânını gözlediğim... BAŞIM Zonklayan başım benim, kan pıhtısı, cerahat; Ona yastıkta değil, secde yerinde rahat... HAYAT Elindeyse zamana, dur, geçme diye dayat! Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat... AF Af var diye işlenen suçtan vicdan burkulur; Affı sigortalayan hayâsızdan korkulur... AYNI NOKTA Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; Nihayet döne döne aynı noktaya vardım. KADIN Kadından kendisinde olmayanı isteriz; Hasret yerinde kalır ve biz çekip gideriz... NE ARIYORUM Ân oluyor bir garip duyguya varıyorum; Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?.. SENDELEME Sevdalın şu dağı del dese, koşar, delersin! İş Allaha geldi mi, gücün yok, sendelersin! ZITLAR Zıtlar arası ahenk, af ve günah yarışta; Bütün zıtlar kavgada, bütün zıtlar barışta... ÇOCUK Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın! Şimdi anladığını, sonra anlayamazsın! GÜZEL Güzel Allahım, senden ne gelecekse gelsin; Sen ki, rahmetinle de kahrınla da güzelsin... ALLAH DOSTU Allah dostu odur ki, nefsine tek pay biçmez; Kırk yıl bir ekşi ayran özler de onu içmez. TUTUK Gel beri, kurtuluş ordusunun tuğu ol! Hürriyet mi dileğin, Allahın tutuğu ol! TEK KELİME Ne var ki, pazarlığa girişecek ecelle; Sermayem tek kelime, Allah azze ve celle.. İSLAM ALEMİ Ne İran'ı örnek bil, ne Libya'yı, ne Fas'ı ! Gereken petrol değil, gerçek İslâm kafası ONLARA Harcadınız İslam'ı, yerde sürüklediniz! Yıkıldınız ve suçu kadere yüklediniz! DÜŞÜNMEK Bana biricik gıda, aç ve susuz, düşünmek; Sizinse düşünceniz, yemek, yatmak, eşinmek... ÖPMEK Ellerime uzanan dudakları tepeyim; Allah diyen, gel , seni ayağından öpeyim! İSTE Verirler "ben acizim, kudret senin" dedikçe Verenin şanı büyük sen iste istedikçe! RAHMET Yaradan rahmetini kahrından üstün saydı; Ne olurdu halimiz, gözyaşı olmasaydı? ANLAMAK Anlamak yok çocuğum, anlar gibi olmak var; Akıl için son tavır , saçlarını yolmak var... O DİYORSA Gözüm, aklım, fikrim var deme hepsini öldür! Sana çöl gelen , O , göl diyorsa göldür! OYUNCAK Ben bir atım, iradem , elinde binicimin; Bir çocuk oyuncağı, ucunda bir sicimin... SUAL-CEVAP Sual: Ey veli,insan nasıl olmalı, söyle! Cevap: Son anda nasıl olacaksa hep öyle... AKIL Akıl akıl olsaydı ismi gönül olurdu; Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu. BÜYÜK RANDEVU Büyük randevu... Bilsem nerede saat kaçta? Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta? DİPSİZ KUYU Ağzıma soğuk kurtlar dolacak, gözüme kum; Dipsiz kuyu, sürdükçe zaman, sürecek uykum... YOKLUK Yokluk, o donduran buz, o söndüren karanlık; Büsbütün bilgisizlik ve tam bir unutkanlık... HABERİ YOK Şu geçeni durdursam , çekip de eteğinden ; Soruversem: Haberin var mı öleceğinden? GEÇER AKÇA Hasis sarraf , kendine bir başka kese diktir! Mezarda geçer akça neyse, onu biriktir! BAYRAM Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var; Oh ne güzel bayramda tahta ata binmek var!... KAPI Kapı kapı bu yolun son kapısı ölümse; Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse! SU Su bir şekil üstü ruh ,kalıplarda gizlenen ; Yerde kire battı mı ,bulutta temizlenen... KORKU Bir kalbim var ki benim, sevdiğinden burkulur: Kahredenden ziyade sevilenden korkulur... AYRILIK Hep ayrılık ; isteğe erince istek ölür, Bir anda ölseler de insanlar tek tek ölür... GÖLGELER Gönlüm uçmak isterken semavi ülkelere; Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere... GÜNAH Sanırım, insanların her suçunda ben varım; Günah uzun bir kervan, ta ucunda ben varım! DELİ Mayın tarlasına düşmüş bir deliyim, hudutta; Gözüm, sekizinci renk ve dördüncü buutta... ZOR Onu , beyni kanayan soylu kafalara sor; Ölüm zorların zoru, yaşamak ondan da zor... GİZLİ Azdırma, rahat bırak, içimdeki deliyi; Bana sorma, benim de bilmediğim gizliyi!.... MANTIK Dağı tanıyan , nasıl tanımaz uçurumu? Mademki yükseliş var, iniş olmaz olur mu? HİÇ Alemin küfre göre, hem başı, hem sonu "hiç"... "İki hiç" arasında varlık olur mu ki hiç?... VARLIK Tek neşe bu dünyada, var olmanın sevinci; Ve tek ilim, varlığın bilinmeden bilinci... EKSİK Göz attığım her şeyde işte o şeydir eksik; Mekan kopuk kopuktur , zaman da kesik kesik... SAYILAR Sayılar yalnız Bir'in kendi dalgalanışı, Sayılar kemmiyetin keyfiyeti anışı... BU DÜNYA Bu dünya bir tamam?dan eksiklikler alemi; Kopuşlar , ayrılıklar, kesiklikler alemi... YENİ Tohum çatlar da bilmem, kafa nasıl çatlamaz?... Yeni odur ki, solmaz , pörsümez, bayatlamaz. OYUNCAK Kırıldı oyuncağım, artık bir daha gülmem; Toz olur, toprak olur, duman olurum ölmem! KAHRAMANLIK Ne varsa çöplüğe at, belli başlı zamanlık; Ölümü öldürmekte olanca kahramanlık. FİKİR SANCISI Lafımın dostusunuz, çilemin yabancısı, Yok mudur, sizin köyde, çeken fikir sancısı? MANZARA Bütün manzara , ucuz bir dekor muşambası; Kurtuluş günü , çıkmaz ayın son çarşambası ... YOBAZ Din adına yol kesen dünkü yobazın oğlu!... Yine sen kesiyorsun, küfür uğrunda yolu!... ÖLÜMSÜZ ŞARKI Garip geldik gideriz, rafa koy evi barkı! Tek, dudaktan dudağa geçsin ölümsüz şarkı ... SAHTE KAHRAMAN Bize kalan aziz borç asırlık zamanlardan; Tarihi temizlemek sahte kahramanlardan ... NİZAM Bir nizam ki, eskimez, yıpranmaz, sendelemez , Mekan onu aşamaz, zaman onu delemez. KOLAY Kolay mı Kafdağı'nı çevirmek dolay dolay? Var ol ey ulvi zorluk , yere bat sefil kolay! DEVRİM Devrim odur ki , kalpten faniliği devirsin; Yaşamaktan murad ne, hesabını bildirsin! ***
  10. Yanlızca birkaç tanesi... Denk geldikçe ekleyelim. CHP, bu vatanı yoktan var etmiş iddiasında, halis ve muhlis bir vatan hainidir. (Başmakalelerim) C.H.P.nin altı okunun ucunda duran altı kelimeyi ve hepsi altı formalık tekerlemelerini bir inkılâp ideolocyası diye kabul edebilmek için, milletçe kafalarımızı, işkembeci dükkanlarındaki kuzu başlariyle değiştirmemiz lazımdır! (İdeolocya Örgüsü) Fiilin nasılı üzerinde konuşmaya bile değmez. Kanunî olmak şartiyle her türlüsü... Her halde kanunun bu "her türlü"sü içinden, CHP isimli haşere yuvasını, DDT tatbik edilmiş bir vasat hale getirecek nice imkânlar mevcuttur. (Başmakalelerim) Halk Partisi bütün felaketlerin dikilitaşı olarak kurulmuş ve öyle gitmiştir bu memlekette... (Hesaplaşma) C.H.P. bir parti değildir; Haçlı dünyasiyle anlaşmış olarak Türkün ruh kökünü kurutmaya memur bir ocaktır. (Çerçeve 4)
  11. Çalışmamız suffagah.com 'da yayınlandı: http://suffagah.com/ustad-necip-fazil-kisakureke-ait-olmayan-sozler
  12. İnstagram hesabımızı açtık: NFKasilsizsozler
  13. İnternette Üstad Necip Fazıl'a ait olduğu zannedilen, Yener Dönmez'in Yeni Akit Gazetesi'nde "Necip Fazıl" imzasıyla yayınladığı "Tesbihim" başlıklı bu şiir, M. Said Çekmegil 'e aittir. TESBİHİM İpi kopan tesbihim, Dağılmış tane tane, Acı ama teşbihim, Hani nerede imame? Taneleri toplayın, Hakk ipine derleyin.. Bir imame bağlayın... Tevhid gelsin meydane. Mehmed Said Çekmegil _____ Yener Dönmez / Yeni Akit Gazetesi: http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/yener-donmez/musluman-kardeslere-karsi-anglosakson-ittifaki-2054.html Ali Özkanlı / Kayseri Gündem: http://www.kayserigundem.com/%E2%80%9Cipi-kopan-tesbihim-dagilmis-tane-tane%E2%80%A6-makale,1498.html
  14. Twitter'da asılsız paylaşım yapan en büyük 4 hesaptan 3 tanesi kapandı yahut uyarımız üzerine isimlerini değiştirdi. An itibariyle asılsız paylaşım yapan NFK hesapları ve takipçi sayıları: 1- https://twitter.com/NecipFazilK 221.000 2- https://twitter.com/_necipfazil_ 118.000 3- https://twitter.com/necipfazilfun 106.000 4- https://twitter.com/NecipFazil_ 85.900 4- https://twitter.com/necipfazilkk 51.300 6- https://twitter.com/ustat_necip 38.100 7- https://twitter.com/_NecipFAZIL 12.700 8- https://twitter.com/Ustadtansozler 11.300 9- https://twitter.com/_NFK 8.300 10- https://twitter.com/ustadNFK_ 7400 11- https://twitter.com/kisakurek_nf 7.100 12- https://twitter.com/NecipFazilTR 4.300 13- https://twitter.com/necipfazilzade 4.200 14- https://twitter.com/NFazil2013 4.100 15- https://twitter.com/NFKdanesintiler 2.800 16- https://twitter.com/UstadNFK34 2.500 17- https://twitter.com/NfkFazil 1.700 18- https://twitter.com/NFK1 1.800 19- https://twitter.com/EdepliSiir 1.400 20- https://twitter.com/_necipfazil__ 1.200 21- https://twitter.com/necipfazilustad 1.200 22- https://twitter.com/NecipFazil_NFK 800 23- https://twitter.com/N_F_K 700 24- https://twitter.com/necipfaziling 500 25- https://twitter.com/necipfaz1 500 26- https://twitter.com/nf_kisakurek 500 27- https://twitter.com/KisakurekNf 400 28- https://twitter.com/NecipFazildan1 300 29- https://twitter.com/necipfazil30 300 30- https://twitter.com/nfk3406 300 31- https://twitter.com/NecipFazlKskrk 300 32- https://twitter.com/UstadNcpFzl 100 33- https://twitter.com/ustd_necipfazil 100 34- https://twitter.com/nfk_cile 100 35- https://twitter.com/NcpFzl 36- https://twitter.com/ustd_ncp_fzl 37- https://twitter.com/ncpfzl_fan 38- https://twitter.com/ncpfzl1 39- https://twitter.com/kisakurek_necip 40- https://twitter.com/FazilNecipp 41- https://twitter.com/Nfk66 42- https://twitter.com/n_f_k1 43- https://twitter.com/necipfazil36 44- https://twitter.com/KisakurekSoz 45- https://twitter.com/Ustad_NecipFazl 2300 46- https://twitter.com/ncpfaz1 1100 47- https://twitter.com/ustad_nfk_ 300 48- https://twitter.com/necip1133 100 ______ Twitter'daki "Asılsız NFK Hesapları" listemize ulaşmak için: https://twitter.com/ustadnecipfazil/lists/as-ls-z-nfk-hesaplar/members
  15. İnternette çokça NFK imzası ile paylaşılan "Gençliğine güvenip “Vakit çok erken” derken Belki “Elvedâ” bile diyemezsin giderken." ve "Yarına sağ çıkmaktan, nasıl olurum emin? Genç bir delikanlının tabutu geçti demin." beyitleri, Üstad Necip Fazıl'a değil, Ahmet Mahir Pekşen'e aittir, aşağıdaki şiirden alınmıştır. Nasıl ışık beklerim, gölgeler diyarından? Nasıl emin olurum, ölüm varken yarından? Mezarı kazılacak, birgün mezar kazanın, Belki suyuyla yunar, yapıcısı kazanın. Kim bilir, hangi ilde, ilk durağın ilk mezar? Hangi el, hangi kazma, hangi gün onu kazar? Kara yere girecek, birgün mezar kazan da, Bakırcının suyu da ısınacak kazanda. Üç, beş metre bez imiş, her ölünün hissesi, Esas gaye imanla vermektir son nefesi. Yarına sağ çıkmaktan, nasıl olurum emin? Genç bir delikanlının tabutu geçti demin. Yüklenecek omzuna cenâzen dört kişinin, Hesabı sorulacak mahşerde her işinin. Gençliğine güvenip “Vakit çok erken” derken, Belki “Elvedâ” bile diyemezsin giderken. Ahmet Mahir Pekşen
  16. "Necip Fazıl sözleri" başlığıyla yayınlanmış bir liste neredeyse 1 milyon kere okunmuş. Bir çoğu asılsız. http://www.neguzelsozler.com/unlu-sozleri/necip-fazil-kisakurek-sozleri.html
