mumin

Ahh tazir hocam yapmayın adamlarda din ibadet bırakmadınız. Çok çok sert bir yorum. Bizim fakülteye İslam hukuk Profü Apaydın hoca ki gelenekçidir. Bunu ben de sordum. Mezhep ihtilafları ve dört hak mezhep üzerine Şia uygulamalarını sordum. Ifa ettiği mezhep itikadını hak görüyor ve uyguluyor ise kendi içinde mazur ama hesaba çekilecek dedi.Topyekun ibadetlerini yok saymak bizim ruhsatımızla olacak basitlikte değil.

 

Ayrıca asırlık bu mevzular hala bizi meşgul etmemeli. Geri sayıyoruz asır koştukta geri sayıyoruz. Onların cennette olmaları bizim mekanımızı gasp etme olmayacak? Elbet yapılan eğilen hatta düşünceden hesaba çekileceğiZ. Bırakalım bu mevzular zaman öldürme başka bir şey değil.

Sevgili trradomir geniş izahatınız için teşekkür ederim,aydınlatıcı oldu. Yalnız ben artık 'reel yahud ciddi devlet gereği' söylemini sevmemeye başladım. Hem bağımsız bir güç olduğumuz iddia edilecek hem de bu denli yine bağımlı olacağız. Her ramazan yaşanan katliamlar.. Geçen sene Mısır bu seferki ve hala devam eden Gazze. Biz bu kadar rezil,aciz bir devlet miyiz ya? Uluslar arası hukuku koruyarak bir şeyler yapmak diye bir safsatanın arkasına saklanmayalım artık. Yani bugün yaşadık ya çıldırıyorum. Işıd olunca vur hemen -ki bence bu da amerika projesi- Müslüman koyun gibi kıyılsın ve hatta BM Hamas'ı kınasın. Utanıyorum yemin ederim Müslüman kimliğinden nefret ediyorum. İslam ülkesi de bize ümit bağlamış. İçler acısı ya.

Duygusal falan değilim, artık gerçekten adım atılmalı. Dostum Obama diyor da o kadar. Bırakın ya hepsi kafir pislik bizimki de zorla aralarında yer almaya çalışıyor. Yeni öğrendim o Yahudi cesaret ödülü nedir, şimdi iade edecek diye gururla söyleniyor. Başta neden almış? Bugun Rusya'yı görüyoruz adama yapılan boykot-yaptırım malum kimseyi taktığı yok. Alın dize bağımsız devlet. Kadın aklım ve hassas ruhumla ben bunu düşünüyorum. Bilmem ben konjonktürel falan. Ama gerçekten aciziz, hiçiz.

 

Sayın hacegan Işıd'ın da Allah belasını versin ipini elinde tutan pisliklerin de. Kesin taliban ve el kaide gibi proje örgüt bunlar. Müslüman olduklarını düşünmüyorum. Mahvolmuş bir coğrafya ve İslam imajı. Güya tek direnen Türkiye. Hayat enerjim bitti resmen. Bilmiyorum ya çok üzülüyorum. Inanın kassam tugayı komutanı Ubeyde rüyama bile giriyor. Bu acziyet bir Müslüman onuruna yakışmıyor.

Net söylemeliyim Gazze hususunda biraz samimiyet sorguluyorum. Şimdi öğrendik haberlerde Amerika IŞidi vurdu. Adamlar hristiyan kasabalara saldırınca duramadı özgürlükçü Sam amcamız. İş bizim zaviyeden ele alınınca miting meydanlarında mikrofonu konuşmaktan ibaret. Şu boykot devlet eliyle yapılması gereken değil mi? Sokma bu malları ülkeye, gümrükte bas vergiyi. Yok. Bir de oğlu Bilal'in gemilerinin İsrail ile ticareti şeklinde söylem var. Paralelin oluşturduğu algı mı bilmiyorum.

Yalnız Gazze meselesinde artık kabak tadı verdi hükümet. Göndersin İsrail konsolosunu, kendi elçisini geri çeksin. Yanlış anımsıyorsam düzeltin Venezuella olmalı İsrail'i terörist devlet ilan etti. Bizimkiler bırak İsrail yanlısı ilan ettiği Ekmel'e saysın.

