Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Murat Aydın

Üye
  • Content Count

    181
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by Murat Aydın


  1. Laf-ü Güzaf

     

    Kendimizi dünya meseleleri karşısında uyanık, bilgili ve cesur hissettiğimiz nispette bir bönlük içine düştüğümüzün farkında değiliz. Çağdaş bilinç sahibi kişiler olarak dünyanın karşı karşıya bulunduğu belâlara karşı duaya sığınmayı, kendimizin hal ve tavrını düzeltmeyi küçük görüyoruz. Buna mukabil aktif, başarılı ve müdahaleci olmayı övgüye değer buluyoruz. Bu yüzden kendimizi komik düşürdüğümüzün farkında olmaksızın mevcudiyetimizi protestoda bulunmaya ehil hissediyoruz. Ama oyunun kuralları değişmeksizin devam ediyor. İçinde bulunduğumuz ruhî ve maddî zaafa rağmen insanî vasıflarımıza güvenerek (yani Rahman’ın kuvvetine sığınma tavrını terk ederek) dünyevî kuvvetlere karşı gövde gösterisi yapmaya kalkışmamız bizi daha çok çaresizliklere sevk ediyor. Sadece maddi ölçülerin sınırları içerisinde kalarak gösterdiğimiz ruhî yani psikolojik ve sosyal tepki bizleri dönen çarkın dişlileri arasına daha çok sıkıştırıyor. Bize korkunç akıl dışı, vicdana sığmaz görünen olaylar düştüğümüz çaresizlik dolayısıyla bundan böyle bizim de desteğimizi kazanmış oluyorlar. (s.27)

     

    Her Tevafuk Misaldir

     

    Eğer herhangi bir durum Son Kitap’ın indiği şartların, son peygamberin sünnetini ika etme şartlarının dışında bir mantık getiriyor, onları (kuran ve sünnet) hesaba katmaksızın yürüyen bir sistemin istekleri doğrultusunda kararları bizden bekliyor, muhkem ayetlere ve sünnet-i seniyye’ye dayanarak sonuç çıkarmamız imkânsız olan meseleleri çözmemizi bizden bekliyorlarsa, Müslümanlar olarak bizim yapabileceğimiz her şeyden önce bu karşılaştığımızın bir mesele olup olmadığını anlamaya çalışmak olmalıdır. Kısaca söylersek kafirce va’zedilmiş bir mesele müslümanca çözüme kavuşturulamaz. (s.38) İsmet ÖZEL

     

    ''Barışmaz nesneler arasında muvazaa aramaz''. Necip Fazıl KISAKÜREK


  2. bi esprisini de ben yazayım mı dedin ? ya da yeni bi yakıt bulmanın heyecanı mı? anlayamadım tam olarak kardeşim..

     

    Valla kardeşim eşhasımız bu ara ve özellikle bu tarz konularda öyle keskin yazıp çiziyor ki -her yönde- ben de bilerek muallak bir cevap gönderdim. Ne tarafa çekersen oraya geliyor :) Allah sonumuzu hayr ede!..


  3. ayrıca o adamın sevenlerine bir uyarıda bulunayım vaazlarını kasede çekip çoğlatanlar için ahirette haklarını helal etmeyeceğini bizzat aha şu kulaklarımla duydum. ben bunlardan geçimimi temin ediyoirum dedi. olabilir kendi hayatı bu..

    korsana hayır tabii ki.

    ama islami bilgiler ne zaman kendisinin tekelinde olmuş??

    bir kaç esprisi:

    namazı doğru kılmayanlar için: bu ne biçim namaz?allah-u ekber yatta geber..

    cep telefonu ezan olarak çalanlar için: kıçından(arka cepteki telefonu kastediyor) allahu ekber sesi geliyor.. bu ne biçim iş??

    ihtiyaç meselesi tabi..

    neye ihtiyacım var diye kendi kendimize sormak lazım..

     

    ''Cehennem fuel oil'le yanmıyor ki!''*

     

    *C.A.H.