  17. Ricamız üzerine 26.05.2016 tarihinde TvNet'te yayınlanan "Başka Şeyler" programında asılsız sözleri gündeme getiren Serdar Tuncer Bey'e şükranlarımızı iletiyoruz. "... Necip Fazıl'ın sevenleri bir şeyden çok muzdarip olurlardı. Nedir o? Üstad'ı Üstad'ın eserlerinden değil de, Üstaddan anladığı kadarıyla kendilerine takdim edenlerden dinleyip tanıdığını zanneden ve orada kalıp eserlerine buradan bir yol bulamayan kimselerin sığlığından şikayet ederlerdi. Hazindir ki bugün böyle kimseleri arar vaziyetteyiz. Niye? 'Necip Fazıl'ın eserlerini oturup okuyayım' bu bir kenara, 'bilenlerden dinleyeyim' bu da kalmadı. 'İİnternetten bakayım, retweet edeyim, favoriye atayım, paylaşayım'. Ama sosyal medyada dolaşan, altında Necip Fazıl Kısakürek yazan sözlerin en az %50 sinin Necip Fazıl ile alakası yok! Alakası olmadığını nereden biliyorsun? Kitaplarında yok. Konferanslarında yok. Yazılarında yok. Ondan bahsedenlerin hatıralarında yok. Yok yani, yok! Birisi bir güzel birşey söylemiş, Necip Fazıl'ı tanımayan, güzelin ne olduğunu bilmeyen bir başkası da o sözün kendince güzel olduğunu vehmedip altına Necip Fazıl Kısakürek yazıp paylaşmış. Allah ona sorsun. Ciddi vebaldir! Üstad'ı azıcık tanıyan, Üstad'ın dudağından öyle bir sözün dökülmeyeceğini bilir. Üslubundan bilir. Sözün muhtevasından bilir. Derinliğinden bilir. Bilir oğlu bilir! Ama tek bir eserini okumayınca, hayatına dair tek bir şey bilmeyen, gördüğünü ve kendi çapınca güzel olan bir sözün altındaki Üstad yazısını "Aaa, Üstad ne güzel söylemiş" deyip paylaşıvermek, Üstad'a hakarettir. Bir tek Üstad da değil. Hz Mevlana da aynı çapsızlıktan nasibini almış. Bir delikanlı öyle yazmıştı: "Mevlanayı çeksen twitter çökecek". O hale geldik. Her güzel sözün altına Mevlana Mevlana Mevlana... Yahu hazretin 5 kitabı var hepitopu. Bu 5 kitabın hiçbirinde olmayan söz twitter'da nasıl Mevlana'nın olabiliyor? Gelin bu -ki sevenleri kadar ailesinin de bından çok muzdarip olduğunu biliyorum- Üstad'a ait olup olmadığını bilmediğimiz sözleri Üstad'ın diye paylaşıp yaymaktan imtina edelim. Uzak duralım. Üstad'ı bu muameleye tabi tutmaktan utanalım. Sevgi duyuyoruz, kendisi için hiçbir şey yapamıyoruz, derdiyle derlenmiyoruz; bari bu sevginin küçük bir alameti olarak, ona ait olup olmadığından emin olmadığımız sözü onun gibi paylaşmaktan uzak duralım. Bir şey yapamıyoruz, bari şu kadarcık şeyi yapmayarak onu sevdiğimizi izhar etmiş olalım." Serdar Tuncer
  18. Antoloji.com ve birçok sitede Necip Fazıl imzası ile yayınlanan 'Bir Yudum İnsan' başlıklı şiir Üstada ait değildir. Denizin ve güneşin battığı yerde, Bilin ki yeni umutlar da yeşerir, Gündüzün bittiği, karanlığın bastığı yerde, Bekler durur gece bitmez. Her haliyle bitecek o gece, Yerini bırakacak, güne gündüze, Ağaçlar yemyeşil rengi besbelli, Yaşıyorum hala bu yeni günle. Denizin ve güneşin birleştiği yerde, Umutlar tükendi ve umutlar bitti, Gündüz bitse de, karanlık gelse de Umrunda değil artık bir yudum insanın.. http://antoloji.com/bir-yudum-insan-siiri/
  19. MAYIS VE BAYRAMLAR Mayıs, bayramlar ayı... 1 Mayıs, 19 Mayıs, 27 Mayıs... «Deliye her gün bayram!» derler. Bu Ölçüyü müslümanların yılda ancak 7 gün bayramına tatbik edemeyeceğimize göre, geriye ne kalıyor bilemem!.. Bildiğim şu ki, yılda 12 ayın bir ayından fazlasını işgal eden bayramlarımızın çoğu, ancak delilere yakışır soydan... Hele kurtuluş bayramları, hele onlar!.. Bir türlü kurtuluştan kurtulamamanın, kendini şuur altında daima esir hissetmenin bayramları!.. Aslında, kurtuluşa, gerçek kurtuluşa muhtaç olduğumuz bir gerçektir. Bu gerçeği şuurlaştırmanın da usûlü, boyuna yarım kurtuluşları kutlamak değil, bu türlü kurtuluş edebiyatından kurtulmaktır. Böyle bir kurtuluşun da yine Mayıs ayı içinde gerçekleşmesini bekleyebiliriz. Demokrat Parti, memleketin beklediği kurtuluş uğrunda 14 Mayıs'ta muzaffer olmuş, fakat zaferini semerelendirememişti. Bu semereyi, şimdilik (langırt) oyunculuğundan başka bir şey yapamayan Adalet Partisi'nden bekleyebiliriz. Hakikatte bizim üç bayramımız olmalıdır; Ramazan Bayramı... Kurban Bayramı... 50 yıllık CHP'den nam ve nişan bırakmayacak günün bayramı... 13.5.1980 Necip Fazıl Kısakürek | Rapor 7-9
  20. Hassasiyet oluşturabilmek ümidi ile, NFK adıyla açılmış Twitter hesaplarının son 20 twitinin kritiğini yaptığımız flood'a (twit dizisi) buradan erişebilirsiniz.
  21. Google'da aratığınızda Necip Fazıl imzası ile karşılaştığınız aşağıdaki şiir, Üstad Necip Fazıl'a ait değildir. Soru ve Cevap Soru Bir yumak gibi hayat, kör düğümlerle dolu Ömür süreli sınav, sonsuz meçhul sorulu Avutmak mı kendini, yumakla kedi gibi? Uyumak mı, ölmek mi? Yokmu kurtuluş yolu Cevap Bulunmaz sorulara raflarda bazen cevap Bulunmazsa raflarda âleme rahmet kitap Düğümlenmiş kalplere, şaraptan beter şarap Mü'min'e nur afitap zümrüt köşklerin holü http://www.antoloji.com/soru-ve-cevap-siiri/
  22. Merhaba sevgili gönüldaşlar. İnternetin yaygınlaşması neticesinde sahih bilgiye ulaşmanın zorlaştığı malumunuz. Asılsız ve kaynaksız bilginin keşmekeşe çevirdiği sosyal medya mecrasında Necip Fazıl'a Ait Olmayan Sözler çalışmamızla akıntıya kürek çektiğimiz de malumunuzdur. 4 sene zarfında tesbit ettiğimiz asılsız sözlerin sosyal medyadan ilanı için çaba sarfettik. Fakat üzülerek ifade ediyoruz ki, N.F.K. ismini kullanan yüzbinlerce takipçili Facebook ve Twitter hesaplarının beğeni alacak her sözü N.F.K. imzası ile paylaşması neticesinde vaziyet önü alınmaz bir hal aldı. Sadece bu yöntem ile bu devasa hesapların yaptığı tahribatla mücadele mümkün görünmemekte. Takipçilerimizin defaatle tarafımıza ilettiği "siz de asıllarını yayın o halde" ısrarına teknik zorluklar sebebi ile sıcak bakmıyorduk. En son ne mi oldu? Canımıza tak etti gönüldaşlar. N-F-K.com ailesi olarak düşündük, taşındık; bunu da bir deneyelim dedik. Necip Fazıl'a Atfedilen Asılsız Sözler hiç beklemediğimiz kadar ilgi gördü ve hatta birkaç haber sitesine konu oldu. Gerçek Necip Fazıl Sözleri çalışmamızın ihtiyaca binaen çok daha büyük ilgi göreceğini ümit ediyoruz. Bilhassa genç neslin Üstad Necip Fazıl'a olan teveccühünü sahteden asıla, yani eserlerine yönlendirebilmek arzusundayız. İnşallah bu başlık altında kaynakları ile beraber Üstad'dan kısa iktibaslar derleyeceğiz. Takipçilerimizin bu konu başlığında paylaştığı sözleri de tedkik ettikten sonra listemize ekleyeceğiz. Gönül rahatlığı ile diyebiliriz ve diyebilirsiniz ki; "Bu sözler Necip Fazıl Kısakürek'e aittir." Ayrıca hatırlatmak isteriz ki Üstad'ı hakkıyla tanımak ve onun fikirlerini daha iyi anlamak için; burada listelenen, deryâda katre mesâbesindeki vecizelerin ötesine geçerek onun eserlerini incelemek gerekir. Bu meyanda http://www.buyukdoguyayinlari.com/ adresini incelemenizi şiddetle tavsiye ederiz. Vira Bismillah... *** GERÇEK NECİP FAZIL KISAKÜREK SÖZLERİ [Kaynaklı] • Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz. (Reis Bey) • Devler gibi eser vermek için karıncalar gibi çalışmalıdır! (İhtilal) • Güzellik esrardır. Ve onun içindir ki, güzel, peçe altındadır. (Aynadaki Yalan) • Kadın ; Hristiyanlıkta yol kesici bir engel, islamda ise yol açıcı bir kanattır. (Kafa Kağıdı) • Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik... «Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!» şuurunda bir gençlik... (Hitabeler) • Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik... (Hitabeler) • Bu millet ölmeyecekse, bu Fatih dirilecektir!!! (Başmakalelerim) • Allah var; fakat bizim ondan, yalnız sorulduğu zaman haberimiz var!.. (Cinnet Mustatili) • Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası acıkmanın yeri. (Vecdimin Penceresinden) • Chp bir parti değil. Türk'e dinini, dilini, ve özünü kaybettirmeye memur, bir katliam müessesesidir. (Rapor 10-13) • Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdır… (Çerçeve 3) • Mikroba merhamet, hastaya merhametsizliğe varır. (Benim Gözümde Menderes) • Müslümanım; müslümanlık çapında hiçbir kıymet ve haysiyet ölçüsü tanımıyorum. (Müdafalarım) • Kendi hesabıma diyorum ki, Avrupalı olmamanın şerefi bana yeter! (Çerçeve 1) • Ayasofya açılmalıdır. Türk'ün bahtıyla beraber açılmalıdır. Ayasofya'yı kapalı tutmak, Yunanlıya "ben yapamıyorum; sen gel de kendi hesabına aç!" demekten farksızdır. (Ayasofya Hitabesi) Ayasofya açılacak!... Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik etmiş sanılan kötülerle, kötülük etmiş sanılan iyilerin gizli dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek… (Ayasofya Hitabesi) • Adı Türk, küfür tip ve zümrelerinin idare ettiği bu cereyan, Ayasofya'yı müzeye çevirmekle, sağlık müzelerindeki balmumundan frengili suratlar şeklinde, Türkün öz ruhunu müzeye kaldırmış oldu. (Ayasofya Hitabesi) • Biz, içimizden bu kadar perişan hâle getirilmeseydik, dışımızdan bu hürmetsizliğe uğramayacaktık... (Hitabeler) • İnsan başıyla fare kafasını birbirinden ayıran tek hassa, fikir öfkesidir. (Hücum ve Polemik) • Ne mutlu müslümanım diyen!.. (İslâm ve Öbürleri) • Size öyle bir tohum bırakmak nasip etti ki, Allah, mutlaka ağacını yetiştirmek borcu altındasınız!... (Hesaplaşma) • Müslüman Anadolu gençliği! Birleşiniz! (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Kısacası, ben küfrü faka bastırmış olan adamım! (Müdafalarım) • Sen ancak, İslâmı, nasibsiz bir tipsen reddedebilirsin; ama, İslâm ile lâikliği biraraya getiremezsin!.Kutup ayısını, hurma ağacının ikliminde besleyemezsin!. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Musiki ruhun gıdası olsaydı, dünya yabanî ruhların ördüğü bir devedikeni tarlası değil, bir (orkide) bahçesi olurdu. (Tanrı Kulundan Dinlediklerim) • Yaşanmaya değer hayatı bul ve ölümsüzlüğe geç! (İslam ve Öbürleri) • Bir milletin diliyle oynamak, onun hayatıyla oynamaktır. (İdeolocya Örgüsü) • Gerici... O da ne kelime? Gerilerinde damgamız mı var ki gerici oluyoruz? (İdeolocya Örgüsü) • Kahramanlık ahlâkında sonları hesap etmek diye bir şey yoktur. (Konuşmalar) • İnandığı dâvada ve dâvasının öz hududu içinde aşırı olmayanın yüzüne tükürünüz. (Çerçeve 5) • Allah, ızdırabını çektirmediği şeyin, nimetini vermez! (Konuşmalar) • Sabır çekilen şeyi duymamak değil, ona dayanmayı bilmektir. (Tohum) • Büyük Doğu, İslâmiyetin emir subaylığı... (İdeolocya Örgüsü) • Davası olmayan fikir işsizi, yalnız dedi-kodu yapar. (Çerçeve 1) • Halka değil, Hakka inanan; meclisinin duvarında «Hakimiyet Hakkındır» düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bulan bir gençlik... (Hitabeler) • Kuru odun, tomurcuk derdinden, katır da, yavru kaygısından uzaktır. (Rapor 7-9) • Abdulhamid`i anlamak herşeyi anlamak olacaktır. (Ulu Hakan Abdulhamid Han) • Kendi kendimizin altında kalmamalıyız ki cemiyetin üstüne çıkalım. (Çerçeve 1) • Tarafsız! Bu kelimeden iğreniyorum. İnsan,taraf demek...Tarafsız fikir, cisimsiz gölge gibi birşey! (Çerçeve 3) • Ey Türk ruhumun atomu. Çatla ve idealinin baş harflerini göklere yaz! (Çerçeve 2) • Yâ müntâkim! Bizi intikamına memur et! (Hitabeler) • Şeriat, ebediyet kasasının şifresidir. (Özlediğimiz Nesil) • Artık fikir kurtlandı; iş lâzım... (Hitabeler) • Şahsiyeti olmayanların hiçbir şeyi yoktur! (Çerçeve 1) • Çilemiz, çilesiz müslümanların hali... (Rapor 10-13) • Şüphe edersen ayağın seni taşımaz. Basacağım, yürüyeceğim de ve bas, yürü! (Cinnet Mustatili) • Allahsız adamın fikrine, Allahsız cemiyetin mefkuresine, Allahsız idarenin başarısına ve Allahsız ordunun silâhına inanmıyorum!.. (Vecdimin Penceresinden) • Boksör Muhammed Ali (Clay)'in yumruğundaki kuvvet İslâm mütefekkirinin kafasında da tecelli ettiği anda her şey kurtulmuştur. (Çerçeve 4) • Bakarsanız yüzde doksan dokuz Müslümanız. Ben bunlara musalla taşı Müslümanları diyorum. Evet, musalla taşında yüzde doksan dokuzumuz Müslüman... (Yolumuz - Halimiz - Çaremiz) • CHP, bu vatanı yoktan var etmiş iddiasında, halis ve muhlis bir vatan hainidir. (Başmakalelerim) • Nesillere kahraman diye tanıtılanlar İslam'dan tiksinmenin fikrî ve fiilî icracıları olmuştur. (İdeolocya Örgüsü) • Fikir kadar güzel kadın çizgilerine karşı en büyük ihanet tertibi olan mini etek ve çıplaklık, kadını büsbütün kaybetmekten başka bir şeye yaramaz. (Hikayelerim) • Artık günün genç kızı, eski ”Leyla” olmaktan çıkmış ve onun karşısında “Mecnun”a rol kalmamıştır. (Hikayelerim) • Hanenin viran olmasına razı olmadan umrâna imkân yoktur. (Konuşmalar) • Kaptanı yahudi, çarkçısı mason, tayfası dönme, rotası dinsizlik olan hürriyet gemisinden ne bekliyorsun? Yolcusu milletle beraber kayalara oturmazsa şaşmak lazım.. (Mukaddes Emanet) • Çatla, patla, kudur, tepin! Zira sen bugünü kazansan bile biz yarını mutlaka fethedeceğiz! (Hücum ve Polemik) • Müslüman! Aynanın karşısına geç ve alnındaki "müslüman" yazısına her an ihanet halinde olup olmadığını düşün! (Başmakalelerim 3) • Gayemiz şahıs değil, şahısta tecelli eden davâ... (Konuşmalar) • Bizim işimiz yokuş yukarı çıkmanın davasıdır. Onların dâvası ise yokuş aşağı yuvarlanmanın... (Özlediğimiz Nesil) • Tarafsız diye bir kelime yoktur, hakikatin taraflısı olmaya tarafsızlık diyoruz. (Özlediğimiz Nesil) • İslamiyet Avrupa'dan gelse Müslüman olacaksınız! (Bir konferansından) • Hasret, vuslatın yarısıdır. İste ki olsun! (İdeolocya Örgüsü) • Allah’ı, Allah dostlarını ve düşmanlarını unutmayınız! Hele düşmanlarını!... Olanca sevgi ve nefretinizi bu iki kutup üzerinde toplayınız! (Hikayelerim) • Size mekteplerde okutulan tarihi kabul etmeyin! Tarihimiz nedir?.. Henüz yazılmadı. Sizin nesil yazar inşaallah onu da... (Tarihte Yobaz ve Yobazlık) • Artık söz yalama oldu! (İman ve Aksiyon) • Ah samimiyet, ah samimiyet; senin olmadığın yerde hiçbir şeyin gerçeği kalmıyor! (Çerçeve 3) • İslâm inkılâbının, ruhunu dökeceği kalıp gençliktir. (İdeolocya Örgüsü) • "Kim var?" diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan fert fert "ben varım!" cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur!" duygusuna sahip bir dâva ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik... (Hitabeler) • Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nispette strateji ve taktik sahibi bir gençlik... (Hitabeler) • Biz şiiri iman için bilmişiz; ve bu mihrak bilgiyi, her bilginin geçtiği binbir yol ağzı biliyoruz. (Çile) • İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa imha için de o kadar cehalet kafidir. (Turgut Özal’a Tavsiye ve Talimatlar) • Kökünü beğenmeyen dal ve dalını benimsemeyen meyve, olmadan çürüyecektir. (Çerçeve 1) • Akıldan büyük nimet, zekadan da ağır yük tanımıyorum. (Vecdimin Penceresinden) • Düşünmeyi düşün; düşünülecek herşey ondan sonra kuyruğa girer. (İdeolocya Örgüsü) • Ah şu moda! Şahsiyetsizliğin en güzel sembolü modadır!.. (Konuşmalar) • Eğer gaye Türklükse mutlaka bilmek lâzımdır ki, Türk müslüman olduktan sonra Türktür. (Hitabeler) • Keşke sahiden, topuğunu bir kere öpebilmiş bir kum tanesi olsaydım!.. (Çöle İnen Nur) • Kanunî devrinden beri gerçek inkılâbı bekliyoruz. (İdeolocya Örgüsü) • İslamda kadın, kıymeti bilinen ve belirtilen her şey gibi, mahfaza içinde bir mücevher... (Aynadaki Yalan) • Biz buz dağı gibi küfrü erittik hohlaya hohlaya. Şimdi çamurdan geçemiyoruz. (Konuşmalar) • İslâmın kılıcı, operatörün neşteri gibi, bizzat ve binnefs merhamet âletidir. (Mümin-Kafir) • Gerçek Türk tarihi henüz yazılmamıştır. Yazılabilseydi zaten mesele yoktu. (İdeolocya Örgüsü) • İnsan hür değildir; hür olan, eşek veya köpek... (İdeolocya Örgüsü) • Çölde, devesine, kölesiyle nöbetleşe binen Reisler Reisi'nin ahlâkı. Buna muhtacız... (İdeolocya Örgüsü) • Cömertliğin, biz, ne acınacak mahrumları haline gelmişiz ki, aşkta hasis, akılda hasis, emekte hasis, teşebbüste hasis posalara dönmüşüz!.. (İdeolocya Örgüsü) • Biz, hangi milleti ve siyasî zümresiyle olursa olsun, Avrupalının hoşuna gittikçe ve alkışını topladıkça, böbürlenmek yerine başımızı taştan taşa vursak daha iyi ederiz. (İdeolocya Örgüsü) • Avrupalının hoşuna gitmemiz ve alkışını toplamamız, ancak kendi kendimizi tahrip ve inkârımız nisbetinde kabildir. (İdeolocya Örgüsü) • İmanını, alnına yapışmış kar topu bir nur güneşi gibi değil de, ilericiler görmesin diye, burnunda bir cüzzam karhası gibi, sargılar altında taşıyan yoksunlar yoksunu!.. Sen neredesin, Müslümanlık nerede?.. (Mümin-Kafir) • Ferhatın sevgilisine kavuşmak için deldiği dağ, benim devirmek borcunda olduğum nefse göre bir kum tanesi (O ve Ben) • Aya biz gidecek ve oraya, bilmem kaç yıldızlı Amerikan bayrağı yerine Tevhid livâsını biz dikecektik! (İdeolocya Örgüsü) • İslâmlığın kılıcı da operatörün neşteri gibi, merhamet âletinin ta kendisidir. (Cinnet Mustatili) • Sen, en ileri rütbe; Allahın Sevgilisi olmak mertebesi!.. Sen, en güzel insan; güzeller güzeli insanoğlunun en güzeli!.. (Çöle İnen Nur) • Bugünün genci kendisini, sokağa, kadın bacağına, sinemaya, şuna, buna, hayata karşı müdafaa edebilecek bir zırhın içine girmeye mecburdur. O zırhı da kendisinden başka giydirebilecek yoktur. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Birçokları âşık oldukları sistemi, İslâmiyeti o sistemin maiyetine vermek suretiyle kabul ediyorlar. İslâm hiçbir şeyin maiyetine girmez, herşeyi maiyetine alır!.. (Yolumuz-Halimiz-Çaremiz) • Gerilerini dönüp, ileriye kıçlarındaki gözle bakanlar bize "gerici" diyor. (İdeolocya Örgüsü) • Yârabbi, asırlardır geçit resimleri bitmeyen Batı taklitçisi sahte kahramanların foyasını meydana çıkar! (Başmakalelerim 3) • İslamın nazarında makbul sermayedar paraya hakim adamdır, paranın hakim olduğu adam değil... (Türkiye ve Komünizm) • Halk Partisi bütün felaketlerin dikilitaşı olarak kurulmuş ve öyle gitmiştir bu memlekette... (Hesaplaşma) • İnananın da, inanmayanın da birlikte tüküreceği surat... Tarafsızlık suratı... (Çerçeve 3) • Halbuki Müslümanlık, zor içinde en kolay, pahalılık içinde de bedava olan kurtuluş çaresidir. (Mümin-Kafir) • Bir genç için en tehlikeli şey, kendi zıddı olan âlemlerin tesiri altında kalmaktır. (Özlediğimiz Nesil) • Biz karşılarına fikirle, kanunla, hamleyle çıkamadıkça, Müslümanlık iddiası dine ihanettir. (Çerçeve 3) • Dünyada Bâtıl adına ne varsa, hepsi de birbirine söverken haklıdır. (Çerçeve 4) • Allah aşkı olmadan put nefreti hiçbir şey ifade edemez... (Çerçeve 3) • Cemiyetin ölüm alameti, fertlerin hayvani istiklal gayretine düşmeleriyle başlar. (Çerçeve 4) • İnsan ve cemiyet, kendini hesaba çekmek kalitesine ulaşınca aradığını bulur. (Hitabelerim) • İttihat ve Terakki kadrosu mason kuklası ve komitacı kılıklı Don Kişot'lardan ibaret... Bir baştan bir başa... (Sahte Kahramanlar) • Keşke ben «Allah» kelimesinden başka, ağzından tek söz çıkmayan bir dilsiz olsaydım. (Aynadaki Yalan) • Ey müslüman, sana düşen nimetse sadece çile... Uyumamak ve düşünmeye memur olmak... Bu çile kapısından erişilecek dünyayı bilseydin, yatağını ve yorganını satardın! (Vecdimin Penceresinden) • Edebiyatı olmayan millet, zatıyla da mevcut değildir. (Hitabeler) • Nizamların nizamı olan düzen, iki heceli ve beş harfli bir isim taşır: İSLAM... (İdeolocya Örgüsü) • Ne mutlu fikir vebalılarına; ve yazıklar olsun, eşek sıhhati içinde, günübirlik hayat çayırında otlayanlara!.. (Babıali) • İktidar bizde olsa ne olur? Kadın evine döner. İçki yasak. Kumar paydos. Kahvehane yok. Fuhş imkânsız. (Çerçeve 3) • Bu vatanın hırsızı bir komünistle, bu vatanın sahibi bir müslüman arasındaki hâkim tavır farkı, tersine değiştirilmiş yılgın nesillerin halini çok güzel izah eder. (Özlediğimiz Nesil) • Ulu Hakan II. Abdülhâmid Hân'ın anlaşılacağı gündür ki, Tanzimattan bugüne kadar gelen bütün sahte inkılâpların ve yalancı kahramanların içyüzleri görülecek ve tarihimizin ölüm virajı, kurtuluş istikâmetiyle beraber aydınlığa kavuşacaktır. (Çerçeve 4) • Ağlayamayan, anlayamayan; içini kanatamayan, yumruğunu sıkamayan insandan, Allahın Kur'ân'da «belhüm edal-Hayvandan aşağı» diye andığı iki ayaklılardan iğreniyorum! (Rapor 7-9) • Bize "Gerici" ve "Çağ Dışı" diyenler, kafalarını bacaklarının arasından geçirip kendi gerilerini seyredenler ve bu vaziyette koştuklarını ve zamana hâkim olduklarını vehmedenler... (Çerçeve 4) • Vatandaş! Benim heykelimi dikme! Eğer ortada, temsil ettiğim, senin de inandığın bir fikir varsa onun âbidesini dik! (Çerçeve 2) • Resmimi, evlerin, toplantı yerlerinin, iş ve faaliyet çerçevelerinin ölü duvarlarına asıp ensenle seyretme! Eğer ortada, temsil ettiğim, senin de inandığın bir fikir varsa, onun kandilini yüreğine as! (Çerçeve 2) • Bir kız öğrenciyi, başını örttüğü için tahsil hakkından mahrum etmek, İstiklal savaşı başlarında ve Maraş'ta, düşmanlar tarafından başörtüsü çıkarılıp düşürüldüğü için başlayan milli şahlanışın ruhuna tükürmektir. (1001 Çerçeve) • Allah de ve sus! Başka hiçbir şey söylemeye değmez... Vecd hali budur ve aşk onun sürükleyicisi... Kendini bilmek, kendini unutmakta... Unuttuğunu bile bilmemekte... (Vecdimin Penceresinden) • Dava tektir ve İslamı örmek,bilmek,anlamak ve pazarlıksız benimsemekten ibarettir. (Hac'dan Çizgiler, Renkler ve Sesler) • İlmin usulünde tebliğ, şiirin usulünde de telkin vardır. Şiirde tebliğ, kaba davulculuk; telkin ise sihirli kemancılık... (Çile) • Biz hürriyet istemiyoruz! Hakka esaret ve hakikate teslimiyet istiyoruz! Bizim ihtiyacımız hakka esaret ve hakikate teslimiyet rejimidir. (Başmakalelerim 2) • İslâm yenilenmez. Anlayışı yenilemek gerekir. Anlayış mı? Nurun aynadaki aksi... Aynayı yenilemek... Güneş yenilenemez. Göz yenilenir. (İdeolocya Örgüsü) • Şiir, ham ve cılk bir duygu hali değil, üstün mamul bir idrak işi; ve hiçbir sınırda durmaksızın mutlak hakikati ebediyyen arama faaliyeti... (Çile) • Tasavvuf...İslami ruh ikliminin, su gibi, güneş gibi, ağaç gibi, ana unsuru...Belki de hepsi birden...(Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu) • İslam eskilik ölçüsüyle ezel kadar eski, yenilik ölçüsüyle ebed kadar yenidir. (Dünya Bir İnkilap Bekliyor) • Nasıl öldürürsün?... Göz! Renk renk dünyaları, en yakın zerreyi, en uzak yıldızı gören göz... Ona nasıl toprak doldurursun? Kalb dediğimiz, bütün gücümüzü veren esrarlı tulumbayı nasıl kırar, parçalarsın? (Reis Bey) • Göklerin merhamet dolu olduğuna inanıyorum. Bizse, umacı korkusuyla yorgan altına kaçan çocuk gibi, nefsimizin beton çatısını tepemize çekmiş, yaşamayı öldürüyoruz! (Reis Bey) • Ne duruyorsunuz? Sökün sahte su borularını, ev ev merhamet şebekesini kurun! Tepelerindeki çatıları da yıkın, göklerle temasa geçin!.. O zaman göreceksiniz ki, acı su borularından kendi kendisine tatlı su akacak ve başlar üstünde güneşe yol veren kubbeler yükselecek... (Reis Bey) • Ölüler! Gözsüz kulaksız kurtların içtiği köpüklü şampanya damlaları! Tozun toprağın mezeleri! Korkunç bir saklambacın korkunç oyuncuları. Kurtarın beni ebedilikten! Öldüm sizi araya araya...Kurtarın beni düşünmekten! (Bir Adam Yaratmak) • Her şey aşk meselesi!... Aşk, cüceyi dev, aşksızlık da devi cüce yapıyor. (Kanlı Sarık) • Allahım!.. Bizi hem af, hem adam et!.. (Vecdimin Penceresinden) • Lozan, Türk mukaddesatını, kulis arkası, kilise emrindeki garp emperyalizmasına peşkeş çekme işiydi. (Hücum Ve Polemik) • Amerikalının, başta Kıbrıs, samimî olarak Türk'ü tutacağı hiçbir dünya meselesi yoktur. (Çerçeve 2) • Vahidüddin olmasaydı Türk İstiklal savaşı olmayacak ve kurtuluş sağlanamayacaktı… (Vatan Dostu Sultan Vahidüddin) • Fatihliğin ilk şartı ıstıraptır. Istırap... Genç adam ıstırap çekebilme kabiliyetine malik olan adam demektir. (İman ve Aksiyon) • İslâmlıkta ya olmak, ya olmamak vardır. Yarımın bizce sıfırdan farkı yoktur. Ya hep, ya hiç... (Mümin-Kafir) • Adaletle zulüm, geceyle gündüz gibi, birinin bulunmadığı yerde öbürünün hâkimiyeti ele alacağı iki kutup. (İman ve İslam Atlası) • Benim güzel İstanbul'umun dâvası, ne idarî, ne siyasî, ne içtimaî, ne iktisadî, ne beledî, ne bediî; sadece ruhî ve ahlâkî... (Çerçeve 3) • İslamî nizamı propaganda ettiğimizi söylüyorlar. Şüphe mi var? Biz yalnız bu işi yapmıyor, bu işi yapmak için yaşıyoruz.! (Müdafalarım) • Ah, o her şeyin mesulü silindir şapkalı köpek tıyneti!.. Ahlak zaafımız onun, ruh zaafımız onun, fikir zaafımız onun yüzünden... Efsanevi cinayetler, dâsitânî hırsızlıklar, yakası açılmamış suistimaller, tımarhanelik ruh boşlukları ve imansızlıklar hep onun getirdiği iklime bağlı. (Hücum Ve Polemik) • İyice bilmek lâzımdır ki, bu memlekette, bütün şubeleriyle küfrün, boğazlamak üzere her an bıçağını bilediği, ne şu, ne bu birlik, dernek, ocak, ne Süleymancı, ne Nurcu, ne İmam Hatipli vardır; sadece Müslüman vardır; Müslümanlık ve Müslüman!.. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Bütün dâva şimdi fikir Mehmetçiklerini yetiştirmekte ve onların büyük meydan muharebesini hazırlamakta... (Hitabeler) • Fikrin olduğu her yerde şiddet, operatörün neşteri gibi bir nimet, olmadığı yerde de kaatilin bıçağı şeklinde bir âfettir. (Yeniçeri) • Öksüren tek serçeye eczahaneler dolusu imdadı ve sapıtan binlerce kişiye caddeler boyu darağacı... Böylece merhamet ve şiddeti âzâmî hadleri içinde koruyacaksınız! (Rapor 10-13) • Reformacı der ki; "Allah'a ve Peygambere, evet, Şeriate, hayır!" Yani güneşe, evet, ışığına, hayır! O kadar saçma!.. (İdeolocya Örgüsü) • Ölümsüzlük dâvasının senedini hayatıyla ödeyenler, şehitler... (Hitabeler) • Kadının, nerelerde kuvvetli olduğunu bilmeden, evinde ve cemiyet hayatında kuvvet taslaması, kendi öz sihir ve cazibesine ihanettir. (İman ve İslam Atlası) • Ben, emekliliği olmayan ve bir kenara çekilip pineklemeye izni bulunmayan bir dâva üzerindeyim (Rapor 2) • Bütün insanlık, kronometre hesabiyle tabancayı beynine sıkıp hep birden can verse yine herkes yalnız, yapayalnız ve tek başına ölür. (Özlediğimiz Nesil) • Osman, hiç bıçağın deştiği yerden kan akmaz olur mu? Benim de beynimden kan akıyor. Ben düşünmüyorum, beynim kanıyor. (Bir Adam Yaratmak) • Şaşırmayacağız, bezmeyeceğiz, yılmayacağız. Şaşırtırlar; şaşırmanın devası zekâdır. Bezdirirler; bezmenin ilâcı aşktır, Yıldırırlar; yılmanın merhemi imandır. (Hitabeler) • Allahın izniyle daima yürüyecek; ve her şeyi ondan beklemek ve istemek şartiyle, mutlaka varacağız! (Büyük Doğu Cemiyeti) • Dâvamızdan zerre feda etmedik. Böylece başından sonuna kadar tam ve yekpare bir gayenin pazarlık ve fedakârlık bilmez takipçisi olduk. (Başmakalelerim) • Bizim doğrumuz sadece İslam, yanlışımızda İslamdan başka herşeydir. (İslam ve Öbürleri) • İslâmiyet'in kılıcı bizzat merhamettir. Hıristiyanlıktaki sun'i merhamet edebiyatı değil... (İdeolocya Örgüsü) • Bütün sır örtüde... Kadın soyundukça vazıhlaşıyor, böyle olunca da mâna peçesi düşmüş bir şiir gibi basitleşiyor, yavanlaşıyor, çirkinleşiyor... (Hikayelerim) • İslâm, Türkiye'de bozuldu ve her yerde bozuldu; Türkiye'de düzelmelidir ki, her yerde düzelsin!.. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Felsefe deyince gözümün önüne şöyle bir manzara gelir: Feza büyüklüğünde bir çuval. Çuval, yalnız bir tanesi sağlam, gerisi çürük cevizlerle dolu... İşte felsefe, bu çuvala her defa elini sokup o sağlam cevizi boş yere aramak gayretinin ismidir. (Çerçeve 4) • Gerçek, kelimenin tam mânasiyle gerçek Türk Gençliği! Seni kenetleşen ruhlarımızın en çekici mıknatısiyeti içinde kara sevdalı bir iştiyakla selâmlarım! (Özlediğimiz Nesil) • Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik... (Hitabeler) • Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle, zifirî karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin bir gençlik... (Hitabeler) • Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim manevî babanın tabutunu musalla taşına, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymandır! (Hitabeler) • Alemde her fikrin, her görüşün, her buluşun bir yanlışı var... Yanlışı olmayan yalnız iki kelime: Allah ve Resulü... (Vecdimin Penceresinden) • Arı bal yapar, fakat balı izah edemez. Ağaçtan düşen elma da arz cazibesi kanunundan habersizdir. (Çile) • Dinin olmadığı yerde hiçbir şey yoktur; yokluk bile yok... Şiir ve san'atsa hiç yok... (Çile) • Allah'ı bulamamacasına aramak, ebediyen aramak olan şiirin gayesi, ilk dayanak ve çıkış noktası olarak din temeline muhtaçtır. (Çile) • Şiirde gaye, kökte Allah ve mutlak hakikat olarak, dalda sırrilik ve remziliktir. (Çile) • Şiirde baş unsur, fikirle hissin ara çizgisi üzerinde, duygulaşmış düşüncelerdir. (Çile) • Sosyalizm ve komünizm, dünyada tesbit ettiğimiz hastalığı tedavi için bünyeyi öldürme metodundan başka bir şey değildir!.. (Türkiye ve Komünizm) • Bir uyuzdur Sosyalizm!.. (Türkiye ve Komünizm) • Bizim cemiyet ve devletimizde fuhuş ve zina kökünden yasaktır. (İdeolocya Örgüsü) • Nefs bir köpektir; ve kendisi İçin değil, hak için girişilen işlerde bile kendisine pay çıkarmaya bakar. Hak için hazırlanan bir yemeye, nefsin sevdiği unsurları katmamak ve ona hiç bir şey tattırmamak çok zor! (Cinnet Mustatili) • İslâm, iman ruhunun, bitmez tükenmez, durmaz, dinlenmez aksiyonundan ibarettir. (İman ve Aksiyon) • Mâna bozulunca, madde kabiliyetinin ve körükörüne atılganlığın hiçbir kıymeti kalmıyor. (İman ve Aksiyon) • Çilesi çekilmeyen şeyin aşkı olmaz. Aşk olmayınca, çile olmaz. Çile olmayınca ibda, meydana getirme cehdi olmaz, şevk olmaz, hiçbir şey olmaz, aksiyon olmaz.(İman ve Aksiyon) • Şu bu kemmiyet böbürlenmelerine paydos! Aslına bakarsanız, arsadaki odun yığınının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz! (İdeolocya Örgüsü) • Hayat, bu tek tek ânların yapıştırma çizgisinden ibaret, girişi ve çıkışı azap iki nokta arası bir tüneldir, ve ne mutlu onun çıkış noktasından güneşi batmaz aydınlığa geçebilenlere!.. (Kafa Kağıdı) • Onları, bize böyle muamele ettikleri için değil, bizi, bu muamelenin altından kalkamadığımız için affet!.. (Rapor 4-6) • Artık hiçbir efsanede, son derece çiy ve ekşi kavimcilik sütile nesilleri besliyecek cevher bulunmadığı meydana çıkmıştır. İster eski Roma kurdunun, ister Bozkurdun memeleri kurumuştur. (Hadiselerin Muhasebesi 1) • Atomu çatlatan fizikçinin madde üzerinde çektiği çile, bizim, ruh atomunun infilâk noktasını bulmak için çektiğimiz çilenin yanında çocuk oyuncağı... (Çerçeve 2) • Dâvâ, gerçek ölümsüzlüğü bulmakta. (Sahte Kahramanlar) • Gönüldaş! Gel! Kucağımız ve kalbimiz herkes için münhal, bekliyoruz! (Hitabeler) • Viyana'da Kara Mustafa'nın yenilmesi ne askerîdir, ne iktisadîdir, ne şudur, ne budur; sadece ahlâkîdir. (Sahte Kahramanlar) • Her felsefe mektebi, öbür mektebinin yanlışını çıkarmak için faydalıdır; kendi hakikatiyle değil... (Sahte Kahramanlar) • Büyük tefekkür plânında ve büyük içtimaî sistemde milletçe zayıf olduğumuzu söylebilmemiz lâzım. (Sahte Kahramanlar) • İslamın kılıcı, ucunda merhameti götüren şifalı alettir. (İman ve Aksiyon) • Onların kafasında demokrasi, iğneli fıçıda oturtulacak olan milletin "Egemenlik ulusundur!" levhası altında dışarıya karşı zorla gülümsemesini temine memur, işkence üstü bir işkence âletidir. (Çerçeve 2) • Tanzimattan beri ne yapıldıysa, o şeyi yapmak fikriyle değil, İslâmiyete darbe vurmak niyetiyle yapıldı. (Çerçeve 4) • Ayasofya, ne taş, ne çizgi, ne renk, ne cisim, ne de madde senfonisi; sadece mâna, yalnız mâna... (Ayasofya Hitabesi) • Batı dünyasının bize içimizden, içimizdeki ajanları vasıtasıyla yaptırdığını, ne Haçlılar yapabildi, ne Moskof, ne de Ayasofya'nın gözü dönmüş şehvetlisi Yunanlılar... (Ayasofya Hitabesi) • Gençler! Bugün mü, yarın mı, bilemem! Fakat Ayasofya açılacak!.. Türk'ün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya'nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler. (Ayasofya Hitabesi) • Ne sağ derken sağı, ne sol derken solu tanıyoruz; ne severken niçin sevdiğimizi, ne de tiksinirken niçin tiksindiğimizi biliyoruz! Bütün mahrumiyetimiz bu noktada... (Başmakalelerim) • Akıncı Güç'ü, Ülkücüsü, Süleymancısı, Nurcusu, Birlikçisi, şu veya bu dernekcisi bir arada, bütün Allah diyenleri Büyük Doğu bayrağı altında davetli ilân ederek... Geliyorlar!.. (Rapor 7-9) • Nitekim Nâsır'ın karşısında halis kahramanlardan bir büyük şehit görüyoruz: Seyyid Kutup. (Sahte Kahramanlar) • CHP'nin altı okunun ucunda duran altı kelimeyi ve hepsi altı formalık tekerlemelerini bir inkılâp ideolocyası diye kabul edebilmek için, milletçe kafalarımızı, işkembeci dükkanlarındaki kuzu başlariyle değiştirmemiz lazımdır! (İdeolocya Örgüsü) Hürüz; fakat kendi istediğimiz ve olduğumuz gibi değil, başkalarının dilediği ve olmaya zorladığı gibi... Cebren gelen hürriyet...(İdeolocya Örgüsü) • Hareketsizlik derdimiz, fikirsizliğimizden de acıdır. (Başmakalelerim) • Fiilin nasılı üzerinde konuşmaya bile değmez. Kanunî olmak şartiyle her türlüsü... Her halde kanunun bu "her türlü"sü içinden, CHP isimli haşere yuvasını, DDT tatbik edilmiş bir vasat hale getirecek nice imkânlar mevcuttur.(Başmakalelerim) • Yahudi nerede bir birlik, nerede içtimaî vahdet görürse, onu bozmaya memur ebedi bozguncu... (Türkiye ve Komünizm) • Bizde ne yazık ki fikir, kedinin suratına sigara dumanı üflenmiş gibi herkesin tuh deyip kaçtığı bir nesne haline geldi. (Türkiye ve Komünizm) • Sana iki şey düşüyor: Hikmet ve hareket... Yani anlamak ve kanun çerçevesinde şahlanmak, davranmak!.. (Başmakalelerim 3) • Bizim gördüğümüzü gören varmı bu dünyada? Soğutulmaz ateştik, eritilmez buz olduk! (Ahşap Konak) • En hakiki sosyalistler hayvanlardır. Birbirlerinin ağzındaki kemiğe atılırlar. (İslam ve Öbürleri) • Ruhlardaki kadın-erkek ukdesi, korkunç bir hârâ faaliyeti içinde silinip gitmiş ve bütün ideallerin maddi sembolü kadın bir gaseyan hokkası haline getirilmiştir. (Hikayelerim) • Bu inkılâbın kadınlarında vekâr, haya, iffet, mâna, şahsiyet, edâ; öyle cömert bir ifade bağlıyacaktır ki, dünyanın en havaî erkeği bile yüzlerine bakarken ürperecek, onlara karşı hürmetten başka bir şey duymıyacaktır. (İdeolocya Örgüsü) • Bütün eczahane, pastahane, muayenehane, dershanelerin duvarlarına yazmalı: "Ölüme çare Allah'ı sevmek ve Resulünün izinden gitmektir!.." (Vecdimin Penceresinden) • Bizim istediğimiz bir nesil var: Allah'ın Sevgilisinin beklediği bir nesil...Bu nesil, siz olacaksınız!.. Mükellefsiniz!.. Ya olun, ya ölün!.. (Hesaplaşma) • İslâm'da, bâtıl dinlerde olduğu gibi, din görevlileri bir tarafa, görevsizler bir tarafa diye bir ayırıma yer yoktur. Bu bir esnaflık işi değildir. Hepimiz din görevlisiyiz. Kendini görevli saymayan bizden olamaz. (Hitabeler) • Şeriat O'nun, Allah Resulünün zahiri, tasavvuf da bâtınıdır. Biri, içinde nur cümbüşü kopan perdeleri kapalı elmas sarayın dışı, Öbürü de içi ve ziyafet sofrası... Ve her şey O'nunla ve O'ndan. (Çöle İnen Nur) • Babadan kalma kültüre tabi olmak değil, fakat malik olmak şart! Tarih, o kültüre malik olmaksızın onun fethettiği topraklar üzerinde mülkiyet iddia eden millete güler. (Çerçeve 1) • Bir memleketi, kendi öz ruh kökünden utandırmaya ve bu ruh kökünün icaplarına dair söz söylemeği suç saymaya kadar giden bir kanun, eğer o memlekete dışardan musallat bir işgal rejimine ait değilse, kime ait olabilir? (Çerçeve 2) • Biz adam olmadıkça öz yurdumuzda parya gibi yaşamak nasibimiz değişmeyecektir. (Çerçeve 4) • Yenilik dâvasında, "devrim" isimli nice hareketler vardır ki, beş aylıkken düşürülmüş kavanoz çocukları gibi sadece ölünün yenisidirler. (Çerçeve 4) • Türk gençliğini bir şeye inandıramadan zapt ve rapt altına almaya imkân yoktur. (Çerçeve 4) • İman ettikten sonra akılla hüküm kesmeye ve sınır çizmeye yeltenenler, küfrü akıllariyle savunmaya çalışanlara akrabadır.