 

Biraz dikkatli baktığımızda çok da temiz ve masum olmadığını göreceğiz. İçinde yiyici,menfaatperest insan çok. Arkadaşın babası teşkilatta idi. Yapılan harcamalar belirtilip maliyet kesiliyor. Adam ücreti kabartmış. Babası uyarınca, ya hu demiş biraz cebimiz dolsa ne olur. Ateş yiyesice. Var yani yok değil. Benim siyasete duyduğum güven yıkıldı. Zamanında cemiyeti ruhundan yakalamak adına Müfid bir alet idi. Bugun sadece fanatizm çizgisinde ağzından köpükler çıkararak savunma-sövme arasında bir kavga. Muhafazakar çevrenin ahlaki tahrifinde en aktif etken oldu. Düşünme, üretme,proje yok Taga deli gibi asılıyor. Midem bulanıyor artık. Ciddi bir tasfiyeye bizim de içimizde ihtiyaç var. Paralele vurduğu kadar içlerindeki yiyici, makam, para delilerine de vursa.

Ha oyum yine başbakana.alternatif yokluğu da etken tabi demeliyim bunu.

Ben hepsinin aynı kefede değerlendirilmesine karşıyım. Ben de sahabe -i güzine hakaret eden ve küfür isnad edenleri savunuyor değilim. Allah ıslah etsin yoksa azaba uğrayacakları muhakkak. Her neyse burada bağırılmadan, birini kalaylamadan konuşamaz mı olduk nedir yani? Herkes bir hoş. Nezih bir üslup dini meselelere yakışandır. Yoksa tenkid ettiğimiz o insanlardan ne farkımız kalır?

Tamam beyfendi sövünüz.

Ihtiyatlı yaklaşılmalı. Bu kutuplaşmalar Müslüman alemine zarar, ümmete muhalefet. Şia'nın pek çok muhtelif kolu var. Gidiniz umrede haccda çok İran'dan gelen Müslüman göreceksiniz. Bu insanları nereye koyacağız? Ayrıca sahih hadis de olsa ahad haber hükmündedir yani mütevatir değildir. Inkarı İslam dairesinden çıkarmaz. Diyeceğiz ki kendi içlerinde mazurdurlar ama daha sahih mezhebe geçmedikleri, daha doğru itikad üzere olmadıkları için hesaba çekileceklerdir. Tekfir basit bir argüman değildir.

Hafakan abi siz de açın Faruk Beşer hocanın sigara hakkındaki fetvasını okuyun. Harama bile gidiyor fetva.hadi buyrun haramin hukmu ne?onda azap yok mu? Şimdi siz de dusunceli mi kalacaksınız yoksa karar mi kılacaksiniz? Herkes kendinden başladığında aslında başkasının gunahi olmadığına hükmedecegız.

Dediğinize bin pisman olmayın. Sadece artık böyle sert tepkilerden kaçınmamız lazım. allahın rızasınin neyde olduğunu bilemeyiz.

Korkarım bu çizdiklerinizden ötürü azap olunacaksiniz. Aslında nükte ve telmih yapmak istedim ama gulemiyorum.

Güzel temennileriniz için teşekkür ederim. Cumlemiz için olsun. Bütün gönüldaş ailesi adına.

 

Ayrıca resim de tam masa başı mühendisi gibi olmuş yalnız tazir abinin öyle bakmadığını düşünüyorum:)

Hayır hesap sorma değil sadece gözüme ilişti o yazı da merak ettim. Hayırlısıyla muvaffak olun. İnşallah. Kitabı duvara fırlatmak iyiymiş. Bizim daha formasyon başlamadı.seneye inşallah.hoş istemiyorum da. Akademi hayalim. Ama ortalamam el vermiyor. Bakalım uğruna yaz okullarına bile geldim.hayirlisi. rabbim cümlemize en güzelini nasip. Etsin.yürekten isterim bunu.

Tazir hocam sizde zaten öyle hava baskın,matematik kesinliği içinde herşey :) masa başı muhendis de nasıl bir meslek tasviri oluyorsa artık.

