Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

ibrikçi

Üye
  • Content Count

    542
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    17

ibrikçi last won the day on September 5 2018

ibrikçi had the most liked content!

Community Reputation

47 İyi

About ibrikçi

  • Rank
    Müdavim

Profil Bilgisi

  • Cinsiyet
    Erkek
  • İlgi Alanları
    tasavvuf
  • Okunan bölüm veya meslek
    ekonomi
  1. Bismillahirrahmanirrahim Aziz kardeşlerim bu günlerde metafizik çalışıyorum çok güzel kitaplar buldum ( http://kitaplar.ankara.edu.tr) okuduğum kitapla ilgili düşündüklerimi buraya yazmak aklıma geldi. #UyumuyoruzÇünkü Bir pınarın başına Bir destiyi koysalar- Kırk yıl anda durursa Kendi dolası değil Ümmi Sinan (kuddise sirruh) Metafizik ilmini okuduklarım ve yaşadıklarımla biraz anlatmak istiyorum. Kitapta metafizik anlatılırken prensiplerle olan bağı anlatılıyor. Prensipler ,sistemi oluşturuyor. Mesela evde ele avuca sığmayan çocuk metafizikse evin her sabah temizlenmesi prensibi haylaz çocuğu sisteme hizmete davet eder. Evde kural koyucu anne gücü yetmediği işleri metafiziğe prensiplere uyması konusunda zorlayarak yaptırıyor. Burada vücut ev cami içinde beraber yaşanılan yer. Varlığı zorunlu... Flozoflar metafizik ilminde hep Allahın zatını arıyor bu yalnış Allahı yalnız Allah bilir. Biz kuluz ve kendi durumumuza bakmamız gerek. Eğer kendi durumumuzda metafiziği yorumlarsak bu Allahın hoşuna gidebilir ve Allah dilerse kendi durumumuzu anlatırken Allah bizim ağzımızdan kendi durumu ile alakalı bazı bilgiler vere bilir. Burada çok dikkat edilmeli çok kaygan bir zemindir. Başlangıçtaki niyetimizi bozmamalıyız. Kendi durumumuzu bilmeye odaklanmalıyız. Diye düşünüyorum
  2. Aziz kardeşlerim, düşünüyorumda hangi hasta gönüllü başkasının şiirini çalar ki... Şahsen ben kasten bir şiir .aldım okuldan arkadaşımın şiiriydi çok hoşuma gitmişti sadece 's' harfiyle başlayan kelimelerden yazılan bir şiirdi ve bir kızı etkilemek için çaldım . Demek ki yeterince güzel değilmiş ki avucumuzu yaladık... Hani Mevlana hazretlerinin de dediüği gibi "harama batan gözlerim güzelliğinin hırsızı - ey hırsızlığada değen hırsızlık ediyorsun etme!' tabi burada farklı bir durum var adamlar ismi çalıyor . Kendi yazdıklarına başkasının ismini veriyor... Bilemiyorum ne amaçla yapıyorlar... kız tavlamaya çalışıyor desek o da yok. Zenginin hırsızlığı gibi bişe bu. Rakibi yıkmak için. Tespit edelim gidip dövelim olmazsa... Celali Babanın da şiirlerini çalmışlar. Hem de ilahi edip söylüyorlar. İnternetim yok olsa hepsini heklerdim... Türeyecekleri varmış.
  3. - Ama bazı bidatler güzel ve faydalı görünüyor hocam. - Öyle görünse de hiçbir bidatte iyilik ve güzellik yoktur evladım. Ve izah etti: - Çünkü bu din tamamlanmış, kâmil olmuş ve Allahü teâlâ bu dinden razı olduğunu bildirmiştir. Bundan sonra, buna yapılacak eklemeler güzel olamaz. Hak olan, doğru olan bir şeyde yapılacak her değişiklik, dalalet ve sapıklık olur. Sırri-yi Sekati hazretleri ”rahmetullahi aleyh“