(Çerçeve 4) • Yuf olsun, Avrupalının kendisi olmak isterken kazuratı bile olamayanlara! (Çerçeve 4) • Dini hem kabul, hem de dünyadan ayrı mütalâa etmek, bütün mevcutları yaratan Allah'ı tasdik ettikten sonra, onun dünyaya karışmıyacağını iddia etmektir ki, bu da abeslerin ve muhallerin şahı olur. (Mümin-Kafir) • Felsefe - ki tek bildiği, hakikati, tekte değil, çokta; ve nihayet hakta değil, bâtılda aramanın san'atıdır ve başka ulaşabileceği hiçbir menzil yoktur. (Çöle İnen Nur) • Artık bu memlekette, tokmak inkılâbına değil, fikir inkılâbına sıra geldiğini kafalara tokmakla ihtar etmenin günü gelmiştir. (İdelolocya Örgüsü) • Tanzimattan beri devam eden sahte inkılâplar ve bu inkılâpların türettiği sahte kahramanlar, dâvâmızın, müşahhas plânda baş meselesidir. (İdeolocya Örgüsü) • Bir kişinin herkes, herkesin de bir kişi olduğu hakikati İslamdadır. (İdeolocya Örgüsü) • Büyük Doğu, âlem olduğu mefkûre çerçevesinde senfonik bir orkestra. (İdeolocya Örgüsü) • Her şey Doğu'dan geldi; her şey, her şey, yani ruhumuz. (İdeolocya Örgüsü) • Şahsiyeti, Fransızların (Lejyon d'onör) nişaniyle mükâfatlandırılan Tanzimat'ın Mecelle'sine karşılık, boyacı küpü tercüme kazanına sokulup çıkarılmış İsviçreli Türk Medeni Kanunu nedir? (İdeolocya Örgüsü) • Düşünmediğimizi düşünmedikçe düşünebilmekten uzak yaşayacağız. (İdeolocya Örgüsü) • Yalnız İslâmiyete inanıyoruz! İnsan ve cemiyetin iç ve dış hayatını, bütün derinliği, sonsuzluğu, güzelliği ve doğruluğiyle tekeffül eden tek nizamın İslâmiyet olduğuna inanıyoruz! (İdeolocya Örgüsü) • İnsan olduğu için İslâm oldu; ve İslâm olduğu için insan vardır. (İdeolocya Örgüsü) • Bir kişinin herkes, herkesin de bir kişi olduğu hakikati İslâmındır. (İdeolocya Örgüsü) • Âlemde tek adalet kaynağı, İslâm... (İdeolocya Örgüsü) • İnsan kafasının eşya ve hâdiseler üzerindeki tecessüs ve hâkimiyet hakkını tatmin cehdiyle hareket eden Garplıya karşılık, eğer atom bombasını bizim dünyamız icad edemediyse, kabahati sadece iyi müslüman olmayışımızda arayalım!.. (İdeolocya Örgüsü) • Fakat İmparatorluk o kadar cüsselidir ki, can çekişirken bile dünyayı titretmektedir. (İdeolocya Örgüsü) • Tanzimatın, olmaması değil, aksine, İslâmlık emrinde ve çok daha geniş ve köklü bir hareket şeklinde olması lâzımdı. (İdeolocya Örgüsü) • Şahsiyetsizlik ve kifayetsizliğin şaşmaz markası dedikodu kabiliyetidir. (Çerçeve 1) • Giden şey İslâm, gelen şeyse hiçti. (İdeolocya Örgüsü) • Bu inkılâbın âletleri, söz ve kalem... Bu inkılâbın plânı, göz ve kulak yollarından kafataslarına girmek ve beyin zarları altına zerketmek... (İdeolocya Örgüsü) • İslâm ahlâkı, buna muhtacız. (İdeolocya Örgüsü) • Biz, gerçek milliyetçiliği, geriye doğru değil, ileriye doğru, menba istikâmetinde değil, mansap istikâmetinde, tohum üstünde değil ağaç üstünde karar kılıcı bir anlayış ve görüşe bağlıyoruz. (İdeolocya Örgüsü) • Hürriyet bir gâye değil, vasıtadır ve gâye bir tarafa bırakılıp vasıta gâyeleştirilemez. (İdeolocya Örgüsü) • Bir dilde uzun, dolgun ve çok heceli kelimeler, tefekküriyet ve medeniyet işaretidir. (İdeolocya Örgüsü) • Dünyada hiçbir dil yoktur ki, bugünkü Türkçe'nin yazılış derecesinde (fonetik-seslendirildiği gibi) olsun. "Fena mı, kolaylık!" mı diyeceksiniz? Evet, kolaylık; fakat ulvî "zor"u ortadan kaldırmakla, insanı süflî bir basite götüren kolaylık!.. (İdeolocya Örgüsü) • Hakikatte bizim üç bayramımız olmalıdır; Ramazan Bayramı...Kurban Bayramı... 50 yıllık CHP'den nam ve nişan bırakmayacak günün bayramı...(Rapor 7-9) • Ham ve kaba softa, günahı hikmet cephesiyle görmeden, şiddet cephesiyle ele alıp kalbleri tılsımlamanın sanatını anlamaz, rahmete nazar etmez; üstelik günah uydurur, ibâdet kibri içinde kesip kavurur ve bütün ölçüleri dinden değil, kör nefsinden devşirir. (Çöle İnen Nur) • «Benimki benim, seninki de senin!...» Bu şeriattır. İkincisi, «Seninki senin, benimki de senin!...» Bu tarikat.. Üçüncüsü : «Ne seninki senin ne benimki benim... Herşey Allah'ın!..» Bu da Hakikat!.. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Gerici kelimesi, ancak gerilerini döndürmekten başka bir hüneri olmayanlara yakışır. (İdeolocya Örgüsü) • Sen, düşünmeyi düşünmekten başlayarak düşün, yeter! (İdeolocya Örgüsü) • Her madde, her mâna ve her şey gibi kadının da bütün vücut ve hikmeti, keyfiyeti ve mevkii İslâmda... (İdeolocya Örgüsü) • Kadın, İslâmda, her şeyden evvel derin bir haya mevzuudur; ve bütün mahrem köşeleriyle çepeçevre hisarlar ortasında yükselen bir saray gibi edep, ismet ve gizlilik surlariyle halkalanmıştır. (İdeolocya Örgüsü) • İslâm cemiyet ve beldesinin büyük meydanında ve bütün nazarlara karşı kadın, yüzünden, el ve ayaklarından başka hiçbir noktasını çıplak olarak gösteremeyecek derecede hayâ ve hicap ifade eder. (İdeolocya Örgüsü) • Kasap dükkânlarında kuyruğuna kadar yüzülmüş çırılçıplak etin vahşetini esirî bir tılsıma götüren örtü sırrı, münhasır (estetik) göziyle de yalnız İslâmdadır. (İdeolocya Örgüsü) • Fars tesiri korkunçtur; İslâmda en büyük kafalarla at başı, en hain bozguncu kelleleri de İranlı. (İdeolocya Örgüsü) • Bizim cemiyet ve devletimizde kasıtla adam öldürmenin cezası, cezaya ehliyet sınırları içinde ve bellibaşlı mazeret ve müdafaa vaziyetleri dışında, istisnasız ve hiç bir zorlayıcı ve hafifletici sebep bahis mevzuu olmaksızın, ölümdür. (İdeolocya Örgüsü) • Bizim cemiyet ve devletimizde bile bile hırsızlığın cezası, cezaya ehliyet sınırları içinde, istisnasız ve kayıtsız ve şartsız, bir kolun kesilmesidir. (İdeolocya Örgüsü) • İster yerli, ister yabancı filmlerde, ahlakî, ruhî, hissî, fikrî, siyasî, hatta bediî ve zevkî en küçük zaaf, sakamet ve dalâlet ifadesi, böyle bir filmin yasak edilmesi için kâfi sebeptir; ve bu hususta tek selâhiyet, memleketin en anlayışlı ve alâkalı şahıslarından seçilecek olan murakabe heyetindedir. (İdeolocya Örgüsü) • Alenî ve içtimaî bir zina nazariyesinden başka bir şey olmıyan dans, belki de bu münafık cephesiyle zinadan da iğrenç bir fiil olarak, Büyük Doğu mefkuresinin en şiddetli yasakları arasındadır. (İdeolocya Örgüsü) • Kadınla erkeği müşterek ve ahenkli hareketlerle vücut kıvrımlarını göstermeye davet eden ve ister bir çift, ister birçok insanın şehevî hareketlerinden ibaret olan dans, millî ve gayr-i millî bütün çeşitleriyle bizden değildir. (İdeolocya Örgüsü) Bizde heykel yoktur. (İdeolocya Örgüsü) • Sinemayı, tiyatroyu, edebiyatı, fikriyatı, hattâ ilmi bile mutlaka millî şekilde verimlendirecek bir nizam... Bunlar bir kere millîleştikten sonra da onları beynelmilel çapa ulaştıracak bir nizam... (İdeolocya Örgüsü) • Meyhane, kumarhane ve bütün rezalethanelere "paydos!" diyecek bir nizam... (İdeolocya Örgüsü) • Ruhumuzu dayadığımız mukaddes ölçülerin hem düşmanlarına, hem de dost görünüp bu ölçüleri anlamayan ham yobaz bozuntularına hayat hakkı tanımayacak bir nizam... (İdeolocya Örgüsü) • İşte şiir kitabım, bu(Çile), hepsi bu kadar; ve bu kitaba gelinceyedek başka hiçbir şiir, bana, adıma ve ruhuma mal edilemez. (Çile) • Parti, başlangıçta bir solucan gibi kendisini araziye uydurarak ilerde tank halinde açacağı yolları her an düşünmek ve en “dinamik” çapta günü gününe tedbir sahibi olmak borcu altındadır. (Turgut Özal'a Tavsiye ve Talimatlar) • Ayasofya'yı kapalı tutmak, Allah'a sövmeye, Kur'ana tükürmeye, Türk tarihini kubura atmaya, Türk iffetini kirletmeye, Türk vatanını satmaya denk bir suçtur. (Ayasofya Hitabesi) • Reformacı, ne türlüsü olursa olsun, İslâmı harap bir bina farzedip onu dışından payandalamak, ahşap evlere dışardan çimento püskürtürcesine, onu dışından desteklemek, onu yardıma muhtaç bilip bu yardımı dışından tedariklemek gayretinde bir fikir haini ve iman yoksunudur. (İdeolocya Örgüsü) • Adam öldüreni hemen öldürecek, hırsızlık edeni bir daha edemez hale getirecek; ve bütün içtimaî ihtilâflarında ferde öz evinden daha emin sığınaklar gösterecek bir nizam... (İdeolocya Örgüsü) • Halkın nefsâniyetini değil, Hakkı razı edecek ve Kurultayının büyük duvarına "Hâkimiyet Hakkındır!" düsturunu kazıyacak bir nizam... (İdeolocya Örgüsü) • İslâm, bütün meselelerin esasını vazettiğine göre, «Onu bundan ayırıyorum, şu olsun bu olsun» demek kabil mi? Değildir! İlmen değildir! İslâmı atmak mümkündür de (lâisite) matmazeli ile evlendirmek mümkün değildir. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Hiçbir lâiklik aleyhtarlığı veya lehtarlığı yapmıyorum; doğrudan doğruya söylüyorum: Lâiklik bize göre samimi ve hakiki bir kelime değildir. İnanmayan topyekûn inanmaz; fakat barışmaz nesneler arasında muvazaa aramaz. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Komünizmin gözünde kadın, istediği zamanda, istediği mekânda, istediği vaziyette, istediği adamla beraber fizyolojik kusma ve kusturma ihtiyacını tatmin etmesi gereken, Şohben tarzında bir âlet... (Başmakalelerim) • Siz, bütün ilericiler, kadını, kurtarmak ve nadide bir yemiş gibi soyup ortaya koymak isterken onu, en aziz mâna ve tesiriyle Öldürüyorsunuz! Kadını yok ettiğinizi sandığınız dine karşı onu kaatil elinden kurtarırcasına kapıp, kasap çengellerinde kuyruğu fiyonglu bir ceset haline getiren, yani gerçekten yok eden sizsiniz! (Hikayelerim) • Mukaddesatçı ve milliyetçi gençlik ve Şehadet getiren herkes! Fikir meydanı ve atalarının ruhu seni çağırıyor. Elinde kanun bayrağı, ruh kalesini fethet!... (İdeolocya Örgüsü) • Dudaklarla kalbler arasındaki mesafeden, her akşam başına yorgan çeker çekmez uyuyuveren nefs muhasebesi yoksunu eyyamgüder politikacıdan, tecrit kampı ve iman zindanı haline getirdikleri camilere hissizce girip çıkan marka müslumanından iğreniyorum! (Rapor 7-9) • Posayı cevher sanan kabuk milliyetçisinden, çile çekmeden olmaya bakan ezberci medeniyetçiden, hayat ağacını devirmeyi ve nurlu meyveleriyle ateşe atmayı inkılâp sayan devrimbazdan ve bunlara inananlardan, kapılananlardan iğreniyorum! (Rapor 7-9) • Geliyorlar! Gözleri kara, alınları fikir çizgili, kalbleri ceylân, iradeleri çelik, imanları volkan, irfanları tarla, idrakleri bıçak, edaları şiir, diyalektikleri ipekten örgü, geliyorlar!.. (Rapor 7-9) • Madde fethi ruh olmadan ayakta duramaz. (Konuşmalar) • Manâsını anlamadığımız Batı adamının yüzüncü planda taklitçisi olarak sürünüp gidiyoruz. (Konuşmalar) • Davayı Allah’ta ve ölümsüzlük gayesinde tamamlayan bir insan nasıl karamsar olabilir?.. (Konuşmalar) • Şiir, üstün idraktir. (Konuşmalar) • Demokrasi halkın isteği olduğuna göre, halk kötüyü isterse halimiz ne olacaktır?.. (Hesaplaşma) • Batı budur, diye düşündü Naci; gaflet ve gururun ışıklı ve sırmalı mantosunda teselli arayan muhteşem bedbahtlık panayırı... (Aynadaki Yalan) • Çoğu, sigâya çekilecek olsalar, komünizmi de bilmeyen, komünist bile olmaktan âciz, lâfta ilerilik heveskârı küfür yobazlarıdır. (Her Cephesiyle Komünizm) • Allah'ım; bizi delinin bayram anlayışından kurtarıp mustaribin şevk ölçüsüne kavuşturman için tecelli bekliyoruz! (Başmakalelerim 2) • Bizde lâisizma, hükümetin sırf kendisiyle İslâmiyet arasına bir ayrılık koyması için değil, münhasıran Türkleri Müslümanlıktan ayırmak için ele alınmış; caniyane bir sinsilikle, Müslümanlığı