Bu arada çizimler çok sevimli. Daha zaman ayrılarak profesyonel şeyler çıkartılabilir.

 

Bütün cevapları paketlediğim bir mesaj anca bu kadar bütünlük içinde olabilirdi. :)

Biraz alakasız olacak ama,kağıdın arkasında öğrenci psikolojisi yazıyor. Siz neden sebeple pedagojik formasyon dersleri çalışıyorsunuz? Ne bileyim masa başı muhendis havası seziyorum ama yanılıyor da olabilirim? Merak ediyorum kim ne işle meşgul. Yıllar oldu soyut

birer remzden ibaretiz.

Tazir abi buraya da gelip bana kızacak siz ona uğraşıyorsunuz :) gönüldaşım bu soru benim ortaya attığım birşey değil. Kötülük problemi diye gerçeklik var sadece bu dusunceyi buraya taşıdım . Araştırıp öğrenmenin. Yolunu açmak istedim hepsi bu. Dusuncenin tecridinden bahsettim ya sanırım şu an ona itiliyorum. Sadece bir takım düşünce gerilimi içindeyim. Ortak duyarlilik sergiledigimiz. İnsan az. Ne çeyrek filozof olma derdindeyım ne de allamelik taslamak.

Rabbim kalbi iman dolu olanlara katsin,muhlis eylesin.

mümine tavsiye,

 

İmamı Gazali Hazretleri külliyatını okuyunuz.

Teşekkür ederim. Kesinlikle bunun niyetini aldım.

Ben korkmuyorum ama hafakan bey korkmuşa benziyor. :) kelam benim hayran olduğum sahadır merak etmeyin ömrüm olduğu müddetçe Rabbim bu yolda derinleşmeyi nasip etsin. Hatta her muslumana şart bu. Hocalar bunları sokaktaki insanlara anlatayim demeyin. Diyorlar. Sanırım haklılar. E cevabı içinden bulamayanlara cevap gerekiyor. İnanmayan biri muhatabimiz olabilir. Hiç gayri müslimle karsilasmadim ve nasıl anlatilir bilmiyorum. Muslumanlar olarak artık kocakari. İmanı denen şeyin ötesine geçmeliyiz bence. Hiç bilenle bilmeyen bir midir diye soruyor Mevla.hiç taklidî ile tahkikî iman bir olur mu? Kafasi,gonlu ilahi buyruk ile çarpmıyor beş vakit egilipkalkiyor. Bakın şu ıslam alemine. Yığınla müslüman. Her neyse. Biz bunları konuşurken birileri ölüyor. Birileri de ölen terörist ilan ediyor. Hangi kavramın ehemmiyeti var? Vakti gelince ölüp gideceğiz işte. Koca bir oyun. Müslüman da en güzel oyun bozucu olarak dünyaya indi ama kafirden ziyade ciddiye aldık bu oyunu.

Arkadaşlar soru sormak iman çalmaz. Düşünmek bir nimettir. Aklı teslim etmekle mesul oldugumuz kadar işlemekle de sorumluyuz. Size biri sordu. Ne dersiniz "geç get başımdan Allah'dan belanı bulmuşun" mu? Bunu bizim koyden Recep emmi söylesin siz değil.

 

Hacegan gönüldaş bir yazınız. Eğer buna ıslam felsefesi yahud kelam ilmi cevap verememış ise oturup ağlayalım bence.

Burada paradoks var. İnanan daim azap çeken olamaz. Cehennem sadece kafirlere ebedi istirahatgahdir. Cennette olan da neden azap çeksin? Çünkü can üflemek insan kudretini aşan birşey. Ebediyen basaramaz öyleyse daim azap çeken olmalıdır. Bu makul mu?

Ben aynı zamanda Buhari mevzu hadis nakletti de demiyorum.

Ben muhatabın zeki ve çevik olanını severim ;) yani hemen hemen aynı mantık. aslında iyi izah edememiş olabilirim yalnız bu düşünce eylemi dehset bir şey. düşünce üzerine düşünce, hani Üstad dusunmeyi düşün diyor ya. Arada tuhaf metaforlar içinde buluyorum kendimi

Tanrı içsel ve öz olarak iyi ise kötülük nasıl var ya da neden var olmasına izin veriyor? Eğer Tanrı yegane kadiri mutlak ise kötüyü ve kötülüğü neden yok etmiyor madem ki gücü yetiyor?