  4. Rabbi Rahim buyuruyor ki mümin kulları üzerine ''Onlar akıl sahipleridir''. Zannediyorum biz buna dahil olamıyoruz. Tartışılan konuya bakınız. Kimse kimseyi inancından, tasavvufa bakış açısından dolayı yeremez. Konuşulan konu ihtilaflı değilmişçesine kesin hükümleriniz beni sinirlendiriyor ve güldürüyor. Burda oturup da saatlerce tartışmanın, birinin haklı çıkmasını beklemek bana çok absürt geliyor. Necip Fazıl konuyu kitabında belirtmiş, inanan inanır inanmayan inanmaz. ''Her koyun kendi bacağından asılır'' sözü Yunan felsefe sisteminin bir getirisidir. Tarafımızdan kabul görmez. Ama bu konu üzerine bir takım konuşulan gereksiz, başı boş cümleler şu an ''Her koyun kendi bacağından asılır be bilader!'' dememize sebep oluyor. Üstad İbn-i Teymiyye'den bahsettiği üzere İslam aleminin ''tefrikalaşmasından da'' bahseder. Hatta bundan İbn-i Teymiyyeden bahsettiğinin misli kez bahseder. Ama biz bunu, bu konu kadar irdelemeyiz. Gülünç duruma düşeriz. Destur be beyler!

     

    Bunları en az benim kadar bildiğinizi biliyorum. Ama bilmek yetmiyor. Arada bir, birbirimize hatırlatmak elzem. Ne diyordu bir alim, tasavvufvarî: ''Dünyaya dalan genci, muhabbet kurtarır!''

     

    Muhabbet etmiş olduk vesselam :D


  5. Müminlerin vahiy tarihi boyunca sıkıntı çektiği bir husustur mizah... Tüm zamanların tüm inkarcıları imanı dalgaya alarak, inananları üzmüştür, eza vermiştir.

     

    O yüzden yeri geldiği noktada çok önemli hücum ve polemik. Trra da bunun hakikatli bir ustası...

     

    Ama hedef de çok önemli tabi ki... Allah trradomirin kılıcını keskin ve düşman üzere eylesin...

     

    [biz kırılmadan incinmeden atışıyoruz arada o başka :) ama gocunana karşı da biraz sakın be kardeşim, gel hıncını bizden al :) ]

     

    Hocam, biliyor musunuz bilmiyorum; Hz. Ali ile Hz. Osman arasında da halife seçimlerinde istişare edilirken müslümanlarca göz önünde tutulan hususlardan biri de Hz. Ali (r.a)'nin mizah yönüdür. O'nun mizahı çok kuvvetliymiş, insanları gülümsetmeyi severmiş. Devlet yönetimi de ciddi bir mesele, Hz. Ali söz dinletemez belki yaşı genç, mizah yönü de tavan yapmıştır diye muallakta kalmışlardır O'nu seçme hususunda. Aklıma geldi de öylesine anlatayım dedim :)

     

    Trra'yı sadece yazdıklarından tanıyorum. Mizahını da seviyorum edebiyatını da. Yazdığı konu da hakket ''altın'' misali olmuş. Allah sabır versin size Trra'cığım. ( :) )


  6. Kürtler çıkıp da adam gibi bir PKK'yı desteklemiyoruz,biz Türkiye vatandaşıyız ve halimizden memnunuz diyor mu?

    Nerde....

    En iyi Kürt bile oyunu DTP'ye verir çünkü hakkıdır kendi etnik partisidir.Lakin DTP Pkk'nın meclis kolundan başka bir halt değil.

    İyi Kürtleri ayıracak mıyız? O zaman çıkacaklar meydana korkmadan konuşacaklar.PKK'ya karşıyız diyecekler.Demiyen,kendi ırkına has özgürlük naraları atan,üstüne bir de insan haklarından,özgürlükten dem vuran kürt yurtseverleri (!) silahla susturalım!

    Bu kadar!

     

    Hah! İşte... Gerçekçi bir yorum olmuş. Bazılarının yaşam hukukuna, eğitim-öğretim olanaklarına riayet şart fakat şu akl-ı selim noktasına varabilmemiz, öyle görülüyor ki daha hayli zaman alacak. Nedense Kürt'ler konusunda bu ara bir kısım insan ''pembemtrak'' düşüncelere sahip.


  7. İşte beklediğimiz, özlediğimiz, sevdiğimiz, dualadığımız gençlik budur. Maşallah diyeyim kardeşim, Allah bu Üstad okuma aşkını, şevkini daim kılsın. İdrakın ulvi güzelliklerini tattırsın. Biliyor musun benim de ilk okuduğum kitap Dünya Bir İnkılap Bekliyor olmuştu :) heyy gidi günler...