komünizmadan âdi ve muzır gösterici bir tertiptir. (Başmakalelerim) • Kendini Allah'a esir ver ki, hürriyeti bulasın ve hayvan hürriyetinden kurtulasın!.. (İdeolocya Örgüsü) • Genç adam! Göklerin rahminde, kan renkli şafaklara bürülü bir yeni gün doğmak üzere bulunduğuna inan! (Hitabeler) • Şu futbol, din çapında öyle bir vecd kaynağı olmuştur ki, konuşmaya başlayan çocuğun ilk kelimesi "Gol!" olsa şaşmamalı... Artık insanda kafa meşin top, beyin meşin top, kalb meşin top, mide meşin top... (Çerçeve 4) • Kanunla mücadele bile kanuna riayetle olabilir. (Konuşmalar) • CHP bir parti değildir; Haçlı dünyasiyle anlaşmış olarak Türkün ruh kökünü kurutmaya memur bir ocaktır. (Çerçeve 4) • Ordu makineleşmiş bir mefkuredir. Onu fikir besler, siyaset öldürür. Çünkü siyaset fikrin kendisi değil, posasıdır. (Künye) • Bu kainat ve dünya bizimdir ve anahtarları cebimizde kaybedilmiştir. Yeter ki, onu astar içinden çıkarmayı bilelim! (Başmakalelerim 3) • İmanın kaybolduğu yerde Allah, mühürlediği kalbi bütün muavin kıymetlerden mahrum kılar ve tesellisini verir. (Hesaplaşma) • Batının büyük mustaripleri, hakikat dağına tırmanış yolunda İslâm velilerine nisbetle çıkmaz sokağın cüce piyonlarıdır. (Aynadaki Yalan) • Gençler, hakikî gençler!... Bu adam yolunuza fedadır. Eğer yetişmenizde; çeyrek asırdır zift çektikleri, zulmet sıvadıkları ruhunuzun nesçlerini aralayıp mukaddes kıvılcımın girmesine yol hazırlama işinde de küçük bir emeğim varsa, bunu ebediyet tapusu kadar kıymetli sayarım. (Cinnet Mustatili) • Hapis, işkence, ölüm, açlık, sefalet, hakaret... Hepsine dayanılabilir.Başı boş bir serçe ağzından rastgele düşmüş bir tohumun bile kaybolmasına meydan vermeyen Allahım, bu gençlerin, böyle gençlerin büyük hasad gününe beni yetiştirsin!.. (Cinnet Mustatili) • Ayasofya'nın hilâl hâkimiyetinden uzaklaştırılmasıyla düşmana aşılanan gayret, bir ordunun harp plânlarını satmaktan beter bir tehlike ve suç belirtir. Eğer o kökünden traş edilse ve yıkılsa bir şey değil de, bu haliyle, bütün bir milleti ve tarihi her an öldürüp yine dirilten ve tekrar öldüren bir felâket... (Ayasofya Hitabesi) • Allah diyen bu millet mutlaka kalacak; ve kalacağına göre, öteki dünyadakinden evvel, bu dünyada hesap gününü açacaktır. (Ayasofya Hitabesi) • Disiplin, her oluşun, toprak altında pişe pişe elmas olmaya giden kömürden, kalb içinde pişe pişe insan olmaya giden nâtık hayvana kadar her oluşun, üstün hakikate karşı teslimiyet sırrını gizleyici başlıca usûl şartıdır. (Tanrı Kulundan Dinlediklerim) • Maddî ve manevî bütün iş şubeleriyle insanoğlunun tek cehdi ölümsüzlüğe ermekse bunun biricik müteahhidi İslâmdır. (İdeolocya Örgüsü) • İttihat ve Terakki bir baştan öbür başa sahte kahramanlar sirkidir. Ucuz kahramanlık özentisi ve sahtesi içice... Ondan sonraki devir malûm... Maddede kurtarılan milletin ruhta batırılışı... (Sahte Kahramanlar) • Komünizm sosyalizmin azmanıdır. Komünist olmaya razı olunmadan sosyalist olunmaz! (İslâm ve Öbürleri) • Hayatın gayesi şevk... Büyük ve sonsuz neş'e... Ama delinin, aptalın, vurdumduymazın ve ahlâksızın köpek neş'esi değil... Bir his ki, belirttiğimiz şevk ve neş'e, tek damlası denizler kadar ağlamadan ele geçmez... (Çerçeve 3) • Bazıları "Ben Allah'ı severim; O'ndan korkmam!" der. Bilmez ki, korku, sevginin ta merkezine yerleştirilmiştir. Sevgi korkunçtur. Dağın tepesini seven; uçurumdan nasıl korkmaz!.. (Vecdimin Penceresinden) • Müslüman geçinen eski nesilleri de inkâr edin!.. Eğer onlar tam müslüman olsalardı bugünler başımıza gelmezdi. (Hesaplaşma) • Mutlak ölçüler karşısında ne bir indirme, ne bir çıkarma mümkündür; ve yasakların mutlaka, tam ölçüsü, hikmet ve ruhiyle bilinmesi lâzımdır. Bir de riayetsizliğin, her şeyden evvel büyük bir haya ve hicap dâvası olduğunun takdiri... (Çöle İnen Nur) • Masum kanının sarhoşu eski kaplan bünye, şimdi, üstün insan ahlâkı içinde, bir güvercin öksürse gözyaşlarını tutamıyor. Bu hâl Müslümanlıktır. Ve mutlak inkılâp... (Çöle İnen Nur) • Tek yol dine dönmek.. Tek din İslâm!.. Mânasını yıktığımız ve yaktığımız cami.. Batı O'nun eşiğinde.. Ya biz neredeyiz? (Dünya Bir İnkılap Bekliyor).. • Bizi, ne bizden olduğunu sananlar, ne de bizden olmıyanlar anlayabiliyor. Bizi anlayabilmek istidadı, ancak Allah ve Resulünün sırları yolunda kafasını berhava etmiş yüksek çile ehli Müslümanlardadır. (İdeolocya Örgüsü) • İnkılâp... Bu kelimenin cıcığını çıkardılar!.. Kâğıdı yak, karbon olsun; karbona inkılâp de... Yani ye yiyeceğini, sonra da çıkardığına inkılâp de... İnkılâp budur!.. (Hesaplaşma) • Bize "gerici" diyen, karanlık hokkası ve bataklık deliği ağız! Bizzat sen, zaman kadar mücerret bir şeyi çürütmüş, kokutmuş ve dünyayı Taş Devrine kadar itmiş, atmış bir küfür gericiliğinin mostralık çeşidi değilsin de nesin? Senin secde ettiğin putlar Önünde, Apis öküzüne tapanlar bile özür beyan edebilirler. (Hücum ve Polemik) • Dişi ağrıyan ve kendisini taştan taşa çarpan bir adama merhamet, onu şişkin yanaklarından öpmek midir, yoksa zorla ağzını açıp bağırta bağırta dişini sökmek mi? (Mümin-Kafir) • Bu dâva, benim eski tabirimle ceplerde kaybedilmiş güneştir!.. İnsan dışarıda kaybettiğini dere tepe arar. Ama ceplerde kaybedileni bulmak zordur!.. (Yolumuz-Halimiz-Çaremiz) • Allahım; bizi, seni "Yakın" diye anarken senden uzaklaşanlardan etme! Senden uzaklaştığı korkusu ile çırpınırken sana yaklaşanlardan eyle!.. (Hac’dan Çizgiler, Renkler ve Sesler) • Ey vatanında, evinde, dostları, akrabası içinde garib olanlar; gerçek yakınınız Allah!.. (Hac’dan Çizgiler, Renkler ve Sesler) • Bu dünyada aslına ulaşılacak hiçbir şey yoktur, her şey püften. Bu dünyanın püf olmayan biricik tarafı, işte asıl püf olmayan büyük hayatı idrak etmesinden ibaret. (Püf Noktası) • Müslümanlığımızı, hâşâ, uyuz hastalığı gibi utanç sebebi sayıyoruz! Kravatlı maymunların yanında uyuzumuz görülecek gibi bir his geliyor bize... Bu değil Müslümanlık!.. Dâva yolunda büyük gözükaralık lâzım... (Özlediğimiz Nesil) • Silindir şapkalı köpeğin mazisi çeyrek asır. O her devrin sahtekarı... Ruhuna, buz dağlarını limon bahçesine çevirici ılık samimiyetinden tek zerre düşmemiş mahluk... Ruhu buzdan bir ova gibi hakikat tohumuna yabancı... Buz tohum tutar mı? (Hücum Ve Polemik) • Size, içinde yaşadığınız dünya, fikre fikirle karşılık vermeyi öğretmiyor da teker kelimelik klişeler belletiyor. Kutudan fiş çekercesine her fikrin tek kelimelik yaftasını çıkarıyorsunuz, o kadar... (Hikayelerim) • İlericilik, bizde, kendi kendisine bir şey olmanın değil, kâinat çapında tek oluş İslama düşman olmanın ruh haleti şeklinde meydana çıkıyor ve hiçbir fikir çilesine dayanmıyor. (Türkiye’nin Manzarası) • Bu ne iştir? (Viya - Öropa: Avrupa yoluyla) ahlâk, nizam, şekil, ruh devşirici halimiz ne güne kadar devam edecek? Allahım; mutlak kudretinle şu Amerikalı ve Avrupalıları topyekûn müslüman et de, bizimkiler de müslümanlığı kabul etsinler! (Hadiselerin Muhasebesi) • Meydanlarda trafik polislerinin yanına geçip, boynumda bir yafta, dikilmek istiyorum: İnsanlar, durun! Acımayı bilmeyen geçemez. (Reis Bey) • İslâm, devlete, ruhun uzviyete yapışık olması gibi sımsıkı bağlıdır; asla ayrılmaz ve onsuz uzviyet düşünülemez. (İdeolocya Örgüsü) • Akıl erer mi ki, bütün kâinatı kucaklayan İslâm, insan kalabalıklarının maddî ve manevî yekûn kıymeti ve toplum iradesi olan devleti, sınırları dışında bıraksın? (İdeolocya Örgüsü) • İslâmda halk, hakkın zahiri; ve hak, halkın bâtını olduğuna göre, İslâmî devletin tek ölçüsü Haktır ve biricik hâkimiyet onundur. Halkın değil, Hakkın hâkimiyeti... (İdeolocya Örgüsü) • Sen, ey öksüz millet ve sahipsiz genç!.. Sabret ve bekle!.. Günün mutlaka gelecek ve intikamın asla işkence etmeksizin kötülüklerin başını kesen iman kılıcı ile alınacaktır. (Çerçeve 6) • Yılda 12 ayın bir ayından fazlasını işgal eden bayramlarımızın çoğu, ancak delilere yakışır soydan... Hele kurtuluş bayramları, hele onlar!.. Bir türlü kurtuluştan kurtulamamanın, kendini şuur altında daima esir hissetmenin bayramları!.. (Rapor 7-9) • Bizde hapishane, hiç bir suçun ıstırap ve İntibah yatağı değil, her suçun tam teşekkül ve tekemmül akademisidir. (Cinnet Mustatili) • Aslında, kurtuluşa, gerçek kurtuluşa muhtaç olduğumuz bir gerçektir. Bu gerçeği şuurlaştırmanın da usûlü, boyuna yarım kurtuluşları kutlamak değil, bu türlü kurtuluş edebiyatından kurtulmaktır. (Rapor 7-9) • İslâmı biz, dünyada mevcut her ırkı eriten muazzam bir hararet derecesinde bir pota kabul ediyoruz. Onun içinde hepimiz eriyoruz ve bir tek insan mâdeni çıkıyor; Müslüman... (Sahte Kahramanlar) • Evvelâ her şey mucize... Her şey Allah'ın mucizesi... Yekûn halinde varlık ve tek tek her şey mucize... Göz mucize, kulak mucize, akıl mucize, ruh mucize... İki parmak ucu arasında bir çiçeğin ipek nescini lif lif tadan duygu nedir? Ne sayalım! (Çöle İnen Nur) • Esir kampları halinde Müslümanları depo etmekte kullanılan hangar mânasiyle değil, kâinata hâkim saray mânasiyle camii ve ruhu kurtarmak isteyenler, birleşiniz!.. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Evet,ey yeni gençlik! Sana düşen,bu tayfun ve kasırga asrında Nuhun yeni gemisini kızağa koymaktır. Hak yardımcın olsun!... (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Nefsi elle gösteremem ama kapısını "nah!" diye gösterebilirim: Ağız!.. O, karanlık ağızlar, zulmet kuyusu ağızlar... (Çerçeve 4) • Batılı, nasipsiz kafasını yonta yonta, incelte incelte her şeyi söylüyor ve yalınız "İslâm!" demediği, diyemediği kalıyor da, biz hâlâ çağ nedir, anlamaya yanaşmıyoruz. (Çerçeve 4) • Dâvası yolunda en ince temkin ve ihtiyat tavrından sonra şartların "öleceksin!" emrini verdiği anda ölüm kadehini buzlu bir şerbet içercesine dikmeyi bilmeyenler; eğer ebedî hayata inandıklarını iddia ediyorlarsa, yalancı ve eğer böyle inançları yoksa alçak diye gösterilebilirler. (İhtilal) • Bu memlekette hükümet meselesinin "ben yapayım sen boz, sen yap ben bozayım!" tarzında, her türlü fikir dışı bir inat plânına düşürülmüş olması ne aciptir! (Çerçeve 4) • Çok defa içimden şu his geçmiştir: Bu memlekette çektiğim çilelere karşılık, dâvayı herhangi bir Batı ülkesinde müdafaa etseydim çok daha büyük alâka görürdüm. Durup bakarlardı «bu"adam ne söylüyor?» diye... (Yolumuz-Halimiz-Çaremiz) • Her şeyi o türlü kaybettim ki, Allah'ı kazandım. (O ve Ben) • Kendimi, fikirde, sanatta, şunda bunda, dünyanın en büyük adamı görmek, bilmek, göstermek, bildirmek isterdim; tek, O Kapı'nın köpeğine mahsus derece belirsin diye... (O ve Ben) • Düşünün kaç kişiyiz? Çok defa arkadaşlarıma demişimdir ki: «Kalabalığımıza bakmayın, biz bir tekne dolusuyuz. Bir dolmuş motorunu, ya, doldururuz, ya doldurmayız!» (Yolumuz-Halimiz-Çaremiz) • İslama pazarlıksız ve sımsıkı bağlanmadan önceki şiirlerim ve yazılarım arasında hatta küfre kadar gidenler ise,çoktan beri eser çerçevem dışına çıkarıldığı,herbirinden ayrı ayrı istiğfar edildiği ve çöp tenekesine atıldığı için nereden nereye geldiğimi göstermekte bile kullanılmamalı (Hikayelerim) • Eserlerim mevzuunda vasiyetim kısaca şu: İlk yazılarımdan birkaçı asla benim değil;sonrakiler de en dakik şeriat mihengine vurulduktan, yani nasip olursa tarafımdan bütünleştirildikten sonra benim... (Hikayelerim) • Ben öldükten sonra kim ve ne suretle eserlerimin üzerinde gizli bir tasarrufa kalkar da ölçüyü hafifçe bile olsa örselerse,tezgahını başına yıkınız! En büyük korkularımdan