 

Bunun adı "kötülük problemidir" bir müslüman olarak cevabımız. var mi? ve rica ederim "imtihan" demeyiniz

Bir nazar nakledeyim. savunmuyorum ve aynı zamanda mantikli olduğunu söylemem de lazım. Putun islamın neşrinin başlangıcında nehyedildigi daha kalbi yeni yeni ısınan kişilerin tekrar dinden rücu etmesini mani kılmak ve tanrı-tapınak edindiği putlarin tesirinde kalinılmaması için o evreye has bir yasaklanma yahud kerih görülme olduğu şeklinde bir yorum var.

Bilginin Islamileştirilmesi diye bir kitap var. Muhakkak okuyun. Çağin getirdiği yahud klasik olarak süregelen bir takım esaslara ıslami normlar giydirilse fena mi olur? Burada bu heykelin önüne kim gitmiş kurban kesmiş ya da adak adamış? hiçkimse. artık puta tapınma diye bir kaygı, endişe söz konusu mu? hayır. En büyük putu kalbinde, fikrinde,zihniyetinde ama fiziksel şartlarda müslümanımız pek muttaki. Bence yapılan işte sanatin estetiği söz konusu. Beis olabilir yalnız günah yoktur,haram yoktur. Bir de hamurdan yapılan heykele, kaş göz çizilen portreye mahserde ruh üflenecegi ve çizerinden-yapanindan davaci olacağı denir ki anlamakta güçlük çekiyorum. var hadis yani okumuştum. araştırılmalı.

Bir şiir yahud nesire değil. Buyrun dusunceye dair bir tahlil, tahkik yahud tenkid. Bir taşı atıyorum, isteyen gelsin sektirsin.

O gün daha çok dusunceye dair, daha çok fikre dair konuşmak isterdim. Şimdi camdan cekirgelerin şakıdığı o iki çerçeve camdan bakiyorum da. Dusunmenin artık düşünemez bir safhaya geldiği ani düşündüm. Dusunmenin kendi kendini tecridi. öyle ki saf, basit ki basit müthiş bir mürekkep olmama halidir aslen- som dusuncenin kendini yiyip bitirdigini, erittigini düşünsenize. Kişi, sistem, teşkilat meselesi yahud yoklugu değil. aşırı dusunceden, dusunmenin çokluğundan sebeple bir sona erme. aklın kendini kendini yine akılla sonlandirmasi gibi. galebe çalma ya da yok sayma. Bir dava üretmesi de şart değil, düşünmek başlı başına canavar. Acıtan, yok eden. Varligin varlığını ya da gercekligini, doğruluğunu düşünce nereye kadar düşünebilir? var almak kavramı düşünmek eyleminin oyuncağı midir? kim bizimle bu denli mükemmel oyun oynuyor? bir istidat ise Tanrı tarafından veriliyor ise sade gafil insanlardan neden iğreniriz? herkes düşünüyor ise nerededir sonu? teslimiyet,gayba iman, vahy bu kavramlar kullanılmadan bir hakikat ifade edebilmeliyiz? var sayın ki Tanrı yok diyorum, var mi yok mu bilemeyiz diyorum? Tanrı ispatlanamayan bir vardır diyorum. Düşünce ıslami olmak zorunda midir? Bir sona varmak zorunda midir? Dusuncenin bir zirveye değil ama bir sona erdigine inandım bugün. öyle bir tam yahud var olur ki yok olur o tamda.artık üretemez, yaratamaz,inandıramaz ve sahibini tecride sürükler. artık o batmak midir en iyi yükseliş mi bilemedim.

Ama şunu anladım düşünce kendini imha eder hale gelebilir. Sabite değişkenlige galip geldiği anda yani düşünmek hali sahibine galip geldiği anda ışığın çokluğundan görünmez olması gibi fikir,düşünce kendini yok eder ve düşünmeme makamına erişilmiş olur. burada fiziksel,topyekun bir var olma başlar. düşünme kendini fenomen olarak ortaya koyduğu anda kendi yok olur ve tecellisi var olur. öyle yok ki varlık olarak var.