     

    Sana üstadın posterini verip okumaya teşvik eden abimize de teşekkür ederiz. Lisedeyken sınıfımıza Üstad posterleri asmışlardı 4 tane. Sene sonu 3ünü çalmıştım ben de. Çünkü bana poster verecek abi yoktu :)


  8. Soruyu yönelten : Mehmet Köprülü

     

    Cevaplayan : SETA (Siyaset-Ekonomi ve Tarih Araştırma Vakfı Genel Koordinatörü İbrahim Kalın)

     

    Soru :

    -Öne çıkan bir vasfınız da akademisyenlik. ABD ve Türkiye'de bunun farklı tecrübelerine şahit oldunuz. Akademisyenlik küresel anlamda nerede duruyor, Türkiye'de ne anlama geliyor?

     

    Cevap:

    -Bir ilim kurumuna, yani üniversiteye mensup olmak anlamında akademisyenlik onur verici bir sıfat. Dünyaya yeniden gelsem herhalde yine bu mesleği seçerdim (gerçi fotoğrafçı olmayı da hayal etmişimdir ama ilim hep daha ağır basıyor). Akademisyenlik, insana bazı imkanlar sunduğu gibi büyük sorumluluklar da yüklüyor. Her şeyden önce elde ettiğiniz ilmin hakkını vermek zorundasınız. Bilmekle yapmak arasında yakın bir ilişki var. Herşeyi bilmek mümkün değil ama insanın bildiğiyle amel etmemesi daha kötü birşey.

     

    Fakat bir de ''profesyonel akademisyenlik'' diye de bir tehlike var. Yani yaptığımız ilim, bilgi üretme işini, ahlaki ve sosyal kaygılardan arındırılmış, adeta mekanik bir şekilde yapmak. Detayda kaybolup büyük bir resmi kaçırmak. Ağaçlara bakarken ormanda kaybolmak. Akademizm, ciddi bir tehlikedir. Yer yer üretkenliği, yaratıcılığı öldürür. Çünkü amaç bazen bilgi sahibi olmak, bilgiyle kemale ermek ve yol göstermek değil, akademik ünvan elde etmektir.

     

    Maalesef Türkiye'deki üniversite sistemi akademisyenleri böyle bir akademizme icbar ediyor. Maddi olarak orta sınıfa zar zor dahil olan akademisyenler, bir de bir sürü siyasi baskı altında bulunuyor. Akademideki fikir özgürlüğü çok ciddi bir sorun. Türkiye'deki insanlar okudukça aydınlamıyor; tersine bazen kafaları daha da kararıyor. Akademik özgürlüğe açıkça karşı çıkan bir sürü profesör, dekan, rektör var Türkiye'de. Sürekli baskı altında olan, işini kaybetme yahut hakketiği ünvanı almama korkusunu yaşayan bir ilim adamının dürüst, samimi ve yaratıcı olması mümkün değil. Bu yüzden Türkiye'de yaklaşık 80 bin akademisyen var ama akademik üretim dünya sıralamasının çok çok altında.

     

    Aslında Türkiye'de azımsanmayacak bir akademik-ilmi-bilimsel birikim var. Bu birikimi doğru kanalize edebilirsek önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde üniversiteyi tekrar kendi ayakları üzerine kaldırabiliriz. Üreten, rekabet edebilen, hür ve bağımsız bir şekilde konuşabilen, çözüm üreten bir üniversiteye şiddetle ihtiyacımız var. Türkiye'nin 21.yüzyılın önde gelen aktörlerinden biri olması için güçlü ve bağımsız bir akademiye ihtiyaç var.

     

    Genç Dergi - Mart 2008 -s.36


  9. Turgut Özakmanı okuyun

    Alev Coşkunu okuyun

    Bilal N. Şimsiri okuyun

    Gerçek tarihçileri okuyun arkadaşlar...

    Atatürke idam fermanını onaylayan vahdettin vatan hainidir.

    Said nursi atatürk düşmanıdır

    Necip fazıl atatürk düşmanıdır

    Batı ile işbirliği yapılması gerektiğini düşünüyorlar.

    Yapmayın bu oyunlara gelmeyin kardeşlerim

    Atatürkü ben anamdan babamdan daha çok seviyorum.

    Yapmayın...

    Bu ülkeye yazık oluyor

    Zaman kaybediyoruz.