biri,nice müellifin başına geldiği gibi,ölümümden sonraki tahriflerdir. (Hikayelerim) • Beni de Allah ve Resul aşkının yanık bir Örneği ve ardından birtakım sesler bırakmış dîvanesi olarak arada bir hatırlayınız! (Hikayelerim) • Benim avuçlarımdan süzülen, işte o kaynaktan aldığım sudur; bu suyun eğer bulanık bir tarafı varsa nefsime, güzel bir tarafı varsa da efendime aittir. Pırıltılar içinde suyu arayan ceylân gençliği o pınara koşsun!.. (O ve Ben) • Dostlarımıza, uğurlarında tek zerremizi dağlar kadar büyütüp yeni baştan zerre zerre feda edecek kadar dost; düşmanlarımıza ise, tek damla kanımızı okyanuslar çapında genişletip herbirini içinde boğacak derecede düşmanız! (Hitabeler) • Ortalıktaki bu kızlar bizim kardeşlerimiz, kızlarımızdır. Ve bunların eski ismi "Muhadderat-i İslâmiye"dir. Bu kılıkla sokağa dökülmek, iman sembolü annelerimizin misk kokusu baş örtülerini olanca mânasiyle kenefe atmaktır. (Özlediğimiz Nesil) • İşte yakında 19 Mayıs geliyor ve memlekette büyük cinsî cazibe törenleri "Millî Eğitim" yaftasiyle ve devlet eliyle açılmak üzere bulunuyor. Memlekette hemen her şehirli ailenin, kızlarını bağışladığı bu törenler, Batının hiçbir (pavyon) ve (müzik hol)ünde eşine rastlanamaz bir şehvet âyinidir. (Özlediğimiz Nesil) • Bütün sır örtüde... Örtü, kadının mânasına, aranması, bulunması, erişilmesi lâzım bir derinlik veriyor. O mânayı zorlaştırıyor, griftleştiriyor, kıymetlendiriyor. İdeâl... İdeâl işte budur: Aranması, bulunması, erişilmesi gereken gaye... Kadın, vücuduyla ideâlden bir çizgidir ve mutlaka perde arkasında, göz ufkunun gerisinde el uzanır uzanmaz tutulamayacak bir noktada olmalıdır. (Hikayelerim) • Siz diz kapaklarınızdan birer karış yukarısına açık vücudunuzda mahrem nokta tanımadığınızı ilân ederken, dizkapaklarınızdan yukarısına ait bütün tesirinizi kaybettiğinizin farkında mısınız? Erkeğin hasret ve kıymet hükmünü öldürerek mi kıymetleneceksiniz? Siz, vücudunuzun neresini açarsanız, o noktayı kesip atmış gibi kaybediyorsunuz! (Hikayelerim - Örtüdeki Sır) • Maya tutması için otuz küsur yıldır, devrimbaz kodomanların viski çektiği kamıştan borularla ciğerimden kalemime kan çekerek yırtındığım, kıvrandığım ve zindanlarda çürüdüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd etme makamındayım. (Hitabeler) • Nasıl, bir modelden maketleşerek bütün Arap alemiyle, İslâm âlemi bozulduysa ancak Türkiye'den çıkacak yeni modeli tatbik suretiyle kendisini bulabilir. Ondan sonra milyara yaklaşan İslâm nüfusu, dünyaya sözünü söyler. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor) • Bu memleketin öz sahibi olan biz, bodrum katına sığınmışız ve orta kata çıkamıyoruz. Orada ayaklarını üst üste atmış beş insan bodrum katına hükmediyor. Kanun yoluyla zuhur bu bahiste bizi tamamen serbest kılar. Biz bu memleketin sahibi gibi hareket edemiyoruz, elimizi uzatamıyoruz, koparamıyoruz, çekemiyoruz, alamıyoruz! (Özlediğimiz Nesil) • Bize mürteci diyen!... Sen, bizzat, zaman kadar mücerret bir şeyi kokutmuş ve kâinatı hareket noktasına kadar geriletmiş bir bedbahtsın! Hâdiseleri, basit tarih ve kemiyet sıralarına göre sınıflandırmaktan başka hiçbir teselli kalmamıştır elinde... (Hücum ve Polemik) • Emirlerle yasakları iki kanat gibi takınan, bunlardan nokta feda etmeyen, sonra ibâdetini hiçe sayan, nefsine Allah'ın rahmetinden başka hiçbir dayanak görmiyen ve kendisini dünyanın en sefil günahkârlarından aşağı bilen insandır ki, gerçek müslümandır. (Çöle İnen Nur) • Allah'ın bildiğini kuldan saklamanın mânâsız olduğunu sanan şeytanî teselli, uydurma bir samimiyet rolü içinde dünyanın en misilsiz ahmaklığına yuvarlandığını bilmez. Bu teselliyle cemiyet meydanına çıkarılan günahın, günahtan başka, bir de günah cür'eti ve hattâ saadeti belirttiğini ve işte bunun günahtan beter olduğunu anlamaz. (Çöle İnen Nur) • Günah başka, günahın alenilik plânında belirttiği cür'et ve bir nevi iftihar edası başka... Birinde dayanılmayan bir nefs zoru, ötekisinde günahla varılan keyf edası var. İkincisi, derecesine göre, günahı aşar. (Çöle İnen Nur) • Açıkça orucunu yiyen birine ihtarda bulunursanız diyecektir ki: -Allah'ın bildiğini kuldan niçin saklıyayım? Ona deyiniz ki: - Allah senin vücudunda bazı mahrem uzuvlar olduğunu da biliyor ve görüyor. Allah biliyor ve görüyor diye onları Çıkarıp gösteriyor musun? (Çöle İnen Nur) • Ve bütün Arap âleminde birtakım kaba akılcılar... İbn-i Teymiyye'ciler... Reformcular... Bir tek şey söylemek isterim: Bir ev düşünün ki, yıkılmak üzeredir. Ne lâzımdır?.. Payanda... Eyübsultan'da-ki ahşap ev... İslâmsa; temeli ezelde atılmış, çatısı ebedde olan binadır. Payandaya muhtaç mıdır?.. Payandayı, yâni reformcuları tek kelimeyle silin!.. İslâmı bulmak... Dâva budur!.. (Hesaplaşma) • Vatanı kurtarma dâvasında her fedakarlığa hazır ve bir kök telakkiye malik bir Partiye düşen borç, kimya tabiriyle “renksiz, kokusuz, tadsız” bir dış yüz peçesi altında, her tarafa güler yüz göstererek gayesini kalbinde muhafaza etmek, fincancı katırlarını ürkütmemek ve fırsat doğduğu, günü geldiği zaman nihaî atılışa girmektir. (Turgut Özal'a Tavsiye ve Talimatlar) • 36 Türk hükümdarı arasında belki en büyüğü ve tarihî hakkı muazzam bir zat mevzuunda yahudi, dönme, mason, kozmopolit ve emperyalizma ajanlariyle el ele, İttihat ve Terakki eşkiyasının imal ettiği ve Cumhuriyet rejimi boyunca devamına şahit olduğumuz yalan tarihe paydos!.. (Ulu Hakan Abdülhamid Han) • Kendi içimizde ve kendi cebimizde kaybettiğimiz, sonra körler gibi el yordamıyla eşya ve hâdiseleri sığayarak hep dışımızda ve yabancı ceplerde aradığımız, aradıkça kaybettiğimiz, kaybettikçe bulduk sandığımız, bulduk sandıkça kaybımızı derinleştirdiğimiz anahtarın kum üzerindeki yuvası... Büyük Doğu budur. (İdeolocya Örgüsü) • Büyük Doğu, İslâm içinde ne yeni bir mezhep, ne de yeni bir içtihat kapısı... Sadece "Sünnet ve Cemaat Ehli" tabirinin ifadelendirdiği mutlak ve pazarlıksız çerçeve içinde, olanca saffet ve asliyetiyle İslâmiyet'e yol açma geçidi; ve çoktanberi kaybedilmiş bulunan bu saffet ve asliyeti Yirmibirinci Asrın eşiğinde eşya ve hâdiselere tatbik etme işi... Galiba işlerin de en değerli ve pahalısı... (İdeolocya Örgüsü) • Nedir «sardalya» yahut «konserve kutusu Müslümanı»?.. İzahı: Birçok «Müslümanım!» diyen, bir kutuya benziyor. İçi boş bir konserve kutusuna... İçine kadınların dikiş takımlarını koydukları bir teneke kutu... Ve boyası sıyrık bir «Müslüman» yazılıdır dışında... (Yolumuz-Halimiz-Çaremiz) • Fikirde, sanatta, anlayışta, anlatışta, buluşta, tutuşta, dağıtışta, toplayışta ve nihayet yaşanmaya değer hayatın ölçülerini billûrlaştırma işinde dünyanın en büyük adamı olmak isterdim; nefsim için değil de, sırf O'nun ümmetinden en hakîr ferde düşen liyakat payını ve üstünlük derecesini göstermek için. (İdeolocya Örgüsü) • Nâzım, dedi Mistik Şair; benim rejimim olsaydı seni asardım ve bu, adaletin ta kendisi olurdu. Fakat hiçliğin rejiminden gördüğün mesnetsiz zulmü asla kabul edemeyeceğim için seni görmeye geldim! (Babıali) • Bizde hürriyet ve demokrasi, Meşrutiyete kadar, kendisini çölde hayâl edenlerin serabıdır. Meşrutiyetten Cumhuriyete dek, evlerin kapılarını ve sandıkların kapaklarını açmaya, üstelik vicdanlarla ağızları kilitlemeye mahsus eşkiya parolası... (Türkiye'nin Manzarası) • Allah'a şükür Tanzimattan beri gelen, menfi tarafından galip ve hakim örnekler arasında, bu milletin ruhuna bağlı ve rüyasına ilişik, sahici, belki de ilk, dünya görüşünün mimarı ve davacısıyım. (Müdafalarım) • Hemen hepsi; İslâmın ulvî ideoloji ve üstün stratejisinden gafil, cahil ve fikirsiz... Bunları hep aynı mücerret tipin kabında şekillendiren batı, yahudilik, masonluk ve emperyalizm ajanları pek âlâ takdir etmektedir ki, İslâm âlemi böylelerinin elinde oldukça, kendisi için hiçbir tehlike mevcut değildir ! (Hitabeler) • Türkiye'nin ve İslâm aleminin bugünkü hâli, Allah resûlüne ait mucizelerin, hiçbir peygambere nasip olmamış, en büyüğü!.. Tersinden mucize... Onun nuruna malik olmanın tarih dolusu mucizeleri yanında aynı nurdan mahrumluğun bir milleti ne hâle getirdiğini belirten, mucize üstü mucize... (Rapor 4-6) • Bizim eksikliğini gördüğümüz ve hasretini çektiğimiz hareketse, her hangi bir rejimi kanun dışı yollarla devirmeyi hedef tutan bir iş ve aksiyon dehası değil, ona, her ân, her şeye muktedir bir efkâr-ı umumiye yaşadığını hissettiren, asla nöbet yerini bırakmayan içtimaî dayanışma ruhudur. (Başmakalelerim) • Bu milletin başına zorla ve kanunla yerleştirilen şapka, (...) şahsiyetimizi topyekun Garba teslim ettirilişimizin, yüzde yüz palyaço haline getirilişimizin, bir paspas üzerinde millî ırzımızı Avrupalıya feda etmeye zorlanışımızın resmî, alenî ve nihaî hamlesi olmuştur. (İdeolocya Örgüsü) • "Bak, Garp emperyalizmasından neler kopardık!" demekte hangi hak olabilir ki, aynı Garp emperyalistleri bizden koca imparatorluğumuzu baştanbaşa koparmışlar, bizi dörtte bire indirmişler; bir kademe evvelde sekizde bire indirmişken, nihayet misilsiz bir zafer sonunda dörtte bire razı olmuşlardır. Böyle bir tarihî facia karşısında palyaço tavırlı bu istismar ve gözbağcılığı hareketi nedir? (Başmakalelerim 2) • İslâmda idare şekli yok, idare ruhu vardır; ve ulvî ve münezzeh İslâmiyetin, saltanat, cumhuriyet vesaire gibi toprak seviyesinde kalan basit ve iptidaî şekil ve kadro tercihlerine karşı herhangi bir alâkası mevcut değildir. O, Hakka esir bir fert hükümranlığını, başıboşluğa mahkûm bir hürriyet idaresinden üstün tutar; fakat en seçkin cemiyet temsilcilerinin meşveret idaresini hepsinden üstün görür. (İdeolocya Örgüsü) • Ülkücüsü, Akıncısı, Mücadelecisi, Nurcusu, Süleymancısı, MTTB'lisi, filânı, falanı diye hiçbir tefrike yer vermeksizin bildireyim ki, Allah ve Sevgilisine hüvesi hüvesine bağlı her genç, hangi çevredense o çevrenin yanlış ve doğrularını gösterici nurdan alnından bir pertev taşıyor demektir ve başımın tacıdır. (Rapor 4-6) • Yazık etme kendine,genç adam! Babalarından başlayarak benim 40 yıldır ruhlarınızı yoğurmaya çalıştığımı bil, yoluna dikkat et ve dar çerçevelerden kurtul! Toplan, anlaş, birleş, bütünleş! (Rapor 4-6) • GENÇ ADAM!.. Hangi dernekten, hangi çevreden, hangi demetten, hangi markadan olursan ol, en doğrusu ve en güzeli, bütün bu dar köşe ve bucakların senin susuz ruhunu doyuramadığı şuuru içinde zevkin ve meşrebin seni nereye itmiş olursa olsun... Sen yalnız şunu bildir: Bütün saffet, asliyet, kefalet ve hakikatiyle İslâmda mısın?.. (Rapor 4-6) • Müslümanlık iddiasında bulunup da kardeş, hem de din kardeşi etini yemekte engel tanımayanlara... Eğer hepinize birden süt anneliği etmiş bir insan sayıyorsanız beni, biliniz ki, topunuzu birden bir havanda dövüp İslamın beklediği kuvvet ve hayat macununu elde edinceye kadar son nefesimedek çalışacağım. (Rapor 4-6) • Tabutumu, şu veya bu dar çerçeve markalıları değil, alınlarında gerçek İslâm tuğrasını ışıldatanlar taşısın! (Rapor 4-6) • Arada bir radyoda duyuyoruz, biri yaralanıyor, kan isteniyor; "Sıfır grubu, R-H negatif kana ihtiyaç var, aman koşturun!" Ben size depolarla muhtaç olduğumuz kanı söyliyeyim: Sıfır grubu yerine namutenahî grubu, R-H yerine A-R, (Allah ve Resulü) remzini taşıyan kan... (Sahte Kahramanlar) • Hiçbir kaptan haritadan, hiçbir şoför kilometre işaretinden, hiçbir doktor röntgen camından şüphe edemez. Fakat sen, Tanzimattan bu yana, öne sürülen bilgi ve hakikat unsurlarından