Ben dusunmenin taştığı yerde yok olacağını bunun kendi eliyle kendine kasitla olacağını düşündüm. Azliktan sebeple değil çok olduğu için bitmek.

Uzun zamandır bu minvalde toplantılardan uzaktım. Tahmin ediyordum güzel olduğunu yanılmadım da. Tüm katılan gönüldaşlara teşekkürler. Keyifli ve verimli idi.

said nursi hazretlerinin yorumu reşit olmayan buluğa ermeden ölen gayri müslim için.temyiz çağını aşıp akıl baliğ olduktan sonra sadece tevhid ehli olup cenneti boylamak diye birşey olamaz. diyalog adı altında sinsi tahrip coktur. siz yeni fark ediyor olmalısınız. sırat koprusu mizansenli köprüden geçen papaz haham diyanet görevlisi. geçtiğimiz senelerde doğuda bir ilde yapıldı bu rüsvalik.

 

ne diyelim Allah dinini iyi ki koruma altına almış. Yoksa biz kullar daha çok ıslam üretecektik. rabbim batılı yerle yeksan etsin. bunların ılıman ıslam tabirinden çektiğimizi bir de talibanin radikal tavrindan cektik. fazla uçuk bulacaksınız yalnız verdiği zarar taban tabana eşittir

artık mısıroglu gerçekten çizmeyi asmis. herbir iddiası tam bir safsata!! ne kadar esef ve öfke duydum izah edemem. Ayse Hur 'den ne farkı var şu soylemleriyle? yazık ya

Hadiste geçer ki "abdur'dinar olan abdur'dirhem olan lanetlenmiştir". Dinara tapan, dirhemin kulları!

 

Yalnız Allah'a tapan Allah kölelerine selam, yürekleri şad olan cebi parasız ulu kullar. Parasız kalmak Allaha yaklaşmaktır biraz da..Ne zaman kı dünyaya, mala, paraya meyl arttı Allah'a uzaklaşır kul. Yani azizim parasız kalmak iyidir iyi.

 

Üstad'ın burada duyduğu zevk, aldığı haz Allahla beraber olmanın hazzıdır aslında. Para dolmayan gönlü, masiva girmeyen kalbi marifetullah, muhabbetullah doldurur nitekim.

Eski Bakan Prof. Sami Güçlü anlatıyor.

 

1970 yahud 1969 yılları olmalı bir grup genç Üstad'ı Konya'ya çağırdık. Kalabalık bir salona hitap etti ve Üstad'ı gece otele geçirip evlerimize döndük.

 

Ertesi gün arkadaşlarla kendisini görmeye gittik. Kapıyı çalıp girdiğimizde telaşlı bir şekilde odayı bir uçtan bir uca turlayıp duruyor, söyleniyordu. Durumu sorduk. Üstad;

 

_Kolyemi kaybettim bulamıyorum, nereye baktıysam yok! der.

 

Sakip olup oturmasını söyledik. O sırada otel görevlisinden telefonun İstanbul'a bağlanmasını söyleyen Üstad'ın oda telefonu çaldı, arayan otel görevlisi idi. Telefonu Neslihan Hanım'a bağlamışlardı.

 

Üstad telefonu açar açmaz:

 

_Sevgilim, kolyemi kaybettim bulamıyorum acaba orada mı unuttum? der.

 

Sami Güçlü utandık ve hemen uzaklaşıp sırtımızı dönmüştük diyor. Kolyesinin orada olduğunu öğrenince Neslihan Hanım'a iltifat üstüne iltifat etti diyor.

 

Üstad, çok estetik sahibi biriydi diyerek, anlatısına son verdi.

 

Üstad kolye de takarmış hanımına üstün mültefit tavır da sergilermiş yani.

https://www.youtube.com/watch?v=msfHvPnPTcg

 

Bambaşka bir şey, delip geçiyor dedikleri şey gibi..