    Elin batılısı marsa gitmeyi düşünürken biz hala sizlerle uğraşıyoruz yapmayın

     

    Yahu senin yorumunu yeni gördüm ben. Gece gece güldürdün beni be birader :D Eblehlik sınır, radde, mekan ve zaman tanımıyormuş, gördüm, güldüm. Said'in risalelerini de okumuş. Bak bak bak!.. Afferin sana. Neler de bilirmiş... O hikayeciklerin çoğunun batılı filozoflardan çalıntı olduğunu tespitte etmiş ahahah. Batılı filozofları azcık okumuş ve anlamış olsaydın şu an bunu söylemekten solcu da olsan, anarşist de olsan, müslüman da olsan her ne olmuşsan haya ederdin. Bu kadar dar kapsamlı ve sığ düşünebilmeyi başarmak herkesin harcı değildir. Görüşlerine saygı duyuyorum. İlla ki farklı görüşler, inanışlar olacaktır. Ama oku... Okumayı bil. Heleki bahsettiğin Batılı filozofları oku. Gerçekten oku dalga geçmiyorum. Ondan sonra gel görüşek.

     

    Hayır anlamıyorum bu insanları yav. Ya gerçekten okuyorlar anlamıyorlar. Ya da bize okuduk diye laf salatası yapıyorlar. Olmaz ki yaa. Bu oyunun adaleti nerde? Düşünen insanlar arıyoruz. :)


  10. Serden geçen bir adam... Osman Yüksel Serdengeçti unutulmamalı... (Tüm eserleri)

    Ayrıca okunmasını tavsiye ettiğim diğer isimler

     

    Ahmet Kabaklı

    Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu

    Kazım Karabekir

    Mustafa Müftüoğlu

    Kadir Mısıroğlu

    Cengiz Aytmatov

    Nurullah Genç (şiir)

    Abdurrahman Dilipak (Özellikle)

    Yavuz Bülent Bakiler

    Cengiz Dağcı

    Peyami Safa

    Ömer Lütfi Mete

    İskender Pala

    Şule Yüksel Şenler

    Emine Özkan Şenlikoğlu

    George Orwell

    Erich Fromm

    John Perkins

    Yavuz Bahadıroğlu

    Erol Güngür

    Erdal Demirkıran

    jean Editistophe grange ve adam fawer (Bilim kurgu roman severler için)

    Aziz Nesin

    Emine Işınsu

    Seyyid Ahmet Arvasi

    Cemil Meriç

    Arif Nihat Asya

    Ümit Yaşar Oğuzcan (şiir)

    Atilla Yayla

    Ali Haydar Haksal

     

    Kitaplığıma şöyle bir göz atıp baktığım ve bunun yanında hatırıma gelen başlıca isimler bunlar.

     

    Erdal Demirkıran'dan hiç hazzetmem nedense! Çok değişik, çeşit çeşit yazar okumak insanı böler. Bu yüzden birkaç belli ismin tüm kitaplarını bitirme taraftarıyım. Okudugumuzu daha iyi anlamak açısından.

     

    Şimdilik; İsmet Özel, Ahmet Turan Alkan'ın eserleri üzerinde yoğunlaştım, Üstad'dan sonra... Tavsiye edelim bizde :)


  11. Mankurt beyinler, onurdan uzaklaşmış düşünceler, haysiyetten nasibi kesilmiş kuklalar tarafından, toplumda taze beyinlere empoze edilmiş bir programdır köy enstitüleri. Hepsinden hesabı sorulacak... Zalimlik, zorbalık ve gücün sözünü konuşturmalarıyla ''ilk'' oldukları demlerin ''ilk'' -sözde- başarıları boğazlarından pıhtılaşmış kan olarak dökülecek...

     

    Çok güzel çalışma olmuş yavuzlenk.


  12. ‘Sabi sübyanı kışın ayazında meydanlara dikerek ‘Türküm doğruyum çalışkanım’ diye bağırtmak marifet midir hele Türklük müdür hiç sanmıyorum.

    Oysa ‘Okul Andı’ adı altında sergilenen,ama aslında Nazi Almanyası’nı,askeri ve totaliter yönetimleri çağrıştıran bu görüntü,tek parti faşizminin getirdiği bir alışkanlıktır,ve maalesef ‘teamül’ halini almıştır.’

     

    (Ahmet Kekeç, Yurtta Sus, Cihanda Sus, Emre Yy. Sh.69)

     

    İşte bu alıntıları bu nedenle takip ediyorum :)

    Eyvallah bilader.