şüphe edebilirsin!.. İlimde bile dolandırıldın? Bunu düşün! (İdeolocya Örgüsü) • İslâmiyette ister zina ve ister sirkatin cezası, herkes bu fiilleri yapsın da öbür taraftan da cezasını görsün diye değil, kimse yapmasın ve bu ceza tatbik olunmasın diye vaz'olunmuştur. Zaten Şeriatte zina fiilinin tesbiti için ne kadar şart ve kayıt konduğunu bilseydiniz, bu cezanın tatbikini hemen imkânsız görür; ve çehresini anlardınız. (Mümin-Kafir) • Biz Avrupalının kendi familyasından sandığı bir millet değiliz. İstediğimiz kadar ondan olduğumuzu iddia edelim, onun kılağına bürünelim ve harfleriyle yazı yazalım; Avrupalı bu iddiamızı, hattâ bu iddiada muvaffakiyetimizi alkışlarken, için için bize gülecek, bizden tiksinecek ve tuzağa kendi ayağiyle düşen bu safdil avı kaçırmamak için her şaklabanlığı yapacaktır. (İdeolocya Örgüsü) • Tanzimattan beri bütün inkılâp anlayışımız, Avrupalının kâh Masonluk ve sınır dışı (plasman) arayan büyük sermayecilik ve kâh doğrudan doğruya emperyalizma ve silâhla tazyik şeklinde karşımıza çıkardığı, bu, kendimizi inkâr ve tahrip tuzağına bir parça daha yerleşmekten ve o tuzakta dünyanın en yavan ve sahte saadet ve kurtuluş edebiyatlarını gevelemekten başka bir şey olmamıştır. (İdeolocya Örgüsü) • 19'uncu asırda, mahut ham softa ve kaba yobaz tipi, yerini pembe kıçlı maymunlardan daha sefil Avrupa hayranlarına; ve bu defa aynı yobazlığı küfür ve dinsizlik adına göstermeye namzed, takma beyinli züppelere bırakmak yolundadır. Oh, Batı dünyası, bir türlü deviremediği muazzam ağacı, içinden kurutmanın yolunu bulmuştur. Böylece tam ruhî ve yarı maddî müstemlekeleşme çığırımız açılır. (İdeolocya Örgüsü) • Büyük Doğu ideolocyası, minarelerden yükselen ezanlarla Batı ruh ve kültürünü yenmek dâvasını güderken, fabrika bacalarından yükselen duman kıvrımlarının göklerdeki nakşiyle de maddeye hâkimiyet hünerini Batıdan koparıp almak gayesini temsil eder. (İdeolocya Örgüsü) • Batı, maddeyi fethetmekte kendi keşiflerinin makinesine kolunu kaptırmıştır. Şimdi ona tahakküm etmenin ruhi müeyyidesi peşinde... O bu halindeyken bizim onu her şey sanmakta devam etmemiz, Batıyı bir erişmişlik içinde görmemiz, her gün biraz daha ona özenmemiz ve kendimizden tiksinmemiz, felâketlerin felâketi!. (Aynadaki Yalan) • Bir insan: “Ben Kur'ân'ı kendi aklımla tefsir ederim!” Dese de, neticede, tefsiri noktası noktasına büyük tefsircilerinkine uygun çıksa, hareketi, yine dinî cinayetlerin en büyüğü olur. Küfür... Kur'ân'ı öz aklı ve anlayışıyle tefsire kalkışanın küfürde olduğu hadîs ile sabit... (Çöle İnen Nur) • İşi gücü klişe tekerlemekten ibaret bir ham softayla, hakikî ve derin bir iman sahibi arasındaki fark! Hakiki ve derin iman sahibinin ulvî meseleleri vardır, yobazın da takur tukur bir sürü klişesi... Hakiki ve derin iman sahibi herhangi bir din kanununu, istridyenin içindeki inci gibi kullanır, yobaz da istridye kabuğu gibi... (Çerçeve 1) • Allah hem kulunu muhtar olarak yaratmak, hem de önceden kuşatmış olmak gibi, akıl almaz tezadı birleştiren kudrettir. Aklın durduğu ve kıpırdayamaz olduğu bu noktadaki sonsuz kudrettir ki, Allahtır. Sen yaratıcıyı kendi kudret seviyene mi indiriyorsun ki, sence birleştirilmesi muhal olan bir tezadı, O'nca da birleştirilemez farzediyorsun? (Doğru Yolun Sapık Kolları) • Seni bir kazığa oturtsam... Kazığın sivri ucu, kan boşanan ağzından çıksa... Gözlerini kızgın demirlerle söndürsem... Tırnaklarını yavaş yavaş, her saat başı kıl kadar çeke çeke söksem... Derini ceviz içini açar gibi yüzsem ve kan oturmuş cildine tuz bassam... Bir serçe aksırınca katıla katıla ağlayacak kadar merhamet hastası ben... Bütün bunları yapsam... Yine senden hıncımı alamam... Ey nefs!.. (Vecdimin Penceresinden) • Yalnız manayı anlasak, yalnız onu yerine getirebilsek, Ayasofya’nın kapıları sabır taşı gibi çatlar, kendi kendisine açılır. (Ayasofya Hitabesi) • Bizi, şiltesi üç kıt'ayı kaplayan devi, cüceleştirdiler. Sonra ona iki santim boy ilâve edip, Batının bit pazarı elbiselerini giydirdiler. Peşinden de: "İşte sana lâyık (özgürlük) ve (uygarlık) budur!" dediler. (Ayasofya Hitabesi) • Annemizin cennet kokulu başörtüsünü sarhoş kusmuğuna bez diye kullanan, ahlâkımızı Paris'in dünya çapındaki (Şabane) kerhanesinden daha aşağıya düşüren, millî kültürümüzü çöplüğe ve millî iktisadımızı kumarhaneye çeviren, zekâmızı maymunlaştıran ve kalbimizi kanserleştiren, tarihi 129 yıllık cereyanın, kendi öz evimizde, yüzümüze kapadığı oda, mukaddesat odamız... Ayasofya budur! (Ayasofya Hitabesi) • Türkün mukaddesatına frengili bir surat gibi bakan bu insanlardır ki, "frengi" mefhumunun tâ kendisidirler ve ciğerlerine kadar frengilidirler...! (Ayasofya Hitabesi) • Ayasofya, bir mananın zıt manaya taarruz ve onu zebun edişinin, bütün dünyada eşi olmayan âbidesidir… (Ayasofya Hitabesi) • 10 milyon kilometre karelik bir servet ve nimet zeminini 700 bin kilometre kare fakir bir anavatan kadrosuna kadar indiriyorlar, fakat bütün bu olanlara rağmen, Fatih'in o kadar maharetle yerine oturttuğu mili söküp atamıyorlar, çekip alamıyorlar. Zira İstanbul ve Ayasofya, muazzam nasibi icabı, anavatana bitişik ve onun içinde kalıyor; hiçbir şey yapılamayınca da, dünyada hiçbir milletin başına gelmemiş bir felâkete yol açılıyor. (Ayasofya Hitabesi) • Ayasofya Türk'ün öz evi ve anayurdu içinde güya Türk'lerin eliyle mânasından koparılıyor, duvarlarından Allah ve Resulünün mukaddes isimleri indiriliyor, iç sıvaları kazınıp putlar meydana çıkarılıyor ve hilâlden ziyade salibin faziletlerini ilâna memur bir müze, yani içinde İslâmiyetin gömülü olduğu bir lâhid haline getiriliyor. (Ayasofya Hitabesi) • Artık o, basit bir taş yığınıdır. Öyle bir taş yığını ki, sadece kendisinde kıyılan ulvî mânanın katillerini ilân ve ihtarla kalmıyor, üstelik her an salibin ağzından salyasını akıtıcı bir iştah telkiniyle, Türk'ün, ruhiyle beraber maddesini, maddesiyle beraber de ruhunu hıristiyanlık âlemine peşkeş çeken, "buyurun, ne duruyorsunuz; gelin ve bizi esir edin!" diyen bir hava yaşatıyor. (Ayasofya Hitabesi) • Eğer o kökünden traş edilse ve yıkılsa bir şey değil de, bu haliyle, bütün bir milleti ve tarihi her an öldürüp yine dirilten ve tekrar öldüren bir felâket... (Ayasofya Hitabesi) • Ayasofya'nın kapatılması, Türk tarihine, mukaddesatına, ruhuna ihanetlerin en büyüğü şeklinde meydana gelmiştir. Türk'ü yoktan var ettiğini iddia eden bir zümre ve (klik) zihniyeti, Ayasofya ile Türk vatanını, göklerdeki aslî ve hakikî vatanıyla beraber satmıştır. (Ayasofya Hitabesi) • Ayasofya, muayyen bir idare ve zihniyetin getirdiği, ruhî, ahlâkî, içtimâi, iktisadî, idarî, siyasî felaketler eliyle Batı dünyasına takdim edilen hediye kutusu üzerindeki fiyonklu kordelâdır. (Ayasofya Hitabesi) • Topyekûn şahsiyetlerini düşmana teslim edici böyle hediyeleri veren milletler ise, hediyeyi alanlar nazarında hakir ve zelildir. (Ayasofya Hitabesi) • Batılıdan, sığıntısı olmak yoluyla sağlanabilecek hiçbir himaye mevcut değildir. (Ayasofya Hitabesi) • Bütün bu mânalar Ayasofya'ya bağlı... (Ayasofya Hitabesi) • Türk İstiklâl Savaşı'nın temiz ruhuna leke düşürenler, o ruha ve onun müspet temsilcilerine rağmen, kazanılmış bir istiklâli topyekûn tersine çevirme yoluna girmişlerdir. (Ayasofya Hitabesi) • Kendi öz mukaddesat ve târihini kendi öz yurdunda maskara edenlere, o mukaddesat ve tarihin düşmanları hürmet etmez, tiksintiyle bakar. (Ayasofya Hitabesi) • Eğer Abdülhamid'e, Ayasofya'yı müze yapması karşılığında bütün dünya hazinelerini vereceklerini söyleseler, nefretle reddeder, imparatorluğunu elinden almakla tehdit etseler son damla kanına kadar akıtmakta tereddüt etmezdi. (Ayasofya Hitabesi) • İnkarcı (Volter)in Allah'ın Sevgilisine ait piyesini Fransız tiyatrolarından Fransa devleti marifetiyle kaldırtan, yoksa bunun harp sebebi olacağını Fransa hükümeti'nin suratına çarpan, Ulu Hakan Abdülhamid Han'dan başka kim olabilmiştir? O Abdülhümid Han ki, bunca ordusundan yalnız bir tanesiyle birkaç gün içinde Atina kapılarında görünüvermiş ve küçücük bir Yunan şımarıklığını, onlara Ayasofya'dan bahsettirmek yerine (Akropol) önünde ordugâh kurmakla cezalandırmıştı. (Ayasofya Hitabesi) • Ayasofya’nın kapılarıyla beraber ruhumuzu kilitlediler; ruhumuzu kilitlemek için Ayasofya’yı kilitledirler… (Ayasofya Hitabesi) • Ayasofya’nın manasını, Yunanlı kadar olsun idrak edemiyoruz. (Ayasofya Hitabesi) • Ayasofya'yı kapalı tutmak, bu toprağın üstündeki 30 milyon ve altındaki 30 milyar Türk'ün semâları tutuşturan lanetine hedef olmaktır. (Ayasofya Hitabesi) • Ayasofya açılacak... Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlayacak!.. Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek... (Ayasofya Hitabesi) • Ayasofya'yı, artık önüne geçilmez bu sel açacak... (Ayasofya Hitabesi) • Allah tarafından mühürlenmiş kalplerin mühürlediği Ayasofya, onların aynı şekilde mühürlemeğe yeltenip de hiçbir şey yapamadığı, günden güne kabaran akınını durduramadığı ve çığlaştığı günü dehşetle kolladığı mukaddesatçı Türk gençliğinin kalbi gibi açılacak... (Ayasofya Hitabesi) • Bekleyin gençler!.. Biraz daha rahmet yağsın… Her yağmurun arkasında bir sel vardır… Hepimiz şöyle diyelim, “O selin üstünde bir saman çöpü olsam daha ne isterim”. (Ayasofya Hitabesi) • Gençler, kayaları biçecek, ormanları tıraş edecek ve betonarmeleri söküp götürecek olan bu sel yakındır. (Ayasofya Hitabesi) • Bir gün, bir gazete, benim için «İşte, sen ancak on - onbeş bin satarken biz yüzbin satarız!..» gibilerden bir yazı yazmıştı. Cevap verdim: «Sen yüzbin değil, beş milyon da satabilirsin.' Beş milyon fahişe işleten bir umumhane beş milyon kişinin vicdanına hükmettiğini iddia edemez!.. Ama benim onbeş bin kişim, öyle onbeş bin kişi...» (Yolumuz-Halimiz-Çaremiz) • Allah sayınızı artırsın; yüz elli yıl yaşayacağımı bilsem dahi, geç kaldığımıza inanıyorum. Gece gündüz çalışmalıyız; meselelerimizi dağa taşa anlatmalı, Allah kullarını taşıdıkları değerden haberdar etmeli, yetimlerin gözyaşını silmeli, kimsesizlerin dostu olmalıyız. Gayretimiz gökle yer arasındaki bütün yalnızlara ulaşmayı hedef almalıdır... (Mehmet Niyazi Özdemir - Dahiler ve Deliler) • İnanıyorum ki, bir gün, bu memlekette birdenbire bütün ruhundan ve maddesinden davacı bir nesil şahlanacak; ve bir akşam üzeri, üzerine hafakanlar basarak "Çocuklar! Ne gün sabah olacak?" diye avaz avaz haykıracaktır. Ben, bu kadar güzel bir nidaya, bu günden bir takım nota kâğıtları hazırlamaya çalışanlarla beraberim. (Çerçeve 2) www.n-f-k.com/nfkforum www.facebook.com/NecipFazilaAitOlmayanSozler www.twitter.com/nfk_asilsizsoz ___________ NOT: Bu sözlerin eser isimlerine göre tasnif edilmiş hali aşağıdadır. Her iki liste de düzenli olarak güncellenecektir. Listemize eklememizi istediğiniz sözleri bu konu başlığına yazabilirsiniz.
  23. Listemize eklenen son sözler: - Deli gibi sevmek bir işe yaramıyor, sadece uykusuz bırakıyor. - Şeytan, önce insana, Allahı unutturur; Sonra, Çağdaş çöplükte, ne bulursa yutturur. (Cengiz Numanoğlu'na aittir.)
  24. Bir gemi arıyorum pusulası İmandan. Alıp götürsün beni bu hüzünlü limandan.. Bu beyit de listemize eklenmiştir.
  25. TEK SÖZ

 Kelimenin bittiği yerde konuş ecelle; De ki, bildiğim tek söz, Allah azze ve celle. (Öfke ve Hiciv)

 TEK KELİME
 Ne var ki, pazarlığa girişecek ecelle; Sermayem tek kelime, Allah azze ve celle... (Çile)

 Her iki beyit de Üstad'a aittir.
×
×
  • Create New...