  4. TRT dizisine reddiyeler yazarak başladığımız Yunus Emre araştırmalarımıza bu başlık altında devam edelim inşaAllah. "Her Türk Yunus Emre doğar" sloganımızla başlıyalım. Biz de kaderimizce kadarımızca Yunus olduk. Yunus Emre dergahta çok iyi çalışan bir insandı. Yunus emrenin dergahta işsiz olduğunu düşünsenize... Şeyhi demiş "ye iç yat kafana göre takıl , bir mesele olursa biz müdahale ederiz" Bu rahatlık tuzak , adam yerine koymak değildir. Aksine adam yerine koymamaktır. Dergahta Yunus Emreye görev vermemek onu öldürmektir... Yunus Emre katillerine sesleniyorum! "siz güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka müslümanlarısınız! " NFK Dergahları aile şirketlerine çevirip , kendi hısım akraba , bacanak , baldızlara görev verip Yunus Emreleri (ümmedi muhammeddir burada Yunus Emreler) Saldım çayıra mevlam kayıra hesabıyla işsiz emeksiz , suda yüzen birbirinden kopuk saman çöpleri gibi bırakamazsınız. "Duvar, katil duvar yolumu biçtin Kanla dolu sünger... Beynimi içtin" N.F. Kısakürek İhanetin boyutlarını göre biliyormuyuz.... Tuzaklar kurulmuş Yunus Emrelere. Tasavvuftaa bile bile tuzağa gidenler vardır bilen bilir. Ümmedi muhammede eşilen bu tuzaklar birer birer ortaya çıkacaktır. Ümmedi muhammedi dergaha alacak "ye, iç, yat, sıç" diyeceksin rahat battı bize ... Sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz adına hesabına , haşaa ayetleri sil , onu onla dövüştür . ona göster buna ver. Sonra da Sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin adına hesabına yapıyoruz bunları... Yunus Emreleri işsiz güçsüz dergahta kurda kuşa yem et... Bunlar kıyameti koparmaya çalışıyor ancak. Tuzları kuru tabi bir an önce Allaha kavuşacaklar Ammelleri sağlam , Kuran- Tilavetleri yerinde. Ya ümmedi muhammedin zayıfları ne olacak? Takmışlar kafayı ayasofyaya Ayasofya ümmedi muhammedin ruhuymuş ... Bence asıl Yunus Emrenin inşaası kurtuluştur. Ayasofyanın açılışında bir işık varsa da bu Yunus Emrelerin işidir. İşsizleştirerek Yunus Emrelerin katledilmesine dur demeli birisi. Kaynak yok çalıştıracak . Dağda odun bitti... Aklın bitmiş olmasın? Tövbe esta furullah Allah sonumuzu hayır etsin ne diyim...
  5. Cenâb-ı Hak buyuruyor: “İnsanlardan öyleleri de var ki, Allâh’ın rızâsını kazanmak için kendini ve malını fedâ eder. Allâh da kullarına karşı şefkatlidir.” (Bakara, 207) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Allah’ı rab, İslâm’ı din, Muhammed’i peygamber olarak benimseyip onlardan râzı olan kimse imanın tadını tatmıştır” (Müslim, İmân 56) İslâm düşmanları, Hz. Suheyb (ra)’ı da bayıltıncaya kadar döverlerdi. Bu işkenceler hicrete kadar devâm etti. Nihâyet Suheyb (ra), Peygamber Efendimiz’den sonra Medîne’ye hicret etmek maksadıyla yola çıktı. Mekkelilerden bâzıları arkasından yetişerek: “–Sen buraya fakir ve zayıf bir kimse olarak geldin. Aramızda bol servete kavuştun! Sonunda kendinle birlikte servetini de alıp gitmek istiyorsun ha! Vallâhi buna müsâade etmeyiz!” dediler. Suheyb hemen hayvanından yere indi. Sadağındaki okları çıkardı ve: “–Ey Kureyş cemaati! İyi bilirsiniz ki, ben sizin en iyi ok atanlarınızdan biriyim. Vallâhi yanımda bulunan okların hepsini üzerinize atar, bitince de kılıcımı çekerim. Bunlardan birisi elimde bulundukça bana yaklaşamazsınız. Ancak onlar elimden çıktıktan sonra bana istediğinizi yapabilirsiniz. Şimdi, servetimin yerini haber verip onu size terk edersem yolumu açar, beni serbest bırakır mısınız?” dedi. Müşrikler, teklifi kabûl ettiler. Bunun üzerine Suheyb (ra), servetinin yerini onlara bildirerek yoluna devâm etti. Rebîülevvel ayının ortalarında Kubâ’ya varıp Rasûlullâh’a kavuştu. Allâh Rasûlü (sav) onu görünce tebessüm etti ve onun îmânı uğruna bütün servetini fedâ etmesini îmâ ederek: “Suheyb kazandı! Suheyb kazandı! Ey Ebû Yahyâ! Satış kârlı oldu! Satış kârlı oldu!” buyurdu. (İbn-i Sa’d, III, 226-230; Hâkim, el-Müstedrek ale’s-Sahîhayn, Beyrut 1990) Cenâb-ı Hak, cümlemizi îman neşvesinin kemâline eren ve ömrünü bu uğurda sarf edebilen kullarından eylesin!.. Âmîn!..
×
×
  • Create New...