  13. Aferin onlara, aferin. Ufak ama sevindirici bir haber. Türkiye'nin bu eğitim sistemini kökten kazıyıp değiştirmedikçe ülke yerinde daha çok sayacak, eğitim-öğretim binalarına adliye kurumlarına el atılmadıkça yeni bir dizayn yapılmadıkça biz düşe kalka, sinir yıprata yıprata ilerlemeye devam edeceğiz. Nerde o zaviyeler, medreseler efendim :). Her ne kadar Anadolu Öğretmen Lisesi çıkışlı olsam da İmam Hatipli kardeşlerimizin serzenişini anlayabiliyoruz, Allah yardımcıları olsun. Bir gün güneş doğacak, ümitvarız.


  14. Selamlar,

     

    Trradomir, orasını ne sen sor, ne de ben anlatayım. Yalnızca, isim ve açık mevkiini vermek istemediğim bir belediye kültür müdürünü Üstad'la ilgili hazırladığımız program hakkında ziyaret ettiğimizde; "Necip Kazım"dan bahsederek konuşan, laubali bir edayla "ben zırt-pırt Necip Kazım'ı mı anlatacağım" demeye getiren, bize "Türkiye'de başka şair mi yok? Başka birini söyleyin, onu analım" diyerek sipariş veren, "ölüm yıldönümü değil-doğum yıldönümü değil, onu ne diye analım ki" cümlesiyle geniş vizyonunu ve engin bilgisini ortaya döken bir insanla karşılaşmanın beni son derece şaşırttığını ve rencide ettiğini söylemeliyim. Kültür müdürleri bu kafada olan bir millet için hayıflanmaktan ve giriştiğimiz işe daha büyük bir şevk ile, dört elle sarılmaktan gayri yapacak bir şey olmadığına hhükmettik biz de. Başka ne yapabilirdik ki?

     

    Saygı ve selamlarımla

     

    İnsanlar bu kadar ebleh olabilir mi yahu! Yani özel bir çaba gerektirir bu denli habersiz, çalakalem yaşamak ve konuşmak. İşte bu gibi yerlere bu gibi insan olmaktan bihaber şahıslar gelirse ülkenin haline, gençliğine ah vah eder dururuz.

     

    Röportaja gelince isabetli olmuş. Sitenin klasmanını daha da yükseltmiş gibi gözüküyor. Emeklere sağlık.


  15. Peki bu haber Kayseri'den, ya da Elazığ'dan (farz-ı muhal) çıksaydı ne düşünecektik Murat kardaşım? Bu tür niyet okumalar veya dolaylı ifadeler kullanmaktan artık vazgeçmeliyiz. Zira başka sıkıntılarıda beraberinde getiriyor, sorunları çoğaltıyor.

     

    Konuya gelince:

     

    Andımızın dünyada başka örneği var mıdır? Varsa, hangi ülkelerde (hangi rejimlerde) uygulanmaktadır? Andın sosyal, kültürel, ilmi ve psikolojik faydası/getirisi nedir?

     

    Andımızın tek parti ve tek parti dönemi diye başlayan tartışmalarımızla/öfkelerimizle alakası yok mudur? Bence bunların üzerinde durmak lazım, yoksa haberin nereden geldiğiyle değil.

     

    Sayın Ali kardeşim,

    Orda herhangi bir ideolojik niyet söz konusu değil.

    Ya da bir ayrımcılık yapmak niyetiyle yazılmış bir yorum değil.

    O bölgelerdeki kardeşlerimizle bizi ''ırkçılık'' politikasına düşürenler de Diyarbakırdan, Tunceliden, Elazığdan çıkıyor. ((Ha sadece doğudan mı çıkıyor.

    Yoo, kayseriden sivastan bölücülük yapan şerefsizlerde çıkıyor.))

    Dışta bağımlı, içte özerk siyaset anlayışıyla bölücülüğe düşen onlar.

    Bu eyleminde fikriyatı yok.

    Bir yere varacağını bilsek, biz de destekleriz bazı oluşumları.

    Ama yok...

    -Hadi kalkın veledler protesto yapacağız.

    ...

    -Tamam abi bekle pankartları çıkaralım da alem boyumuzu posumuzu görsün.

    ...

    Nerden yakarsan yak...

    Vesselam.

×
×
  • Create New...